|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
harika! |
cool! ünl.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
harika çocuk |
wonder boy i.
|
|
3 |
Genel |
harika şey |
miracle i.
|
|
4 |
Genel |
harika çocuk |
child prodigy i.
|
|
5 |
Genel |
harika çocuk |
wonder child i.
|
|
6 |
Genel |
harika şey |
pippin i.
|
|
7 |
Genel |
harika bir deneyim |
quite an experience i.
|
|
8 |
Genel |
en harika |
the most wonderful i.
|
|
9 |
Genel |
harika bir hayat |
a wonderful life i.
|
|
10 |
Genel |
harika çocuk |
infant prodigy i.
|
|
11 |
Genel |
harika yer |
wonderful place i.
|
|
12 |
Genel |
harika kaynak |
wonderful resource i.
|
|
13 |
Genel |
harika manzara |
tableau i.
|
|
14 |
Genel |
harika olma |
marvelousness i.
|
|
15 |
Genel |
harika görünüp aslında aldananları gülünç duruma düşüren şaka |
mare's-nest i.
|
|
16 |
Genel |
harika olma |
wonderment i.
|
|
17 |
Genel |
harika çocuk |
wunderkind i.
|
|
18 |
Genel |
harika iş |
hole in one i.
|
|
19 |
Genel |
harika iş |
hole-in-one i.
|
|
20 |
Genel |
harika şeyler anlatan kimse |
mirabilary [obsolete] i.
|
|
21 |
Genel |
harika şeyler anlatan eser |
mirabilary [obsolete] i.
|
|
22 |
Genel |
harika işler başaran adam |
miracle-man i.
|
|
23 |
Genel |
harika olma |
godlikeness i.
|
|
24 |
Genel |
harika olduğu düşünülen kimse |
deity i.
|
|
25 |
Genel |
harika görünmek |
look great f.
|
|
26 |
Genel |
(kocasına) harika bir eş olmak |
make a great wife f.
|
|
27 |
Genel |
harika ışık/güneş almak |
get great light f.
|
|
28 |
Genel |
harika görünmek |
look gorgeous f.
|
|
29 |
Genel |
harika görünmek |
look awesome f.
|
|
30 |
Genel |
harika bir moda anlayışı/zevki olmak |
have great fashion sense f.
|
|
31 |
Genel |
bir şeyde harika olmak |
be excellent at something f.
|
|
32 |
Genel |
bir şeyde harika olmak |
be brilliant at something f.
|
|
33 |
Genel |
tek kelimeyle harika |
just wonderful s.
|
|
34 |
Genel |
...kadar büyük/harika |
as great as s.
|
|
35 |
Genel |
harika olmayan |
unbrilliant s.
|
|
36 |
Genel |
harika olmayan |
untremendous s.
|
|
37 |
Genel |
harika ötesi |
superexcellent s.
|
|
38 |
Genel |
harika! |
great s.
|
|
39 |
Genel |
harika bir biçimde |
tremendously zf.
|
|
40 |
Genel |
harika bir biçimde |
awesomely zf.
|
|
41 |
Genel |
harika bir şekilde |
resplendently zf.
|
|
42 |
Genel |
harika bir şekilde |
gorgeously zf.
|
|
43 |
Genel |
harika bir şekilde |
magnificently zf.
|
|
44 |
Genel |
harika bir şekilde |
splendidly zf.
|
|
45 |
Genel |
harika bir şekilde |
nobly zf.
|
|
46 |
Genel |
harika bir biçimde |
excellently zf.
|
|
47 |
Genel |
harika bir şekilde |
wonderful [dialect] zf.
|
|
48 |
Genel |
harika bir şekilde |
wonderly zf.
|
|
49 |
Genel |
harika bir şekilde |
brawly [dialect] [scotland] zf.
|
|
50 |
Genel |
harika bir şekilde |
gert [dialect] zf.
|
|
51 |
Genel |
harika bir şekilde |
greatly zf.
|
|
52 |
Genel |
harika bir şekilde |
fine zf.
