boil - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

boil

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"boil" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 60 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
boil i. çıban
boil f. kaynamak
boil f. haşlamak
General
boil i. galeyan
boil i. kızışma
boil i. son radde
boil i. kaynama
boil i. kaynatma
boil i. şekil veya boyut olarak tohuma benzeyen şey
boil i. çalkalanan sıvı kütlesi
boil i. kaynayan sıvı kütlesi
boil i. hareket eden sıvı kütlesi
boil i. kaynama noktası
boil i. balığın suyu hareket ettirmesi
boil i. suyun set gibi bir yapının altına girmesi nedeniyle toprak yüzeyinde meydana gelen hareket
boil f. galeyan etmek
boil f. fokurdatmak
boil f. fokurdamak
boil f. haşlanmak
boil f. galeyana gelmek
boil f. kısaltmak
boil f. köpürmek
boil f. kaynatmak
boil f. kaynamak
boil f. haşlamak
boil f. pişirmek
boil f. pişmek
boil f. kaynatarak yıkamak
boil f. sinirden çatlamak
boil f. içinde kaynar sıvı bulunmak
boil f. dalgalandırmak
boil f. çalkalamak
boil f. aceleyle hareket etmek
boil f. gürültülü bir şekilde hareket etmek
boil f. (mecazi anlamda) bir yere dalmak
boil f. yayılmak
boil f. patlamak
boil f. (balık) hızla zıplamak
boil f. (hava) kaynamak
boil f. (hava) aşırı sıcak olmak
boil f. çok sıcaklamak
boil f. derinden üzülmek
Technical
boil i. kabarcık
boil i. metal banyosunun gaz çıkışı nedeniyle kaynıyormuş gibi göründüğü aşama
boil f. buhar durumuna dönüşmek
boil f. kaynamak
boil f. kaynatmak
boil f. pişmek
boil f. pişirmek
Textile
boil f. kaynamak
Medical
boil i. çıban
boil i. kan çıbanı
Gastronomy
boil i. haşlanmış deniz ürünü yemeği
boil i. haşlanmış deniz ürünü yemeğinin servis edildiği davet
boil f. haşlamak
boil f. (yiyecek) haşlamak
Chemistry
boil f. buharlaştırma ile ayırmak
boil f. kaynama noktasına gelmek
boil f. kaynama noktasına getirmek
Engineering
boil i. kazıya istenmeyen su ve katı madde akışı

"boil" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 247 sonuç

İngilizce Türkçe
General
aleppo boil i. halep çıbanı
lime boil i. kireçle kaynatma
head of a boil i. çıban başı
boil-off i. buharlaşma kaybı
boil [dialect] i. kabuklu deniz canlılarının yendiği piknik
boil [rare] i. şahinler
rolling boil i. suyun fokurdaması
boil down to f. demeye gelmek
come to the boil f. kaynamak
boil over f. galeyana gelmek
boil down f. kaynayarak suyunu çekmek
boil away f. kaynayarak buharlaşıp yok olmak
boil up f. fokurdamak
boil down f. özü kalana kadar kaynamak
boil over with rage f. feveran etmek
boil away f. kaynamak
come to the boil f. kızışmak
boil up f. fıkır fıkır kaynamak
boil over f. kudurmak
boil up f. coşmak
boil over f. taşmak (kaynarken)
boil down f. kısaltmak
boil over f. taşmak
boil down f. suyunu çekmek
make somebody's blood boil f. tepesini attırmak
boil down f. özetlemek
boil down to f. indirgenmek
boil with rage f. galeyan etmek
boil down f. kısa kesmek
make somebody's blood boil f. afyonunu patlatmak
boil off f. zamk gidermek
come off the boil f. yatışmak
make somebody's blood boil f. tepesinin tasını attırmak
boil over f. köpürmek
boil down f. kısmak
put something on to boil f. kaynamaya bırakmak
make someone's blood boil f. tepesini attırmak
make one's blood boil f. kanına dokunmak
make one's blood boil f. çok kızdırmak
boil the chickpeas f. nohutları haşlamak
boil up f. fokur fokur kaynamak
boil profusely f. fokur fokur kaynamak
boil egg f. yumurta haşlamak
boil an egg f. yumurta haşlamak
boil an egg f. yumurta kaynatmak
boil egg f. yumurta kaynatmak
come to a boil f. bir taşım kaynamak
boil the potatoes f. patatesleri haşlamak
re-boil f. yeniden haşlamak
re-boil f. tekrar kaynamak
re-boil f. tekrar kaynatmak
re-boil f. yeniden kaynatmak
boil up [australia/new zealand] f. çay yapmak
Phrasals
boil down f. kaynatarak koyulaştırmak
boil (something) out of (something) f. (bir şeyi başka bir şeyden) kaynatarak çıkarmak
boil something out of something f. bir şeyi başka bir şeyden kaynatarak çıkarma
boil over with something f. küplere binmek
boil over f. kontrolden çıkmak
boil (something) away f. (bir şeyi) kaynatarak buharlaştırmak
