Geçmiş

bozuk

"bozuk" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 150 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bozuk	out of order s.
2	Yaygın Kullanım	bozuk	spoilt s.
3	Yaygın Kullanım	bozuk	broken s.
4	Yaygın Kullanım	bozuk	ruined s.
5	Yaygın Kullanım	bozuk	bad s.
General
6	Genel	bozuk	disorder i.
7	Genel	bozuk	change i.
8	Genel	bozuk	disordered s.
9	Genel	bozuk	on the fritz s.
10	Genel	bozuk	out of commission s.
11	Genel	bozuk	disappointed s.
12	Genel	bozuk	vicious s.
13	Genel	bozuk	bum s.
14	Genel	bozuk	spoilt s.
15	Genel	bozuk	broken down s.
16	Genel	bozuk	kaput s.
17	Genel	bozuk	wrong s.
18	Genel	bozuk	off s.
19	Genel	bozuk	villainous s.
20	Genel	bozuk	tanked s.
21	Genel	bozuk	faulty s.
22	Genel	bozuk	rancid s.
23	Genel	bozuk	dirty s.
24	Genel	bozuk	damaged s.
25	Genel	bozuk	putrefactive s.
26	Genel	bozuk	amiss s.
27	Genel	bozuk	hipshot s.
28	Genel	bozuk	sinister s.
29	Genel	bozuk	tainted s.
30	Genel	bozuk	putrid s.
31	Genel	bozuk	upset s.
32	Genel	bozuk	in bad order s.
33	Genel	bozuk	distorted s.
34	Genel	bozuk	out of work s.
35	Genel	bozuk	perverse s.
36	Genel	bozuk	haywire s.
37	Genel	bozuk	putrefacient s.
38	Genel	bozuk	touched s.
39	Genel	bozuk	malfunctioning s.
40	Genel	bozuk	disarranged s.
41	Genel	bozuk	knackered s.
42	Genel	bozuk	gone s.
43	Genel	bozuk	doric s.
44	Genel	bozuk	stale s.
45	Genel	bozuk	flyblown s.
46	Genel	bozuk	abusive s.
47	Genel	bozuk	ruined s.
48	Genel	bozuk	embroiled s.
49	Genel	bozuk	dished s.
50	Genel	bozuk	unsound s.
51	Genel	bozuk	addle s.
52	Genel	bozuk	depraved s.
53	Genel	bozuk	sick s.
54	Genel	bozuk	irregular s.
55	Genel	bozuk	heavy s.
56	Genel	bozuk	unwholesome s.
57	Genel	bozuk	deranged s.
58	Genel	bozuk	imperfect s.
59	Genel	bozuk	rotten s.
60	Genel	bozuk	foul s.
61	Genel	bozuk	broken s.
62	Genel	bozuk	defective s.
63	Genel	bozuk	out of order s.
64	Genel	bozuk	nonoperative s.
65	Genel	bozuk	nonoperating s.
66	Genel	bozuk	bumpy s.
67	Genel	bozuk	corrupted s.
68	Genel	bozuk	corrupt s.
69	Genel	bozuk	decayed s.
70	Genel	bozuk	dead s.
71	Genel	bozuk	flawy s.
72	Genel	bozuk	hard-set s.
73	Genel	bozuk	cock-a-hoop s.
74	Genel	bozuk	out-of-action s.
75	Genel	bozuk	out-of-gear s.
76	Genel	bozuk	degenerate s.
77	Genel	bozuk	dud s.
78	Genel	bozuk	marked-up s.
79	Genel	bozuk	kaputt s.
80	Genel	bozuk	ragged s.
81	Genel	bozuk	agone s.
82	Genel	bozuk	reasty [dialect] s.
83	Genel	bozuk	reezed [obsolete] s.
84	Genel	bozuk	atwirl [obsolete] s.
85	Genel	bozuk	unserviceable s.
86	Genel	bozuk	bankrupt s.
87	Genel	bozuk	untrim s.
88	Genel	bozuk	half-strained s.
89	Genel	bozuk	blown s.
90	Genel	bozuk	bogus s.
91	Genel	bozuk	busted s.
92	Genel	bozuk	rickety s.
93	Genel	bozuk	off the hooks s.
94	Genel	bozuk	rotted s.
95	Genel	bozuk	ruffin s.
96	Genel	bozuk	ruinate s.
97	Genel	bozuk	illegitimate s.
98	Genel	bozuk	immoral s.
99	Genel	bozuk	disordeined [obsolete] s.
100	Genel	bozuk	distemperate s.
101	Genel	bozuk	inactive s.
102	Genel	bozuk	distort s.
103	Genel	bozuk	cranky s.
104	Genel	bozuk	fenowed s.
105	Genel	bozuk	pecky s.
106	Genel	bozuk	sappy [dialect] s.
107	Genel	bozuk	dazed [dialect] [uk] s.
108	Genel	bozuk	flawed s.
109	Genel	bozuk	fly-blown s.
110	Genel	bozuk	seke s.
111	Genel	bozuk	inoperative s.
112	Genel	bozuk	atwirl [obsolete] zf.
113	Genel	bozuk	imperf (imperfect) kısalt.
114	Genel	bozuk	imperf. (imperfect) kısalt.
115	Genel	bozuk	impf (imperfect) kısalt.
Colloquial
116	Konuşma Dili	bozuk	on the bum s.
117	Konuşma Dili	bozuk	down s.
118	Konuşma Dili	bozuk	kerflooey s.
119	Konuşma Dili	bozuk	rustbucket s.
120	Konuşma Dili	bozuk	gone under s.
121	Konuşma Dili	bozuk	flotsam and jetsam expr.
Idioms
122	Deyim	bozuk	on the fritz expr.
123	Deyim	bozuk	out of wack expr.
124	Deyim	bozuk	out of whack expr.
125	Deyim	bozuk	on the blink expr.
126	Deyim	bozuk	worse for wear expr.
127	Deyim	bozuk	out of fix expr.
Trade/Economic
128	Ticaret/Ekonomi	bozuk	defective s.
Technical
129	Teknik	bozuk	dead s.
130	Teknik	bozuk	spurious s.
Computer
131	Bilgisayar	bozuk	down s.
132	Bilgisayar	bozuk	corrupted s.
133	Bilgisayar	bozuk	corrupt s.
134	Bilgisayar	bozuk	wonky s.
Linguistics
135	Dilbilim	bozuk	broken s.
Archaic
136	Eski Kullanım	bozuk	polt s.
Slang
137	Argo	bozuk	cactus i.
138	Argo	bozuk	on the blink s.
139	Argo	bozuk	schwill s.
140	Argo	bozuk	jacked s.
141	Argo	bozuk	wack s.
142	Argo	bozuk	rooted [new zealand/australia] s.
143	Argo	bozuk	beat all to hell expr.
144	Argo	bozuk	lemon expr.
145	Argo	bozuk	tits up expr.
British Slang
146	İngiliz Argosu	bozuk	nackered s.
147	İngiliz Argosu	bozuk	knackered s.
148	İngiliz Argosu	bozuk	cattled s.
149	İngiliz Argosu	bozuk	knacked s.
150	İngiliz Argosu	bozuk	clapped out s.

"bozuk" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	ağzı bozuk	abusive s.
