hayal - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hayal



"hayal" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hayal dream i.
hayal imagination i.
General
hayal castle i.
hayal presence i.
hayal illusion i.
hayal simulacrum i.
hayal pipe dream i.
hayal fiction i.
hayal fantasy i.
hayal imagination i.
hayal castle in the air i.
hayal bubble i.
hayal phantom i.
hayal flight of fancy i.
hayal species i.
hayal delusion i.
hayal image i.
hayal vision i.
hayal shadow i.
hayal figment i.
hayal reverie i.
hayal specter i.
hayal phantasy i.
hayal phantasm i.
hayal reflection i.
hayal shape i.
hayal spectre i.
hayal fancy i.
hayal make-believe i.
hayal wishful thinking i.
hayal daydream i.
hayal hallucination i.
hayal whim-wham i.
hayal revery i.
hayal dreaming i.
hayal fantom i.
hayal simulacher i.
hayal pretence i.
hayal pretense i.
hayal dreamy s.
Colloquial
hayal air castle i.
hayal castle in spain i.
Idioms
hayal day dream i.
hayal the end of the rainbow i.
Technical
hayal ghost image i.
Television
hayal ghost image i.
Psychology
hayal imagery i.
hayal daydream i.
Linguistics
hayal image i.
Archaic
hayal fantasm i.
hayal simulacre i.
British Slang
hayal headtrip i.

"hayal" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hayal gücü imagination i.
hayal kırıklığı disappointment i.
hayal kurmak dream f.
hayal kırıklığına uğratmak disappoint f.
hayal etmek imagine f.
hayal kırıklığına uğramış disappointed s.
hayal gücü kuvvetli imaginative s.
General
hayal kırıklığı comedown i.
hayal aleminden çıkarma disillusion i.
hayal gücü phantasy i.
hayal kırıklığı letdown i.
hayal kırıklığına neden olan şey disappointment i.
edebiyatta hayal gücü imagination in literature i.
hayal peşinde koşan kimse rainbow chaser i.
hayal ürünü şey fiction i.
hayal inkisarı disappointment i.
hayal ürünü figment i.
sukutu hayal disappointment i.
sınırsız hayal veya hayal gücü fantasy i.
boş hayal pipe dream i.
hayal gücü fantasy i.
hayal kurma escapism i.
hayal meyal benzerlik simulacrum i.
hayal etme imagination i.
hayal kırıklığı defeat i.
hayal mahsulü a figment of the imagination i.
hayal alemi the realm of the imaginary i.
hayal kurma flight of fancy i.
hayal kırıklığı frustration i.
hayal kırıklığı frost i.
hayal ürünü a figment of the imagination i.
hayal gücü vision i.
hayal kırıklığı chagrin i.
hayal alemi the world of dreams i.
hayal edilebilirlik imaginableness i.
hayal inkisarı frustration i.
hayal ürünü roman fiction i.
hayal doluluk dreamfulness i.
hayal oyunu fantasy game i.
hayal meyal görüntü silhouette i.
hayal gücü fancy i.
hayal gücü eksikliği dryness i.
hayal kurma woolgathering i.
hayal kırıklığı disillusion i.
hayal kırıklığı non event i.
hayal kırıklığı failure i.
hayal kırıklığı disillusionment i.
hayal kırıklığı sell i.
hayal kırıklığı take in i.
hayal eden imager i.
hayal kuran visualiser i.
uzak bir hayal a distant dream i.
gerçekleşecek bir hayal a dream come true i.
hayal görme phantasmata i.
hayal kırıklığına uğratan şey disappointment i.
hayal ürünü ya da uydurma şey figment i.
hayal ürünü cloud-cuckoo-land i.
hayal ürünü make-believe i.
hayal alemi cloud-cuckoo-land i.
hayal ülkesi never-never i.
hayal ülkesi shangri-la i.
ham hayal will-o-the-wisp i.
hayal gücü imagination i.
hayal kırıklılığı disappointment i.
rüyada olduğu gibi bir dizi tutarsız hayal phantasmagoria i.
hayal kayması image displacement i.
hayal yorumlayıcı image interpreter i.
ham hayal pipe dream i.
hayal mühendisi imagineer i.
hayal gücü kuvvetli insan imaginist i.
hayal mahsulü ödül pot of gold i.
çılgınca sanrı/hayal insane delusion i.
hayal ürünü fiction i.
hayal edilen eş/ideal hayat arkadaşı dream partner i.
hayal etme concept i.
gerçeklerden kaçan/hayal dünyasında yaşayan kimse wishful thinker i.
hayal kuran visualizer i.
hayal kurma wool-gathering i.
hayal dünyası fantasy world i.
hayal dünyası imaginary world i.
hayal dünyası dream world i.
hayal oyunları phantasmagoria i.
ertelenen bir hayal a dream deferred i.
hayal gücüne dayanarak kendimizi başkasının yerine koyabilme yeteneği ability to put ourselves imaginatively in another’s place i.
hayal panosu dream board i.
hayal ürünü yaratık imaginary creature i.
hayal alemine dalan kimse castlebuilder i.
yüce hayal nirvana i.
hayal gücünün ürettiği zihinsel imge thought-image i.
hayal gücünün ürettiği zihinsel imge imagination image i.
hayal dünyası twilight zone i.
hayal kırıklığı yaşatan sonuç disappointing result i.
hayal kırıklığına neden olan sonuç disappointing result i.
hayal gücü olmama unimaginativeness i.
hayal gücü kıt olma unimaginativeness i.
hayal kırıklığı balk i.
hayal kırıklığı let-down i.
kötü cazibeyle hayal kırıklığına uğrama excantation i.
hayal ürünü fabrication i.
sözle anlatılan hayal kırıklığı vent i.
hayal kırıklığı mesprise i.
gerçekleşmesi imkansız hayal reverie i.
hayal meyal durum borderland i.
hayal gücü canlılığı brilliance i.
hayal gücü canlılığı brilliancy i.
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinme moonery i.
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinme moony i.
hayal ürünü reverie i.
hayal kuran kimse reverist i.
hayal kuran kimse reveur i.
hayal kuran kimse reveuse i.
çocukları anlamayan hayal gücünden yoksun yetişkin muggle i.
doğaüstü kişi veya olayların insanın hayal gücünden kaynaklandığını ileri süren görüşe bağlı kimse mythicist i.
bebeğin istenenden farklı cinsiyette olmasının yarattığı hayal kırıklığı gender disappointment i.
gerçekçi olmayan hayal chimera i.
gerçekçi olmayan hayal chimaera i.
bittiğini hayal etme designation [obsolete] i.
hayal ürünü ideality i.
hayal ürünü imagery i.
hayal edilebilir olma imaginability i.
hayal eden kimse imaginant [obsolete] i.
hayal ürünü imaginary [obsolete] i.
hayal gücü imaginary i.
hayal ürünü olma imaginativeness i.
hayal eden kimse imaginer i.
hayal ürünleri imaginings i.
hayal gücüyle bir araya getirme connection i.
hayal kırıklığına uğratan kimse disenchanter i.
hayal kırıklığına uğratan kadın disenchantress i.
hayal aleminden çıkma disillusionment i.
hayal kırıklığı dismay i.
hayal kırıklığına uğrama dismayedness i.
hayal dünyası cloudtown i.
hayal gücünün zayıflığından ötürü sadece fiziksel işlerle geçinen kimse drudge i.
hayal gücü kuvvetli kimse fancier i.
hayal dünyası fancy i.
hayal ürünü fancy i.
hayal ürünü fantasm i.
hayal evreni fantasyland i.
hayal ürünü fantom i.
çocukların hayal dünyası paracosm i.
hayal kırıklığına uğratan eylem dashing hopes i.
birini hayal kırıklığına uğratma dashing hopes i.
hayal gücü yüksek kimse phantasime i.
hayal ürünü phantasy i.
genellikle hayal gücünden yoksun olan, istikrarlı ve çalışkan işçi plugger i.
hayal kurma romanticisation i.
hayal kurma romanticization i.
hayal meyal benzerlik simulacher i.
hayal alemi ivory tower i.
hayal ürünü pretence i.
hayal ürünü pretense i.
kayıp veya hayal kırıklığı ile başa çıkmak için alınan ve genellikle kişinin bir durumu inkar etmesine yol açan mecazi bir afyon copium i.
uyumsuz hayal kurma maladaptive daydreaming i.
hayal gücü poesie i.
hayal gücü poesy i.
hayal görmek dream f.
hayal etmek dream f.
hayal etmek imagine f.
hayal kırıklığına uğratmak frustrate f.
hayal etmek shadow f.
hayal kırıklığına uğratmak chagrin f.
hayal kurmak build castles in the air f.
hayal kırıklığına uğratmak disillusion f.
hayal etmek conjure up f.
hayal kırıklığına uğratmak get down f.
hayal etmek fancy f.
hayal gücünü kullanarak bir şeye başka bir anlam yüklemeye kalkmamak interpret something strictly f.
hayal kurmaktan vazgeçmek come down to earth f.
hayal olmak fizzle out f.
hayal kırıklığına uğratmak let somebody down f.
hayal kırıklığına uğratmak disenchant f.
biri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak be disappointed in someone f.
birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak let someone down gently f.
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinmek moon f.
hayal kırıklığına uğratmak disappoint f.
hayal kurmak woolgather f.
hayal aleminden çıkarmak disillusion f.
hayal kurmak day dream f.
birini hayal kırıklığına uğratmak dash someone's hopes f.
hayal görmek see things f.
karanlıkta hayal meyal görünen birşeye dikkatle bakmak peer f.
hayal kurmak daydream f.
hayal kırıklığına uğratmak discourage f.
hayal etmek fantasize f.
hayal gibi görmek vision f.
hayal meyal görünmek peer f.
hayal görmek hallucinate f.
hayal kurmak fancy f.
hayal kırıklığına uğratmak let down f.
hayal etmek picture f.
hayal kurmak imagine f.
hayal kırıklığına uğramak be disappointed f.
birini hayal kırıklığına uğratmak let somebody down f.
başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak come through f.
olarak hayal etmek make believe f.
hayal kırıklığına uğratmak cause disappointment f.
hayal kırıklığı yaratmak cause disappointment f.
hayal kırıklığı yaratmak leave someone disappointed f.
hayal kırıklığı yaratmak make disappointed f.
hayal gücünü kullanmak use one's imagination f.
hayal gücü geniş olmak have a vivid imagination f.
hayal gücü geniş olmak have a great imagination f.
hayal kırıklığı yaşamak experience disappointment f.
hayal kırıklığı yaşamak have a disappointment f.
hayal olmak float f.
hayal kurmak fantasise f.
hayal etmek picture to oneself f.
hayal inşa etmek imagineer f.
hayal kırıklığına uğramak get disappointed f.
hayal kırıklığı hissetmek feel disappointed f.
hayal kırıklığı yaşatmak disappoint f.
hayal kırıklığı yaşatmak let down f.
hayal peşinden koşmak go after a dream f.
hayal peşinden koşmak run after a dream f.
birisini bir başkasıymış gibi düşünmek/hayal etmek envision someone as someone else f.
hayal kırıklığına uğratmak dash f.
hayal kurmak fantasize f.
hayal etmek fantasise f.
hayal peşinde koşmak chase a dream f.
doktor olmayı hayal etmek dream of becoming a doctor f.
yeniden hayal etmek reimagine f.
hayal bile edememek can not even imagine f.
hayal kırıklığına uğratmak tease f.
bir şeyden şikayet etmek (hayal kırıklığına uğramış olduğundan) bemoan f.
hayal kırıklığına uğratmak cheat f.
sevinçle hayal etmek cherish f.
hayal etmek think f.
hayal olmak become a dream f.
(bir şeyin altından) hayal meyal görünen bir şeye dikkatle bakmak underpeer f.
cesaret ve hayal gücüyle yapmak pull f.
hayal kırıklığına uğratmak beguile [obsolete] f.
hayal görmek vision f.
hayal gibi görmek vision f.
hayal kırıklığına uğratmak betray f.
hayal etmek wis [obsolete] f.
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak be disappointed at someone or something f.
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak be disappointed in someone or something f.
(uyuşturucu) hayal gördürmek mind f.
hayal kırıklığına uğratmak mislippen [dialect] f.
hayal kırıklığına uğratmak lout [obsolete] f.
hayal kırıklığına uğratmak bum (out) f.
hayal kırıklığına uğratmak delude [obsolete] f.
hayal etmek depicture f.
hayal etmek image f.
hayal aleminde gezmek blue-sky f.
hayal aleminden çıkarmak be disenamor (by) f.
hayal kırıklığına uğratmak be disenamor (by) f.
hayal aleminden çıkarmak be disenamored (with) f.
hayal kırıklığına uğratmak be disenamored (with) f.
hayal kırıklığına uğratmak disillusionize f.
hayal kırıklığına uğratmak disillusionise f.
hayal kırıklığına uğratmak disoblige [uk] f.
hayal etmek conceit [obsolete] f.
hayal ürünü oluşturmak fantasise [uk] f.
hayal aleminde yüzmek fantasize [us] f.
hayal ürünü oluşturmak fantasize f.
hayal aleminde yüzmek fantasise [uk] f.
hayal kurmak fantasy f.
hayal etmek feature f.
hayal etmek phantasy f.
hayal gücünden yoksun prosaic s.
hayal kırıklığına uğratan discouraging s.
hayal edilebilir conceivable s.
hayal kırıklığına uğramış brassed off s.
hayal mahsulü imaginary s.
hayal ürünü fanciful s.
hayal ürünü fabulous s.
hayal kırıklığına uğratan disappointing s.
hayal gücü olmayan unimaginative s.
hayal meyal faint s.
hayal ürünü imaginary s.
insanın hayal gücünü çalıştırmayan uninspiring s.
hayal gücünden yoksun uninspired s.
hiçbir hayal gücü belirtisi göstermeyen unimaginative s.
hayal ürünü düşünce dereistic s.
hayal meyal dreaming s.
hayal meyal vague s.
hayal kurulmuş fancied s.
hayal edilemez inconceivable s.
hayal meyal fuzzy s.
insanın hayal gücünü harekete geçirmeyen uninspiring s.
hayal gücü kıt unimaginative s.
hayal gibi spooky s.
hayal kırıklığı uğramış disappointed s.
hayal meyal dreamy s.
hayal gibi dreamlike s.
hayal meyal shadowy s.
hayal ürünü imaginative s.
hayal kırıklığına uğramış disappointed s.
hayal meyal misty s.
hayal gücü kuvvetli imaginative s.
hayal kırıklığı yapan disappointing s.
hayal edilebilir imaginable s.
hayal meyal indistinct s.
hayal mahsülü fanciful s.
hayal kırıklığına sebep veren anticlimactic s.
hayal meyal indistinguished s.
hayal edilmesi mümkün supposable s.
erişilmesi güç (hayal) farfetched s.
hayal ürünü fantastic s.
hayal ürünü olan make-believe s.
hayal gücü olmayan literal-minded s.
hayal gücü zayıf literal-minded s.
hayal gördüren mind-bending s.
hayal kırıklığına uğramış disillusioned s.
hayal edilemez undreamed-of s.
hayal edilemez undreamt s.
hayal edilemez undreamed s.
hayal edilemez undreamt of s.
hayal edilemez unimagined s.
hayal edilmiş pictured s.
hayal gücünden yoksun pedestrian s.
hayal kırıklığına uğratıcı disappointing s.
hayal gücü yüksek imaginative s.
hayal dünyasında yaşayan delusional s.
hayal gördüren psychedelic s.
hayal meyal adumbral s.
hayal gücünden mahrum terre à terre s.
hayal kırıklığı yaratacak kadar başarısız thwarted s.
feci şekilde hayal kırıklığına uğramış bitterly disappointed s.
hayal edilmiş imagined s.
hayal kırıklığına sebep olan anticlimactical s.
hayal gücünden yoksun arid s.
hayal gücü kıt earthbound s.
hayal gücü zayıf earthbound s.
hayal edilmemiş unconceived s.
hayal edilmemiş unpictured s.
hayal kırıklığına uğratmayan undisappointing s.
hayal kurmayan undreaming s.
hayal kırıklığı yaratan unlucky s.
hayal edilmemiş unpictured s.
hayal edilmemiş undepicted s.
başkasının hayatına katıldığını hayal ederek hissedilen vicarious s.
hayal edilmesi mümkün olmayan unsupposable s.
hayal gücüne etkileyici gelen magnificent s.
hayal meyal vagarish s.
hayal dolu vegete s.
hayal dolu vegetous s.
otomatik ve hayal gücünden yoksun mechanic s.
hayal kurmaya değer dreamworthy s.
hayal ürünü olan mimic s.
hayal aleminde kaybolmuş moonstruck s.
hayal kırıklığına uğratan mournful s.
gelişigüzel hayal edilmiş mythic s.
gerçekçi olmayan bir hayal gibi chimeral s.
hayal kırıklığına uğratan desultory s.
hayal meyal hatırlanmış dimly-remembered s.
hayal gücü olmayan on the nose s.
hayal gibi oneiric s.
fazlasıyla hayal ürünü overimaginative s.
hayal gücüne ait imaginal s.
hayal gücüyle ilgili imaginal s.
hayal eden imaginant [obsolete] s.
hayal gücüne ait imaginational s.
hayal gücüyle ilgili imaginational s.
hayal gücünü içeren imaginational s.
hayal gücü kaynaklı imaginational s.
hayal gücünü akla getiren imaginational s.
hayal gücünü harekete geçiren imaginative s.
hayal kırıklığına uğratan disenchanting s.
hayal aleminden çıkaran disillusionary s.
hayal aleminden çıkaran disillusioning s.
hayal aleminden çıkaran disillusive s.
şaşırıp hayal kırıklığına uğramış dismayed s.
hayal gücü olmayan institutional s.
hayal gücünden yoksun dryasdust s.
hayal edebilir fancy-free s.
hayal edilen fantasied s.
hayal ürünü feigned s.
hayal gücünden yoksun pedantic s.
hayal gibi daydreamlike s.
hayal gücünden yoksun flatfooted s.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan phantasmagorian s.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile ilgili phantasmagorian s.
hayal aleminde gezen ivory-tower s.
hayal edilen supposed s.
hayal gibi surreal s.
hayal edilebilecek imaginable s.
hayal meyal bir biçimde unsurely zf.
hayal kırıklığına uğratarak tantalizingly zf.
hayal gücüne dayanarak imaginatively zf.
hayal kırıklığına uğratıcı bir şekilde anticlimactically zf.
hayal edilebilir bir biçimde imaginably zf.
hayal meyal vaguely zf.
hayal aleminde in the clouds zf.
hayal kırıklığına uğrayarak disappointingly zf.
hayal kırıklığına uğratarak depressively zf.
hayal kırıklığına uğramış bir şekilde disappointedly zf.
hayal gibi like a dream zf.
hayal meyal indistinctly zf.
hayal kırıklığına uğratarak discouragingly zf.
hayal kırıklığına uğratarak dishearteningly zf.
hayal gücünü kullanarak by a stretch of imagination zf.
hayal gücü kıt bir şekilde unimaginatively zf.
hayal kırıklığına uğratarak tantalisingly zf.
hayal edilemeyecek şekilde unimaginably zf.
hayal meyal nebulously zf.
hayal meyal undistinctly zf.
hayal gücüne dayanmadan unimaginatively zf.
hayal meyal faintly zf.
hayal alemine dalmış bir şekilde head-in-the-clouds zf.
hayal meyal bir şekilde dreamingly zf.
hayal kurarak fancifully zf.
hayal meyal shadowlike zf.
hayal kırıklığı yaratarak crushingly zf.
hayal ile gerçek arasında between dream and reality zf.
şaşkınlık, hayal kırıklığı bildiren ünlemelerin başında kullanılan bir bağlaç if bağ.
bıkkınlık, hayal kırıklığı, şaşkınlık veya mutluluk belirten bir ünlem hey-ho ünl.
belirsizlik veya hayal kırıklığı belirten bir ünlem oy ünl.
Irregular Verb
hayal kurmak mette [obsolete] f.
Phrasals
hayal kırıklığına uğratmak fall down on f.
hayal kırıklığına uğratmak fall from [obsolete] f.
tasavvur/hayal etmek conceive of (someone or something) as (someone or something) f.
tasavvur/hayal etmek conceive of someone or something as someone or something f.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek envisage (someone or something) as (something) f.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek envisage someone or something as someone or something f.
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek feature someone as something f.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize someone or something as someone or something f.
hayal dünyasında yaşamak build castles in the sky f.
hayal kurmak build castles in the sky f.
hayal kırıklığına uğratmak let down f.
ile hayal kırıklığına uğratmak disappoint someone with something f.
zamanını hayal kurarak boşa harcamak dream something away f.
hayal kırıklığına uğratmak grind down f.
birini/bir şeyi olduğundan faklı hayal etmek envisage (someone or something) as (something) f.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak hayal etmek envisage someone or something as someone or something f.
hikayeyi hayal ürünü eklemlerle süslemek embellish something with something f.
birini bir şey olarak hayal etmek feature someone as something f.
istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak lash back (at someone or something) f.
birlikte/bir arada hayal etmek put together f.
farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in (something) f.
belli bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in (something) f.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek superimpose (someone or oneself) on (someone or something) f.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) f.
hayal ettiği şeyin taklidini yaşamak live out f.
hayal ettiği şeyin simülasyonunu tecrübe etmek live out f.
hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyin olduğunu görmek live out f.
hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyi yaşamak/gerçekten tecrübe etmek live out f.
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture (someone or something) inside of (something) f.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) inside of (something) f.
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture (someone or something) in (something) f.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) in (something) f.
birini başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture someone in something f.
birini kıyafetler içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something f.
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something f.
hayal kırıklığına uğratmak bring down f.
(birini/bir şeyi) bir şey olarak tasavvur/hayal etmek conceive of (someone or something) f.
olarak tasavvur/hayal etmek conceive of as f.
birini/bir şeyi hayal etmek conjure someone or something up f.
birini biriyle/bir şeyle hayal kırıklığına uğratmak disappoint someone with someone or something f.
(bir şeyle birini/kendini) hayal kırıklığına uğratmak disappoint (someone or oneself) with (something) f.
(birini/bir şeyi) hayal etmek dream about (someone or something) f.
zamanını hayal kurarak boşa harcamak dream away f.
(birini/bir şeyi) hayal etmek dream of (someone or something) f.
bir şey yapmayı hayal etmek dream of doing something f.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek envision (someone or something) as (someone or something else) f.
birini bir şey giyerken düşünmek/hayal etmek feature someone in something f.
birini bir kıyafet içinde hayal etmek/düşünmek feature someone in something f.
birini bir yerde düşünmek/hayal etmek feature someone in something f.
bir şeyin içinde hayal etmek/düşünmek feature someone in something f.
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek feature as f.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek imagine (someone or something) as (someone or something) f.
olarak hayal etmek imagine as f.
(birini bir şey) olarak hayal etmek picture (one) as (something) f.
olarak hayal etmek picture as f.
istemediği bir cinsel ilişkiye güzel şeyler hayal ederek katlanmak lash back (at someone or something) f.
farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in f.
olarak hayal etmek see as f.
(bir şey) olarak hayal etmek see as (something) f.
(bir şeyin) ötesini/ilerisini tahmin etmek/hayal etmek see beyond (something) f.
(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek see beyond (something) f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize (someone or something) as (something) f.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize as f.
hayal kırıklığına uğramış disappointed in s.
hayal kırıklığına uğramış disappointed at s.
Phrases
mücadelede hayal kırıklığı ya da başarısızlık gibi pek çok şeyle karşılaşma olasılığını anlatan deyiş c'est la guerre [french] ünl.
hayal edebileceğin her şey gerçektir everything you can imagine is real expr.
o benim hayallerime güler fakat ben onun gülüşünü hayal ederim she laughs at my dreams, but I dream about her laughter expr.
başkasının yerinde olduğunu hayal etmiş/düşünen in someone else's place expr.
başkasının konumunda olduğunu hayal eden/düşünen in someone else's place expr.
Proverb
bir şey beklemeyen (çok şey umut etmeyen) hayal kırıklığına uğramaz blessed is he who expects nothing for he shall never be disappointed
(birisi) hayal dünyasında yaşıyor all (one's) geese are swans
(birisi) hayal dünyasında yaşıyor all (one's) geese are swans
beklentisi olmayanın hayal kırıklığı olmaz blessed is he who expects nothing, for he shall never be disappointed
Colloquial
sıkıcı veya hayal gücü olmayan insan cabbage i.
hayal kırıklığı fizzle i.
aşağılayıcı/alçaltıcı hayal kırıklığı/aksilik kick in the behind i.
başta umut veren ama sonra hayal kırıklığı yaratan bir şey/durum a false dawn i.
boş hayal a pipe dream i.
en büyük hayal biggest dream i.
gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir flight of imagination i.
gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir flight of fantasy i.
gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir flight of fancy i.
hayal kırıklığı a damp squib i.
hayal gücünü zorlama stretch of imagination i.
hayal kırıklığı bringdown i.
hayal edilemeyecek kadar büyük sayı kazillion i.
hayal kırıklığı washout i.
hayal gördüren mantarlar psychedelic mushrooms i.