|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
hazır olma |
readiness i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
hazır bulunma |
readiness i.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
hazır oluş |
readiness i.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
hazır bulunmak |
attend f.
|
|
5 |
Yaygın Kullanım |
elde hazır bulunan |
available s.
|
|
6 |
Yaygın Kullanım |
hazır bulunmayan |
absent s.
|
|
General |
|
7 |
Genel |
hazır bilgi işlemi |
literal operand i.
|
|
8 |
Genel |
gerektiğinde savaşa hazır bulunma |
preparedness i.
|
|
9 |
Genel |
dişi hayvanlardaki cinsel arzu artışı ya da gebeliğe hazır olma dönemleri |
estrum i.
|
|
10 |
Genel |
hazır kart |
prepaid card i.
|
|
11 |
Genel |
hazır kahve |
instant coffee i.
|
|
12 |
Genel |
hazır fonksiyon |
built in function i.
|
|
13 |
Genel |
hazır para |
ready i.
|
|
14 |
Genel |
ileride kullanılmak üzere hazır olan miktar |
supply i.
|
|
15 |
Genel |
hazır bulunma |
availability i.
|
|
16 |
Genel |
hazır para |
bankroll i.
|
|
17 |
Genel |
gebeliğe hazır olduğu dönemlerdeki dişinin üreme organındaki fizyolojik değişiklikler |
estrum i.
|
|
18 |
Genel |
işe hazır |
in commission i.
|
|
19 |
Genel |
hazır bilgi |
literal i.
|
|
20 |
Genel |
hizmete hazır olma |
attentiveness i.
|
|
21 |
Genel |
her an savaşa hazır gönüllü asker |
minuteman i.
|
|
22 |
Genel |
baskıya hazır nüsha |
camera ready copy i.
|
|
23 |
Genel |
hazır yemek |
convenience foods i.
|
|
24 |
Genel |
hazır olma |
availableness i.
|
|
25 |
Genel |
konuşma ve hazır cümle kitapları |
conversation and phrase books i.
|
|
26 |
Genel |
hazır bulunmama |
nonappearance i.
|
|
27 |
Genel |
hazır ilaçlar |
patent medicines i.
|
|
28 |
Genel |
yıkanmaya hazır çamaşırlar |
laundry i.
|
|
29 |
Genel |
pizza gibi hazır yiyecekler |
fast food i.
|
|
30 |
Genel |
hazır para |
ready money i.
|
|
31 |
Genel |
her yerde hazır olma |
ubiquitousness i.
|
|
32 |
Genel |
hazır yemek |
fast food i.
|
|
33 |
Genel |
spor yapmaya hazır olma |
fitness i.
|
|
34 |
Genel |
hazır olma |
forwardness i.
|
|
35 |
Genel |
hazır ilaç |
preparation i.
|
|
36 |
Genel |
işletime hazır hale getirilmiş teşkilat |
operationally mobilized organization i.
|
|
37 |
Genel |
hazır bulunma |
attending i.
|
|
38 |
Genel |
hazır yemek ve salata dükkanı |
delicatessen i.
|
|
39 |
Genel |
hazır bulunma |
attendance i.
|
|
40 |
Genel |
hazır ilaç |
patent medicine i.
|
|
41 |
Genel |
hazır bulunma |
preparedness i.
|
|
42 |
Genel |
hazır olma |
preparedness i.
|
|
43 |
Genel |
yardım etmeye hazır olma |
obligingness i.
|
|
44 |
Genel |
hazır yemek üreticileri ve üretimi |
caterers and catering i.
|
|
45 |
Genel |
hazır kalıp |
panel form i.
|
|
46 |
Genel |
hazır yemek sektörü |
catering sector i.
|
|
47 |
Genel |
hazır yemek sektörü |
catering industry i.
|
|
48 |
Genel |
kavgaya hazır olma |
a chip on one's shoulder i.
|
|
49 |
Genel |
hazır mektup |
form letter i.
|
|
50 |
Genel |
hazır yiyecek satan lokanta |
fast-food restaurant i.
|
|
51 |
Genel |
hazır giyim sektörü |
ready-made clothing sector i.
|
|
52 |
Genel |
hazır giyim eşyası |
ready-to-wear i.
|
|
53 |
Genel |
hazır şapka |
boater i.
|
|
54 |
Genel |
hazır bulunmayış |
default i.
|
|
55 |
Genel |
iş yapmaya hazır hale gelme |
getting ready to do business i.
|
|
56 |
Genel |
hazır bulunma |
presence i.
|
|
57 |
Genel |
hazır kalıp |
mould i.
|
|
58 |
Genel |
hazır boya |
prepared paint i.
|
|
59 |
Genel |
bebeği hazır mamayla besleme |
formula feeding i.
|
|
60 |
Genel |
hazır yatak |
ready-bed i.
|
|
61 |
Genel |
hazır alım |
off-the-shelf procurement i.
|
|
62 |
Genel |
hazır olma durumu |
state of readiness i.
|
|
63 |
Genel |
takmaya hazır gözlükler |
ready-to-wear spectacles i.
|
|
64 |
Genel |
hazır yemek ve salata dükkanı |
(deli) delicatessen i.
|
|
65 |
Genel |
hazır yiyecek satan dükkanda görevli |
deli assistant i.
|
|
66 |
Genel |
taşınılmaya hazır |
immediate occupancy i.
|
|
67 |
Genel |
yerleşime hazır |
immediate occupancy i.
|
|
68 |
Genel |
komple hazır mutfak |
system-kitchen i.
|
|
69 |
Genel |
hazır yemek |
convenience food i.
|
|
70 |
Genel |
hazır yemek ve salata dükkanı |
deli i.
|
|
71 |
Genel |
hazır yemek |
deli i.
|
|
72 |
Genel |
hazır yemek |
delicatessen i.
|
|
73 |
Genel |
hazır kalıp |
mold i.
|
|
74 |
Genel |
hazır bulunmama |
non-appearance i.
|
|
75 |
Genel |
okula hazır bulunuşluk |
school readiness i.
|
|
76 |
Genel |
hazır ol sinyali |
preparative i.
|
|
77 |
Genel |
hazır hale getiren |
preparer i.
|
|
78 |
Genel |
tv karşısı hazır yemek |
tv dinner i.
|
|
79 |
Genel |
hazır metin |
ready text i.
|
|
80 |
Genel |
kedilerin tırmalamak için kullandıkları hazır olarak da satılan sütun |
scratching post i.
|
|
81 |
Genel |
hazır içecek |
instant drink i.
|
|
82 |
Genel |
hazır içecek |
ready to drink i.
|
|
83 |
Genel |
teknolojik olarak hazır olma |
technological readiness i.
|
|
84 |
Genel |
hazır bulunmayan kişi |
absentee i.
|
|
85 |
Genel |
yardım etmeye hazır olma |
accommodation i.
|
|
86 |
Genel |
yayıma hazır hale getirme |
redaction i.
|
|
87 |
Genel |
çalışmaya hazır yedek grup |
relay i.
|
|
88 |
Genel |
atları hazır at arabası |
turnout i.
|
|
89 |
Genel |
atları hazır at arabası |
equipage i.
|
|
90 |
Genel |
atları hazır at arabası |
turn-out i.
|
|
91 |
Genel |
belirli bir işletmede kullanılan veya kullanıma hazır olan ekipman |
armamentarium i.
|
|
92 |
Genel |
hazır bulunan kimse |
attender i.
|
|
93 |
Genel |
hazır ve nazır olma |
ubiquitariness i.
|
|
94 |
Genel |
hazır olmama |
unripeness i.
|
|
95 |
Genel |
hazır kıta olma |
effectivity i.
|
|
96 |
Genel |
mücadeleye hazır olma |
effectivity i.
|
|
97 |
Genel |
kullanıma hazır olma |
effectivity i.
|
|
98 |
Genel |
hazır olmama |
unavailableness i.
|
|
99 |
Genel |
cevap vermeye hazır olma |
responsiveness i.
|
|
100 |
Genel |
baskıya hazır nüsha |
hard copy i.
|
|
101 |
Genel |
bal içeren hazır tıbbi ilaçlara verilen ad |
mellite i.
|
|
102 |
Genel |
granülasyon işlemine tabi tutulmaya hazır yoğun kütle formundaki barut malzemeleri |
millcake i.
|
|
103 |
Genel |
(bir şeyin kullanıma hazır halde olduğunu ilan eden) açılış seremonisi |
christening i.
|
|
104 |
Genel |
hazır etme |
comparation i.
|
|
105 |
Genel |
zorlu yollar için hazır bulundurulan ekstra at |
cockhorse i.
|
|
106 |
Genel |
hazır para |
dollar i.
|
|
107 |
Genel |
toplanmaya hazır süprüntü |
dust [uk] i.
|
|
108 |
Genel |
gösterime hazır eğlence programı |
package i.
|
|
109 |
Genel |
gösterime hazır eğlence programı serisi |
package i.
|
|
110 |
Genel |
hazır bilgisayar programı |
package i.
|
|
111 |
Genel |
hazır bilgisayar programı ile bağlantılı yazılım koleksiyonu |
package i.
|
|
112 |
Genel |
satışa hazır ürün |
package i.
|
|
113 |
Genel |
göreve hazır yedek satış görevlisi |
contingent i.
|
|
114 |
Genel |
hazır bulunmayış |
fault [obsolete] i.
|
|
115 |
Genel |
kendinden daha zengin veya makamca yüksek kimselere yaltaklanmaya hazır olma durumu |
flunlyism i.
|
|
116 |
Genel |
hızla harekete geçmeye hazır olan küçük destek grubu |
flying squad i.
|
|
117 |
Genel |
hızla harekete geçmeye hazır olan küçük destek grubu |
flying squadron i.
|
|
118 |
Genel |
hazır cümle kitabı |
phraseology [obsolete] i.
|
|
119 |
Genel |
tüm üyelerin hazır bulunması |
plenariness i.
|
|
120 |
Genel |
tüm üyelerin hazır bulunduğu oturum |
plenary i.
|
|
121 |
Genel |
hazır dilimli şey |
precut i.
|
|
122 |
Genel |
hazır karışım |
premixture i.
|
|
123 |
Genel |
hazır olma |
preparation i.
|
|
124 |
Genel |
(askeriyede, deniz sinyalinde) hazır ol işareti |
preparative i.
|
|
125 |
Genel |
(askeriyede, deniz sinyalinde) hazır ol işareti |
preparatory i.
|
|
126 |
Genel |
ateşlemeye hazır silah pozisyonu |
present i.
|
|
127 |
Genel |
hazır olma |
shipshape i.
|
|
128 |
Genel |
amerika sabırından elde edilen hazır bir lif çeşidi |
sisal grass i.
|
|
129 |
Genel |
patlamaya hazır bomba gibi durum |
pressure cooker i.
|
|
130 |
Genel |
yardıma hazır olma |
prevenancy [obsolete] i.
|
|
131 |
Genel |
feda etmeye hazır olunan şey |
price i.
|
|
132 |
Genel |
ucuz hazır giyim |
slop i.
|
|
133 |
Genel |
hazır giyim mağazası |
slop shop i.
|
|
134 |
Genel |
hazır giyim mağazası |
slopshop i.
|
|
135 |
Genel |
hazır giyim bayisi |
slopseller i.
|
|
136 |
Genel |
hazır giyim satıcısı |
slopseller i.
|
|
137 |
Genel |
hazır giyim bayisi |
slop-seller i.
|
|
138 |
Genel |
hazır giyim satıcısı |
slop-seller i.
|
|
139 |
Genel |
hazır giyim mağazası |
slopseller's shop i.
|
|
140 |
Genel |
hazır giyim |
slopwork i.
|
|
141 |
Genel |
hazır cevap |
snip-snap i.
|
|
142 |
Genel |
hazır video |
stock video i.
|
|
143 |
Genel |
vassalın kral veya lorduna borçlu olduğu (davette, sarayda) hazır bulunma yükümlülüğü |
suit i.
|
|
144 |
Genel |
hazır ol |
attention i.
|
|
145 |
Genel |
hazır olmak |
get ready for f.
|
|
146 |
Genel |
hazır olmak |
prepare oneself f.
|
|
147 |
Genel |
hazır duruma getirmek |
cock f.
|
|
148 |
Genel |
hazır olmak |
be present f.
|
|
149 |
Genel |
hazır hale getirmek |
make ready f.
|
|
150 |
Genel |
içmeye hazır olmak (çay/kahve) |
brew f.
|
|
151 |
Genel |
hazır etmek |
prepare f.
|
|
152 |
Genel |
iş yapmaya hazır hale gelmek |
get ready to do business f.
|
|
153 |
Genel |
hazır olmak |
be present at f.
|
|
154 |
Genel |
her arzusunu yerine getirmeye hazır olmak |
beck and call f.
|
|
155 |
Genel |
hazır bulunmak |
report f.
|
|
156 |
Genel |
(mahkemede) hazır bulunmak |
appear f.
|
|
157 |
Genel |
hazır bulunmak |
stand by f.
|
|
158 |
Genel |
hazır bulunmak |
be present f.
|
|
159 |
Genel |
hazır olmak |
be set f.
|
|
160 |
Genel |
eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek |
pack f.
|
|
161 |
Genel |
hazır beklemek |
stand by f.
|
|
162 |
Genel |
hazır olmak |
await f.
|
|
163 |
Genel |
hazır hale getirmek |
make prepared f.
|
|
164 |
Genel |
hazır bulundurmak |
keep available f.
|
|
165 |
Genel |
elinden geleni yapmaya hazır olmak |
be on one's mettle f.
|
|
166 |
Genel |
hazır bulunmak |
present oneself f.
|
|
167 |
Genel |
hazır bulunmak |
assist f.
|
|
168 |
Genel |
hazır hale gelmek |
get ready f.
|
|
169 |
Genel |
hazır bulunmak |
attend f.
|
|
170 |
Genel |
hazır etmek |
make ready f.
|
|
171 |
Genel |
hazır olmak |
stand by f.
|
|
172 |
Genel |
yardıma hazır olmak |
stand by f.
|
|
173 |
Genel |
(bir şeye başlamaya) hazır olmak |
be pumped (up) f.
|
|
174 |
Genel |
hazır hissetmek |
feel ready f.
|
|
175 |
Genel |
(orada) hazır bulunmak |
be there f.
|
|
176 |
Genel |
hazır görünmek |
look ready f.
|
|
177 |
Genel |
hazır görünmek |
appear ready f.
|
|
178 |
Genel |
hazır görünmek |
seem ready f.
|
|
179 |
Genel |
hazır bulunmak |
stand ready f.
|
|
180 |
Genel |
kullanıma hazır hale getirmek |
operationalise f.
|
|
181 |
Genel |
kullanıma hazır hale getirmek |
operationalize f.
|
|
182 |
Genel |
işbirliğine hazır olmak |
be ready for cooperation f.
|
|
183 |
Genel |
kavgaya hazır olmak |
have a chip on one's shoulder f.
|
|
184 |
Genel |
hazır olmak |
brew f.
|
|
185 |
Genel |
hazır bulundurmak |
keep something available f.
|
|
186 |
Genel |
hazır bulundurmak |
keep ready f.
|
|
187 |
Genel |
hazır bulundurmak |
make available f.
|
|
188 |
Genel |
-e hazır olmak |
be in shape f.
|
|
189 |
Genel |
-e hazır olmak |
be poised for f.
|
|
190 |
Genel |
-e hazır olmak |
be in shape for f.
|
|
191 |
Genel |
bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak |
fit for f.
|
|
192 |
Genel |
emrine hazır bulundurmak |
put at the disposal of f.
|
|
193 |
Genel |
(at yarışında) starta hazır olmak |
come under starter's orders f.
|
|
194 |
Genel |
çıkışa hazır olmak |
come under starter's orders f.
|
|
195 |
Genel |
emre hazır bulundurmak |
hold at the disposal f.
|
|
196 |
Genel |
emrine hazır bulundurmak |
make something available for f.
|
|
197 |
Genel |
emrine hazır bulundurmak |
place at someone's disposition f.
|
|
198 |
Genel |
evde hazır bulunmak |
be at home f.
|
|
199 |
Genel |
hazır kılmak |
make ready f.
|
|
200 |
Genel |
mahkemede hazır bulunmak |
appear f.
|
|
201 |
Genel |
hazır olmak |
be ready f.
|
|
202 |
Genel |
emre hazır bulundurmak |
place at the disposal f.
|
|
203 |
Genel |
hazır olmak |
be in the mood f.
|
|
204 |
Genel |
emre hazır olmak |
remain at the disposal f.
|
|
205 |
Genel |
emre hazır bulunmak |
remain at the disposal f.
|
|
206 |
Genel |
fırtınaya hazır olmak |
be ready for the storm f.
|
|
207 |
Genel |
kullanıma hazır olmak |
be ready for use f.
|
|
208 |
Genel |
değişime hazır olmak |
be ready for change f.
|
|
209 |
Genel |
kafa olarak hazır durumda olmak |
be mentally ready f.
|
|
210 |
Genel |
kafa olarak hazır olmak |
be mentally ready f.
|
|
211 |
Genel |
paketin çıkarıp kullanıma hazır hale getirmek |
unlimber f.
|
|
212 |
Genel |
hazır bulundurmak |
muster f.
|
|
213 |
Genel |
savaşa hazır hale getirmek |
activate f.
|
|
214 |
Genel |
kendini hazır etmek |
accinge f.
|
|
215 |
Genel |
yayıma hazır hale getirmek |
redact f.
|
|
216 |
Genel |
hazır olduğunu ifade etmek |
express one's readiness f.
|
|
217 |
Genel |
hazır olmak |
tend [obsolete] f.
|
|
218 |
Genel |
baskı için hazır hale getirmek |
make ready f.
|
|
219 |
Genel |
(yetkili kişiye) geldiğini ve hizmete hazır olduğunu bildirmek |
report one's self f.
|
|
220 |
Genel |
hazır hale gelmek |
shape one's self f.
|
|
221 |
Genel |
kaynakları hazır etmek |
equip f.
|
|
222 |
Genel |
(bir sıkıntıya) hazır olmak |
man f.
|
|
223 |
Genel |
hazır bulunmak |
man f.
|
|
224 |
Genel |
hazır olmak |
materialize f.
|
|
225 |
Genel |
hazır olmak |
materialise f.
|
|
226 |
Genel |
hazır etmek |
bown [scotland] f.
|
|
227 |
Genel |
hazır hale getirmek |
bowne f.
|
|
228 |
Genel |
eyleme hazır hale getirmek |
break out f.
|
|
229 |
Genel |
hazır etmek |
busk [dialect] [uk] f.
|
|
230 |
Genel |
kullanıma hazır hale gelmek |
ripen f.
|
|
231 |
Genel |
eyleme hazır hale gelmek |
ripen f.
|
|
232 |
Genel |
hazır yiyecek satın almak |
buy food f.
|
|
233 |
Genel |
hazır etmemek |
disprepare f.
|
|
234 |
Genel |
kullanıma hazır hale getirmek |
dite [obsolete] f.
|
|
235 |
Genel |
embriyonik farklılaşma ve gelişmeye hazır hale getirmek |
organize f.
|
|
236 |
Genel |
embriyonik farklılaşma ve gelişmeye hazır hale getirmek |
organise f.
|
|
237 |
Genel |
(baskı harfini) hazır tutmak |
phat f.
|
|
238 |
Genel |
hazır hale getirmek |
prep f.
|
|
239 |
Genel |
(aracı) test sürüşüne hazır hale getirmek |
prep f.
|
|
240 |
Genel |
mental olarak hazır hale getirmek |
prepare f.
|
|
241 |
Genel |
hazır olunca kullanılmak üzere beklemek |
ship f.
|
|
242 |
Genel |
(gemi) hazır olunca kullanılmak üzere pozisyon almak |
ship f.
|
|
243 |
Genel |
(ipi) taramaya hazır hale getirmek |
sleid f.
|
|
244 |
Genel |
(saçı) boyaya hazır hale getirmek |
soften f.
|
|
245 |
Genel |
kullanıma hazır olmak |
stick about f.
|
|
246 |
Genel |
hazır hale getirmek |
summon (up) f.
|
|
247 |
Genel |
yardım etmeye hazır |
complaisant s.
|
|
248 |
Genel |
satışa hazır |
ready for sale s.
|
|
249 |
Genel |
dünden hazır |
gung ho s.
|
|
250 |
Genel |
hazır (cevap) |
snappy s.
|
|
251 |
Genel |
her yerde ve her zaman hazır |
omnipresent s.
|
|
252 |
Genel |
kendini savunmaya hazır |
en garde s.
|
|
253 |
Genel |
kabul etmeye hazır |
acceptive s.
|
|
254 |
Genel |
hazır ve nazır |
ubiquitous s.
|
|
255 |
Genel |
dünden hazır |
only too glad s.
