die - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

die

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"die" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 118 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
die f. ölmek
die f. vefat etmek
die f. rahmetli olmak
die f. hayata gözlerini yummak
General
die i. kalıp
die i. matris
die i. balyoz
die i. zar
die i. zar oyunu
die i. talih
die i. molet
die i. oyun zarı
die i. lokma
die i. pafta lokması
die i. pres kalıbı
die i. ıstampa
die i. damga
die f. teneşire gelmek
die f. tatmak
die f. sıkılmak
die f. kırılmak
die f. helak olmak
die f. kakırdamak
die f. ebediyete intikal etmek
die f. can atmak
die f. sona ermek
die f. kıkırdamak
die f. mortoyu çekmek
die f. dünyaya gözlerini kapamak
die f. yaşamını noktalamak
die f. çenesi atmak
die f. çok istemek
die f. sönmek (ateş)
die f. kandilin yağı tükenmek
die f. göçüp gitmek
die f. postu vermek
die f. ölmek
die f. canı çıkmak
die f. ruhunu teslim etmek
die f. mort olmak
die f. sönmek
die f. ahrete gitmek
die f. ahreti boylamak
die f. stop etmek
die f. birdenbire durmak (makine)
die f. can vermek
die f. sıkıntıdan ölmek
die f. gitmek
die f. gözünü yummak
die f. gözünü kapamak
die f. hakkın rahmetine kavuşmak
die f. göçmek
die f. bayılmak
die f. solmak
die f. mahvolmak
die f. mortlamak
die f. mevta olmak
die f. birden bire durmak (makine)
die f. hayatını teslim etmek
die f. vadesi gelmek
die f. yaşamını yitirmek
die f. dünyaya gözlerini yummak
die f. ömrünü tamamlamak
die f. bitmek
die f. bir avuç toprak olmak
die f. yok olmak
die f. (döküm, kalıp) yüzeye yavaşça gömülmek
die f. içten içe ölmek
die f. lanetlenmek
die f. duygu yoğunluğuyla ölümün eşiğine gelmek
die f. umutsuzca arzulamak
die f. aşırı istemek
die f. düzleşmek
die f. karakteristik özelliklerini kaybetmek
die f. ilgisizleşmek
die f. kayıtsız kalmak
die f. ölüm ızdırabı çekmek
die f. güçsüzleşmek
die f. önemsizleşmek
Colloquial
die f. mevta olmak
die f. tahtalı köye gitmek
Speaking
die ünl. geber
Technical
die i. delik veya yiv açmak için kullanılan kesici alet
die i. dişli kılavuz
die i. hadde
die i. kalıp
die i. lokma
die i. metal ve diğer maddeleri şekillendirmek için kullanılan alet
die i. presdöküm kalıbı
die i. yivaçar lokması
die i. sütun gövdesi
die i. bir tür şekillendirme aleti
die i. kalıplama takımı
die i. içi boş bir tür vida kesme aleti
die i. (ayakkabı tabanı yapımında) taban taslağını kesme bıçağı
die i. çekme veya ekstrüzyon yoluyla tel ve çubuk yapımında kullanılan sert blok
die i. plastik malzemeye şekil veren delikli blok
die i. üzerinde cevherin ezildiği ağır demir blok
die i. (kağıt, karton) malzemeleri kalıplama veya kabartmaya yarayan oymalı metal blok
die i. düz kağıt levhaların karton haline katlanmadan önce damgalandığı çelik aygıt
die i. sikke yüzünün görüntüsünü levhaya basmada kullanılan çelik parçası
die f. kalıplamak
die f. kalıpla damgalamak
Mechanic
die i. erkek dış açma aleti
die i. pafta kalıbı
Automotive
die i. kalıp
die i. pafta
Medical
die i. zımba
die f. ex olmak
Food Engineering
die i. kalıp
die i. (pelet presinde kullanılan) disk
Tobacco
die i. mühür rulosu
Religious
die f. maneviyatını yitirmek
Sport
die f. vuruş sırasının sonunda kalede olmak
Slang
die f. gebermek
die f. cavlağı çekmek
die f. cartayı çekmek
die ünl. geber

"die" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
open die i. açık kalıp
die plate i. pafta
die stock i. pafta kolu
die for printing a book cover i. baskı kalıbı
die hard i. kandırılmaz
cutting die i. keser zımba
cutting die i. zımba
die-casting i. pres döküm
die-hard i. eski kafalı kimse
die-hard i. tutucu kimse
die-hard i. gerici
die-hardism i. eski kafalılık
die bremer stadtmusikanten i. bremen mızıkacıları
die stone i. diş kalıp macunu
the worst way to die i. en kötü ölüm şekli
die–away i. yavaş yavaş ortadan kaybolma
die–away i. zayıflayarak kaybolma
die [scotland] i. oyuncak
die in a sudden death f. fücceten ölmek
die unexpectedly f. hiç beklenmedik bir anda ölmek
die laughing f. gülmekten ölmek
die down f. alev azalmak
die of grief f. kahrından ölmek
die in disappointment f. gözü açık gitmek
die away f. kaybolmak
die down f. kesilmek
die away f. gürültünün azalması
die off f. tükenmek
die as an unbeliever f. imansız gitmek
die a natural death f. eceliyle ölmek
die one's boots f. çalışırken ölmek
die away f. sönmek
die laughing f. katıla katıla gülmek
die of exhaustion f. çatlamak
die away f. ses azalmak
die away f. gürültü yavaş yavaş kesilmek
die of sleeplessness f. uykusuzluktan ölmek
die out f. birer birer ölmek
die down f. bitmek
die off f. teker teker ölmek
die away f. azalmak
die down f. yatışmak
die down f. gücü azalmak
die of starvation f. açlıktan ölmek
die down f. körelmek (film)
die down f. körelmek (ateş)
die from overeating f. çatlamak
die down f. kaybolmak
die of boredom f. sıkıntıdan patlamak
die out f. ortadan kalkmak
die suddenly f. gümleyip gitmek
die for one's fatherland f. şehit olmak
die out f. tükenmek
die back f. tepeden köke doğru kurumak
die of heart attack f. kalpten ölmek
die of the bends f. vurgun yemek
die out f. nesli tükenmek
die away f. kesilmek
die away f. solmak
die in vain f. güme gitmek
die out f. yok olmak
die off f. birer birer ölmek
die out f. ortadan kaybolmak
die down f. sönmek (ateş)
die down f. solmak
die intestate f. vasiyetsiz ölmek
die in one's arms f. kollarında ölmek
die without seeing somebody f. hasret gitmek
die untimely f. zamansız ölmek
die early f. erken ölmek
die in in infancy f. doğum esnasında ölmek
die suddenly f. aniden ölmek
die young f. genç yaşta ölmek
die a natural sudden f. aniden ölmek
die peacefully f. huzurlu ölmek
die young f. genç ölmek
die in in infancy f. doğarken ölmek
die in childbirth f. doğarken ölmek
die in childbirth f. doğum esnasında ölmek
die in childbirth f. doğumda ölmek
die in childbirth f. doğum sırasında ölmek
die in childbirth f. doğururken ölmek
die of the fever f. ateşini düşürmek
die of the fever f. ateş düşmek
one's fever die of f. ateşi düşmek
(fire) die down f. yangın sönmek
die of blood loss f. kan kaybından ölmek
die from one's grief f. acısından ölmek
die from one's grief f. üzüntüsünden ölmek
die a natural sudden f. eceliyle ölmek
die prematurely f. erken ölmek
die prematurely f. genç yaşta ölmek
die longing for (someone) f. hasretle beklemek
die out f. soyu tükenmek
die out f. soyu kurumak
die in an accident f. kaza sonucu ölmek
die accidentally f. kaza sonucu ölmek
die of a broken heart f. kahrından ölmek
die away f. kısılmak
die down f. azalmak
die away f. gittikçe kaybolmak
die out f. tamamen yok olmak
die down f. sönmek
die in vain f. pisi pisine ölmek
die for f. uğruna ölmek
die a death f. ölüme terk edilmek
die a death f. (oyun/iş vb) başarısız olmak
die the death f. ölüme terk edilmek
die without issue f. çocuk yapamadan ölmek
die without issue f. çocuğu olmadan ölmek
die childless f. çocuk yapamadan ölmek
die childless f. çocuğu olmadan ölmek
die without issue f. çocuksuz ölmek
die childless f. çocuksuz ölmek
die to know something f. meraktan çatlamak
die for the loo f. çok sıkışmak
die in one's bed f. eceliyle ölmek
die in one's bed f. yatağında ölmek
die earlier than f. daha önce ölmek
die earlier than f. birinden önce ölmek
die earlier than f. önce ölmek
die before f. daha önce ölmek
die before f. birinden önce ölmek
die waiting for an ambulance f. ambulans beklerken ölmek
die waiting for an ambulance f. ambulans beklerken hayatını kaybetmek
die while waiting for an ambulance f. ambulans beklerken yaşamını yitirmek
die waiting for an ambulance f. ambulans beklerken yaşamını yitirmek
die while waiting for an ambulance f. ambulans beklerken hayatını kaybetmek
die while waiting for an ambulance f. ambulans beklerken ölmek
die in the hospital where he/she was taken f. kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmek
die in the hospital where he/she was taken f. kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmek
die at the scene f. olay yerinde ölmek
die at the scene of the accident f. kaza mahallinde ölmek
die on the operating table f. ameliyat masasında ölmek
die from grief f. kederden ölmek
die off grief f. kederden ölmek
die a sudden death f. aniden ölmek
die suddenly f. birden ölmek
die a sudden death f. birden ölmek
die from lack of air or oxygen f. havasızlıktan ölmek
die of a heart attack f. kalbine yenik düşmek
die of a heart attack f. kalpten ölmek
die at the scene f. olay mahallinde ölmek
want to die f. ölmeyi istemek
want to die f. ölmek istemek
die of something f. bir kaza ya da hastalık nedeniyle ölmek
die the death f. (oyun/iş vb) başarısız olmak
die as a result of one's gunshot wounds f. kurşun yaralarından ölmek
die before f. önce ölmek
die of dysentery f. dizanteriden ölmek
die in an accident f. kazada ölmek
die on someone f. üstüne kalmak
die for his country f. ülkesi için ölmek
die for his country f. ülkesi uğruna ölmek
die from something f. -den ölmek
die of something f. -den ölmek
die from the loss of blood f. kan kaybından ölmek
die in an automobile accident f. araba kazasında ölmek
die on someone f. birinin sorumluluğunda iken ölmek
die in one’s arms f. kollarında ölmek
die before the accident f. kazadan önce ölmek
die in the name of science f. bilim adına ölmek
die with one’s secrets f. sırlarıyla ölmek
die a long time ago f. çok önceden ölmek
die in the war field with honour f. savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek
die in the hospital f. hastanede ölmek
die in one's sleep f. uykusunda ölmek
die allegedly due to doctors' negligence f. doktorların ihmalinden öldüğü iddia edilmek
die with respect f. saygın bir şekilde ölmek
die in the er f. acil serviste ölmek
die in dignity f. onurluca ölmek
die in a plane crash f. uçak kazasında ölmek
die of hunger f. açlıktan ölmek
die of lung cancer f. akciğer kanserinden ölmek
die as a hero f. kahraman olarak ölmek
die a hero f. kahraman olarak ölmek
die of thirst f. susuzluktan ölmek
die of natural causes f. eceliyle ölmek
die of natural causes f. doğal nedenlerle ölmek
die or leave having left something undone or a desire unaccomplished f. gözü arkada kalmak
die a little bit every day f. her gün birazcık daha ölmek
die from the heat f. sıcaktan ölmek
die with dignity f. onurlu bir şekilde ölmek
die with honor f. onurlu bir şekilde ölmek
die with glory f. şanlı bir şekilde ölmek
die game f. kanının son damlasına kadar mücadele etmek
die in harness f. kanının son damlasına kadar mücadele etmek
die in the pain f. ölene kadar işkence etmek
die game f. savaşarak ölmek
die in harness f. savaşarak ölmek
straight as a die s. dosdoğru
straight as a die s. dürüst
die-hard s. inatçı
die–away s. baygın
die–away s. mahzun
die-hard s. değişime aşırı direnç gösteren
die-hard s. sabit fikirli
do-or-die s. kafasına koymuş
do-or-die s. dönüşü olmayan
do-or-die s. inada bindiren
do-or-die s. sonuç vermeyen
do-or-die s. vazgeçmeyen
do-or-die s. değiştirilemez
do-or-die s. sarsılamaz
do-or-die s. kararlı
do-or-die s. davasından vazgeçmeyen
do-or-die s. tek seçenek olan
do-or-die s. tek alternatif teşkil eden
do-or-die s. tek çıkar yol olan
sine die zf. süresiz
sine die zf. süresi belirsiz
sine die zf. gün tayin etmeksizin
never say die! ünl. sakın vazgeçme!
