dağınık - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dağınık



"dağınık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dağınık dispersed s.
dağınık messy s.
dağınık disorderly s.
dağınık untidy s.
dağınık scattered s.
General
dağınık scunge i.
dağınık daggy s.
dağınık sloppy s.
dağınık slovenly s.
dağınık draggletailed s.
dağınık straggling s.
dağınık wild s.
dağınık blowsy s.
dağınık sporadic s.
dağınık disorganized s.
dağınık sick s.
dağınık ragged s.
dağınık desultory s.
dağınık diffuse s.
dağınık straggly s.
dağınık mussy s.
dağınık loose s.
dağınık unkempt s.
dağınık bedraggled s.
dağınık expatiatory s.
dağınık scruffy s.
dağınık disconnected s.
dağınık distributed s.
dağınık adventitious s.
dağınık dishevelled s.
dağınık draggle-tailed s.
dağınık promiscuous s.
dağınık disjointed s.
dağınık disheveled s.
dağınık disseminated s.
dağınık disorganised s.
dağınık ragtag s.
dağınık ragged s.
dağınık raunchy [us] s.
dağınık tousy [scottish] s.
dağınık towsy s.
dağınık towzie [scottish] s.
dağınık amorphose s.
dağınık ungroomed s.
dağınık unheppen s.
dağınık unkemmed [obsolete] s.
dağınık unorganized s.
dağınık unorganised s.
dağınık unshaven s.
dağınık untrim s.
dağınık lax s.
dağınık upset s.
dağınık ill-kempt s.
dağınık blousy s.
dağınık blowzy s.
dağınık blowzed s.
dağınık blowsed s.
dağınık blowzed s.
dağınık blowsed s.
dağınık harum-scarum s.
dağınık broken s.
dağınık misorderly [obsolete] s.
dağınık licentiate [obsolete] s.
dağınık mussed s.
dağınık gunky s.
dağınık open s.
dağınık dishevele [obsolete] s.
dağınık inchoate s.
dağınık inform [obsolete] s.
dağınık informal s.
dağınık informed [obsolete] s.
dağınık informous s.
dağınık gormy s.
dağınık gorming s.
dağınık inorganized s.
dağınık inorganised s.
dağınık dischevele [obsolete] s.
dağınık gaumy [dialect] s.
dağınık scattery s.
dağınık seminate s.
dağınık shaggy s.
dağınık slabbery s.
dağınık slatternly s.
dağınık slattery [dialect] [uk] s.
dağınık slobbery s.
dağınık sloven s.
dağınık slovenlike s.
dağınık sporty s.
dağınık sprawly s.
dağınık squalid [obsolete] s.
dağınık staccato s.
dağınık suburb [obsolete] s.
dağınık suburban [obsolete] s.
dağınık diffusely zf.
dağınık sly (sloppy) kısalt.
Phrases
dağınık out of trim expr.
Colloquial
dağınık funky s.
dağınık phunky s.
dağınık scody [new zealand] s.
dağınık scrubby [uk] s.
dağınık all over the place expr.
dağınık from here to sunday expr.
Idioms
dağınık a sorry sight i.
dağınık a sad sight i.
dağınık in a state s.
dağınık all over the board zf.
dağınık out of fix expr.
Technical
dağınık dispersed s.
dağınık sparsed s.
Computer
dağınık distributed s.
Construction
dağınık amorphous s.
Linguistics
dağınık diffuse s.
dağınık overlanguaged s.
Archaic
dağınık slabby s.
Slang
dağınık scrungy s.
British Slang
dağınık cuffy s.
dağınık scruffy s.
dağınık clarty s.
Modern Slang
dağınık all over the gaff s.

"dağınık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 280 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çok dağınık yer tip i.
dağınık yetişen bitki straggler i.
dağınık spektrum iletişimler spread spectrum communications i.
dağınık fikirli scatter brain i.
kafası dağınık kimse scatterbrain i.
dağınık saçlı genç kız flapper i.
dağınık fikirli scatterbrain i.
dağınık kök adventitious root i.
dağınık saç mop i.
dağınık oda untidy room i.
dağınık saç messy hair i.
dağınık topuz (saç) messy bun i.
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halk vlach i.
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halkın konuştuğu rumence lehçesi vlach i.
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halk walach i.
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halkın konuştuğu rumence lehçesi walach i.
kafası dağınık kimse harum-scarum i.
pasaklı ve dağınık kadın mopsey i.
dağınık kadın mopsy i.
dağınık haldeki bir grup şey gaggle i.
dağınık çalışma clatch [scotland] i.
dağınık kütle clatch [scotland] i.
dağınık küme clatch [scotland] i.
odağı olmayan dağınık ifade discursion i.
dağınık stilde giyinme dishabille i.
dağınık olma disjection i.
dağınık olma dispersedness i.
dağınık olma disperseness [obsolete] i.
kafası dağınık kimse flibbertigibbet i.
bir dizi hareketli ve dağınık olay içeren eser veya yapım romp i.
dağınık fikirli kimse scatter-brain i.
dağınık giyinmiş kadın slammerkin i.
dağınık giyinmiş kadın slammakin i.
dağınık çalışma slopwork i.
dağınık grup sprawl i.
dağınık kimse sprawler i.
dağınık eşya öbeği stray [obsolete] i.
dağınık kimse streel i.
dağınık kimse streeler i.
toplamak (dağınık bir yeri veya eşyayı) tidy up f.
toplamak (dağınık bir yeri) pick up f.
dağınık olmak straggle f.
dağınık bir hale getirmek tousle f.
dağınık bir hale getirmek towsle f.
dağınık bir hale getirmek towzle f.
dağınık bir hale getirmek trachle [scottish] f.
dağınık bir hale getirmek trauchle [scottish] f.
(saçı) dağınık bırakmak dishevel f.
aralara dağınık olarak yerleştirmek intersperse f.
(kalabalık) dağınık halde akıp geçmek spill f.
dağınık olmak sprawl f.
dağınık bir şekilde saçmak sprawl f.
dağınık yerleştirmek stagger f.
dağınık dikmek stagger f.
dağınık (saç) unkempt s.
dağınık (saç) straggly s.
dağınık fikirli scatterbrained s.
kafası dağınık scatterbrained s.
en dağınık scruffiest s.
daha dağınık scruffier s.
kafası dağınık scatterbrain s.
dağınık saçlı shock-head s.
(saç/giysi) dağınık dishevelled s.
dağınık (saç) uncombed s.
giyinişi düzensiz/dağınık blowsy s.
saçı başı dağınık blowzy s.
(saç-giysi) dağınık disheveled s.
dağınık görünen untidy-looking s.
dağınık görünümlü messy looking s.
görünüş olarak dağınık ve halsiz raddled s.
dağınık (yapılı) rare s.
dikkatini dağınık unattending s.
dikkatini dağınık unattended s.
dağınık (kimse) unorganized s.
kafası dağınık wifty s.
kafası dağınık helter-skelter s.
dağınık fikirli helter-skelter s.
dağınık şekilde disruly s.
üstü başı dağınık in dishabille s.
yapışkan ve dağınık gooky s.
zihni dağınık olan shatter-brained s.
dağınık fikirli shatter-brained s.
dağınık büyüyen shooty s.
dağınık halde slattern s.
dağınık olarak bedraggledly zf.
dağınık bir halde sloppily zf.
dağınık bir şekilde dispersedly zf.
dağınık bir halde amorphously zf.
dağınık bir şekilde discursively zf.
dağınık bir halde disconnectedly zf.
dağınık bir halde disorganizedly zf.
dağınık şekilde immethodically zf.
dağınık olarak dispersedly zf.
dağınık bir şekilde untogether zf.
dağınık bir şekilde broadcast zf.
dağınık bir halde disjointly zf.
dağınık şekilde disrulily zf.
dağınık bir şekilde scrubbily zf.
dağınık bir şekilde slovenlike zf.
Phrasals
eşyaların etrafta/orada burada dağınık biçimde olması lie around/about i.
Colloquial
dağınık kişi ragbag i.
kasten yapılmış dağınık ve düzensiz giyim tarzı grunge i.
dağınık giyim tarzı grunge i.
kasten yapılmış dağınık ve düzensiz giyim tarzı grunch i.
dağınık giyim tarzı grunch i.
dağınık şey horror show i.
saçının dağınık/bakımsız olduğu bir gün a bad hair day i.
saçları dağınık olan unbarbered s.
dağınık bir yığın halinde in a heap s.
kafam dağınık/bulanık can't see straight expr.
Idioms
dağınık yer a disaster area i.
dağınık yer disaster area i.
yakası paçası dağınık kimse a hot mess [us] i.
dağınık tekne rag bagger i.
dağınık teknede seyahat eden kimse rag bagger i.
modaya uygun ama saçı başı dağınık herif beau-nasty [obsolete] i.
kafası dağınık/bulanık olmak not have all one's marbles f.
üstü başı pejmürde/dökülüyor/dağınık/yırtık pırtık vs. olmak look like something the cat brought/dragged in f.
dağınık bir durumda olmak be in a state f.
dağınık bir durumda olmak get into a state f.
saçının dağınık/bakımsız olduğu bir gün geçirmek have a bad hair day f.
saçı başı dağınık görünmek look as if (one) has been pulled through a hedge backward f.
saçı başı dağınık görünmek look as if (one) has been pulled through a hedge backwards f.
dağınık görünmek look a sight f.
dağınık olmak look a sight [old-fashioned] [uk] f.
dağınık görünmek look like (one) has been pulled through a hedge backward f.
dağınık görünmek look like (one) has been pulled through a hedge backwards f.
dağınık bir şekilde hareket etmek run off in all directions f.
dağınık hareket etmek run off in all directions f.
dağınık olmak be out of fix f.
kafası dağınık/bulanık olmak can't see straight f.