2	Yaygın Kullanım	morali bozuk	depressed s.
General
3	Genel	bozuk para	fractional currency i.
4	Genel	bozuk arazide yapılmış geçit	causeway i.
5	Genel	bozuk ahlaklılık	dissoluteness i.
6	Genel	bozuk para çantası	change purse i.
7	Genel	sağlığı bozuk	poor in health i.
8	Genel	bozuk para	bit i.
9	Genel	bozuk ahlaklı kişi	dissolute person i.
10	Genel	bozuk para	coin i.
11	Genel	bozuk şive	jargon i.
12	Genel	sağlığı bozuk	bad health i.
13	Genel	bozuk para çantası	purse i.
14	Genel	düzeni bozuk	out of order i.
15	Genel	ağzı bozuk tip	ribald i.
16	Genel	sağlığı bozuk	broken health i.
17	Genel	dengesi bozuk ya da sapık kişi	sickie i.
18	Genel	bozuk hat	bad line i.
19	Genel	bozuk para	change i.
20	Genel	bozuk para	fractional money i.
21	Genel	bozuk hat	poor line i.
22	Genel	bozuk para	loose cash i.
23	Genel	bozuk yemek	rotten food i.
24	Genel	bozuk zemin	rough surface i.
25	Genel	bozuk zemin	uneven surface i.
26	Genel	bozuk zemin	uneven ground i.
27	Genel	bozuk kayıt	bad record i.
28	Genel	bozuk kayıt	poor record i.
29	Genel	bozuk alan	damaged area i.
30	Genel	bozuk disk	crashed disk i.
31	Genel	bozuk mal	culls i.
32	Genel	bozuk hava	foul air i.
33	Genel	bozuk para	chicken-feed i.
34	Genel	başı bozuk	civilian i.
35	Genel	morali bozuk	doldrums i.
36	Genel	bozuk para	divisional coin i.
37	Genel	bozuk ağız	filth i.
38	Genel	bozuk yumurta	rotten egg i.
39	Genel	bozuk yumurta	spoiled egg i.
40	Genel	bozuk araba	a broken down car i.
41	Genel	bozuk düzen	corrupt order i.
42	Genel	bozuk düzen	corrupt system i.
43	Genel	bozuk para	mintage i.
44	Genel	bozuk para	small change i.
45	Genel	gümüş bozuk para	silver coinage i.
46	Genel	tribünlerden sahaya atılan bozuk para	a coin thrown from the stands i.
47	Genel	bozuk para koleksiyonculuğu	coin collecting i.
48	Genel	bozuk para koleksiyoncusu	coin collector i.
49	Genel	bozuk imla	cacography i.
50	Genel	sütü bozuk adam	bounder i.
51	Genel	bozuk para	chicken feed i.
52	Genel	bozuk diyalekt	doric i.
53	Genel	bozuk latince	dog latin i.
54	Genel	bozuk süt	spoiled milk i.
55	Genel	bozuk para çantası	coin purse i.
56	Genel	pileli bozuk para çantası	pleated coin purse i.
57	Genel	bozuk para bütünleme makinesi	coin cashing machine i.
58	Genel	bozuk paralık	coin holder i.
59	Genel	cepte taşınan bozuk para	pocket change i.
60	Genel	bozuk ahlaklılık	rakishness i.
61	Genel	kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol	cart track i.
62	Genel	kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol	cartroad i.
63	Genel	kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol	cartway i.
64	Genel	bozuk şey	a screw loose i.
65	Genel	bozuk madde	atter [scottish] i.
66	Genel	sağlığı bozuk olma	unheal i.
67	Genel	sağlığın bozuk olması	unhealth i.
68	Genel	sağlığı bozuk olma	unhele [obsolete] i.
69	Genel	şekli bozuk ayak	baker foot i.
70	Genel	bir bozuk para atma oyununda kullanılan küçük bir tahta	bat [australia] i.
71	Genel	karışık ve bozuk durum	malady i.
72	Genel	bozuk para üzerindeki ince çizgi	hair line i.
73	Genel	bozuk sinyal	hash i.
74	Genel	bozuk sinyal kombinasyonu	hash i.
75	Genel	haddelenmiş eski ingiliz bozuk parası	mill-sixpence [obsolete] i.
76	Genel	bozuk para	moneyage [obsolete] i.
77	Genel	şekli bozuk canlı	lusus naturae i.
78	Genel	şekli bozuk canlı	lusus i.
79	Genel	bozuk yüz ifadesi	gurn [uk] i.
80	Genel	(bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinden ayrılan kimse	odd man out i.
81	Genel	(bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinin içinden seçilen kimse	odd man out i.
82	Genel	grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle seçildiği bir oyun	odd man out i.
83	Genel	grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle elendiği bir oyun	odd man out i.
84	Genel	ağzı bozuk, yaşlı ve çirkin kadın	rudas [scotland] i.
85	Genel	sağlığın bozuk olması	ill-being i.
86	Genel	bozuk form	disfigurement i.
87	Genel	bozuk ahlaklılık	dissolution i.
88	Genel	bozuk şekil	distorted shape i.
89	Genel	bozuk şekil	distortion i.
90	Genel	bozuk görsel	distortion i.
91	Genel	bozuk biçim	distortion i.
92	Genel	bozuk bir işi saklamak için kullanılan mekanizma	dutchman i.
93	Genel	morali bozuk olma	dumpishness i.
94	Genel	bozuk biçimli ayak	pot foot i.
95	Genel	çamaşır ve kurutma makinelerinin bozuk parayla çalıştırılıp kullanıldığı bir işletme	coin laundry i.
96	Genel	jetonla veya bozuk parayla çalışan makine	coin machine i.
97	Genel	bozuk para yuvası	coin slot i.
98	Genel	güneydoğu asya'da yağ sürülmüş cilde bozuk para sürülerek yapılan bir alternatif tıp uygulaması	coining i.
99	Genel	kırık veya bozuk şeyleri tamir eden kimse	doctor i.
100	Genel	bozuk ağız	filth i.
101	Genel	bozuk para	shinplaster i.
102	Genel	bozuk para mührü	sicca i.
103	Genel	elektrik ücretini ödemek için içine önceden bozuk para atılan sayaç	slot meter i.
104	Genel	bozuk para	smash i.
105	Genel	arası bozuk olmak	be in bad with f.
106	Genel	bozuk çalmak	be displeased f.
107	Genel	morali bozuk olmak	feel low f.
108	Genel	morali bozuk olmak	be at a low ebb f.
109	Genel	bozuk çalmak	be angry f.
110	Genel	bozuk olmak (makine/aygıt)	be out of order f.
111	Genel	ile araları bozuk olmak	be at variance with f.
112	Genel	bozuk olmak (mide)	be upset f.
113	Genel	morali çok bozuk olmak	be at rock bottom f.
114	Genel	morali bozuk olmak	feel down f.
115	Genel	morali bozuk olmak	feel depressed f.
116	Genel	akordu bozuk olmak	be out of tune f.
117	Genel	akordu bozuk olmak	be out of key f.
118	Genel	çeşmeye bozuk para atmak	throw a coin into the fountain f.
119	Genel	keyfi bozuk olmak	be in a bad mood f.
120	Genel	ağzı bozuk bir şekilde konuşmak	belowt f.
121	Genel	bozuk olmak	halt f.
122	Genel	morali bozuk ve üzgün olmak	dump [obsolete] f.
123	Genel	falcının eline bozuk para koymak	cross f.
124	Genel	morali bozuk	downcast s.
125	Genel	ayarı bozuk	out of order s.
126	Genel	düzeni bozuk	off-key s.
127	Genel	akordu bozuk	out of tune s.
128	Genel	sütü bozuk	ignoble s.
129	Genel	morali bozuk	despondent s.
130	Genel	sütü bozuk	base s.
131	Genel	sinirleri bozuk	overwrought s.
132	Genel	bozuk (mide)	upset s.
133	Genel	daha bozuk	wonkier s.
134	Genel	ahlakı bozuk	vicious s.
135	Genel	morali bozuk	demoralized s.
136	Genel	niyeti bozuk	having an evil intention s.
137	Genel	morali bozuk	downhearted s.
138	Genel	imlası bozuk	misspelled s.
139	Genel	sathı bozuk	unsurfaced s.
140	Genel	ahlakı bozuk	morally corrupt s.
141	Genel	morali bozuk	blue s.
142	Genel	künyesi bozuk	disreputable s.
143	Genel	morali bozuk	in the doldrums s.
144	Genel	morali bozuk	dejected s.
145	Genel	bozuk (yiyecek vb)	spoilt s.
146	Genel	sağlığı bozuk	unhealthy s.
147	Genel	sinirleri bozuk	nervy s.
148	Genel	en bozuk	wonkiest s.
149	Genel	morali bozuk	teed off s.
150	Genel	morali bozuk	desponding s.
151	Genel	bozuk ahlaklı	dissolute s.
152	Genel	morali bozuk	depressed s.
153	Genel	bozuk (hava)	intemperate s.
154	Genel	ağzı bozuk	ribald s.
155	Genel	morali bozuk	down s.
156	Genel	morali bozuk	on the downbeat s.
157	Genel	ağzı bozuk	foulmouthed s.
158	Genel	bozuk (yol/kaldırım)	rough s.
159	Genel	ahlakı bozuk	depraved s.
160	Genel	bozuk (yiyecek/içecek)	spoiled s.
161	Genel	ağzı bozuk	scurrilous s.
162	Genel	façası bozuk	seamy s.
163	Genel	akli dengesi bozuk	unbalanced s.
164	Genel	sinirleri bozuk	unstrung s.
165	Genel	ağzı bozuk	blackguardly s.
166	Genel	ağzı bozuk	vituperative s.
167	Genel	façası bozuk	seamier s.
168	Genel	façası bozuk	seamiest s.
169	Genel	morali bozuk	dispirited s.
170	Genel	bozuk plak gibi	like a broken record s.
171	Genel	kalitesi bozuk	poor quality s.
172	Genel	bozuk ve düzensiz	herky jerky s.
173	Genel	(hava) bozuk	dirty s.
174	Genel	ağzı bozuk	coarse-mouthed s.
175	Genel	ağzı bozuk	foul-spoken s.
176	Genel	morali bozuk	low-spirited s.
177	Genel	ağzı bozuk	loud-mouthed s.
178	Genel	endazesi bozuk	ill-proportioned s.
179	Genel	ağzı bozuk	foul-mouthed s.
180	Genel	akidesi bozuk	unbelieving s.
181	Genel	biçimi bozuk	out of shape s.
182	Genel	şekli bozuk	deformed s.
183	Genel	senkronizasyonu bozuk/bozulmuş	out of synch s.
184	Genel	ağzı bozuk	abusive s.
185	Genel	bozuk/kirli hale gelmiş (düzen vb)	defiled s.
186	Genel	morali bozuk	demoralised s.
187	Genel	kanı bozuk	base s.
188	Genel	kanı bozuk	mean s.
189	Genel	kanı bozuk	of bad stock/family s.
190	Genel	ağzı bozuk	sweary s.
191	Genel	akli dengesi bozuk	mentally unstable s.
192	Genel	ağzı bozuk	abuseful s.
193	Genel	ağzı bozuk	abuseful s.
194	Genel	morali bozuk	abattu s.
