|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
hayal gücü |
imagination i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
hayal kırıklığı |
disappointment i.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
hayal kurmak |
dream f.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
hayal kırıklığına uğratmak |
disappoint f.
|
|
5 |
Yaygın Kullanım |
hayal etmek |
imagine f.
|
|
6 |
Yaygın Kullanım |
hayal kırıklığına uğramış |
disappointed s.
|
|
7 |
Yaygın Kullanım |
hayal gücü kuvvetli |
imaginative s.
|
|
General |
|
8 |
Genel |
hayal kırıklığı |
comedown i.
|
|
9 |
Genel |
hayal aleminden çıkarma |
disillusion i.
|
|
10 |
Genel |
hayal gücü |
phantasy i.
|
|
11 |
Genel |
hayal kırıklığı |
letdown i.
|
|
12 |
Genel |
hayal kırıklığına neden olan şey |
disappointment i.
|
|
13 |
Genel |
edebiyatta hayal gücü |
imagination in literature i.
|
|
14 |
Genel |
hayal peşinde koşan kimse |
rainbow chaser i.
|
|
15 |
Genel |
hayal ürünü şey |
fiction i.
|
|
16 |
Genel |
hayal inkisarı |
disappointment i.
|
|
17 |
Genel |
hayal ürünü |
figment i.
|
|
18 |
Genel |
sukutu hayal |
disappointment i.
|
|
19 |
Genel |
sınırsız hayal veya hayal gücü |
fantasy i.
|
|
20 |
Genel |
boş hayal |
pipe dream i.
|
|
21 |
Genel |
hayal gücü |
fantasy i.
|
|
22 |
Genel |
hayal kurma |
escapism i.
|
|
23 |
Genel |
hayal meyal benzerlik |
simulacrum i.
|
|
24 |
Genel |
hayal etme |
imagination i.
|
|
25 |
Genel |
hayal kırıklığı |
defeat i.
|
|
26 |
Genel |
hayal mahsulü |
a figment of the imagination i.
|
|
27 |
Genel |
hayal alemi |
the realm of the imaginary i.
|
|
28 |
Genel |
hayal kurma |
flight of fancy i.
|
|
|
29 |
Genel |
hayal kırıklığı |
frustration i.
|
|
30 |
Genel |
hayal kırıklığı |
frost i.
|
|
31 |
Genel |
hayal ürünü |
a figment of the imagination i.
|
|
32 |
Genel |
hayal gücü |
vision i.
|
|
33 |
Genel |
hayal kırıklığı |
chagrin i.
|
|
34 |
Genel |
hayal alemi |
the world of dreams i.
|
|
35 |
Genel |
hayal edilebilirlik |
imaginableness i.
|
|
36 |
Genel |
hayal inkisarı |
frustration i.
|
|
37 |
Genel |
hayal ürünü roman |
fiction i.
|
|
38 |
Genel |
hayal doluluk |
dreamfulness i.
|
|
39 |
Genel |
hayal oyunu |
fantasy game i.
|
|
40 |
Genel |
hayal meyal görüntü |
silhouette i.
|
|
41 |
Genel |
hayal gücü |
fancy i.
|
|
42 |
Genel |
hayal gücü eksikliği |
dryness i.
|
|
43 |
Genel |
hayal kurma |
woolgathering i.
|
|
44 |
Genel |
hayal kırıklığı |
disillusion i.
|
|
45 |
Genel |
hayal kırıklığı |
non event i.
|
|
46 |
Genel |
hayal kırıklığı |
failure i.
|
|
47 |
Genel |
hayal kırıklığı |
disillusionment i.
|
|
48 |
Genel |
hayal kırıklığı |
sell i.
|
|
49 |
Genel |
hayal kırıklığı |
take in i.
|
|
50 |
Genel |
hayal eden |
imager i.
|
|
51 |
Genel |
hayal kuran |
visualiser i.
|
|
52 |
Genel |
uzak bir hayal |
a distant dream i.
|
|
53 |
Genel |
gerçekleşecek bir hayal |
a dream come true i.
|
|
54 |
Genel |
hayal görme |
phantasmata i.
|
|
55 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan şey |
disappointment i.
|
|
56 |
Genel |
hayal ürünü ya da uydurma şey |
figment i.
|
|
57 |
Genel |
hayal ürünü |
cloud-cuckoo-land i.
|
|
58 |
Genel |
hayal ürünü |
make-believe i.
|
|
59 |
Genel |
hayal alemi |
cloud-cuckoo-land i.
|
|
60 |
Genel |
hayal ülkesi |
never-never i.
|
|
61 |
Genel |
hayal ülkesi |
shangri-la i.
|
|
62 |
Genel |
ham hayal |
will-o-the-wisp i.
|
|
63 |
Genel |
hayal gücü |
imagination i.
|
|
64 |
Genel |
hayal kırıklılığı |
disappointment i.
|
|
65 |
Genel |
rüyada olduğu gibi bir dizi tutarsız hayal |
phantasmagoria i.
|
|
66 |
Genel |
hayal kayması |
image displacement i.
|
|
67 |
Genel |
hayal yorumlayıcı |
image interpreter i.
