|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
hırsız (dükkan) |
shoplifter i.
|
|
2 |
Genel |
köşebaşı dükkan |
corner shop i.
|
|
|
3 |
Genel |
dükkan (perakende satış yapılan) |
shoppe i.
|
|
4 |
Genel |
dükkan işleten kimse |
storekeeper i.
|
|
5 |
Genel |
dükkan (perakende satış yapılan) |
shop i.
|
|
6 |
Genel |
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
takeaway i.
|
|
7 |
Genel |
dükkan sahibi |
owner of a shop i.
|
|
8 |
Genel |
yazıcı hizmeti veren dükkan |
print shop i.
|
|
9 |
Genel |
alet edevat satan dükkan |
toolshed i.
|
|
10 |
Genel |
dükkan kapatma |
hartal i.
|
|
11 |
Genel |
ucuzcu dükkan |
cut-price shop i.
|
|
12 |
Genel |
sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (dükkan) |
take-out i.
|
|
13 |
Genel |
içki satılan dükkan |
off-license i.
|
|
14 |
Genel |
(dükkan vb) işletme |
keeping i.
|
|
15 |
Genel |
cadde üzerindeki dükkan |
high street shop i.
|
|
16 |
Genel |
özellikle ispanyolca konuşulan ülkelerde hizmet veren şarap ve meyve-sebze satan dükkan |
bodega i.
|
|
17 |
Genel |
dükkan sahibi |
shop owner i.
|
|
18 |
Genel |
yeni dükkan/mağaza |
new shop i.
|
|
19 |
Genel |
küçük yerlerde her şeyin satıldığı dükkan/mağaza |
corner store i.
|
|
20 |
Genel |
balık avı araç gereçlerinin satıldığı dükkan |
tackle store i.
|
|
21 |
Genel |
ucuzcu dükkan |
cheap jack i.
|
|
22 |
Genel |
indirimli ürünler satan dükkan |
discount store i.
|
|
|
23 |
Genel |
ucuzcu dükkan |
dime store i.
|
|
24 |
Genel |
içki satılan dükkan |
off-licence i.
|
|
25 |
Genel |
tek tip ürün satan veya bir alanda hizmet sunan dükkan/işyeri |
parlour i.
|
|
26 |
Genel |
tek tip ürün satan veya bir alanda hizmet sunan dükkan/işyeri |
parlor i.
|
|
27 |
Genel |
dükkan tabelası |
shop sign i.
|
|
28 |
Genel |
dükkan sahibi |
storeowner i.
|
|
29 |
Genel |
köşe başı dükkan, bakkal |
café [south african] i.
|
|
30 |
Genel |
başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
take-away i.
|
|
31 |
Genel |
don/iç yağı mumu ticareti yapılan dükkan |
tallow chandlery i.
|
|
32 |
Genel |
çay ve hafif yiyeceklerin servis edildiği dükkan |
tea parlor i.
|
|
33 |
Genel |
çay ve hafif yiyeceklerin servis edildiği dükkan |
tea parlour i.
|
|
34 |
Genel |
çay ve hafif yiyeceklerin servis edildiği dükkan |
teashop i.
|
|
35 |
Genel |
çay ve hafif yiyeceklerin servis edildiği dükkan |
teahouse i.
|
|
36 |
Genel |
çay ve hafif yiyeceklerin servis edildiği dükkan |
tearoom i.
|
|
37 |
Genel |
çay ve hafif yiyeceklerin servis edildiği dükkan |
tea shop i.
|
|
38 |
Genel |
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı |
cheapjack i.
|
|
39 |
Genel |
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı |
cheap-jack i.
|
|
40 |
Genel |
ufak tefek hediyelik eşyalar satan dükkan |
novelty shop i.
|
|
41 |
Genel |
şekerleme satan dükkan |
ates i.
|
|
42 |
Genel |
geleneksel fiziki mağaza/dükkan işletmeleri |
traditional brick and mortar businesses i.
|
|
43 |
Genel |
dükkan tabelası |
storefront sign i.
|
|
44 |
Genel |
gemi levazımının satıldığı dükkan |
marine store i.
|
|
45 |
Genel |
(orta doğu'da) ev veya dükkan gibi yapıların duvarlarına taştan inşa edilen geniş oturma sırası |
mastaba i.
|
|
46 |
Genel |
dükkan vitrinlerini düzenleyen kimse |
window trimmer i.
|
|
47 |
Genel |
(özellikle santeria diniyle bağlantılı olarak) bitki ve dinsel ürünlerin satıldığı dükkan |
botanica i.
|
|
48 |
Genel |
uzak veya ücra yerde bulunan dükkan |
hole in the wall i.
|
|
49 |
Genel |
uzak veya ücra yerde bulunan dükkan |
hole-in-the-wall i.
|
|
50 |
Genel |
(belirtilen şeyin satıldığı) dükkan |
repository i.
|
|
51 |
Genel |
bahçe malzemeleri satan dükkan |
garden centre i.
|
|
52 |
Genel |
yaşam alanı bulunmayan dükkan |
lockup [uk] i.
|
|
53 |
Genel |
yaşam alanı bulunmayan dükkan |
lock-up [uk] i.
|
|
54 |
Genel |
içki satılan bir dükkan |
gillhouse i.
|
|
55 |
Genel |
standart çalışma saatlerinin dışında açık kalan dükkan |
dairy [new zealand] i.
|
|
56 |
Genel |
dükkan çırağı |
delivery boy i.
|
|
57 |
Genel |
deri işçisi malzeme ve araçlarının satıldığı dükkan |
grindery warehouse i.
|
|
58 |
Genel |
ıvır zıvır satan dükkan |
odditorium i.
|
|
59 |
Genel |
artık parça satılan dükkan |
odditorium i.
|
|
60 |
Genel |
(dükkan dışında) alkollü içki satma ruhsatı |
off-licence i.
|
|
61 |
Genel |
(abd'nin bazı güney eyaletlerinde) içki satılan fakat müessese dahilinde tüketilemeyen dükkan |
dispensary i.
|
|
62 |
Genel |
tıbbi marihuana satılan dükkan |
dispensary i.
|
|
|
63 |
Genel |
(abd'nin bazı güney eyaletlerinde) içki satılan fakat müessese dahilinde tüketilemeyen dükkan işletmecisi |
dispenser i.
|
|
64 |
Genel |
hırsızlık (dükkan) |
shoplifting i.
|
|
65 |
Genel |
yünlü kumaş satılan dükkan |
duddery i.
|
|
66 |
Genel |
süs eşyaları satan dükkan |
fancy store i.
|
|
67 |
Genel |
seks ürünleri satan dükkan |
porn shop i.
|
|
68 |
Genel |
şık dükkan |
salon i.
|
|
69 |
Genel |
balık kroket ve patates kızartması satılan dükkan |
fish-and-chip shop [uk] i.
|
|
70 |
Genel |
pasta ve meşrubat satan küçük dükkan |
parlour [uk] i.
|
|
71 |
Genel |
baskı veya grafiklerin satıldığı dükkan |
print shop i.
|
|
72 |
Genel |
grafik sanat eserlerinin satıldığı dükkan |
printshop i.
|
|
73 |
Genel |
yönetimi sendika üyelerine çeşitli alanlarda imtiyaz sunan bir dükkan türü |
preferential shop i.
|
|
74 |
Genel |
(dükkan kapılarında) müşteri geldi zili |
shop bell i.
|
|
75 |
Genel |
dükkan hırsızı |
shopbreaker i.
|
|
76 |
Genel |
dükkan hırsızlığı |
shopbreaking i.
|
|
77 |
Genel |
dükkan dolusu |
shopful i.
|
|
78 |
Genel |
erkek dükkan elemanı |
shopman i.
|
|
79 |
Genel |
sinek avlamak (dükkan) |
have no customers f.
|
|
80 |
Genel |
dükkan açmak |
open a shop f.
|
|
81 |
Genel |
dükkan açmak |
set up shop f.
|
|
82 |
Genel |
sahibi olmak (dükkan) |
keep f.
|
|
83 |
Genel |
dükkan açmak |
set up a shop f.
|
|
84 |
Genel |
dükkan kurmak |
set up a shop f.
|
|
85 |
Genel |
(dükkan vb.) işletmek |
keep f.
|
|
Phrasals |
|
86 |
Öbek Fiiller |
(işyeri, dükkan) kepenkleri indirmek |
close up f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(işyeri, dükkan) kapıya kilit vurmak |
close up f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
(işyeri, dükkan) kapısına kilit vurmak |
close up f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
(işyeri, dükkan) kapatmak |
close up f.
|
|
Proverb |
|
90 |
Atasözü |
gülmeyi bilmeyen dükkan açmasın |
a man without a smiling face must not open a shop
|
|
91 |
Atasözü |
gülümsemeyi bilmeyen dükkan açmasın |
a man without a smiling face must not open a shop
|
|
92 |
Atasözü |
güler yüzlü olmayan dükkan açmasın |
a man without a smiling face must not open a shop
|
|
Colloquial |
|
93 |
Konuşma Dili |
yerel dükkan |
bodega i.
|
|
94 |
Konuşma Dili |
her şeyin satıldığı küçük dükkan |
bodega i.
|
|
95 |
Konuşma Dili |
içki satan dükkan |
filling station i.
|
|
96 |
Konuşma Dili |
ucuzcu dükkan |
five-and-ten [us] i.
|
|
97 |
Konuşma Dili |
içki satan dükkan |
leeky store i.
|
|
98 |
Konuşma Dili |
ucuz fiyatla birçok çeşit ürün satılan dükkan |
variety shop i.
|
|
99 |
Konuşma Dili |
dükkan camının kırılıp içeridekilerin çalınması şeklinde yapılan soyguna ait |
smash-and-grab s.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
dükkan camının kırılıp içeridekilerin çalınması şeklinde yapılan soygun ile ilişkili |
smash-and-grab s.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
olsa dükkan senin |
would if i could expr.
|
|
Idioms |
|
102 |
Deyim |
küçük dükkan/oda |
hole in the wall i.
|
|
103 |
Deyim |
küçük/karanlı dükkan veya lokanta |
a hole in the wall i.
|
|
104 |
Deyim |
tek göz oda/dükkan |
hole in the wall i.
|
|
105 |
Deyim |
küçük ve yerel dükkan |
a mom-and-pop business i.
|
|
106 |
Deyim |
küçük ve yerel dükkan |
mom-and-pop shop i.
|
|
107 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmak |
know which side one's bread is buttered on f.
|
|
108 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmış olmak |
be well placed f.
|
|
109 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmış olmak |
be well, ideally, better placed for something/to do something f.
|
|
110 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmak |
know on which side your bread is buttered f.
|
|
111 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmak |
know which side of (one's) bread is buttered f.
|
|
112 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmak |
know which side of one's bread is buttered f.
|
|
113 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmak |
know which side your bread is buttered f.
|
|
114 |
Deyim |
bir yere tezgah/dükkan açmak |
set up shop somewhere f.
|
|
115 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmış |
onto a good thing s.
|
|
116 |
Deyim |
iyi yere dükkan açmış |
on to a good thing expr.
|
|
Speaking |
|
117 |
Konuşma |
dükkan nerede? |
where is the shop? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
118 |
Ticaret/Ekonomi |
taksitle satış yapan dükkan |
tallyshop i.
|
|
119 |
Ticaret/Ekonomi |
anlaşmalı dükkan |
contracted store i.
|
|
120 |
Ticaret/Ekonomi |
anlaşmalı dükkan |
contracted shop i.
|
|
121 |
Ticaret/Ekonomi |
çapa dükkan |
anchor store i.
|
|
122 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan düzenleyicisi |
shop fitter i.
|
|
123 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan hırsızı |
shoplifter i.
|
|
124 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan vitrini |
store window (usa) i.
|
|
125 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan kiraları |
building rentals i.
|
|
126 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan hırsızlığı |
shoplifting i.
|
|
127 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan hırsızı |
shop lifter i.
|
|
128 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan vitrini |
shop window (brit) i.
|
|
129 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan çırağı |
footboy i.
|
|
130 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan satışı |
retail sale i.
|
|
131 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan sahibi |
shop keeper i.
|
|
132 |
Ticaret/Ekonomi |
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim |
brick and mortar business i.
|
|
133 |
Ticaret/Ekonomi |
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim |
brick and mortar shop i.
|
|
134 |
Ticaret/Ekonomi |
gezici dükkan |
runaway shop i.
|
|
135 |
Ticaret/Ekonomi |
kürk satan dükkan |
furrier i.
|
|
136 |
Ticaret/Ekonomi |
küçük ve yerel dükkan |
mom-and-pop store i.
|
|
137 |
Ticaret/Ekonomi |
mobil dükkan |
runaway shop i.
|
|
138 |
Ticaret/Ekonomi |
perakendeci dükkan |
retail shop i.
|
|
139 |
Ticaret/Ekonomi |
perakendeci dükkan |
retail outlet i.
|
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip dükkan |
rival shop i.
|
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
süt ve süt ürünleri satan dükkan |
milk bar i.
|
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
taksitle satış yapan dükkan |
tally shop i.
|
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
toptancı dükkan |
wholesale shop i.
|
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
ufak dükkan |
stall i.
|
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel dükkan |
local shop i.
|
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli bir ürünü satan dükkan |
market i.
|
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
kişisel eşyaların rehin alınması karşılığında borç veren dükkan |
loan office i.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
kişisel eşyaların rehin alınması karşılığında borç veren dükkan |
pawnbroker's shop i.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
imalathaneden çıkan ürünleri perakende olarak satan dükkan |
mill outlet i.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
imalathaneden çıkan ürünleri perakende olarak satan dükkan |
mill store i.
|
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
ilaçların yanında kişisel hijyen malzemeleri, kozmetik ürünleri, kırtasiye malzemesi, meşrubat ve hafif yemek de satılabilen dükkan |
drugstore i.
|
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
(barbados'ta) mesai saatleri sonrası ev eşyaları satan küçük dükkan |
first aid i.
|
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
pasta ve meşrubat satan küçük dükkan |
parlor i.
|
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan açmak |
set up shop f.
|
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
dükkan ile ilgili |
emporetic s.
|
|
Law |
|
156 |
Hukuk |
dükkan hırsızlığı |
commercial burglary i.
|
|
157 |
Hukuk |
dükkan hırsızlığı |
shoplifting i.
|
|
158 |
Hukuk |
dükkan hırsızlığı |
shop lifting i.
|
|
159 |
Hukuk |
ab'nin metrik sistemi dayatmasına karşın imparatorluk birimlerini kullanmaya devam ettiği için yargılanmayı göze alan dükkan sahibi veya tüccar |
metric martyr [uk] i.
|
|
160 |
Hukuk |
dükkan soymak |
shoplift f.
|
|
Technical |
|
161 |
Teknik |
kilitlenebilen dükkan |
luckenbooth i.
|
|
Construction |
|
162 |
İnşaat |
üzerinde ev, dükkan ve restoranlar bulunan nehir kıyısı |
riverfront i.
|
|
Pharmaceutics |
|
163 |
Eczacılık |
ilaç ve gazete, şeker, sabun gibi ürünlerin satıldığı dükkan |
chemist's [brit] i.
|
|
164 |
Eczacılık |
ilaç ve gazete, şeker, sabun gibi ürünlerin satıldığı dükkan |
chemist's shop [brit] i.
|
|
Gastronomy |
|
165 |
Mutfak |
etlerin pişirilerek satıldığı dükkan |
rotisserie i.
|
|
166 |
Mutfak |
mutfak malzemeleri satan dükkan |
cook shop [uk] i.
|
|
Abbreviation |
|
167 |
Kısaltma |
yurt içi veya yurt dışındaki ingiliz askeri personeli için kantin, dükkan vb. hizmet sağlayan kurum |
naafi (navy, army, and air force institutes) i.
|
|
Archaic |
|
168 |
Eski Kullanım |
içki ve şarap satan dükkan |
cabaret i.
|
|
169 |
Eski Kullanım |
şarap ve içki satan dükkan |
cabaret i.
|
|
Slang |
|
170 |
Argo |
al-götür yiyecekleri satan dükkan |
milk bar i.
|
|
171 |
Argo |
dükkan hırsızlığı |
five finger discount i.
|
|
172 |
Argo |
dükkan hırsızlığı |
five-finger discount i.
|
|
173 |
Argo |
dükkan hırsızlığı |
five fingered discount i.
|
|
174 |
Argo |
ne alacağını bilip dükkan/vitrin gezmeden alışveriş yapan kişi |
power shopper i.
|
|
175 |
Argo |
satılan ikinci el malların gelirini yardım amaçlı kullanan dükkan |
opportunity shop i.
|
|
176 |
Argo |
satılan ikinci el malların gelirini yardım amaçlı kullanan dükkan |
op shop i.
|
|
177 |
Argo |
ucuz elbiseler satan hayır kurumu mantığıyla çalışan dükkan |
oxfam i.
|
|
178 |
Argo |
içki satan dükkan |
liq i.
|
|
179 |
Argo |
alkol satan dükkan |
oasis i.
|
|
180 |
Argo |
yasadışı uyuşturucuları kullanım amaçlı eşyalar satan dükkan |
head shop i.
|
|
181 |
Argo |
dükkan dışında tüketim için içki satan dükkan |
offie [uk] i.
|
|
182 |
Argo |
dükkan açık kalmış |
your fly is open expr.
|
|
183 |
Argo |
dükkan açık kalmış |
your fly's open expr.
|
|
184 |
Argo |
olsa dükkan senin |
i would if i could expr.
|
|