görüntüsü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

görüntüsü



"görüntüsü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 183 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bilgisayar görüntüsü computer vision i.
görüntüsü net televizyon high definition television i.
robot görüntüsü robot vision i.
ayna görüntüsü mirror symmetry i.
video kaydı/ görüntüsü video footage i.
kamera görüntüsü footage i.
gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü wild blue yonder i.
gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü blue air i.
görsel bir algıya benzer bir anı görüntüsü memory picture i.
saçta doğal ışıltı ve kontrast görüntüsü yaratan boyama tekniği highlighting i.
ay'ın yüzeyinin görüntüsü moonscape i.
ay'ın yüzeyinin görüntüsü lunarscape i.
şöminede odun yanıyormuş görüntüsü veren bir gazlı şömine gas log i.
girintili yüzey görüntüsü rubbing i.
dokulu yüzey görüntüsü rubbing i.
görüntüsü olup gerçekliği olmayan şey fantom i.
pirinç gibi metallere altın görüntüsü vermek için uygulanan bir cila ormolu varnish i.
(hanedan armaları) yeniay görüntüsü plenitude i.
aktörün bilgisayar destekli sanal görüntüsü synthespian i.
görüntüsü vermek appears like f.
görüntüsü vermek looks like f.
tarihi görüntüsü vermek historicize f.
tarihi görüntüsü vermek historicise f.
tarihi eser görüntüsü vermek historicize f.
eski eser görüntüsü vermek historicise f.
eski eser görüntüsü vermek historicize f.
tarihi eser görüntüsü vermek historicise f.
video kaydı/ görüntüsü yayınlamak feature video footage f.
zihinsel görüntüsü olmayan imageless s.
gerçek dışı görüntüsü yansıyan phantasmagoric s.
Phrasals
sesi, görüntüsü gelmek come through f.
Colloquial
otorite/yetki havası/görüntüsü air of authority i.
ekran görüntüsü screenie i.
Idioms
(bir şeyin) kuş bakışı görünümü/görüntüsü/manzarası a bird’s-eye view (of something) i.
tam bir sağlıklı kişi portresi/görüntüsü çizmek/vermek be the picture of health f.
tam bir mutlu kişi portresi/görüntüsü çizmek/vermek be the picture of happiness f.
görüntüsü bile tiksindirmek/iğrendirmek hate the sight of (someone or something) f.
görüntüsü bile iğrenç gelmek/tiksinç gelmek hate the sight of (someone or something) f.
görüntüsü bile tiksindirici gelmek/hasta etmek hate the sight of (someone or something) f.
görüntüsü tiksindirmemek bear the sight of (someone or something) f.
görüntüsü bile tiksindirmek not bear the sight of (someone or something) f.
görüntüsü bile iğrendirmek not bear the sight of (someone or something) f.
görüntüsü bile iğrenç gelmek not bear the sight of (someone or something) f.
görüntüsü midesini bulandırmak not bear the sight of (someone or something) f.
kendine zengin/aristokrat görüntüsü vermek put on the dog f.
kendine zengin/aristokrat görüntüsü vermek put on the ritz f.
görüntüsü pek güzel değil not much to look at expr.
Trade/Economic
farklı gruplara eşit şekilde davranıldığı görüntüsü veren tarafsız uygulamaların, gerçekte bir grubu diğerine karşı kayıran veya diğer gruba nazaran mağdur eden etkiler doğurması ve bu olumsuz etkilerin işletme gerekleri ile açıklanamaması disparate impact i.
hastanın bilgisayarlı tomografi görüntüsü patient's cat scan i.
hastanın bilgisayarlı tomografi görüntüsü patient's cat scan image i.
fiyatı manipüle etmek için aktif ticaret görüntüsü yaratmak amacıyla yapılmış bir dizi işlem daisy chain i.
Media
arşiv görüntüsü archive footage i.
arşiv görüntüsü file footage i.
arşiv görüntüsü stock footage i.
Technical
aydınlık alan görüntüsü bright field image i.
dallantı görüntüsü dendritic morphology i.
elektron optik görüntüsü electron optical image i.
ekran görüntüsü display image i.
elektron görüntüsü electron image i.
elektron mikroskobu görüntüsü electron micrograph i.
fresnel görüntüsü fresnel image i.
griölçek görüntüsü grayscale image i.
görünge görüntüsü spectral image i.
karanlık alan görüntüsü dark field image i.
kart görüntüsü card image i.
kırılma görüntüsü geçiş sıcaklığı fracture appearance transition temperature i.
kırınım görüntüsü diffractogram i.
mikroskop görüntüsü fotoğrafı photomicrograph i.
örgü görüntüsü lattice image i.
radar görüntüsü radarimage i.
radar görüntüsü radar picture i.
sayısal kırınım görüntüsü digital diffractogram i.
ses görüntüsü sound image i.
tüm ayrıntısıyla ekrana yansıtılan şiddet görüntüsü graphic violence i.
yapı görüntüsü structure image i.
metalik yüzeyin elektron mikroskobu görüntüsü metallograph i.
emar görüntüsü mri i.
üç boyutlu uzayda bir nesnenin görüş hattı araya giren bir nesneyle kapatıldığındaki görüntüsü occlusion i.
televizyon görüntüsü üzerine bindirilmiş yazılı mesaj graphic i.
röntgen görüntüsü röntgenogram i.
fotografik emülsiyon sırasında üretilen yıldızcık görüntüsü star i.
Computer
arka plan görüntüsü background image i.
art görüntüsü art image i.
ayna görüntüsü mirror image i.
bit eşlemi görüntüsü bit map display i.
bilgisayar görüntüsü computer vision i.
dynsrc görüntüsü dynsrc image i.
ekran görüntüsü tuşu prt scn i.
ekran görüntüsü screen shot i.
ekran görüntüsü tuşu prnt scrn i.
ekran görüntüsü yakalama screen capture i.
ekran görüntüsü yakalama screen grab i.
ekran görüntüsü yakalama yazılımı screen capture software i.
ekran görüntüsü tuşu prt scr key i.
ekran görüntüsü tuşu print screen key i.
ekran görüntüsü screenshot i.
ekran görüntüsü tuşu print scrn key i.
frontpage görüntüsü frontpage image i.
gem görüntüsü gem image i.
gif görüntüsü gif image i.
jpeg görüntüsü jpeg image i.
kart görüntüsü card image i.
kayan yazı görüntüsü marquee display i.
klasörleri düzeylendirilmiş görüntüsü outline views of folders i.
küçük resim görüntüsü thumbnail image i.
ön yükleme görüntüsü boot image i.
pcx görüntüsü pcx image i.
resim görüntüsü picture display i.
sistem anlık görüntüsü system snapshot i.
video görüntüsü video image i.
xbm görüntüsü xbm image i.
bilgisayarla oluşturulmuş hareketli insan görüntüsü virtual human i.
özellikle iş yerinde bilgisayarda oyun oynadığını gizlemek için kullanılan ekran görüntüsü boss screen i.
dosya görüntüsü ghost i.
sabit disk görüntüsü ghost i.
ekran görüntüsü almak screenshot f.
düşük çözünürlükte tarama görüntüsü ile ilgili low-resolution s.
Informatics
anlık durum görüntüsü snapshot i.
Electric
çekirdek görüntüsü core image i.
Television
televizyon görüntüsü television picture i.
Construction
parlak alan görüntüsü bright field image i.
Furniture
antika görüntüsü vermek pickle f.
Aeronautic
trafik bilgisinin kokpit görüntüsü cockpit display of traffic information i.
Mining
uydu görüntüsü satellite image i.
Medical
asma kabağı görüntüsü calebash image i.
calebasse görüntüsü calebash image i.
ile uzun aks siyatik sinir görüntüsü long-axis sciatic nerve scan i.
fetüs gelişimini ve vücut organlarını incelemek için kullanılan ultrason görüntüsü echogram i.
bekaret görüntüsü sağlamak için yapılan himen ameliyatı hymenoplasty i.
sistografide elde edilen röntgen görüntüsü cystogram i.
diskografiyle elde edilen röntgen görüntüsü discogram i.
Psychology
duyusal intiba ile harmanlanmış hafıza görüntüsü tied image i.
ayna görüntüsü algıları mirror-image perceptions i.
gerçek veya mevcut olmayıp uydurulan bir şeyin zihinsel görüntüsü mental image i.
hatırlanan nesne görüntüsü idea i.
Dentistry
dental volumetrik tomografi görüntüsü dental volumetric tomography image i.
Optics
iris görüntüsü iris image i.
ters psödohipopyon görüntüsü inverted pseudo-hypopyon appearance i.
renk akışı görüntüsü sunan bir alet chromatrope i.
