clean - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

clean

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"clean" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 214 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
clean f. temizlemek
clean s. temiz
General
clean i. temizlik
clean i. temizleme
clean f. almak
clean f. parlatmak
clean f. bitirmek
clean f. boşaltmak
clean f. arıtma yapmak
clean f. tanzif etmek
clean f. yıkamak
clean f. arıtmak
clean f. arındırmak
clean f. paklamak
clean f. temizlenmek
clean f. temizlemek
clean f. kuru temizleme yapmak
clean f. kuru temizlemek
clean f. kabuklarını çıkarmak
clean f. (pulda kullanılmamış etkisi yaratmak için) damga işaretini çıkarmak
clean f. soymak
clean f. budamak
clean f. muaf tutmak
clean f. fazla kısımları atmak
clean f. toparlamak
clean f. düzenlemek
clean f. derleyip toparlamak
clean s. yazısız
clean s. masum
clean s. arı
clean s. mevzun
clean s. açık
clean s. alnı açık
clean s. biçimli
clean s. pak
clean s. kusursuz
clean s. saf
clean s. ruhsatlı
clean s. safi
clean s. ak
clean s. katışıksız
clean s. düzgün
clean s. engelsiz
clean s. budaksız
clean s. ayna gibi
clean s. yenebilir (av eti vb)
clean s. temiz ahlaklı
clean s. adaletli
clean s. lekesiz
clean s. mükemmel
clean s. kaçak olmayan
clean s. temiz
clean s. virüssüz
clean s. net
clean s. şifresiz
clean s. pürüzsüz
clean s. güvenli
clean s. bariz
clean s. enfekte olmayan
clean s. sade
clean s. düz
clean s. yedek
clean s. abartısız
clean s. oynanmamış
clean s. üzerinde çok az düzeltme yapılmış
clean s. açık
clean s. okunur
clean s. anlaşılır
clean s. genel okuyucuya uygun
clean s. genel izleyiciye uygun
clean s. genel dinleyiciye uygun
clean s. uygun içerikli
clean s. dürüst
clean s. hakkaniyetli
clean s. şeffaf
clean s. yeni yıkanmış
clean s. taze
clean s. ustaca yapılan
clean s. becerikli bir şekilde yapılan
clean s. eli çabuk şekilde yapılan
clean s. boş
clean s. yeterli
clean s. başarılı
clean s. eksiksiz
clean s. doğası gereği sade
clean s. doğası gereği düzenli
clean s. (engelli atlayışta) engele dokunmadan yapılan
clean zf. iyice
clean zf. tamamen
clean zf. bütünüyle
clean zf. temiz olarak
clean zf. adil bir şekilde
clean zf. adaletli bir şekilde
clean zf. hatasız bir şekilde
clean zf. bozulmadan
clean zf. bozulmaksızın
clean zf. uzakta
clean zf. uzaktan
Colloquial
clean s. (uyuşturucu madde kullanmamak anlamında) temiz
clean s. uyuşturucu el sürmeme
clean s. (alkol/uyuşturucu) ayık
clean s. (sicili) temiz
clean s. hiçbir suçu olmayan
clean s. sicili temiz
clean s. sabıkası olmayan
clean s. herhangi gibi kabahati olmayan
clean s. suça karışmamış
clean s. (üzerinde silah/bıçak olmama anlamında) temiz
clean s. şık
clean s. iyi giyinmiş
clean s. üzerinde yasa dışı bir şey taşımayan/olmayan
clean s. üzerinde yasak bir şey taşımayan
clean s. üstü temiz
clean s. dopingsiz
Trade/Economic
clean s. belgesiz
clean s. belge eklenmemiş
clean s. (stok) yavaş hareket eden ürünlerden muaf
clean s. (stok) yavaş hareket eden envanterden muaf
clean s. (nakit para) elde bulunan
clean s. (nakit para) herhangi bir yere teminat olarak sunulmayan
clean s. (nakit para) elde tutulan
clean s. (senet) cirodan muaf
clean s. (senet) cirosuz
clean s. (senet) işaretlerden muaf
clean s. (döviz satışları) döviz kuru manipülasyonundan etkilenmeyen
Law
clean s. hilesiz
clean s. muntazam
clean s. masum
clean s. pürüzsüz