boil (something) away f. buharlaştırmak
boil something away f. bir şeyi buharlaşana kadar kaynatmak
boil something away f. bir çözeltiden uçucu bir kimyasalı kaynatarak buharlaştırmak
boil something away f. buharlaştırmak
boil something away f. bir kimyasalı bir çözeltiden buharlaştırarak ayrıştırmak
boil (something) down to (something) f. (bir şeyi bir şeye) indirgemek
boil (something) down to (something) f. (bir şeyi bir şeye) kısaltmak
boil something down f. kaynatarak yoğunlaştırmak
boil something down f. kaynatarak koyulaştırmak
boil something down f. kıvamlandırmak
boil something down f. bir problemi ana hatlarına indirgemek
boil something down f. bir şeyi basitleştirmek
boil down to something f. bir şeye/yere varmak
boil down to something f. bir noktaya varmak
boil down to something f. bir şeyin özü/ana fikri olmak
boil down to f. -e indirgemek
boil down to f. basitleştirmek
boil down to f. özetini çıkartmak
boil down to f. özetlemek
boil down to f. kısaltmak
boil down to f. azaltmak
boil down to (something) f. (bir şey) olana kadar buharlaşmak
boil down to (something) f. (bir şey) kalana kadar buharlaşmak
boil down to (something) f. (bir şeyi) buharlaşıp bir şeye indirgenmek
boil down to (something) f. (bir şeye) indirgenmek
boil down to (something) f. ana/temel unsuruna/unsurlarına indirgenmek
boil down to (something) f. (bir şeye/noktaya) varmak
boil off f. kaynatarak buharlaştırmak
boil out f. kaynar suyla çıkartmak
boil out f. kaynatarak çıkartmak
boil out f. (bir sıvıdan bir şeyi) kaynatarak ayrıştırmak/çıkartmak
boil out f. (bir sıvıdan bir şeyi) kaynatarak buharlaştırmak
boil out of f. -den kaynatarak çıkartmak/ayrıştırmak
boil out of f. -den kaynatarak buharlaştırmak
boil up f. haşlamak
boil up f. suda haşlamak
boil up f. kaynatmak
boil something up f. bir şey haşlamak
boil something up f. bir şey kaynatmak
boil with f. ile kaynamak/kızışmak
boil with f. ile galeyana gelmek
boil with f. galeyan etmek
boil with (an emotion) f. (bir duyguyla) galeyan etmek
boil with (an emotion) f. (bir duyguyla) galeyana gelmek
boil with (an emotion) f. (bir duyguyla) kızışmak
boil with (an emotion) f. (bir duyguyla) feveran etmek
boil with something f. bir şeyle galeyan etmek
boil with something f. bir şeyle galeyana gelmek
boil with something f. bir şeyle kızışmak
boil with something f. bir şeyle feveran etmek
Colloquial
come to the boil f. kızışmak
boil down f. özetlemek
come to the boil f. kritik noktaya gelmek
boil down f. özetini çıkarmak
come to the boil f. son raddeye gelmek
Idioms
a blind boil i. baş vermemiş şey
boil the ocean f. beyhude/nafile işlere girmek
boil the ocean f. boş işler peşinde koşmak
boil the ocean f. olmayacak şeylerle uğraşmak
boil the ocean f. olmayacak duaya amin demek
boil the pot f. haşlanmış yiyecek içeren yemek hazırlamak
boil the pot f. suyu kaynatmak
boil the pot f. suyu ısıtmak
lance the boil f. nokta koymak
lance the boil f. kesip atmak
lance the boil f. kesin bir çözüm bulmak
lance the boil f. keskin bir çözüm bulmak
lance the boil f. darbeyi indirmek
lance the boil f. darbeyi vurmak
come to a boil f. kaynamak
come to a boil f. kaynama noktasına gelmek/erişmek
come to a boil f. köpürmek
come to a boil f. çok kızmak
come to a boil f. küplere binmek
come to a boil f. ağzı köpürmek
come to a boil f. kritik bir noktaya gelmek/erişmek
come to a boil f. dönüm noktasına gelmek
come to a boil f. vahim bir durum almak (durum) ciddileşmek
come to a boil f. (iş) ciddiye binmek
make someone's blood boil f. birisini sıkmak
make someone's blood boil f. birini çok kızdırmak
go off the boil f. durulmak
go off the boil f. durgunlaşmak
make someone's blood boil f. çok öfkelendirmek
bring someone to a boil f. çok sinirlendirmek
bring someone to a boil f. çileden çıkarmak
make someone's blood boil f. çileden çıkarmak
make one's blood boil f. çok kızdırmak
make someone's blood boil f. çok sinirlendirmek
be on the boil f. hazırlanmak
make someone's blood boil f. gıcık etmek
be on the boil f. hazır olmak
go off the boil f. eski canlılığını yitirmek
go off the boil f. etkisini yitirmek
come to a boil f. kaynama noktasına gelmek
