bound to be - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bound to be

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"bound to be" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
General
bound to be i. mahkum
bound to be s. kesin
bound to be s. muhakkak

"bound to be" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be bound to start f. başlayacağı kesin olmak
Idioms
be duty bound to do f. bir şeyi yapmaya zorunlu olmak/hissetmek
be duty bound to do f. görev icabı/gereği yapmak
be honour bound to do something f. (birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
be honor-bound to do something f. (bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
be honour-bound to do something f. (bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
be duty/honour bound to do something [uk] f. bir şeyi kendine görev edinmek
be bound to (be or do something) f. kesin (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something) f. muhakkak (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something) f. (bir şey olmaya/yapmaya) eğilimli olmak
be bound to (be or do something) f. (bir şey olacağı/yapacağı) muhtemel olmak
be bound to (be or do something) f. muhtemelen (bir şey olacak/yapacak) olmak
be/feel duty/honour bound to do something [uk] f. bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] f. bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] f. bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] f. bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] f. bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] f. bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be bound to do f. yapacağı kesin olmak
be bound to do f. yapmaya mahkum olmak
be bound to do f. yapmak zorunda olmak
be bound to f. kesin olmak
be bound to f. zorunda olmak
be bound to f. kararlı olmak
be duty bound to (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmak/hizmet etmek zorunda olan
be duty bound to (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) mesul olan
be duty bound to (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmak/hizmet etmek görevi olan
be duty bound to (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmayı/hizmet etmeyi görev bilen
be duty bound to (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmayı/hizmet etmeyi kendine görev edinen
be duty bound to (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakma/hizmet etme görevi üstüne düşen
Law
be bound to a limit f. bir sınırlamaya/kurala/şarta bağlı kalmak