|
|
53 |
Genel |
harika bir şekilde |
finely zf.
|
|
54 |
Genel |
harika! |
goodie ünl.
|
|
55 |
Genel |
harika! |
bravissimo ünl.
|
|
56 |
Genel |
harika! |
great ünl.
|
|
57 |
Genel |
işte o gün harika bir gün olurdu |
that will be the day expr.
|
|
Phrases |
|
58 |
İfadeler |
bir insanı harika yapan nitelikler |
the stuff of greatness i.
|
|
59 |
İfadeler |
ne harika bir dünya |
what a wonderful world expr.
|
|
60 |
İfadeler |
kesinlikle harika |
absolutely amazing expr.
|
|
61 |
İfadeler |
harika bir şey/biri |
he/she/it is something else expr.
|
|
Colloquial |
|
62 |
Konuşma Dili |
harika bir fikir |
a great idea i.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
harika bir anne |
a wonderful mother i.
|
|
64 |
Konuşma Dili |
harika bir atış |
an excellent shot i.
|
|
65 |
Konuşma Dili |
harika bir kitap |
a great book i.
|
|
66 |
Konuşma Dili |
harika gülüş |
killer smile i.
|
|
67 |
Konuşma Dili |
harika şeyler |
flowing with milk and honey i.
|
|
68 |
Konuşma Dili |
harika/süper performans |
killer performance i.
|
|
69 |
Konuşma Dili |
harika (biri/bir şey) |
hang of a (someone or something) i.
|
|
70 |
Konuşma Dili |
gerçekten harika bir fikir (kinayeli) |
a (real) winner i.
|
|
71 |
Konuşma Dili |
harika bir haber |
hell of a note i.
|
|
72 |
Konuşma Dili |
harika biri/bir şey |
hell of a someone/something i.
|
|
73 |
Konuşma Dili |
harika biri/bir şey |
helluva someone/something i.
|
|
74 |
Konuşma Dili |
harika bir zaman/dönem |
hell of a time i.
|
|
75 |
Konuşma Dili |
harika/muhteşem bir biçimde sonlandırmak |
go out with a bang f.
|
|
76 |
Konuşma Dili |
harika/mükemmel olmak |
kick butt f.
|
|
77 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) harika yapmak |
(do something) a treat [uk] f.
|
|
78 |
Konuşma Dili |
(elbise) harika oturmak |
(do something) a treat [uk] f.
|
|
79 |
Konuşma Dili |
(gerçekten) harika olmak |
be (really) something f.
|
|
80 |
Konuşma Dili |
harika gitmek |
be going gangbusters [us] f.
|
|
81 |
Konuşma Dili |
harika olmak |
be the business [uk] f.
|
|
82 |
Konuşma Dili |
harika olmak |
(have) got it going on f.
|
|
83 |
Konuşma Dili |
harika olmamak |
be nothing special f.
|
|
84 |
Konuşma Dili |
harika olmak |
slap f.
|
|
85 |
Konuşma Dili |
harika olmak |
go hard f.
|
|
86 |
Konuşma Dili |
harika olmayan |
unawesome s.
|
|
87 |
Konuşma Dili |
bir harika |
real gone s.
|
|
88 |
Konuşma Dili |
harika görünen |
good enough to eat s.
|
|
89 |
Konuşma Dili |
şahane/harika/enfes (bir şey veya kişi) |
a hell of a someone or something zf.
|
|
90 |
Konuşma Dili |
şahane/harika/enfes (bir şey veya kişi) |
a helluva someone or something zf.
|
|
91 |
Konuşma Dili |
harika! |
deal! ünl.
|
|
92 |
Konuşma Dili |
için harika/mükemmel! |
bully for! ünl.
|
|
93 |
Konuşma Dili |
senin/onun/onlar için harika/mükemmel |
bully for you/him/her/them ünl.
|
|
94 |
Konuşma Dili |
harika! |
super [uk] ünl.
|
|
95 |
Konuşma Dili |
çok iyi/sıkı/süper/harika (kişi/şey) |
one heck of a (something or someone) expr.
|
|
96 |
Konuşma Dili |
harika! |
hot dog! expr.
|
|
97 |
Konuşma Dili |
harika! |
(jolly) good show! expr.
|
|
98 |
Konuşma Dili |
harika! |
neato! expr.
|
|
99 |
Konuşma Dili |
sayende geçirdiğim (güzel, harika) zaman için teşekkürler |
thank you for a (some kind of) time expr.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
(harika, güzel) vakit geçirdim, teşekkürler |
thank you for a (some kind of) time expr.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
birlikte geçirdiğimiz (güzel, harika) zaman için teşekkürler |
thank you for a (some kind of) time expr.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
harika bir şey/biri |
he/she/it is something else expr.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
harika görünüyorsun |
you look like a million expr.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
(ve) bu harika bir haber |
(and) a good job too expr.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
(ve) bu harika oldu |
(and) a good job too expr.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
(ve) bu harika bir haber |
(and) a good thing too expr.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
(ve) bu harika oldu |
(and) a good thing too expr.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
harika zaman geçiriyorum, keşke burada olsan |
having a wonderful time, wish you were here expr.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
harika bir şey |
quite something expr.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
(güzel, harika) akşam için teşekkür ederim |
thank you for a (some kind of) evening expr.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
geçirdiğimiz (güzel, harika) akşam için teşekkür ederim |
thank you for a (some kind of) evening expr.
|
|
112 |
Konuşma Dili |
(güzel, harika) bir akşamdı, teşekkürler |
thank you for a (some kind of) evening expr.
|
|
113 |
Konuşma Dili |
(güzel, harika akşam için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) evening expr.
|
|
114 |
Konuşma Dili |
geçirdiğimiz (güzel, harika akşam için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) evening expr.
|
|
115 |
Konuşma Dili |
(güzel, harika bir akşamdı, teşekkürler |
thanks for a (some kind of) evening expr.
|
|
116 |
Konuşma Dili |
(güzel, harika) zaman geçirmemi sağladığın/sağladığınız için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) time expr.
|
|
117 |
Konuşma Dili |
(güzel, harika) vakit geçirdim, teşekkürler |
thanks for a (some kind of) time expr.
|
|
118 |
Konuşma Dili |
geçirdiğimiz (güzel, harika) zaman için teşekkürler |
thanks for a (some kind of) time expr.
|
|
119 |
Konuşma Dili |
bu harika |
that's sweet expr.
|
|
120 |
Konuşma Dili |
harika değil mi? |
would you believe (it) expr.
|
|
121 |
Konuşma Dili |
harika! |
bonus! exclam.
|
|
122 |
Konuşma Dili |
harika! |
good deal! exclam.
|
|
123 |
Konuşma Dili |
harika! |
you beaut! [australia/new zealand] exclam.
|
|
124 |
Konuşma Dili |
harika! |
you beauty! [australia/new zealand] exclam.
|
|
125 |
Konuşma Dili |
bu harika |
that's lit exclam.
|
|
Idioms |
|
126 |
Deyim |
harika çocuk |
wonder boy i.
|
|
127 |
Deyim |
harika çocuk |
golden boy i.
|
|
128 |
Deyim |
şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş |
the greatest thing since sliced bread i.
|
|
129 |
Deyim |
şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş |
greatest thing since indoor plumbing i.
|
|
130 |
Deyim |
sekizinci harika |
eighth wonder i.
|
|
131 |
Deyim |
harika bir şey/deneyim |
stone groove i.
|
|
132 |
Deyim |
harika zaman |
a whale of a (good) time i.
|
|
133 |
Deyim |
harika haber |
music to ears i.
|
|
134 |
Deyim |
şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş |
the greatest thing since indoor plumbing i.
|
|
135 |
Deyim |
(bir şeyin) mükemmel/harika/kusursuz bir örneği |
the soul of (something) i.
|
|
136 |
Deyim |
harika bir ses |
the voice of an angel i.
|
|
137 |
Deyim |
harika hissetmek |
feel like a million i.
|
|
138 |
Deyim |
harika hissetmek |
feel like a million dollars i.
|
|
139 |
Deyim |
harika/olağanüstü olmak |
be (the) bomb f.
|
|
140 |
Deyim |
harika/olağanüstü olmak |
be the bomb [us] f.
|
|
141 |
Deyim |
harika/mükemmel gitmek |
be going great guns f.
|
|
142 |
Deyim |
harika görünmek |
look like a million dollars f.
|
|
143 |
Deyim |
harika görünmek |
cut a fine figure f.
|
|
144 |
Deyim |
harika görünmek |
look like a million bucks f.
|
|
145 |
Deyim |
harika hissetmek |
feel like a million dollars f.
|
|
146 |
Deyim |
harika görünmek |
look fit to kill f.
|
|
147 |
Deyim |
harika hissetmek |
feel like a million bucks f.
|
|
148 |
Deyim |
harika görünmek |
(be) good enough to eat f.
|
|
149 |
Deyim |
harika olur (olumlu veya olumsuz anlamda) |
be the living end f.
|
|
150 |
Deyim |
bir şeyi harika yapmak |
put on a wonderful show f.
|
|
151 |
Deyim |
bir konuda harika performans göstermek |
put on a wonderful show f.
|
|
152 |
Deyim |
bir konuda harika performans sergilemek |
put on a wonderful show f.
|
|
153 |
Deyim |
harika olmak |
be out of this world f.
|
|
154 |
Deyim |
harika/mükemmel performans göstermek |
be in the groove f.
|
|
155 |
Deyim |
bir şeyin mükemmel/harika/kusursuz bir örneği olmak |
be the soul of something f.
|
|
156 |
Deyim |
harika olmak |
be a peach f.
|
|
157 |
Deyim |
harika olmak |
be good news f.
|
|
158 |
Deyim |
harika (bir şey) olmak |
be no mean (something) f.
|
|
159 |
Deyim |
harika olmak |
be the bee's knees f.
|
|
160 |
Deyim |
harika olmak |
be the cat's whiskers f.
|
|
161 |
Deyim |
(biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak |
work miracles (for/on/with somebody/something) f.
|
|
162 |
Deyim |
(biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak |
work wonders (for/on/with somebody/something) f.
|
|
163 |
Deyim |
(biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak |
do wonders (for/on/with somebody/something) f.
|
|
164 |
Deyim |
(biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak |
do miracles (for/on/with somebody/something) f.
|
|
165 |
Deyim |
harika hissetmek |
feel like a million dollars f.
|
|
166 |
Deyim |
harika hissetmek |
feel like a million f.
|
|
167 |
Deyim |
harika/mükemmel gitmek |
be going great guns f.
|
|
168 |
Deyim |
kulağa harika bir fikir gibi gelmek |
sound like a (real) winner f.
|
|
169 |
Deyim |
kulağa harika/uygun biri gibi gelmek |
sound like a (real) winner f.
|
|
170 |
Deyim |
desene harika biri (kinayeli) |
sound like a (real) winner f.
|
|
171 |
Deyim |
olağanüstü/harika bir performans sergilemek |
stop the show f.
|
|
172 |
Deyim |
çok harika |
full well expr.
|
|
173 |
Deyim |
görülmedik derecede harika |
out of this world expr.
|
|
174 |
Deyim |
harika bir iş/parti/hikaye |
a whale of a (job/party/story) expr.
|
|
175 |
Deyim |
mükemmel/harika durumda |
in mint condition expr.
|
|
176 |
Deyim |
uğrunda ölecek kadar harika |
it's to die expr.
|
|
177 |
Deyim |
(ve) bu harika oldu |
(and) a good job too expr.
|
|
178 |
Deyim |
(ve) bu harika oldu |
(and) a good thing too expr.
|
|
179 |
Deyim |
harika (bir şey) |
a whale of a (something) expr.
|
|
180 |
Deyim |
uğrunda ölecek kadar harika |
it's to die for expr.
|
|
181 |
Deyim |
kulağa harika/çok iyi geliyor! |
sounds like a winner! expr.
|
|
182 |
Deyim |
harika olacak |
that'll be the day! expr.
|
|
183 |
Deyim |
harika zaman |
whale of a time expr.
|
|
Speaking |
|
184 |
Konuşma |
harika! |
terrific! ünl.
|
|
185 |
Konuşma |
harika! |
arriba! ünl.
|
|
186 |
Konuşma |
bugün harika görünüyorsun |
you look great today expr.
|
|
187 |
Konuşma |
bunu duymak harika |
that's great to hear expr.
|
|
188 |
Konuşma |
bence harika bir fikir |
I think it's a great idea expr.
|
|
189 |
Konuşma |
burası harika |
it's great here expr.
|
|
190 |
Konuşma |
bir kere tadına alıştın mı harika geliyor |
it's pretty good once you get used to the taste expr.
|
|
191 |
Konuşma |
bu harika bir fikir |
that's a great idea expr.
|
|
192 |
Konuşma |
harika görünüyorsun |
you look wonderful expr.
|
|
193 |
Konuşma |
harika gözüküyorsun |
you look wonderful expr.
|
|
194 |
Konuşma |
harika bir aşçısın |
you are a great cook expr.
|
|
195 |
Konuşma |
harika görünüyorsun |
you look great expr.
|
|
196 |
Konuşma |
harika haberlerim var |
i have great news expr.
|
|
197 |
Konuşma |
harika zaman geçiriyorum |
I'm having a hell of a time expr.
|
|
198 |
Konuşma |
harika bir iş başardın |
you did a great thing expr.
|
|
199 |
Konuşma |
harika zaman geçiriyorum |
I'm having quite a time expr.
|
|
200 |
Konuşma |
harika! |
woohoo! expr.
|
|
201 |
Konuşma |
harika bir iş yapıyorsun |
you're doing a great job expr.
|
|
202 |
Konuşma |
harika bir baba olacaksın |
you're going to be a great father expr.
|
|
203 |
Konuşma |
harika zaman geçiriyorum keşke burada olsan |
I'm having a wonderful time; wish you were here expr.
|
|
204 |
Konuşma |
harika olacak |
it will be great expr.
|
|
205 |
Konuşma |
harika iş! |
great work! expr.
|
|
206 |
Konuşma |
harika görünüyorsun |
you look gorgeous expr.
|
|
207 |
Konuşma |
evde olması harika |
it's great having him home expr.
|
|
208 |
Konuşma |
harika olmaz mı? |
wouldn't that be great? expr.
|
|
209 |
Konuşma |
harika bir hafta sonu geçirdim |
I had a great weekend expr.
|
|
210 |
Konuşma |
harika görünüyorsunuz |
you look great expr.
|
|
211 |
Konuşma |
ikiniz de harika görünüyorsunuz |
you both look great expr.
|
|
212 |
Konuşma |
ne harika bir eviniz var |
what an amazing house you have expr.
|
|
213 |
Konuşma |
ne harika bir film |
what a great movie expr.
|
|
214 |
Konuşma |
orada harika vakit geçirdik |
we had a great time there expr.
|
|
215 |
Konuşma |
kulağa harika geliyor! |
sounds awesome! expr.
|
|
216 |
Konuşma |
manzara harika |
the view is amazing expr.
|
|
217 |
Konuşma |
sen harika bir annesin |
you're a great mother expr.
|
|
218 |
Konuşma |
harika bir ekip olduğunuz için teşekkürler |
thanks for being a great team expr.
|
|
Media |
|
219 |
Medya |
harika bir fırsat |
a dream ticket [uk] i.
|
|
Art |
|
220 |
Sanat |
harika manzaraların veya bölümlerin hayali olarak kaynaşıp birbirini izlemesi |
diorama [uk] i.
|
|
Music |
|
221 |
Müzik |
(popüler müzik) harika |
solid s.