clean zf. kurallara uygun bir şekilde
clean zf. kanunlar ile paralel bir şekilde
clean zf. dolandırmaksızın
clean zf. aldatmaksızın
Technical
clean f. temizlemek
clean f. temzilemek
clean f. yıkayarak çıkarmak (kir vb)
Computer
clean s. şifresiz
clean s. virüssüz
clean expr. temizle
Telecom
clean s. (radyo ve televizyon) çözünür
clean s. (radyo ve televizyon) bozunumsuz
Aeronautic
clean s. aerodinamik
clean s. türbülans yaratmayan
clean s. (hava aracı) çıkıntısız
clean s. (hava aracı) fırlatma nesnesi olmayan
Marine
clean f. (gemi tabanına yapışan kabukluları) temizlemek
clean s. (gemi) temiz tabanlı
clean s. (gemi) sağlık raporu olan
Medical
clean s. cinsel yolla bulaşan hastalığı bulunmayan
Dentistry
clean f. (diş macunu ile) diş fırçalamak
clean f. (diş üzerinde) dental profilaksi uygulamak
Gastronomy
clean f. ayıklamak
clean s. (şarap) alışılmışın dışında ferah ve yumuşak tadı olan
Zoology
clean s. (at bacağı) açık
clean s. (at bacağı) engelsiz
clean s. (at bacağı) bağsız
Agriculture
clean f. (pamuğun) çekirdeklerini ayırmak
clean f. pamuğu çırçırdan geçirmek
clean s. otlardan arındırılmış
clean s. çöpleri ayrılmış
clean s. otları temizlenmiş
clean s. tehlikeli otlardan muaf
Breeding
clean s. (evcil hayvan) hiç doğurmamış
clean s. (evcil hayvan) hiç çiftleşmemiş
Religious
clean s. (kişiler) günahsız
clean s. (kişiler) saf
clean s. (hayvan, kuş ve balık) helal
clean s. (hayvan, kuş ve balık) eti yenebilir
clean s. (kişi) iffetli
Environment
clean s. kirlilik yaratmayan
clean s. kirletmeyen
clean s. çevre dostu
clean s. çok az radyoaktif atık üreten
clean s. çok az kontaminasyon yaratan
clean zf. kirletmeden
clean zf. kirlilik yaratmadan
Sport
clean f. (tırmanma rotasından) ekipman çıkarmak
clean f. (körling) buzu hafifçe fırçalamak
clean s. faulsüz
clean s. mert
Baseball
clean f. (tüm kale koşucuların skor yapmasını sağlayarak) kaleleri boşaltmak
Weight Lifting
clean i. (halterde) atış
clean i. halterin omuz seviyesine çıkarılması sonrası baş üzerine kaldırıldığı hareket
clean f. (halter) tek harekette omzuna kaldırmak
clean f. (halter) atış hareketi yapmak
Art
clean s. (sanat) yalın
clean s. (sanat) öz
clean s. (sanat) doğrudan
Music
clean s. temiz (ses)
Printery
clean s. (kanıt çıktısı) hatasız
clean s. kolayca okunabilir
clean s. hatadan muaf
clean s. (prova) düzeltilmiş
Ottoman Turkish
clean s. tahir
Archaic
clean s. (seçim bileti) düz
clean s. (seçim bileti) bir siyasi partinin bütün adaylarını içeren
clean zf. açık olarak
clean zf. tam olarak
clean zf. eksiksiz biçimde
clean zf. hatasızca
Slang
clean f. tüm parayı cukkalamak
clean f. tüm varlıklarını almak
clean s. parasız
clean s. meteliksiz
clean s. çulsuz
clean s. beş parasız
clean s. şık giyimli
clean s. fiyakalı
clean s. ciks giyinen
clean s. çıkarı bulunmayan
clean s. doğrudan ilişkisi bulunmayan
clean s. ön yargısız
Metallurgy
clean f. çatlakları gidermek
clean f. damarları gidermek

"clean" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
clean up f. temizlemek
very clean s. tertemiz
General
clean air duct i. temiz hava kanalı
clean cut i. pürüzsüz kesik
clean room i. temiz oda
clean speech i. düzgün konuşma
clean energy i. temiz enerji
clean environment i. temiz çevre
clean slate i. yeni bir başlangıç
clean slate i. temiz bir sayfa
clean life i. temiz yaşam
clean copy i. temiz kopya
clean workstation i. temiz işyeri
