common - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

common

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"common" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 119 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
common s. alışılmış
common s. alelade
common s. yaygın
common s. sıradan
common s. ortak
common s. müşterek
General
common i. meydan
common i. park
common i. halka açık alan
common i. halka açık yer
common i. kamusal
common s. olağan
common s. kaba
common s. basit
common s. bayağı
common s. amiyane
common s. ortalama
common s. madara
common s. kaba saba
common s. bilinen
common s. beraber yapılan
common s. pespaye
common s. evrensel
common s. basbayağı
common s. umumi
common s. alışılagelmiş
common s. beraber
common s. birlikte
common s. kırtıpil
common s. aşağı
common s. sıkça rastlanan
common s. ortak
common s. müşterek
common s. genel
common s. çok rastlanan
common s. adi
common s. kamusal
common s. toplumsal
common s. sıra işi
common s. genelgeçer
common s. alışıldık
common s. paylaşılan
common s. harcıalem
common s. alelade
common s. kubat
common s. düşük nitelikli
common s. düşük vasıflı
common s. rütbesiz
common s. rütbesi olmayan
common s. mevkisiz
common s. terbiyesiz
common s. kamu
common s. umuma ait
common s. her günkü
common s. en basit
common s. en temel
common s. paylaşımlı
common s. sık rastlanan
common s. spesifik bir özelliği bulunmayan
common s. standart
common s. vasat
common s. kalitesi düşük
common s. ikinci kalite
common s. ikinci sınıf
common s. tapon
common s. kabul görmüş standartlara uyan
common s. temel
common s. asli
common s. esas
common s. ana
common s. sık görülen
Trade/Economic
common i. genel arazi parçası
common i. adi hisse senedi
common i. genel hisseler
common s. adi hisse senedine ait
common s. genel hisselere ait
common s. adi hisse senedi ile ilişkili
common s. genel hisseler ile ilişkili
Law
common i. (tarımsal faaliyetlerde) bir başkasının mülkünde hak iddiası
common s. müşterek
common s. umumi
Politics
common i. avam kamarası
common i. halk tabakasını temsil eden meclis üyeleri
common s. adi
Technical
common s. ortalamalı
common s. müşterek
Woodworking
common i. adi tahta
common i. kereste parçası
common s. (kerestenin) çeşitli kalite derecelerine ait
common s. (kerestenin) çeşitli kalite dereceleri ile ilişkili
common s. kusurlu (kereste)
common s. budaklı (kereste)
common s. düğümlü (kereste)
Anatomy
common s. çok sayıda kol veya organdan oluşmuş
common s. birden fazla işlevi bulunan
Math
common i. ortak
common s. bayağı
Geometry
common s. iki veya daha fazla çembere teğet olan
Biology
common s. hayvan veya bitkinin ortak adını belirten
common s. hayvan veya bitkinin ortak adıyla ilgili
Social Sciences
common i. toplum
common s. alt (kesim)
common s. avam
common s. halk
Literature
common i. hem uzun hem kısa olabilen hece
common i. hem vurgulu hem de vurgusuz olabilen hece
common s. hem eril hem dişil
Linguistics
common s. başka dillerde birden fazla çekimin gördüğü işlevi tek başına karşılayan (gramatik hal)
common s. cins (isim)
common s. cümle başında kullanılmadığı sürece küçük harfle başlayan (isim)
common s. ortak cinse ait olan (isim)
Religious
common i. özel seremonilerde kullanılan kilise odası
common i. özel kilise ayini
common i. kilise korosunun ilahi söylediği ayin
common s. roma ayini'nin değişmez olan metinlerine ait
common s. törensel açıdan temiz olmayan
common s. törenlere uygun olmayan
common s. dini açıdan temiz olmayan
common s. dini açıdan uygun olmayan

"common" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
common sense i. sağduyu
General
common sandpiper i. dere düdükçünü
common spruce i. adi ladin
common man i. sokaktaki adam
sharing a common fate i. kader birliği
common marriage i. birlikte yaşama
common law i. örf ve adet hukuku
common rights i. ortak haklar
common customs tariff nomenclature i. ortak gümrük tarife nomenklatürü
common words i. ortak sözcükler
common of estovers i. baltalık hakkı
the common people i. halk
common rosefinch i. çütre
least common denominator i. ortalama seviye
common man i. sıradan insan