|
|
Theatre |
|
222 |
Tiyatro |
harika manzara |
tableau vivant i.
|
|
Slang |
|
223 |
Argo |
harika kimse/şey |
cats meow [old-fashioned] i.
|
|
224 |
Argo |
harika şey |
cat's pajamas [old-fashioned] i.
|
|
225 |
Argo |
harika/mükemmel biri veya şey |
butt-kicker i.
|
|
226 |
Argo |
harika gösteri |
a kick-ass show i.
|
|
227 |
Argo |
harika kimse |
the bomb i.
|
|
228 |
Argo |
harika kimse/şey |
the dog's bollocks i.
|
|
229 |
Argo |
çok harika şey |
dynamite i.
|
|
230 |
Argo |
harika şey |
pip i.
|
|
231 |
Argo |
harika olmak |
rock f.
|
|
232 |
Argo |
harika hissetmek |
rock my socks off f.
|
|
233 |
Argo |
harika zaman geçirmek |
have a blast f.
|
|
234 |
Argo |
harika zaman geçirmek |
have a bang-up time f.
|
|
235 |
Argo |
harika zaman geçirmek |
have a hell of a time f.
|
|
236 |
Argo |
harika hissetmek |
feel groovy f.
|
|
237 |
Argo |
harika olmak |
kick ass f.
|
|
238 |
Argo |
harika olmak |
kick butt f.
|
|
239 |
Argo |
boy ölçüşülemeyecek kadar iyi/harika |
unfuckwithable s.
|
|
240 |
Argo |
harika (vurgulu) |
fanfreakintastic s.
|
|
241 |
Argo |
harika! |
darb! ünl.
|
|
242 |
Argo |
benim hayatım harika olacak |
my life is gonna rock expr.
|
|
243 |
Argo |
harika! |
boom daddy! expr.
|
|
244 |
Argo |
harika zaman geçiriyorum |
I'm having a hell of a time expr.
|
|
245 |
Argo |
harika (avustralya) |
groit expr.
|
|
246 |
Argo |
harika! |
ace! expr.
|
|
247 |
Argo |
harika! |
you little ripper! expr.
|
|
248 |
Argo |
süper-mega-seksi-harika-ateşli |
super mega foxy awesome hot expr.
|
|
249 |
Argo |
uğrunda ölecek kadar harika |
to die for expr.
|
|
250 |
Argo |
(bir şey) harika/muhteşem |
(something) is wicked expr.
|
|
251 |
Argo |
(gerçekten) harika |
(totally) tubular [cliché] expr.
|
|
252 |
Argo |
harika olur! |
party on! exclam.
|
|
253 |
Argo |
harika! |
awesome! exclam.
|
|
British Slang |
|
254 |
İngiliz Argosu |
harika! |
triffic ! ünl.
|
|
255 |
İngiliz Argosu |
harika! |
wizard! expr.
|
|
256 |
İngiliz Argosu |
harika! |
wizzo! expr.
|
|
257 |
İngiliz Argosu |
harika/mükemmel (gidiyor) |
sucking diesel expr.
|
|
258 |
İngiliz Argosu |
harika! |
whizzo! expr.
|
|
259 |
İngiliz Argosu |
harika! |
fannytastic! expr.
|
|
260 |
İngiliz Argosu |
harika! |
ace! expr.
|
|
261 |
İngiliz Argosu |
harika! |
job's a good'un! expr.
|
|
262 |
İngiliz Argosu |
harika! |
coolio! expr.
|
|
263 |
İngiliz Argosu |
harika! |
lovely-jubbly! expr.
|
|
264 |
İngiliz Argosu |
harika! |
go to the foot of our stairs! expr.
|
|
Modern Slang |
|
265 |
Modern Argo |
harika ötesi |
acemazing s.
|
|
266 |
Modern Argo |
çok harika |
amazingly great s.
|
|
267 |
Modern Argo |
harika biri/bir şey değil |
aint bout nuttin exclam.
|
|