Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
happen to
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"happen to"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
happen to
f.
başına gelmek
2
Genel
happen to
f.
olmak
3
Genel
happen to
f.
başından geçmek
4
Genel
happen to
f.
başa gelmek (kötü bir şey)
"happen to"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 132 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
cause to happen
f.
olmasına yolaçmak
2
Genel
happen to meet
f.
rastlamak
3
Genel
happen to have something good
f.
konmak
4
Genel
happen to meet
f.
tesadüf etmek
5
Genel
happen to have
f.
konmak
6
Genel
happen to see naked legs
f.
frikik yakalamak
7
Genel
allow (something to happen)
f.
meydan vermek
8
Genel
not to happen
f.
olmamak
9
Genel
continue to happen
f.
olmaya devam etmek
10
Genel
happen to pass (a place)
f.
yolu düşmek
11
Genel
happen to somebody
f.
başına birşey gelmek
12
Genel
happen to something
f.
başına birşey gelmek
13
Genel
(accident) to happen
f.
kaza meydana gelmek
14
Genel
(accident) to happen
f.
kaza olmak
15
Genel
(an earthquake) to happen
f.
deprem olmak
16
Genel
(something) unexpected and terrible happen to somebody
f.
başına (bir) iş gelmek
17
Genel
happen to say it
f.
söylemiş bulunmak
18
Genel
something bad happen to
f.
başına kötü bir şey gelmek
19
Genel
allow something to happen
f.
meydan vermek
20
Genel
not allow something to happen
f.
meydan vermemek
21
Genel
happen to do
f.
(bir şeyler) yapacağı tutmak
22
Genel
likely to happen
s.
varit
23
Genel
sure to happen
s.
beklenen
24
Genel
when (something to happen)
bağ.
olduğu zaman
Phrasals
25
Öbek Fiiller
happen to someone or something
f.
birine/bir şeye olmak
26
Öbek Fiiller
happen to someone or something
f.
birinin/bir şeyin başına gelmek
Phrases
27
İfadeler
not likely to happen
expr.
olması pek muhtemel değil
Proverb
28
Atasözü
do good things and good things will happen to you
iyilik yapan iyilik bulur
29
Atasözü
do good things and good things will happen to you
iyilik yap iyilik bul
Colloquial
30
Konuşma Dili
wait for the next bad thing to happen
f.
olacak bir sonraki kötü şeyi beklemek
31
Konuşma Dili
these things can happen to anybody
expr.
böyle şeyler herkesin başına gelebilir
32
Konuşma Dili
l wouldn't want that to happen
expr.
bunun olmasını istemem
33
Konuşma Dili
about to happen
expr.
eli kulağında
34
Konuşma Dili
about to happen
expr.
ha oldu ha olacak
35
Konuşma Dili
what would you say if (something were to happen)?
expr.
(bir şey olsa) ne derdin?
36
Konuşma Dili
what would you say if (something were to happen)?
expr.
(bir şey olsa) ne tepki verirdin?
37
Konuşma Dili
what's going to happen to us?
expr.
bize ne olacak?
38
Konuşma Dili
what's gonna happen to us?
expr.
bize ne olacak?
39
Konuşma Dili
what will happen to us?
expr.
bize ne olacak?
Idioms
40
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza/felaket
41
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
bir kazaya/bir felakete sebebiyet verecek şey
42
Deyim
an accident waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza/felaket
43
Deyim
an accident waiting to happen
i.
bir kazaya/bir felakete sebebiyet verecek şey
44
Deyim
an accident waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza
45
Deyim
an accident waiting to happen
i.
kazaya meydan verecek durum
46
Deyim
an accident waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza
47
Deyim
an accident waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan kaza
48
Deyim
an accident waiting to happen
i.
beklenen kaza
49
Deyim
an accident waiting to happen
i.
saatli bomba gibi bekleyen kaza
50
Deyim
an accident waiting to happen
i.
baştan belli olan kaza
51
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
geliyorum diyen felaket
52
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan felaket
53
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
beklenen felaket
54
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
saatli bomba gibi bekleyen felaket
55
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
baştan belli olan felaket
56
Deyim
an accident waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza/felaket
57
Deyim
an accident waiting to happen
i.
bir kazaya/felakete sebebiyet verecek şey
58
Deyim
an accident waiting to happen
i.
kazaya davetiye çıkaran durum
59
Deyim
an accident waiting to happen
i.
kazaya meydan verecek durum
60
Deyim
an accident waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan kaza
61
Deyim
an accident waiting to happen
i.
beklenen kaza
62
Deyim
an accident waiting to happen
i.
baştan belli olan kaza
63
Deyim
an accident waiting to happen
i.
saatli bomba gibi bekleyen kaza
64
Deyim
an accident waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza
65
Deyim
an accident waiting to happen
i.
bir kazaya sebebiyet verecek şey/kimse
66
Deyim
an accident waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan kaza
67
Deyim
an accident waiting to happen
i.
beklenen kaza
68
Deyim
an accident waiting to happen
i.
baştan belli olan kaza
69
Deyim
an accident waiting to happen
i.
kazaya davetiye çıkaran durum/kimse
70
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
geliyorum diyen felaket
71
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
bir felakete sebebiyet verecek şey/kimse
72
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan felaket
73
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
beklenen felaket
74
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
baştan belli olan felaket
75
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
felakete davetiye çıkaran durum/kimse
76
Deyim
an accident waiting to happen
i.
geliyorum diyen kaza
77
Deyim
an accident waiting to happen
i.
bir kazaya sebebiyet verecek şey/kimse
78
Deyim
an accident waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan kaza
79
Deyim
an accident waiting to happen
i.
beklenen kaza
80
Deyim
an accident waiting to happen
i.
baştan belli olan kaza
81
Deyim
an accident waiting to happen
i.
kazaya davetiye çıkaran durum/kimse
82
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
geliyorum diyen felaket
83
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
bir felakete sebebiyet verecek şey/kimse
84
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
göz göre göre yaklaşan felaket
85
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
beklenen felaket
86
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
baştan belli olan felaket
87
Deyim
a disaster waiting to happen
i.
felakete davetiye çıkaran durum/kimse
88
Deyim
couldn't happen to a nicer (person)
f.
hak ettiğini bulmak
89
Deyim
couldn't happen to a nicer (person)
f.
layığını bulmak
90
Deyim
couldn't happen to a nicer (person)
f.
müstahak olmak
91
Deyim
clear the way (for something/for something to happen)
f.
(bir şey için/bir şeyin olması için) engelleri ortadan kaldırmak
92
Deyim
clear the way (for something/for something to happen)
f.
(bir şey için/bir şeyin olması için) yolu açmak
93
Deyim
clear the way (for something/for something to happen)
f.
(bir şeyin/bir şeyin olmasının) önünü açmak
94
Deyim
clear the way (for something/for something to happen)
f.
(bir şeyin/bir şeyin olmasının) yolunu açmak
95
Deyim
be on the watch out for anything to happen
f.
aportta olmak
96
Deyim
shouldn't happen to a dog
expr.
düşmanıma bile (düşmanımın başına bile gelsin) istemem
97
Deyim
it could happen to a bishop
expr.
herkesin başına gelebilir
98
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şeyi) allah düşmanımın başına vermesin
99
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şeyi) allah düşmanıma bile vermesin
100
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şeyi) allah kimsenin başına vermesin
101
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şey) düşmanımın bile/kimsenin başına gelmesin
102
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şey) evlerden ırak
103
Deyim
this too shall happen to you
expr.
senin de başına gelir/gelecek
Speaking
104
Konuşma
nothing is going to happen between us
expr.
aramızda hiçbir şey olmayacak
105
Konuşma
do you happen to know?
expr.
acaba biliyor musunuz?
106
Konuşma
I don't want anything to happen between us
expr.
aramızda bir şey olmasını istemiyorum
107
Konuşma
I don't want anything to happen between us
expr.
aramızda bir şeyler olmasını istemiyorum
108
Konuşma
you wouldn't want that to happen would you?
expr.
bunun olmasını istemezsin değil mi?
109
Konuşma
I'm not gonna let anything bad happen to you
expr.
başına kötü bir şey gelmesine izin vermeyeceğim
110
Konuşma
I wouldn't want that to happen
expr.
bunun olmasını istemem
111
Konuşma
this wasn't supposed to happen
expr.
bunun olmaması gerekirdi
112
Konuşma
that will never happen to me
expr.
bu asla benim başıma gelmeyecek
113
Konuşma
do we wait for that to happen?
expr.
bunun olmasını mı bekleyeceğiz?
114
Konuşma
I'm not gonna let that happen to you
expr.
bunun sana olmasına izin vermeyeceğim
115
Konuşma
if things continue to happen like this
expr.
böyle giderse
116
Konuşma
nothing would happen to us
expr.
bize bir şey olmaz
117
Konuşma
you wouldn't want that to happen
expr.
bunun olmasını istemezsin
118
Konuşma
have you ever had anything like that happen to you before?
expr.
daha önce böyle bir şey yaşadın mı?
119
Konuşma
hope this doesn't mean something bad's going to happen
expr.
hayırdır inşallah
120
Konuşma
don't let anything happen to him
expr.
ona bir şey olmasına izin verme
121
Konuşma
don't let anything happen to her
expr.
ona bir şey olmasına izin verme
122
Konuşma
don't let anything happen to it
expr.
ona bir şey olmasına izin verme
123
Konuşma
why did this have to happen on the last day?
expr.
neden son günde böyle bir şey olmak zorunda ki?
124
Konuşma
I don't know what's going to happen
expr.
ne olacağını bilmiyorum
125
Konuşma
I feel like something bad is going to happen
expr.
kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum
126
Konuşma
something bad is going to happen
expr.
kötü şeyler olacak
127
Konuşma
nothing bad is going to happen
expr.
kötü şeyler olmayacak
128
Konuşma
I won't let anything happen to you
expr.
sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim
129
Konuşma
I can't keep letting this happen to you
expr.
sana bunların olmasına daha fazla izin veremem
130
Konuşma
if you happen to pass by
expr.
yolun düşerse
131
Konuşma
if you happen to pass by
expr.
yolun denk düşerse
132
Konuşma
hope this doesn't mean something bad's going to happen
expr.
umarım bu bir şeylerin kötüye gideceğine işaret etmiyordur
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of happen to
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy