evvel - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

evvel



"evvel" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
evvel ago zf.
General
evvel antecedent s.
evvel previous s.
evvel precedaneous [obsolete] s.
evvel ante zf.
evvel earlier zf.
evvel early zf.
evvel prior zf.
evvel agone zf.
evvel rearly [obsolete] zf.
evvel ere that zf.
evvel sinsyne zf.
evvel syne [scotland] zf.
evvel prior to ed.
evvel before ed.
evvel or [dialect] bağ.
evvel epi- ök.
evvel pre- ök.
Archaic
evvel sithen zf.
evvel sithens zf.
evvel sithence zf.
evvel ere ed.

"evvel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

Türkçe İngilizce
General
öğleden evvel forenoon i.
başkasından evvel işgal etme preoccupancy i.
bir an evvel (yapmak) istemek be in a hurry to f.
kahve içmeden evvel bir şey yapmamak procaffeinate f.
evvel zaman içinde once s.
yansımasından evvel yaklaşan incidental s.
ihtiyaç duyulmadan evvel düzenlenen preneed s.
bundan çok sene evvel many years since zf.
biraz evvel not long ago zf.
bundan evvel ere now zf.
biraz evvel of late zf.
daha evvel earlier zf.
evvel zaman formerly zf.
vaktinden evvel early zf.
zamanından evvel too soon zf.
evvel zaman içinde once upon a time zf.
evvel allah with god's help zf.
evvel emirde in the first place zf.
yıllar evvel many years ago zf.
seneler evvel many years ago zf.
3 gün evvel 3 days ago zf.
evvel ezel from all eternity zf.
yüz yıl evvel hundred years ago zf.
yüz sene evvel hundred years ago zf.
vaktinden evvel rearly [obsolete] zf.
az evvel new zf.
zamanından evvel previously zf.
evvel anlamına gelen ön ek eph- ök.
Phrases
(bir şeyden) evvel ahead of (something) ed.
(bir şeyden) evvel ahead of (something) ed.
vakti evvel once upon a time expr.
(bir şeyden) evvel uyanmış/kalkmış up before (something) expr.
Proverb
önce yoldaş, sonra yol (evvel refik badel tarik) first the companion, then the road
Idioms
mahvetmeden evvel gaddarca işkence etme cat-and-mouse i.
bir şeyin başka bir şeyden evvel olması veya önce gelmesi be preceded by something i.
evvel zaman içinde since time immemorial expr.
evvel zaman içinde from/since time immemorial expr.
Law
vaktinden evvel ifa premature performance i.
borcu ikincil mükellefe dava açmadan evvel asıl borçludan tahsil etmek discuss f.
(borçlunun) taşınmaz mülkünden evvel taşınır mallarını haczetmek discuss f.
evlenmeden evvel ante-nuptial s.
Technical
vaktinden evvel premature s.
Computer
birimin yerini fiziksel olarak değiştirmeden evvel sabit diskteki okuma/yazma kafasını ana konumuna geri çekmek park f.
Medical
(uyuşturucu vb.) daha evvel kullanmamış naïve s.
Tobacco
dış sargılık sarılmadan evvel puroya verilen ad bunch i.
Fishery
(sinek balıkçılığında) oltayı fırlatmadan evvel yemi geriye doğru savurma backcast i.
Basketball
atışı yapmadan evvel topu yukarı kaldırıp aşağı indirmek pump f.
Boxing
kroşeden evvel öndeki elle yapılan ani ve direkt vuruş one-two i.
Ottoman Turkish
kanun-ı evvel december i.
teşrin-i evvel october i.
Archaic
evvel anlamına gelen bir ön ek prae- ök.
Slang
aklı evvel deadneck i.