common property i. ortak mal
common market i. avrupa ekonomik topluluğu
common way i. orta yol (anlaşma vb)
least common denominator i. asgari müşterek
common tern i. sumru
common practice i. genel uygulama
common name i. yerel ad
common salt i. sofra tuzu
tenancy in common i. ortak kiracılık
common vole i. tarlafaresi
common wall i. ana duvar
common law i. müşterek hukuk
common seabream i. mercan
common scoter i. kara ördek
common direction i. ortak yön
common ground i. ortak bir zevk, görüş, tutku vb
a grain of common sense i. bir nebze anlayış
common good i. amme menfaati
common room i. öğretmenler odası
common noun i. cins isim
common sandpiper i. batakçulluğu
common polypody i. çıyanotu
common grey i. adi balıkçıl
the common market i. ortak pazar
common salt i. mutfak tuzu
common cold i. nezle
common antenna i. ortak anten
common usage i. örf
lowest common multiple i. en küçük ortakkat
common myna i. çiğdeci
common to all i. orta malı
common heritage i. ortak miras
common cold i. nevazil
common multiple i. ortak kat
common carp i. pullu sazan
the common people i. avam
common carrier i. belirli bir veya birkaç kategoride insan veya eşya taşımayı üstlenen taşıyıcı
common joist i. taban kirişi
common wife i. nikahsız eş
common law i. teamül hukuku
common fraction i. bayağıkesir
common land i. umumi arazi
common property resource i. topluma ait kaynak
common agrimony i. kızılyaprak
common people i. avam
common gull i. küçük gümüş martı
greatest common factor i. en büyük ortakçarpan
common law i. örf ve adete dayanan hukuk
greatest common divisor i. en büyük ortakbölen
common future i. ortak gelecek
common divisor i. ortakbölen
common salt i. tuz
common tongue i. ortak dil
common people i. ayaktakımı
common tern i. adi deniz kırlangıcı
common trait i. ortak özellik
common touch i. sempatiklik
common knowledge i. bilinen gerçek
common time i. adi ölçü
common use areas i. ortak kullanım alanları
common use areas i. ortak kullanım mekanları
common use areas i. müşterek kullanım alanları
common action i. ortak işlem
common sense i. hissiselim
common features i. ortak özellikler
common ground i. ortak zemin
common use i. yaygın kullanım
common usage i. yaygın kullanım
common sense i. akıl fikir
common foreign policy i. ortak dış politika
common problem i. ortak problem
common platform i. ortak platform
common infrastructure i. ortak altyapı
common mind i. ortak akıl
common culture i. ortak kültür
common excavation i. adi kazı
common carrier frequency i. ortak taşıyıcı sıklığı
common ashlar i. adi kesmetaş
common brick i. adi tuğla
common excavation i. toprak kazısı
common purpose i. ortak amaç
common-public education i. yaygın eğitim
common-public education i. halk eğitimi
common sense i. hasse-i selime
common sense i. hiss-i selim
common-law marriage i. resmi nikahsız beraber yaşama
common carrier i. taşıyıcı
common pleas i. medeni hukuk mahkemesi
common sense knowledge i. sağduyu bilgisi
common sense i. sağduyu
common view i. ortak kanı
common opinion i. ortak kanı
sacrifice for common safety i. ortak çıkar için fedakarlık
common background i. ortak geçmiş
common history i. ortak geçmiş
common past i. ortak geçmiş
child in common i. müşterek çocuk
common rent i. adi kiralama
common friend i. müşterek arkadaş
common diligence i. normal dikkat
common crier i. tellal
common friend i. ortak arkadaş
common sense of humanity i. insanlığın ortak vicdanı
common ground i. ortak payda
common era i. milattan sonra
a common mistake i. genel bir yanılgı
common mistake i. genel yanılgı
common era i. miladi takvim
common era i. tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu
a common idea i. yaygın düşünce
common solution i. ortak çözüm
common path i. ortak yol
common ancestor i. ortak ata
common salt i. yemek tuzu
common verbs i. yaygın filler
common verbs i. yaygın fiiler
a common goal i. ortak bir amaç/gaye
common regret i. yaygın pişmanlık
common regret i. genel pişmanlık
common terminology i. ortak terminoloji
common substance in nature i. doğada yaygın olarak bulunan
common sense i. ortak akıl
common spaces i. ortak alanlar
common areas i. ortak alanlar
dilemma of common aversion i. ortak hoşnutsuzluk çıkmazı/ikilemi
common front i. ortak cephe
common-looking people i. sıradan görünüşlü insanlar
common courtesy i. toplumsal kurallara uygun davranış
common idea i. ortak fikir
common high school i. genel lise
common criminals i. sıradan suçlular
common problems i. sık karşılaşılan sorunlar
common will i. ortak irade
common cause i. dava arkadaşlığı
common grave i. kimsesizler mezarlığı
common wheat i. ekmeklik buğday
common characteristic i. ortak ozellik
common soldier i. deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker
common custom i. yaygın gelenek
common lexicon i. ortak sözcükçe
common man i. sıradan kişi
common person i. sıradan kişi
common man i. sıradan kimse
common person i. alelade insan
common person i. sıradan kimse
common man i. alelade insan
common person i. sıradan insan/kişi
common man i. sıradan insan/kişi
common school i. (19. yy abd'sinde) devlet okulu
common language equipment identifier (clei) code i. ortak dil ekipman tanımlayıcı (clei) kodu
common standard i. ortak standart
common basis i. ortak dayanak
common courtesy i. insanların genellikle göstermesi beklenen nezaket
the common point everyone agrees i. herkesin kabul ettiği ortak nokta
common approach i. yaygın yaklaşım
common measure i. dört dörtlük ölçü
common time i. dört dörtlük ölçü
common at large i. herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası
common in gross i. herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası
common item i. birden fazla aktivite için gerekli olan parça
common lunar year i. 12 adet kameri aydan oluşan dönem
common lunar year i. 354 günlük dönem
common name i. bir şeyin halk ağzındaki ismi
common name i. bir şeyin bilimsel olmayan ismi
common year i. artık olmayan yıl
common year i. 365 gün 6 saatten oluşan yıl
common-user item i. iki veya daha çok ülke/ordu tarafından ortak kullanılan parça
common sense i. aklıselim
common chord i. akor
common failing i. herkesin ortak /bilinen /olağan zaafı
common space i. müşterek mekan
have something in common with someone f. biriyle ortak bir özellik taşımak
make common cause with f. tarafını tutmak
become common f. adileşmek
make common cause with f. bir uğurda birisiyle birlikte hareket etmek
make common cause with f. işbirliği yapmak
reach a common ground f. orta yol bulmak
own something in common f. aynı şeye sahip olmak
have more in common with someone f. biriyle daha fazla ortak yönleri olmak
become common f. yaygınlaşmaya başlamak
become common f. sıradanlaşmak
find the lowest common denominator f. ortak paydada buluşmak
find the least common denominator f. ortak paydada buluşmak
have several characteristics in common f. benzer özellikler taşımak
have several characteristics in common f. benzer özellikleri taşımak
have several characteristics in common f. birçok ortak özellik taşımak
have several characteristics in common f. birçok benzer özellik taşımak
meet on a common ground f. asgari müştereklerde birleşmek
meet on a common ground f. ortak noktada birleşmek
meet on a common ground f. asgari müşterekte birleşmek
come to the common grounds f. asgari müştereklerde birleşmek
come to the common grounds f. asgari müşterekte birleşmek
meet on a common ground f. asgari müşterekte buluşmak
come to the common grounds f. asgari müşterekte buluşmak
be common f. yaygın olmak
have nothing in common f. hiçbir ortak yanı bulunmamak
become common f. yaygın bir hal almak
become common f. yaygın hale gelmek
have little in common f. çok az ortak yönleri olmak
be the second most common cause of death f. ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almak
have in common f. ortak bir yana sahip olmak
find a common ground f. ortak paydada buluşmak
meet on common ground f. ortak paydada buluşmak
have much in common f. çok ortak yanı bulunmak
have a lot in common f. birçok ortak özelliği olmak
have many things in common f. birçok ortak özelliği olmak
common [obsolete] f. katılmak
common [obsolete] f. pay almak
common [obsolete] f. ortak olmak
common [obsolete] f. müzakere etmek
common [obsolete] f. konuşmak
common [obsolete] f. hakkını birlikte kullanmak
have common interests f. ortak ilgi alanlarına sahip olmak
common as dirt s. adi
common or garden s. alelade
common or garden s. sıradan
out of the common s. sıradışı
having common sense s. sağduyulu
out of the common s. olağandışı
largely common s. geniş anlamda yaygın
common as dirt s. bayağı
most common s. en yaygın
common-sensical s. mantıklı
common enough s. genellikle yeterli
common enough s. umumiyetle yeterli
more common s. daha yaygın
common [dialect] s. ulaşılabilir
common [dialect] s. yanaşılabilir
common [dialect] s. samimi
common [dialect] s. teklifsiz
common [dialect] s. resmi olmayan
common [dialect] s. arkadaş canlısı
common [dialect] s. cana yakın
common [dialect] s. sosyal
common [dialect] s. girişken
common [dialect] s. yapmacıksız
common [dialect] s. içten
common-sense s. akla uygun ve gerçekçi düşünceden esinlenen
common-sense s. akla uygun ve gerçekçi düşünen
in common zf. birlikte
by common consent zf. herkesin rızası ile
in common zf. aleni olarak
by common consent zf. oybirliğiyle
in common zf. benzer
by common consent zf. herkesin kabul ettiği üzere
by common consent zf. herkesin onayıyla
in common zf. müştereken
in common zf. ortaklaşa
by common consent zf. karşılıklı anlaşarak
by common consent zf. karşılıklı anlaşma ile
in common zf. müşterek
in common zf. ortak
in a common way zf. ortaklama
before common era zf. milattan önce
in the common era zf. milattan sonra
in common with ed. ile ortak olarak
in common with ed. benzer ile ortak olarak
in common with ed. ile müşterek
in common with ed. benzer
in common with ed. -de olduğu gibi
common to ed. -e mahsus
cmd (common meter double) kısalt. müzikte bir tür ölçü
cpp (common point of purchase) kısalt. ortak alım noktası
Phrases
the most common s. en çok karşılaşılan
contrary to common belief expr. bilinenin aksine
it is more common to see expr. daha yaygın görülür
for the common good expr. herkesin iyiliği için
before common era (bce) expr. milattan önce
all too common expr. pek bilindik
without prejudice to any rights implied by statute or common law or under the provisions of this agreement expr. tüzük ya da genel hukuk tarafından kastedilen ya da bu anlaşmanın hükümleri çerçevesindeki herhangi bir hak saklı kalmak koşuluyla
common to expr. -e özgü
in common (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ortak (özellik, yön)
in common (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) müşterek (yön, özellik)
in common (with someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) benzer (yön, özellik)
in common with somebody/something expr. biriyle/bir şeyle birlikte
in common with somebody/something expr. biri/bir şey gibi
in common with somebody/something expr. birine/bir şeye benzer olarak
Proverb
an ounce of common sense is worth a pound of theory biraz/azıcık sağduyu birçok teoriden iyidir/yeğdir
an ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır
an ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyu problemleri çözmede teoriden daha etkilidir
an ounce of common sense is worth a pound of theory pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır
ounce of common sense is worth a pound of theory biraz/azıcık sağduyu birçok teoriden iyidir/yeğdir
ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır
ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyu problemleri çözmede teoriden daha etkilidir
ounce of common sense is worth a pound of theory pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır
Colloquial
have one thing in common f. bir ortak noktası olmak
make common cause f. ortak bir amaç için biriyle işbirliğine girmek
common or garden s. sıradan
common or garden expr. bilindik
by common consent expr. oybirliğiyle
by common consent expr. ortak kararla
Idioms
common decency i. edep
common decency i. terbiye
common decency i. nezaket
common decency i. genel görgü kuralları
the common run of (something) i. (bir şeyin) standart, ortalama veya tipik hali
the common run of (something) i. ortalama (bir şey)
the common run of (something) i. tipik (bir şey)
a common spirit of comradeship i. birlik duygusu
a common spirit of comradeship i. birlik ruhu
common ground i. ortak taban
common ground i. ortak görüşler
common ground i. ortak düşünceler
common thread to all this i. ortak özellik/nokta
common ground i. ortak nokta
a common spirit of comradeship i. sorumluluk duygusu
the common touch i. (bir liderin/önemli bir kişinin) halk ile iletişim becerisi
common decency i. terbiye
common decency i. '-kadar nezaket
common decency i. edep
common decency i. genel görgü kuralları
common or garden variety [uk] i. standart
common or garden variety [uk] i. sıradan
common or garden variety [uk] i. olağan
common or garden variety [uk] i. alışılmış
common thread i. ortak özellik/nokta
common thread i. benzer nokta
common thread i. tekrar eden özellik
the common cold i. soğuk algınlığı
the common cold i. üşütme
the common/general run i. ortalama
the common/general run i. tipik
the common/general run i. standart
the common/general run i. çoğunluk
make common cause against (someone or something) f. (birine veya bir şeye) karşı güçlerini birleşmek
make common cause against (someone or something) f. (birine veya bir şeye) karşı birlikte mücadele etmek/savaşmak
make common cause against (someone or something) f. (birine veya bir şeye) karşı işbirliği yapmak
have something in common f. bir/bazı ortak noktaları bulunmak
have a lot in common with somebody f. birisiyle birçok ortak özelliğe sahip olmak
make common cause with someone f. birisiyle birlikte hareket etmek
have something in common (with) f. bazı ortak yanları olmak/bulunmak
make common cause with someone f. ortak bir amaç doğrultusunda/müşterek bir hedefe yönelik olarak birisiyle işbirliği yapmak
make common cause with somebody f. ortak bir amaç için biriyle işbirliğine girmek
be common knowledge f. bilinen bir gerçek olmak
be common knowledge f. herkesin bildiği bir şey olmak
be common knowledge f. herkesçe bilinmek
find common ground f. orta yolu bulmak
find common ground f. ortak paydada buluşmak
have something in common (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) ortak bir özelliği/yönü olmak
have something in common (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) bir yönden/bazı yönlerden birbirine benzemek
have something in common (with somebody/something) f. (biriyle/bir şeyle) ortak bir yönü/noktası bulunmak
have something in common (with somebody/something) f. (biriyle/bir şeyle) ortak bir özellik taşımak
have something in common (with somebody/something) f. (biriyle/bir şeyle) bazı ortak yanları olmak/bulunmak
make common cause with (someone or something) f. bir uğurda (biriyle/bir şeyle) birlikte hareket etmek
make common cause with (someone or something) f. bir uğurda (biriyle/bir şeyle) birlikte çalışmak
make common cause with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
make common cause with (someone or something) f. ortak bir amaç için (biriyle/bir şeyle) iş birliğine girmek
common-or-garden s. alelade
common-or-gardens s. alelade
as common as dirt s. adi
as common as an old shoe s. adi
common as dirt s. sıradan
common-or-gardens s. sıradan
common or garden s. sıradan
common as dirt s. paçoz
common as an old shoe s. paçoz
common as an old shoe s. sıradan
as common as muck expr. aşağılık
common thread to all this expr. benzer nokta
as common as an old shoe expr. bayağı
as common as dirt expr. bayağı
common as an old shoe expr. çok adi
common-or-garden expr. çok sıradan
as common as an old shoe expr. çok sıradan
as common as dirt expr. çok sıradan
in common with expr. diğerleriyle birlikte
common as dirt expr. çok adi
in common with expr. hep
common as an old shoe expr. görgüsüz
as common as dirt expr. görgüsüz
as common as an old shoe expr. görgüsüz
common as dirt expr. görgüsüz
in common with expr. ile birlikte
in common expr. ortak nokta
as common as muck expr. kaba saba
common or garden expr. orta karar
as common as muck expr. sıradan
as common as an old shoe expr. paçoz
as common as dirt expr. paçoz
Speaking
I wonder if we have something in common? expr. acaba ortak yönlerimiz var mıdır?
we have no friends in common expr. bizim ortak arkadaşımız yok
we have no friends in common expr. hiç ortak arkadaşımız yok
I wonder if we have something in common expr. ortak yönlerimizin olup olmadığını merak ediyorum
it looks like we got something in common expr. ortak bir yönümüz var gibi görünüyor
we have a great deal in common expr. seninle çok ortak noktamız var
we have a lot in common expr. senin ile birçok ortak noktamız var
Trade/Economic
common shares i. adi hisse senedi
common capital stock account i. alelade hisseli sermaye hesabı
common shares i. alelade hisse senedi
common stock i. adi hisse senetleri
common law i. anglo sakson hukuk sistemi
earning per share and rate of dividend for common stocks and preference stocks i. adi ve imtiyazlı hisse senetleri için ayrı ayrı gösterilmek koşuluyla, hisse başına kar ve kar payı oranları
common stock i. adi hisse senedi
common stock i. adi hisse senedi
common agricultural and rural policy for europe i. avrupa ortak tarımsal ve kırsal politikası
common market i. avrupa ortak pazarı
common good i. amme menfaati
common stock i. alelade hisse senedi
common stock i. adi pay senedi
common stock without par value i. alelade hisse senedi
par value of common stock i. adi hisse senedinin nominal değeri
common shares i. adi aksiyon
common stock i. adi aksiyon
common stock fund i. adi hisse senedi fonu
common equity i. adi hisse senedi sahiplerine ait olan öz varlık
common stock dividend i. adi hisse senedi temettüsü
common labour i. alelade işçilik
common law corporation i. anonim şirket
european common market i. avrupa ortak pazarı veya yalnızca ortak pazar
common money bond i. belirli bir para miktarının ödeme taahhütnamesi
common labour i. basit işçilik
common laborer i. basit işleri yapan işçi
common average i. basit ortalama
common cost i. birleşmiş masraflar
common business oriented language i. cobol
common stock without par value i. değersiz hisse senedi
common-size percentage i. dikey yüzde analizi
common market for eastern and southern africa (comesa) i. doğu ve güney afrika ortak pazarı
weighted average number of common shares during the period i. dönem boyunca adi hisse senetlerinin ağırlıklı ortalama sayısı
common carrier bill of lading i. genel taşımacı konşimentosu
common purse i. genel fon
common purse i. genel sandık
common treasury stock i. geri alınmış adi hisse senedi
common carrier i. genel taşımacılık
common carrier i. genel nakliyeci
common stock i. genel hisseler
cost of common stocks i. hisse senetleri ve geçici ilmuhaber alışları
commissions on common stock trading i. hisse senedi alım satım aracılık komisyonları
sales revenues from common stocks i. hisse senetleri ve geçici ilmuhaber satışları
premium on issues of common stock i. hisse senetleri ihraç primleri
common property i. hava
common stocks i. hisse senetleri
profits on cancellation of common stocks i. hisse senedi iptal karları
common property i. herkesçe sahip olunan dolayısıyla kimsenin mülkiyetinde olmayan kaynaklar
discount on common stock i. hisse senedi ihraç farkı
yield on common stock i. hisse senedi getirisi
common stock trading commissions paid to exchanges i. hisse senedi işlem payları ve tescil ücretleri
economic earnings of a common stock i. hisse senedinin ekonomik kazançları
common law i. ingiliz örf ve adet hukuku
common labour i. kalitesiz işçilik
common bond i. ortak tahvil
the lowest common denominator i. kalitesiz ve ucuz ürünleri tercih eden tüketici grubu
tangible common equity i. maddi özkaynak
common risk i. müşterek riziko
common market i. müşterek pazar
common external tariff i. müşterek dış gümrük tarifesi
tenant in common i. müşterek mutasarrıf
common requirements i. müşterek ihtiyaç
ownership in common i. müşterek mülkiyet
common cost i. müşterek maliyet
common risk i. müşterek risk
common customs tariff i. ortak gümrük tarifesi
common property i. ortak mal
common carrier i. nakliyeci
common agricultural policy i. ortak tarım politikası
common cost i. ortak gider
common consolidated corporate tax base i. ortak konsolide kurumlar vergisi matrahı
common benefit i. ortak çıkar
area of common prosperity i. ortak refah alanı
common ownership i. ortak mülkiyet
right of common i. ortak kullanım hakkı
common costs i. ortak giderler
common stock at par i. nominal değerde adi hisse senedi
common cause i. ortak neden
common regulatory framework i. ortak düzenleyici çerçeve
common ground i. ortak düzlem
common cost i. ortak maliyet
common fund i. ortak fon
common use wholesale store i. ortak amaçlı toptancı hali
central american common market i. orta amerika ortak pazarı
common market i. ortak pazar
common statement i. ortak açıklama
common currency area i. ortak para alanı
common carrier i. nakliye şirketi
common trust funds i. ortak bir yatırım yönetim stratejisi altında birleştirilmiş yatırım varlıkları
common exchange area i. ortak para alanı
common costs i. ortak maliyetler
common expenses i. ortak giderler
common market organization i. ortak piyasa düzeni
common agricultural policy i. ortak tarım politikası
common commercial policy i. ortak ticaret politikası
common customs tariff i. ortak gümrük tarifesi
common market i. ortak pazar
common external tariff i. ortak dış tarife
tenancy in common i. ortak mülkiyet