195	Genel	tadı bozuk	rankish s.
196	Genel	ahlakı bozuk	nice [obsolete] s.
197	Genel	gözü bozuk	near-blind s.
198	Genel	sinirleri bozuk	nervous s.
199	Genel	sağlığı bozuk	tender [dialect] s.
200	Genel	akli dengesi bozuk	twisted s.
201	Genel	bozuk (mide)	upset s.
202	Genel	morali bozuk olmayan	undepressed s.
203	Genel	bozuk olmayan	unfaulty s.
204	Genel	ahlakı bozuk	unholy s.
205	Genel	ağzı bozuk	viled s.
206	Genel	sağlığı bozuk	sadly s.
207	Genel	bozuk (yiyecek vb)	spoiled s.
208	Genel	tadı bozuk	manky s.
209	Genel	akli dengesi bozuk (kimse)	wood s.
210	Genel	(yiyecek) bozuk	blown s.
211	Genel	akli dengesi bozuk	woolly s.
212	Genel	akli dengesi bozuk	wooly s.
213	Genel	akli dengesi bozuk	wrong s.
214	Genel	akli dengesi bozuk	moonstricken s.
215	Genel	ağzı bozuk	reproachable s.
216	Genel	bozuk dil kullanımı hakkında konuşulan	reviled s.
217	Genel	bozuk dil kullanımı hakkında yazılan	reviled s.
218	Genel	ahlakı bozuk	gamey s.
219	Genel	ahlakı bozuk	gamy s.
220	Genel	morali bozuk	damp s.
221	Genel	karakteri bozuk	debased s.
222	Genel	bozuk ahlaklı	desolate [obsolete] s.
223	Genel	gözleri bozuk	gravel-blind s.
224	Genel	akli dengesi bozuk	odd s.
225	Genel	sağlığı bozuk	offish s.
226	Genel	kalitesi bozuk	offish s.
227	Genel	akordu bozuk	off-key s.
228	Genel	ağzı bozuk	opprobrious s.
229	Genel	sağlığı bozuk	rotten s.
230	Genel	bozuk yapılı görülmeyen	compact s.
231	Genel	sağlığı bozuk	diseaseful s.
232	Genel	bozuk biçimli	dishonest [obsolete] s.
233	Genel	morali bozuk	disjaskit [scotland] s.
234	Genel	akli dengesi bozuk	disordered s.
235	Genel	morali bozuk	downlooked [obsolete] s.
236	Genel	gözü bozuk	dull-sighted s.
237	Genel	morali bozuk	dumpy s.
238	Genel	simetrisi bozuk	interrupted s.
239	Genel	ağzı bozuk	invective s.
240	Genel	bozuk renkli taneler içeren	pecky s.
241	Genel	(bozuk anlamında) geçmiş	pecky s.
242	Genel	bozuk parayla çalışan (makine)	coin-operated s.
243	Genel	sütü bozuk	scullion s.
244	Genel	sütü bozuk	scullionly s.
245	Genel	ağzı bozuk	scurril s.
246	Genel	morali bozuk	shotten [dialect] s.
247	Genel	akli dengesi bozuk	sick-brained s.
248	Genel	daha bozuk	fouler s.
249	Genel	morali bozuk	subtrist s.
250	Genel	morali bozuk	sunk s.
251	Genel	(yabancı dilde konuşma) bozuk telaffuzlu	broken s.
252	Genel	şekli bozuk	malformed s.
253	Genel	bozuk düzenli olarak	uncoordinatedly zf.
254	Genel	morali bozuk bir şekilde	depressedly zf.
255	Genel	bozuk düzenle	incoordinately zf.
256	Genel	ağzı bozuk bir şekilde	ribaldly zf.
257	Genel	morali bozuk bir şekilde	despondingly zf.
258	Genel	morali bozuk bir şekilde	despondently zf.
259	Genel	bozuk bir biçimde	distortedly zf.
260	Genel	bozuk bir şekilde	defectingly zf.
261	Genel	ağzı bozuk bir şekilde	abusively zf.
262	Genel	bozuk bir şekilde	corruptly zf.
263	Genel	düzeni bozuk	in disorder zf.
264	Genel	bozuk olarak	unperfectly [obsolete] zf.
265	Genel	bozuk bir şekilde	off-key zf.
266	Genel	bozuk şekilde	rottenly zf.
267	Genel	bozuk bir şekilde	corruptedly zf.
268	Genel	kötü el yazısı, bozuk imla	cac- ök.
269	Genel	bozuk anlamı veren ön ek	dys- ök.
270	Genel	bozuk durum anlamına gelen ön ek	par- ök.
271	Genel	taksimetre bozuk	the meter is broken expr.
272	Genel	arası bozuk	at square [obsolete] expr.
Phrasals
273	Öbek Fiiller	(yanlış, bozuk, hatalı) çıkmak	come out f.
274	Öbek Fiiller	morali bozuk olmak	bum about someone/something f.
275	Öbek Fiiller	bozuk bir yolda ilerlemek	bump along f.
Phrases
276	İfadeler	(bu) bozuk	this is broken expr.
277	İfadeler	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a stopped watch is right twice a day expr.
278	İfadeler	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a broken watch is right twice a day expr.
279	İfadeler	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a broken watch is right twice a day expr.
280	İfadeler	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir	even a broken watch is right twice a day expr.
281	İfadeler	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir	even a stopped watch is right twice a day expr.
282	İfadeler	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a stopped watch is right twice a day expr.
283	İfadeler	bozuk değil	in working order expr.
