drink - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

drink

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"drink" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 48 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
drink i. içki
drink f. içmek
General
drink i. içki
drink i. deniz
drink i. nuş
drink i. bir içimlik miktar
drink i. içecek
drink i. meşrubat
drink i. canlandırıcı
drink i. tazeleyici
drink i. alkollü içki
drink i. tek seferde içilen miktar
drink i. tek seferde servis edilen miktar
drink i. alkol bağımlısı olma
drink i. aşırı alkol alımı
drink i. büyük su kütlesi
drink i. geniş akarsu
drink i. okyanus
drink i. yutma
drink i. yutkunma
drink f. içki içmek
drink f. şerefine içmek
drink f. içmek
drink f. buyurmak
drink f. demlenmek
drink f. nuş etmek
drink f. içkiye harcamak
drink f. kafayı çekmek
drink f. dem çekmek
drink f. bitirmek
drink f. çekmek
drink f. emmek
drink f. yutmak
drink f. alkol almak
drink f. (birini) kadehle selamlamak
drink f. (birine) başarı dilemek
drink f. (birinin) sağlığına içmek
drink f. içki içerek belirli bir duruma gelmek
drink f. (birkaç duygu aracılığıyla) hafızasına kazınmak
drink f. canlandırıcı veya hoş bir şeyin akılda yer etmesi
drink f. alkol bağımlısı olmak
drink f. içip saçmalamak
drink f. kadeh kaldırmak
Irregular Verb
drink f. drank - drunk
Gastronomy
drink f. ağzını ıslatmak
Archaic
drink i. (bitki tarafından) emilen sıvı
drink f. ferahlamak için içecek içmek
Slang
drink i. mazot

"drink" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
making someone drink i. içirme
General
food or drink i. konsomasyon
alcoholic drink i. alkollü içki
a drink of water i. bir yudum su
soft drink i. kola
soft drink i. alkolsüz içki
short drink i. sert içki
stiff drink i. büyük miktarda ve hiç sulandırılmamış içki
alcoholic drink i. içki
strong drink i. sert içki
the demon drink i. zıkkım
drink made from sahlep root in hot milk and cinnamon i. salep
carbonated drink i. gazlı içecek
fizzy drink i. gazlı içecek
drink made of yoghurt and water i. ayran
heady drink i. sert içki
soft drink i. soda
soft drink i. gazoz
cause to feel sick due to food or drink i. besinlerle arası iyi olmama
a drink of water i. biraz su
still lemon drink i. limonata
hard drink i. sert içki
complimentary food and drink i. ikram hizmeti
hot drink i. sıcak içecek
fizzless drink i. gazsız içecek
local drink i. yerli içki
domestic drink i. yerli içki
still drink i. gazsız içecek
food-drink i. yiyecek içecek
the drink habit i. içki kullanma alışkanlığı
the drink habit i. içki alışkanlığı
the drink habit i. içkicilik
the drink habit i. akşamcılık
the drink habit i. alkol alışkanlığı
concentrated drink i. konsantre içecek
food and drink i. yiyecek ve içecek
food and drink i. gıda ve içecek
refreshing drink i. ferahlatıcı içki
non-alcoholic drink i. alkollü olmayan içecek
non-alcoholic drink i. alkolsüz içecek
orange soft drink i. portakal gazozu
orange soft drink i. portakallı gazoz
drink powder i. içecek tozu
drink section i. içki reyonu
drink coaster i. bardak altlığı
fountain drink i. alkolsüz içecek
soft drink i. alkolsüz içecek
powdered drink mix i. toz içecek
powdered drink i. toz içecek
drink list i. içecek listesi
fizzy drink i. asitli içeçek
instant drink i. hazır içecek
ready to drink i. hazır içecek
recovery drink i. enerji içeceği
recovery drink i. toparlayıcı içecek
local drink i. yerli içecek
my favorite drink i. en sevdiğim içecek
my favourite drink i. en sevdiğim içecek
national drink i. milli içecek
imported drink i. yabancı içki
imported drink i. ithal içki
tea-like drink i. çaya benzer içecek
alcoholic drink i. alkol
love drink i. aşk iksiri
making someone drink i. içirme
drink [uk] i. içki alemi
drink [uk] i. cümbüş
drink [uk] i. eğlence
drink-driver i. alkollüyken araç kullanan kimse
drink driving [uk] i. alkollü araç kullanma
drink driving [uk] i. içkili araç kullanma
buy a drink f. içki ısmarlamak
(of food or drink) extremely palatable f. tadı damağında kalmak
drink to the health of f. sağlığına içmek
drink water f. su içmek
drink away f. içkiye harcamak
drink to f. şerefine içmek
sink one's troubles in drink f. içkiyle dertlerini unutmak
stand someone a drink f. birisine içki ısmarlamak
drink and drive f. alkollü araba kullanmak
drink in f. büyük bir zevkle dinlemek
drink down f. devirmek
cut an alcoholic drink with water f. içkiyi sulandırmak
drink coffee f. kahve içmek
drink in f. yutmak
drink like a fish f. fazla içki içmek
have a drink f. içmek
let somebody drink f. içirmek
eat and drink f. yiyip içmek
drink to excess f. içkiyi fazla kaçırmak
make somebody drink f. içirmek
drink in f. büyük bir zevkle yapmak
have a drink f. ağzını ıslatmak
drink in f. tadını çıkarmak
drink one's fill f. doyasıya içmek
drink heavily f. kafayı çekmek
drink something straight f. içkiyi sek içmek
make someone drink f. içirmek
have a drink f. iki tek atmak
stand somebody a drink f. içki ısmarlamak
drink off f. dikmek
drink to f. ıslatmak
buy a drink for f. içki ısmarlamak
drink in f. büyük bir zevkle seyretmek
drink in f. emmek
knock back a drink f. tek atmak
drink tea f. çay içmek
drink a cup of tea f. çay içmek
drug one's drink f. içkisine ilaç katmak
mix drink with a drug f. içkisine ilaç katmak
drink alcohol to excess habitually f. aşırı alkol içmek
drink heavily f. çok içmek
drink a beer f. bira içmek
drink and drive f. alkollü araç kullanmak
lace one's drink with poison f. içkisine zehir katmak
want to drink f. içmek istemek
drink alcohol f. alkol içmek
drink cold f. soğuk içmek
drink milk f. süt içmek
drink alcohol f. alkol almak
drink cold water f. soğuk su içmek
drink up f. son yudumuna kadar içmek
drink up f. tamamını içmek
drink something hot f. sıcak birşeyler içmek
drink something cold f. soğuk bir şeyler içmek
drink something hot f. sıcak bir şeyler içmek
drink something cold f. soğuk birşeyler içmek
drink responsibly f. ölçüyü kaçırmadan içmek
drink responsibly f. kararında içmek
drink responsibly f. ölçülü içmek
drink a lot f. çok içmek
drink alcohol f. alkol kullanmak
seek refuge in drink f. teselliyi içkide aramak
seek refuge in drink f. kendini içkiye vurmak
drink to somebody f. birisine içmek
sip a drink by the in-ground pool f. havuza karşı içkisini yudumlamak
drink on an empty stomach f. aç karına içmek
drink on an empty stomach f. aç karnına içmek
drink fruit juice f. meyve suyu içmek
drink some beer f. birkaç bira içmek
drink until burst f. çatlayana kadar içmek
put something in one's drink f. birinin içkisine bir şey koymak
drink wine f. şarap içmek
drink raki f. rakı içmek
drink champagne f. şampanya içmek
have a little too much to drink f. içkiyi biraz fazla kaçırmak
drink a toast to someone f. birinin şerefine içmek
drink too much coke f. çok kola içmek
drink ayran f. ayran içmek
drink plenty of water f. bol su içmek
drink through a straw f. pipetten içmek
drink through a straw f. pipetle içmek
drink a health f. (birinin) sağlığına kadeh kaldırmak
drink [obsolete] f. sigara içmek
drink [obsolete] f. tatmak
unfizzy (drink/beverage) s. gazsız (içecek)
ready-to-drink s. içime hazır
in drink zf. sarhoş
in drink zf. içkili
in drink zf. kafayı bulmuş
in drink expr. sarhoş
in drink expr. zil zurna
Phrasals
drink down f. azaltmak
drink in f. büyük bir zevkle içmek
drink off f. tamamını içmek
drink off f. bir dikişte içmek
drink up f. diplemek
drink down f. içki içmek
drink down f. içki yuvarlamak
drink down f. kadeh yuvarlamak
have a drink f. kadeh yuvarlamak
drink something down f. bir şeyi içmek
drink something down f. bir şeyi sonuna kadar içmek
drink something down f. bir şeyin hepsini içmek
drink something down f. bir şeyi fondip yapmak
drink something in f. bir şeyi içine çekmek
drink something in f. bir şeyi özümsemek
drink something in f. bir şeyi sindirmek
drink something up f. bir şeyin hepsini içmek
drink something up f. bir şeyin dibini bulmak
drink something up f. bir şeyi sonuna kadar içmek
drink something up f. bir şeyi fondip yapmak
drink to (someone or something) f. (birine/bir şeye) içmek
drink to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) şerefine içmek
drink to (someone or something) f. (birine/bir şeye) kadeh kaldırmak
drink to (something) f. (bir noktaya/seviyeye) kadar içmek
drink to (something) f. (bir şey) için içmek
Phrases
addicted to drink expr. içkiye düşkün
under the influence of drink expr. sarhoş
drink cold expr. soğuk içiniz
no food or drink allowed expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not permitted expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
no food or drink permitted expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
no food or drink permitted expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
no food or drink allowed expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not allowed expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not permitted expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not allowed expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
Proverb
eat, drink, and be merry, for tomorrow we die ye, iç, eğlen; yarın yokuz
eat, drink, and be merry, for tomorrow we die ye, iç, eğlen şu üç günlük dünyada
you can lead a horse to water, but you can't make it drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can lead a horse to water but you can't make it drink zorla güzellik olmaz
you can take a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can take a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can lead a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can lead a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
Colloquial
meat and drink to i. hayat kaynağı
meat and drink to i. yaşam kaynağı
big drink i. okyanus
big drink i. atlantik okyanusu
tall drink i. kokteyl
tall drink i. uzun/büyük bardakta servis edilen az alkollü veya alkolsüz karışım
drink a toast f. kadeh kaldırmak
drink (oneself) silly f. sarhoş olana kadar içmek
drink (oneself) silly f. deli/manyak gibi içmek
the worse for drink s. alkollü
the worse for drink s. sarhoş
into the drink zf. suya
into the drink zf. suyun içine
into the drink zf. bir su kütlesinin içine
drink your beer ünl. biranı iç
meat and drink to expr. ekmeği suyu
drink your drink expr. içkini iç
have yourself a drink expr. kendine bir içki al
make yourself a drink expr. kendine bir içki hazırla
I could use a drink expr. bir içki iyi olurdu
I could use a drink expr. bir içkiye hayır demezdim
(can I) buy you a drink? expr. sana içki alabilir miyim?
(could I) buy you a drink? expr. size içki alabilir miyim?
(can I) get you something (to drink)? expr. ne içersin?
(can I) get you something (to drink)? expr. ne içmek istersin?
(can I) get you something (to drink)? expr. içecek bir şey ister misin?
(can I) get you something (to drink)? expr. içecek olarak ne alırısın?
(can I) get you something (to drink)? expr. içecek bir şey alır mısın?
(could I) get you something (to drink)? expr. ne içersiniz?
(could I) get you something (to drink)? expr. ne içmek istersiniz?
(could I) get you something (to drink)? expr. size içecek/içki olarak ne vereyim?
(could I) get you something (to drink)? expr. içecek bir şey ister misiniz?
(could I) get you something (to drink)? expr. içecek/içki olarak ne alırsınız?
(could I) get you something (to drink)? expr. içecek bir şey alır mısınız?
(could I) get you something (to drink)? expr. size içecek bir şeyler getireyim mi?
buy you a drink? expr. sana/size içki alabilir miyim?
buy you a drink? expr. sana/size bir içki ısmarlayabilir miyim?
eat, drink, and be merry expr. ye, iç, eğlen
eat, drink, and be merry expr. yiyin, için, eğlenin
eat, drink, and be merry expr. yemenize, içmenize, eğlenmenize bakın
eat, drink, and be merry expr. yemene, içmene, eğlenmene bak
eat, drink, and be merry expr. gönlünce ye, iç, eğlen
eat, drink, and be merry expr. gönlünüzce yiyin, için, eğlenin
iitywybad (If I tell you, will you buy another drink?) expr. istesem bana bir içki daha alır mısın/ısmarlar mısın?
drink up! exclam. içkini bitir!
drink up! exclam. fondip!
drink up! exclam. fondip yap!
drink up! exclam. kafaya dik!
Idioms
the drink i. göl
the drink i. gölet
big drink i. okyanus
big drink i. atlas okyanusu
a tall drink of water i. boyu çok uzun kimse
big drink of water i. boyu çok uzun kimse
a tall drink of water i. boyu çok uzun olan kimse
big drink of water i. boyu çok uzun olan kimse
big drink of water i. sıkıcı şey
a tall drink of water i. sırık gibi uzun
a tall drink of water i. sıkıcı tip
a tall drink of water i. sıkıcı şey
big drink of water i. sırık gibi uzun
big drink of water i. sıkıcı tip
a tall drink of water i. sırık gibi
the demon drink i. (içki için) meret
long drink of water i. ince uzun kimse
long drink of water i. uzun boylu zayıf kimse
long drink of water i. dalyan gibi kimse
long drink of water i. sıkıcı/düz/uyuz tip
straw that stirs the drink i. bir sistem içerisindeki en önemli kişi
straw that stirs the drink i. kilit isim
straw that stirs the drink i. olmazsa olmaz kişi
long drink i. alkolsüz/az alkollü kokteyl
long drink i. büyük/uzun bardakta sunulan alkolsüz veya az alkollü içecek karışımı
a stiff drink i. sert içki
a stiff drink i. sert sek içki
a stiff drink i. seyreltilmemiş sert içki
a stiff drink i. herhangi bir şeyle karıştırılmamış/seyreltilmemiş sert içki
big drink of water i. sulak yerde yetişmiş/büyümüş kimse
can't hold their drink f. alkole dayanıklı olmamak
drink to excess f. aşırı içmek
drink the same kool-aid f. aynı çanaktan içmek
knock back a drink f. bir bardak içki devirmek
drink the kool-aid f. bir fikre körü körüne inanmak
knock back a drink f. bir tek atmak
knock back a drink f. bir bardak içki yuvarlamak
throw someone in the drink f. birisini denize/okyanusa atmak
drink the kool-aid f. bir fikri sorgulamadan kabullenmek
drink like a fish f. çok içmek
drink like a fish f. çok içki içmek
drink to excess f. çok içmek
drink someone under the table f. diğerlerinden daha fazla alkol içmek
fall in the drink f. denize düşmek
eat, drink and be merry f. gününü gün etmek
can't hold their drink f. hemen sarhoş olmak
knock back a drink f. içki içmek/yuvarlamak
drive someone to drink f. içki içmesine neden olmak
drive somebody to drink f. içki içmeye itmek
belt a drink down f. içki yuvarlamak (aceleyle içmek)
drink to excess f. içkiyi kaçırmak
take to drink f. kendisini içkiye vermek
take to drink f. kendini içkiye vermek
drink like a fish f. sünger gibi içmek
drink into oblivion f. sorunlarını unutmak için içmek
fall in the drink f. suya düşmek
be meat and drink to somebody f. (birisi için) çok kolay ve hoşa giden bir şey olmak
drive someone to drink f. yeniden içkiye başlamasına neden olmak
drink (oneself) to sleep f. şuurunu kaybedene kadar içmek
drink (oneself) to sleep f. kendinden geçene kadar içmek
drink (oneself) to sleep f. sızana kadar içmek
drink (oneself) to sleep f. içip sızmak
drink (someone or something's) health f. (birinin/bir şeyin) sağlığına/şerefine içmek
drink (someone or something's) health f. (birinin/bir şeyin) sağlığına/şerefine kadeh tokuşturmak
drink somebody’s health f. birinin sağlığına kadeh kaldırmak
drink from a fire hose f. aşırı yüklenmek (bilgiyle/sorumlulukla)
drink from a fire hose f. başa çıkılmayacak kadar çok sorumluluk/bilgi yüklenmek
nurse (one's) drink f. içkiyi yavaş içmek
nurse (one's) drink f. içkiyi dikkatli içmek
nurse (one's) drink f. yavaş yavaş içmek
nurse (one's) drink f. hızlıca mideye indirmek
nurse (one's) drink f. hızlı hızlı yemek/içmek
nurse (one's) drink f. çiğnemeden yutmak
nurse (one's) drink f. yuvarlamak (içki)
spike (one's) drink f. içeceğine habersizce alkol/uyuşturucu katmak
spike somebody’s drink f. birinin içeceğine habersizce alkol/uyuşturucu katmak
be in the drink f. suda olmak
be in the drink f. suyun içinde olmak
be in the drink f. denizde, havuzda, suda olmak
be meat and drink f. ekmeği suyu olmak
be meat and drink f. hayat kaynağı olmak
be meat and drink f. yaşam kaynağı olmak
be meat and drink f. peynir ekmek gibi olmak (?)
be meat and drink to f. -in ekmeği suyu olmak
be meat and drink to f. '-in hayat kaynağı olmak
be meat and drink to f. için teşvik edici olmak
be meat and drink to f. için haz/keyif kaynağı olmak
be meat and drink to (someone) f. (biri) için çok kolay ve hoşa giden bir şey olmak
be meat and drink to (someone) f. (biri) için çok çekici/cazip bir şey olmak
be meat and drink to (someone) f. (biri) için çok eğlenceli/zevkli olmak
can't hold (one's) drink f. alkol/sarhoşluk eşiği düşük
can't hold (one's) drink f. hemen sarhoş olan
can't hold (one's) drink f. alkole dayanıklı olmayan
can't hold (one's) drink f. ağzıyla içemeyen
drink (someone's or something's) health f. (birinin/bir şeyin) sağlığına içmek
drink (someone's or something's) health f. (birinin/bir şeyin) şerefine içmek
drink (someone's or something's) health f. (birinin/bir şeyin) şerefine/sağlığına kadeh kaldırmak
drink somebody under the table f. birinden daha fazla alkol içmek
drink somebody under the table f. sarhoş olma eşiği birinden yüksek olmak
drink to (someone's or something's) health f. (birinin/bir şeyin) sağlığına içmek
drink to (someone's or something's) health f. (birinin/bir şeyin) şerefine içmek
drink to (someone's or something's) health f. (birinin/bir şeyin) şerefine/sağlığına kadeh kaldırmak
drink under the table f. sarhoş olma eşiği yüksek olmak
drink yourself silly f. deli gibi içmek
drink yourself silly f. manyak gibi içmek
drink yourself silly f. çılgın gibi içmek
drink yourself silly f. öküz gibi içmek
drink yourself silly f. hayvan gibi içmek
drink yourself silly f. çatlayana kadar içmek
drive (one) to drink f. (birinin) içki içmesine neden olmak
drive (one) to drink f. (birini) içki içmeye itmek
drive (one) to drink f. (birini) içkiye düşürmek
drive to drink f. içki içmesine neden olmak
drive to drink f. içki içmeye itmek
fall into the drink f. (bir su kütlesinin içine) düşmek
fall into the drink f. suya düşmek
fall in the drink f. (bir su kütlesinin içine) düşmek
fall in the drink f. suya düşmek
nurse a drink f. içkiyi dikkatli içmek
nurse a drink f. yavaş yavaş içmek
nurse a drink f. içkiyi yavaş içmek
nurse a drink f. yavaş içmek
nurse a drink f. yudum yudum içmek
nurse a drink f. uzun sürede/sündüre sündüre içmek
throw (someone or something) in the drink f. (birini/bir şeyi) suya atmak
throw (someone or something) into the drink f. (birini/bir şeyi) suya atmak
drink deep (of) f. (içerek) büyük miktarda almak
virgin (some kind of drink) s. alkolsüz (bir içecek)
virgin (some kind of drink) s. alkolsüz (bir içki/kokteyl)
eat and drink with your friends but do not trade with them expr. dostluk başka alışveriş başka
big drink of water expr. sırık gibi
in the drink expr. suyun içinde/içine
in the drink expr. suda/suya
in the drink expr. denizde/denize
in the drink expr. havuzda/havuza
in the drink expr. bir su kütlesinin içinde/içine
meat and drink to (one) expr. (biri) için çok çekici/cazip
meat and drink to (one) expr. (birinin) ekmeği, suyu
meat and drink to (one) expr. (birinin) haz/keyif kaynağı
meat and drink to (one) expr. (biri) için çok eğlenceli/zevkli
meat and drink to (one) expr. (biri) için çok tatmin edici
it is meat and drink to me [uk] expr. benim için çok çekici/cazip bir şey
it is meat and drink to me [uk] expr. bana çok haz/keyif veren bir şey
it is meat and drink to me [uk] expr. benim için çok eğlenceli/zevkli bir şey
it is meat and drink to me [uk] expr. benim çok hoşuma giden bir şey
Speaking
my favorite drink i. en sevdiğim içki
you'd better not drink anymore expr. artık içmesen
you must drink less expr. az içmelisin
I rarely drink water expr. ben nadiren su içerim
I seldom drink water expr. ben nadiren su içerim
I'll drink to that expr. buna içerim
I need a drink expr. bir içkiye ihtiyacım var
can I buy you a drink? expr. bir içki ısmarlayabilir miyim sana?
do you want to drink something? expr. bir şey içer misin?
I don't drink coffee expr. ben kahve içmem
do you want to drink something? expr. bir şey içmek ister misin?
I don't drink expr. ben içki içmiyorum
would you like to drink something? expr. bir şey içmek ister misiniz?
I'll drink to that! expr. buna içilir!
do you want to buy me a drink? expr. bana bir içki ısmarlamak ister misin?
I'll drink to that! expr. buna içerim!
would you like to drink something? expr. bir şey içer misin?
would you like to drink something? expr. bir şey içmek ister misin?
did you drink this bottle by yourself? expr. bu şişeyi tek başına mı içtin?
shall we go for a drink? expr. bir şeyler içmeye gidelim mi?
the guy doesn't drink expr. bu adam içki içmiyor
do you want to drink something? expr. bir şey içmek ister misiniz?
I really want to eat/drink/have expr. canım çekti
would you like to drink tea? expr. çay içmek ister misin?
would you like to drink tea? expr. çay ister misin?
how much did you let him drink last night? expr. dün gece ne kadar içmesine izin verdin?
I went out with my friends for a drink on friday expr. cuma günü arkadaşlarla içmeye gittim
drink at least two litres of water expr. en az iki litre su iç
if you are thirsty drink water expr. eğer susadıysan su iç
how much coffee do you drink a day? expr. günde ne kadar kahve içersin?
how many litres of water do you drink per day? expr. günde kaç litre su içersin?
how many litres of water do you drink per day? expr. günde kaç litre su içiyorsun?
I drink tea every evening expr. her akşam çay içerim
let's go for a drink expr. hadi bir şeyler içmeye gidelim
what's your favorite drink? expr. en sevdiğin içki nedir?
I used to drink milk everyday expr. her gün süt içerdim
what did you put in my drink? expr. içkime ne koydun?
do you have something to drink? expr. içecek bir şeyler var mı?
I don't drink expr. içki içmiyorum
do you have anything to drink? expr. içecek bir şeylerin var mı?
I don't drink alcohol expr. içki içmiyorum
if you want a drink expr. içki istiyorsan
you don't have to drink it expr. içmek zorunda değilsin
what did you put in my drink? expr. içkime ne koydunuz?
I'll drink to that expr. işte buna içilir
do you have anything to drink? expr. içecek bir şeyler var mı?
you don't have to drink it expr. içmene gerek yok
what would you like to drink? expr. ne içersiniz?
it's no wonder he took to drink expr. kendini içkiye vermesi şaşılacak bir şey değil
how often do you drink coffee? expr. ne sıklıkla kahve içersin?
what would you like to drink? expr. ne içerdiniz?
how do you drink that? expr. nasıl içiyorsun bunu?
how much could he possibly drink? expr. ne kadar içmiş olabilir ki?
how often do you drink coffee? expr. ne sıklıkla kahve içersiniz?
how much could he possibly drink? expr. ne kadar içebilir ki?
I don't normally drink that much expr. normalde bu kadar içmem
give her/him another drink expr. ona bir içki daha ver
I'm gonna make myself a drink expr. kendime bir içki hazırlayacağım
please drink responsibly expr. lütfen bilinçli tüketiniz
I don't normally drink like that expr. normalde böyle içmem
what would you like to drink? expr. ne içmek istersiniz?
I don't normally drink that much expr. normalde bu kadar çok içmem
a pretty lady like you shouldn't drink that much expr. sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli
I drink to you expr. sana içiyorum
what can I get you to drink? expr. size içecek olarak ne getirebilirim?
can I buy you a drink? expr. sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
can I get you a drink? expr. sana içki alabilir miyim?
can I get you a drink? expr. sana içki ısmarlayabilir miyim?
can I take you for a drink? expr. seni bir şeyler içmeye götürebilir miyim?
could I get you something to drink? expr. sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
you drink too much expr. sen cok içiyorsun
could I buy you a drink? expr. sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
let me buy you a drink expr. sana bir içki ısmarlayayım
don't eat or drink expr. yiyip içmeyiniz
Trade/Economic
soft drink industry i. alkolsüz içki endüstrisi
table drink i. sofra içeceği
Law
drink-driving [uk] i. alkollü araç kullanma
drink-drive [uk] s. kandaki alkol oranının yasal sınırı geçmediği zamanlarda (araba kullanımı)
Institutes
federation of food and drink industry associations of turkey i. türkiye gıda ve içecek sanayi dernekleri federasyonu
Tourism
complimentary drink i. bedava içki
Technical
long drink i. uzun bardak
Automotive
drink and drive f. alkollü araba kullanmak
drink and drive f. alkollü araç kullanmak
Medical
wood drink i. şifalı ağaçların dekoksiyonu
wood drink i. şifalı ağaçların enfüzyonu
Food Engineering
non-pressurized drink i. basınçlandırılmamış içecek
cola drink i. kolalı içecek
smart drink i. meyve suyu ile vücuda faydalı bileşenlerin karışımından oluşan alkolsüz içecek
Gastronomy
a drink made with milk, sugar and orchid bulb powder i. sahlep
soft drink i. alkolsüz içecek
non-alcoholic mixed drink i. alkol içermeyen kokteyl
non-alcoholic mixed drink i. alkolsüz kokteyl
buttermilk drink i. ayran
diluted salted yoghurt drink i. ayran
thick, slightly fermented millet drink i. boza
fizzy drink i. gazoz
soft drink i. meşrubat
milk and orchid roots hot drink i. sahlep
fermented carrot juice drink i. şalgam suyu
buttermilk drink i. yayık ayranı
mixed drink i. birkaç içki çeşidinin diğer malzemelerle karıştırılıp çalkalanmasıyla yapılan içecek