|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
delik (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlayan) |
vent i.
|
|
2 |
Genel |
su sızdıran delik veya çatlak |
leak i.
|
|
3 |
Genel |
tek delik |
single hole i.
|
|
4 |
Genel |
sivri bir şeyin açtığı delik |
prick i.
|
|
5 |
Genel |
ufak delik |
puncture i.
|
|
6 |
Genel |
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik |
sea cock i.
|
|
7 |
Genel |
bir dizi delik açma |
perforation i.
|
|
8 |
Genel |
delik açma |
perforation i.
|
|
9 |
Genel |
örülerek onarılmış delik |
darn i.
|
|
10 |
Genel |
yerdeki delik |
hole in the ground i.
|
|
11 |
Genel |
içine bir şey geçirilen delik |
socket i.
|
|
12 |
Genel |
küçük delik |
pinhole i.
|
|
13 |
Genel |
çift delik |
double holes i.
|
|
14 |
Genel |
küçük delik |
eyelet i.
|
|
15 |
Genel |
tıpalı delik |
bunghole i.
|
|
16 |
Genel |
kale duvarındaki delik |
port i.
|
|
17 |
Genel |
uzun ve dar delik |
slit i.
|
|
18 |
Genel |
delik açma |
fenestration i.
|
|
19 |
Genel |
delik genişletici |
reamer i.
|
|
20 |
Genel |
delik açarak batırma |
scuttling i.
|
|
21 |
Genel |
kara delik |
black hole i.
|
|
22 |
Genel |
delik açıcı |
holer i.
|
|
23 |
Genel |
dairesel delik |
bore i.
|
|
24 |
Genel |
delik açma |
perforating i.
|
|
25 |
Genel |
küçük delik |
foramen i.
|
|
26 |
Genel |
su sızdıran delik ya da çatlak |
leak i.
|
|
27 |
Genel |
delik açma |
piercing i.
|
|
28 |
Genel |
küçük delik |
puncture i.
|
|
29 |
Genel |
büyük delik |
huge hole i.
|
|
30 |
Genel |
küçük delik |
small hole i.
|
|
31 |
Genel |
yanlış delik |
wrong hole i.
|
|
32 |
Genel |
farenin vb kaçtığı delik |
bolt hole i.
|
|
33 |
Genel |
suyun içeri girdiği delik |
inleak i.
|
|
34 |
Genel |
suyun sızdığı delik |
inleak i.
|
|
35 |
Genel |
ocak veya fırınlarda yakıt koyulan delik |
teaze-hole i.
|
|
36 |
Genel |
küçük bir delik ya da büyüteçten izlenen erotik gösteri |
raree show i.
|
|
37 |
Genel |
küçük bir delik ya da büyüteçten izlenen erotik gösteri |
raree-show i.
|
|
38 |
Genel |
kartlardan veya kağıttan dışarı çıkan delik |
chad i.
|
|
39 |
Genel |
kabın kenarındaki kapağı kaldırmayı kolaylaştıran yarım daire şeklinde delik |
thumbhole i.
|
|
40 |
Genel |
postanın tesliminin yapıldığı hazne veya delik |
mail drop i.
|
|
41 |
Genel |
postanın tesliminin yapıldığı hazne veya delik |
maildrop i.
|
|
42 |
Genel |
postanın tesliminin yapıldığı hazne veya delik |
maildrop i.
|
|
43 |
Genel |
cebi delik |
bleeder i.
|
|
44 |
Genel |
(golfte) vuruş sayısına göre değil de kazanılan delik sayısına göre yapılan puanlama |
matchplay i.
|
|
45 |
Genel |
(çitte veya duvarda) yabani hayvanın geçtiği delik |
meuse i.
|
|
46 |
Genel |
içi boş delik |
holk [dialect] [uk] i.
|
|
47 |
Genel |
farenin yiyerek oluşturduğu küçük delik |
mousehole i.
|
|
48 |
Genel |
yabani hayvanların içinden geçtiği küçük delik |
muce i.
|
|
49 |
Genel |
(yol, çukur) içi çamurla dolmuş delik |
mudhole i.
|
|
50 |
Genel |
kazan veya kondansatördeki çamur veya tortuları toplayan delik |
mudhole i.
|
|
51 |
Genel |
parazitin cilt üzerinde açtığı delik |
burrow i.
|
|
52 |
Genel |
büyük delik |
gape i.
|
|
53 |
Genel |
delik ve kancadan oluşan bir menteşe |
gemel hinge i.
|
|
54 |
Genel |
çit gibi içinde bir hayvanın geçebileceği delik |
muse i.
|
|
55 |
Genel |
çit gibi içinde bir hayvanın geçebileceği delik |
muset i.
|
|
56 |
Genel |
(çit, kümes) içinde bir hayvanın geçebileceği delik |
musit i.
|
|
57 |
Genel |
kusur olarak değerlendirilen derin oluk veya delik |
gouge i.
|
|
58 |
Genel |
vagon tekerlek izindeki derin delik |
chuck hole i.
|
|
59 |
Genel |
kulede içeri ışığın girdiği delik |
dreamhole i.
|
|
60 |
Genel |
delik açarken matkabın çıkardığı tortular |
drilling i.
|
|
61 |
Genel |
içine bir şey atılan delik |
drop i.
|
|
62 |
Genel |
bir dizi delik |
indentation i.
|
|
63 |
Genel |
fıçılarda delik açmaya yarayan bir tür delgi |
piercel i.
|
|
64 |
Genel |
fıçılarda delik açmaya yarayan bir tür delgi |
piercer i.
|
|
65 |
Genel |
(apsede) akıntıyı kolaylaştırmak için zıt yönde açılan cerrahi delik |
counteropening i.
|
|
66 |
Genel |
yerde açılan hapishane işlevli delik |
pit i.
|
|
67 |
Genel |
duvarlarında delik veya çatlaklar olan derme çatma yapı |
coop i.
|
|
68 |
Genel |
mektuplarda güvenlik amaçlı açılan delik şeklinde harfler |
perfin i.
|
|
69 |
Genel |
sayfadaki posta pulları arasındaki delik dizisi |
perforation i.
|
|
70 |
Genel |
delik açıcı |
pricker i.
|
|
71 |
Genel |
çamurlu delik |
pulk [dialect] [uk] i.
|
|
72 |
Genel |
topun delik, şapka, çember veya lobutlara atıldığı çeşitli oyunlara verilen ad |
roly-poly i.
|
|
73 |
Genel |
(tilt) top girdiğinde sayı kazandıran delik |
sinkhole i.
|
|
74 |
Genel |
aşınma ile oluşturulmuş delik veya yıpranmış nokta |
fret i.
|
|
75 |
Genel |
dar delik |
smoot [dialect] [uk] i.
|
|
76 |
Genel |
delik amaçlı kullanılan planya |
snipebill i.
|
|
77 |
Genel |
özsuyunu çıkarmak için akçaağaca açılan delik |
spile hole i.
|
|
78 |
Genel |
özsuyunu çıkarmak için akçaağaca açılan delik |
spilehole i.
|
|
79 |
Genel |
(golf) topun delik ve diğer bir topun arasına girerek engel oluşturması |
stimey i.
|
|
80 |
Genel |
delik açmak (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlamak için) |
vent f.
|
|
81 |
Genel |
delik açmak |
bore f.
|
|
82 |
Genel |
delik açmak |
broach f.
|
|
83 |
Genel |
delik açmak |
pierce f.
|
|
84 |
Genel |
sıralı delik açmak |
perforate f.
|
|
85 |
Genel |
delik deşik etmek |
honeycomb f.
|
|
86 |
Genel |
delik açmak |
empierce f.
|
|
87 |
Genel |
delik açmak |
ream out f.
|
|
88 |
Genel |
delik açmak |
make a hole in f.
|
|
89 |
Genel |
delik açmak |
bore a hole in f.
|
|
90 |
Genel |
delik deşik etmek |
riddle f.
|
|
91 |
Genel |
delik açarak batırmak |
scuttle f.
|
|
92 |
Genel |
delik deşik olmak |
be riddled f.
|
|
93 |
Genel |
delik açmak |
drill f.
|
|
94 |
Genel |
kaçacak delik aramak |
look for a place to hide f.
|
|
95 |
Genel |
delik açmak |
run through f.
|
|
96 |
Genel |
zımba ile delik açmak |
punch f.
|
|
97 |
Genel |
delik deşik etmek |
riddle with holes f.
|
|
98 |
Genel |
delik açmak |
hole f.
|
|
99 |
Genel |
açmak (delik) |
prick f.
|
|
100 |
Genel |
delik açmak |
honeycomb f.
|
|
101 |
Genel |
delik deşik edilmek |
be riddled f.
|
|
102 |
Genel |
delik açmak |
make a hole f.
|
|
103 |
Genel |
delik açmak |
slot f.
|
|
104 |
Genel |
kırarak delik açmak |
stave in f.
|
|
105 |
Genel |
delik açmak |
vent f.
|
|
106 |
Genel |
delik açmak |
ream f.
|
|
107 |
Genel |
delik açmak |
puncture f.
|
|
108 |
Genel |
bir dizi delik açmak |
perforate f.
|
|
109 |
Genel |
delik delmek |
pierce a hole f.
|
|
110 |
Genel |
delik delmek |
drill a hole f.
|
|
111 |
Genel |
delik kapatmak |
cover a hole f.
|
|
112 |
Genel |
delik delmek |
make a hole f.
|
|
113 |
Genel |
delik delmek |
bore a hole f.
|
|
114 |
Genel |
delik açmak |
perforate f.
|
|
115 |
Genel |
delik açmak |
burrow f.
|
|
116 |
Genel |
fıçıda delik açmak |
stave in f.
|
|
117 |
Genel |
yüzeye delik açmak |
drill a hole on the surface f.
|
|
118 |
Genel |
delik açmak |
dig a hole f.
|
|
119 |
Genel |
batırarak delik açmak |
poke f.
|
|
120 |
Genel |
delik yamamak |
darn hole f.
|
|
121 |
Genel |
parmak girebilecek şekilde delik açmak |
thumbhole f.
|
|
122 |
Genel |
bir şeye/yere delik açmak |
dig down f.
|
|
123 |
Genel |
delik açmak |
enpierce [obsolete] f.
|
|
124 |
Genel |
delgi makinesi kullanarak (delikli kart veya kağıt bantlara) delik açmak |
key punch f.
|
|
125 |
Genel |
delgi makinesi kullanarak delik açmak |
keypunch f.
|
|
126 |
Genel |
hassas delik oluşturmak için bileme taşı kullanmak |
hone f.
|
|
127 |
Genel |
(damga pulu) delik sayısını belirlemek |
gage f.
|
|
128 |
Genel |
(ölçüme göre) belirli delik sayısına sahip olmak |
gage f.
|
|
129 |
Genel |
delik açmak |
gap f.
|
|
130 |
Genel |
delik açmak |
gape f.
|
|
131 |
Genel |
delik açmak |
rive f.
|
|
132 |
Genel |
delik açmak |
impierce [obsolete] f.
|
|
133 |
Genel |
cerrah testeresi ile delik açmak |
trepanize [obsolete] f.
|
|
134 |
Genel |
delik açmak |
trepan f.
|
|
135 |
Genel |
delik açmak |
cut f.
|
|
136 |
Genel |
(özellikle bilete) delik açmak |
clip [uk] f.
|
|
137 |
Genel |
(ağaçtan lateks veya özsuyu almak için) delik açarak kap takmak |
cup f.
|
|
138 |
Genel |
gagayla delik açmak |
peck f.
|
|
139 |
Genel |
(tozu) delik içinden göndermek |
pounce f.
|
|
140 |
Genel |
delik açmak |
core f.
|
|
141 |
Genel |
delik açmak |
dawk [dialect] [uk] f.
|
|
142 |
Genel |
küçük delik açmak |
prickle f.
|
|
143 |
Genel |
delik oluşturmak |
prickle f.
|
|
144 |
Genel |
delik açmak |
pritch [dialect] f.
|
|
145 |
Genel |
önceden delik açmak |
prepunch f.
|
|
146 |
Genel |
içinde delik açmak |
fret f.
|
|
147 |
Genel |
delik delik yapmak |
pock f.
|
|
148 |
Genel |
(fıçıda) küçük bir delik açmak |
spile f.
|
|
149 |
Genel |
(delik etrafındaki çapakları) temizlemek |
spud f.
|
|
150 |
Genel |
(delik etrafındaki çapakları) çıkarmak |
spud f.
|
|
151 |
Genel |
delik açmak |
strike [obsolete] f.
|
|
152 |
Genel |
cebi delik |
penniless s.
|
|
153 |
Genel |
delik deşik |
full of holes s.
|
|
154 |
Genel |
delik deşik edilmiş |
riddled s.
|
|
155 |
Genel |
kulağı delik |
alert s.
|
|
156 |
Genel |
cebi delik |
broke s.
|
|
157 |
Genel |
delik deşik |
cribriform s.
|
|
158 |
Genel |
kulağı delik |
quickly-informed s.
|
|
159 |
Genel |
kurşunlanarak delik deşik edilmiş |
bullet-riddled s.
|
|
160 |
Genel |
kulağı delik |
ear-bored s.
|
|
161 |
Genel |
delik ağızlığı olmayan |
unscutcheoned s.
|
|
162 |
Genel |
delik açılmamış |
unvented s.
|
|
163 |
Genel |
delik açılamaz |
imperceable s.
|
|
164 |
Genel |
delik açılamaz |
imperforable s.
|
|
165 |
Genel |
delik açılamaz |
impierceable [obsolete] s.
|
|
166 |
Genel |
yerdeki (delik) |
downhole s.
|
|
167 |
Genel |
kulağı delik |
pierced s.
|
|
168 |
Genel |
delik açan |
snell s.
|
|
169 |
Genel |
delme/delik anlamı veren son ek |
-tresia snk.
|
|
170 |
Genel |
(çoğul) delik anlamı veren son ek |
-oi snk.
|
|
Phrasals |
|
171 |
Öbek Fiiller |
(sıvının dışarı akabileceği şekilde) delik açmak |
set abroach f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) delik açmak |
bore into (someone or something) f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) delik açmak |
bore into f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
delik açmak |
bore through (someone or something) f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
delik açmak |
bore through something f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
yakıp delik açmak |
burn through f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
delik açmak |
drill down f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
delik açmak |
drill down (to something) f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) delik açmak |
drill in (to something) f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/yere) delik açmak |
dig into (something) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/yere) delik açmak |
dig in (something) f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
delik açmak |
rip into f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) delik açmak |
punch into (something) f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
delik açmak |
bore through f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) yakıp delmek/delik açmak |
burn through (something) f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) delik açmak |
drill into (something) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) delik açmak |
drill in (something) f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyle) delik deşik etmek |
pock (something) with (something else) f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
-de delik açmak |
punch into f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyle) delik deşik etmek |
riddle (someone or something) with (something) f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
ile delik deşik etmek |
riddle with f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
ile delik deşik olmak |
riddle with f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kazıp delik açmak |
tunnel through (something) f.
|
|
Proverb |
|
194 |
Atasözü |
çocukların kulağı delik olur |
little pitchers have big ears
|
|
195 |
Atasözü |
çocukların kulağı delik olur |
little pitchers have long ears
|
|
Colloquial |
|
196 |
Konuşma Dili |
tünel kulak pirsingi (kulak memesinde büyük bir delik oluşturan silindir şeklinde pirsing) |
ear tunnel i.
|
|
197 |
Konuşma Dili |
golf alanında sağa veya sola keskin dönüşten sonraki delik |
dogleg i.
|
|
198 |
Konuşma Dili |
birkaç delik açmak |
pop in some holes f.
|
|
199 |
Konuşma Dili |
(birinin vücudunda) delik açmak |
let daylight through f.
|
|
200 |
Konuşma Dili |
cebi delik olmak |
be busted f.