Phrasals
die by hanging f. asılarak ölmek
die away f. dinmek
die off f. kökü kazınmak
die of f. -den ölmek
die away f. yitip gitmek
die by f. -erek ölmek
die by f. -den ölmek
die by f. ile ölmek
die by f. sonucu ölmek
die by (something) f. (bir şeyden) ölmek
die by (something) f. (bir şeyle) ölmek
die by (something) f. (bir şey) sonucu ölmek
die for (someone or something) f. (biri/bir şey) için ölmek
die for (someone or something) f. (biri/bir şey) için canını vermek
die for (someone or something) f. (biri/bir şey) uğruna ölmek
die for (someone or something) f. (biri/bir şey) için ölüp bitmek
die for (someone or something) f. (biri/bir şey) için yanıp tutuşmak
die in f. içinde ölmek
die in f. -iken ölmek
die in f. -da ölmek
die in (something) f. (bir şeyde) ölmek
die in (something) f. (bir şey) esnasında ölmek
die on f. -da ölmek
die on f. üstüne kalmak
die on f. sorumluluğunda iken ölmek
die on (someone) f. bozulup üstüne kalmak
die on (someone) f. üstüne kalmak
die on (something) f. (bir şeyde) ölmek
die on (something) f. (bir şeyin) üstünde ölmek
die to f. için ölmek
die to f. için ölüp bitmek
die to f. için yanıp tutuşmak
die down f. (bitkinin toprak üstündeki kısımları) ölmek
Phrases
die hard f. ölüme meydan okumak
die hard f. ölüme direnmek
die hard f. umutsuz bir mücadeleye girmek
die hard f. kötü ihtimallere direnmek
never say die expr. davandan asla vazgeçme
when elephants fight ants die expr. filler tepişir karıncalar ezilir
every living thing will die one day expr. her canlı bir gün ölümü tadacaktır
do-or-die expr. istediğini her koşul altında yapmaya kararlı
places to see before you die expr. ölmeden önce görülmesi gereken yerler
place to see before you die expr. ölmeden önce görülmesi gereken yer
do-or-die expr. ölüm kalım
do or die expr. ya hep ya hiç
Proverb
cowards die many times before their deaths korkunun ecele faydası yoktur
eat, drink, and be merry, for tomorrow we die ye, iç, eğlen; yarın yokuz
eat, drink, and be merry, for tomorrow we die ye, iç, eğlen şu üç günlük dünyada
old habits die hard huylu huyundan vazgeçmez
old habits die hard can çıkar huy çıkmaz
young men may die but old men must die gençler ölebilir ancak yaşlılar ölümden kaçamazlar
live by the sword die by the sword su testisi su yolunda kırılır
whom the gods love die young tanrının sevdikleri erken ölür
good die young iyiler erken ölür
the good die young iyiler erken ölür
whom the gods love die young allah sevdiği kulunu yanına erken alırmış
cowards die many times before their deaths korkaklar bin defa ölür
cowards die many times before their deaths korkaklar (ölmeden önce) bin defa ölür
cowards die many times before their death korkaklar (ölmeden önce) bin defa ölür
cowards die many times before their deaths korkaklar ölmeden önce defalarca ölür
cowards die many times before their death korkaklar ölmeden önce defalarca ölür
you can't take it with you when you die dünya malı dünyada kalır
you have to eat a peck of dirt before you die (üzülme/dert etme) herkes payına düşeni yaşar/herkes sıkıntı yaşar