üstü başı pejmürde/dağınık/yırtık pırtık olmak look like the cat dragged in f.
kafası dağınık/bulanık olmak not have all marbles f.
çok dağınık all over the lot s.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop [uk] s.
çok dağınık all over the lot s.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop [uk] s.
kafası dağınık all over the board expr.
dağınık halde all over the place like a mad woman's custard [uk] expr.
çok dağınık like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
çok dağınık like a dog's dinner [uk/australia] expr.
Speaking
ortalık dağınık kusura bakmayın sorry for the mess expr.
o çok dağınık she is so untidy expr.
o çok dağınık he is so untidy expr.
odanı bir daha dağınık bırakma! don't leave your room untidy again! expr.
Trade/Economic
dağınık ve konteynere yerleştirilmemiş kargonun teslimat için yeniden yüklendiği yer deconsolidation point i.
Politics
dağınık yerleşim dispersed settlement i.
israil dışında dağınık olarak yaşayan yahudilerin durumu diaspora i.
Technical
dağınık yansıtma metodu diffuse reflectance method i.
dağınık dizge distributed system i.
dağınık yük nonuniform load i.
dağınık yerleşme dispersed habitat i.
dağınık veri tabanı distributed data base i.
dağınık yansıtımlı ftır spektroskopisi diffuse reflectance ftir spectroscopy i.
dağınık sıcaklık nonuniform temperature i.
dağınık ışık stray light i.
dağınık ses diffused sound i.
dağınık mavi yansıtma faktörü diffuse blue reflectance factor i.
dağınık akış dispersed flow i.
dağınık bilgi işlem distributed data processing i.
dağınık faz dispersed phase i.
dağınık ışınım stray radiation i.
dağınık ışık diffused light i.
dağınık yansıma diffuse reflection i.
dağınık yayılı yükler nonuniformly distributed loads i.
dağınık saçılma diffuse scattering i.
dağınık ses diffuse sound i.
dağınık sargı distributed winding i.
dağınık yansıtanç diffuse reflectance i.
dağınık yerleşme dispersed settlement i.
dağınık mimari yapı distributed architectural structure i.
serbest alan ve dağınık alan dinleme şartları free-field and diffuse-field listening conditions i.
dağınık faz disperse phase i.
dağınık faz discontinuous phase i.
dağınık faz internal phase i.
dağınık faz dispersoid i.
dağınık hal anlamı veren ön ek ly- ök.
Computer
dağınık veri tabanı distributed data base i.
dağınık bilgi işlem distributed data processing i.
dağınık dizge distributed system i.
Informatics
dağınık hedef distributed target i.
Telecom
dağınık işlevsel düzlem distributed functional plane i.
Electric
dağınık sargı distributed winding i.
Textile
dağınık saçlı genç kız tarzında flapperish s.
Construction
dağınık yerleşme dispersed settlement i.
dağınık su kaynaklarının bir araya toplanması ve mevcut suların sağlıklı ve teknik bir şekilde isale hattına verilmesi spring tapping i.
dağınık yük distributed load i.
dağınık su kaynaklarının bir araya toplanması ve mevcut suların sağlıklı ve teknik bir şekilde isale hattına verilmesi catchwork i.
dağınık yerleşim dispersed settlement i.
Marine
dağınık dalgalar scattered waves i.
dağınık dalga kuvveti scattered wave force i.
Medical
dağınık bağlanma disorganized attachment i.
dağınık bağlanma örüntüsü disoriented attachment pattern i.
dağınık bağlanma örüntüsü disorganised attachment pattern i.
dağınık bağlanma disoriented attachment i.
dağınık bağlanma örüntüsü disorganized attachment pattern i.
dağınık bağlanma disorganised attachment i.
Pathology
tekli ve dağınık vakalar halinde gelişen hastalık sporadic disease i.
Food Engineering
dağınık geçirim diffuse transmission i.
dağınık yansıma diffuse reflection i.
Physics
dağınık ışık diffused light i.
dağınık ışınım stray radiation i.
dağınık radyasyon stray radiation i.
dağınık yansıma diffuse reflection i.
dağınık ses diffused sound i.
dağınık faz dispersion i.
yansıtıcı yüzeyi çevreleyen yarımküre üzerinde ışığı dağınık ve eşit şekilde dağıtan nonspecular s.
