bulaşmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bulaşmak



"bulaşmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bulaşmak mess with f.
General
bulaşmak get at f.
bulaşmak be involved f.
bulaşmak draggle f.
bulaşmak smear f.
bulaşmak contaminate f.
bulaşmak be infected f.
bulaşmak soil f.
bulaşmak be mixed up in f.
bulaşmak catch f.
bulaşmak stick f.
bulaşmak become entangled in f.
bulaşmak infect f.
bulaşmak smudge f.
bulaşmak be embroiled f.
bulaşmak spread f.
bulaşmak have one's hand in f.
bulaşmak be contaminated by f.
bulaşmak be transmitted by f.
bulaşmak be smeared f.
bulaşmak rub on f.
bulaşmak mess with f.
bulaşmak welter f.
bulaşmak indulge f.
bulaşmak drail f.
bulaşmak get involved in f.
bulaşmak plague f.
bulaşmak rub off on f.
Phrasals
bulaşmak meddle with f.
bulaşmak step into f.
bulaşmak throw in f.
bulaşmak catch up f.
Colloquial
bulaşmak mess f.
bulaşmak crap around f.
Technical
bulaşmak mark off f.
Computer
bulaşmak set-off f.
Slang
bulaşmak front f.

"bulaşmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 99 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bulaşmak (hastalık vb) infect f.
ergot mantarı bulaşmak/etkilemek ergotize f.
leke bulaşmak (üstüne) smudge f.
çok kişiye bulaşmak (hastalık) go around f.
belaya bulaşmak get into hot water f.
suça bulaşmak involve oneself in a crime f.
suça bulaşmak become involved in crime f.
yolsuzluğa bulaşmak be involved in corruption f.
etrafa bulaşmak seep into the environment f.
pisliğe bulaşmak lair [scottish] f.
belaya bulaşmak embroil f.
belaya bulaşmak enmesh f.
belaya bulaşmak entangle f.
yeni bölgelere bulaşmak metastasize f.
yeni bölgelere bulaşmak metastasise f.
belaya bulaşmak mire f.
belaya bulaşmak get f.
oraya buraya bulaşmak overstraw f.
oraya buraya bulaşmak overstrew f.
oraya buraya bulaşmak overstrow f.
pis işlere bulaşmak stray f.
Phrasals
(soruna, belaya) bulaşmak blunder into f.
birinden bir hastalık bulaşmak catch something from someone f.
bir işe bulaşmak caught up in f.
bir olaya vb bulaşmak be in f.
(pantolona/gömleğe vs) (boya vb) bulaşmak rub off onto f.
üzerine bulaşmak rub off on someone f.
(bir noktadan diğer noktaya) bulaşmak extend (from something) (to something) f.
birine/bir şeye bulaşmak fall in with someone or something f.
bir gruba/şeye bulaşmak get in f.
yanlışlıkla (bir şeye) bulaşmak stumble into (something) f.
(birine/bir şeye) bulaşmak spill over on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bulaşmak spill over onto (someone or something) f.
tehlikeli (kimselere) bulaşmak swim with (someone) f.
kurnaz (kimselere) bulaşmak swim with (someone) f.
-den bulaşmak catch from f.
bir şeye bulaşmak enmesh in (something) f.
(birine) bulaşmak fool with (someone) f.
bir şeye bulaşmak get in with f.
(birine) bulaşmak get in with (someone) f.
(bir şeye) bulaşmak involve in (something) f.
(birine/bir şeye) bulaşmak involve with (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bulaşmak meddle with (someone or something) f.
Colloquial
...e bulaşmak get plugged into f.
birine bulaşmak front f.
bir şeye bulaşmak istememek want none of it f.
bir şeye bulaşmak istememek want none of that f.
kendini (bir şeye) bulaşmak let oneself in for f.
bulaşmak istemem can/could do without expr.
Idioms
(birisinin) kanı eline bulaşmak have (someone's) blood on (one's) head f.
kirli işlere bulaşmak have (one's) hand in the cookie jar f.
zor/tehlikeli bir işe bulaşmak catch a tiger by the tail f.
zor/tehlikeli bir işe bulaşmak have a tiger by the tail f.
belaya bulaşmak cop it f.
biriyle işi olmamak/ona bulaşmak istememek not touch someone with a ten-foot pole f.
belaya bulaşmak get into a muddle f.
bir şeye karışmak/bulaşmak become involved with something f.
bir şeye bulaşmak get involved with something f.
birine bulaşmak get tangled up f.
birine bulaşmak fiddle with someone f.
belaya bulaşmak get into hot waters f.
her işe bulaşmak have a finger in every pie f.
konuşarak bir şeye bulaşmak/müdahil olmak talk one's way into something f.
yasa dışı işlere bulaşmak be/get mixed up in f.
şeytanca işlere/kişilere bulaşmak dine with the devil f.
ahlaksızca işlere/kişilere bulaşmak dine with the devil f.
şeytanca işlere/kişilere bulaşmak sup with the devil f.
ahlaksızca işlere/kişilere bulaşmak sup with the devil f.
(bir şeye) bulaşmak dip (one's) toe into (something) f.
(birine) bulaşmak get mixed up with (someone) f.
(belalı birilerine) bulaşmak get mixed up with (someone) f.
bir şeye bulaşmamış olmak/bulaşmak istememek have/play/take/want no part in/of something f.
(bir şeye) bulaşmak be (a) party to (something) f.
(bir şeye) bulaşmak be mixed up in (something) f.
(belalı bir şeye) bulaşmak be mixed up in (something) f.
bir şeye bulaşmak be party to something f.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye bulaşmak be up to your neck in something f.
boğazına/gırtlağına kadar bir şeye bulaşmak be in something up to your neck f.
bir şeye bulaşmak be mixed up in something f.
bir şeye bulaşmak get mixed up in something f.
daha fazla bulaşmak get in deeper f.
(bir şeye) bulaşmak get plugged into (something) f.
-e bulaşmak have hand in f.
(birine/bir şeye) asla bulaşmak istememek not touch (someone or something) with a barge pole [uk/australia] f.
(birine/bir şeye) asla bulaşmak istememek not touch (someone or something) with a ten-foot pole [us] f.
asla bulaşmak istememek not touch with a ten-foot pole f.
tehlikeli/kurnaz insanlara bulaşmak swim with sharks f.
(birine/bir şeye) bulaşmak be tangled up with (someone or something) f.
bu yöne sapmak/bu davranışa bulaşmak, delirmek/depresyona girmek demek that way madness lies expr.
bu yöne sapmak/bu davranışa bulaşmak, delirmek/depresyona girmek demek that way lies madness expr.
Medical
yeniden (hastalık) bulaşmak reinfect f.
bir organdan diğerine bulaşmak (enfeksiyon) metastasize f.
bir organdan diğerine bulaşmak (enfeksiyon) metastasise f.
Slang
uyuşturucu işine bulaşmak hustle i.
birisine bulaşmak fuck with f.
belaya bulaşmak be knee-deep in trouble f.
belaya bulaşmak get into a wreck f.
çok feci şekilde boka bulaşmak be in some real deep shit f.
uyuşturucuya bulaşmak do the drug thing f.