boil something down to something f. özetini çıkarmak
come to a boil f. kontrol edilemeyecek noktaya gelmek
come to a boil f. kaynamak
bring someone to a boil f. küplere bindirmek
boil with rage f. öfkeden kudurmak
make one's blood boil f. küplere binmek
make someone's blood boil f. küplere bindirmek
boil with rage f. küplere binmek
come to a boil f. kaynama derecesine erişmek
make one's blood boil f. öfkelendirmek kanını beynine sıçratmak
make one's blood boil f. kan beynine sıçramak
make someone's blood boil f. sinirden kudurtmak
come to a boil f. patlama noktasına gelmek
make someone's blood boil f. sinirlerini ayağa kaldırmak
can't boil an egg f. yumurta bile kıramaz
boil down to f. -den ibaret olmak
make the blood boil f. damarına basmak
make the blood boil f. sinirlerini oynatmak
bring (someone) to a boil f. (birinin) sabrını taşırmak
bring (someone) to a boil f. (birinin) sinirlerini tepesine çıkartmak
bring something to a boil f. bir şeyi kaynatmak
bring something to a boil f. bir şeyi kaynama noktasına getirmek
boil the pot f. evi geçindirmek
boil the pot f. tencereyi kaynatmak
boil the pot f. ancak geçimini sağlayacak eserler üretmek
make blood boil f. damarına basmak
make blood boil f. sinirlerini oynatmak
make your blood boil f. çok kızdırmak
make your blood boil f. kanına dokunmak
make your blood boil f. kanını beynine sıçratmak
make your blood boil f. küplere bindirmek
off the boil s. durulmuş
off the boil s. durgunlaşmış
off the boil s. eski canlılığını/başarısını/gücünü yitirmiş
off the boil s. etkisini yitirmiş
off the boil s. güçten/performanstan düşmüş
off the boil s. formdan düşmüş
on the boil expr. canlı
on the boil expr. faal/hareket halinde
on the boil expr. gündemde
on the boil expr. ön planda
I don't boil my cabbage twice expr. kendimi tekrar etmem
I don't boil my cabbage twice expr. aynı şeyi tekrarlayamam
I don't boil my cabbage twice expr. tekrar edemem
I don't boil my cabbage twice expr. bir şeyi iki kere yapmam
Speaking
boil the water expr. suyu kaynatın
Technical
alkaline boil-out i. alkali kaynatma
carbon boil i. karbon kaynaması
boil test i. kaynatma deneyi
lime boil i. kireç kaynatması
lime boil i. kireçle kaynatma
sand boil i. kumun kaynaması
boil-off i. kumaşı kaynatarak temizleme
repeated washing at the boil i. tekrarlı kaynar yıkama
boil down f. buharlaştırmak
boil down f. kaynatarak miktarını azaltmak
boil down f. kaynatarak azaltmak
boil away f. kaynama nedeniyle buharlaşmak
boil off f. pişirimi bitirmek
kier-boil f. pişirmek
boil off f. zamkını gidermek
boil off f. zamkını çıkarmak
Textile
repeated washing at the boil i. tekrarlı kaynar yıkama
kier-boil f. kazanda pişirmek
half-boil f. yarı kaynatmak
Automotive
boil tank i. kaynatma kazanı
Mining
ore boil i. cevher kaynatması
Medical
delhi boil i. şark çıbanı
aleppo boil i. şark çıbanı
baghdad boil i. kutanöz layşmanyazis hastalığı
biskara boil i. şark çıbanı
Pathology
natal boil i. halep çıbanı
natal boil i. deride ülseratif cilt lezyonları ile karakterize bir layşmanyaz
Food Engineering
boil-in-bag i. torbada pişirme
Gastronomy
hard-boil f. (yumurtayı) tam pişirmek
soft-boil f. (yumurtayı) alakok pişirmek
soft-boil f. (yumurtayı) rafadan haşlamak
boil-in-the-bag s. (yiyecek) poşette haşlanan
boil-in-a-bag s. (yiyecek) poşette haşlanan
Chemistry
boil off f. kaynatarak çıkarmak
boil off f. kaynama yoluyla çıkarılmak
Biology
boil smut (ustilago maydis) i. mısır rastığı
boil smut (ustilago maydis) i. mısırlarda sürme hastalığına neden olan bir mantar
Zoology
shoe boil i. atlarda toynağın vurması sebebiyle dirsek şişliği
Environment
boil alert i. suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni
boil-water advisory i. suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni
boil-water order i. suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni
Geography
frost boil i. çözülmüş don birikintisi
Meteorology
frost boil i. don gevşemesi
Slang
go and boil your head i. defol git gözüm görmesin seni
go boil your head expr. git başımdan
Modern Slang
a boil on the ass of society i. baş belası kimse
a boil on the ass of society i. herkesin başına bela olan kimse