|
|
256 |
Genel |
patlamaya hazır (durum) |
volatile s.
|
|
257 |
Genel |
kullanıma hazır |
operational s.
|
|
258 |
Genel |
konuşmaya hazır |
conversational s.
|
|
259 |
Genel |
yardım etmeye hazır |
obliging s.
|
|
260 |
Genel |
emre hazır |
at one's order s.
|
|
261 |
Genel |
bütün üyelerin hazır bulunduğu |
plenary s.
|
|
262 |
Genel |
harekete hazır |
poised s.
|
|
263 |
Genel |
hazır değil |
unready s.
|
|
264 |
Genel |
dünden hazır |
only too pleased s.
|
|
265 |
Genel |
satışa hazır duruma getirilmiş |
ready for sale s.
|
|
266 |
Genel |
kavgaya hazır |
on the war path s.
|
|
267 |
Genel |
herşeye hazır |
as fit as a fiddle s.
|
|
268 |
Genel |
patlamaya hazır |
explosive s.
|
|
269 |
Genel |
yardıma hazır |
cooperative s.
|
|
270 |
Genel |
rüşvet almaya hazır |
corruptible s.
|
|
271 |
Genel |
elinden gelen çabayı göstermeye hazır |
on one's mettle s.
|
|
272 |
Genel |
her ihtimale karşı hazır |
equal to the occasion s.
|
|
273 |
Genel |
spor yapmaya hazır |
fit s.
|
|
274 |
Genel |
bütün üyelerin hazır bulunduğu (toplantı/kurul) |
plenary s.
|
|
275 |
Genel |
daha hazır |
yarer s.
|
|
276 |
Genel |
her zaman kullanıma hazır |
eveready s.
|
|
277 |
Genel |
ameliyata hazır (apse) |
ripe s.
|
|
278 |
Genel |
kullanıma hazır |
ready s.
|
|
279 |
Genel |
ateş püskürmeye hazır |
up in arms s.
|
|
280 |
Genel |
yardıma hazır |
complaisant s.
|
|
281 |
Genel |
en hazır |
yarest s.
|
|
282 |
Genel |
kalkışa hazır |
flyaway s.
|
|
283 |
Genel |
yardıma hazır |
friendly s.
|
|
284 |
Genel |
(hazır) bulunmayan |
absent s.
|
|
285 |
Genel |
hazır bulunan |
attendant s.
|
|
286 |
Genel |
şevke hazır |
ready to start s.
|
|
287 |
Genel |
hazır durumda |
on stand by s.
|
|
288 |
Genel |
kullanıma hazır |
ready for use s.
|
|
289 |
Genel |
yardıma hazır |
obliging s.
|
|
290 |
Genel |
anlaşmaya hazır |
agreeable to s.
|
|
291 |
Genel |
rüşvet almaya hazır |
pretorian s.
|
|
292 |
Genel |
rüşvet almaya hazır |
praetorian s.
|
|
293 |
Genel |
yardıma hazır |
easy-going s.
|
|
294 |
Genel |
tetiklemeye hazır |
half-cock s.
|
|
295 |
Genel |
hazır (giyim eşyası) |
ready-to-wear s.
|
|
296 |
Genel |
üretime hazır |
off-the-shelf s.
|
|
297 |
Genel |
kullanıma hazır |
off-the-shelf s.
|
|
298 |
Genel |
kullanıma hazır |
ready-to-wear s.
|
|
299 |
Genel |
hazır giyim (ürünler) |
off-the-shelf s.
|
|
300 |
Genel |
kullanıma hazır |
off-the-rack s.
|
|
301 |
Genel |
ütü istemeyen (hazır giysi) |
wash-and-wear s.
|
|
302 |
Genel |
hazır giyim (ürünler) |
off-the-rack s.
|
|
303 |
Genel |
hazır edilmiş kayak pistleri dışında |
off-piste s.
|
|
304 |
Genel |
kullanıma hazır |
ready-to-use s.
|
|
305 |
Genel |
giymeye hazır |
ready-to-wear s.
|
|
306 |
Genel |
yardıma hazır |
well-disposed s.
|
|
307 |
Genel |
anlaşmaya hazır |
agreeable s.
|
|
308 |
Genel |
kavgaya hazır |
belligerent s.
|
|
309 |
Genel |
(giysi) hazır |
ready-made s.
|
|
310 |
Genel |
hazır bulunmayan |
absentee s.
|
|
311 |
Genel |
emre hazır |
disposable s.
|
|
312 |
Genel |
servise hazır |
ready to serve s.
|
|
313 |
Genel |
hazır bekleyen |
standing s.
|
|
314 |
Genel |
işbirliğine hazır |
willing to cooperate s.
|
|
315 |
Genel |
işbirliğine hazır |
ready for cooperation s.
|
|
316 |
Genel |
atışa/ateşlenmeye hazır |
armed s.
|
|
317 |
Genel |
kışkırtılmaya hazır |
readily provoked s.
|
|
318 |
Genel |
(bir şey yapmaya) hazır |
warmed up s.
|
|
319 |
Genel |
kafa olarak hazır |
mentally ready s.
|
|
320 |
Genel |
söylemeye hazır |
communicative s.
|
|
321 |
Genel |
kızartılmaya hazır |
ready for frying s.
|
|
322 |
Genel |
içime hazır |
ready-to-drink s.
|
|
323 |
Genel |
harekete hazır |
ready for action s.
|
|
324 |
Genel |
uyumaya hazır |
ready to sleep s.
|
|
325 |
Genel |
rıza göstermeye hazır |
amenable s.
|
|
326 |
Genel |
anlaşmaya hazır |
amenable s.
|
|
327 |
Genel |
hazır bulunan |
present s.
|
|
328 |
Genel |
baskıya hazır |
camera-ready s.
|
|
329 |
Genel |
fotoğraflanmaya hazır (yazı/çizim vs.) |
camera-ready s.
|
|
330 |
Genel |
tıraş olmaya hazır |
razorable s.
|
|
331 |
Genel |
hazır ve nazır |
in readiness s.
|
|
332 |
Genel |
kullanıma hazır |
ready s.
|
|
333 |
Genel |
servise hazır |
ready-to-serve s.
|
|
334 |
Genel |
kavga çıkarmaya hazır |
trigger-happy s.
|
|
335 |
Genel |
savaş çıkarmaya hazır |
trigger-happy s.
|
|
336 |
Genel |
hep birlikte hazır |
all ready s.
|
|
337 |
Genel |
teslim olmaya hazır |
yielding s.
|
|
338 |
Genel |
özür dilemeye hazır |
apologetic s.
|
|
339 |
Genel |
özür dilemeye hazır |
apologetical s.
|
|
340 |
Genel |
yardıma hazır |
in attendance s.
|
|
341 |
Genel |
hazır ve nazır |
ubiquarian [rare] s.
|
|
342 |
Genel |
hazır ve nazır |
ubiquitary [obsolete] s.
|
|
343 |
Genel |
hazır olmayan |
unready s.
|
|
344 |
Genel |
hazır değil |
unripe s.
|
|
345 |
Genel |
harekete hazır |
unabashed s.
|
|
346 |
Genel |
anlaşmaya hazır olmayan |
unamenable s.
|
|
347 |
Genel |
rıza göstermeye hazır olmayan |
unamenable s.
|
|
348 |
Genel |
gömülmeye hazır olmayan |
unburiable s.
|
|
349 |
Genel |
hazır olmayan |
un-made-up s.
|
|
350 |
Genel |
hazır olmayan |
unmade-up s.
|
|
351 |
Genel |
hazır olmayan |
unpurveyed s.
|
|
352 |
Genel |
yardım etmeye hazır |
unwilful s.
|
|
353 |
Genel |
savaşa hazır |
battailant s.
|
|
354 |
Genel |
savaşa hazır |
battleful s.
|
|
355 |
Genel |
cevap vermeye hazır |
responsive s.
|
|
356 |
Genel |
kavgaya hazır |
hostile s.
|
|
357 |
Genel |
uygulanmaya hazır olan |
ripe s.
|
|
358 |
Genel |
tamamen kullanıma hazır |
fully operational s.
|
|
359 |
Genel |
sürüşe hazır (taşıt) |
on the road s.
|
|
360 |
Genel |
bağış almaya hazır |
openhanded [obsolete] s.
|
|
361 |
Genel |
fazlasıyla hazır |
overdue s.
|
|
362 |
Genel |
fazla hazır |
overready s.
|
|
363 |
Genel |
(arazi) tarımsal faaliyete hazır |
improved s.
|
|
364 |
Genel |
kullanıma hazır |
available for use s.
|
|
365 |
Genel |
hazır ve nazır |
in order s.
|
|
366 |
Genel |
faaliyete hazır |
good s.
|
|
367 |
Genel |
birlikte kulüp kurmaya hazır |
clubbish [obsolete] s.
|
|
368 |
Genel |
mali sorumluluk almaya hazır veya istekli olmayan |
irresponsible s.
|
|
369 |
Genel |
harekete hazır |
popping s.
|
|
370 |
Genel |
hazır yiyeceklere yönelik |
fast-food s.
|
|
371 |
Genel |
hazır olmayan |
inhabile [obsolete] s.
|
|
372 |
Genel |
öğrenmeye hazır |
docile [rare] s.
|
|
373 |
Genel |
savaşa hazır olan |
fighting s.
|
|
374 |
Genel |
hazır olmayan |
flatfooted s.
|
|
375 |
Genel |
hazır olan |
primed (to/for) s.
|
|
376 |
Genel |
hazır durumda |
primed (to/for) s.
|
|
377 |
Genel |
hazır dilimli |
precut s.
|
|
378 |
Genel |
hazır durumda olan |
prepared s.
|
|
379 |
Genel |
yemeye hazır |
prepared s.
|
|
380 |
Genel |
ihtiyaç anında kullanıma hazır |
shadow s.
|
|
381 |
Genel |
dişlerini geçirmeye hazır |
sharp-toothed s.
|
|
382 |
Genel |
rüşvet almaya hazır |
pretorial s.
|
|
383 |
Genel |
rüşvet almaya hazır |
praetorial s.
|
|
384 |
Genel |
düşmeye hazır |
succiduous s.
|
|
385 |
Genel |
hazır (yiyecek, içecek) |
instant s.
|
|
386 |
Genel |
göreve hazır |
on call zf.
|
|
387 |
Genel |
emre hazır |
on call zf.
|
|
388 |
Genel |
kullanıma hazır |
on call zf.
|
|
389 |
Genel |
kullanılmaya hazır |
at the ready zf.
|
|
390 |
Genel |
hazır olarak |
availably zf.
|
|
391 |
Genel |
hazır bir biçimde |
ripely zf.
|
|
392 |
Genel |
emrine hazır |
under someone zf.
|
|
393 |
Genel |
hazır bir şekilde |
yarely zf.
|
|
394 |
Genel |
her yerde hazır bulunan bir şekilde |
immanently zf.
|
|
395 |
Genel |
hazır ve nazır şekilde |
ubiquitously zf.
|
|
396 |
Genel |
hazır ve nazır |
in the saddle zf.
|
|
397 |
Genel |
yardıma hazır şekilde |
obligingly zf.
|
|
398 |
Genel |
(ateş etmeye veya fotoğraf çekmeye) hazır durumda |
acock zf.
|
|
399 |
Genel |
ateşe hazır |
at full cock zf.
|
|
400 |
Genel |
atışa hazır |
at the ready zf.
|
|
401 |
Genel |
hazır durumda |
at the ready zf.
|
|
402 |
Genel |
yardıma hazır |
at one's elbow zf.
|
|
403 |
Genel |
hazır biçimde |
affectionately [obsolete] zf.
|
|
404 |
Genel |
teslim olmaya hazır bir biçimde |
yieldingly zf.
|
|
405 |
Genel |
hazır bir şekilde |
yare [obsolete] zf.
|
|
406 |
Genel |
hazır bir şekilde |
graithly zf.
|
|
407 |
Genel |
hazır performansla |
off zf.
|
|
408 |
Genel |
hazır hale getirerek |
preparative zf.
|
|
409 |
Genel |
hazır hale getirerek |
preparatively zf.
|
|
410 |
Genel |
hazır ve planlı bir şekilde |
shipshape zf.
|
|
411 |
Genel |
kullanıma hazır bir şekilde |
standby zf.
|
|
412 |
Genel |
hazır olarak |
standby zf.
|
|
413 |
Genel |
hazır bulunmadığı için |
in default of ed.
|
|
414 |
Genel |
-e hazır |
in the mood for ed.
|
|
415 |
Genel |
hazır… |
seeing that bağ.
|
|
416 |
Genel |
hazır ol |
shun! ünl.
|
|
417 |
Genel |
hazır ol |
attention! ünl.
|
|
418 |
Genel |
hazır bulunmadığı için |
for fault of [obsolete] expr.
|
|
419 |
Genel |
hazır bulunmadığı için |
for the fault of [obsolete] expr.
|
|
420 |
Genel |
hazır ol |
order expr.
|
|
Phrasals |
|
421 |
Öbek Fiiller |
giyilmeye hazır hale getirmek |
do up f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
bir işi başarıyla sonuçlandırmak/hazır etmek |
button up f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
hazır pozisyondan rahat pozisyona geçmek |
stand down f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
(kaset, video, plak) çalmaya hazır hale getirmek |
cue up f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
-de hazır bulunmasını istemek |
want in f.
|
|
426 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi birinin emrine hazır bulundurmak |
put someone or something at someone's disposal f.
|
|
427 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şeye) tam hazır/uygun hale getirmek |
fit (one) for (something) f.
|
|
428 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeye tam hazır/uygun hale getirmek |
fit someone for something f.
|
|
429 |
Öbek Fiiller |
(toplantıda, kilisede) hazır bulunmak |
go to f.
|
|
430 |
Öbek Fiiller |
hazır bulundurmak |
have in f.
|
|
431 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) hazır olmak |
look forward to (something) f.
|
|
432 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) hazırlıklı/hazır olmak |
reckon with (someone or something) f.
|
|
433 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) hazır durumda |
ripe for (something) f.
|
|
434 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kullanıma hazır hale getirmek |
set (something) up f.
|
|
435 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi harekete geçmeden önce hazır hale getirmek |
tee up f.
|
|
Phrases |
|
436 |
İfadeler |
hazır halde |
in pickle zf.
|
|
437 |
İfadeler |
bundan hazır söz etmişken |
speaking of expr.
|
|
438 |
İfadeler |
bulunduğu/hazır olduğu yerde |
where available expr.
|
|
439 |
İfadeler |
bu bir sır (gizli bilgileri açıklamaya hazır olmadığını ifade etmekte kullanılır) |
that would be telling expr.
|
|
440 |
İfadeler |
hazır bahsetmişken |
speaking of expr.
|
|
441 |
İfadeler |
hazır ve nazır |
ready and waiting expr.
|
|
442 |
İfadeler |
hazır bu iş üzerinde iken |
while we are at it expr.
|
|
443 |
İfadeler |
hazır bulunanlar |
those present expr.
|
|
444 |
İfadeler |
hazır kimse yokken |
while no one is around expr.
|
|
445 |
İfadeler |
hazır kimse yokken |
while nobody is around expr.
|
|
446 |
İfadeler |
(hazır) başlamışken |
while we are at it expr.
|
|
447 |
İfadeler |
her şey hazır ve nazır |
all present and correct expr.
|
|
448 |
İfadeler |
hazır mısın, işte tekrar geliyor |
bend over, here it comes again expr.
|
|
449 |
İfadeler |
yanında hazır olarak |
to hand expr.
|
|
450 |
İfadeler |
yanında hazır olarak |
at hand expr.
|
|
451 |
İfadeler |
herkes eksiksiz hazır |
all present and correct [uk] expr.
