|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
ileri gelen |
magnate i.
|
|
2 |
Genel |
seçimle gelen sınırlı yetkili yönetici |
sheriff i.
|
|
3 |
Genel |
paskalya'dan önce gelen büyük perhiz süresinin ilk çarşambası |
ash wednesday i.
|
|
4 |
Genel |
yeni gelen |
newcomer i.
|
|
|
5 |
Genel |
soğuktan meydana gelen çatlak |
kibe i.
|
|
6 |
Genel |
gelen şey |
arrival i.
|
|
7 |
Genel |
aydan gelen |
lunarian i.
|
|
8 |
Genel |
seçimi kazanan kimsenin ikinci gelen kişiden fazla olarak aldığı oy sayısı |
plurality i.
|
|
9 |
Genel |
güneş çekiminden ötürü ayın hareketinde meydana gelen düzensizlik |
evection i.
|
|
10 |
Genel |
kesinti (grev yüzünden meydana gelen) |
stoppage i.
|
|
11 |
Genel |
birinden gelen düşünceler veya sözler |
input i.
|
|
12 |
Genel |
başa gelen olay |
experience i.
|
|
13 |
Genel |
banliyödeki evi ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelen kimse |
commuter i.
|
|
14 |
Genel |
önce gelen karakter |
leading character i.
|
|
15 |
Genel |
reklam olarak gelen posta |
junk mail i.
|
|
16 |
Genel |
yerine zamir gelen isim |
antecedent i.
|
|
17 |
Genel |
zarda gelen sayı |
cast i.
|
|
18 |
Genel |
gelen kimse |
comer i.
|
|
19 |
Genel |
ümitsizlikten ileri gelen dengesizlik |
desperation i.
|
|
20 |
Genel |
önde gelen kenar |
leading edge i.
|
|
21 |
Genel |
adli merciden gelen yazılı emir |
writ i.
|
|
22 |
Genel |
gelen giden |
visitors i.
|
|
23 |
Genel |
dolaşıp aynı noktaya gelen yol |
circuit i.
|
|
24 |
Genel |
aniden gelen sel |
flash flood i.
|
|
|
25 |
Genel |
paskalyadan önce gelen büyük perhiz |
lent i.
|
|
26 |
Genel |
hem avrupalı hem de siyahi kökenden gelen kimse veya bu kimselerin konuştuğu dil |
creole i.
|
|
27 |
Genel |
önden gelen |
forerunner i.
|
|
28 |
Genel |
aileden gelen |
predecessor i.
|
|
29 |
Genel |
-e gelen |
accruing to i.
|
|
30 |
Genel |
kısıtlamadan ileri gelen zor durum |
squeeze i.
|
|
31 |
Genel |
her gün işe trenle gidip gelen kimse |
commuter i.
|
|
32 |
Genel |
havaalanı/otobüs garı gibi yerlerde gelen ve giden yolcuların ilgili işlemlerinin yapıldığı bina |
terminal i.
|
|
33 |
Genel |
aniden gelen soğuk hava |
cold snap i.
|
|
34 |
Genel |
soyundan gelen kimse |
descendant of i.
|
|
35 |
Genel |
kütüphaneye yeni gelen kitap |
acquisition i.
|
|
36 |
Genel |
olay (meydana gelen herhangi bir) |
occurrence i.
|
|
37 |
Genel |
yarımada anlamına gelen yunanca ifade, özellikle trakya yarımadası için kullanılır |
chersonese i.
|
|
38 |
Genel |
(incilin getirdiği) ahlak kurallarına karşı gelen |
antinomian i.
|
|
39 |
Genel |
halk (belirli bir ülkede yaşayan/belirli bir soydan gelen) |
people i.
|
|
40 |
Genel |
yasaya karşı gelen kimse |
outlaw i.
|
|
41 |
Genel |
ileri gelen kimse |
person of rank i.
|
|
42 |
Genel |
birinin soyundan gelen kimse |
descendant i.
|
|
43 |
Genel |
önce gelen kimse |
progenitor i.
|
|
44 |
Genel |
önde gelen kişi |
luminary i.
|
|
45 |
Genel |
ileri gelen kimse |
notable i.
|
|
46 |
Genel |
gelen giden |
passers by i.
|
|
47 |
Genel |
başa gelen olay |
misadventure i.
|
|
48 |
Genel |
yeni gelen |
new arrival i.
|
|
49 |
Genel |
belirli bir soydan gelen halk |
people i.
|
|
50 |
Genel |
hızla gelen büyük iflas |
crash i.
|
|
51 |
Genel |
gelen geçen |
passerby i.
|
|
52 |
Genel |
sonradan akla gelen |
second thought i.
|
|
53 |
Genel |
toplantı anlamına gelen bir zulu ifadesi |
indaba i.
|
|
54 |
Genel |
uçurtmalarda ortaya dik olarak gelen çıta |
cross spar i.
|
|
55 |
Genel |
arada meydana gelen madde |
intermediate i.
|
|
56 |
Genel |
insana alay gibi gelen bir tesadüf |
irony i.
|
|
57 |
Genel |
çifte gelen zarlar |
doublets i.
|
|
58 |
Genel |
uykusu zor gelen |
insomniac i.
|
|
59 |
Genel |
doğuştan gelen statü |
ascribed status i.
|
|
60 |
Genel |
ileri gelen |
topliner i.
|
|
61 |
Genel |
soyundan gelen kimse |
descendant i.
|
|
62 |
Genel |
abd'nin güney eyaletlerindeki fransız yerleşimcilerin soyundan gelen beyazlar |
creole i.
|
|
63 |
Genel |
kuzeyden gelen fırtına |
norther i.
|
|
64 |
Genel |
aniden gelen güzel fikir |
a brain wave i.
|
|
|
65 |
Genel |
almanca'da cins isimlerin önlerine gelen üç artikel'den biri |
der i.
|
|
66 |
Genel |
belirli bir amaçla bir araya gelen insanların veya milletlerin oluşturduğu grup |
league i.
|
|
67 |
Genel |
tereddüt (vicdanın elvermemesinden ileri gelen) |
scruple i.
|
|
68 |
Genel |
hakim olan siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce |
heresy i.
|
|
69 |
Genel |
yanık (kaynar sıvı veya buhardan ileri gelen) |
scald i.
|
|
70 |
Genel |
yeni gelen |
incomer i.
|
|
71 |
Genel |
hakiki ile farzedilen hız arasındaki kayma neticesi meydana gelen fark |
slippage i.
|
|
72 |
Genel |
çürüme (pas veya kimyasal maddeden ileri gelen) |
corrosion i.
|
|
73 |
Genel |
bir tabakanın on sekiz yaprak olmak üzere katlanmasından meydana gelen forma veya kitap |
eighteenmo i.
|
|
74 |
Genel |
hinducada insanlar anlamına gelen sözcük |
janata i.
|
|
75 |
Genel |
derinden gelen ses |
boom i.
|
|
76 |
Genel |
dört yılda bir gelen ve 366 gün olan yıl |
leap year i.
|
|
77 |
Genel |
tanrıdan gelen şey |
visitation i.
|
|
78 |
Genel |
birkaç kelimenin baş harflerinin veya ilk hecelerinin birleşmesiyle meydana gelen kelime |
acronym i.
|
|
79 |
Genel |
üstesinden gelen |
executer i.
|
|
80 |
Genel |
başka bir ülkeden gelen kişi |
alien i.
|
|
81 |
Genel |
sonradan akla gelen düşünce |
afterthought i.
|
|
82 |
Genel |
bir neslin kendisinden sonra gelen nesle bıraktığı şey |
heritage i.
|
|
83 |
Genel |
sonradan akla gelen düşünceler |
second thoughts i.
|
|
84 |
Genel |
tarafgirlikten ileri gelen haksızlık |
partiality i.
|
|
85 |
Genel |
vücutta meydana gelen kızıllık |
rashness i.
|
|
86 |
Genel |
ileri gelen |
doctor i.
|
|
87 |
Genel |
geç gelen |
latecomer i.
|
|
88 |
Genel |
sonra gelen yemek |
remove i.
|
|
89 |
Genel |
doğuştan gelen özel yetenek |
endowment i.
|
|
90 |
Genel |
iki fikir arasında gidip gelen |
wobbler i.
|
|
91 |
Genel |
elinden her iş gelen |
jack of all trades i.
|
|
92 |
Genel |
hastalar (hekime gelen) |
practice i.
|
|
93 |
Genel |
kıtlıktan ileri gelen zor durum |
squeeze i.
|
|
94 |
Genel |
cilt üzerinde meydana gelen morluk |
tattooing i.
|
|
95 |
Genel |
genç kadınlarda kansızlıktan ileri gelen bir hastalık |
greensickness i.
|
|
96 |
Genel |
dize kadar gelen çizme |
knee boot i.
|
|
97 |
Genel |
beş şeyden meydana gelen takım |
quintuplet i.
|
|
98 |
Genel |
mektup zarfı üzerine isim ve soyadından sonra kısaltılarak yazılan ve “bay” anlamına gelen bir unvan |
esquire i.
|
|
99 |
Genel |
piskopostan sonra gelen papaz |
presbyter i.
|
|
100 |
Genel |
içkiden ileri gelen çılgınca cesaret |
dutch courage i.
|
|
101 |
Genel |
ilk başta son derece mantıklı gelen sonrasında anlamsızlaşan düşünce |
epiphanot i.
|
|
102 |
Genel |
melez kökenden gelen |
mestizo i.
|
|
103 |
Genel |
gece yatısına gelen misafir |
houseguest i.
|
|
104 |
Genel |
ileri gelen |
dignitary i.
|
|
105 |
Genel |
araba kazasında kafa ve omurganın şiddetle sarsılmasından ileri gelen travma |
whiplash i.
|
|
106 |
Genel |
faksla gelen mesaj |
fax i.
|
|
107 |
Genel |
aniden gelen parlak fikir |
brain wave i.
|
|
108 |
Genel |
gelen trafik |
inbound traffic i.
|
|
109 |
Genel |
elinden gelen çaba |
utmost i.
|
|
110 |
Genel |
ikinci gelen |
runner up i.
|
|
111 |
Genel |
yarışta ikinci gelen |
runner up i.
|
|
112 |
Genel |
beraberinde gelen şey |
concomitant i.
|
|
113 |
Genel |
kanuna karşı gelen |
contravener i.
|
|
114 |
Genel |
karşılık gelen meblağ |
corresponding sum i.
|
|
115 |
Genel |
yukarıdan gelen darbeyle ileriye doğru atılan top |
topspin i.
|
|
116 |
Genel |
önceden gelen |
foregoer i.
|
|
117 |
Genel |
gelen siparişler |
incoming orders i.
|
|
118 |
Genel |
gelen siparişler |
received orders i.
|
|
119 |
Genel |
tabandan gelen halk hareketi |
grassroots movement i.
|
|
120 |
Genel |
gelen ve giden postaların düzenlendiği oda |
mailroom i.
|
|
121 |
Genel |
vicdanın elvermemesinden ileri gelen tereddüt |
scruple i.
|
|
122 |
Genel |
sonucunda meydana gelen zararlar |
consequential losses i.
|
|
123 |
Genel |
gelen veri |
incoming data i.
|
|
124 |
Genel |
hoparlörden gelen müzik sesi |
piped music i.
|
|
125 |
Genel |
elinden her iş gelen kimse |
all rounder i.
|
|
126 |
Genel |
gelen evrak |
incoming document i.
|
|
127 |
Genel |
gelen mektup |
incoming letter i.
|
|
128 |
Genel |
önüne gelen her şeyi yıkan güç |
juggernaut i.
|
|
129 |
Genel |
geriye gelen dalga |
backwash i.
|
|
130 |
Genel |
gerçekleri görmezden gelen kişi |
struthonian i.
|
|
131 |
Genel |
meydana gelen gelişmeler |
the emerging developments i.
|
|
132 |
Genel |
elinden her iş gelen kimse |
jack-of-all-trades i.
|
|
133 |
Genel |
elinden her iş gelen mucit |
do-it-all inventor i.
|
|
134 |
Genel |
ön tarafa gelen kenar |
leading edge i.
|
|
135 |
Genel |
-in soyundan gelen kimse |
descendant i.
