Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
görmez
görmez
Geçmiş
Cümleler
"görmez"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
görmez
blind
s.
2
Genel
görmez
sightless
s.
"görmez"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
zarar görmez
invulnerable
s.
No one is
invulnerable.
Kimse
zarar görmez.
More Sentences
2
Genel
görür görmez
on sight
zf.
Tom will be killed
on sight.
Tom
görür görmez
öldürülecek.
More Sentences
3
Genel
görür görmez vurmak
shoot someone on sight
f.
4
Genel
görür görmez ateş etmek
shoot someone on sight
f.
5
Genel
iş görmez
out of function
s.
6
Genel
zarar görmez
woundless [obsolete]
s.
7
Genel
zarar görmez
invulnerate [obsolete]
s.
8
Genel
iş görmez
serviceless
s.
9
Genel
görür görmez
at the sight of
zf.
10
Genel
görür görmez
at first sight
zf.
11
Genel
görür görmez
at sight
zf.
Phrases
12
İfadeler
kendi gözündeki sopayı (değneği) görmez başkasının gözündeki çöpü görür
beam in (one's) eye
expr.
Colloquial
13
Konuşma Dili
iş görmez hayvan
fleabag
i.
14
Konuşma Dili
birini görür görmez hatırlamak
remember someone right away
f.
15
Konuşma Dili
gözü görmez hale getirmek
bedazzle
f.
16
Konuşma Dili
işimizi görmez
no good
expr.
Idioms
17
Deyim
görür görmez bilmek/tanımak
know at a glance that
f.
18
Deyim
iş görmez hale gelmek
go south
f.
19
Deyim
sinirden, heyecandan, hırstan gözü bir şey görmez olmak
see (the) red mist
f.
20
Deyim
görür görmez bir şey yapmak
do something on sight
f.
21
Deyim
iş görmez hale gelmek
give up the ghost
f.
22
Deyim
(durumun ne olduğunu/aslını) görür görmez tanımak/anlamak/fark etmek
know at a glance that (something is the case)
f.
Speaking
23
Konuşma
görmez olaydım
I wish I had never witnessed that
expr.
24
Konuşma
gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım
I wish I had never witnessed that
expr.
25
Konuşma
gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım
I wish I were blind to not see that
expr.
26
Konuşma
görmez olaydım
I wish I were blind to not see that
expr.
27
Konuşma
keşke görmez olsaydım
I wish I had never witnessed that
expr.
28
Konuşma
keşke görmez olsaydım
I wish I were blind to not see that
expr.
Trade/Economic
29
Ticaret/Ekonomi
işlem görmez konşimento
non-negotiable bill of lading
i.
30
Ticaret/Ekonomi
görür görmez satın almak
impulse-buy
f.
Archaic
31
Eski Kullanım
zarar görmez
unvulnerable
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of görmez
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy