Geçmiş

ele vermek

"ele vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	ele vermek	sell f.
2	Genel	ele vermek	shop f.
3	Genel	ele vermek	inform against f.
4	Genel	ele vermek	squeal f.
5	Genel	ele vermek	reveal f.
6	Genel	ele vermek	give away f.
7	Genel	ele vermek	betray f.
8	Genel	ele vermek	finger f.
9	Genel	ele vermek	delate f.
10	Genel	ele vermek	blow the whistle on f.
11	Genel	ele vermek	peach against f.
12	Genel	ele vermek	put the finger on f.
13	Genel	ele vermek	grass f.
14	Genel	ele vermek	denounce f.
15	Genel	ele vermek	squeal on f.
16	Genel	ele vermek	give up f.
17	Genel	ele vermek	inform on f.
18	Genel	ele vermek	grass on somebody f.
19	Genel	ele vermek	inform on (somebody) f.
20	Genel	ele vermek	tell on (somebody) f.
21	Genel	ele vermek	peach on f.
22	Genel	ele vermek	impeach f.
23	Genel	ele vermek	develop [obsolete] f.
Phrasals
24	Öbek Fiiller	ele vermek	tell on f.
25	Öbek Fiiller	ele vermek	give someone away f.
26	Öbek Fiiller	ele vermek	inform on f.
27	Öbek Fiiller	ele vermek	snitch out f.
28	Öbek Fiiller	ele vermek	inform against f.
29	Öbek Fiiller	ele vermek	key off f.
Idioms
30	Deyim	ele vermek	blow the whistle on f.
31	Deyim	ele vermek	cry harrow f.
32	Deyim	ele vermek	cry haro f.
Law
33	Hukuk	ele vermek	betray f.
Slang
34	Argo	ele vermek	split on f.
35	Argo	ele vermek	rat out f.
36	Argo	ele vermek	put the finger on f.
37	Argo	ele vermek	blow f.
38	Argo	ele vermek	dime out f.
39	Argo	ele vermek	grass up f.
40	Argo	ele vermek	shelf [australia] f.
British Slang
41	İngiliz Argosu	ele vermek	finger f.

"ele vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	el ele vermek	cooperate f.
2	Genel	yakayı ele vermek	be collared f.
3	Genel	yakayı ele vermek	be entraped f.
4	Genel	yakayı ele vermek	be caught f.
5	Genel	el ele vermek	collaborate f.
6	Genel	sakalı ele vermek	allow oneself be led by the nose f.
7	Genel	yakayı ele vermek	be captured f.
8	Genel	el ele vermek	join forces f.
9	Genel	yakayı ele vermek	get caught f.
10	Genel	birini ele vermek	tell on f.
11	Genel	(elden ele) vermek	hand f.
12	Genel	-i ele vermek	put the finger on f.
13	Genel	kendini ele vermek	give oneself up f.
14	Genel	elden ele vermek/dolaştırmak	hand something around f.
15	Genel	kendini ele vermek	reveal oneself f.
16	Genel	(bilgiyi) talep üzerine ele vermek	disgorge f.
Phrasals
17	Öbek Fiiller	'-e karşı el ele vermek	combine (something) against (someone or something) f.
18	Öbek Fiiller	'-e karşı el ele vermek	combine something against someone or something f.
19	Öbek Fiiller	(bir konuda, işte) el ele vermek	cooperate on (something) f.
20	Öbek Fiiller	el ele vermek	affiliate with f.
21	Öbek Fiiller	yakayı ele vermek	be caught out f.
22	Öbek Fiiller	(birinin veya bir şeyin bir yerde) ele vermek	place (someone or something) at (some place) f.
23	Öbek Fiiller	(birine veya bir şeye kendi/biri/bir şey) hakkında özel bir bilgiyi açık etmek/ele vermek	expose (someone, something, or oneself) to (someone or something) f.
24	Öbek Fiiller	kendini/bir şeyi ele vermek	expose something (or oneself) to someone or something f.
25	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine ele vermek	reveal someone or something to someone f.
26	Öbek Fiiller	bir şeyi ele vermek	spout something out f.
27	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) ele vermek	blow upon (someone or something) [obsolete] f.
28	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) ele vermek	blow on (someone or something) [obsolete] f.
29	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi ele vermek	give someone or something away f.
30	Öbek Fiiller	'-e karşı el ele vermek	combine against f.
31	Öbek Fiiller	biriyle (bir konuda/işte) el ele vermek	cooperate with someone (on something) f.
32	Öbek Fiiller	biriyle (bir konuda/işte) el ele vermek	cooperate (with someone) on something f.
33	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle bir konuda/işte) el ele vermek	cooperate on (something) with (someone or something) f.
34	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) el ele vermek	cooperate with (someone or something) f.
35	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle bir konuda/işte) el ele vermek	cooperate with (someone or something) on (something) f.
36	Öbek Fiiller	(birini) ele vermek	fink on (someone) f.
37	Öbek Fiiller	birini ele vermek	give someone up f.
38	Öbek Fiiller	elden ele vermek/dolaştırmak	hand around f.
39	Öbek Fiiller	(birini) ele vermek	inform against (one) f.
40	Öbek Fiiller	(birini) ele vermek	inform on (one) f.
41	Öbek Fiiller	el ele vermek	join up f.
42	Öbek Fiiller	(birini) ele vermek	squeal on (one) f.
Colloquial
43	Konuşma Dili	yakayı ele vermek	get burned (by someone) f.
44	Konuşma Dili	birisini ele vermek	rat someone out f.
45	Konuşma Dili	el ele vermek	join hands f.
46	Konuşma Dili	yanlışlıkla bir sırrı açık etmek/açığa vurmak/ele vermek	let it drop f.
47	Konuşma Dili	yakayı ele vermek	fall f.
48	Konuşma Dili	yakayı ele vermek	be busted f.
49	Konuşma Dili	-i ihbar etmek/ele vermek	mouth on f.
50	Konuşma Dili	(birini) ihbar etmek/ele vermek	mouth on (one) f.
Idioms
51	Deyim	casusluk yapmak/ele vermek için kurulan arkadaşlık	a judas kiss i.
52	Deyim	(birini) ele vermek	give someone away f.
53	Deyim	yakayı ele vermek	get burned (by someone) f.
54	Deyim	birini ele vermek	do the dirty on somebody f.
55	Deyim	birini ihbar etmek/ele vermek	mouth on someone f.
56	Deyim	kendini ele vermek	give oneself away f.
57	Deyim	birini ele vermek/ihbar etmek	put someone's pot on [australia] f.
58	Deyim	(birini) ele vermek	blow the whistle (on) (someone) f.
59	Deyim	birini/bir şeyi ele vermek	blow the whistle on someone/something f.
60	Deyim	(biriyle) el ele vermek	join/combine forces (with somebody) f.
61	Deyim	-i ele vermek	drop the dime on [us] f.
62	Deyim	-i ele vermek	drop a dime on [us] f.
63	Deyim	el ele vermek	go together f.
64	Deyim	(birinin/bir şeyin) gücü ele geçirmesine izin vermek	give/lose ground (to somebody/something) f.
65	Deyim	(biriyle) el ele vermek	join forces (with one) f.
66	Deyim	el ele vermek	join/combine forces f.
67	Deyim	yanlışlıkla bir sırrı açık etmek/açığa vurmak/ele vermek	let drop f.
68	Deyim	yanlışlıkla bir sırrı açık etmek/açığa vurmak/ele vermek	let fall f.
Wagering
69	Bahisçilik	rakibin taş ele geçirmesine izin vermek	sacrifice f.
Archaic
70	Eski Kullanım	yüzü kızararak kendini ele vermek	blush f.
Slang
71	Argo	birisini ele vermek	drop a dime on someone f.
72	Argo	birini ele vermek	rat out f.
73	Argo	kişisel çıkar için ele vermek	sell out f.
74	Argo	yakayı ele vermek	drop f.
75	Argo	kendini ele vermek	rumble f.
76	Argo	(birini) ele vermek	grass on (one) [uk] f.