|
|
68 |
Genel |
ham hayal |
pipe dream i.
|
|
69 |
Genel |
hayal mühendisi |
imagineer i.
|
|
70 |
Genel |
hayal gücü kuvvetli insan |
imaginist i.
|
|
71 |
Genel |
hayal mahsulü ödül |
pot of gold i.
|
|
72 |
Genel |
çılgınca sanrı/hayal |
insane delusion i.
|
|
73 |
Genel |
hayal ürünü |
fiction i.
|
|
74 |
Genel |
hayal edilen eş/ideal hayat arkadaşı |
dream partner i.
|
|
75 |
Genel |
hayal etme |
concept i.
|
|
76 |
Genel |
gerçeklerden kaçan/hayal dünyasında yaşayan kimse |
wishful thinker i.
|
|
77 |
Genel |
hayal kuran |
visualizer i.
|
|
78 |
Genel |
hayal kurma |
wool-gathering i.
|
|
79 |
Genel |
hayal dünyası |
fantasy world i.
|
|
80 |
Genel |
hayal dünyası |
imaginary world i.
|
|
81 |
Genel |
hayal dünyası |
dream world i.
|
|
82 |
Genel |
hayal oyunları |
phantasmagoria i.
|
|
83 |
Genel |
ertelenen bir hayal |
a dream deferred i.
|
|
84 |
Genel |
hayal gücüne dayanarak kendimizi başkasının yerine koyabilme yeteneği |
ability to put ourselves imaginatively in another’s place i.
|
|
85 |
Genel |
hayal panosu |
dream board i.
|
|
86 |
Genel |
hayal ürünü yaratık |
imaginary creature i.
|
|
87 |
Genel |
hayal alemine dalan kimse |
castlebuilder i.
|
|
88 |
Genel |
yüce hayal |
nirvana i.
|
|
89 |
Genel |
hayal gücünün ürettiği zihinsel imge |
thought-image i.
|
|
90 |
Genel |
hayal gücünün ürettiği zihinsel imge |
imagination image i.
|
|
91 |
Genel |
hayal dünyası |
twilight zone i.
|
|
92 |
Genel |
hayal kırıklığı yaşatan sonuç |
disappointing result i.
|
|
93 |
Genel |
hayal kırıklığına neden olan sonuç |
disappointing result i.
|
|
94 |
Genel |
hayal gücü olmama |
unimaginativeness i.
|
|
95 |
Genel |
hayal gücü kıt olma |
unimaginativeness i.
|
|
96 |
Genel |
hayal kırıklığı |
balk i.
|
|
97 |
Genel |
hayal kırıklığı |
let-down i.
|
|
98 |
Genel |
kötü cazibeyle hayal kırıklığına uğrama |
excantation i.
|
|
99 |
Genel |
hayal ürünü |
fabrication i.
|
|
100 |
Genel |
sözle anlatılan hayal kırıklığı |
vent i.
|
|
101 |
Genel |
hayal kırıklığı |
mesprise i.
|
|
102 |
Genel |
gerçekleşmesi imkansız hayal |
reverie i.
|
|
103 |
Genel |
hayal meyal durum |
borderland i.
|
|
104 |
Genel |
hayal gücü canlılığı |
brilliance i.
|
|
105 |
Genel |
hayal gücü canlılığı |
brilliancy i.
|
|
106 |
Genel |
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinme |
moonery i.
|
|
107 |
Genel |
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinme |
moony i.
|
|
108 |
Genel |
hayal ürünü |
reverie i.
|
|
109 |
Genel |
hayal kuran kimse |
reverist i.
|
|
110 |
Genel |
hayal kuran kimse |
reveur i.
|
|
111 |
Genel |
hayal kuran kimse |
reveuse i.
|
|
112 |
Genel |
çocukları anlamayan hayal gücünden yoksun yetişkin |
muggle i.
|
|
113 |
Genel |
doğaüstü kişi veya olayların insanın hayal gücünden kaynaklandığını ileri süren görüşe bağlı kimse |
mythicist i.
|
|
114 |
Genel |
bebeğin istenenden farklı cinsiyette olmasının yarattığı hayal kırıklığı |
gender disappointment i.
|
|
115 |
Genel |
gerçekçi olmayan hayal |
chimera i.
|
|
116 |
Genel |
gerçekçi olmayan hayal |
chimaera i.
|
|
117 |
Genel |
bittiğini hayal etme |
designation [obsolete] i.
|
|
118 |
Genel |
hayal ürünü |
ideality i.
|
|
119 |
Genel |
hayal ürünü |
imagery i.
|
|
120 |
Genel |
hayal edilebilir olma |
imaginability i.
|
|
121 |
Genel |
hayal eden kimse |
imaginant [obsolete] i.
|
|
122 |
Genel |
hayal ürünü |
imaginary [obsolete] i.
|
|
123 |
Genel |
hayal gücü |
imaginary i.
|
|
124 |
Genel |
hayal ürünü olma |
imaginativeness i.
|
|
125 |
Genel |
hayal eden kimse |
imaginer i.
|
|
126 |
Genel |
hayal ürünleri |
imaginings i.
|
|
127 |
Genel |
hayal gücüyle bir araya getirme |
connection i.
|
|
128 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan kimse |
disenchanter i.
|
|
129 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan kadın |
disenchantress i.
|
|
130 |
Genel |
hayal aleminden çıkma |
disillusionment i.
|
|
131 |
Genel |
hayal kırıklığı |
dismay i.
|
|
132 |
Genel |
hayal kırıklığına uğrama |
dismayedness i.
|
|
133 |
Genel |
hayal dünyası |
cloudtown i.
|
|
134 |
Genel |
hayal gücünün zayıflığından ötürü sadece fiziksel işlerle geçinen kimse |
drudge i.
|
|
135 |
Genel |
hayal gücü kuvvetli kimse |
fancier i.
|
|
136 |
Genel |
hayal dünyası |
fancy i.
|
|
137 |
Genel |
hayal ürünü |
fancy i.
|
|
138 |
Genel |
hayal ürünü |
fantasm i.
|
|
139 |
Genel |
hayal evreni |
fantasyland i.
|
|
140 |
Genel |
hayal ürünü |
fantom i.
|
|
141 |
Genel |
çocukların hayal dünyası |
paracosm i.
|
|
142 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan eylem |
dashing hopes i.
|
|
143 |
Genel |
birini hayal kırıklığına uğratma |
dashing hopes i.
|
|
144 |
Genel |
hayal gücü yüksek kimse |
phantasime i.
|
|
145 |
Genel |
hayal ürünü |
phantasy i.
|
|
146 |
Genel |
genellikle hayal gücünden yoksun olan, istikrarlı ve çalışkan işçi |
plugger i.
|
|
147 |
Genel |
hayal kurma |
romanticisation i.
|
|
148 |
Genel |
hayal kurma |
romanticization i.
|
|
149 |
Genel |
hayal meyal benzerlik |
simulacher i.
|
|
150 |
Genel |
hayal alemi |
ivory tower i.
|
|
151 |
Genel |
hayal ürünü |
pretence i.
|
|
152 |
Genel |
hayal ürünü |
pretense i.
|
|
153 |
Genel |
kayıp veya hayal kırıklığı ile başa çıkmak için alınan ve genellikle kişinin bir durumu inkar etmesine yol açan mecazi bir afyon |
copium i.
|
|
154 |
Genel |
uyumsuz hayal kurma |
maladaptive daydreaming i.
|
|
155 |
Genel |
hayal gücü |
poesie i.
|
|
156 |
Genel |
hayal gücü |
poesy i.
|
|
157 |
Genel |
hayal görmek |
dream f.
|
|
158 |
Genel |
hayal etmek |
dream f.
|
|
159 |
Genel |
hayal etmek |
imagine f.
|
|
160 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
frustrate f.
|
|
161 |
Genel |
hayal etmek |
shadow f.
|
|
162 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
chagrin f.
|
|
163 |
Genel |
hayal kurmak |
build castles in the air f.
|
|
164 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
disillusion f.
|
|
165 |
Genel |
hayal etmek |
conjure up f.
|
|
166 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
get down f.
|
|
167 |
Genel |
hayal etmek |
fancy f.
|
|
168 |
Genel |
hayal gücünü kullanarak bir şeye başka bir anlam yüklemeye kalkmamak |
interpret something strictly f.
|
|
169 |
Genel |
hayal kurmaktan vazgeçmek |
come down to earth f.
|
|
170 |
Genel |
hayal olmak |
fizzle out f.
|
|
171 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
let somebody down f.
|
|
172 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
disenchant f.
|
|
173 |
Genel |
biri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak |
be disappointed in someone f.
|
|
174 |
Genel |
birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak |
let someone down gently f.
|
|
175 |
Genel |
düşüncelere dalıp hayal dünyasında gezinmek |
moon f.
|
|
176 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
disappoint f.
|
|
177 |
Genel |
hayal kurmak |
woolgather f.
|
|
178 |
Genel |
hayal aleminden çıkarmak |
disillusion f.
|
|
179 |
Genel |
hayal kurmak |
day dream f.
|
|
180 |
Genel |
birini hayal kırıklığına uğratmak |
dash someone's hopes f.
|
|
181 |
Genel |
hayal görmek |
see things f.
|
|
182 |
Genel |
karanlıkta hayal meyal görünen birşeye dikkatle bakmak |
peer f.
|
|
183 |
Genel |
hayal kurmak |
daydream f.
|
|
184 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
discourage f.
|
|
185 |
Genel |
hayal etmek |
fantasize f.
|
|
186 |
Genel |
hayal gibi görmek |
vision f.
|
|
187 |
Genel |
hayal meyal görünmek |
peer f.
|
|
188 |
Genel |
hayal görmek |
hallucinate f.
|
|
189 |
Genel |
hayal kurmak |
fancy f.
|
|
190 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
let down f.
|
|
191 |
Genel |
hayal etmek |
picture f.
|
|
192 |
Genel |
hayal kurmak |
imagine f.
|
|
193 |
Genel |
hayal kırıklığına uğramak |
be disappointed f.
|
|
194 |
Genel |
birini hayal kırıklığına uğratmak |
let somebody down f.