Printing
aşındırma için jelatin görüntüsü olan taneli bakır fotogravür plakası mold i.
Physics
ayna görüntüsü mirror image i.
mıknatıs görüntüsü magnetic image i.
parçacık vb. oluşumların ayna görüntüsü ile etkileşiminde davranış simetrisi göstermesi parity i.
aynalar yardımıyla çizgi film görüntüsü oluşturan silindir oyuncak praxinoscope i.
sonar görüntüsü sonograph i.
sonar deniz tabanı görüntüsü sonograph i.
Chemistry
floresan-kristalimsi görüntüsü olan, tiyonol ve tiyonin arasında kalan bir ara madde thionoline i.
molekülleri birbirinin ayna görüntüsü olması dışında aynı özellikleri taşıyan iki izomer barındıran kimyasal bileşiklerdeki izomerizm optical isomerism i.
moleküldeki atomların uzamsal diziliminde farklılık gösteren ve ayna görüntüsü olmayan bir tür izomer diastereoisomer i.
moleküldeki atomların uzamsal diziliminde farklılık gösteren ve ayna görüntüsü olmayan bir tür izomer diastereomer i.
kiral molekülünün ayna görüntüsü ile ilgili handed s.
soldaki başka bir enantiyomorfik yapıyla ayna görüntüsü oluşturan (kristal yapı) right-handed s.
soldaki başka bir enantiyomorfik yapıyla ayna görüntüsü oluşturan kristal yapıda yüzeyi olan right-handed s.
Marine Biology
birbirinin ayna tersi görüntüsü olan iki parçaya ayrılmış gövdesi çekirdek içeren bir köprü ile birleşen ve dikenli bir dış yüzeye sahip olan, desmidiaceae familyasına mensup tek hücreli tatlısu alglerine verilen ad desmid i.
Astronomy
büyükayı takımyıldızı'nın küçük bir alanının hubble uzay teleskobu ile elde edilmiş görüntüsü hubble deep field i.
gök cisminin gökyüzündeki düz görüntüsü disc [uk] i.
gök cisminin gökyüzündeki düz görüntüsü disk [us] i.
Botanic
bitkilerde sıcak veya hastalık göstergesi olan yanık görüntüsü scorching i.
Religious
isa'nın görüntüsü vernacle [obsolete] i.
(roma katolik kilisesi'nde) isa'nın yüzünün görüntüsü vernicle [obsolete] i.
efsaneye göre isa'nın yüzünün bir kumaş üzerindeki görüntüsü veronica i.
Military
radar görüntüsü radar imagery i.
tasarlanan harita görüntüsü projected map display i.
televizyon görüntüsü television imagery i.
bir nesnenin farklı bir dizi çalışma bandından eşzamanlı elde edilen görüntüsü multi-spectral imagery i.
Sport
küreğin su yüzeyinde oluşturduğu girdap görüntüsü puddle i.
Art
(armacılık) yürüyen bir aslanın yandan görüntüsü leopard i.
bekleyen aslan görüntüsü leopard i.
leopar görüntüsü leopard i.
Music
ayna görüntüsü gibi ters çalınabilen (kanon, fug) mirror s.
Theatre
tiyatroda kapı ya da pencere görüntüsü yaratmakta kullanılan tahta thickness piece i.
Cinema
çekim görüntüsü footage i.
kesikli veya aralıklı bir hareket görüntüsü malta haçı şeklinde bir kamera düzeneği maltese cross i.
sahnenin bir kısmının bloke edilip daha sonra başka bir çekim görüntüsü ile değiştirildiği sinema filmi efekti matte i.
filmlerde veya televizyonda kullanılmak üzere tutulan kamera görüntüsü file footage i.
ekran görüntüsü screencap i.
Photography
dış mekan görüntüsü (manzara vb.) nature i.
bir nesnenin başka nesne üzerine aktarılan görüntüsü autograph i.
Archaic
geniş şehir görüntüsü sunan optik bir alet panopticon i.
Slang
eğildiğinde kıyafetten çıkan popo çatalı görüntüsü plumber's smile i.
tesisatçı gibi eğilerek çalışan kişilerle özdeşleşmiş kıyafetten görünen popo çatalı görüntüsü plumber's smile i.
eğildiğinde kıyafetten çıkan popo çatalı görüntüsü working man’s smile i.
tesisatçı gibi eğilerek çalışan kişilerle özdeşleşmiş kıyafetten görünen popo çatalı görüntüsü working man’s smile i.