|
|
201 |
Konuşma Dili |
'-e delik açmak |
be through f.
|
|
202 |
Konuşma Dili |
cep delik cepken delik |
hard up expr.
|
|
203 |
Konuşma Dili |
cebi delik |
hard up expr.
|
|
204 |
Konuşma Dili |
kulağın delik olsun |
keep your ears open expr.
|
|
205 |
Konuşma Dili |
kulağınız delik olsun |
keep your ears open expr.
|
|
Idioms |
|
206 |
Deyim |
kuzey amerika'da meydana gelen bir nükleer reaktördeki erimenin dünyayı delerek çin'e kadar bir delik açması senaryosu |
china syndrome i.
|
|
207 |
Deyim |
beyaz delik |
white hole i.
|
|
208 |
Deyim |
ak delik |
white hole i.
|
|
209 |
Deyim |
bilgisayarda kaybolan dosyaları yutan delik |
bit-bucket i.
|
|
210 |
Deyim |
cebi delik olmak |
have money burning a hole in (one's) pocket f.
|
|
211 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
have an ear close to the ground f.
|
|
212 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
have one's ear close to the ground f.
|
|
213 |
Deyim |
bir yerde bir delik açmak |
poke a hole through something f.
|
|
214 |
Deyim |
bir yerde bir delik açmak |
poke a hole in something f.
|
|
215 |
Deyim |
birini delik deşik etmek |
run someone through (with something) f.
|
|
216 |
Deyim |
bir yerde bir delik açmak |
punch a hole in something f.
|
|
217 |
Deyim |
cebi delik olmak |
not have two pennies to rub together f.
|
|
218 |
Deyim |
cep delik cepken delik olmak |
not have two pennies to rub together f.
|
|
219 |
Deyim |
cebi delik olmak |
have something burning a hole in your pocket f.
|
|
220 |
Deyim |
cebi delik olmak |
money burns a hole in someone's pocket f.
|
|
221 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
have big ears f.
|
|
222 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
have one's ear to the ground f.
|
|
223 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
keep one's ear to the ground f.
|
|
224 |
Deyim |
(bütçede) delik açmak |
blow a hole in something f.
|
|
225 |
Deyim |
utancından saklanacak delik aramak |
not know where to put oneself f.
|
|
226 |
Deyim |
(bütçede) delik açmak |
make a hole in something f.
|
|
227 |
Deyim |
utancından kaçacak/girecek delik aramak |
not know where to put yourself f.
|
|
228 |
Deyim |
utancından kaçacak/girecek delik aramak |
not know where to put oneself f.
|
|
229 |
Deyim |
utancından saklanacak delik aramak |
not know where to put yourself f.
|
|
230 |
Deyim |
cebi delik olmak |
dig deep f.
|
|
231 |
Deyim |
cebi delik olmak |
be out of pocket f.
|
|
232 |
Deyim |
delik deşik etmek |
shoot full of holes f.
|
|
233 |
Deyim |
(bir yere/şeye) delik açmak |
poke a hole in (something) f.
|
|
234 |
Deyim |
(birini) delik deşik etmek |
pump (one) full of lead f.
|
|
235 |
Deyim |
delik deşik etmek |
shoot to pieces f.
|
|
236 |
Deyim |
delik deşik etmek |
shoot to ribbons f.
|
|
237 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
have an ear close to the ground f.
|
|
238 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
have one's ear close to the ground f.
|
|
239 |
Deyim |
cebi delik olmak |
be burning a hole in (one's) pocket f.
|
|
240 |
Deyim |
cebi delik olmak |
be burning a hole in your pocket f.
|
|
241 |
Deyim |
sistemde delik açmak |
blow a hole in something f.
|
|
242 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
keep an ear close to the ground f.
|
|
243 |
Deyim |
kulağı delik olmak |
keep one's ear close to the ground f.
|
|
244 |
Deyim |
cebi delik olmak |
money burns a hole in (one's) pocket f.
|
|
245 |
Deyim |
cebi delik olmak |
money burns a hole in pocket f.
|
|
246 |
Deyim |
cebi delik olmak |
money burns a hole in your pocket f.
|
|
247 |
Deyim |
-e delik açmak |
poke a hole in f.
|
|
248 |
Deyim |
(bir şeyde) bir delik açmak |
poke a hole through (something) f.
|
|
249 |
Deyim |
-de bir delik açmak |
punch a hole in f.
|
|
250 |
Deyim |
delik deşik etmek |
shot full of lead f.
|
|
251 |
Deyim |
kıçında delik açmak |
tear someone a new one f.
|
|
252 |
Deyim |
cebi delik |
flat broke s.
|
|
253 |
Deyim |
cebi delik |
flat busted s.
|
|
254 |
Deyim |
meteliksiz (cebi delik) |
stony-broke s.
|
|
255 |
Deyim |
çorabı delik |
out at the heel s.
|
|
256 |
Deyim |
ayakkabısı delik |
out at the heel s.
|
|
257 |
Deyim |
çorabı delik |
out at the heels s.
|
|
258 |
Deyim |
ayakkabısı delik |
out at the heels s.
|
|
259 |
Deyim |
delik deşik |
shot to ribbons s.
|
|
260 |
Deyim |
delik deşik edilmiş |
shot to ribbons s.
|
|
261 |
Deyim |
cebi delik |
poor as a church mouse s.
|
|
262 |
Deyim |
cebi delik |
poor as church mice s.
|
|
263 |
Deyim |
cebi delik |
poor as a churchmouse s.
|
|
264 |
Deyim |
cep delik cepken delik |
ain't long enough expr.
|
|
265 |
Deyim |
cebi delik |
down to chili and beans expr.
|
|
266 |
Deyim |
cebi delik |
as poor as a church mouse expr.
|
|
267 |
Deyim |
cebi delik |
as poor as lazarus expr.
|
|
Speaking |
|
268 |
Konuşma |
duvarda yan odaya bakan bir delik var |
there's a hole in the wall to the next room expr.
|
|
269 |
Konuşma |
kartların üzerinde niye delik var? |
why do the cards have holes in them? expr.
|
|
270 |
Konuşma |
kartların üzerinde neden delik var? |
why do the cards have holes in them? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
271 |
Ticaret/Ekonomi |
madeni para üzerinde damgalama veya delme ile oluşturulan yazı, desen veya delik |
incuse i.
|
|
Politics |
|
272 |
Siyasal |
(oyun pusulaya delik açılarak verildiği oy sisteminde) oy pusulasına üç köşesinden bağlı olan oy |
tri-chad i.
|
|
Industry |
|
273 |
Sanayi |
bir işçinin temizleme veya onarma amacıyla yer altına veya lağım, elektrik borusu, buhar kazanı gibi kapalı bir yapıya erişimini sağlayan delik |
manhead i.
|
|
274 |
Sanayi |
(makineye) yağ koyulan delik |
oilhole i.
|
|
Technical |
|
275 |
Teknik |
delginin doğru yerleştirilebilmesi için nokta zımbasıyla yapılan konik delik |
center i.
|
|
276 |
Teknik |
delginin doğru yerleştirilebilmesi için nokta zımbasıyla yapılan konik delik |
centre i.
|
|
277 |
Teknik |
delme kalıbı üzerindeki bir grup delik veya pim |
nest i.
|
|
278 |
Teknik |
delik açmaya yarayan bir cihaz |
terebra i.
|
|
279 |
Teknik |
delik açma işlemi |
terebration i.
|
|
280 |
Teknik |
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma |
perforation i.
|
|
281 |
Teknik |
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma |
perforation number i.
|
|
282 |
Teknik |
açık delik |
through hole i.
|
|
283 |
Teknik |
açılmamış delik |
blind hole i.
|
|
284 |
Teknik |
açılmış delik |
pierced hole i.
|
|
285 |
Teknik |
alt delik |
underpunch i.
|
|
286 |
Teknik |
besleme deliği (fren merkez silindirinde hidrolik yağ haznesine bağlantı sağlayan ince dar delik) |
filling slot i.
|
|
287 |
Teknik |
boşluklu delik çapı |
clearance hole diameter i.
|
|
288 |
Teknik |
biçim verilmiş delik |
shaped hole i.
|
|
289 |
Teknik |
biyolojik delik |
biologic hole i.
|
|
290 |
Teknik |
çelik plakalara zımba ile delik açılması |
punching holes in steel sheets i.
|
|
291 |
Teknik |
çelik plakalara zımba ile delik açma |
punching holes in steel sheets i.
|
|
292 |
Teknik |
delik-çekkinliği çarpanı |
hole-affinity parameter i.
|
|
293 |
Teknik |
cnc'de gagalayarak delik delme |
peck drilling i.
|
|
294 |
Teknik |
cnc'de uzun ve dar delik delme |
peck drilling i.
|
|
295 |
Teknik |
çekici delik darbesi |
sprocket pulse i.
|
|
296 |
Teknik |
delik kapağı |
wicket i.
|
|
297 |
Teknik |
delik açma |
perforation i.
|
|
298 |
Teknik |
delik mastarı |
centre punch i.
|
|
299 |
Teknik |
delik dizaynı |
hole pattern i.
|
|
300 |
Teknik |
delik açma aleti |
gimlet i.
|
|
301 |
Teknik |
delik ölçüleri |
hole sizes i.
|
|
302 |
Teknik |
delik genişletici |
reamer i.
|
|
303 |
Teknik |
delik devingenliği |
hole mobility i.
|
|
304 |
Teknik |
delik halka |
eyelet i.
|
|
305 |
Teknik |
delik mil |
hollow shaft i.
|
|
306 |
Teknik |
delik testereleri |
hole saws i.
|
|
307 |
Teknik |
delik dövme |
hollow forging i.
|
|
308 |
Teknik |
delik ıskarpelası |
mortise chisel i.
|
|
309 |
Teknik |
delik ağızlığı |
escutcheon i.
|
|
310 |
Teknik |
delik doğruluğu |
hole straightness i.
|
|
311 |
Teknik |
delik masdarı |
drilling jig i.
|
|
312 |
Teknik |
delik temizleme |
hole cleaning i.
|
|
313 |
Teknik |
delik açma aleti |
borer i.
|
|
314 |
Teknik |
delik delme hızı |
perforation rate i.
|
|
315 |
Teknik |
delik dibi tabanca |
down the hole hammer i.
|
|
316 |
Teknik |
darbeli uzun delik delme |
percussive long-hole drilling i.
|
|
317 |
Teknik |
delik açma-log alma probu |
borehole logging probe i.
|
|
318 |
Teknik |
delik stopu |
bit gauge i.
|
|
319 |
Teknik |
delik zımbası |
hollow punch i.