Proverb
284	Atasözü	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a blind pig can find an acorn once in a while
285	Atasözü	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	a dead clock is correct twice a day
286	Atasözü	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	a dead clock is right twice a day
287	Atasözü	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a blind pig can find an acorn once in a while
288	Atasözü	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir	even a blind pig can find an acorn once in a while
289	Atasözü	bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir	even a blind hog finds an acorn every now and then
290	Atasözü	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a blind squirrel finds a nut once in a while
291	Atasözü	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir	a stopped clock is right twice a day
292	Atasözü	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir	even a stopped/broken clock is right twice a day
Colloquial
293	Konuşma Dili	yanlış ya da bozuk adres sebebiyle gönderilemeyen posta	nix i.
294	Konuşma Dili	satın alınıp bozuk çıkan şey	a lemon i.
295	Konuşma Dili	satın alınıp bozuk çıkan şey	a real lemon i.
296	Konuşma Dili	bozuk para	small change i.
297	Konuşma Dili	bozuk para	chickenfeed i.
298	Konuşma Dili	bozuk para	chump change i.
299	Konuşma Dili	bozuk ingilizce	broken english i.
300	Konuşma Dili	sinirleri bozuk	bad case of nerves i.
301	Konuşma Dili	ağzı bozuk kişi	foul mouth i.
302	Konuşma Dili	ağzı bozuk kişi	dirty-mouth i.
303	Konuşma Dili	bozuk/çürük yiyecekler satan mekan	ptomaine domain i.
304	Konuşma Dili	bozuk/çürük yiyecekler satan mekan	ptomaine palace i.
305	Konuşma Dili	ağzı bozuk	bad-mouth i.
306	Konuşma Dili	ağzı bozuk olmak	bite f.
307	Konuşma Dili	araları çok bozuk olmak	be at loggerheads f.
308	Konuşma Dili	bozuk olmak	be off f.
309	Konuşma Dili	bozuk para gibi harcamak	wipe the floor with f.
310	Konuşma Dili	(biraz) morali bozuk görünmek	look (a little/bit) off f.
311	Konuşma Dili	(biraz) bozuk gibi görünmek	look (a little/bit) off f.
312	Konuşma Dili	(biraz) bozuk/bozulmuş gibi durmak	look (a little/bit) off f.
313	Konuşma Dili	biraz bozuk olmak	be a bit off f.
314	Konuşma Dili	biraz bozuk olmak	be a little off f.
315	Konuşma Dili	depresif/morali bozuk görünen	down at the mouth s.
316	Konuşma Dili	morali bozuk	way down s.
317	Konuşma Dili	ağzı bozuk	foul mouth s.
318	Konuşma Dili	akli dengesi bozuk	funny in the head s.
319	Konuşma Dili	morali bozuk	bumming s.
320	Konuşma Dili	araları bozuk	at loggerheads expr.
321	Konuşma Dili	aramız bozuk	we are on the outs expr.
322	Konuşma Dili	arası bozuk	at odds expr.
323	Konuşma Dili	morali bozuk	in low spirits expr.
324	Konuşma Dili	morali bozuk	down in the mouth expr.
325	Konuşma Dili	(bana vereceğin) bozuk paran var mı?	can you spare a dime? expr.
326	Konuşma Dili	morali bozuk	down in the doldrums expr.
327	Konuşma Dili	moralin mi bozuk?	(is) life getting you down? expr.
328	Konuşma Dili	bozuk değilse kurcalama	if it ain't broke expr.
329	Konuşma Dili	bozuk değilse kurcalama	if it ain't broken, don't fix it expr.
330	Konuşma Dili	bozuk değilse kurcalama	if it isn't broke, don't fix it expr.
331	Konuşma Dili	ile arası kötü/bozuk	in bad with expr.
332	Konuşma Dili	(biriyle) arası kötü/bozuk	in bad with (one) expr.
Idioms
333	Deyim	bozuk latince	apothecary's latin i.
334	Deyim	bozuk (para)	piece of change i.
335	Deyim	bozuk para	piece of change i.
336	Deyim	sütü bozuk	dirty dog i.
337	Deyim	ağzı bozuk kimse	latrine lips i.
338	Deyim	bozuk konuşma	monkey talk i.
