durdurmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

durdurmak



"durdurmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 150 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
durdurmak stop f.
durdurmak halt f.
durdurmak cease f.
General
durdurmak pull up f.
durdurmak cease f.
durdurmak deactivate f.
durdurmak still f.
durdurmak lock f.
durdurmak hold back f.
durdurmak collar f.
durdurmak paralyse f.
durdurmak stem the tide of f.
durdurmak put a stop to f.
durdurmak suspend f.
durdurmak paralyze f.
durdurmak do away with f.
durdurmak embar f.
durdurmak give over f.
durdurmak call off f.
durdurmak plug f.
durdurmak baulk f.
durdurmak land f.
durdurmak detain f.
durdurmak block f.
durdurmak choke f.
durdurmak call a halt to f.
durdurmak curb f.
durdurmak set up f.
durdurmak jugulate f.
durdurmak bring short f.
durdurmak choke back f.
durdurmak jam f.
durdurmak throw up f.
durdurmak stand f.
durdurmak crimp f.
durdurmak shut f.
durdurmak suppress f.
durdurmak stanch f.
durdurmak choke off f.
durdurmak stem f.
durdurmak intermit f.
durdurmak abolish f.
durdurmak pause f.
durdurmak call a halt f.
durdurmak choke down f.
durdurmak hold f.
durdurmak stall f.
durdurmak prevent f.
durdurmak untrigger f.
durdurmak stow f.
durdurmak hold up f.
durdurmak staunch f.
durdurmak check f.
durdurmak discontinue f.
durdurmak stop f.
durdurmak arrest f.
durdurmak freeze f.
durdurmak inactivate f.
durdurmak retain f.
durdurmak damp f.
durdurmak halt f.
durdurmak intercept f.
durdurmak inhibit f.
durdurmak conclude f.
durdurmak cushion f.
durdurmak stay f.
durdurmak keep back f.
durdurmak waylay f.
durdurmak overslaugh f.
durdurmak terminate f.
durdurmak balk f.
durdurmak avocate [obsolete] f.
durdurmak quit f.
durdurmak bay f.
durdurmak belay f.
durdurmak bottleneck f.
durdurmak break f.
durdurmak hinder f.
durdurmak bunker f.
durdurmak idle f.
durdurmak overslow f.
durdurmak devall [scotland] f.
durdurmak instop f.
durdurmak disturb f.
durdurmak cut f.
durdurmak pack f.
durdurmak pack (in) f.
durdurmak pack (up) f.
durdurmak cool f.
durdurmak praetermit f.
durdurmak snooze f.
durdurmak snub f.
durdurmak stand off f.
durdurmak sufflaminate f.
durdurmak supersede f.
durdurmak surcease [obsolete] f.
Phrasals
durdurmak throw back f.
durdurmak tie up f.
durdurmak cut off f.
durdurmak turn back f.
durdurmak call off f.
durdurmak slap down f.
durdurmak chuck up f.
durdurmak cut off f.
durdurmak draw up f.
durdurmak draw up f.
durdurmak fetch up f.
durdurmak freeze up f.
durdurmak rub out [australia] f.
Colloquial
durdurmak call a halt f.
durdurmak kill f.
durdurmak kevork f.
durdurmak pack it in f.
Idioms
durdurmak buck the tide f.
durdurmak stem the tide f.
durdurmak put a stopper in f.
durdurmak put the kibosh on f.
durdurmak blow the whistle on f.
durdurmak hang fire f.
durdurmak cut off at the pass f.
durdurmak put the chill on f.
Trade/Economic
durdurmak quit f.
durdurmak clinch f.
Law
durdurmak estop f.
durdurmak detain f.
Technical
durdurmak stop f.
durdurmak shut down f.
durdurmak arrest f.
durdurmak retain f.
durdurmak abort f.
durdurmak shut off f.
durdurmak shutdown f.
durdurmak damp f.
durdurmak intercept f.
durdurmak halt f.
Automotive
durdurmak shut down f.
durdurmak stop f.
Marine
durdurmak ride f.
durdurmak stoak f.
Sport
durdurmak intercept f.
Archaic
durdurmak refrain f.
durdurmak disadvance f.
durdurmak shun f.
durdurmak stint f.
Slang
durdurmak can f.
durdurmak cheese f.
durdurmak nix f.
durdurmak put the skids on f.
durdurmak ice f.
durdurmak shit-can f.

"durdurmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 320 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hizmeti durdurmak suspend the service i.
kovboyların kullandığı eyerlerin, hayvanı durdurmak için kullanılan ipi tutması için tasarlanmış olan çıkıntılı kısmı saddle horn i.
yolunu kesip durdurmak intercept f.
el sallayarak birini durdurmak wave someone down f.
durdurmak (kanı) stanch f.
kanı durdurmak staunch f.
bayrak sallayarak birini durdurmak flag down f.
el sallayarak birini durdurmak flag down f.
(polis) korna çalarak arabayı durdurmak gong f.
dizginini çekip durdurmak rein in f.
rüzgarı başa alıp gemiyi durdurmak heave to f.
sürücü arabasını bir yerde durdurmak pull up at f.
el sallayarak bir vasıtayı durdurmak flag down f.
arabayı kaydırarak durdurmak skid to a halt f.
el sallayarak bir taşıtı durdurmak wave a vehicle down f.
dizginini çekip durdurmak rein up f.
dizginini çekip durdurmak rein f.
ödemeyi durdurmak withhold payment f.
bayrak salayarak birini bir vasıtayı durdurmak flag down f.
işlemi durdurmak stop operating f.
satışını durdurmak stop sale of f.
akan kanı durdurmak stanch f.
akışı durdurmak stem f.
titremesini durdurmak steady f.
aşamalı olarak durdurmak phase out f.
başlangıçta durdurmak nip something in the bud f.
başlangıçta durdurmak nip in the bud f.
bitirmeden durdurmak abort f.
tamamlamadan durdurmak abort f.
motorun çalışmasını durdurmak shut off f.
projeyi durdurmak cancel the project f.
kanamayı durdurmak staunch f.
faaliyeti durdurmak stop the activity f.
kanamayı durdurmak stop bleeding f.
faaliyeti durdurmak terminate the activity f.
projeyi durdurmak quit the project f.
projeyi durdurmak stop the project f.
faaliyetleri durdurmak suspend the activities f.
faaliyetleri durdurmak stop the activities f.
faaliyetleri durdurmak terminate the activities f.
geçici olarak durdurmak suspend f.
üretimi durdurmak halt the production f.
üretimi durdurmak stop the production f.
hizmeti durdurmak cut back on the service f.
hizmeti durdurmak cut the service f.
hizmeti durdurmak run down the service f.
kanamayı durdurmak stop the bleeding f.
kanamayı durdurmak stem the bleeding f.
kanamayı durdurmak staunch the bleeding f.
kanamayı durdurmak control the bleeding f.
akışını durdurmak staunch f.
kanamayı durdurmak stop the bleeding f.
birinin kalbini durdurmak stop the heart of someone f.
büyük oranda durdurmak largely stop f.
kaynak sağlamayı durdurmak defund f.
zamanı durdurmak stop the time f.
akan kanı/katliamı durdurmak limit the bloodshed f.
heyelanı durdurmak stop landslide f.
oyuncuyu durdurmak tackle f.
atak yapan oyuncuyu durdurmak tackle f.
hastalığı/enfeksiyonu erken evrede durdurmak abort f.
(bir şey yapan kişiyi) durdurmak catch f.
işlemleri durdurmak caveat f.
(sıvı) durdurmak baffle f.
(sosyal güvenlik ödeneğini) bir kişi veya gruba vermeyi durdurmak quarantine [australia] f.
gelişmeleri beklerken ilerlemeyi geçici olarak durdurmak mark f.
(polis) bir kimseyi durdurmak brace f.
gönderilen şeyi doğrulamak için telgraf operatörünü durdurmak break f.
düşüşü durdurmak break f.
kasıtlı bir eylemi durdurmak hold f.
(silah kullanarak) soymak için zorla durdurmak hold up f.
takoz ile durdurmak chock (off) f.
yüksek fırındaki tüm açıklıkları kapatarak (patlamayı) durdurmak damp f.
aktiviteyi durdurmak demise f.
çalışmayı durdurmak demise f.
gelişimini durdurmak constrict f.
(fermentasyonu durdurmak için) oolog çayını demlemek pan f.
akışını durdurmak shut off f.
(birinin) ilerlemesini durdurmak sideline f.
(dönen metal nesneyi) durdurmak skive f.
ilerlemeyi durdurmak slack f.
büyümesini durdurmak smother f.
gelişimini durdurmak smother f.
hareketini durdurmak smother f.
akışını durdurmak suppress f.
gelişimini durdurmak suppress f.
genetik aktarımını durdurmak suppress f.
(at eğitiminde) atları durdurmak veya yavaşlatmak için kullanılan bir komut whoa ünl.
(atı durdurmak için) bürsst whoa ünl.
Phrasals
birdenbire durdurmak cut off f.
çalışmasını durdurmak cut off f.
(bir malın satışını) durdurmak close out f.
gole giden topu vücuduyla durdurmak/kesmek charge down f.
ansızın durdurmak bring up f.
arkasında durmak/durdurmak stop behind f.
işi durdurmak knock off f.
aniden/birden durdurmak draw up f.
neredeyse durdurmak draw up f.
(bir şeyi) geçici olarak durdurmak freeze on (doing something) f.
çalışmayı durdurmak freeze up f.
(biriyle/bir şeyle) mesafeli durdurmak keep away (from someone or something) f.
çalışmayı durdurmak power down f.
hava şartları yüzünden işleyişi durdurmak sock in f.
yoğun sis yüzünden işleyişi durdurmak sock in f.
bir süreliğine durdurmak/bırakmak lay aside f.
geçici olarak durdurmak/bırakmak lay aside f.
bir deniz aracını durdurmak bring (something) to f.
(gemiyi, tekneyi) durdurmak bring (something) to f.
tartışmayı kesmek/durdurmak choke something off f.
bir şeyin faaliyetini durdurmak close something up f.
(bir şeyi) durdurmak do away with (something) f.
bayrak sallayarak birini/bir şeyi durdurmak flag someone or something down f.
el sallayarak birini/bir şey durdurmak flag someone or something down f.
işi durdurmak fold something up f.
'-i geçici olarak durdurmak freeze on f.
'-den yakalayıp durdurmak have by f.
çalışmayı durdurmak stop out f.
eliyle işaret ederek durdurmak wave down f.
el sallayarak durdurmak wave down f.
(bir aracı) durdurmak pull up f.
Colloquial
kanamayı durdurmak stop the bleeding f.
kanamayı durdurmak get the bleeding stopped f.
beyzbolda yerden giden topu eldivenle yakalamak/durdurmak field a grounder f.
(birini) bir şeyin ortasındayken durdurmak gong (one) f.
birini bir yerinden yakalayıp durdurmak have someone by something f.
zararı daha da büyümeden durdurmak cut losses f.
(bir şeyi) yapmayı durdurmak pack in [uk/new zealand] f.
çalışmayı durdurmak pack it in f.
faaliyeti durdurmak pack it in f.
faaliyetini durdurmak fold f.
bir şeyi durdurmak shut down f.
Idioms
dizginini çekip durdurmak draw in the reins f.
(amerikan futbolunda) atak yapan oyuncuyu durdurmak için oyuncunun üzerine atılmak throw a block f.
kürek çekmeyi durdurmak boat the oars f.
geçici olarak iş durdurmak mark time f.
kan kaybetmeyi durdurmak stop the bleeding f.
satışları durdurmak put (someone or something) out of business f.
ticari faaliyeti azaltmak/durdurmak put (someone or something) out of business f.
kaleye giden topu kale çizgisinde durdurmak clear (one's) lines f.
ihtarname ile işi durdurmak cease and desist f.
aşama aşama/aşamalı olarak durdurmak/iptal etmek phase out something f.
aşama aşama/aşamalı olarak durdurmak/iptal etmek phase something out f.
birini durdurmak put salt on someone's tail f.
birden durdurmak bring somebody up short f.
bir şeyi durdurmak bring something to rest f.
bir şeyi durdurmak slam the brakes on f.
bir şeyi durdurmak call a halt to something f.
bir şeyi durdurmak put the brakes on f.
bir şeyi durdurmak put the brakes on something f.
bir şeyi durdurmak hit the brakes f.
birdenbire durdurmak pull someone up short f.
geçici olarak durdurmak keep someone on ice f.
işi durdurmak put down one's tool f.
işi durdurmak fling down one's tools f.
işe alımları durdurmak/dondurmak put a freeze on hiring f.
saldırıyı durdurmak call off the dogs f.
taksi durdurmak hail a cab f.
taksi durdurmak hail a taxi f.
yavaş yavaş durdurmak/iptal etmek phase something out f.
(işi vb) durdurmak leave off f.
yavaş yavaş durdurmak/iptal etmek phase out something f.
pat diye durdurmak halt (someone or something) (dead) in its tracks f.
ansızın durdurmak halt (someone or something) (dead) in its tracks f.
pat diye durdurmak halt (someone or something) (dead) (one's) tracks f.
ansızın durdurmak halt (someone or something) (dead) (one's) tracks f.
(bir işi, projeyi) bir karar verene dek durdurmak kick (something) into touch [uk] f.
çalışmayı durdurmak go south f.
(bir şeyi) durdurmak lower the boom (on something) f.
(bir şeyi) durdurmak put a stopper on (something) f.
-i durdurmak put a stopper on f.
-i durdurmak put the stopper on f.
(bir şeyi) durdurmak put the stopper on (something) f.
(bir şeyi) durdurmak put a halt to (something) f.
(birini) ansızın durdurmak bring (one) up sharply f.
(birini) ansızın durdurmak bring (one) up short f.
(birini) ansızın durdurmak bring (one) up with a start f.
(bir süreci) durdurmak bring (something) to (something's) knees f.
(birini/bir şeyi) durdurmak/duraklatmak bring (someone or something) to a halt f.
(birini/bir şeyi) durdurmak/duraklatmak bring (someone or something) to a standstill f.
birini bir anda/birdenbire durdurmak bring (or pull) someone up short f.
bir şeyi durdurmak/duraklatmak bring something to a standstill f.
ansızın durdurmak bring up sharply f.
birini birden durdurmak bring/pull somebody up short f.
birini şaşırtıp durdurmak bring/pull somebody up short f.
saldırıyı durdurmak call off your dogs f.
saldırıyı durdurmak call off one's dogs f.
saldırıyı durdurmak call the dogs off f.
işi durdurmak cease and desist f.
çalışmayı durdurmak cease and desist f.
zararı daha da büyümeden durdurmak cut your losses f.
(bir şeyi) bir süreliğine bırakmak/durdurmak give (something) a rest f.
bir şeyi bir süreliğine bırakmak/durdurmak give something a rest f.
(bir şeyi) aniden durdurmak halt (someone or something) (dead) in its tracks f.
(bir şeyi) birden durdurmak halt (someone or something) (dead) in its tracks f.
(birini) aniden durdurmak halt (someone or something) (dead) in (one's) tracks f.
(birini) birden durdurmak halt (someone or something) (dead) in (one's) tracks f.
ateş etmeyi bırakmak/durdurmak hold (one's) fire f.
'-i durdurmak lower the boom on f.
(birini) birden bire durdurmak pull (one) up short f.
(birini) şaşırtıp durdurmak pull (one) up short f.
(birini) birden bire durdurmak pull (one) up with a start f.
(birini) şaşırtıp durdurmak pull (one) up with a start f.
(bir şeyi) durdurmak put (something) on hold f.
(birini/bir şeyi) durdurmak put the brakes on (someone or something) f.
(bir şeyi) durdurmak put the chill on (something) f.
(bir şeyi) durdurmak put the freeze on (something) f.
bir şeyi durdurmak/yavaşlatmak slam (on) the brake f.
bir şeyi durdurmak/yavaşlatmak slam (on) the brakes f.
tamamen durdurmak slam the door shut f.
(birini) aniden/birden durdurmak stop (one) cold f.
(bir şeyi) aniden/birden durdurmak stop (someone or something) (dead) in its tracks f.
(birini) aniden/birden durdurmak stop (someone or something) (dead) in one's tracks f.
(birini) aniden/birden durdurmak stop (someone) dead f.
aniden durdurmak stop someone in their tracks f.
aniden durdurmak stop someone dead in their tracks f.
bir şeyi aniden durdurmak/kesmek stop something in its tracks f.
bir şeyin ilerleyişini durdurmak/kesmek stop something in its tracks f.
bir şeyi aniden durdurmak/kesmek stop something dead in its tracks f.
bir şeyin ilerleyişini durdurmak/kesmek stop something dead in its tracks f.
kronometreyi durdurmak stop the clock f.
geri sayımı durdurmak stop the clock f.
zamanı durdurmak stop the clock f.
üretimi durdurmak pull the plug f.
tamamen durdurmak put paid to [uk] f.
Trade/Economic
hakkı durdurmak estop f.
faaliyetini durdurmak shut down f.
işi durdurmak fold up f.
ödemeyi durdurmak terminate payment f.
ödemeyi durdurmak stop payment f.
ödemeyi durdurmak stop payment f.
ödemeyi durdurmak suspend payment f.
tahsisatları durdurmak withhold f.
talep fazlalığından dolayı yeni üyeliği durdurmak close the books f.
(üretimi, kullanımı) durdurmak freeze f.
Law
infazı durdurmak halt the execution f.
kararı durdurmak stay an order f.
yürütmeyi durdurmak adopt a motion for stay of execution f.
zorla durdurmak forestall f.
yürütmeyi durdurmak stop the execution of f.
yürütmeyi durdurmak grant a motion for stay of execution f.
(mevcut veya muhtemel hata nedeniyle) yargıyı durdurmak arrest judgment f.
Politics
(önerge, yasa tasarısı) geçmesini durdurmak block f.
Industry
(polimerleşme reaksiyonunu) belirli kimyasallar ile durdurmak shortstop f.
Insurance
ekonomik durumu kötü olan mahallelerde ev kredisi fonu veya sigortayı durdurmak redline f.
Technical
zinciri durdurmak için kullanılan fren tertibatı chain stopper i.
bir zaman için stop etmek veya durdurmak intermit f.
geçici olarak durdurmak suspend f.
önünü kesmek durdurmak block f.
tasarlanan yere varmadan önce durdurmak intercept f.
(motor veya makine) çalışmayı durdurmak cut f.
(elektrikli motoru) dönüş yönünü ters çevirerek durdurmak plug f.
(mekanizma) çalışmayı durdurmak freeze f.
Computer
bilgisayar virüslerini tespit edip durdurmak için tasarlanmış yazılım programı vaccine i.
anında durdurmak hard stop f.
işlemi durdurmak abort action f.
giriş aygıtlarının çalışmaması için (bilgisayar sistemini) durdurmak hang f.
giriş araçlarına yanıt vermeyi durdurmak hang f.
(manyetik bant veya diskin) içeriğine erişimi engelleyecek şekilde çalışmasını durdurmak lock f.
(donanım veya yazılım) çalışmayı durdurmak freeze f.
Informatics
anında durdurmak hard stop f.
Telecom
(radyo veya televizyon devresi) durdurmak clip f.
Electric
girişi aşırı yükleyerek elektron tüpünden alternatif akım çıkışını durdurmak block f.
Automotive
motoru durdurmak kill the engine f.
Railway
sinyalde sorun olması halinde treni durdurmak için otomatik olarak freni devreye sokan cihaz train stop i.
ağır bir volan yardımıyla tren vagonunu durdurmak ve harekete geçirmek için güç koruması yapan bir cihaz mahovo i.
Aeronautic
iniş yapan uçağı acil bir durumda durdurmak için kullanılan yapı barrier i.
rölantide çalışan motoru durdurmak idle cut off f.
füze veya uzay aracı fırlatma sırasında geri sayımı durdurmak hold f.
yakıt akışını durdurmak chop f.
Marine
palamarı aniden durdurmak snub a cable f.
geçit töreni için tayfayı serenlerde durdurmak man the yards f.
hareketini durdurmak snub f.
gemiyi rüzgar yönüne çevirip ilerlemesini durdurmak lay to f.
rüzgarın yelkenlere dik gelmesini sağlayarak gemiyi durdurmak brace abox [dated] f.
gemiyi durdurmak heave to f.
(denizci) işi durdurmak secure f.
(gemi gövdesinde) sızıntıyı durdurmak fother f.
Petrol
(kuyunun) akışını durdurmak close in f.
Medical
kanamayı durdurmak için tampon kullanımı tamponade i.
kanamayı durdurmak için tampon kullanımı tamponage i.
kanamayı durdurmak için arteri iğne yardımıyla burma acutorsion i.
kanı durdurmak için sarılan sargı torcular i.
kanı durdurmak için sarılan sargı torniquet i.
kan akışını durdurmak için yapılan cerrahi işlem hemostasia i.
ameliyat sırasında kanamayı durdurmak için kullanılan cihaz clip i.
hastalığın ilerlemesini durdurmak halt the disease progression f.
(kanamayı durdurmak amacıyla) damarı bağlamak ligature f.
Physiology
anestetik madde kullanarak fizyolojik bir işlevi durdurmak block f.
sinir sinyallerinin iletimini durdurmak block f.
Biology
(enzim, organ) durdurmak inhibit f.
(bazı hücreler) bölünmeyi durdurmak senesce f.
Botanic
bir tekneyi itmek ve yönlendirmek veya durdurmak için kullanılan bir ucu düz olan uzun ve ağır ahşap bir sopa white ash i.
Military
devam eden bir şeyi durdurmak amaçlı yapılan çarpışma rearguard action i.
devam eden bir şeyi durdurmak amaçlı yapılan çarpışma rearguard action i.
saldırıda gelen füzeleri durdurmak ve yok etmekte kullanılan füze antimissile i.
saldırıda gelen füzeleri durdurmak ve yok etmekte kullanılan füze antimissile missile i.
ateş hattına girerek durdurmak blanket f.
karşı ateşle veya bombalamayla düşman ateşini durdurmak silence f.
Hunting
atış yaparak durdurmak down f.
Sport
topu vücudunu kullanarak durdurmak block f.
(top) durdurmak save f.
(bilardo topunu) başka bir top veya banda temas ettirip durdurmak freeze f.
Basketball
potaya giden topu tutarak durdurmak pin the ball f.
Football
süreyi durdurmak için topu kasten yere atma spike i.
(rakibi) vücudunu yan tarafa atarak durdurmak sideswipe f.
Music
kondüktörün çalmayı aniden durdurmak için yaptığı hareket cutoff i.
ses kısıcıyla (piyano tellerinin) titreşimini durdurmak damp f.
Cinema
(oynamakta olan filmi) belirli bir karede durdurmak freeze f.
Abbreviation
saldırıda gelen füzeleri durdurmak ve yok etmekte kullanılan füze amm (antimissile missile) i.
Archaic
(bir şeyi) durdurmak withstand f.
ilerlemesini durdurmak disadvance f.
akışını durdurmak stanch f.
kanamayı durdurmak stanch f.
dolaşımını durdurmak stifle f.
akışını durdurmak stifle f.
gelişimini durdurmak stint f.
büyümesini durdurmak stint f.
Engineering
(işlemi) durdurmak inhibit f.
Slang
engellemeyi durdurmak butt out f.
(bir şeyi) durdurmak 86 (something) f.