|
|
195 |
Genel |
başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak |
come through f.
|
|
196 |
Genel |
olarak hayal etmek |
make believe f.
|
|
197 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
cause disappointment f.
|
|
198 |
Genel |
hayal kırıklığı yaratmak |
cause disappointment f.
|
|
199 |
Genel |
hayal kırıklığı yaratmak |
leave someone disappointed f.
|
|
200 |
Genel |
hayal kırıklığı yaratmak |
make disappointed f.
|
|
201 |
Genel |
hayal gücünü kullanmak |
use one's imagination f.
|
|
202 |
Genel |
hayal gücü geniş olmak |
have a vivid imagination f.
|
|
203 |
Genel |
hayal gücü geniş olmak |
have a great imagination f.
|
|
204 |
Genel |
hayal kırıklığı yaşamak |
experience disappointment f.
|
|
205 |
Genel |
hayal kırıklığı yaşamak |
have a disappointment f.
|
|
206 |
Genel |
hayal olmak |
float f.
|
|
207 |
Genel |
hayal kurmak |
fantasise f.
|
|
208 |
Genel |
hayal etmek |
picture to oneself f.
|
|
209 |
Genel |
hayal inşa etmek |
imagineer f.
|
|
210 |
Genel |
hayal kırıklığına uğramak |
get disappointed f.
|
|
211 |
Genel |
hayal kırıklığı hissetmek |
feel disappointed f.
|
|
212 |
Genel |
hayal kırıklığı yaşatmak |
disappoint f.
|
|
213 |
Genel |
hayal kırıklığı yaşatmak |
let down f.
|
|
214 |
Genel |
hayal peşinden koşmak |
go after a dream f.
|
|
215 |
Genel |
hayal peşinden koşmak |
run after a dream f.
|
|
216 |
Genel |
birisini bir başkasıymış gibi düşünmek/hayal etmek |
envision someone as someone else f.
|
|
217 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
dash f.
|
|
218 |
Genel |
hayal kurmak |
fantasize f.
|
|
219 |
Genel |
hayal etmek |
fantasise f.
|
|
220 |
Genel |
hayal peşinde koşmak |
chase a dream f.
|
|
221 |
Genel |
doktor olmayı hayal etmek |
dream of becoming a doctor f.
|
|
222 |
Genel |
yeniden hayal etmek |
reimagine f.
|
|
223 |
Genel |
hayal bile edememek |
can not even imagine f.
|
|
224 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
tease f.
|
|
225 |
Genel |
bir şeyden şikayet etmek (hayal kırıklığına uğramış olduğundan) |
bemoan f.
|
|
226 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
cheat f.
|
|
227 |
Genel |
sevinçle hayal etmek |
cherish f.
|
|
228 |
Genel |
hayal etmek |
think f.
|
|
229 |
Genel |
hayal olmak |
become a dream f.
|
|
230 |
Genel |
(bir şeyin altından) hayal meyal görünen bir şeye dikkatle bakmak |
underpeer f.
|
|
231 |
Genel |
cesaret ve hayal gücüyle yapmak |
pull f.
|
|
232 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
beguile [obsolete] f.
|
|
233 |
Genel |
hayal görmek |
vision f.
|
|
234 |
Genel |
hayal gibi görmek |
vision f.
|
|
235 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
betray f.
|
|
236 |
Genel |
hayal etmek |
wis [obsolete] f.
|
|
237 |
Genel |
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak |
be disappointed at someone or something f.
|
|
238 |
Genel |
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak |
be disappointed in someone or something f.
|
|
239 |
Genel |
(uyuşturucu) hayal gördürmek |
mind f.
|
|
240 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
mislippen [dialect] f.
|
|
241 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
lout [obsolete] f.
|
|
242 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
bum (out) f.
|
|
243 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
delude [obsolete] f.
|
|
244 |
Genel |
hayal etmek |
depicture f.
|
|
245 |
Genel |
hayal etmek |
image f.
|
|
246 |
Genel |
hayal aleminde gezmek |
blue-sky f.
|
|
247 |
Genel |
hayal aleminden çıkarmak |
be disenamor (by) f.
|
|
248 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
be disenamor (by) f.
|
|
249 |
Genel |
hayal aleminden çıkarmak |
be disenamored (with) f.
|
|
250 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
be disenamored (with) f.
|
|
251 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
disillusionize f.
|
|
252 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
disillusionise f.
|
|
253 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmak |
disoblige [uk] f.
|
|
254 |
Genel |
hayal etmek |
conceit [obsolete] f.
|
|
255 |
Genel |
hayal ürünü oluşturmak |
fantasise [uk] f.
|
|
256 |
Genel |
hayal aleminde yüzmek |
fantasize [us] f.
|
|
257 |
Genel |
hayal ürünü oluşturmak |
fantasize f.
|
|
258 |
Genel |
hayal aleminde yüzmek |
fantasise [uk] f.
|
|
259 |
Genel |
hayal kurmak |
fantasy f.
|
|
260 |
Genel |
hayal etmek |
feature f.
|
|
261 |
Genel |
hayal etmek |
phantasy f.
|
|
262 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
prosaic s.