clean air act i. havanın temiz tutulması kanunu
clean acceptance i. koşulsuz kabul
clean water i. temizsu
clean space i. temiz hacim
clean air i. temiz hava
clean sand i. temiz kum
clean future i. temiz gelecek
clean-up i. temizleme
spring-clean i. bahar temizliği
clean house i. temiz ev
clean tech i. temiz teknoloji
clean technology i. temiz teknoloji
clean sheets i. temiz çarşaflar
clean sheet i. temiz çarşaf
clean-cut man i. efendi (adam)
clean-cut guy i. efendi (adam)
clean-cut man i. efendi adam
clean-cut guy i. efendi adam
clean heart i. temiz kalp
clean teeth i. temiz dişler
eye clean diamond i. içinde hiçbir leke görülmeyecek şekilde kesilmiş elmas
clean job i. temiz iş
very clean i. çok temiz
clean the windows i. pencereleri temizlemek
clean out f. silip süpürmek
clean up f. temizlik yapmak
clean up f. kırmak
make clean f. temizlemek
clean up f. yoluna koymak
clean out f. bir yeri temizlemek
clean up f. kurtarmak
wipe something clean f. bir şeyi silerek temizlemek
make a clean breast of it f. her şeyi itiraf etmek
clean the slate f. geçmişe sünger çekmek
steam clean f. buharla temizlemek
clean up f. vurgun vurmak
clean somebody out f. soyup soğana çevirmek
clean up f. bitirmek
clean up f. düzeltmek
clean out f. soymak
clean down f. yıkamak
clean something up f. tertemiz yapmak
run somebody clean off his feet f. iki ayağını bir pabuca sokmak
lick clean f. yalayıp temizlemek
clean somebody out of something f. soyup soğana çevirmek
vacuum clean f. vakumla temizlemek
become clean f. arınmak
clean oneself f. yıkanmak
clean by sweeping f. süpürerek temizlemek
keep it clean f. temiz tutmak
keep one's nose clean f. etliye sütlüye karışmamak
clean something up f. kırmak
clean up f. tertemiz yapmak
come clean f. suçunu itiraf etmek
make a clean breast of f. her şeyi itiraf etmek
clean out f. ayıklamak
rush somebody clean off his feet f. iki ayağını bir pabuca sokmak
clean out f. temizlemek
clean out f. para sızdırmak
clean out f. boşaltmak
clean up f. toparlamak
clean out f. içini silmek
clean off f. yüzeyini silmek
clean the fish f. balığı temizlemek
clean the fish f. balık temizlemek
clean a wound f. yara temizlemek
come clean f. itiraf etmek
start with a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
start with a clean slate f. beyaz sayfa açmak
clean off the dirt f. kir çözmek
wipe the slate clean f. geçmişe sünger çekmek
clean the house f. evi temizlemek
clean the table f. boşları almak
clean the table f. (masanın) boşlarını almak
make a clean breast f. içini dökmek
dry-clean f. kuru temizlemek
spring-clean f. bahar temizliği yapmak
clean out all the drawers f. tüm çekmeceleri boşaltmak
clean stain f. leke temizlemek
not to keep clean f. temiz tutmamak
keep clean f. temiz tutmak
clean the garden f. bahçeyi temizlemek
keep the environment clean f. çevreyi temiz tutmak
clean the fish f. balık ayıklamak
have a clean criminal record f. sabıkasız olmak
have a clean criminal record f. sabıkası temiz olmak
smell clean f. temiz kokmak
seem clean f. temiz görünmek
look clean f. temiz görünmek
clean the room f. odayı temizlemek
clean the kitchen f. mutfağı temizlemek
clean the place out f. mekanı silip süpürmek
clean the table f. boşları toplamak
give clean bill of health f. sağlam raporu vermek
clean with a vacuum cleaner f. elektrik süpürgesiyle temizlemek
clean with a vacuum cleaner f. elektrik süpürgesi ile temizlemek
clean the oven f. fırını temizlemek
come up clean f. (bir araştırmadan vb) temiz çıkmak
clean the bathroom f. banyoyu temizlemek
come up clean f. (gbt vb) temiz çıkmak
clean one's nose f. burnunu temizlemek
clean the cage f. kafesi temizlemek
clean rice f. pirinç ayıklamak
clean up the house f. evi temizlemek
clean the board f. tahtayı silmek
burn something clean f. birşeyi yakarak temizlemek
clean a toilet f. tuvalet temizlemek
clean up f. ortalığı toparlamak
clean the barn f. ahırı temizlemek
keep clean f. ki̇rletmemek
vacuum-clean f. elektrik süpürgesi ile temizlemek
clean the window f. pencereyi temizlemek
clean house f. evi ve mobilyalarını temizlemek
clean house f. ev temizliği yapmak
dry clean f. kimyasal maddelerle temizlemek
clean up f. harabelikten kurtarmak
clean up f. düzensizlikten kurtarmak
clean up f. enkazı ortadan kaldırmak
clean up f. kusurları gidermek
clean up f. hataları gidermek
clean up f. üstünü başını düzeltmek
clean up f. bağımlılıktan kurtulmak
spotlessly clean s. tertemiz
very clean s. pırıl pırıl
sparkingly clean s. temiz pak
clean-cut s. hoş görünümlü
clean limbed s. endamlı
very clean s. pirüpak
white and clean s. süt gibi
very clean s. ak pak
very clean s. arı sili
crisp and clean s. tiril tiril
very clean s. çiçek gibi
easy clean s. temizlenmesi kolay
clean shaven s. temiz tıraşlanmış
ritually clean s. abdestli
clean hearted s. temizkalpli
clean hearted s. kalbi temiz
clean hearted s. temiz yürekli
clean-cut s. düzenli
clean-cut s. açık
clean-cut s. hoş
clean-cut s. biçimli
clean-cut s. düzgün
clean-cut s. pürüzsüz
clean-living s. temiz kalmış
clean-living s. pirüpak
clean-bred s. safkan
clean-cut s. kesin
clean-handed s. temiz
clean-bred s. katışıksız
clean-shaven s. sinek kaydı (tıraşlı)
clean-cut s. sınırları belli
clean-cut s. sınırlayıcı
clean-cut s. açık seçik
clean-cut s. erdemli ve temiz
clean-cut s. çok kaliteli
clean-handed s. suçsuz
clean-handed s. kabahatsiz
clean-limbed s. vücudu orantılı
clean-living s. ahlaki açıdan temiz
clean-living s. erdemli
clean-tech s. temiz teknoloji kullanan
clean-timbered [obsolete] s. vücudu orantılı
the room isn't clean expr. oda temizlenmemiş
Phrasals
clean out f. yormak
clean out f. (birinin) tüm parasıyla sıvışmak
clean out f. hepsini yok etmek
clean up f. etrafa çekidüzen vermek
clean up f. (suçtan) arındırmak
clean up f. kolay zafer kazanmak
clean up f. güle oynaya kazanmak
clean up f. rahat rahat kazanmak
clean up f. (metin, yazı) hatalardan arındırmak
clean up f. (metin, yazı) tashih yapmak
clean up f. düzeltmek
clean up f. toparlamak
clean up f. tamamlamak
come clean about (something) f. (bir konu hakkında) gerçeği söylemek
come clean about (something) f. itiraf etmek
come clean about (something) f. yaptığını kabullenmek
clean up f. büyük kazanç sağlamak
clean out f. birşeyin içini boşaltmak
clean up on f. bozguna uğratmak
clean out f. boşaltıp temizlemek
clean down f. baştan aşağı temizlemek
clean somebody out f. birisini soyup soğana çevirmek
clean up somewhere f. bir yeri (pislikten/suçtan) arındırmak
come clean (with someone) (about something) f. birisine dürüst olmak
come clean (with someone) (about something) f. birisine karşı dürüst olmak
clean down f. dip bucak temizlemek
clean up f. düşmandan temizlemek
clean up f. düşmandan arındırmak
clean somebody out f. her şeyini almak
clean up on f. hezimete uğratmak
clean something off f. kiri çözmek/çıkarmak
clean something off something f. kiri çözmek/çıkarmak
clean up on f. kar sağlamak
clean up f. parayı bulmak
clean up f. silip süpürmek
clean something off something f. silerek/temizleyerek çıkarmak
clean up f. parsayı toplamak
clean down f. silip süpürmek
clean up f. para kazanmak
clean up on f. para kazanmak
clean something off f. silerek/temizleyerek çıkarmak
clean something down f. (fırçayla vb) temizlemek
clean (something) out of (something) f. (bir şeyin) içini (bir şeyden) temizlemek
clean (something) out of (something) f. (bir şeyin) içini (bir şeyden) arındırmak
clean (something) out of (something) f. (bir şeyin) içinden (bir şeyi) atmak/çıkarmak
clean (someone) out of (something) f. (birini bir şeyden) atmak
clean (someone) out of (something) f. (birini) işten çıkarmak
clean (someone) out of (something) f. (bir şeyi/yeri birinden) temizlemek
clean someone or something down f. birini/bir şeyi yıkamak
clean someone or something down f. birini/bir şeyi baştan aşağı temizlemek
clean off f. (bir maddeden) temizlemek
clean off f. (bir şeyini) silmek
clean out f. soyup soğana çevirmek
clean out f. bütün parasını ütmek
clean out f. ceplerini boşaltmak
clean out f. bitirmek
clean out f. dibini buldurmak
clean out f. tüketmek
clean out f. bağırsaklarının boşalmasına neden olmak
clean something out f. bir şeyin içini temizlemek
clean out of f. tüketmek
clean out of f. soyup soğana çevirmek
clean up f. yasa dışı faaliyetlerden temizlemek
clean up f. yasa dışı faaliyetlere son vermek
clean up f. temize çekmek
clean someone or something up f. birini/bir şeyi temizlemek
clean someone or something up f. birini/bir şeyi yıkamak
clean up after (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasını toplamak/temizlemek
clean up after (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yasa dışı bir eylemini/suçunu örtbas etmek
clean up on (something) f. (bir şeyden) parsayı toplamak
clean up f. kurtulmak
clean up f. elden çıkarmak
clean up f. tüketmek
clean up f. halletmek
clean up f. rahatlatmak
clean up f. hafifletmek
clean up f. istenmeyen kişilerden kurtulmak
clean up f. yakasından atmak
clean up f. yakasından sıyırmak
clean up f. istenmeyen özellikleri defetmek
clean (up) f. (topraktan) otları ayıklamak
clean (up) f. (topraktan) çer çöpü ayırmak
clean out (of/from) f. (bir şeyi) uzaklaştırmak
clean out (of/from) f. (bir şeyi) ortadan kaldırmak
Phrases
keep our environment clean expr. çevremizi temiz tutalım
keep the environment clean expr. çevreyi temiz tutalım
keep the school clean expr. okulu temiz tut
keep the school clean expr. okulu temiz tutun
keep the classroom clean expr. sınıfı temiz tutun
keep the classroom clean expr. sınıfı temiz tut
keep the class clean expr. sınıfı temiz tut
keep it clean expr. temiz tut
Proverb
a new broom sweeps clean işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür
a new broom sweeps clean işe yeni başlamış kişi canla başla işini yapar
a new broom sweeps clean bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar
new brooms sweep clean bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar
a new broom sweeps clean yeni süpürge iyi süpürür
new brooms sweep clean yeni süpürge iyi süpürür
a clean conscience is a good pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a new broom sweeps clean işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar
new brooms sweep clean işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar
a clean conscience is a good pillow iyi bir vicdan en rahat yastıktır
a clean conscience is a good pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan başını yastığa rahat koyar
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
Colloquial
mr clean i. bay dürüst
mr clean i. bay doğru
day-clean i. şafaktan hemen sonraki zaman
day-clean i. güneşin parlamaya başladığı an
clean up nice f. şık olmak
clean up nice f. giyinip kuşanmak
clean up nice f. süslenip püslenmek
clean up nice f. şekil yapmak
clean up nicely f. şık olmak
clean up nicely f. giyinip kuşanmak
clean up nicely f. süslenip püslenmek
clean up nicely f. şekil yapmak
clean baby's bottom/bum f. bebeğin altını temizlemek
clean baby's bottom/bum f. bebeğin altını değiştirmek
clean baby's bottom/bum f. bebeğin altını almak
clean the pool f. havuzu temizlemek
come clean f. itiraf etmek
come clean f. kabul etmek
clean oneself up f. temizlenmek
clean oneself up f. yıkanıp yeni giysi giymek
let someone walk by with a clean conscience f. vicdanı rahat bir şekilde gezmesini sağlamak
clean someone out f. birini soyup soğana çevirmek
clean someone out f. birinin ceplerini boşaltmak
clean someone out f. birinin tüm parasını bitirmek
clean someone out f. bağırsaklarını boşaltmak
clean someone out f. lavman yapmak
clean out f. zorla uzaklaştırmak
clean out f. zorla göndermek
clean out f. birini istifaya zorlamak
get clean away f. kaçıp gitmek
get clean away f. paçasını kurtarmak
get clean away f. sıvışmak
get clean away f. kaçıp kurtulmak
clean out f. (stok, mal) tamamen tüketmek
clean and tidy s. derli toplu
clean-shaven s. sıfıra kazınmış (saç)
clean-shaven s. saçlarını sıfıra vurdurmuş
swept clean s. süpürülerek temizlenmiş
swept clean s. tertemiz (mecazi)
clean and tidy s. temiz ve düzenli
clean-shaven s. tam kazınmış (saç)
squeaky-clean s. erdemli
squeaky-clean s. asil
squeaky-clean s. ahlaklı
squeaky-clean s. sözüne güvenilir
squeaky-clean s. faziletli
squeaky-clean s. dürüst
squeaky-clean s. namuslu
clean and fresh expr. buz gibi
keep your hands clean expr. ellerini temiz tut
keep your room clean expr. odanızı temiz tutun
clean out your office expr. ofisini boşalt
keep the room clean expr. odayı temiz tut
keep your room clean expr. odanı temiz tut
so clean you could eat off the floor expr. tertemiz
Idioms
clean code i. temiz kod
clean code i. kolay okunup anlaşılabilen düzenli, işler kod
clean sweep i. net galibiyet
clean sweep i. kesin zafer
clean sweep i. açık ara galibiyet/zafer
white and clean i. ak pak
a clean bill of health i. garanti belgesi
clean sweep i. kökten temizlik
a clean bill of health i. sağlık belgesi
a clean bill of health i. sağlamlık belgesi
the slate wiped clean i. temiz defter
a clean sheet i. temiz bir sayfa
a clean page i. temiz bir sayfa
clean copy i. temiz kopya
clean sheet i. temiz sayfa
a clean break i. tam anlamıyla ayrılma
a clean break i. tamamen ayrılma
a clean-up operation i. temizleme harekatı
a clean slate i. temiz bir sayfa
clean-up operation i. temizleme operasyonu
a clean sheet i. yeni bir başlangıç
a clean slate i. yeni bir sayfa
a clean sheet i. yeni bir sayfa
a clean slate i. yeni bir başlangıç
a clean break i. (geçmişe vb.) sünger çekme
so clean you could eat off the floor i. (o kadar temiz ki) bal dök yala
a clean sheet i. maçta hiç gol yememe
a clean sheet i. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet i. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
a clean sheet/slate i. temiz bir sayfa
a clean sheet/slate i. yeni bir başlangıç
a clean sheet/slate i. yeni bir sayfa
a clean sheet/slate i. maçta hiç gol yememe
a clean sheet/slate i. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet/slate i. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
clean bill of health i. bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat
clean bill of health i. bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat
clean break i. tamamen ayrılma
clean break i. tam anlamıyla ayrılma
clean break i. (geçmişe) sünger çekme
clean break i. tamamen geride bırakma
clean break i. defteri kapatma
clean sheet [uk] i. bir tarafın sayı kaydedemediği oyun/maç
clean sheet [uk] i. bir tarafın sayı elde edemediği oyun/maç
clean sheet [uk] i. bir tarafın skor hanesine sayı yazdıramadığı oyun/maç
clean-up operation i. derinlemesine/kökten temizlik
make a clean breast f. her şeyi itiraf etmek
be (as) clean as a whistle f. hiçbir suçu olmamak
be (as) clean as a whistle f. hiçbir pis işe bulaşmamış olmak
be (as) clean as a whistle f. hiçbir illegal faaliyette yer almamış olmak
be (as) clean as a whistle f. o taraklarda bezi olmamak
keep (one's) slate clean f. beladan uzak durmak
keep (one's) slate clean f. hiçbir suça bulaşmamak
keep (one's) slate clean f. temiz bir sicili olmak
keep (one's) slate clean f. adı herhangi bir olaya karışmamak
keep a clean sheet f. futbolda bir maçta ya da peş peşe birkaç maçta hiç gol yememek
keep a clean sheet f. sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak
keep a clean sheet f. futbolda rakip takıma gol şansı vermemek
pick something clean f. eti kemiğinden sıyırmak
pick something clean f. geriye bir tek kemikler kalana dek yenmek
pick something clean f. ortalıkta hiçbir şey bırakmamak
pick something clean f. geride hiçbir şey bırakmamak
pick something clean f. silip süpürmek
pick something clean f. yalayıp yutmak
pick something clean f. ne var ne yok alıp götürmek
pick something clean f. her şeyi toplamak
come clean f. açığa vurmak
clean the floor up with someone f. birisine dayak atmak
keep one's nose clean f. başını belaya sokmamak
clean someone's plow f. birisini pataklamak
clean someone's clock f. birisini paspas gibi çiğnemek
clean someone's clock f. birini mat etmek
clean someone's clock f. birini mağlup etmek
clean up after someone f. birinin arkasını toplamak
clean someone's plow f. birisine dayak atmak
show a clean pair of heels f. birisinden hızla kaçmak
start over with a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
clean the floor up with someone f. birisini paspas gibi çiğnemek
keep one's nose clean f. beladan uzak durmak
clean the floor up with someone f. birisini pataklamak
start off with a clean slate f. beyaz bir sayfa açmak
keep your nose clean f. beladan uzak durmak
keep nose clean f. başını belaya sokmamak
clean the floor up with someone f. birisini yerlerde sürüklemek
make a clean break f. defteri kapamak
make a clean sweep f. derinlemesine/kökten temizlik yapmak
show a clean pair of heels f. hızla uzaklaşmak
come clean f. gerçeği bütün açıklığıyla söylemek
keep one's nose clean f. etliye sütlüye karışmamak
keep one's hands clean f. ellerini kirletmemek
scrub the slate clean f. geçmişe sünger çekmek
make a clean break f. geride bırakmak
make a clean break f. geçmişte bırakmak
wipe someone's slate clean f. geçmişe sünger çekmek
make a clean sweep f. ezip geçmek
have clean hands f. ellerini kirletmemek
make a clean breast of f. içini dökmek
come clean f. itiraf etmek
clean out the dead wood f. ıskartaya çıkarmak
clean one's act up f. kendisine çeki-düzen vermek
clean one's act up f. kendisini yenilemek
clean up one’s act f. kendisini yenilemek
clean up one’s act f. kendisine çeki-düzen vermek
have clean hands f. suçtan/beladan uzak durmak
make a clean breast of f. suçunu vb kabul etmek
have clean hands f. suça bulaşmamak
keep one's hands clean f. suça bulaşmamak
clean up one’s act f. performansını ilerletmek
make a clean breast of it f. suçu itiraf etmek
keep your nose clean f. pis işlere bulaşmamak
have clean hands f. suçu olmamak
wipe the slate clean f. sil baştan yapmak
keep one's hands clean f. suçtan/beladan uzak durmak
start with a clean slate f. sil baştan yapmak
keep one's nose clean f. pis işlere bulaşmamak
clean one's act up f. performansını ilerletmek
make a clean sweep f. silip süpürmek
have clean hands f. suçsuz olmak
start off with a clean slate f. temiz bir sayfa açmak
get a clean bill of health f. temiz kağıdı almak
start over with a clean slate f. temiz bir sayfa açmak
be as clean as a whistle f. tertemiz olmak
be as clean as a new pin f. tertemiz olmak
clean out (of something) f. tüketmek
show somebody a clean pair of heels f. tur bindirmek
show a clean pair of heels f. tabanları yağlamak
show somebody a clean pair of heels f. toz yutturmak
clean one's plate f. tabağını sıyırmak
clean one's plate f. tabağında yemek bırakmamak
clean up one's plate f. tabağını sıyırmak
clean up one's plate f. tabağında yemek bırakmamak
clean out (of something) f. (elinde) olmamak/kalmamak (henüz tükenmiş)
make a clean break f. yeni bir sayfa açmak
clean up on something f. (bir şeyden) çok para kazanmak
show somebody a clean pair of heels f. (bir yarışta) birisini geçmek
start over with a clean slate f. yeni bir başlangıç yapmak
show somebody a clean pair of heels f. (bir yarışta vb.) tozunu attırmak
have a clean conscience about something f. vicdanı rahat olmak
start off with a clean slate f. yeni bir başlangıç yapmak
show a clean pair of heels f. uçarcasına kaçmak
clean house f. sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları defetmek
clean house f. sorunlu/yetersiz politikalardan kurtulmak
clean house f. sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları temizlemek
clean house f. sorunlu/yetersiz kişilerden veya gruplardan kurtulmak
clean house f. istenmeyen çalışanlardan kurtulmak
clean house f. tensikat yapmak
clean house f. bir temiz dövmek
clean house f. çok fena benzetmek/vurmak
clean house f. içerideki yolsuzluktan/yolsuzluklardan kurtulmak
clean house f. yolsuzluğu/yolsuzlukları temizlemek
clean house f. bir kurumu düzenlemek/nizama sokmak
clean house f. verimli hale getirmek
clean house f. faydasız/gereksiz şeylerden temizlemek
clean house f. cezalandırmak
clean house f. ortalığı başına yıkmak
clean house f. bir temiz dayak atmak/pataklamak
clean house f. yolsuzluğu temizlemek/ortadan kaldırmak
clean house f. verimsizliği gidermek
clean house [us] f. istenmeyen/gereksiz kişileri görevden almak
clean house [us] f. istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak