Geçmiş

fakir

"fakir" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	fakir i.	numaracı
2	Genel	fakir i.	dolandırıcı
3	Genel	fakir i.	hint fakiri
4	Genel	fakir i.	fakir
5	Genel	fakir i.	derviş
6	Genel	fakir i.	fakir (hindu)
7	Genel	fakir i.	sahtekar
8	Genel	fakir i.	(islamiyet'te veya hinduizm'de) kutsal kabul edilen dilenci keşiş
9	Genel	fakir i.	(islamiyet'te veya hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi
Dyeing
10	Boyacılık	fakir i.	turuncu sarının soluk bir tonu

"fakir" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	fakir	poor s.
General
2	Genel	fakir	pauper i.
3	Genel	fakir	fakir i.
4	Genel	fakir	poor person i.
5	Genel	fakir	arm i.
6	Genel	fakir	needy s.
7	Genel	fakir	destitute s.
8	Genel	fakir	impecunious s.
9	Genel	fakir	ropy s.
10	Genel	fakir	indigent s.
11	Genel	fakir	small s.
12	Genel	fakir	distressed s.
13	Genel	fakir	penurious s.
14	Genel	fakir	necessitous s.
15	Genel	fakir	penniless s.
16	Genel	fakir	lean s.
17	Genel	fakir	poor s.
18	Genel	fakir	of little means s.
19	Genel	fakir	unmoneyed s.
20	Genel	fakir	unpennied s.
21	Genel	fakir	bareboned s.
22	Genel	fakir	hard-up s.
23	Genel	fakir	busted s.
24	Genel	fakir	dollarless s.
25	Genel	fakir	poorly off s.
26	Genel	fakir	inopulent s.
27	Genel	fakir	disadvantaged s.
28	Genel	fakir	short s.
29	Genel	fakir	silverless s.
30	Genel	fakir	fortuneless s.
Colloquial
31	Konuşma Dili	fakir	badly off s.
32	Konuşma Dili	fakir	hungry s.
Idioms
33	Deyim	fakir	poor person i.
34	Deyim	fakir	have-not i.
35	Deyim	fakir	down and out s.
36	Deyim	fakir	culturally disadvantaged s.
37	Deyim	fakir	culturally deprived s.
38	Deyim	fakir	out at the heel s.
39	Deyim	fakir	out at the heels s.
40	Deyim	fakir	out at the knees [obsolete] s.
Trade/Economic
41	Ticaret/Ekonomi	fakir	poor s.
42	Ticaret/Ekonomi	fakir	obolary [obsolete] s.
Law
43	Hukuk	fakir	pauper i.
Archaic
44	Eski Kullanım	fakir	improsperous s.
45	Eski Kullanım	fakir	sely s.
Slang
46	Argo	fakir	brassic lint s.
British Slang
47	İngiliz Argosu	fakir	povvy s.

"fakir" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 175 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	fakir semt	slum i.
