İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | come forward f. | ortaya çıkmak |
Genel | come forward f. | ortaya atılmak |
Genel | come forward f. | meydana atılmak |
Genel | come forward f. | belirli bir amaçla ortaya çıkmak |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | öne çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | bir yerde toplanmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | bir toplanma noktasına ilerlemek |
Öbek Fiiller | come forward f. | öne/kürsüye çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | (bilgiyle, kanıtla) ortaya çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) öne atılmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) gönüllü olmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | öne, ileriye, kürsüye, tahtaya çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | (bilgiyle, kanıtla) ortaya çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) öne atılmak |
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) gönüllü olmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | come forward (with something) f. | (bir fikirle, bilgiyle) çıkagelmek |
Öbek Fiiller | come forward (with something) f. | (bir fikirle, bilgiyle) ortaya çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward (with something) f. | (bir fikir, bilgi) getirmek |