|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
fill dirt i.
|
dolgu toprak |
|
2 |
Genel |
fill mass i.
|
lapa |
|
3 |
Genel |
cut and fill sloping i.
|
dolgulu kazı |
|
4 |
Genel |
fill-in i.
|
dublör |
|
5 |
Genel |
fill-in i.
|
yedek |
|
6 |
Genel |
fill-in list i.
|
yedek kontenjan listesi |
|
7 |
Genel |
fill-in list i.
|
yedek listesi |
|
8 |
Genel |
water fill station i.
|
imlahane |
|
9 |
Genel |
fill-in i.
|
halihazırda basılmış form veya mektuba eklenen isim, adres, tarih veya hitap |
|
10 |
Genel |
fill-in i.
|
özellikle boş bırakılmış alanlara yapıştırılan yazı |
|
11 |
Genel |
fill-in i.
|
başkasının yerini dolduran kimse |
|
12 |
Genel |
fill-in i.
|
ikame |
|
13 |
Genel |
fill-in i.
|
yenilemeler |
|
14 |
Genel |
fill-up i.
|
dolduran şey |
|
15 |
Genel |
fill-up i.
|
doyuran şey |
|
16 |
Genel |
fill-up i.
|
dolgu |
|
17 |
Genel |
fill-up i.
|
(benzin deposu) fulleme |
|
18 |
Genel |
fill-up i.
|
(benzin deposu) tamamen doldurma |
|
19 |
Genel |
fill-in i.
|
bilgilendirici kısa özet |
|
20 |
Genel |
fill-up i.
|
(benzin deposu) fulleme |
|
21 |
Genel |
fill-up i.
|
(benzin deposu) tamamen doldurma |
|
22 |
Genel |
fill-up i.
|
dolduran şey |
|
23 |
Genel |
fill-up i.
|
fulleyen şey |
|
24 |
Genel |
fill something in f.
|
doldurmak |
|
25 |
Genel |
fill with tears f.
|
yaşarmak |
|
26 |
Genel |
eat one's fill f.
|
doyasıya yemek |
|
27 |
Genel |
fill with tears f.
|
gözleri yaşarmak |
|
28 |
Genel |
fill in f.
|
geçici olarak bir işte çalışmak |
|
29 |
Genel |
back and fill f.
|
kararsız olmak |
|
30 |
Genel |
fill something out f.
|
doldurmak |
|
31 |
Genel |
fill in f.
|
doldurmak |
|
32 |
Genel |
eat one's fill f.
|
doymak |
|
33 |
Genel |
fill a prescription f.
|
reçetedeki ilaçları vermek |
|
34 |
Genel |
fill out f.
|
doldurmak (form vb) |
|
35 |
Genel |
fill up f.
|
doyurmak |
|
36 |
Genel |
fill the bill f.
|
işini görmek |
|
37 |
Genel |
fill out f.
|
kilo almak |
|
|
38 |
Genel |
fill the bill f.
|
amaca uymak |
|
39 |
Genel |
fill the bill f.
|
ihtiyacını karşılamak |
|
40 |
Genel |
fill up f.
|
dolmak |
|
41 |
Genel |
fill the gap f.
|
gedik kapamak |
|
42 |
Genel |
fill in f.
|
form doldurmak |
|
43 |
Genel |
eat one's fill f.
|
karnını doyurmak |
|
44 |
Genel |
drink one's fill f.
|
doyasıya içmek |
|
45 |
Genel |
fill one's pockets f.
|
cebini doldurmak |
|
46 |
Genel |
fill somebody with melancholy f.
|
kasvet vermek |
|
47 |
Genel |
fill somebody with pride f.
|
gururlandırmak |
|
48 |
Genel |
fill with hope f.
|
ümitlendirmek |
|
49 |
Genel |
fill out f.
|
doldurmak (formu) |
|
50 |
Genel |
fill a tooth f.
|
dolgu yapmak |
|
51 |
Genel |
fill in for f.
|
birinin yerine çalışmak |
|
52 |
Genel |
fill out f.
|
toplamak |
|
53 |
Genel |
fill a tooth f.
|
diş dolgusu yapmak |
|
54 |
Genel |
fill somebody with pride f.
|
gurur vermek |
|
55 |
Genel |
fill up f.
|
doldurmak |
|
56 |
Genel |
fill up a form f.
|
form doldurmak |
|
57 |
Genel |
fill (a place) with the clamor of voices f.
|
curcunaya vermek |
|
58 |
Genel |
fill (a place) with the clamor of voices f.
|
curcunaya çevirmek |
|
59 |
Genel |
fill (a place) with the clamor of voices f.
|
curcunaya döndürmek |
|
60 |
Genel |
fill out f.
|
yazılı formu tamamlamak |
|
61 |
Genel |
fill up f.
|
dolum yapmak |
|
62 |
Genel |
fill the sack f.
|
çuvalı doldurmak |
|
63 |
Genel |
fill the sack with f.
|
çuvalı doldurmak |
|
64 |
Genel |
fill the sack with f.
|
çuval doldurmak |
|
65 |
Genel |
fill up fuel oil f.
|
yakıt doldurmak |
|
66 |
Genel |
(one's eyes) fill with tears f.
|
gözleri yaşlarla dolmak |
|
67 |
Genel |
(one's eyes) to fill with tears f.
|
gözü dolmak |
|
68 |
Genel |
(one's eyes) to fill with tears f.
|
gözleri dolmak |
|
69 |
Genel |
eat one's fill f.
|
karnı doymak |
|
70 |
Genel |
fill something with consternation f.
|
şaşkınlık yaratmak |
|
71 |
Genel |
fill something with consternation f.
|
şaşkınlığa sebep olmak |
|
72 |
Genel |
fill something with consternation f.
|
şaşkınlığa sebebiyet vermek |
|
73 |
Genel |
fill out a survey f.
|
bir anketi doldurmak |
|
74 |
Genel |
fill a gap f.
|
boşluk doldurmak |
|
75 |
Genel |
fill a gap f.
|
boşluğu doldurmak |
|
76 |
Genel |
fill a gap f.
|
boşluğunu doldurmak |
|
77 |
Genel |
fill out f.
|
büyümek |
|
78 |
Genel |
fill in f.
|
(form) doldurmak |
|
79 |
Genel |
fill out f.
|
büyütmek |
|
80 |
Genel |
fill out f.
|
şişirmek |
|
81 |
Genel |
fill in f.
|
tamamlamak |
|
82 |
Genel |
fill out f.
|
şişmek |
|
83 |
Genel |
fill in questionnaire f.
|
anket doldurmak |
|
84 |
Genel |
fill out questionnaire f.
|
anket doldurmak |
|
85 |
Genel |
fill in the blanks f.
|
boşlukları doldurmak |
|
86 |
Genel |
fill the void f.
|
boşluğu doldurmak |
|
87 |
Genel |
fill the areas f.
|
alanları doldurmak |
|
88 |
Genel |
fill the deficiency f.
|
eksikliği gidermek/doldurmak |
|
89 |
Genel |
fill the deficiency of f.
|
boşluğunu doldurmak |
|
90 |
Genel |
fill the deficiency of f.
|
bir şeyin eksikliğini gidermek |
|
91 |
Genel |
fill in an application form f.
|
başvuru formu doldurmak |
|
92 |
Genel |
fill out a request form f.
|
bir talep formu doldurmak |
|
93 |
Genel |
fill someone in on something f.
|
birine bir konu hakkında bilgi vermek |
|
94 |
Genel |
fill something in f.
|
(kağıdı/boşlukları vb) toplamak |
|
95 |
Genel |
fill in f.
|
birinin (görev) yerine bakmak |
|
96 |
Genel |
fill to overflowing f.
|
ağzına kadar doldurmak |
|
97 |
Genel |
fill to overflowing f.
|
tıka basa doldurmak |
|
98 |
Genel |
back and fill f.
|
rüzgara karşı volta vurmak |
|
99 |
Genel |
fill up f.
|
fullemek |
|
100 |
Genel |
fill the magazine f.
|
şarjörü doldurmak |
|
101 |
Genel |
fill out a form f.
|
bir form doldurmak |
|
102 |
Genel |
fill tax return f.
|
beyanname doldurmak |
|
103 |
Genel |
fill to the brim f.
|
ağzına kadar doldurmak |
|
104 |
Genel |
fill her tins [nz] f.
|
evi kek, bisküvi gibi atıştırmalıklarla doldurmak |
|
105 |
Genel |
fill the ranks f.
|
bütün ihtiyacı karşılamak |
|
106 |
Genel |
half-fill f.
|
yarısını doldurmak |
|
107 |
Genel |
fill the bill f.
|
ihtiyaca uygun olmak |
|
Phrasals |
|
108 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
(bilgileri) girmek |
|
109 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
tamamlamak |
|
110 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
detaylandırmak |
|
111 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
uzatmak |
|
112 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
bilgilendirmek |
|
113 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
genişletmek |
|
114 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
yaymak |
|
115 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
şişmanlamak |
|
116 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
dolgunlaşmak |
|
117 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
detaylandırarak zenginleştirmek |
|
118 |
Öbek Fiiller |
fill in for f.
|
birinin yerine bakmak |
|
119 |
Öbek Fiiller |
fill something to something f.
|
bir şeyi bir yere kadar doldurmak |
|
120 |
Öbek Fiiller |
fill something to something f.
|
bir şeyi belli bir seviyeye kadar doldurmak |
|
121 |
Öbek Fiiller |
fill something to something f.
|
bir şeyi belli bir noktaya kadar doldurmak |
|
122 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
boşlukları doldurmak |
|
123 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
boş bırakılan yerleri doldurarak soruları cevaplamak |
|
124 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
boş bırakılan yerleri gerekli bilgilerle doldurmak |
|
125 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
form, test doldurmak |
|
126 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birinin yerini doldurmak |
|
127 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birinin rolünü üstlenmek |
|
128 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birinin yerine geçmek |
|
129 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birinin yerine bakmak |
|
130 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birinin konumunu işini devralmak |
|
131 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
bir deliği, boşluğu doldurmak |
|
132 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
bir deliği, boşluğu kapatmak |
|
133 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
bir deliği, boşluğu kamufle etmek |
|
134 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birini bilgilendirmek |
|
135 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birine bilgi vermek |
|
136 |
Öbek Fiiller |
fill someone in (on someone or something) f.
|
birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek |
|
137 |
Öbek Fiiller |
fill someone in (on someone or something) f.