339	Deyim	ekonomik durumu oldukça bozuk/kötü ülke	a basket case i.
340	Deyim	sütü bozuk kimse	a rotten egg i.
341	Deyim	bozuk plak	broken record i.
342	Deyim	bozuk para	coin of the realm i.
343	Deyim	kötü/bozuk niyet	dirty mind i.
344	Deyim	zihniyeti kötü/bozuk olma	dirty mind i.
345	Deyim	kötü/bozuk niyetli kimse	dirty mind i.
346	Deyim	zihniyeti kötü/bozuk kimse	dirty mind i.
347	Deyim	morali bozuk olma	a heavy heart i.
348	Deyim	engebeli/bozuk yol	jumble-gut lane [obsolete] i.
349	Deyim	ağzı bozuk	mouth of a sailor i.
350	Deyim	bozuk/arızalı olmak	be on the bum f.
351	Deyim	araları bozuk olmak	be at loggerheads f.
352	Deyim	arası açık/bozuk olmak	be in bad odour with somebody (british) f.
353	Deyim	arası açık/bozuk olmak	be in bad odor with somebody (american) f.
354	Deyim	arası bozuk olmak	be in bad odour with f.
355	Deyim	arası bozuk olmak	be estranged from f.
356	Deyim	arası bozuk olmak	be in bad odour with somebody f.
357	Deyim	arası bozuk olmak	be in bad odor with somebody f.
358	Deyim	biriyle arası bozuk olmak	have a run-in with someone f.
359	Deyim	bozuk para gibi harcanmak	get chewed up and spit out f.
360	Deyim	bozuk plak gibi hep aynı şeyleri tekrarlamak	sound like a broken record f.
361	Deyim	bozuk çalmak	be out of sorts f.
362	Deyim	bozuk aksanla konuşmak	murder the queen's english f.
363	Deyim	morali bozuk olmak	have one's tail down f.
364	Deyim	morali bozuk olmak	feel blue f.
365	Deyim	morali bozuk	cast down f.
366	Deyim	morali bozuk olmak	be under the weather f.
367	Deyim	morali bozuk olmak	feel cheap f.
368	Deyim	keyfi bozuk olmak	feel under the weather f.
369	Deyim	(makine) bozuk olmak	be on the fritz f.
370	Deyim	(biriyle) arası bozuk olmak	be at loggerheads with someone f.
371	Deyim	(makine) bozuk olmak	be on the blink f.
372	Deyim	ağzı bozuk olmak	have the mouth of a sailor f.
373	Deyim	morali bozuk olmak	have a heavy heart f.
374	Deyim	(biriyle/bir şeyle) arası bozuk olmak	run foul of (someone or something) f.
375	Deyim	ile arası bozuk olmak	run foul of f.
376	Deyim	gönyesi bozuk olmak	be out of square f.
377	Deyim	açısı bozuk/kayık olmak	be out of square f.
378	Deyim	bozuk olmak	be out of square f.
379	Deyim	bozuk olmak	be out of fix f.
380	Deyim	arası bozuk olmak	be at loggerheads f.
381	Deyim	(biriyle bir konuda) arası bozuk olmak	be at loggerheads with (one) (over something) f.
382	Deyim	gözü bozuk olmak	be (as) blind as a bat f.
383	Deyim	(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak	be at odds (with somebody/something) (about/over something) f.
384	Deyim	bozuk olmak	be in bad shape f.
385	Deyim	bozuk olmak	be out of use f.
386	Deyim	mayası bozuk olmak	be rotten to the core f.
387	Deyim	niyeti kötü/bozuk olmak	be rotten to the core f.
388	Deyim	morali bozuk olmak	be out of sorts f.
389	Deyim	morali bozuk hissetmek	feel out of sorts f.
390	Deyim	bozuk olmak/bozulmak	be up the spout [uk] f.
391	Deyim	bozuk olmak/bozulmak	go up the spout [uk] f.
392	Deyim	bozuk bir şey satın almak	buy a lemon f.
393	Deyim	ağzı çok bozuk olmak	curse like a sailor f.
394	Deyim	ağzı çok bozuk olmak	curse like a trooper f.
395	Deyim	ağzı çok bozuk olmak	cuss like a sailor f.
396	Deyim	ağzı çok bozuk olmak	cuss like a trooper f.
397	Deyim	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak	go into a song and dance (about something) f.
398	Deyim	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi başa sarmak	go into a song and dance (about something) f.
399	Deyim	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak	go into the same old song and dance (about something) f.