Chemistry
çözünen ile çözücüden veya dağınık faz ile dağılma ortamından oluşan kimyasal veya fiziksel bileşim solvate i.
bir şeyi çözünen ile çözücüden veya dağınık faz ile dağılma ortamından oluşan kimyasal veya fiziksel bir bileşime dönüştüren madde solvating agent i.
dağınık fazda eşit büyüklükte tanecikleri olması ile karakterize edilen monodispersed s.
dağınık (serpinti partikülü) disperse s.
Astronomy
aşırı dağınık galaksi ultra-diffuse galaxy (udg) i.
dağınık nebula diffuse nebula i.
dağınık bulutsu diffuse nebula i.
aşırı dağınık galaksi ultra-diffuse galaxy i.
aşırı dağınık galaksi ultra-diffuse galaxy (udg) i.
Zoology
açık renk tüyler koyu renklerin üzerine dağınık (post) roan s.
Botanic
empetraceae familyasına ait, dağınık veya koltuk çiçekli bir funda cinsi empetrum i.
kuzey amerika'nın kuzeybatı kısımlarında yetişen, çan şeklinde küçük çiçekleri ve maviye çalan yaprakları bulunan dağınık bir çalı fool's huckleberry i.
dağınık geniş başlı bir asya ağacını içine alan monotipik bir bitki cinsi idesia i.
avrupa ve asya'da yetiştirilen, ipeksi yeşil yaprakları ve dağınık dalları olan bir tırmanıcı çalı salix repens i.
avrupa ve asya'da yetiştirilen, ipeksi yeşil yaprakları ve dağınık dalları olan bir tırmanıcı çalı creeping willow i.
serbest kökleri olan dağınık bir bitki finger grass i.
serbest kökleri olan dağınık bir bitki crab grass i.
serbest kökleri olan dağınık bir bitki crabgrass i.
Apiculture
dağınık kuluçka scattered brood i.
Environment
dağınık hareket düzeni dispersed movement pattern i.
Geography
dağınık nüfus scattered population i.
dağınık yayılma sprawl i.
Meteorology
dağınık gökyüzü radyasyonu diffuse sky radiation i.
dağınık yansıma diffuse reflection i.
Geology
dağınık formda ara tip amfibol içeren subhornblendic s.
Military
dağınık düzen eğitimi extended order drill i.
dağınık düzen extended order i.
dağınık düzen eğitimi combat drill i.
dağınık ateş distributed fire i.
dağınık tesisli hava meydanı dispersed airdrome i.
dağınık bağlantı sloppy link i.
dağınık kol düzeni staggered column formation i.
dağınık düzen extended formation i.
dağınık nizam dispersed formation i.
dağınık intikal şekli dispersed movement pattern i.
dağınık şekil dispersed formation i.
dağınık muharebe yüklemesi combat spread loading i.
dağınık döşeme scattered laying i.
dağınık bölge dispersed site i.
dağınık depolama sahası dispersed storage area i.
dağınık düzen dispersed formation i.
kademeli dağınık düzen stagger formation i.
dağınık düzen loose order i.
dağınık düzen open order i.
dağınık düzen herring bone formation i.
Theatre
dağınık ışık broad light i.
Librarianship
metinlere ait dağınık parçalar disjecta membra i.
Archaic
dağınık kadın sozzle i.
dağınık ışık demetleri yaymak glint f.
Ornithology
(bazı kuşlarda) diğer tüyleri temizleyebilen pudramsı salgıya sahip dağınık tüyler powder down i.
(bazı kuşlarda) diğer tüyleri temizleyebilen pudramsı salgıya sahip dağınık tüy powder-down feather i.
(bazı kuşlarda) diğer tüyleri temizleyebilen pudramsı salgıya sahip dağınık tüylerden oluşan bölge powder-down patch i.
ayak kemiğinin arka kısmı ufak dağınık pullarla kaplı (kuş) pycnaspidean s.
Slang
dağınık kılıklı unmade bed i.
pis ve dağınık ev shithouse i.
yataktan ilk kalkıldığında saçın aldığı dağınık hal bed head i.
kafası dağınık ditz i.
son derece özensiz/dağınık kimse grod i.
aşırı pis/dağınık yer pigpen i.
(yolcu gemilerinde) kamarotların dağınık veya kirli bıraktığı yer glory hole i.
yataktan kalkınca olan dağınık ve biçimsiz saç bedhead i.
saçı başı dağınık olmak look as if (one) has been dragged through a hedge backward f.
saçı başı dağınık olmak look as if (one) has been dragged through a hedge backwards f.
saçı başı dağınık olmak look like (one) has been dragged through a hedge backward f.
saçı başı dağınık olmak look like (one) has been dragged through a hedge backwards f.
dağınık görünümlü moppy s.
kafası dağınık ditsy s.
saçı başı dağınık who shot john [us] expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the show expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the show expr.
British Slang
saçı başı dağınık olmak look like you've been dragged through a hedge backwards f.