old habits die hard can çıkmadıkça huy çıkmaz
better die with honour than live with shame utançla yaşamaktansa onurla ölmek daha iyidir
he who lives by the sword, shall die by the sword ne ekersen onu biçersin
he who lives by the sword, shall die by the sword kılıçla yaşayan kılıçla ölür
he who lives by the sword, shall die by the sword su testisi su yolunda kırılır
bad habits die hard kötü alışkanlıklar zor bırakılır
bad habits die hard kötü alışkanlıklardan vazgeçmek zordur
bad habits die hard kötü alışkanlıkları bırakmak zordur
(those) whom the gods love die young tanrının sevdikleri erken ölür
(those) whom the gods love die young allah sevdiği kulunu yanına erken alırmış
a man can die but once insan bir kere ölür
die is cast ok yaydan çıktı
only the good die young yalnızca iyiler erken ölür
the young may die, but the old must die gençler ölebilir ancak yaşlılar ölümden kaçamazlar
those who live by the sword, die by the sword kılıçla yaşayan kılıçla ölür
those who live by the sword, die by the sword su testisi su yolunda kırılır
we (all) have to eat a peck of dirt before we die ufak tefek sağlıksız şeylerden/kaçamaklardan zarar gelmez/ölmeyiz
we (all) have to eat a peck of dirt before we die azıcık kirden/pislikten zarar gelmez/ölmeyiz
Colloquial
ride or die i. en yakın arkadaş
ride or die i. ahretlik
ride or die i. ahretliği
ride or die i. en güvenilir arkadaş
ride or die i. sadık arkadaş
ride-or-die chick i. fedakar sevgili
bobsy-die [new zealand] i. yaygara
bobsy-die [new zealand] i. velvele
bobsy-die [new zealand] i. kargaşa
bobsy-die [new zealand] i. şamata
die down f. ımızganmak (ateş)
die of throat trouble f. asılarak ölmek
die of throat trouble f. asılmak
die with one's boots on f. çizmeleri ayağında ölmek
die with one's boots on f. işinin başında ölmek
die with one's boots on f. kaza sonucu ölmek
die in one’s arms f. kollarında ölmek
cross one's heart and hope to die f. yemin etmek
cross one's heart and hope to die f. vallahi billahi demek
live together die alone expr. birlikte yaşa yalnız öl
die hard expr. değişmez
straight as a die expr. doğru
straight as a die expr. dürüst
straight as a die expr. dümdüz
about to die expr. gidici
live fast die young expr. hızlı yaşa genç öl
legends never die expr. efsaneler asla ölmez
about to die expr. ölmek üzere
die hard expr. kolay kolay bitmez
straight as a die expr. mert
die hard expr. kolay kolay bırakılamaz
die hard expr. vazgeçilmez
what did your last slave die of? expr. az ye de uşak tut
what did your last slave die of? expr. uşağın mı var burada?
what did your last slave die of? expr. hizmetçin mi var burada?
what did your last slave die of? expr. ben senin uşağın mıyım?
what did your last slave die of? expr. ben senin hizmetçin miyim?
what did your last servant die of? expr. az ye de uşak tut
what did your last servant die of? expr. uşağın mı var burada?
what did your last servant die of? expr. hizmetçin mi var burada?
what did your last servant die of? expr. ben senin uşağın mıyım?
what did your last servant die of? expr. ben senin hizmetçin miyim?
fixing to die expr. ölüme yaklaşıyor
fixing to die expr. büyük ihtimalle ölecek
fixing to die (ftd) expr. ölüyor
fixing to die (ftd) expr. ölmek üzere
old traditions die hard expr. eski gelenekler/alışkanlıklar zor terk edilir
old traditions die hard expr. eski gelenekler/alışkanlıklar zor ölür
old traditions die hard expr. eski gelenekler/alışkanlıklar zor bırakılıyor
old traditions die hard expr. eski rutinlerden/geleneklerden vazgeçmek zordur
old traditions die hard expr. eski rutinlerden/geleneklerden zor vazgeçilir
old traditions die hard expr. eski rutinleri/gelenekleri bırakması zordur
old traditions die hard expr. böyle gelmiş böyle gider
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. allah canımı alsın ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. allah belamı versin ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. ekmek musaf çarpsın ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. yemin ederim ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. iki gözüm önüme aksın ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. vallahi billahi
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. vallahi de billahi de
labtyd (life’s a bitch, then you die) expr. hayat çok acımasız ve sonunda da ölüm var
labtyd (life’s a bitch, then you die) expr. hayatta çabalar durursun ve sonunda da ölür gidersin
labtyd (life’s a bitch, then you die) expr. hayat zor
now I can die with no regrets expr. ölsem de gam yemem
let it die expr. sal şunu artık
ftd (fixing to die) kısalt. ölmek üzere
ftd (fixing to die) kısalt. ölebilir
ftd (fixing to die) kısalt. bir ayağı çukurda
ftd (fixing to die) kısalt. her an ölebilir
Idioms
die in the last ditch f. kanının son damlasına kadar mücadele etmek
die in the last ditch f. ölene kadar savaşmak
die in harness f. hayatının baharında ölmek
die in harness f. vaktinden önce ölmek
die in harness f. emekli olmadan önce ölmek
die in harness f. çalışmaya hayatı devam ederken ölmek
die in harness f. sonuna kadar çalışmak
die in harness f. ölene kadar çalışmak
die in harness f. canın çıkıncaya dek çalışmak
die in harness f. son nefesine kadar çalışmak
die a thousand deaths f. bin defa ölmek
die a thousand deaths f. bin kere ölmek
die for nothing f. bir hiç uğruna ölmek
die on the vine f. başlamadan bitmek
die behind the wheel f. direksiyon başında ölmek
die behind the wheel f. direksiyonda ölmek
die of boredom f. çok sıkılmak
be doomed to die on the vine f. dalında solmaya mahkum olmak
die a natural death (us) f. eceli ile ölmek
die inside f. heyecanını yitirmek
die in one's boots f. görev başında ölmek
die a death (brit) f. eceli ile ölmek
die by one's own hand f. intihar etmek
die on the vine f. ilgisizlikten ölmek/solmak
die on the vine f. ilgisizlikten yitip gitmek
the die is cast f. ok yaydan çıkmak
die with your boots on f. ölene kadar çalışmak
die a thousand deaths f. ölüp ölüp dirilmek
die from curiosity f. merakından çatlamak
die from curiosity f. meraktan ölmek
sit around and wait to die f. oturup ölmeyi beklemek
die inside f. mahvolmak
die by one's own hand f. kendini öldürmek
die of a broken heart f. kederinden ölmek
die with one's boots on f. ölene kadar çalışmak
die a coward's death f. korkak gibi ölmek
die a coward's death f. ödlekçe ölmek
sit around waiting to die f. oturup ölmeyi beklemek
die of curiosity f. meraktan ölmek
curl up and die f. ölmek
die of curiosity f. merakından çatlamak
die behind the wheel f. şoför mahallinde ölmek
die of the cold f. soğuktan ölmek
die for no reason f. sebepsiz yere ölmek
die for nothing f. sebepsiz yere ölmek
die from the cold f. soğuktan ölmek
die in one's boots f. savaşta ölmek
die of boredom f. sıkıntıdan patlamak
die of boredom f. sıkıntıdan ölmek
die inside f. tüm umudunu kaybetmek
die inside f. yerin dibine geçmek
want to curl up and die f. (utançtan) yerin dibine girmek
want to curl up and die f. utancından ölmek istemek
want to curl up and die f. (utançtan) yer yarılıp içine girmek
curl up and die f. yerin dibine girmek
want to curl up and die f. utancından yerin dibine geçmek
die a death (brit) f. yitip gitmek
want to curl up and die f. (utançtan) yerin dibine girmek istemek (yer yarılsaydı da içine girseydim)
die of a broken heart f. üzüntüsünden ölmek
die a natural death (us) f. yitip gitmek
die in a pile-up f. zincirleme trafik kazasında yaşamını yitirmek
want to curl up and die f. utancından yerin dibine girmek
want to curl up and die f. utançtan yerin dibine geçmek
die for want of lobster sauce f. küçük bir sıkıntıdan/aksilikten dolayı ölmek
die for want of lobster sauce f. küçük bir sıkıntıdan/aksilikten dolayı yıkılmak
die for want of lobster sauce f. incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenden ölmek/dünyası yıkılmak
die in harness f. hayatının sonuna kadar çalışmaya devam etmek
die in the last ditch f. sonuna kadar yiğitçe savaşıp ölmek
die in the last ditch f. sonuna kadar cesurca/kahramanca savaşıp ölmek
die in the last ditch f. bir şeyi kanının son damlasına kadar savunmak
die in the last ditch f. bir şeyi ölümüne savunmak
die in the last ditch f. son raddeye kadar savaşmak
die in the last ditch f. son raddeye kadar savaşıp ölmek
die laughing f. mutlu ölmek
die laughing f. gülerek ölmek
die laughing f. ölürken intikam almak
die laughing f. gülmekten yerlere yatmak
die like a dog f. kötü bir durumda ölmek
die like a dog f. sefil bir şekilde/yapayalnız ölmek
die like a dog [ old-fashioned] f. acı çekerek ölmek
die like a dog [ old-fashioned] f. rezil bir şekilde ölmek
die like a dog f. onur kırıcı bir durumda/şekilde ölmek
die like a dog f. acınası bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. sefil bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. perişan halde ölmek/son bulmak
die like a dog f. zavallı bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. içler acısı bir şekilde ölmek/son bulmak
die like a dog f. sefalet içinde ölmek/son bulmak
die like flies f. patır patır ölmek
die like flies f. telef olmak
die like flies f. kitleler halinde bir şeye yenik düşmek
die like flies f. kitleler halinde bir şeye yakalanmak
die like flies f. sapır sapır dökülmek/hastalanmak
die like roland f. açlıktan veya susuzluktan ölmek (roland isminde bir fransız kahramanın roncesvalles savaşından kurtulup açlık ve susuzluktan ölmesi olayından türetilmiş bir ifade)
die on feet f. bir anda/birdenbire son bulmak
die on feet f. bir anda/birdenbire sona ermek
die on feet f. bir anda/birdenbire bitmek
die on feet f. bir anda/birdenbire yok olmak
die on something's feet f. bir anda/birdenbire son bulmak
die on something's feet f. bir anda/birdenbire sona ermek
die on something's feet f. bir anda/birdenbire bitmek
die on something's feet f. bir anda/birdenbire yok olmak
die on your feet f. erken son bulmak
die on your feet f. ansızın son bulmak
die on your feet f. aniden sona ermek
die on your feet f. birden sona ermek
die on your feet f. ansızın sona ermek
lay down and die f. pes etmek
lay down and die f. çekilmek
lay down and die f. bırakıp gitmek
lay down and die f. yenilgiyi kabul etmek
lay down and die f. vazgeçmek
lay down and die f. umudunu kesmek/kaybetmek
lay down and die f. hırsını/azmini yitirmek
lie down and die f. pes etmek
lie down and die f. çekilmek
lie down and die f. bırakıp gitmek
lie down and die f. yenilgiyi kabul etmek
lie down and die f. vazgeçmek
lie down and die f. umudunu kesmek/kaybetmek
lie down and die f. hırsını/azmini yitirmek
be as straight as a die [uk/australia] f. dümdüz olmak
be as straight as a die [uk/australia] f. ip gibi olmak
be as straight as a die [uk/australia] f. düz bir çizgide/istikamette gitmek
be as straight as a die [uk/australia] f. çok dürüst olmak
be as straight as a die [uk/australia] f. çok güvenilir olmak
be as straight as a die [uk/australia] f. helal süt emmiş olmak
be as straight as a die [uk/australia] f. mert olmak
die with one's boots on f. savaşta ölmek
(just) curl up and die f. utancından ölmek
(just) curl up and die f. utançtan yerin dibine girmek
(just) curl up and die f. geri çekilmek
(just) curl up and die f. köşeye çekilmek
(just) curl up and die f. kabuğuna çekilmek
die a death [uk] f. başarısız olmak
die a death [uk] f. birden sona ermek
die a death [uk] f. birden bitmek