food - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

food

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"food" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 20 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
food i. besin
food i. yiyecek
food i. gıda
food i. yemek
General
food i. yem
food i. nevale
food i. taam
food i. iaşe
food i. azık
food i. ekmek
food i. rızk
food i. nimet
food i. mama
food i. yemek
food i. manca
food i. gıda
food i. yiyecek
food i.
Medical
food i. aliment
Marine Biology
food i. besi

"food" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dog food i. köpek maması
food allowance i. yiyecek yardımı
fast food i. hazır yemek
food poisoning i. gıda zehirlenmesi
bird food i. kuş yemi
food safety i. besin güvenliği
portable food container i. sefertası
food service i. yiyecek hizmeti
dried cat food i. kuru kedi maması
relief food i. yardım amaçlı yiyecek
food presentation i. yiyecek sunumu
food service employees i. yiyecek hizmeti çalışanları
food poisoning i. besin zehirlenmesi
scarcity of food i. besin kıtlığı
food chain i. besin zinciri
with food i. yemekli
lack of food i. beslenme yetersizliği
fast food i. pizza gibi hazır yiyecekler
food consumption i. yiyecek tüketimi
food engineering i. gıda mühendisliği
takeout food i. paket servisi
food processing i. gıda işleme
secure food i. güvenli besin
food & beverage i. yeme içme
food stock i. yemek stoğu
food service purchasing i. yiyecek hizmetinde satın alma
soused food i. salamura
employee food service i. işçi yemek hizmet
world food reserves i. dünya gıda stoku
food control i. gıda kontrol
sea food i. deniz ürünü
food industry and trade i. besin endüstrisi ve ticareti
dehydrated food i. suyu çıkarılmış gıda
list of food i. tabela
junk food i. abur cubur
bottled food i. konserve
food handling i. besin işlenmesi
snack food i. hafif yemek
food law and legislation i. besin hukuku ve mevzuatı
broiled food i. kızartma
breakfast food i. kahvaltılık
health food i. doğal besin
food analysis i. besin analizi
food allergy i. gıda allerjisi
food elevator i. yemek asansörü
fresh food i. taze besin
food habits i. yeme alışkanlıkları
food industry i. besin sanayisi
women in the food industry i. besin endüstrisinde kadınlar
frozen food i. donmuş besin
food processing i. yiyecek üretimi
food in literature i. edebiyatta besin
food transport services to home i. eve yemek götürme hizmetleri
pet food i. hayvan yemeği
angel food cake i. beyaz pasta
frozen food i. dondurulmuş yiyecek
variety in food i. ağız değişikliği
ethnic food industry i. etnik yiyecek endüstrisi
junk food i. besin değeri az olan yiyecek
food service management i. besin hizmeti yönetimi
social food or meal i. sosyal yiyecekler
food and nutrition indicators i. besin değeri çizelgesi
food control i. besin denetimi
food service i. besin hizmeti
cause to feel sick due to food or drink i. besinlerle arası iyi olmama
food for breakfast i. kahvaltılık
food service management i. yiyecek hizmeti yönetimi
food allowance i. yemek yardımı
fried food i. kızartma
food contamination i. besin kirlenmesi
fried food i. tava
food embargo i. besin ambargosu
food prices i. besin fiyatları
dried dog food i. kuru köpek maması
mash used as dog food i. yal
food and beverage i. yiyecek ve içecek
health food i. sağlıklı besin
food supply i. besin sağlama
cat food i. kedi maması
baby food i. çocuk maması
staple food i. temel gıda
canned food i. konserve besin
junk food i. aburcubur
junk food i. besin değeri düşük gıdalar
homemade food i. ev yemeği
oil for food program i. petrol karşılığı gıda programı
food habits i. beslenme alışkanlıkları
food web i. besin ağı
making or selling canned food i. konservecilik
food or drink i. konsomasyon
adulterated food i. saflığı giderilmiş gıda maddesi
food processing establishments i. gıda işleme tesisleri
food industry i. gıda sanayisi
food and beverage services i. yiyecek içecek hizmetleri
unpleasant food i. zıkkım
seasoning for food i. terbiye
food service i. yemek servisi
veterinary food inspection i. veteriner gıda kontrolü
oily food i. yağlı yemek
fatty food i. yağlı yemek
greasy food i. yağlı yemek
rotten food i. bozuk yemek
rotten food i. bozulmuş yemek
food stuff i. yiyecek malzemesi
food stuffs i. besin maddeleri
one's favorite food i. en sevdiği yemek
food engineer i. gıda mühendisi
nutritious food i. sağlıklı gıda
nourishing food i. sağlıklı gıda
healthy food i. sağlıklı gıda
delicious food i. lezzetli yemek
tasty food i. lezzetli yemek
food science i. gıda bilimi
food consumption i. gıda tüketimi
food products i. gıda ürünleri
complimentary food and drink i. ikram hizmeti
food additives i. gıdalardaki katkı maddeleri
food preparation i. yiyecek hazırlama
food inspection i. gıda denetimi
food control i. gıda denetimi
food sector i. gıda sektörü
food culture i. yemek kültürü
food for a journey i. yol azığı
food codex i. gıda kodeksi
food industry i. gıda endüstrisi
food industry i. gıda sanayii
liquid food i. sulu gıda
food safety management i. gıda güvenliği yönetimi
organic food i. organik besin
food product i. gıda ürünü
food requirement i. besin gereksinimi
food allergy i. besin allerjisi
food habits i. besin alışkanlıkları
fortified food i. takviye edilmiş besin
food supplement i. besin takviyesi
canned food i. konserve yiyecek
food elevator i. servis asansörü
food pyramid i. beslenme piramidi
food additive i. gıda katkısı
food plant i. yiyecek olarak kullanılan bitki
food additive i. gıda maddesi katkısı
food chain i. beslenme zinciri
food web i. beslenme ağı
food industry i. besin sanayi
food industry i. gıda sanayi
food and agricultural organization i. birleşmiş milletler-gıda ve tarım örgütü
fast-food restaurant i. ayaküstü restoran
fast-food restaurant i. hazır yiyecek satan lokanta
food-drink i. yiyecek içecek
ill-gotten food i. haram lokma
fast-food restaurant i. ayaküstü lokanta
plant-food i. gübre
staple food products i. temel gıda ürünleri
dietary food i. diyet gıda
food shortage i. gıda kıtlığı
food crisis i. yiyecek krizi
food crisis i. gıda krizi
food shortage i. yiyecek kıtlığı
food product i. gıda maddesi
food product i. yiyecek
food pyramid i. besin piramidi
food craving i. önlenemez yemek arzusu
food standard i. gıda standardı
food craving i. aşerme
irresistible desire for food i. önlenemez yemek arzusu
food shortage i. gıda sıkıntısı
ecological food economy i. ekolojik gıda ekonomisi
food label i. gıda etiketi
food supplement i. gıda takviyesi
food and textile i. gıda ve tekstil
fast food service i. çabuk yemek servisi
local food i. yöresel yemek
local food i. yerel yemek
human food i. insan besini
regional food i. yöresel yemek
animal food i. hayvansal yiyecek
canned food factory i. konserve fabrikası
food stylist i. yemek stilisti
food crumbs i. yiyecek kırıntısı
food need i. gıda ihtiyacı
food need i. yiyecek gereksinimi
food shortage i. gıda azlığı
food and drug control i. gıda ve ilaç kontrolü
food and drug control i. gıda ve ilaç denetimi
food and drug packaging i. gıda ve ilaç paketleme/ambalajlama
healthy food i. sağlıklı besin
fast food i. ayak üstü yemek
food and drink i. gıda ve içecek
food and drink i. yiyecek ve içecek
food and farming i. gıda ve tarım/çiftçilik
food and clothing i. gıda ve giyim
food group i. besin grubu
food commodities i. gıda ürünleri/mamulleri
fibrous food i. lifli gıda
food residue i. yemek artığı
food residue i. gıda kalıntısı
wet food i. yaş mama
food hall i. yiyecek reyonu
food waste i. yiyecek artığı
our food culture i. yemek kültürümüz
solid food i. katı yiyecek
chinese food i. çin yemeği
food safety policy i. gıda güvenliği politikası
food waste disposer i. çöp öğütücüsü
food waste disposal i. çöp öğütücü
food waste disposer i. çöp öğütücü
food waste disposal i. çöp öğütücüsü
rabbit food i. pişmemiş/çiğ sebze
animal food i. hayvan maması
food bank i. aşevi
food-switching i. besin değişimi
food festival i. yemek festivali
food producer i. yemek üreticisi
food maker i. yemek üreticisi
food and bed i. yemek ve yatak
food bowl i. mama kasesi
bowl of food i. mama kasesi
vegan food i. hayvansal içerik içermeyen yemek
angel food cake i. pandispanya
convenience food i. hazır yemek
food with high nutritional value i. yüksek besin değerli gıda
high nutritional value food i. besin değeri yüksek gıda
food with high nutritional value i. besin değeri yüksek gıda
high nutritional value food i. besin değeri yüksek olan gıda
high nutritional value food i. yüksek besin değerli gıda
food with high nutritional value i. besin değeri yüksek olan gıda
food line i. yemek kuyruğu
food line i. yemek sırası
food coupon i. yemek/yiyecek kuponu
world food day i. dünya gıda günü
supplementary food i. ek gıda
traditional food i. geleneksel yemek
street food i. sokakta satılan yiyecek
raw food i. çiğ gıda
raw food i. çiğ yemek
raw food i. çiğ besin
mall food court i. alışveriş merkezi restoran kısmı
comfort food i. geleneksel yiyecek
food science and engineering i. gıda bilimi ve mühendisliği
food court i. (alışveriş merkezinde) yemek katı
comfort food i. iyi hissetmek için yenen gıda türü
secure food i. güvenli gıda
food stores i. gıda depoları
food store i. gıda deposu
two plates of food i. iki tabak yemek
food preference i. besin tercihi
food containers i. yiyecek kapları
food items i. gıda maddeleri
food items i. besin ögeleri
protein food i. proteinli yiyecek
food with protein i. proteinli yiyecek
food with protein i. proteinli gıda
protein food i. proteinli gıda
protein food i. proteinli besin
food with protein i. proteinli besin
food defense i. gıda savunması
bulk food i. toptan gıda
unhealthy food i. sağlıksız yiyecek
food pills i. gıda hapları
food pills i. besin hapları
food pantry i. yoksullara gıda temin eden kurum
enough food i. yeterli yiyecek
food needs i. yiyecek ihtiyacı
food engineer msc i. gıda yüksek mühendisi
healthy food i. sağlıklı yiyecek
food critic i. yemek eleştirmeni
food critic i. gurme
food critic i. restoran eleştirmeni
food critic i. gıda eleştirmeni
food writer i. gurme
food writer i. yemek eleştirmeni
food writer i. restoran eleştirmeni
food writer i. gıda eleştirmeni
food technician i. gıda teknikeri
stale food i. bayat yiyecek
stale food i. bayatlamış yiyecek
dry food i. kuru mama
food technician i. gıda tekni̇syeni̇
food service industry i. yemek hizmeti endüstrisi
packaged food i. paketli gıda
fast food i. hızlı yiyecek
food stall i. (yiyecek vb satan) sokak satıcısı
complementary food i. ek gıda
famous food i. meşhur yemek
food voucher i. (ücretsiz) yiyecek kartı
industrial food i. endüstriyel gıda
food pills i. yiyecek hapları
food bag i. yiyecek çantası
food bag i. beslenme çantası
sweet food i. şekerli yiyecek
native food i. yerli yemek
food pantry i. aşevi
food pantry i. imarethane/gıda yardımı
food cycle i. besin döngüsü
food value i. besin değeri
food choices i. gıda seçenekleri
faux-junk food i. sahte abur cubur
insulated food carrier i. yalıtımlı yemek taşıma kabı
brain food i. beyin gıdası
food waste i. gıda israfı
food scraps i. gıda artığı
food company i. gıda şirketi
halal food i. helal gıda
halal food i. helal yiyecek
food security i. gıda güvencesi
sustainable food safety i. sürdürülebilir gıda güvenliği
canary food i. kanarya maması
food miles i. yemek milleri
tender food i. yumuşak yiyecek
light food i. hafif yemek
spoon food i. kaşık diyeti
spoon food i. yumuşak diyet
spoon food i. çiğnemeyi gerektirmeyen besinlerden oluşan diyet
make food f. yemek yapmak
provide the food f. nevaliyi düzmek
add a peppery seasoning to a food f. acı katmak
serve food f. servis yapmak
eat peppery food f. acı yemek
order food from outside f. dışarıdan yemek söylemek
serve food to f. servis yapmak
order food from outside f. dışarıdan yemek
pick at one's food f. tabağındaki yemekten pek az yemek
(of food or drink) extremely palatable f. tadı damağında kalmak
have to eat the same food f. aynı yemeğe talim etmek
spice a food up f. baharat katarak bir yemeği daha lezzetli yapmak
cut down expenses on food f. boğazından kesmek
do without food f. aç durmak
not to give any food to f. aç bırakmak
do a food justice f. bir yemeğin hakkından gelmek
start a baby on solid food f. bebeğe katı mama vermeye başlamak
stuff one's face with food f. ziftlenmek
give food to a person or an animal by hand f. eliyle beslemek
give food to a person or an animal by hand f. elle beslemek
let (someone) go without food and water f. aç susuz bırakmak
leave someone without food and water f. aç susuz bırakmak
keep someone without food and water f. aç susuz bırakmak
deprive someone of water and food f. aç susuz bırakmak
make food f. yemek hazırlamak
prepare food f. yemek hazırlamak
have food f. besin almak
eat food f. besin almak
(for food or liquid) go down the nasal passage f. genze kaçmak
(for food or liquid) go down the wrong way f. genze kaçmak
(for food or liquid) go down the nasal passage f. genzine kaçmak
(for food or liquid) go down the wrong way f. genzine kaçmak
burn the food f. yemeği yakmak
spoil food by cooking it for too long f. yemeği yakmak
crave (a food) f. aş ermek
crave (a food) f. aşermek
distribute food f. yiyecek dağıtmak
distribute food f. gıda dağıtmak
hand out food f. yemek dağıtmak
give out food f. yemek dağıtmak
distribute food f. yemek dağıtmak
serve food f. yemek servis etmek
not touch any food f. yemeğe dokunmamak
pile up food f. yiyecek stoklamak
set a bowl of food before the cats f. kedilerin önüne mama kasesi koymak
put a bowl of food before the cats f. kedilerin önüne mama kasesi koymak
dig in the ground to find food f. yiyecek bulmak için toprağı kazmak
eat one type of food f. tek tip beslenmek
eat food from tins f. konserve ürünler tüketmek
eat food out of cans f. konserve ürünler yemek
eat food out of cans f. konserve ürünler tüketmek
eat food from tins f. konserve ürünler yemek
not eat fast food f. fast food yiyecekler tüketmemek
bring the food f. yemekleri getirmek
hunt for food f. yiyecek için avlanmak
buy food f. hazır yiyecek satın almak
dog food f. kendi köpek mamasını yemek
cook some food f. biraz yemek pişirmek
cook some food f. biraz yiyecek pişirmek
serving as food s. yemeklik
food borne s. gıda kaynaklı
food borne s. besin kaynaklı
food borne s. gıdadan bulaşan
designed to be in contact with food s. gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanmış
food-proof s. gıda maddelerine dayanıklı
non-food s. gıda dışı
deprived of food and care s. aç biilaç
devoid of food and care s. aç biilaç
food-related s. gıda ile ilgili
food safe s. yiyecek maddeleri için uygun veya güvenli
without food s. besinsiz
without food s. besinsiz
fast-food s. hızlı servis edilen yiyeceklere yönelik
fast-food s. hazır yiyeceklere yönelik
fast-food s. ayaküstü yiyeceklere ait veya ilgili
fast-food s. kolay ulaşılabilen ve çalakalem yapılmış
without food and water zf. aç susuz
Phrases
no food or drink permitted expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
no food or drink allowed expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not allowed expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not permitted expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
food and drink are not allowed expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not permitted expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
no food or drink allowed expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
no food or drink permitted expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
Colloquial
junk food i. çekici/cazip gelen ama elle tutulur bir değeri olmayan şey
junk food i. çekici/cazip gelen ama bir faydası olmayan şey
junk food i. cazip ama içi boş/gereksiz şey
food porn i. yemek pornosu
food porn i. insanın ağzını sulandıran yiyecek görüntüleri
food porn i. cezbedici yemek görüntüleri
food porn i. iştah kabartan yemek görüntüleri
squirrel-food i. kaçık
squirrel-food i. deli kimse
squirrel-food i. çatlak kimse
fast food i. hazır yiyim
two bowls of food f. iki tas yemek
two bowls of food f. iki kap yemek
two plates of food f. iki tas yemek
two plates of food f. iki kap yemek
(some food) didn't agree with (someone) f. (bir yiyecek) dokunmak
be off your food f. canı hiçbir şey yemek istememek
be off your food f. iştahını kaybetmek
be off your food f. yemeden içmeden kesilmek
be off your food f. iştahı olmamak
be off your food f. iştahı kesilmek
be off your food f. iştahı kapanmak
be off your food f. iştahsız olmak
be off your food f. iştahtan kesilmek
buy yourself some food expr. kendine yiyecek bir şeyler satın al
judging by the amount of food eaten expr. yenilen yemek miktarına bakarsak
judging from the amount of food eaten expr. yenilen yemek miktarına bakarsak
I could murder (some kind of food) expr. O kadar açım ki (bir yiyecek) için adam öldürebilirim