|
|
452 |
İfadeler |
her şey başlamaya hazır |
all systems are go expr.
|
|
453 |
İfadeler |
(bir şey için) her şey hazır |
all systems go (for something) expr.
|
|
454 |
İfadeler |
(bir şey için) her şey başlamaya hazır |
all systems go (for something) expr.
|
|
455 |
İfadeler |
her şey başlamaya hazır |
all systems are go expr.
|
|
456 |
İfadeler |
(bir şey için) her şey hazır |
all systems go (for something) expr.
|
|
457 |
İfadeler |
(bir şey için) her şey başlamaya hazır |
all systems go (for something) expr.
|
|
Proverb |
|
458 |
Atasözü |
cezasını çekmeye hazır değilsen suçu da işlemeyeceksin |
if you can't do the time, don't do the crime
|
|
459 |
Atasözü |
şans, yalnızca hazır olan zihinlere güler |
chance favors the prepared mind
|
|
460 |
Atasözü |
şans sadece hazır olan akıllara güler |
chance favors the prepared mind
|
|
461 |
Atasözü |
şans hazır olana gelir |
chance favors the prepared mind
|
|
462 |
Atasözü |
ne kadar hazır ve bilgili olunursa şanslar ve fırsatlar o kadar iyi değerlendirilir |
chance favors the prepared mind
|
|
463 |
Atasözü |
şansları ve fırsatları hazır olanlar değerlendirebilir |
chance favors the prepared mind
|
|
464 |
Atasözü |
iyice hazır olmadan bir işe kalkışma |
don't go near the water until you learn how to swim
|
|
Colloquial |
|
465 |
Konuşma Dili |
akşam yemeği neredeyse hazır |
dinner's almost ready i.
|
|
466 |
Konuşma Dili |
hazır para |
hard cash i.
|
|
467 |
Konuşma Dili |
patlamaya hazır bomba |
a powder barrel i.
|
|
468 |
Konuşma Dili |
mikrodalgada ısıtılabilen donmuş hazır yemek |
tv dinner i.
|
|
469 |
Konuşma Dili |
dişi kenevir bitkisinden elde edilen kullanıma hazır çiçekler |
bud i.
|
|
470 |
Konuşma Dili |
bir şeyin hazır bekletildiği yer |
hopper i.
|
|
471 |
Konuşma Dili |
hazır yiyim |
fast food i.
|
|
472 |
Konuşma Dili |
ön görülen eleştiriye verilen hazır cevap |
prebuttal i.
|
|
473 |
Konuşma Dili |
bir şeye hazır olmak |
be all set for f.
|
|
474 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi yapmaya) hazır olmak |
be more than glad (to do something) f.
|
|
475 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi yapmaya) hazır olmak |
be more than ready (to do something) f.
|
|
476 |
Konuşma Dili |
hazır olmak |
be on hand f.
|
|
477 |
Konuşma Dili |
hazır bir şekilde sabırla doğru zamanı beklemek |
lay low f.
|
|
478 |
Konuşma Dili |
hazır beklemek |
lay low f.
|
|
479 |
Konuşma Dili |
hazır etmek |
lay on f.
|
|
480 |
Konuşma Dili |
bir şeye hazır olmak |
be up for something f.
|
|
481 |
Konuşma Dili |
zihnen/kafa olarak hazır olmak |
be up for something f.
|
|
482 |
Konuşma Dili |
(bir şey yapmaya) hazır olmak |
be down to (do something) f.
|
|
483 |
Konuşma Dili |
hazır şekilde ortada kalmak |
be all dressed up with nowhere to go f.
|
|
484 |
Konuşma Dili |
hazır şekilde ortada kalmak |
be all dressed up with no place to go f.
|
|
485 |
Konuşma Dili |
hazır şekilde ortada kalmak |
be all dressed up with nowhere to go f.
|
|
486 |
Konuşma Dili |
hazır şekilde ortada kalmak |
be all dressed up with no place to go f.
|
|
487 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi yapmaya) hazır olmak/hazırlanmak |
be about to (do something) f.
|
|
488 |
Konuşma Dili |
birinin yardımına hazır olmak |
be at (one's) disposal f.
|
|
489 |
Konuşma Dili |
birinin yardımına hazır olmak |
be at somebody's service f.
|
|
490 |
Konuşma Dili |
(tam olarak) hazır olmak |
get (all) set f.
|
|
491 |
Konuşma Dili |
hazır olmak |
ready up f.
|
|
492 |
Konuşma Dili |
hazır hale getirmek |
ready up f.
|
|
493 |
Konuşma Dili |
hazır etmek |
ready up f.
|
|
494 |
Konuşma Dili |
(video oyunlarında) bir sonraki tura hazır olmak |
ready up f.
|
|
495 |
Konuşma Dili |
(video oyunlarında) bir sonraki tura hazır hale getirmek/hazırlamak |
ready up f.
|
|
496 |
Konuşma Dili |
kullanıma hazır |
tap s.
|
|
497 |
Konuşma Dili |
hazır bulundurulan |
in store s.
|
|
498 |
Konuşma Dili |
hazır halde/durumda |
rough-and-ready s.
|
|
499 |
Konuşma Dili |
her şey hazır |
all set s.
|
|
500 |
Konuşma Dili |
tamamen hazır |
all set s.
|
|