|
|
263 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan |
discouraging s.
|
|
264 |
Genel |
hayal edilebilir |
conceivable s.
|
|
265 |
Genel |
hayal kırıklığına uğramış |
brassed off s.
|
|
266 |
Genel |
hayal mahsulü |
imaginary s.
|
|
267 |
Genel |
hayal ürünü |
fanciful s.
|
|
268 |
Genel |
hayal ürünü |
fabulous s.
|
|
269 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan |
disappointing s.
|
|
270 |
Genel |
hayal gücü olmayan |
unimaginative s.
|
|
271 |
Genel |
hayal meyal |
faint s.
|
|
272 |
Genel |
hayal ürünü |
imaginary s.
|
|
273 |
Genel |
insanın hayal gücünü çalıştırmayan |
uninspiring s.
|
|
274 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
uninspired s.
|
|
275 |
Genel |
hiçbir hayal gücü belirtisi göstermeyen |
unimaginative s.
|
|
276 |
Genel |
hayal ürünü düşünce |
dereistic s.
|
|
277 |
Genel |
hayal meyal |
dreaming s.
|
|
278 |
Genel |
hayal meyal |
vague s.
|
|
279 |
Genel |
hayal kurulmuş |
fancied s.
|
|
280 |
Genel |
hayal edilemez |
inconceivable s.
|
|
281 |
Genel |
hayal meyal |
fuzzy s.
|
|
282 |
Genel |
insanın hayal gücünü harekete geçirmeyen |
uninspiring s.
|
|
283 |
Genel |
hayal gücü kıt |
unimaginative s.
|
|
284 |
Genel |
hayal gibi |
spooky s.
|
|
285 |
Genel |
hayal kırıklığı uğramış |
disappointed s.
|
|
286 |
Genel |
hayal meyal |
dreamy s.
|
|
287 |
Genel |
hayal gibi |
dreamlike s.
|
|
288 |
Genel |
hayal meyal |
shadowy s.
|
|
289 |
Genel |
hayal ürünü |
imaginative s.
|
|
290 |
Genel |
hayal kırıklığına uğramış |
disappointed s.
|
|
291 |
Genel |
hayal meyal |
misty s.
|
|
292 |
Genel |
hayal gücü kuvvetli |
imaginative s.
|
|
293 |
Genel |
hayal kırıklığı yapan |
disappointing s.
|
|
294 |
Genel |
hayal edilebilir |
imaginable s.
|
|
295 |
Genel |
hayal meyal |
indistinct s.
|
|
296 |
Genel |
hayal mahsülü |
fanciful s.
|
|
297 |
Genel |
hayal kırıklığına sebep veren |
anticlimactic s.
|
|
298 |
Genel |
hayal meyal |
indistinguished s.
|
|
299 |
Genel |
hayal edilmesi mümkün |
supposable s.
|
|
300 |
Genel |
erişilmesi güç (hayal) |
farfetched s.
|
|
301 |
Genel |
hayal ürünü |
fantastic s.
|
|
302 |
Genel |
hayal ürünü olan |
make-believe s.
|
|
303 |
Genel |
hayal gücü olmayan |
literal-minded s.
|
|
304 |
Genel |
hayal gücü zayıf |
literal-minded s.
|
|
305 |
Genel |
hayal gördüren |
mind-bending s.
|
|
306 |
Genel |
hayal kırıklığına uğramış |
disillusioned s.
|
|
307 |
Genel |
hayal edilemez |
undreamed-of s.
|
|
308 |
Genel |
hayal edilemez |
undreamt s.
|
|
309 |
Genel |
hayal edilemez |
undreamed s.
|
|
310 |
Genel |
hayal edilemez |
undreamt of s.
|
|
311 |
Genel |
hayal edilemez |
unimagined s.
|
|
312 |
Genel |
hayal edilmiş |
pictured s.
|
|
313 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
pedestrian s.
|
|
314 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratıcı |
disappointing s.
|
|
315 |
Genel |
hayal gücü yüksek |
imaginative s.
|
|
316 |
Genel |
hayal dünyasında yaşayan |
delusional s.
|
|
317 |
Genel |
hayal gördüren |
psychedelic s.
|
|
318 |
Genel |
hayal meyal |
adumbral s.
|
|
319 |
Genel |
hayal gücünden mahrum |
terre à terre s.
|
|
320 |
Genel |
hayal kırıklığı yaratacak kadar başarısız |
thwarted s.
|
|
321 |
Genel |
feci şekilde hayal kırıklığına uğramış |
bitterly disappointed s.
|
|
322 |
Genel |
hayal edilmiş |
imagined s.
|
|
323 |
Genel |
hayal kırıklığına sebep olan |
anticlimactical s.
|
|
324 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
arid s.
|
|
325 |
Genel |
hayal gücü kıt |
earthbound s.
|
|
326 |
Genel |
hayal gücü zayıf |
earthbound s.
|
|
327 |
Genel |
hayal edilmemiş |
unconceived s.
|
|
328 |
Genel |
hayal edilmemiş |
unpictured s.
|
|
329 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratmayan |
undisappointing s.
|
|
330 |
Genel |
hayal kurmayan |
undreaming s.
|
|
331 |
Genel |
hayal kırıklığı yaratan |
unlucky s.
|
|
332 |
Genel |
hayal edilmemiş |
unpictured s.
|
|
333 |
Genel |
hayal edilmemiş |
undepicted s.
|
|
334 |
Genel |
başkasının hayatına katıldığını hayal ederek hissedilen |
vicarious s.
|
|
335 |
Genel |
hayal edilmesi mümkün olmayan |
unsupposable s.
|
|
336 |
Genel |
hayal gücüne etkileyici gelen |
magnificent s.
|
|
337 |
Genel |
hayal meyal |
vagarish s.
|
|
338 |
Genel |
hayal dolu |
vegete s.
|
|
339 |
Genel |
hayal dolu |
vegetous s.
|
|
340 |
Genel |
otomatik ve hayal gücünden yoksun |
mechanic s.
|
|
341 |
Genel |
hayal kurmaya değer |
dreamworthy s.
|
|
342 |
Genel |
hayal ürünü olan |
mimic s.
|
|
343 |
Genel |
hayal aleminde kaybolmuş |
moonstruck s.
|
|
344 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan |
mournful s.
|
|
345 |
Genel |
gelişigüzel hayal edilmiş |
mythic s.
|
|
346 |
Genel |
gerçekçi olmayan bir hayal gibi |
chimeral s.
|
|
347 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan |
desultory s.
|
|
348 |
Genel |
hayal meyal hatırlanmış |
dimly-remembered s.
|
|
349 |
Genel |
hayal gücü olmayan |
on the nose s.
|
|
350 |
Genel |
hayal gibi |
oneiric s.
|
|
351 |
Genel |
fazlasıyla hayal ürünü |
overimaginative s.
|
|
352 |
Genel |
hayal gücüne ait |
imaginal s.
|
|
353 |
Genel |
hayal gücüyle ilgili |
imaginal s.
|
|
354 |
Genel |
hayal eden |
imaginant [obsolete] s.
|
|
355 |
Genel |
hayal gücüne ait |
imaginational s.
|
|
356 |
Genel |
hayal gücüyle ilgili |
imaginational s.
|
|
357 |
Genel |
hayal gücünü içeren |
imaginational s.
|
|
358 |
Genel |
hayal gücü kaynaklı |
imaginational s.
|
|
359 |
Genel |
hayal gücünü akla getiren |
imaginational s.
|
|
360 |
Genel |
hayal gücünü harekete geçiren |
imaginative s.
|
|
361 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratan |
disenchanting s.
|
|
362 |
Genel |
hayal aleminden çıkaran |
disillusionary s.
|
|
363 |
Genel |
hayal aleminden çıkaran |
disillusioning s.
|
|
364 |
Genel |
hayal aleminden çıkaran |
disillusive s.
|
|
365 |
Genel |
şaşırıp hayal kırıklığına uğramış |
dismayed s.
|
|
366 |
Genel |
hayal gücü olmayan |
institutional s.
|
|
367 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
dryasdust s.
|
|
368 |
Genel |
hayal edebilir |
fancy-free s.
|
|
369 |
Genel |
hayal edilen |
fantasied s.
|
|
370 |
Genel |
hayal ürünü |
feigned s.
|
|
371 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
pedantic s.
|
|
372 |
Genel |
hayal gibi |
daydreamlike s.
|
|
373 |
Genel |
hayal gücünden yoksun |
flatfooted s.
|
|
374 |
Genel |
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
375 |
Genel |
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile ilgili |
phantasmagorian s.
|
|
376 |
Genel |
hayal aleminde gezen |
ivory-tower s.
|
|
377 |
Genel |
hayal edilen |
supposed s.
|
|
378 |
Genel |
hayal gibi |
surreal s.
|
|
379 |
Genel |
hayal edilebilecek |
imaginable s.
|
|
380 |
Genel |
hayal meyal bir biçimde |
unsurely zf.
|
|
381 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratarak |
tantalizingly zf.
|
|
382 |
Genel |
hayal gücüne dayanarak |
imaginatively zf.
|
|
383 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratıcı bir şekilde |
anticlimactically zf.
|
|
384 |
Genel |
hayal edilebilir bir biçimde |
imaginably zf.
|
|
385 |
Genel |
hayal meyal |
vaguely zf.
|
|
386 |
Genel |
hayal aleminde |
in the clouds zf.
|
|
387 |
Genel |
hayal kırıklığına uğrayarak |
disappointingly zf.
|
|
388 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratarak |
depressively zf.
|
|
389 |
Genel |
hayal kırıklığına uğramış bir şekilde |
disappointedly zf.
|
|
390 |
Genel |
hayal gibi |
like a dream zf.
|
|
391 |
Genel |
hayal meyal |
indistinctly zf.
|
|
392 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratarak |
discouragingly zf.
|
|
393 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratarak |
dishearteningly zf.
|
|
394 |
Genel |
hayal gücünü kullanarak |
by a stretch of imagination zf.
|
|
395 |
Genel |
hayal gücü kıt bir şekilde |
unimaginatively zf.
|
|
396 |
Genel |
hayal kırıklığına uğratarak |
tantalisingly zf.
|
|
397 |
Genel |
hayal edilemeyecek şekilde |
unimaginably zf.
|
|
398 |
Genel |
hayal meyal |
nebulously zf.
|
|
399 |
Genel |
hayal meyal |
undistinctly zf.
|
|
400 |
Genel |
hayal gücüne dayanmadan |
unimaginatively zf.
|
|
401 |
Genel |
hayal meyal |
faintly zf.
|
|
402 |
Genel |
hayal alemine dalmış bir şekilde |
head-in-the-clouds zf.
|
|
403 |
Genel |
hayal meyal bir şekilde |
dreamingly zf.
|
|
404 |
Genel |
hayal kurarak |
fancifully zf.
|
|
405 |
Genel |
hayal meyal |
shadowlike zf.
|
|
406 |
Genel |
hayal kırıklığı yaratarak |
crushingly zf.
|
|
407 |
Genel |
hayal ile gerçek arasında |
between dream and reality zf.
|
|
408 |
Genel |
şaşkınlık, hayal kırıklığı bildiren ünlemelerin başında kullanılan bir bağlaç |
if bağ.
|
|
409 |
Genel |
bıkkınlık, hayal kırıklığı, şaşkınlık veya mutluluk belirten bir ünlem |
hey-ho ünl.
|
|
410 |
Genel |
belirsizlik veya hayal kırıklığı belirten bir ünlem |
oy ünl.
|
|
Irregular Verb |
|
411 |
Irregular Verb |
hayal kurmak |
mette [obsolete] f.
|
|
Phrasals |
|
412 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğratmak |
fall down on f.
|
|
413 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğratmak |
fall from [obsolete] f.
|
|
414 |
Öbek Fiiller |
tasavvur/hayal etmek |
conceive of (someone or something) as (someone or something) f.
|
|
415 |
Öbek Fiiller |
tasavvur/hayal etmek |
conceive of someone or something as someone or something f.
|
|
416 |
Öbek Fiiller |
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek |
envisage (someone or something) as (something) f.
|
|
417 |
Öbek Fiiller |
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek |
envisage someone or something as someone or something f.
|
|
418 |
Öbek Fiiller |
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek |
feature someone as something f.
|
|
419 |
Öbek Fiiller |
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek |
visualize someone or something as someone or something f.
|
|
420 |
Öbek Fiiller |
hayal dünyasında yaşamak |
build castles in the sky f.
|
|
421 |
Öbek Fiiller |
hayal kurmak |
build castles in the sky f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğratmak |
let down f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
ile hayal kırıklığına uğratmak |
disappoint someone with something f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
zamanını hayal kurarak boşa harcamak |
dream something away f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğratmak |
grind down f.
|
|
426 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi olduğundan faklı hayal etmek |
envisage (someone or something) as (something) f.
|
|
427 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak hayal etmek |
envisage someone or something as someone or something f.
|
|
428 |
Öbek Fiiller |
hikayeyi hayal ürünü eklemlerle süslemek |
embellish something with something f.
|
|
429 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak hayal etmek |
feature someone as something f.
|
|
430 |
Öbek Fiiller |
istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak |
lash back (at someone or something) f.
|
|
431 |
Öbek Fiiller |
birlikte/bir arada hayal etmek |
put together f.
|
|
432 |
Öbek Fiiller |
farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek |
recast in (something) f.
|
|
433 |
Öbek Fiiller |
belli bir şekilde hayal/tasavvur etmek |
recast in (something) f.
|
|
434 |
Öbek Fiiller |
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek |
superimpose (someone or oneself) on (someone or something) f.
|
|
435 |
Öbek Fiiller |
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek |
superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) f.
|
|
436 |
Öbek Fiiller |
hayal ettiği şeyin taklidini yaşamak |
live out f.
|
|
437 |
Öbek Fiiller |
hayal ettiği şeyin simülasyonunu tecrübe etmek |
live out f.
|
|
438 |
Öbek Fiiller |
hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyin olduğunu görmek |
live out f.
|
|
439 |
Öbek Fiiller |
hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyi yaşamak/gerçekten tecrübe etmek |
live out f.
|
|
440 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek |
picture (someone or something) inside of (something) f.
|
|
441 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture (someone or something) inside of (something) f.
|
|
442 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek |
picture (someone or something) in (something) f.
|
|
443 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture (someone or something) in (something) f.
|
|
444 |
Öbek Fiiller |
birini başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek |
picture someone in something f.
|
|
445 |
Öbek Fiiller |
birini kıyafetler içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture someone in something f.
|
|
446 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture someone in something f.
|
|
447 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğratmak |
bring down f.
|
|
448 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir şey olarak tasavvur/hayal etmek |
conceive of (someone or something) f.
|
|
449 |
Öbek Fiiller |
olarak tasavvur/hayal etmek |
conceive of as f.
|
|
450 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi hayal etmek |
conjure someone or something up f.
|
|
451 |
Öbek Fiiller |
birini biriyle/bir şeyle hayal kırıklığına uğratmak |
disappoint someone with someone or something f.
|
|
452 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle birini/kendini) hayal kırıklığına uğratmak |
disappoint (someone or oneself) with (something) f.
|
|
453 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) hayal etmek |
dream about (someone or something) f.
|
|
454 |
Öbek Fiiller |
zamanını hayal kurarak boşa harcamak |
dream away f.
|
|
455 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) hayal etmek |
dream of (someone or something) f.
|
|
456 |
Öbek Fiiller |
bir şey yapmayı hayal etmek |
dream of doing something f.
|
|
457 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
|
458 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey giyerken düşünmek/hayal etmek |
feature someone in something f.
|
|
459 |
Öbek Fiiller |
birini bir kıyafet içinde hayal etmek/düşünmek |
feature someone in something f.
|
|
460 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerde düşünmek/hayal etmek |
feature someone in something f.
|
|
461 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin içinde hayal etmek/düşünmek |
feature someone in something f.
|
|
462 |
Öbek Fiiller |
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek |
feature as f.
|
|
463 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek |
imagine (someone or something) as (someone or something) f.
|
|
464 |
Öbek Fiiller |
olarak hayal etmek |
imagine as f.
|
|
465 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) olarak hayal etmek |
picture (one) as (something) f.
|
|
466 |
Öbek Fiiller |
olarak hayal etmek |
picture as f.
|
|
467 |
Öbek Fiiller |
istemediği bir cinsel ilişkiye güzel şeyler hayal ederek katlanmak |
lash back (at someone or something) f.
|
|
468 |
Öbek Fiiller |
farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek |
recast in f.
|
|
469 |
Öbek Fiiller |
olarak hayal etmek |
see as f.
|
|
470 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) olarak hayal etmek |
see as (something) f.
|
|
471 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) ötesini/ilerisini tahmin etmek/hayal etmek |
see beyond (something) f.
|
|
472 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek |
see beyond (something) f.
|
|
473 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek/düşünmek/hayal etmek |
visualize (someone or something) as (something) f.
|
|
474 |
Öbek Fiiller |
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek |
visualize as f.
|
|
475 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğramış |
disappointed in s.
|
|
476 |
Öbek Fiiller |
hayal kırıklığına uğramış |
disappointed at s.
|
|
Phrases |
|
477 |
İfadeler |
mücadelede hayal kırıklığı ya da başarısızlık gibi pek çok şeyle karşılaşma olasılığını anlatan deyiş |
c'est la guerre [french] ünl.
|
|
478 |
İfadeler |
hayal edebileceğin her şey gerçektir |
everything you can imagine is real expr.
|
|
479 |
İfadeler |
o benim hayallerime güler fakat ben onun gülüşünü hayal ederim |
she laughs at my dreams, but I dream about her laughter expr.
|
|
480 |
İfadeler |
başkasının yerinde olduğunu hayal etmiş/düşünen |
in someone else's place expr.
|
|
481 |
İfadeler |
başkasının konumunda olduğunu hayal eden/düşünen |
in someone else's place expr.
|
|
Proverb |
|
482 |
Atasözü |
bir şey beklemeyen (çok şey umut etmeyen) hayal kırıklığına uğramaz |
blessed is he who expects nothing for he shall never be disappointed
|
|
483 |
Atasözü |
(birisi) hayal dünyasında yaşıyor |
all (one's) geese are swans
|
|
484 |
Atasözü |
(birisi) hayal dünyasında yaşıyor |
all (one's) geese are swans
|
|
485 |
Atasözü |
beklentisi olmayanın hayal kırıklığı olmaz |
blessed is he who expects nothing, for he shall never be disappointed
|
|
Colloquial |
|
486 |
Konuşma Dili |
sıkıcı veya hayal gücü olmayan insan |
cabbage i.
|
|
487 |
Konuşma Dili |
hayal kırıklığı |
fizzle i.
|
|
488 |
Konuşma Dili |
aşağılayıcı/alçaltıcı hayal kırıklığı/aksilik |
kick in the behind i.
|
|
489 |
Konuşma Dili |
başta umut veren ama sonra hayal kırıklığı yaratan bir şey/durum |
a false dawn i.
|
|
490 |
Konuşma Dili |
boş hayal |
a pipe dream i.
|
|
491 |
Konuşma Dili |
en büyük hayal |
biggest dream i.
|
|
492 |
Konuşma Dili |
gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir |
flight of imagination i.
|
|
493 |
Konuşma Dili |
gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir |
flight of fantasy i.
|
|
494 |
Konuşma Dili |
gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir |
flight of fancy i.
|
|
495 |
Konuşma Dili |
hayal kırıklığı |
a damp squib i.
|
|
496 |
Konuşma Dili |
hayal gücünü zorlama |
stretch of imagination i.
|
|
497 |
Konuşma Dili |
hayal kırıklığı |
bringdown i.
|
|
498 |
Konuşma Dili |
hayal edilemeyecek kadar büyük sayı |
kazillion i.
|
|
499 |
Konuşma Dili |
hayal kırıklığı |
washout i.
|
|
500 |
Konuşma Dili |
hayal gördüren mantarlar |
psychedelic mushrooms i.
|
|