2	Genel	fakir olma	impoverishment i.
3	Genel	fakir hastanesi	lazaretto i.
4	Genel	fakir kişi	pauper i.
5	Genel	zengin ile fakir arasındaki uçurum	gap between rich and poor i.
6	Genel	gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke	developing country i.
7	Genel	fakir ve hasta kimse	lazar i.
8	Genel	fakir semt	poor quarter i.
9	Genel	fakir karışım	poor mixture i.
10	Genel	zengin fakir	high and low i.
11	Genel	fakir borçlunun yemini	poor debtor's oath i.
12	Genel	fakir (hindu)	fakir i.
13	Genel	fakir fukara	the poor i.
14	Genel	proteinden fakir diyet	low protein diet i.
15	Genel	fakir ülke	poor country i.
16	Genel	fakir mahallesi	poor neighbourhood i.
17	Genel	yoksul/fakir mahalle	poor neighborhood i.
18	Genel	yoksul/fakir semt	poor neighborhood i.
19	Genel	fakir siyah insanlar	poor black people i.
20	Genel	fakir insanlar	the have-nots i.
21	Genel	çok fakir kimse	pauper i.
22	Genel	fakir kimse	beggar i.
23	Genel	fakirlere yardım için arkadaşlarını fakir birinin evinde içkiye davet etmek	bidale i.
24	Genel	fakir numarası yapan kimse	micher i.
25	Genel	zenginlerin alışkanlık ve giyimlerine özenen fakir genç erkek	buckeen [ireland] i.
26	Genel	aşırı fakir kimse	miserable i.
27	Genel	aşırı fakir olma	dyvoury i.
28	Genel	fakir kimse	poor i.
29	Genel	fakir insanlar	poor i.
30	Genel	fakir halklar	poor i.
31	Genel	fakir insanlar	poor people i.
32	Genel	fakir halklar	poor people i.
33	Genel	fakir edebiyatı	poormouth i.
34	Genel	fakir halk	poraille i.
35	Genel	fakir insanlar	poraille i.
36	Genel	fakir erkek	deadbeat [australia] i.
37	Genel	fakir kimse	puir [scotland] i.
38	Genel	fakir halk	puir [scotland] i.
39	Genel	(fakir bir ülkede yaşayan) bakıma muhtaç çocuk	foster child i.
40	Genel	(fakir bir ülkede yaşayan) bakıma muhtaç çocuk	foster-child i.
41	Genel	fakir mahalle olma	slumdom i.
42	Genel	fakir kimse	snake [obsolete] i.
43	Genel	fakir bölge	street i.
44	Genel	fakir semtleri hayır için dolaşmak	slum f.
45	Genel	fakir düşmek	become poor f.
46	Genel	fakir olmak	be poor f.
47	Genel	fakir semtleri hayır için dolaşmak	go slumming f.
48	Genel	fakir/yoksul kalmak	remain poor f.
49	Genel	fakir edebiyatı yapmak	poor-mouth f.
50	Genel	fakir numarası yapmak	mitch [dialect] f.
51	Genel	fakir hale getirmek	depauperate f.
52	Genel	fakir hale getirmek	depauperize [us] f.
53	Genel	fakir hale getirmek	depauperise [uk] f.
54	Genel	fakir edebiyatı yapmak	poormouth f.
55	Genel	çok fakir	poverty-stricken s.
56	Genel	çok fakir	dirt poor s.
57	Genel	kaynak yönünden fakir	resource-poor s.
58	Genel	fakir olmayan	nonpoor s.
59	Genel	yakıt yönünden fakir	lean s.
60	Genel	daha fakir	broker s.
61	Genel	fakir ailede doğan	lowborn s.
62	Genel	fakir ailede doğan	lowbred s.
63	Genel	(ruhen) fakir	dispossessed s.
64	Genel	(hartlepool'da) fakir	shan s.
65	Genel	nişasta bakımından fakir	starchless s.
66	Genel	fakir bir biçimde	needily zf.
67	Genel	fakir bir biçimde	needingly zf.
Proverb
68	Atasözü	fakir olmak suç değil	poverty is not a crime
69	Atasözü	fakir olmak günah değil	poverty is no sin
70	Atasözü	zengin arabasını dağdan aşırır fakir/züğürt düz ovada yolunu şaşırır	them as has, gets
71	Atasözü	fakir olmak suç değil	poverty is no crime
72	Atasözü	fakir olmak günah değil	poverty is not a sin
Colloquial
73	Konuşma Dili	fakir ve eğitimsiz tabakadan gelen insanlar	the mob [obsolete] i.
74	Konuşma Dili	fakir anası	a lady bountiful i.
75	Konuşma Dili	fakir edebiyatı	poor mouth i.
76	Konuşma Dili	(georgia ve güney carolina'daki çam ormanlarında yaşayan) fakir beyaz	sandhiller i.
77	Konuşma Dili	fakir olmak	be badly off f.
78	Konuşma Dili	maddi açıdan fakir	poor in money s.
79	Konuşma Dili	çok fakir	dirt-poor s.
Idioms
80	Deyim	fakir fukara	have-not i.
81	Deyim	fakir anası	the lady bountiful i.
82	Deyim	fakir fukara	poor person i.
83	Deyim	şehrin yoksul/fakir bölümü	wrong side of the tracks i.
84	Deyim	zengin fakir	the haves and the have-nots i.
85	Deyim	fakir bölge	skid row i.
86	Deyim	çok fakir	churchmouse i.
87	Deyim	çok fakir olmak	not have a penny to bless (oneself) with [old-fashioned] f.
88	Deyim	çok fakir olmak	not have a penny to bless yourself with f.
89	Deyim	çok fakir/yoksul olmak	be as poor as church mice f.
90	Deyim	çok fakir olmak	be as poor as church mice f.
91	Deyim	çok fakir olmak	not have a pot to piss in f.
92	Deyim	çok fakir olmak	not having a pot to piss in nor a window to throw it out of f.
93	Deyim	fakir olmak	be down and out f.
94	Deyim	çok fakir/yoksul olmak	not have a penny f.
95	Deyim	daha fakir olmak	go down in the world f.
96	Deyim	çok/aşırı fakir	poor as a church mouse s.
97	Deyim	çok/aşırı fakir	poor as church mice s.
98	Deyim	çok/aşırı fakir	poor as a churchmouse s.
99	Deyim	aşırı fakir	as poor as a job's turkey expr.
100	Deyim	aşırı fakir	poor as a job's turkey expr.
101	Deyim	çok fakir	as poor as lazarus expr.
102	Deyim	çok fakir	as poor as a church mouse expr.
103	Deyim	çok fakir	down to chili and beans expr.
104	Deyim	çok fakir	as poor as church mice expr.
105	Deyim	fakir fukara	down and out expr.
106	Deyim	fakir ama temiz/dürüst	poor but clean expr.
107	Deyim	şehrin yoksul/fakir bölümü	other side of the tracks expr.
108	Deyim	şehrin yoksul/fakir bölümünde	on the wrong side of the tracks expr.
109	Deyim	şehrin fakir mahallelerinde	on the wrong side of the tracks expr.
110	Deyim	şehrin yoksul/fakir bölümünden	from/on the wrong side of the tracks expr.
111	Deyim	şehrin fakir mahallelerinden	from/on the wrong side of the tracks expr.
112	Deyim	şehrin yoksul/fakir bölümünde yaşayan	from/on the wrong side of the tracks expr.
113	Deyim	şehrin fakir mahallelerinde yaşayan	from/on the wrong side of the tracks expr.
114	Deyim	zengin/fakir tabakanın nasıl yaşadığı	how the other half lives expr.
Trade/Economic
115	Ticaret/Ekonomi	aşırı borçlu fakir ülkeler	heavily indebted poor countries i.
116	Ticaret/Ekonomi	özellikle fakir veya gelişmekte olan ülkelerde maddi olanağı kısıtlı olanlara girişimler için sağlanan düşük miktarlı kredi	microloan i.
117	Ticaret/Ekonomi	en fakir devletler	fourth world i.
Politics
118	Siyasal	ağır borç yükleri altındaki fakir ülkeler	highly indebted poor countries i.
119	Siyasal	kentsel dönüşüm projesi kapsamında devletin şehrin fakir ve varoş semtlerindeki binaları yıkması	slum clearance i.
120	Siyasal	(fransız devrimi döneminde) fakir sınıftan devrimci	sansculotte i.
121	Siyasal	(fransız devrimi döneminde) fakir sınıftan devrimci	sans-culotte i.
Industry
122	Sanayi	fakir gaz	poor gas i.
Tourism
123	Turizm	fakir semtlerin turistik amaçlarla dolaşılması	slumming i.
124	Turizm	fakir semtlerin turistik amaçlarla dolaşılması	slum tourism i.
125	Turizm	fakir semtlerin turistik amaçlarla dolaşılması	poverty tourism i.
126	Turizm	fakir semtlerin turistik amaçlarla dolaşılması	ghetto tourism i.
Technical
127	Teknik	fakir mahlut	lean mixture i.
128	Teknik	fakir karışım	lean fuel mixture i.
Textile
129	Tekstil	fakir kol	elbow i.
Automotive
130	Otomotiv	çok fakir yanma	ultra lean combustion i.
131	Otomotiv	elektronik kontrollü fakir yanma	electronic lean burn i.
132	Otomotiv	fakir karışım	lean mixture i.
133	Otomotiv	fakir karışım azot oksit katalisti	lean nox catalyst i.
134	Otomotiv	fakir karışıma bağlı tekleme	lean misfire i.
135	Otomotiv	fakir karışımla çalışan motor	lean burn engine i.
136	Otomotiv	fakir karışım	poor mixture i.
137	Otomotiv	fakir karışım	lean mixture i.
138	Otomotiv	fakir karışım	lean air-fuel mixture i.
139	Otomotiv	katmanlı fakir yanma	stratified lean burn i.
140	Otomotiv	fakir yanmalı	lean-burn s.
141	Otomotiv	fakir karışımla çalışan	lean-burn s.
Mining
142	Maden	fakir cevher	poor mineral i.
Medical
143	Medikal	cüzzamlı fakir insanlar için devlet hastanesi	lazaretto i.
144	Medikal	d vitamini ve kalsiyumdan fakir diyet	diet with poor vitamin d and calcium i.
145	Medikal	fakir hastanesi	lazarette i.
146	Medikal	fakir hastanesi	lazaretto i.
147	Medikal	fakir hastanesi	lazar house i.
148	Medikal	fakir hastanesi	lazaret i.
149	Medikal	fakir hastanesi	pest house i.
150	Medikal	fakir hastanesi	pesthouse i.
Marine Biology
151	Deniz Biyolojisi	oksijence fakir tabaka	oxygen-poor layer i.
152	Deniz Biyolojisi	fakir (az çeşitlilikli)	depauperate s.
Social Sciences
153	Sosyal Bilimler	abd'de karavan parklarında yaşayan fakir kimseler	trailer trash i.
154	Sosyal Bilimler	dünyanın fakir bölgeleri	poor-world i.
155	Sosyal Bilimler	fakir mahallelerin yaygınlaşıp artması	slumism i.
Education
156	Eğitim	fakir çocuklar için ücretsiz bir ilkokul (eskiden)	ragged school i.
History
157	Tarih	geceleri fakir kişilerin cesetlerini gömü için taşıyan kimse	vespillo i.
Religious
158	Dini	çok fakir kimse	lazarus i.
Geology
159	Jeoloji	organik içerik bakımından fakir olan kalkerli bir toprak türü	sierozem i.
Slang
160	Argo	(karayipler'de) beyaz ırktan fakir kimse	redleg i.
161	Argo	güneyli ve fakir beyaz	corncracker [us] i.
162	Argo	fakir görgüsüz beyaz	poor white trash i.
163	Argo	fakir cahil beyaz	white trash i.
164	Argo	güneyli ve fakir beyaz	corncracker i.
165	Argo	kilisede fakir ve ihtiyaç sahipleriyle ilgilenen alaylı görevli	autem diver [obsolete] i.
166	Argo	abd'de karavan parklarında yaşayan fakir kimseler	tpt (trailer park trash) i.
167	Argo	abd'de karavan parklarında yaşayan fakir kimseler	trailer (park) trash i.
168	Argo	beyaz ırktan olan fakir insan	peckerwood i.
169	Argo	çok fakir olmak	not have a pot to pee in [us] f.
170	Argo	çok fakir olmak	not have a pot to piss in [us] f.
171	Argo	çok fakir	he hasn't got a brass razoo expr.
172	Argo	fakir puşt	broke-ass punk expr.
British Slang
173	İngiliz Argosu	fakir mahalle	spam valley i.
Modern Slang
174	Modern Argo	zengin görünümlü fakir	all flash, no cash i.
175	Modern Argo	zengin gibi yaşayan fakir kimse	all flash, no cash i.