|
birini (biri/bir şey hakkında) bilgilendirmek |
|
138 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birine gerekli bilgileri vermek |
|
139 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birine yeni edinilen bilgileri vermek |
|
140 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birinin bilgi açığını kapatmak |
|
141 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birine kaçırdığı şeyleri anlatmak |
|
142 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
birini bilgilendirmek |
|
143 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
bir şeyin içini doldurmak |
|
144 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
sınırlı bir alanın içini doldurmak |
|
145 |
Öbek Fiiller |
fill in f.
|
sınırlı bir alanın yüzeyini tamamen kaplamak |
|
146 |
Öbek Fiiller |
fill away f.
|
bir yelkeni rüzgarı tam tutacak şekilde kesmek |
|
147 |
Öbek Fiiller |
fill away f.
|
rüzgarı arkasına alarak rotasında ilerlemek |
|
148 |
Öbek Fiiller |
fill (something) to (some point) f.
|
(bir şeyi bir noktaya/seviyeye) kadar doldurmak |
|
149 |
Öbek Fiiller |
fill (something) to (some point) f.
|
(bir şeyi bir yere) kadar doldurmak |
|
150 |
Öbek Fiiller |
fill in (for someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yerini doldurmak |
|
151 |
Öbek Fiiller |
fill in (for someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak |
|
152 |
Öbek Fiiller |
fill to f.
|
-e kadar doldurmak |
|
153 |
Öbek Fiiller |
fill someone or something up (with something) f.
|
birini/bir şeyi (bir şeyle) doldurmak |
|
154 |
Öbek Fiiller |
fill again f.
|
öncesinde boşaltılmış bir şeyi doldurmak |
|
155 |
Öbek Fiiller |
fill out f.
|
(raporu) detaylandırarak veya içeriğini zenginleştirerek daha eksiksiz veya güçlü hale getirmek |
|
156 |
Öbek Fiiller |
fill up f.
|
(formu, başvuruyu) doldurmak |
|
Phrases |
|
157 |
İfadeler |
fill in the blanks expr.
|
boşlukları doldurun |
|
158 |
İfadeler |
fill in the blanks with suitable words expr.
|
boşlukları uygun kelimelerle doldurunuz |
|
Proverb |
|
159 |
Atasözü |
a word to the wise is enough, and many words won't fill a bushel
|
anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az |
|
Colloquial |
|
160 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(bir şeyin) yeterli olması |
|
161 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(bir şeyin) memnun edici düzeyde olması |
|
162 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(bir şeye) doymuş olma |
|
163 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(birinin) tahammül düzeyine gelme |
|
164 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(birinin) tahammül sınırlarını doldurma |
|
165 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(birinin) hoşgörü sınırlarını doldurma |
|
166 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(birinin) sınırlarını doldurma |
|
167 |
Konuşma Dili |
(one's) fill (of something) i.
|
(birinin) baş etme sınırına gelme |
|
168 |
Konuşma Dili |
one's fill of someone or something i.
|
birinden/bir şeyden bıkma |
|
169 |
Konuşma Dili |
one's fill of someone or something i.
|
birinden/bir şeyden usanma |
|
170 |
Konuşma Dili |
one's fill of someone or something i.
|
birinden/bir şeyden bay gelme |
|
171 |
Konuşma Dili |
one's fill of someone or something i.
|
birinden/bir şeyden gına gelme |
|
172 |
Konuşma Dili |
fill-mill i.
|
meyhane |
|
173 |
Konuşma Dili |
fill-mill i.
|
içkili mekan |
|
174 |
Konuşma Dili |
fill the bill f.
|
bir göreve uygun olmak |
|
175 |
Konuşma Dili |
fill the bill f.
|
gereken özellikleri karşılamak |
|
176 |
Konuşma Dili |
fill the bill f.
|
eksikliği doldurmak |
|
177 |
Konuşma Dili |
fill the bill f.
|
uygun düşmek |
|
178 |
Konuşma Dili |
fill the bill f.
|
uygun gelmek |
|
179 |
Konuşma Dili |
fill the gas tank f.
|
depoyu doldurmak (araba) |
|
180 |
Konuşma Dili |
get (one's) fill f.
|
-e doymak |
|
181 |
Konuşma Dili |
get (one's) fill f.
|
istediği kadar almak |
|
182 |
Konuşma Dili |
get one's fill f.
|
-e doymak |
|
183 |
Konuşma Dili |
had one's fill f.
|
-e doymuş |
|
184 |
Konuşma Dili |
had one's fill f.
|
'-e doymuş olmak |
|
185 |
Konuşma Dili |
fill it up expr.
|
depoyu doldur |
|
186 |
Konuşma Dili |
fill it up expr.
|
depoyu fulle |
|
187 |
Konuşma Dili |
fill in the blanks expr.
|
gerisini sen tahmin et |
|
188 |
Konuşma Dili |
fill me in expr.
|
son gelişmeler ne |
|
189 |
Konuşma Dili |
fill or kill expr.
|
derhal karşıla ya da iptal et |
|
190 |
Konuşma Dili |
fill or kill expr.
|
ya al ya da sat |
|
Idioms |
|
191 |
Deyim |
fill the shoes f.
|
yerini doldurmak |
|
192 |
Deyim |
fill the shoes f.
|
(birinin) yerine geçmek |
|
193 |
Deyim |
fill the shoes f.
|
(birinin) boşluğunu doldurmak |
|
194 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
keyfini çıkarmak |
|
195 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
tadını çıkarmak |
|
196 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
canının istediği kadar almak |
|
197 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
(birisinin) yerini doldurmak |
|
198 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
(birisinin) görevini devralmak |
|
199 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
(birisinin) yerine geçmek |
|
200 |
Deyim |
fill your boots [uk] f.
|
keyfini çıkarmak |
|
201 |
Deyim |
fill your boots [uk] f.
|
tadını çıkarmak |
|
202 |
Deyim |
fill your boots [uk] f.
|
canının istediği kadar almak |
|
203 |
Deyim |
take one's fill f.
|
alabileceği kadarını almak |
|
204 |
Deyim |
fill an office f.
|
bir memuriyeti doldurmak |
|
205 |
Deyim |
have had fill of something f.
|
bıkmak |
|
206 |
Deyim |
fill a void f.
|
boşluğu doldurmak |
|
207 |
Deyim |
have had fill of something f.
|
bıkmak usanmak |
|
208 |
Deyim |
fill somebody's shoes f.
|
birinin işini yapmak |
|
209 |
Deyim |
fill in for someone f.
|
birinin yerini doldurmak |
|
210 |
Deyim |
have had fill of something f.
|
bay gelmek |
|
211 |
Deyim |
have had fill f.
|
bay gelmek |
|
212 |
Deyim |
fill somebody's shoes f.
|
birinin işini/görevini yapmak |
|
213 |
Deyim |
fill a bathtub with water f.
|
banyo küvetini doldurmak |
|
214 |
Deyim |
have had fill f.
|
bıkmak usanmak |
|
215 |
Deyim |
fill somebody's shoes f.
|
birinin yerine göreve gelmek |
|
216 |
Deyim |
have had fill f.
|
bıkmak |
|
217 |
Deyim |
fill someone's head with something f.
|
birinin aklına bir şeyler sokmak |
|
218 |
Deyim |
fill someone's head with something f.
|
birinin aklını bir şeylerle doldurmak |
|
219 |
Deyim |
take one's fill f.
|
doyuracak kadarını almak |
|
220 |
Deyim |
fill in time f.
|
geçici bir işte çalışmak |
|
221 |
Deyim |
have had fill of something f.
|
gına gelmek |
|
222 |
Deyim |
have had fill f.
|
gına gelmek |
|
223 |
Deyim |
fill the bill f.
|
işe yaramak |
|
224 |
Deyim |
take one's fill f.
|
içip sarhoş olmak |
|
225 |
Deyim |
fill a bathtub with water f.
|
küveti doldurmak |
|
226 |
Deyim |
have big shoes to fill f.
|
söz konusu işi yüksek standartlarda yapan kendinden önceki çalışanın seviyesine ulaşabilmek için çok sıkı çalışmak |
|
227 |
Deyim |
fill one's face f.
|
tıkınmak |
|
228 |
Deyim |
eat one's fill f.
|
tıka basa yemek |
|
229 |
Deyim |
fill one's face f.
|
tıka basa yemek |
|
230 |
Deyim |
take one's fill f.
|
yetecek kadarını almak |
|
231 |
Deyim |
fill in time f.
|
zaman doldurmak için bir işte çalışmak |
|
232 |
Deyim |
fill the gap f.
|
(geçici bir süre) boşluğu doldurmak |
|
233 |
Deyim |
fill someone's shoes f.
|
yerini doldurmak |
|
234 |
Deyim |
get one's fill of something f.
|
-e doymak |
|
235 |
Deyim |
have one's fill of something f.
|
-e doymak |
|
236 |
Deyim |
have had fill f.
|
usanmak |
|
237 |
Deyim |
fill something up with something f.
|
-ile tıka basa doldurmak |
|
238 |
Deyim |
fill in time f.
|
zaman geçirmek |
|
239 |
Deyim |
have had fill of f.
|
usanmak |
|
240 |
Deyim |
fill in time f.
|
zaman doldurmak |
|
241 |
Deyim |
fill (one's) boots f.
|
alabildiği kadar almak |
|
242 |
Deyim |
fill (one's) boots f.
|
(birinin) yerini doldurmak |
|
243 |
Deyim |
fill (one's) boots f.
|
(birinin) rolünü üstlenmek |
|
244 |
Deyim |
fill (one's) boots f.
|
(birinin) yerine geçmek |
|
245 |
Deyim |
fill (one's) boots f.
|
(birinin) yerine bakmak |
|
246 |
Deyim |
fill (one's) boots f.
|
(birinin) konumunu, işini devralmak |
|
247 |
Deyim |
fill your boots f.
|
fazla fazla almak |
|
248 |
Deyim |
fill your boots f.
|
alabildiği kadar almak |
|
249 |
Deyim |
fill your boots f.
|
bir fırsatı değerlendirmek |
|
250 |
Deyim |
fill your boots f.
|
bir fırsattan yararlanmak |
|
251 |
Deyim |
fill somebody’s boots/shoes f.
|
birinin yerini en iyi şekilde doldurmak |
|
252 |
Deyim |
fill somebody’s boots/shoes f.
|
birinin işini onun yerine en iyi şekilde yapmak |
|
253 |
Deyim |
fill somebody’s boots/shoes f.
|
birinin rolünü en iyi şekilde üstlenmek |
|
254 |
Deyim |
fill (one's) hand f.
|
eline silah almak |
|
255 |
Deyim |
fill (one's) hand f.
|
silah çekmek |
|
256 |
Deyim |
fill (one's) hand f.
|
rahip olarak kutsanmak |
|
257 |
Deyim |
fill (one's) hand f.
|
elinde kutsal objeleri tutarak rahip olarak kutsanmak |
|
258 |
Deyim |
fill in the details f.
|
detayları vermek |
|
259 |
Deyim |
fill in the details f.
|
bilgileri vermek |
|
260 |
Deyim |
fill in the details f.
|
bilgilerle/detaylarla doldurmak |
|
261 |
Deyim |
fill in the details f.
|
bilgi vermek |
|
262 |
Deyim |
fill in the details f.
|
detay vermek |
|
263 |
Deyim |
fill in the details f.
|
formu gerekli bilgilerle/detaylarla doldurmak |
|
264 |
Deyim |
fill in the details f.
|
bir formdaki boşluklara gerekli bilgileri/detayları yazmak |
|
265 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
fazla fazla almak |
|
266 |
Deyim |
fill (one's) boots [uk] f.
|
alabildiği ne varsa almak |
|
267 |
Deyim |
back and fill [us] f.
|
gidip gidip gelmek |
|
268 |
Deyim |
back and fill [us] f.
|
bir o tarafa bir bu tarafa gitmek |
|
269 |
Deyim |
back and fill [us] f.
|
rölantide kalmak |
|
270 |
Deyim |
back and fill [us] f.
|
kararsız olmak |
|
271 |
Deyim |
eat fill f.
|
karnını doyurmak |
|
272 |
Deyim |
eat fill f.
|
doymak |
|
273 |
Deyim |
eat fill f.
|
doyasıya yemek |
|
274 |
Deyim |
eat fill f.
|
karnı doymak |
|
275 |
Deyim |
eat fill f.
|
tıka basa yemek |
|
276 |
Deyim |
fill (one's) head with (something) f.
|
(birinin) aklına (bir şey) sokmak |
|
277 |
Deyim |
fill (one's) head with (something) f.
|
(birinin) aklını (bir şeylerle) doldurmak |
|
278 |
Deyim |
fill (one's) prescription f.
|
(birinin) reçetesini karşılamak |
|
279 |
Deyim |
fill (one's) prescription f.
|
(birinin) reçetesinde yazan ilaçları almak |
|
280 |
Deyim |
fill (one's) shoes f.
|
(birinin) yerini doldurmak |
|
281 |
Deyim |
fill face f.
|
tıka basa yemek |
|
282 |
Deyim |
fill face f.
|
tıkınmak |
|
283 |
Deyim |
fill full of lead f.
|
vurmak |
|
284 |
Deyim |
fill head with f.
|
aklına bir şeyler sokmak |
|
285 |
Deyim |
fill head with f.
|
aklını bir şeylerle doldurmak |
|
286 |
Deyim |
fill in the blank f.
|
boşluğu doldurmak |
|
287 |
Deyim |
fill in the blank f.
|
parçaları birleştirmek |
|
288 |
Deyim |
fill in the blank f.
|
çözmek |
|
289 |
Deyim |
fill in the blank f.
|
anlamak |
|
290 |
Deyim |
fill in the blank f.
|
cevabı bulmak |
|
291 |
Deyim |
fill shoes f.
|
(birinin) yerini doldurmak |
|
292 |
Deyim |
fill shoes f.
|
(birinin) işini yapmak |
|
293 |
Deyim |
fill shoes f.
|
(birinin) yerine göreve gelmek |
|
294 |
Deyim |
fill shoes f.
|
(birinin) işini/görevini yapmak |
|
295 |
Deyim |
fill shoes f.
|
(birinin) boşluğunu doldurmak |
|
296 |
Deyim |
fill shoes f.
|
(birinin) yerine geçmek |
|
297 |
Deyim |
have had your fill of f.
|
istediği kadar almak |
|
298 |
Deyim |
have had your fill of f.
|
yeterince almak |
|
299 |
Deyim |
have had your fill of f.
|
'-e doymak |
|
300 |
Deyim |
have had your fill of f.
|
'-den gına gelmek |
|
301 |
Deyim |
have had your fill of f.
|
'-den bay gelmek |
|
302 |
Deyim |
have had your fill of f.
|
'-den bıkmak |
|
303 |
Deyim |
have had your fill of somebody/something f.
|
birine/bir şeye doymak |
|
304 |
Deyim |
have had your fill of somebody/something f.
|
birinden/bir şeyden gına gelmek |
|
305 |
Deyim |
have had your fill of somebody/something f.
|
birinden/bir şeyden bıkmak |
|
306 |
Deyim |
have had your fill of somebody/something f.
|
birinden/bir şeyden bay gelmek |
|
307 |
Deyim |
one's fill of s.
|
-e doymuş |
|
308 |
Deyim |
one's fill of s.
|
'-den bıkmış |
|
309 |
Deyim |
empty words will not fill an empty stomach expr.
|
lafla peynir gemisi yürümez |
|
310 |
Deyim |
fok (fill or kill) expr.
|
derhal iptal edilmesi gereken sipariş |
|
311 |
Deyim |
fok (fill or kill) expr.
|
(borsada) ya al ya da sat emri |
|
Speaking |
|
312 |
Konuşma |
fill me in on the situation expr.
|
durumu bana açıkla |
|
Trade/Economic |
|
313 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill order i.
|
derhal karşılanması ya da iptal edilmesi gereken sipariş |
|
314 |
Ticaret/Ekonomi |
please fill the fields marked in red i.
|
kırmızı ile işaretli alanları doldurunuz |
|
315 |
Ticaret/Ekonomi |
fill rate i.
|
sipariş karşılama oranı |
|
316 |
Ticaret/Ekonomi |
fill-in order i.
|
stok tamamlama siparişi |
|
317 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill order i.
|
(borsada) ya al ya da sat emri |
|
318 |
Ticaret/Ekonomi |
fill-in i.
|
stoğu tazelemek için satın alınan mallar |
|
319 |
Ticaret/Ekonomi |
fill-in i.
|
stoktaki mallara ilave olması veya elde kalmamış malların yerine geçmesi için satın alınan ticari mallar |
|
320 |
Ticaret/Ekonomi |
fill-in i.
|
eldeki stoğu tazelemek için verilen mal siparişi |
|
321 |
Ticaret/Ekonomi |
fill a vacancy f.
|
istihdam yapmak |
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
fill a vacancy f.
|
işe almak |
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
fill a gap f.
|
eksikliği gidermek |
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
fill in f.
|
stok eksiğini gidermek |
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
fill in f.
|
tamamlamak |
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill orders expr.
|
kalanını iptal et |
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill orders expr.
|
kalanını iptal et |
|
Politics |
|
328 |
Siyasal |
fill the seat f.
|
koltuğu doldurmak |
|
Technical |
|
329 |
Teknik |
land fill i.
|
araziyi yükseltme |
|
330 |
Teknik |
memory fill i.
|
bellek doldurma |
|
331 |
Teknik |
spill and fill valve i.
|
boşaltma ve doldurma valfi |
|
332 |
Teknik |
cemented waste fill i.
|
çimentolu pasa |
|
333 |
Teknik |
gravel fill i.
|
çakıl imla |
|
334 |
Teknik |
fill light i.
|
destek ışığı |
|
335 |
Teknik |
railway fill i.
|
demiryolu dolgusu |
|
336 |
Teknik |
land fill i.
|
çöp depolama alanı |
|
337 |
Teknik |
fill-in light i.
|
destek ışığı |
|
338 |
Teknik |
depth of fill i.
|
dolgu yüksekliği |
|
339 |
Teknik |
fill light i.
|
doldurma ışığı |
|
340 |
Teknik |
fill light i.
|
dolgu ışığı |
|
341 |
Teknik |
fill thermal insulation i.
|
dolgu tipi ısı izolasyonu |
|
342 |
Teknik |
tipped fill i.
|
dökme dolgu |
|
343 |
Teknik |
land fill i.
|
doldurma |
|
344 |
Teknik |
dumped fill i.
|
dökme dolgu |
|
345 |
Teknik |
fill pass i.
|
dolgu paso |
|
346 |
Teknik |
layer of fill i.
|
dolgu tabakası |
|
347 |
Teknik |
fill character i.
|
dolgu karakteri |
|
348 |
Teknik |
fill and seal machine i.
|
doldurma ve kapatma makinesi |
|
349 |
Teknik |
nature of the fill i.
|
dolgu cinsi |
|
350 |
Teknik |
fill hole cover i.
|
doldurma deliği kapağı |
|
351 |
Teknik |
fill pass i.
|
dolgu pasosu |
|
352 |
Teknik |
fill rate i.
|
doluluk oranı |
|
353 |
Teknik |
back-fill consolidation i.
|
dolgu sıkıştırılması |
|
354 |
Teknik |
fill-in light i.
|
dolgu ışığı |
|
355 |
Teknik |
plane fill i.
|
düz imla |
|
356 |
Teknik |
fill power i.
|
dolum gücü |
|
357 |
Teknik |
fill placement i.
|
dolgu yerleştirme |
|
358 |
Teknik |
memory fill i.
|
hafıza doldurma |
|
359 |
Teknik |
loose fill type insulant i.
|
gevşek dolgu tipi yalıtım gereci |
|
360 |
Teknik |
loose-fill insulation i.
|
gevşek dolgu yalıtım |
|
361 |
Teknik |
hydraulic fill i.
|
hidrolik ramble |
|
362 |
Teknik |
height of fill i.
|
imla yüksekliği |
|
363 |
Teknik |
back fill material i.
|
imla malzemesi |
|
364 |
Teknik |
nature of the fill i.
|
imla cinsi |
|
365 |
Teknik |
fill connection i.
|
ikmal bağlantısı |
|
366 |
Teknik |
back fill pressure i.
|
imla basıncı |
|
367 |
Teknik |
fill liquid i.
|
iletim sıvısı |
|
368 |
Teknik |
fill valve i.
|
ikmal valfi |
|
369 |
Teknik |
character fill i.
|
karakter doldurma |
|
370 |
Teknik |
back fill i.
|
kenar ayak dolgusu |
|
371 |
Teknik |
rock fill i.
|
kaya dolgu |
|
372 |
Teknik |
cut-and-fill i.
|
kazı ve dolgulu yapım bölümü |
|
373 |
Teknik |
stone fill i.
|
kaya dolgu |
|
374 |
Teknik |
rock fill weir i.
|
kaya dolgu regülatör |
|
375 |
Teknik |
rock fill cofferdam i.
|
kaya dolgu batarda |
|
376 |
Teknik |
back fill i.
|
kazılmış kısımların yeniden imlası |
|
377 |
Teknik |
dry rubble fill i.
|
kuru taş dolgu |
|
378 |
Teknik |
paste fill i.
|
macun dolgu |
|
379 |
Teknik |
downstream fill i.
|
mansap dolgu |
|
380 |
Teknik |
fill mass i.
|
lapa |
|
381 |
Teknik |
cut-and-fill i.
|
miks kesit |
|
382 |
Teknik |
upstream fill i.
|
memba dolgusu |
|
383 |
Teknik |
waste fill i.
|
pasa dolgu |
|
384 |
Teknik |
random fill i.
|
rasgele dolgu |
|
385 |
Teknik |
random fill i.
|
randım dolgu |
|
386 |
Teknik |
rolled fill i.
|
silindirlenmiş dolgu |
|
387 |
Teknik |
compacted rock fill i.
|
sıkıştırılmış kaya dolgu |
|
388 |
Teknik |
hydraulic fill i.
|
sulu dolgu |
|
389 |
Teknik |
stone fill i.
|
taş dolgu |
|
390 |
Teknik |
rock fill i.
|
taş dolgu |
|
391 |
Teknik |
earth fill i.
|
toprak dolgu |
|
392 |
Teknik |
granular-fill insulation i.
|
taneli hafif gereç yalıtım |
|
393 |
Teknik |
fuel fill opening i.
|
yakıt doldurma girişi |
|
394 |
Teknik |
approach fill i.
|
yaklaşım dolgusu |
|
395 |
Teknik |
structural fill i.
|
yapısal dolgu |
|
396 |
Teknik |
approach fill i.
|
yaklaşım imlası |
|
397 |
Teknik |
land fill i.
|
yükseltme |
|
398 |
Teknik |
land fill i.
|
yeri yükseltme |
|
399 |
Teknik |
zero fill f.
|
sıfır doldurmak |
|
400 |
Teknik |
zero fill f.
|
sıfırla doldurmak |
|
Computer |
|
401 |
Bilgisayar |
background fill i.
|
arka plan dolgusu |
|
402 |
Bilgisayar |
background fill i.
|
artalan dolgusu |
|
403 |
Bilgisayar |
memory fill i.
|
bellek doldurma |
|
404 |
Bilgisayar |
black with white fill i.
|
beyaz dolgulu siyah |
|
405 |
Bilgisayar |
gray with white fill i.
|
beyaz dolgulu gri |
|
406 |
Bilgisayar |
pattern fill i.
|
desen dolgu |
|
407 |
Bilgisayar |
fill-in box i.
|
doldurulacak kutu |
|
408 |
Bilgisayar |
fill style i.
|
doldurma biçemi |
|
409 |
Bilgisayar |
fill effect i.
|
dolgu efekti |
|
410 |
Bilgisayar |
fill type i.
|
dolgu türü |
|
411 |
Bilgisayar |
textured fill i.
|
dokulu dolgu |
|
412 |
Bilgisayar |
fill style i.
|
doldurma stili |
|
413 |
Bilgisayar |
fill effects i.
|
doldurma efektleri |
|
414 |
Bilgisayar |
fill order i.
|
dolgu sırası |
|
415 |
Bilgisayar |
fill effects i.
|
dolgu efektleri |
|
416 |
Bilgisayar |
fill character i.
|
doldurma karakteri |
|
417 |
Bilgisayar |
dlg fill color i.
|
dlg dolgu rengi |
|
418 |
Bilgisayar |
fill/back color i.
|
dolgu/zemin rengi |
|
419 |
Bilgisayar |
border to fill i.
|
dolgu kenarlığı |
|
420 |
Bilgisayar |
fill character i.
|
dolgu karakteri |
|
421 |
Bilgisayar |
text to fill i.
|
dolgu metni |
|
422 |
Bilgisayar |
fill pattern i.
|
dolgu örüntüsü |
|
423 |
Bilgisayar |
rectangle fill i.
|
dikdörtgen dolgu |
|
424 |
Bilgisayar |
fill pattern i.
|
doldurma deseni |
|
425 |
Bilgisayar |
fill pattern i.
|
dolgu örneği |
|
426 |
Bilgisayar |
fill-in field i.
|
doldurulacak alan |
|
427 |
Bilgisayar |
fill color i.
|
doldurma rengi |
|
428 |
Bilgisayar |
fill color i.
|
dolgu rengi |
|
429 |
Bilgisayar |
black with grayscale fill i.
|
gri ton dolgulu siyah |
|
430 |
Bilgisayar |
shaded fill i.
|
gölgeli dolgu |
|
431 |
Bilgisayar |
fill liquid i.
|
iletim sıvısı |
|
432 |
Bilgisayar |
character fill i.
|
karakter doldurma |
|
433 |
Bilgisayar |
border/fill i.
|
kenarlık/dolgu |
|
434 |
Bilgisayar |
text frame fill i.
|
metin çerçevesi dolgusu |
|
435 |
Bilgisayar |
oval fill i.
|
oval dolgu |
|
436 |
Bilgisayar |
fill right i.
|
sağa doldurmayı |
|
437 |
Bilgisayar |
color fill i.
|
renk dolgusu |
|
438 |
Bilgisayar |
fill series i.
|
serileri doldurmayı |
|
439 |
Bilgisayar |
default fill-in text i.
|
varsayılan doldurma metni |
|
440 |
Bilgisayar |
fill/back color i.