|
|
320 |
Teknik |
delik sapması |
borehole deviation i.
|
|
321 |
Teknik |
delik kaynağı yapma |
plug welding i.
|
|
322 |
Teknik |
delik iletimi |
hole conduction i.
|
|
323 |
Teknik |
delik delme motoru |
drill drive motor i.
|
|
324 |
Teknik |
delik açma |
drilling i.
|
|
325 |
Teknik |
delik testeresi |
hole saw i.
|
|
326 |
Teknik |
delik testeresi |
compass saw i.
|
|
327 |
Teknik |
delik akımı |
hole current i.
|
|
328 |
Teknik |
delik eğesi |
bow file i.
|
|
329 |
Teknik |
delik açma süreçleri |
hole making processes i.
|
|
330 |
Teknik |
delik paterni |
hole pattern i.
|
|
331 |
Teknik |
delik büyütme tezgahı |
boring machine i.
|
|
332 |
Teknik |
delik uyarı sensörü |
puncture warning sensor i.
|
|
333 |
Teknik |
delik ölçeği |
plug gauge i.
|
|
334 |
Teknik |
delik mastarı |
plug gauge i.
|
|
335 |
Teknik |
delik büyütme ve frezeleme tezgahı |
boring and milling machine i.
|
|
336 |
Teknik |
delik hazırlama |
hole preparation i.
|
|
337 |
Teknik |
delik eğesi |
riffler i.
|
|
338 |
Teknik |
delik eğesi |
hole file i.
|
|
339 |
Teknik |
delik stopu |
bit stop i.
|
|
340 |
Teknik |
derin delik delme |
peck drilling i.
|
|
341 |
Teknik |
delik boru |
orifice pipe i.
|
|
342 |
Teknik |
delik burgulama süreci |
hole-drilling process i.
|
|
343 |
Teknik |
delik hareketliliği |
hole mobility i.
|
|
344 |
Teknik |
delik halkası |
eyelet i.
|
|
345 |
Teknik |
delik testeresi |
piercing saw i.
|
|
346 |
Teknik |
delik açma |
perforating i.
|
|
347 |
Teknik |
delik şablonu |
drill template i.
|
|
348 |
Teknik |
delik genişletme |
reaming i.
|
|
349 |
Teknik |
delik açma |
boring i.
|
|
350 |
Teknik |
delik delme |
perforation i.
|
|
351 |
Teknik |
delik testeresi |
keyhole saw i.
|
|
352 |
Teknik |
delik kapanı |
hole trap i.
|
|
353 |
Teknik |
delik zerk etme |
hole injection i.
|
|
354 |
Teknik |
delik pergel |
feeler i.
|
|
355 |
Teknik |
delik kaynağı |
plug weld i.
|
|
356 |
Teknik |
delik düzgünlüğü |
hole straightness i.
|
|
357 |
Teknik |
delik mil çıkışlı redüktör |
hollow shaft reducer i.
|
|
358 |
Teknik |
delik yoğunluğu |
hole density i.
|
|
359 |
Teknik |
delik çapı |
bore diameter i.
|
|
360 |
Teknik |
delik açıklığı |
aperture size i.
|
|
361 |
Teknik |
delik veya yiv açmak için kullanılan kesici alet |
die i.
|
|
362 |
Teknik |
delik açma işlemi |
borehole i.
|
|
363 |
Teknik |
dikdörtgen delik |
rectangular opening i.
|
|
364 |
Teknik |
direkli delik kepçesi |
stanchion hole bucket i.
|
|
365 |
Teknik |
döşeme tipli delik büyütme ve frezeleme tezgahları |
floor type boring and milling machines i.
|
|
366 |
Teknik |
dikey delik açma makinesi |
vertical boring machine i.
|
|
367 |
Teknik |
dişli delik |
threaded hole i.
|
|
368 |
Teknik |
erimiş metalin kalıba akıtıldığı delik |
sprue i.
|
|
369 |
Teknik |
elektron-delik çifti |
electron-hole pair i.
|
|
370 |
Teknik |
elek delik uzaklığı |
bridge width i.
|
|
371 |
Teknik |
elektrikli kimyasal delik açma |
electrochemical hole making i.
|
|
372 |
Teknik |
elek delik çapı |
sieve diameter i.
|
|
373 |
Teknik |
eleklerin delik sayısı |
mesh number of screens i.
|
|
374 |
Teknik |
elek delik boyutuna yakın parçacıklar |
near-size particles i.
|
|
375 |
Teknik |
elin girebileceği delik |
handhole i.
|
|
376 |
Teknik |
gözle delik denetim |
sight checking i.
|
|
377 |
Teknik |
hızlı delik delme kılavuz çekme tezgahı |
tapping center i.
|
|
378 |
Teknik |
havşa delik |
countersunk hole i.
|
|
379 |
Teknik |
iğnenin girdiği delik |
pinhole i.
|
|
380 |
Teknik |
iğneyle açılan delik |
pinprick i.
|
|
381 |
Teknik |
kare delik |
square mesh i.
|
|
382 |
Teknik |
kılavuz delik zımbası |
pilot punch i.
|
|
383 |
Teknik |
kılavuz delik |
pilot hole i.
|
|
384 |
Teknik |
kısa delik |
short hole i.
|
|
385 |
Teknik |
konik ağızlı delik |
countersink i.
|
|
386 |
Teknik |
kör delik zıvana dili |
blind tenon i.
|
|
387 |
Teknik |
konik delik |
conical holes i.
|
|
388 |
Teknik |
kör delik |
blind hole i.
|
|
389 |
Teknik |
kör delik |
dummy hole i.
|
|
390 |
Teknik |
masa delik çapı |
table hole diameter i.
|
|
391 |
Teknik |
langmuir delik doldurması |
langmuir hole filling i.
|
|
392 |
Teknik |
küçük bir delik veya açıklık |
ventage i.
|
|
393 |
Teknik |
metal yüzeyindeki küçük delik |
pore i.
|
|
394 |
Teknik |
oval bir delik |
oval hole i.
|
|
395 |
Teknik |
oval delik |
oval window i.
|
|
396 |
Teknik |
ön delik |
pre-pore i.
|
|
397 |
Teknik |
ön delik anahtarı |
pin type face wrench i.
|
|
398 |
Teknik |
parmak delik |
finger gate i.
|
|
399 |
Teknik |
delik biçimli metal halka |
grommet i.
|
|
400 |
Teknik |
sıvayarak delik açma |
flow drilling i.
|
|
401 |
Teknik |
stres gideren delik |
stress-relief opening i.
|
|
402 |
Teknik |
tüten delik |
fumarole i.
|
|
403 |
Teknik |
uzun delik |
elongated hole i.
|
|
404 |
Teknik |
uzun delik |
slot i.
|
|
405 |
Teknik |
vida açılmış delik |
tapped hole i.
|
|
406 |
Teknik |
uçtan yapıştırılmış delik silindir |
butt-bonded hollow cylinder i.
|
|
407 |
Teknik |
üzerinde çok sayıda delik bulunan havagazı borusu |
jet burner i.
|
|
408 |
Teknik |
yatay iş milli delik büyütme tezgahı |
boring machine with horizontal spindle i.
|
|
409 |
Teknik |
yuvarlak delik |
round hole i.
|
|
410 |
Teknik |
x-ışını flüoresans analizi için delik açma düzeneği |
bore-hole apparatus for x-ray fluorescence analysis i.
|
|
411 |
Teknik |
zıvana-delik makinesi |
mortiser i.
|
|
412 |
Teknik |
zıvana-delik |
mortise and tenon i.
|
|
413 |
Teknik |
yıldız uçlu delik kalemi |
star drill i.
|
|
414 |
Teknik |
deri gibi malzemelerde delik açmak için kullanılan zımba |
belt punch i.
|
|
415 |
Teknik |
delik tapası |
blank i.
|
|
416 |
Teknik |
toprakta delik açmak için kullanılan delgi |
wimble i.
|
|
417 |
Teknik |
biriminin delikler arasındaki mesafe veya uzunluk başına düşen delik sayısı olduğu, ağ veya ızgara açıklıklarını ölçme yöntemi |
mesh i.
|
|
418 |
Teknik |
ilmek yapmak için kementin ucunda bulunan delik |
hondo i.
|
|
419 |
Teknik |
elektrikli cihazın elektrik tablosunda kablo takılması için bulunan delik |
hub i.
|
|
420 |
Teknik |
zıvana-delik makinesi |
morticer i.
|
|
421 |
Teknik |
zıvanaya delik açma |
drawbore i.
|
|
422 |
Teknik |
farklı aralıklı delik sıraları olan dairesel plaka |
index plate i.
|
|
423 |
Teknik |
buzda delik açmak için kullanılan bir keski |
paddle i.
|
|
424 |
Teknik |
delik genişletici |
paddle i.
|
|
425 |
Teknik |
yuvarlak delik kapama vanası |
potlid valve i.
|
|
426 |
Teknik |
bir ucunda kereste, taş gibi tutmak için delik bulunan kısa demir çubuk |
dog iron i.
|
|
427 |
Teknik |
metalürji fırını arkasındaki delik |
floss hole i.
|
|
428 |
Teknik |
erimiş metalin kalıba döküldüğü kanal, oluk ağzı veya delik |
geat i.
|
|
429 |
Teknik |
delik mastarı |
plug i.
|
|
430 |
Teknik |
atık suyun tahliye edildiği ve tıpa ile kapatılabilen delik |
plughole i.
|
|
431 |
Teknik |
delinmiş metal levhanın delik kısmından çıkan disk/silindir şekilli kısım |
slug i.
|
|
432 |
Teknik |
hedefe yerleştirilen ortası delik metal disk |
spotter i.
|
|
433 |
Teknik |
hedefe yerleştirilen ortası delik metal disk |
spotting disk i.
|
|
434 |
Teknik |
delginin girmesi için delik oluşturmak |
center f.
|
|
435 |
Teknik |
delginin girmesi için delik oluşturmak |
centre f.
|
|
436 |
Teknik |
delginin girmesi için delik oluşturmak |
center f.
|
|
437 |
Teknik |
delginin girmesi için delik oluşturmak |
centre f.
|
|
438 |
Teknik |
delik genişletmek |
ream f.
|
|
439 |
Teknik |
delik açmak |
perforate f.
|
|
440 |
Teknik |
delik açarak batırmak (tekne) |
scuttle f.
|
|
441 |
Teknik |
delik açmak |
thirl f.
|
|
442 |
Teknik |
küçük bir delik gözeneğinden basınç altında geçmek |
effuse f.
|
|
443 |
Teknik |
matkap kullanarak delik açmak |
bore f.
|
|
444 |
Teknik |
matkap ile delik açmak |
drill f.
|
|
445 |
Teknik |
matkap ile delik açmak |
gimlet f.
|
|
446 |
Teknik |
yukarıya doğru delik delmek |
uphole drilling f.
|
|
447 |
Teknik |
delik açmak |
eyelet f.
|
|
448 |
Teknik |
(delik) genişletmek |
bore f.
|
|
449 |
Teknik |
delik açmak |
bore f.
|
|
450 |
Teknik |
(tahtada) dikdörtgen bir delik açmak |
dado f.
|
|
451 |
Teknik |
(metal bir nesneyi) delik açılacak yerleri belirtmek için matkap ucuyla işaretlemek |
dimple f.
|
|
452 |
Teknik |
(heykelin bir bölümünü) delik açarak mermer yüzeye yerleştirmek |
point f.
|
|
453 |
Teknik |
delik boyunca monte edilmiş |
through-hole mounted s.
|
|
454 |
Teknik |
zıvana-delik ile yapılmış |
mortise and tenon s.
|
|
455 |
Teknik |
zıvana-delik yöntemiyle birleştirilmiş |
mortise and tenon s.
|
|
456 |
Teknik |
zıvana-delik yöntemiyle bir araya getirilmiş |
mortise and tenon s.
|
|
Computer |
|
457 |
Bilgisayar |
delik paterni |
hole pattern i.
|
|
458 |
Bilgisayar |
delik zımba birimi |
hole punch unit i.
|
|
459 |
Bilgisayar |
delik zımbası |
hole punch i.
|
|
460 |
Bilgisayar |
delik delme hızı |
perforation rate i.
|
|
461 |
Bilgisayar |
halka delik boyutu |
doughnut hole size i.
|
|
462 |
Bilgisayar |
yazıcının baskı levhası üzerinde olup kağıdın kenarında delik açmaya yarayan deliciler |
pin i.
|
|
463 |
Bilgisayar |
(delikli kartlardaki delik desenlerini) yorumlayıcı ile okumak |
interpret f.
|
|
Telecom |
|
464 |
Telekom |
delik içi kaplama |
plated-through hole i.
|
|
465 |
Telekom |
delik kesiti |
hole cut i.
|
|
Electric |
|
466 |
Elektrik |
delik iletimi |
hole conduction i.
|
|
467 |
Elektrik |
delik zerketme |
hole injection i.
|
|
468 |
Elektrik |
delik hareketliliği |
hole mobility i.
|
|
469 |
Elektrik |
delik kapanı |
hole trap i.
|
|
470 |
Elektrik |
delik akımı |
hole current i.
|
|
471 |
Elektrik |
delik yoğunluğu |
hole density i.
|
|
472 |
Elektrik |
delik devingenliği |
hole mobility i.
|
|
473 |
Elektrik |
delik yeri |
punching position i.
|
|
474 |
Elektrik |
elektron delik çifti |
electron pair i.
|
|
Mechanic |
|
475 |
Mekanik |
delik açıcı |
tapper i.
|
|
476 |
Mekanik |
somun anahtarının yerleştirildiği delik |
tommy hole i.
|
|
477 |
Mekanik |
delik delme tezgahı |
traverse drill i.
|
|
478 |
Mekanik |
su ile çalışarak basınçlı hava üreten pompadaki delik |
trompil i.
|
|
479 |
Mekanik |
delik genişletici |
shell counterbore i.
|
|
480 |
Mekanik |
delik kateri |
boring bar i.
|
|
481 |
Mekanik |
delik tesviye eğesi |
drill file i.
|
|
482 |
Mekanik |
derin delik delme tezgahı |
deep-hole drilling machine i.
|
|
483 |
Mekanik |
delik mastarı |
plug gage i.
|
|
484 |
Mekanik |
delik tezgahı |
boring mill i.
|
|
485 |
Mekanik |
delik genişletici |
core drill i.
|
|
486 |
Mekanik |
delik işleme tezgahı |
boring machine i.
|
|
487 |
Mekanik |
delik işleme |
boring i.
|
|
488 |
Mekanik |
içinden ip, kanca geçen delik |
eyehole i.
|
|
489 |
Mekanik |
delik açma makinesi |
eyelet punch i.
|
|
490 |
Mekanik |
delik çaplarını ölçmede kullanılan kumpaslar |
inside callipers i.
|
|
Textile |
|
491 |
Tekstil |
kılavuz delik |
guiding eye i.
|
|
492 |
Tekstil |
kuşgözü için delik açan alet |
eyeleteer i.
|
|
493 |
Tekstil |
derideki dikişlere delik açmak için kullanılan bir ayakkabıcı bizi |
sewing awl i.
|
|
494 |
Tekstil |
kumaş veya deride delik açmak için kullanılan küçük, sivri uçlu bir alet |
bodkin i.
|
|
495 |
Tekstil |
delik açmak |
drill f.
|
|
Architecture |
|
496 |
Mimarlık |
delik açma |
fenestration i.
|
|
497 |
Mimarlık |
çatıya doğru açılan delik |
hatch i.
|
|
Construction |
|
498 |
İnşaat |
delik testeresi |
turning saw i.
|
|
499 |
İnşaat |
içinden başka eleman geçmesi için tuğlada açılan delik |
break-in i.
|
|
500 |
İnşaat |
(iki ahşap, taş parçasını) zıvana-delik yöntemiyle birleştirmek |
mortise f.
|
|