I could murder (some kind of food) expr. (bir yiyecek) için cinayet işleyebilirim
take food out their mouths exclam. ağızlarındaki lokmayı al
Idioms
food for thought i. düşündürücü şey
food for thought i. düşünülecek şey
food baby i. yemek şişkinliği
food baby i. yemek sonrası karnın şişmesi
food for thought i. kıssadan hisse
enough (food) to feed coxey's army i. bir orduyu doyuracak kadar yemek/yiyecek
enough (food) to feed coxey's army i. bir orduya yetecek kadar yemek/yiyecek
food for worms i. ölü
food for worms i. ölmüş kimse
keep food on the table f. geçim sağlamak
keep food on the table f. ekmek parası kazanmak/kazandırmak
be off one's food f. iştahsız olmak
be off one's food f. iştahı olmamak
be off one's food f. normalden daha az yemek
give somebody food for thought f. birisini ciddi manada düşünmeye sevk etmek
be food for worms f. ölmek
be food for worms f. ölmüş olmak
order some food to go f. paket söylemek
get some food to go f. paket söylemek
buy some food to go f. paket söylemek
have some food to go f. paket söylemek
flavor food with something f. yemeği bir şeyle çeşnilendirmek
be off (one's) food f. (birinin) canı hiçbir şey yemek istememek
be off (one's) food f. (biri) yemeden içmeden kesilmek
be off (one's) food f. (birinin) iştahı kesilmek
be off (one's) food f. (birinin) iştahı olmamak
give someone food for thought f. birini bir konu hakkında düşündürmek
eat (one's) own dog food f. bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını yapmak
eat (one's) own dog food f. kendi şirketinin geliştirdiği yazılımı test etmek amacıyla kullanmak
eat (one's) own dog food f. kendi şirketinin geliştirdiği yazılımın beta sürümünü kullanmak
flavor food with f. yemeği (bir şeyle) çeşnilendirmek
give (one) food for thought f. (birini) bir konu hakkında düşündürmek
inhale (one's) food f. yemeğini silip süpürmek
inhale (one's) food f. yemeğini hızlıca mideye indirmek
inhale (one's) food f. yemeğini çiğnemeden yutmak
put food on the table f. geçimini sağlamak
put food on the table f. para kazanmak
put food on the table f. çorba kaynamak
put food on the table f. eve ekmek götürmek
starve for some food f. bir yiyeceğe aç olmak
starve for some food f. bir yiyeceği canı çok çekmek
at the bottom of the food chain zf. besin zincirinin son halkasında
at the bottom of the food chain zf. en alt kademede çalışma
at the bottom of the food chain zf. toplumsal/siyasal hiyerarşinin en altında
at the bottom of the food chain zf. bir şirket ya da kurumda en en düşük mevki
at the bottom of the food chain expr. zurnanın son deliği
at the bottom of the food chain expr. hiyerarşide en altta, en önemsiz olan
at the top of the food chain expr. ağır top
at the top of the food chain expr. hiyerarşide en tepede, en önemli olan
at the top of the food chain expr. en üst kademede
at the top of the food chain expr. toplumsal/siyasal hiyerarşinin en üstünde
at the top of the food chain expr. bir şirket veya kurumda en üst mevkide
at the top of the food chain expr. besin zincirinin en üstteki halkasında
every good boy deserves food expr. baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
Speaking
the food they gave us i. bize verdikleri yiyecek
my favorite food f. en sevdiğim yemek
enjoy your food ünl. afiyet olsun
we shouldn't eat junk food expr. abur cubur yememeliyiz
when are you going to give me some food? expr. bana ne zaman yiyecek bir şeyler vereceksin?
bring me food expr. bana yemek getir
we've got lots of food expr. bir sürü yiyeceğimiz var
we've got lots of food expr. çok yiyeceğimiz var
what is your favourite food? expr. en sevdiğin yemek nedir?
what is your favourite food? expr. en sevdiğin yemek ne?
what is your favourite food? expr. en sevdiğiniz yemek ne?
which food do you like the most? expr. en çok hangi yemeği seversin?
what is your favourite food? expr. en sevdiğin yiyecek nedir?
what is your favourite food? expr. en sevdiğin yiyecek ne?
which food do you like the best expr. en çok hangi yemeği seversin
what is your favourite food? expr. en sevdiğiniz yemek nedir?
there's food for you on the stove expr. ocakta sizin için yemek var
there's food on the stove expr. ocakta yemek var