|
zemin/arka plan rengi |
|
441 |
Bilgisayar |
3d fill i.
|
3b dolgu |
|
442 |
Bilgisayar |
fill-in a form f.
|
bir formu doldurmak |
|
443 |
Bilgisayar |
character fill f.
|
damga doldurmak |
|
444 |
Bilgisayar |
fill-in a form f.
|
formu doldurmak |
|
445 |
Bilgisayar |
zero fill f.
|
sıfırla doldurmak |
|
446 |
Bilgisayar |
zero fill f.
|
sıfır doldurmak |
|
447 |
Bilgisayar |
fill down expr.
|
alta kopyala |
|
448 |
Bilgisayar |
fill down expr.
|
aşağıyı doldur |
|
449 |
Bilgisayar |
fill down expr.
|
aşağı doldur |
|
450 |
Bilgisayar |
fill specification grid from table expr.
|
ayrıntı kılavuzlarını tablodan doldur |
|
451 |
Bilgisayar |
fill down expr.
|
alta doldur |
|
452 |
Bilgisayar |
fill down expr.
|
aşağıya doldur |
|
453 |
Bilgisayar |
fill months expr.
|
ayları doldur |
|
454 |
Bilgisayar |
fill formats expr.
|
biçimleri doldur |
|
455 |
Bilgisayar |
fill justify expr.
|
dolgu iki yana yasla |
|
456 |
Bilgisayar |
fill across worksheets expr.
|
çalışma sayfalarını doldur |
|
457 |
Bilgisayar |
toggle fill expr.
|
dolgu değiştir |
|
458 |
Bilgisayar |
no fill expr.
|
dolgu yok |
|
459 |
Bilgisayar |
fill pattern expr.
|
desen doldur |
|
460 |
Bilgisayar |
fill-in expr.
|
doldur |
|
461 |
Bilgisayar |
fill-in enabled expr.
|
doldurma etkin |
|
462 |
Bilgisayar |
stretch to fill expr.
|
doldurmak için uzat |
|
463 |
Bilgisayar |
fill values expr.
|
değerleri doldur |
|
464 |
Bilgisayar |
fill across worksheets expr.
|
çalışma sayfaları boyunca doldur |
|
465 |
Bilgisayar |
fill workgroup expr.
|
çalışmagrubuna doldur |
|
466 |
Bilgisayar |
use gradient fill expr.
|
dereceli dolguyu kullan |
|
467 |
Bilgisayar |
fill group expr.
|
gruba doldur |
|
468 |
Bilgisayar |
fill shadow expr.
|
gölge doldur |
|
469 |
Bilgisayar |
fill days expr.
|
günleri doldur |
|
470 |
Bilgisayar |
fill weekdays expr.
|
iş günlerini doldur |
|
471 |
Bilgisayar |
auto fill expr.
|
otomatik doldur |
|
472 |
Bilgisayar |
fill auto expr.
|
otomatik doldur |
|
473 |
Bilgisayar |
fill to border expr.
|
kenarlığı doldur |
|
474 |
Bilgisayar |
fill right expr.
|
sağa doldur |
|
475 |
Bilgisayar |
fill right expr.
|
sağı doldur |
|
476 |
Bilgisayar |
fill series expr.
|
seriyi doldur |
|
477 |
Bilgisayar |
fill left expr.
|
sola doldur |
|
478 |
Bilgisayar |
fill left expr.
|
solu doldur |
|
479 |
Bilgisayar |
fill series expr.
|
serileri doldur |
|
480 |
Bilgisayar |
fill right expr.
|
sağa kopyala |
|
481 |
Bilgisayar |
fill color expr.
|
renk doldur |
|
482 |
Bilgisayar |
insert word field: fill-in expr.
|
word alanı ekle: doldur |
|
483 |
Bilgisayar |
fill years expr.
|
yılları doldur |
|
484 |
Bilgisayar |
fill up expr.
|
yukarı doldur |
|
485 |
Bilgisayar |
fill up expr.
|
üste doldur |
|
Informatics |
|
486 |
Bilişim |
region fill i.
|
bölge dolgulama |
|
487 |
Bilişim |
fill character i.
|
doldurma karakteri |
|
488 |
Bilişim |
fill pattern i.
|
dolgu karakteri |
|
489 |
Bilişim |
fill area i.
|
dolgu alanı |
|
490 |
Bilişim |
fill pattern i.
|
doldurma deseni |
|
Telecom |
|
491 |
Telekom |
fill factor i.
|
doluluk oranı |
|
Electric |
|
492 |
Elektrik |
storage fill i.
|
depo doldurma |
|
Textile |
|
493 |
Tekstil |
fill-in i.
|
kadın elbiselerinin derin dekolteli yakalarına yapılan yama |
|
Construction |
|
494 |
İnşaat |
fill settlement i.
|
dolgu oturması |
|
495 |
İnşaat |
fill-type insulation i.
|
dolgu yalıtım |
|
496 |
İnşaat |
fill thermal insulation i.
|
dolgu tipi ısı izolasyonu |
|
497 |
İnşaat |
fill pattern i.
|
doldurma deseni |
|
498 |
İnşaat |
fill pattern i.
|
dolgu örüntüsü |
|
499 |
İnşaat |
dumped rock fill i.
|
dökme kaya dolgu |
|
500 |
İnşaat |
porous fill i.
|
geçirgen dolgu |
|