400	Deyim	(bir şey hakkında) bozuk plak gibi başa sarmak	go into the same old song and dance (about something) f.
401	Deyim	asabı bozuk olmak	have (got) (one's) nose out of joint f.
402	Deyim	siniri bozuk olmak	have (got) (one's) nose out of joint f.
403	Deyim	arası bozuk olmak	have a run-in f.
404	Deyim	biriyle arası bozuk olmak	have a run-in with somebody f.
405	Deyim	morali bozuk olmak	have the cockroach f.
406	Deyim	uyku saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak	keep (some kind of) hours f.
407	Deyim	çalışma saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak	keep (some kind of) hours f.
408	Deyim	kağıt parayı bozuk parayla değiştirmek	make change (for something) f.
409	Deyim	morali bozuk	a peg too low s.
410	Deyim	morali bozuk/keyifsiz	all-a-mort s.
411	Deyim	mayası bozuk	rotten to the core s.
412	Deyim	morali bozuk	down s.
413	Deyim	morali bozuk	out of sorts s.
414	Deyim	bozuk gören	blind as a bat s.
415	Deyim	morali bozuk	down in the mouth s.
416	Deyim	morali bozuk	down at the mouth s.
417	Deyim	aşırı morali bozuk	as sick as a parrot expr.
418	Deyim	aşırı morali bozuk	sick as a parrot expr.
419	Deyim	aşırı morali bozuk	sick as a pig expr.
420	Deyim	aşırı morali bozuk	as sick as a pig expr.
421	Deyim	bozuk para gibi harcanmış	up the spout expr.
422	Deyim	hamuru bozuk	dirty dog expr.
423	Deyim	morali bozuk	down in the dumps expr.
424	Deyim	morali bozuk	in low cotton expr.
425	Deyim	morali bozuk	at a low ebb expr.
426	Deyim	(biriyle bir konuda) arası bozuk	at loggerheads (with somebody) (over something) expr.
427	Deyim	(bir konuda) arası bozuk	at loggerheads over (something) expr.
428	Deyim	(biriyle) arası bozuk	at loggerheads with (someone) expr.
429	Deyim	(biriyle/bir şeyle) arası bozuk	at odds with (someone or something) expr.
430	Deyim	biriyle arası bozuk	at odds with someone expr.
431	Deyim	arası bozuk	at outs expr.
432	Deyim	arası bozuk/açık	in bad odor expr.
433	Deyim	arası bozuk/açık	in bad odour [old-fashioned] expr.
434	Deyim	akli dengesi bozuk	not right in the head expr.
435	Deyim	(biriyle) arası bozuk	on (one's) wrong side expr.
436	Deyim	(biriyle) arası bozuk	on (someone's) wrong side expr.
437	Deyim	arası/araları bozuk	on bad terms expr.
438	Deyim	ile arası bozuk	on the wrong side of expr.
439	Deyim	(biriyle) arası bozuk	on the wrong side of (someone) expr.
Speaking
440	Konuşma	biraz moralim bozuk	I'm a bit down expr.
441	Konuşma	bozuk değilse kurcalama	if it ain't broke don't fix it expr.
442	Konuşma	bozuk paranız var mı?	do you have any change? expr.
443	Konuşma	bozuk paran var mı?	do you have any change? expr.
444	Konuşma	bozuk değilse kurcalama	if it's not broke don't fix it expr.
445	Konuşma	moralim bozuk	I feel blue expr.
446	Konuşma	morali bozuk gibiydi	she looked kind of sad expr.
447	Konuşma	telefonum bozuk	my phone is broken expr.
448	Konuşma	üzerimde hiç bozuk yok	I don't have any change on me expr.
Trade/Economic
449	Ticaret/Ekonomi	ayarı bozuk sikke	light coin i.
450	Ticaret/Ekonomi	bozuk ürün	defective product i.
451	Ticaret/Ekonomi	bozuk para	small change i.
452	Ticaret/Ekonomi	bozuk para	fractional money i.
453	Ticaret/Ekonomi	bozuk çapraz kurlar	broken cross rates i.
454	Ticaret/Ekonomi	bozuk ürün	spoilage i.
455	Ticaret/Ekonomi	1971 öncesine ait ingiliz bozuk parası	sixpence i.
456	Ticaret/Ekonomi	küçük bozuk para	dodkin i.
Law
457	Hukuk	kalitesi bozuk	bad s.
Industry
458	Sanayi	bozuk para kırpıcı	clipper i.
Technical
459	Teknik	aşırı bozuk ayna	over weathered face i.
460	Teknik	ayarı bozuk	out of adjustment i.
461	Teknik	bozuk baltalık	unproductive coppice i.
462	Teknik	bozuk blok adresleme	bad-block map i.
463	Teknik	bozuk kesim adresleme	bad-sector mapping i.
464	Teknik	bozuk yüzey	disturbed metal i.
465	Teknik	bozuk teker izi	defective disk track i.
466	Teknik	bozuk tel	cuppy wire i.
467	Teknik	bozuk sac	defective sheet i.
468	Teknik	bozuk alan	damaged area i.
469	Teknik	bozuk sıvı	imperfect fluid i.
470	Teknik	bozuk kalma süresi	down time i.
471	Teknik	bozuk iş	defective work i.
472	Teknik	gönyesi bozuk	out of square i.
473	Teknik	biçimi bozuk	deformed s.
474	Teknik	bozuk üflenmiş	badly blown s.
475	Teknik	dengesi bozuk	unbalanced s.
476	Teknik	işlemeyen bozuk	inoperative s.
477	Teknik	iç bükeyliği bozuk	shallow s.
478	Teknik	kenarları tırtıklı olmayan (bozuk para)	unmilled s.
Computer
479	Bilgisayar	bozuk veri paketi	bad data packet i.
480	Bilgisayar	bozuk veritabanı	bad database i.
481	Bilgisayar	bozuk bellek alanı	defective memory area i.
482	Bilgisayar	bozuk tür	bad type i.
483	Bilgisayar	bozuk akış verisi	bad stream data i.
484	Bilgisayar	bozuk spı paketleri	bad spi packets i.
485	Bilgisayar	bozuk yol	bad route i.
486	Bilgisayar	bozuk ek önyükleme kaydı	bad extended boot record i.
487	Bilgisayar	bozuk link	dead link i.
488	Bilgisayar	bozuk bağlantı	bad connection i.
489	Bilgisayar	bozuk etki alanı	bad domain i.
490	Bilgisayar	bozuk yerpaylaşım	bad overlay i.
491	Bilgisayar	bozuk hyperlink	broken hyperlink i.
492	Bilgisayar	bozuk kapsam	bad scope i.
493	Bilgisayar	bozuk disk	crashed disk i.
494	Bilgisayar	bozuk tablo sütunu	bad table column i.
495	Bilgisayar	bozuk os türü	bad os type i.
496	Bilgisayar	bozuk onay değeri	bad check value i.
497	Bilgisayar	bozuk kesim	bad sector i.
498	Bilgisayar	bozuk nesne	bad object i.
499	Bilgisayar	bozuk şema	bad schema i.
500	Bilgisayar	bilgisayarın bozuk olmadığı süre	uptime i.