Geçmiş

hakim olmak

"hakim olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hakim olmak	dominate f.
General
2	Genel	hakim olmak	impropriation i.
3	Genel	hakim olmak	master f.
4	Genel	hakim olmak	have a command of f.
5	Genel	hakim olmak	hold sway over f.
6	Genel	hakim olmak	control f.
7	Genel	hakim olmak	command f.
8	Genel	hakim olmak	overlook f.
9	Genel	hakim olmak	preponderate f.
10	Genel	hakim olmak	curb f.
11	Genel	hakim olmak	rule over f.
12	Genel	hakim olmak	predominate f.
13	Genel	hakim olmak	possess f.
14	Genel	hakim olmak	pervade f.
15	Genel	hakim olmak	rule f.
16	Genel	hakim olmak	overtake f.
17	Genel	hakim olmak	check f.
18	Genel	hakim olmak	haw and gee f.
19	Genel	hakim olmak	overarch f.
20	Genel	hakim olmak	impropriate f.
21	Genel	hakim olmak	own f.
22	Genel	hakim olmak	preponder [obsolete] f.
Phrasals
23	Öbek Fiiller	hakim olmak	take over f.
24	Öbek Fiiller	hakim olmak	fight down f.
25	Öbek Fiiller	hakim olmak	grasp of f.
Idioms
26	Deyim	hakim olmak	get the better of f.
Technical
27	Teknik	hakim olmak	prevail f.
Archaic
28	Eski Kullanım	hakim olmak	refrain f.
29	Eski Kullanım	hakim olmak	thrall f.
30	Eski Kullanım	hakim olmak	obsess f.

"hakim olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 140 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kendine hakim olmak	be in possession of oneself f.
2	Genel	kendine hakim olmak	compose oneself f.
3	Genel	kendine hakim olmak	get a grasp on oneself f.
4	Genel	hakim olmak (bir yere)	command f.
5	Genel	sinirine hakim olmak	keep one's temper f.
6	Genel	kendine hakim olmak	keep one's balance f.
7	Genel	kendine hakim olmak	keep one's head f.
8	Genel	hakim durumda olmak	domineer f.
9	Genel	kendine hakim olmak	simmer down f.
10	Genel	hakim olmak (bir yere)	dominate f.
11	Genel	piyasalarda hakim olmak	command the markets f.
12	Genel	piyasada hakim olmak	become a dominant player in the market f.
13	Genel	piyasada hakim olmak	dominate the market f.
14	Genel	piyasalarda hakim olmak	dominate the markets f.
15	Genel	piyasada hakim olmak	command the market f.
16	Genel	hakim olmak (dile vb)	have a good/brilliant mastery of f.
17	Genel	hakim olmak (konuya vb)	have full knowledge of f.
18	Genel	hakim olmak (konuya vb)	have comprehensive knowledge of f.
19	Genel	hakim olmak (dile vb)	have a good/brilliant comprehension/understanding of f.
20	Genel	hakim olmak (dile vb)	have a good/brilliant knowledge of f.
21	Genel	hakim olmak (dile vb)	have a good/brilliant command of f.
22	Genel	hakim olmak (konuya vb)	have a grasp of f.
23	Genel	pazara hakim olmak	dominate the market f.
24	Genel	dile hakim olmak	have the command of a language f.
25	Genel	piyasaya hakim olmak	capture the market f.
26	Genel	piyasaya hakim olmak	dominate the market f.
27	Genel	piyasaya hakim olmak	corner the market f.
28	Genel	duygularına hakim olmak	pull together f.
29	Genel	kendine hakim olmak	keep one's temper f.
30	Genel	kendine hakim olmak	remain calm f.
31	Genel	konuya hakim olmak	master a subject f.
32	Genel	sinirlerine hakim olmak	keep one's nerves under control f.
33	Genel	bir dile tam anlamıyla hakim olmak	have a full command of a language f.
34	Genel	-e hakim olmak	have a command of f.
35	Genel	dile hakim olmak	have a command of a language f.
36	Genel	tamamen hakim olmak	control f.
37	Genel	kendine hakim olmak	sile [dialect] [uk] f.
38	Genel	(manzaraya) hakim olmak	command f.
Phrasals
39	Öbek Fiiller	kendine hakim olmak gem vurmak	hold in f.
40	Öbek Fiiller	sinirlerine hakim olmak	hold together f.
41	Öbek Fiiller	ortama hakim olmak	ripple through something f.
42	Öbek Fiiller	(kendine, duygularına) hakim olmak	squash down f.
43	Öbek Fiiller	ile hakim olmak	occupy with f.
44	Öbek Fiiller	(bir şey yapmamak için) kendine hakim olmak	chomp down on (something) f.
45	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) üzerinde egemen/hakim olmak	reign over (someone or something) f.
46	Öbek Fiiller	ortama hakim olmak	ripple through f.
47	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hakim olmak	rule over (someone or something) f.
Colloquial
48	Konuşma Dili	kendine hakim olmak	keep it together f.
49	Konuşma Dili	kendine hakim olmak	watch (oneself) f.
50	Konuşma Dili	diline hakim olmak	watch (oneself) f.
51	Konuşma Dili	yaptığı şeye hakim olmak	know what (one) is doing f.
Idioms
52	Deyim	direksiyona hakim olmak	keep it between the ditches f.
53	Deyim	kendine hakim olmak	cool (one's) jets f.
54	Deyim	(birine veya bir şeye) hakim olmak	have hold of (someone or something) f.
55	Deyim	(birine veya bir şeye) hakim olmak	have ahold of (someone or something) f.
56	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a solid grasp of something f.
57	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a sound grasp of something f.
58	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a good grasp of something f.
59	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a solid grasp of something f.
60	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a good grasp of something f.
61	Deyim	bir şeye hakim olmak	have a grip on something f.
62	Deyim	bir şeye hakim olmak	get a handle on something f.
63	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a sound grasp of something f.
64	Deyim	bir şeye hakim olmak	have a handle on something f.
65	Deyim	diline hakim olmak	hold one's tongue f.
66	Deyim	hakim düşüncenin etkisinde olmak	be in the mainstream of something f.
67	Deyim	ellerine hakim olmak (ellerine hakim ol!)	keep one's hands to oneself f.
68	Deyim	hakim düşüncenin etkisinde olmak	get into the mainstream of something f.
69	Deyim	kendine hakim olmak	have a grip on oneself f.
70	Deyim	olayların gidişatına hakim olmak	have a firm hand on the tiller f.
71	Deyim	maça hakim olmak	have a grip on the game f.
72	Deyim	kendine hakim olmak	keep one's cool f.
73	Deyim	konuya hakim olmak	know the drill f.
74	Deyim	karmaşık bir konuya hakim olmak	get one's arms around something f.
75	Deyim	olayların gidişatına hakim olmak	have a steady hand on the tiller f.
76	Deyim	kendine hakim olmak	pull oneself together f.
77	Deyim	kendine hakim olmak	hold oneself together f.
78	Deyim	kendine hakim olmak	get a grip on oneself f.
79	Deyim	kendine hakim olmak	hold one's temper f.
80	Deyim	sinirine hakim olmak	hold one's temper f.
81	Deyim	sinirlerine hakim olmak	keep one's temper f.
82	Deyim	sinirlerine hakim olmak	hold one's temper f.
83	Deyim	vaziyete hakim olmak	get the upper hand on someone f.
84	Deyim	vaziyete hakim olmak	have the upper hand on someone f.
85	Deyim	(sinirine vb) hakim olmak	fight something down f.
86	Deyim	(bir duygu/öfke vb) hakim olmak	(a feeling/curiosity/anger) get the better of someone f.
87	Deyim	belirli bir alandaki hakim/egemen konu olmak	hold the stage f.
88	Deyim	sinirine hakim olmak	hold (one's) nerve f.
89	Deyim	bir şeyde piyasaya hakim olmak	corner the market on something f.
90	Deyim	bir şey piyasasına hakim olmak	corner the market on something f.
91	Deyim	bir şeyde piyasaya hakim olmak	corner the something market f.
92	Deyim	bir şey piyasasına hakim olmak	corner the something market f.
93	Deyim	(bir şeye) tamamen hakim olmak	be on top of (something) f.
94	Deyim	(bir şeyde) piyasaya hakim olmak	corner the market (in something) f.
95	Deyim	-de piyasaya hakim olmak	corner the market on f.
96	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a good grasp of (something) f.
97	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a solid grasp of (something) f.
98	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a sound grasp of (something) f.
99	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a good grasp on (something) f.
100	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a solid grasp on (something) f.
101	Deyim	(bir konuya tam anlamıyla) hakim olmak	get a sound grasp on (something) f.
102	Deyim	duygularına hakim olmak	get a grip of (oneself) f.
103	Deyim	(kendine) hakim olmak	get a grip of (oneself) f.
104	Deyim	bir şeye hakim olmak	get a grip on something f.
105	Deyim	duygularına hakim olmak	get a hold on (oneself) f.
106	Deyim	(kendine) hakim olmak	get a hold on (oneself) f.
107	Deyim	duygularına hakim olmak	get a hold of (oneself) f.
108	Deyim	(kendine) hakim olmak	get a hold of (oneself) f.
109	Deyim	duygularına hakim olmak	get ahold of (oneself) f.
110	Deyim	(kendine) hakim olmak	get ahold of (oneself) f.
111	Deyim	birine/bir şeye hakim olmak	get/have a handle on somebody/something f.
112	Deyim	kendine hakim olmak	get/take a grip/hold on yourself f.
113	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a (solid) grasp of something f.
114	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a (sound) grasp of something f.
115	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	have a (good) grasp of something f.
116	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a (solid) grasp of something f.
117	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a (sound) grasp of something f.
118	Deyim	bir konuya tam anlamıyla hakim olmak	get a (good) grasp of something f.
119	Deyim	(dile, sözlerine) hakim olmak	have a good command of f.
120	Deyim	'-e hakim olmak	have a lock on f.
121	Deyim	(birine/bir şeye) hakim olmak	have a lock on (someone or something) f.
122	Deyim	diline hakim olmak	hold your peace/tongue [old-fashioned] f.
123	Deyim	eline hakim olmak	keep hands to f.
124	Deyim	kendine hakim olmak	keep head f.
125	Deyim	sinirine hakim olmak	keep temper f.
126	Deyim	kendine hakim olmak	keep temper f.
127	Deyim	kendine hakim olmak	keep your cool f.
128	Deyim	sinirine hakim olmak	keep your temper f.
129	Deyim	kendine hakim olmak	keep your temper f.
130	Deyim	(birine karşı) sinirine hakim olmak	keep your temper (with somebody) f.
131	Deyim	(biri karşısında) kendine hakim olmak	keep your temper (with somebody) f.
132	Deyim	konuya hakim olmak	know stuff f.
133	Deyim	(bir şeye) tamamen hakim olmak	stay on top of (someone or something) f.
134	Deyim	kendine hakim olmak	take a grip on (oneself) f.
135	Deyim	diline hakim olmak	watch (one's) language f.
136	Deyim	diline hakim olmak	watch (one's) mouth f.
137	Deyim	diline hakim olmak	watch (one's) tongue f.
Technical
138	Teknik	(silah veya alete) hakim olmak	wield f.
Philosophy
139	Felsefe	klasik felsefede dört ana erdemden her biri (bilgelik, cesaret, nefse hakim olmak, adalet)	cardinal virtue i.
140	Felsefe	klasik felsefede dört ana erdemden her biri (bilgelik, cesaret, nefse hakim olmak, adalet)	cardinal virtues i.