|
|
136 |
Genel |
alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot |
self-righting i.
|
|
137 |
Genel |
sel nedeniyle kara veya demiryolunda meydana gelen çöküntü |
wash-out i.
|
|
138 |
Genel |
elinden her iş gelen erkek |
handyman i.
|
|
139 |
Genel |
gelen kutusu |
inbox i.
|
|
140 |
Genel |
gelen sepeti |
in basket i.
|
|
141 |
Genel |
çağrılmadan gelen |
gate crasher i.
|
|
142 |
Genel |
in soyundan gelen kimse |
descendant i.
|
|
143 |
Genel |
bar veya şarap dükkanı anlamına gelen ve özellikle meksika'da yaygın ispanyolca bir ifade |
cantina i.
|
|
144 |
Genel |
abd'de uzakdoğu dahil asya'nın herhangi bir yerinden gelen kişi |
asian i.
|
|
145 |
Genel |
feministlerin men kelimesini kullanmadan ifade ettikleri kadınlar anlamına gelen kelime |
womyn i.
|
|
146 |
Genel |
ingiltere'de hint alt kıtası veya çevresinden gelen kişi |
asian i.
|
|
147 |
Genel |
britanya ve galler'in roma dönemi öncesi halkı ve onların soyundan gelen |
celt i.
|
|
148 |
Genel |
önce gelen karakterler |
leading characters i.
|
|
149 |
Genel |
anayurttan gelen kişi |
mainlander i.
|
|
150 |
Genel |
ileri gelen/saygın kişi |
notable i.
|
|
151 |
Genel |
umulmadık yerden gelen para veya mal |
wind fail i.
|
|
152 |
Genel |
umulmadık yerden gelen |
windfall i.
|
|
153 |
Genel |
beklenmedik yerden gelen para |
windfall i.
|
|
154 |
Genel |
komşulardan gelen şikayet |
a complaint from the neighbours i.
|
|
155 |
Genel |
aniden akla gelen parlak fikir |
brain wave i.
|
|
156 |
Genel |
aniden akla gelen parlak fikir |
brainwave i.
|
|
157 |
Genel |
kendinden sonra gelen |
successor i.
|
|
158 |
Genel |
gelen dalga |
incident wave i.
|
|
159 |
Genel |
kaynaktan yüke gelen gerilim dalgası |
incident wave i.
|
|
160 |
Genel |
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu |
karapapaks i.
|
|
161 |
Genel |
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu |
karapapakh i.
|
|
162 |
Genel |
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu |
karapapak i.
|
|
163 |
Genel |
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu |
garapapag i.
|
|
164 |
Genel |
gelen arama |
incoming call i.
|
|
165 |
Genel |
önden gelen |
outrunner i.
|
|
166 |
Genel |
önce gelen |
predecessor i.
|
|
167 |
Genel |
önde gelen sebep |
leading cause i.
|
|
168 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming truck laden with diesel i.
|
|
169 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming truck carrying diesel i.
|
|
170 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming diesel truck i.
|
|
171 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming diesel truck i.
|
|
172 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming truck laden with diesel i.
|
|
173 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming diesel fuel-laden truck i.
|
|
174 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming diesel fuel-laden truck i.
|
|
175 |
Genel |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming truck carrying diesel i.
|
|
176 |
Genel |
davetsiz gelen misafir |
uninvited guest i.
|
|
177 |
Genel |
davetsiz gelen misafir |
unwelcome guest i.
|
|
178 |
Genel |
davetsiz gelen misafir |
unexpected guest i.
|
|
179 |
Genel |
davetsiz gelen misafir |
intruder i.
|
|
180 |
Genel |
davetsiz gelen misafir |
gatecrasher i.
|
|
181 |
Genel |
davetsiz gelen misafir |
self-invited guest i.
|
|
182 |
Genel |
bekletilmiş şarapların üzerinde meydana gelen ince tabaka |
beeswing i.
|
|
183 |
Genel |
omuza gelen saç |
shoulder length hair i.
|
|
184 |
Genel |
hakkından gelen |
overcomer i.
|
|
185 |
Genel |
hakkından gelen |
subduer i.
|
|
186 |
Genel |
hakkından gelen |
surmounter i.
|
|
187 |
Genel |
meydana gelen olumsuz durumda pay sahibi olma |
contributory fault i.
|
|
188 |
Genel |
verilen rezervasyonları takip eden muayenehaneye gelen hastalarla ilgilenen diş hekimi muayene görevlisi |
dental receptionist i.
|
|
189 |
Genel |
erken gelen yaz |
an early summer i.
|
|
190 |
Genel |
sibirya üzerinden gelen soğuk hava dalgası |
siberian cold front (to affect) i.
|
|
191 |
Genel |
önde gelen müşteri |
major client i.
|
|
192 |
Genel |
önde gelen müşteri |
big customer i.
|
|
193 |
Genel |
önde gelen müşteri |
major customer i.
|
|
194 |
Genel |
hastaneye yetiştirilemeden yolda ölen veya hastaneye ölü gelen |
dead on arrival i.
|
|
195 |
Genel |
(tanrıdan gelen) bela/felaket |
visitation i.
|
|
196 |
Genel |
yeni gelen öğrenci |
incoming freshman i.
|
|
197 |
Genel |
karşı gelen kimse |
dissident i.
|
|
198 |
Genel |
içinden gelen his |
gut instinct i.
|
|
199 |
Genel |
yandan gelen darbe |
sideswipe i.
|
|
200 |
Genel |
korece nehrin güneyi anlamına gelen güney kore'de son derece varlıklı bir muhit |
kangnam i.
|
|
201 |
Genel |
korece nehrin güneyi anlamına gelen güney kore'de son derece varlıklı bir muhit |
gangnam i.
|
|
202 |
Genel |
gelen geçen |
passer-by i.
|
|
203 |
Genel |
üst kattan gelen yüksek ses |
loud music coming from upstairs i.
|
|
204 |
Genel |
ishal halinde gelen dışkı |
squit i.
|
|
205 |
Genel |
doğuştan gelen hak |
natural right i.
|
|
206 |
Genel |
tersten okununca başka anlama gelen kelime |
semordnilap i.
|
|
207 |
Genel |
iki zıt anlamdaki sözcüğün bir araya gelerek farklı anlama gelen bir sözcük oluşturması |
a conflict in terms i.
|
|
208 |
Genel |
yaklaşık 0,45 kg'a denk gelen ağırlık ölçüsü |
lbs. i.
|
|
209 |
Genel |
"rüzgâr" ve "su" anlamına gelen, doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekânlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir çin öğretisi |
feng shui i.
|
|
210 |
Genel |
dışardan gelen |
outcomer i.
|
|
211 |
Genel |
bir anda gelen aydınlanma |
sudden and striking realization i.
|
|
212 |
Genel |
gelen yolcu |
arriving passenger i.
|
|
213 |
Genel |
gelen yolcu |
incoming passenger i.
|
|
214 |
Genel |
yenilikten gelen değer |
value from innovation i.
|
|
215 |
Genel |
derinden gelen bir mırıltı |
brool i.
|
|
216 |
Genel |
(işe giden/işten gelen) yolcu |
commuter i.
|
|
217 |
Genel |
gelen malzeme |
incoming material i.
|
|
218 |
Genel |
yaklaşık 2 litreye denk gelen ibrani ölçü birimi |
cab i.
|
|
219 |
Genel |
18. yüzyılda iş bulma umuduyla büyük bir şehire gelen kimse |
cadie [scottish] i.
|
|
220 |
Genel |
18. yüzyılda iş bulma umuduyla büyük bir şehire gelen kimse |
cady i.
|
|
221 |
Genel |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally i.
|
|
222 |
Genel |
dalai lama'dan sonra gelen tibet rahibi |
tashi lama i.
|
|
223 |
Genel |
başa gelen şey |
adventure i.
|
|
224 |
Genel |
yüzeyinde yoğuşum meydana gelen bir madde |
adsorbent material i.
|
|
225 |
Genel |
kitabın ana bölümünden sonra gelen kısım |
back matter i.
|
|
226 |
Genel |
kitabın ana bölümünden sonra gelen kısım |
end matter i.
|
|
227 |
Genel |
20 maunda denk gelen güney hindistan ağırlık ölçüsü |
candie i.
|
|
228 |
Genel |
güneydoğu asya'da kullanılan, yaklaşık yarım kiloya denk gelen ağırlık birimi |
cattie i.
|
|
229 |
Genel |
güneydoğu asya'da kullanılan, yaklaşık yarım kiloya denk gelen ağırlık birimi |
catty i.
|
|
230 |
Genel |
kafkas ırkından gelen kişi |
caucasoid i.
|
|
231 |
Genel |
art arda gelen şeyler |
cavalcade i.
|
|
232 |
Genel |
sırayla gelen araç veya gemiler |
cavalcade i.
|
|
233 |
Genel |
günün yüzde birine denk gelen 14 dakika 24 saniyelik dilim |
centiday i.
|
|
234 |
Genel |
sovyetler birliğinde 45.3 kg (100 paund)'a denk gelen ağırlık birimi |
centner i.
|
|
235 |
Genel |
100 kg'a denk gelen ağırlık birimi |
centner i.
|
|
236 |
Genel |
yetkili komisyon tarafından onaylanmış süt mandıralarından gelen süt |
certified milk i.
|
|
237 |
Genel |
ciltte sürtünme nedeniyle meydana gelen tahriş |
chafing i.
|
|
238 |
Genel |
ormanda yaşayan veya ormandan gelen kimse |
backwoodsman i.
|
|
239 |
Genel |
kapasitesi altı normal şişeye denk gelen bir şarap şişesi |
Rehoboam i.
|
|
240 |
Genel |
gecikmeli gelen şey |
lag i.
|
|
241 |
Genel |
yavaş gelen kimse |
lagger i.
|
|
242 |
Genel |
portekizcede kırbaç şaklaması anlamına gelen sözcük |
lambada i.
|
|
243 |
Genel |
görmezlikten gelen kişi |
ducker i.
|
|
244 |
Genel |
kişinin doğasından gelen özellik ve yetenekler |
naturals [obsolete] i.
|
|
245 |
Genel |
soyluluk göstergesi olarak soyadı önüne gelen edat |
nobiliary particle i.
|
|
246 |
Genel |
eski roma ve doğu hesaplarına göre saat dokuza denk gelen kanonik zaman |
noon [obsolete] i.
|
|
247 |
Genel |
bir kimsenin doğrudan soyundan gelen (torun, kardeş torunu vb.) kimse |
nephew [obsolete] i.
|
|
248 |
Genel |
bir yere yeni gelen kimse |
newcome i.
|
|
249 |
Genel |
bir yere yeni gelen veya varan şey |
newcome i.
|
|
250 |
Genel |
bir sonra gelen şey |
next i.
|
|
251 |
Genel |
abd'nin kentucky eyaletinin isminin önemine vurgu yapan, karanlık ve kanlı toprak anlamına gelen söz |
the dark and bloody ground i.
|
|
252 |
Genel |
insanların başına gelen iyi şeyler |
the good i.
|
|
253 |
Genel |
semitik alfabelerde ibranilerin thau harfine karşılık gelen harf |
thau i.
|
|
254 |
Genel |
insanların başına gelen nahoş şeyler |
the bad i.
|
|
255 |
Genel |
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı
oluşturulan güvenli bir alan |
shelter in place i.
|
|
256 |
Genel |
aşırı uçlarda gidip gelen durum |
tide i.
|
|
257 |
Genel |
sahne, ekran veya televizyonun önde gelen yıldızı |
vedette i.
|
|
258 |
Genel |
elinden her iş gelen işçi |
tinker i.
|
|
259 |
Genel |
kişinin yönlendirmesi olmadan gelen talep |
unsolicited request i.
|
|
260 |
Genel |
uzay ve zamanda belirli bir noktanın koordinatlarına karşılık gelen karmaşık bir değişken |
twistor i.
|
|
261 |
Genel |
iki gelen zar |
two i.
|
|
262 |
Genel |
bir diğerinden önce gelen sayı |
antenumber i.
|
|
263 |
Genel |
gelen kimse |
arriver i.
|
|
264 |
Genel |
gelen kimse |
arrival i.
|
|
265 |
Genel |
beraberinde gelen şey |
attendant i.
|
|
266 |
Genel |
çocuklara cazip gelen tehlikeli oyuncak |
attractive nuisance i.
|
|
267 |
Genel |
lüks ve refahtan gelen mutluluk |
eadness i.
|
|
268 |
Genel |
parayla gelen saadet |
eadness i.
|
|
269 |
Genel |
dağ eteği anlamına gelen yaygın bir japon soyadı |
yamamoto i.
|
|
270 |
Genel |
japonca'da dağın altında anlamına gelen soyadı |
yamashita i.
|
|
271 |
Genel |
eski çince'den gelen ve yeryüzü, kasılma gücü anlamında sözcük |
yang i.
|
|
272 |
Genel |
çok ve sık gelen şey |
avalanche i.
|
|
273 |
Genel |
önde gelen üreticiler |
leading manufacturers i.
|
|
274 |
Genel |
ilişkili bölümlerden meydana gelen bütünsellik |
unity i.
|
|
275 |
Genel |
kapan kimseye ait hale gelen değerli şeyler topluluğu |
lucky bag i.
|
|
276 |
Genel |
ordunun gerisinden gelen sivil |
baggager [obsolete] i.
|
|
277 |
Genel |
doğuştan gelen yetenek |
endowments i.
|
|
278 |
Genel |
doğuştan gelen özellik |
endowments i.
|
|
279 |
Genel |
simbalom çalan kimse anlamına gelen bir soyad |
zimbalist i.
|
|
280 |
Genel |
simbalom çalan kimse anlamına gelen bir soyad |
tsimbalist i.
|
|
281 |
Genel |
göze hoş gelen kişi veya şey |
eye candy i.
|
|
282 |
Genel |
ingiltere'de yüksek rütbeli feodal bir soylunun soyundan gelen kimse |
baron i.
|
|
283 |
Genel |
elinden her iş gelen kimse |
jack-at-all-trades i.
|
|
284 |
Genel |
en önde gelen kimse |
kahuna i.
|
|
285 |
Genel |
en önde gelen şey |
kahuna i.
|
|
286 |
Genel |
kashubialı soyundan gelen kimse |
kashubian i.
|
|
287 |
Genel |
atın çok yorulduktan sonra atın ağzından gelen köpük |
lather i.
|
|
288 |
Genel |
en önde gelen şey |
king i.
|
|
289 |
Genel |
sıradan bir aileden gelen erkek |
knave i.
|
|
290 |
Genel |
asil olmayan bir aileden gelen erkek |
knave i.
|
|
291 |
Genel |
doğuştan gelen soyluluk |
eugeny i.
|
|
292 |
Genel |
ingiliz soyundan gelen kimse |
john bull i.
|
|
293 |
Genel |
ingiliz soyundan gelen kimse |
limey i.
|
|
294 |
Genel |
çekiciliği çirkinliğinden gelen kadın |
jolie laide i.
|
|
295 |
Genel |
maun ağaçlarını kesmeleri için belize'ye getirilen afrikalı kölelerin soyundan gelen bir halk |
kriol i.
|
|
296 |
Genel |
özellikle doğu avrupa'da aynı bölge veya şehirden gelen akran yahudi |
landsman i.
|
|
297 |
Genel |
bentten gelen suyun toplandığı havuz |
lasher i.
|
|
298 |
Genel |
makedonya krallığı ile roma arasında m.ö. 3. ve 2. yüzyıllarda meydana gelen dört savaştan biri |
macedonian war i.
|
|
299 |
Genel |
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma |
malaprop i.
|
|
300 |
Genel |
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri sıklıkla karıştıran kimse |
malapropist i.
|
|
301 |
Genel |
hawaii'ye yeni gelen kimse |
malihini i.
|
|
302 |
Genel |
imkansız gibi görülmesine rağmen meydana gelen bir olay |
black swan i.
|
|
303 |
Genel |
(genellikle birleşik halde kullanılır) ince partiküllerin sürtülmesi sonucu meydana gelen aşınma |
blasting i.
|
|
304 |
Genel |
istenilen zamanda oynanabilen dört domino taşı hariç uç uca gelen sayıların toplamda yedi olması gerektiği bir çeşit domino oyunu |
matador i.
|
|
305 |
Genel |
ailenin anne tarafından gelen akrabalık ilişkisi |
matriline i.
|
|
306 |
Genel |
anne tarafından gelen kan bağı veya akrabalık |
matriliny i.
|
|
307 |
Genel |
bakır ve çinkodan meydana gelen ve altın imitasyonu olarak kullanılan bir tür pirinç alaşımı |
mannheim gold i.
|
|
308 |
Genel |
düşmana vurmak veya düşmanı kapana kıstırmak için tasarlanmış, uçlarında ağırlıklar bulunan bir zincirden meydana gelen japon silahı |
manrikigusari i.
|
|
309 |
Genel |
bir toplumdaki ana sosyal grubun dışında kalan veya dışına itilen insanlardan meydana gelen topluluğun veya kültürün bir parçası |
margin i.
|
|
310 |
Genel |
markiz adaları'nın yerlilerinin soyundan gelen kimse |
marquesan i.
|
|
311 |
Genel |
bir veya daha fazla sayıdaki sivri uçlu oval taştan meydana gelen yüzük seti |
marquise i.
|
|
312 |
Genel |
jamaika'nın dağları'nda, guyana'da ve özellikle surinam'da yaşayan ve kaçak siyahi bir kölenin soyundan gelen kimse |
marron i.
|
|
313 |
Genel |
(kulağa veya yüze gelen) darbe |
whirret i.
|
|
314 |
Genel |
odundan gelen yankı sesi |
wood echo i.
|
|
315 |
Genel |
bulaşma ile meydana gelen renksiz iz |
blot i.
|
|
316 |
Genel |
suyun set gibi bir yapının altına girmesi nedeniyle toprak yüzeyinde meydana gelen hareket |
boil i.
|
|
317 |
Genel |
elinden farklı işler gelen deneyimli işçi |
handyman i.
|
|
318 |
Genel |
heyecanlı bir dönemden sonra gelen düşüş |
hangover i.
|
|
319 |
Genel |
makine mühendisliği, programlama ve elektronik biliminin birleşiminden meydana gelen, tasarımda ve yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesinde kullanılan alan |
mechatronics i.
|
|
320 |
Genel |
taş yığınlarının üzerine dikilmiş taş levhadan meydana gelen sembol yapı |
meerestone i.
|
|
321 |
Genel |
özellikle klasik yunan oyunlarında görülen, sahne dışında gerçekleşmiş bir olayı iletmek üzere sahneye gelen karakter |
messenger i.
|
|
322 |
Genel |
annenin veya anne soyundan gelen bir atanınkinden türetilmiş bir isim |
metronymic i.
|
|
323 |
Genel |
topografik yapıya bağlı olarak iklimde meydana gelen çok küçük geçişleri inceleyen bilim dalı |
microclimatology i.
|
|
324 |
Genel |
devredeki akımda meydana gelen istenmeyen değişimlerden veya tüp gibi aksamların mekanik hareketinden kaynaklı olarak hoparlörde duyulan sesler |
microphonics i.
|
|
325 |
Genel |
(ingiltere'de) orta sınıftan gelen ailelerin çocukları için bir okul |
middle school [obsolete] i.
|
|
326 |
Genel |
evlilik dışı dünyaya gelen çocuk |
wosbird i.
|
|
327 |
Genel |
başa gelen şey |
fall [scotland] i.
|
|
328 |
Genel |
doğuştan gelen yetenek |
head i.
|
|
329 |
Genel |
başına eksi işareti gelen değer |
minus i.
|
|
330 |
Genel |
aynı atadan gelen bir soyun alt kolu |
branch i.
|
|
331 |
Genel |
cape verde adaları göçmenlerinin soyundan gelen kimse |
brava i.
|
|
332 |
Genel |
çiçeğin normal renginde meydana gelen belirgin değişim |
breaking i.
|
|
333 |
Genel |
rüzgar gibi gelen şey |
breeze i.
|
|
334 |
Genel |
trendlerde meydana gelen ani ve geçici değişiklik |
bubble i.
|
|
335 |
Genel |
arkadan gelen kısım |
hind end i.
|
|
336 |
Genel |
eve gelen kimse |
homecomer i.
|
|
337 |
Genel |
farklı kaynaklardan gelen seslerin bir kayıttaki kombinasyonu |
mix i.
|
|
338 |
Genel |
farklı kaynaklardan gelen seslerin bir kayıttaki uyumu |
mix i.
|
|
339 |
Genel |
ataları farklı ırktan gelen kimse |
mixed-blood i.
|
|
340 |
Genel |
mong soyundan gelen kimse |
mong leng i.
|
|
341 |
Genel |
örgütlü grupta meydana gelen bölünme |
rent i.
|
|
342 |
Genel |
yeniden meydana gelen şey |
reoccurrence i.
|
|
343 |
Genel |
birimden ayrılan kişilerin yerine gelen personel |
replacements i.
|
|
344 |
Genel |
farklı bir zamandan gelen kimse |
revenant i.
|
|
345 |
Genel |
peş peşe gelen arbede |
hype i.
|
|
346 |
Genel |
ray kafasının bağlantı yerlerinde meydana gelen çıkıntı |
lip i.
|
|
347 |
Genel |
melodi anlamına gelen bir kadın adı |
luanda i.
|
|
348 |
Genel |
öğle yemeklerinde bir araya gelen grup |
luncheon club i.
|
|
349 |
Genel |
elden gelen her şey |
business i.
|
|
350 |
Genel |
doğuştan gelen karakter veya kişilik |
geography i.
|
|
351 |
Genel |
küçük sahil anlamına gelen bir japon soyadı |
obama i.
|
|
352 |
Genel |
itici gelen şey |
obscenity i.
|
|
353 |
Genel |
meydana gelen şey |
occurrence i.
|
|
354 |
Genel |
toplu konuşma için bir araya gelen grup |
choir i.
|
|
355 |
Genel |
toplu konuşma için bir araya gelen grup |
quire i.
|
|
356 |
Genel |
elinden her iş gelen erkek |
choreman i.
|
|
357 |
Genel |
iki gün arasında meydana gelen dalgalanmalar |
daily variation i.
|
|
358 |
Genel |
yorkshire dales'ten gelen kimse |
dalesman i.
|
|
359 |
Genel |
lakeland'den gelen kimse |
dalesman i.
|
|
360 |
Genel |
çok tanıdık gelen şey |
déjà vu i.
|
|
361 |
Genel |
zaman olarak kendisinden önce gelen bir uygulama veya fikrin ürünü |
descendant i.
|
|
362 |
Genel |
zaman olarak kendisinden önce gelen bir uygulama veya fikrin ürünü |
descendent i.
|
|
363 |
Genel |
belirli bir soydan gelen şey |
descension i.
|
|
364 |
Genel |
(birinin) soyundan gelen kimse |
descent [obsolete] i.
|
|
365 |
Genel |
anne tarafından gelen soy |
descent by distaff i.
|
|
366 |
Genel |
baldırın yarısına gelen bot |
desert boot i.
|
|
367 |
Genel |
kurutulmaktan veya kurumaktan ileri gelen canlılık kaybı |
desiccation i.
|
|
368 |
Genel |
cazip gelen ve ilgi çeken kimse |
desirable i.
|
|
369 |
Genel |
cazip gelen ve ilgi çeken şey |
desirable i.
|
|
370 |
Genel |
(hanedan armalarında) karakteristik formu ve pozisyonu bakımından daha geniş geometrik şekillere karşılık gelen şekil |
diminutive i.
|
|
371 |
Genel |
bay anlamına gelen bir rus hitap kelimesi |
gospodin i.
|
|
372 |
Genel |
hindistan'a yeni gelen bir ingiliz olma |
griffinism i.
|
|
373 |
Genel |
hindistan'a yeni gelen ingilizlere özgü davranış |
griffinism i.
|
|
374 |
Genel |
zamanla daha sevimli hale gelen kimse |
grower i.
|
|
375 |
Genel |
ham ipek telinin dış kısmındaki çoğunlukla serisinden meydana gelen yapışkan tabaka |
gum i.
|
|
376 |
Genel |
hmong soyundan gelen kimse |
hmong i.
|
|
377 |
Genel |
izlanda'dan gelen kimse |
icelander i.
|
|
378 |
Genel |
1960'ta bağımsız hale gelen ve geçici askeri hükümetle yönetilen bir kuzeybatı afrika ülkesi |
muritaniya i.
|
|
379 |
Genel |
(yazı tura oyununda) parası diğer iki oyuncunun parasından farklı tarafta gelen bir oyuncu |
odd-man i.
|
|
380 |
Genel |
bir ırkın soyundan gelen kimse |
offset i.
|
|
381 |
Genel |
bir ailenin soyundan gelen kimse |
offset i.
|
|
382 |
Genel |
belirli bir zaman aralığında meydana gelen olayların sayısı |
oftenness i.
|
|
383 |
Genel |
fazla büyük gelen ayarlama |
overadjustment i.
|
|
384 |
Genel |
ağır gelen şey |
overbalance i.
|
|
385 |
Genel |
fazlalık gelen şey |
overbalance i.
|
|
386 |
Genel |
etkinliğin kapasitesine fazla gelen izleyicilerle yapılan buluşma |
overflow meeting i.
|
|
387 |
Genel |
(atın arka ayağını ön ayağına vurması sonucu meydana gelen) yaralanma |
overreach i.
|
|
388 |
Genel |
baskın gelen kimse |
overreacher i.
|
|
389 |
Genel |
üstün gelen şey |
overshadower i.
|
|
390 |
Genel |
tek kaynaktan gelen yoğun sıvı akışı |
river i.
|
|
391 |
Genel |
sırt çantasının oturak haline gelen kısmı |
ruckseat i.
|
|
392 |
Genel |
iyi aileden gelen erkek |
rye i.
|
|
393 |
Genel |
nötron yıldızlarının dönüş süresinde meydana gelen ani bir değişiklik |
glitch i.
|
|
394 |
Genel |
hoş gelen şey |
oyster i.
|
|
395 |
Genel |
edebi pasajların, telkin edici alıntıların, akla gelen düşüncelerin ve hatırlanmaya değer şeylerin bulunduğu defter |
commonplace [obsolete] i.
|
|
396 |
Genel |
karşı karşıya gelen kimse |
confrontationist i.
|
|
397 |
Genel |
yüz yüze gelen kimse |
confronter i.
|
|
398 |
Genel |
karşı karşıya gelen kimse |
confronter i.
|
|
399 |
Genel |
görmezden gelen kimse |
conniver i.
|
|
400 |
Genel |
iki ve bir gelen zar |
deuce-ace i.
|
|
401 |
Genel |
insanlara cazip gelen renkli, hareketli ve geniş yer |
disneyland i.
|
|
402 |
Genel |
dikkatsizlik sonucu meydana gelen hata |
inadvertence i.
|
|
403 |
Genel |
gelen e-posta kutusu |
in-box i.
|
|
404 |
Genel |
daha önemli bir şeyin sonucu olarak meydana gelen durum |
incident i.
|
|
405 |
Genel |
firmanın işlerinde meydana gelen ani değişiklik |
inflection point i.
|
|
406 |
Genel |
yıldızlardan gelen doğaüstü etki |
influence i.
|
|
407 |
Genel |
yıldızlardan gelen ruhani etki |
influence i.
|
|
408 |
Genel |
dışarıdan gelen şey |
ingate i.
|
|
409 |
Genel |
doğuştan gelen yetenek |
ingeny [obsolete] i.
|
|
410 |
Genel |
doğuştan gelen maharet |
ingine [scotland] i.
|
|
411 |
Genel |
doğuştan gelen nitelik |
ingrain i.
|
|
412 |
Genel |
zamanla yerleşik hale gelen davranış kalıpları |
institutions i.
|
|
413 |
Genel |
galip gelen kadın |
victress i.
|
|
414 |
Genel |
galip gelen kadın |
victrice i.
|
|
415 |
Genel |
galip gelen kadın |
victrix i.
|
|
416 |
Genel |
galip gelen kadın |
victoress i.
|
|
417 |
Genel |
galip gelen kadın |
conqueress i.
|
|
418 |
Genel |
doğuştan gelen meziyetler |
dotes i.
|
|
419 |
Genel |
batı kıyılarından gelen kimse |
coaster [new zealand] i.
|
|
420 |
Genel |
parçaların eklenmesiyle meydana gelen artış |
concrescence i.
|
|
421 |
Genel |
elinden her iş gelen kadın |
craftswoman i.
|
|
422 |
Genel |
farklı durumlar arasında gidip gelen şey |
cycler i.
|
|
423 |
Genel |
gelen sıcak havayı dağıtmak için saç kurutma makinesine takılan aparat |
diffuser i.
|
|
424 |
Genel |
yüze gelen darbe |
dowse i.
|
|
425 |
Genel |
çat kapı gelen kimse |
drop-in i.
|
|
426 |
Genel |
başarı ile gelen şöhret |
famousness i.
|
|
427 |
Genel |
yabancı gelen şey |
fantasia i.
|
|
428 |
Genel |
tuhaf gelen şey |
fantasia i.
|
|
429 |
Genel |
gelen kimse |
income [dialect] [uk] i.
|
|
430 |
Genel |
şans eseri gelen şey |
income i.
|
|
431 |
Genel |
nişancıya doğru gelen hedef |
incomer i.
|
|
432 |
Genel |
metre kare başı bir newton'a denk gelen basınç birimi |
pa i.
|
|
433 |
Genel |
pasifik adalarının herhangi birinden gelen kimse |
pacific islander i.
|
|
434 |
Genel |
sonradan meydana gelen ince çıkıntı |
pad i.
|
|
435 |
Genel |
gaipten gelen bilgi |
paragnosis i.
|
|
436 |
Genel |
randevusuz gelen müşteri |
walk-in i.
|
|
437 |
Genel |
rezervasyonsuz gelen müşteri |
walk-in i.
|
|
438 |
Genel |
karşılık gelen tür |
countertype i.
|
|
439 |
Genel |
karşılık gelen ses |
countretaille i.
|
|
440 |
Genel |
önde gelen adam |
father i.
|
|
441 |
Genel |
güç veya maddi avantaj arzusuyla gelen manevi veya entelektüel tatminsizlik |
faustianism i.
|
|
442 |
Genel |
doğuştan gelen karakter |
inherency i.
|
|
443 |
Genel |
doğuştan gelen tutum |
inherency i.
|
|
444 |
Genel |
doğuştan gelen davranış biçimi |
inherent aptitude i.
|
|
445 |
Genel |
aynı ülkenin farklı bölgesinden gelen kimse |
inmigrant i.
|
|
446 |
Genel |
aynı ülkenin farklı bölgesinden gelen kimse |
in-migrant i.
|
|
447 |
Genel |
farklı zamanlarda meydana gelen ruhsal aydınlanma |
interspiration [obsolete] i.
|
|
448 |
Genel |
gregoryen ilahilerinde önde gelen açılış tonları |
intonation i.
|
|
449 |
Genel |
(protestan kiliselerinde) günah çıkarmadan hemen önce gelen kısa vaaz |
invitement [obsolete] i.
|
|
450 |
Genel |
dorsal dudaktaki hücrelerin içe doğru büyümesiyle meydana gelen gastrula oluşumu |
involution i.
|
|
451 |
Genel |
ismail'in soyundan gelen kimse |
ishmaelite i.
|
|
452 |
Genel |
taşradan gelen beyaz güneyli |
peckerwood [dialect] i.
|
|
453 |
Genel |
bardak işaretine kadar gelen içecek miktarı |
peg [uk] i.
|
|
454 |
Genel |
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet |
posse i.
|
|
455 |
Genel |
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet |
posse comitatus i.
|
|
456 |
Genel |
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet üyesi |
posseman i.
|
|
457 |
Genel |
kargo ile gelen ürün |
post i.
|
|
458 |
Genel |
atın her uzun adımı sonrası eyer koltuğunda meydana gelen yükselme |
post i.
|
|
459 |
Genel |
... libre gelen şey |
pounder i.
|
|
460 |
Genel |
ağza gelen tuz tadı |
saltiness i.
|
|
461 |
Genel |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç |
saltire i.
|
|
462 |
Genel |
benzer sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma |
malapropism i.
|
|
463 |
Genel |
sivri cisim batmasından ileri gelen acı |
prick i.
|
|
464 |
Genel |
sivri uç batmasından ileri gelen acı |
prickle i.
|
|
465 |
Genel |
tekrarlayan eriyip donma ile meydana gelen yuvarlak kar kristalleri |
corn snow i.
|
|
466 |
Genel |
tekrarlayan eriyip donma ile meydana gelen yuvarlak kar kristalleri |
spring corn i.
|
|
467 |
Genel |
tekrarlayan eriyip donma ile meydana gelen yuvarlak kar kristalleri |
spring snow i.
|
|
468 |
Genel |
peşi sıra gelen şey |
corollary i.
|
|
469 |
Genel |
elliye karşılık gelen sıra sayısı |
fiftieth i.
|
|
470 |
Genel |
oğuldan gelen isim |
filionymic i.
|
|
471 |
Genel |
finley soyadından gelen bir erkek ismi |
finlay i.
|
|
472 |
Genel |
art arda gelen sözler |
fire i.
|
|
473 |
Genel |
çeyrek fıçıya denk gelen bir ingiliz ölçü birimi |
firkin i.
|
|
474 |
Genel |
ilk yerleşimcilerin soyundan gelen aile |
first family i.
|
|
475 |
Genel |
bir bölgenin önde gelen ailesi |
first family i.
|
|
476 |
Genel |
(meslek veya sanat dalında) önde gelen kadın temsilci |
first lady i.
|
|
477 |
Genel |
göze hoş gelen değersiz süs |
flamfew [obsolete] i.
|
|
478 |
Genel |
sel gibi gelen şey |
flooder i.
|
|
479 |
Genel |
göze hoş gelen uyduruk süs |
folderol i.
|
|
480 |
Genel |
önde gelen konum |
forefront i.
|
|
481 |
Genel |
yabancı ülkeden gelen şey (gemi, ürün) |
foreigner i.
|
|
482 |
Genel |
konuşma sesi karnından gelen kimse |
gastromyth i.
|
|
483 |
Genel |
başka eyalet veya ülkeden gelen ziyaretçi |
out-of-stater i.
|
|
484 |
Genel |
parma kenti ve çevresinden gelen kimse |
parmesan i.
|
|
485 |
Genel |
rakip veya düşmandan gelen hücumu savuşturmak için yapılan hareket |
parry i.
|
|
486 |
Genel |
(el falında) avuç içinde dördüncü parmağın alt kenarına denk gelen kısım |
percussion i.
|
|
487 |
Genel |
birbirinden ayrılan pulların kenarlarında deliklerden yırtma sonucu meydana gelen diş |
perforation i.
|
|
488 |
Genel |
yaklaşık bir sepete karşılık gelen eski bir ağırlık birimi |
prickle i.
|
|
489 |
Genel |
önde gelen kısım |
primo i.
|
|
490 |
Genel |
çin halk cumhuriyeti'nde bazı üst düzey komünist yetkililerin soyundan gelen kimse |
princeling i.
|
|
491 |
Genel |
doğuştan gelen kusur |
privative i.
|
|
492 |
Genel |
gazete haberi öncesinde gelen ilişkili bölüm |
precede i.
|
|
493 |
Genel |
(adın önüne gelen) hitap sözcüğü |
prefix i.
|
|
494 |
Genel |
öne gelen şey |
prefix i.
|
|
495 |
Genel |
erken gelen şey |
premature i.
|
|
496 |
Genel |
(yer veya tür adı) isimden önce gelen öge |
prenomen i.
|
|
497 |
Genel |
yasalara karşı gelen kimse |
scofflaw i.
|
|
498 |
Genel |
etik veya ahlaki ilkelerden gelen motivasyon |
scruples i.
|
|
499 |
Genel |
üretim alanında bulunan ve sulama sisteminden gelen suyu tahliye eden gider |
scupper i.
|
|
500 |
Genel |
(eski ingiliz derebeylik hukukunda) denizden gelen düşmanlara karşı koruma veya bu düşmanları gözetleme hizmeti |
seaward i.
|
|