Geçmiş

her yerde

"her yerde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	her yerde	the world over i.
2	Genel	her yerde	allover s.
3	Genel	her yerde	here there and everywhere zf.
4	Genel	her yerde	far and near zf.
5	Genel	her yerde	everyplace zf.
6	Genel	her yerde	far and wide zf.
7	Genel	her yerde	all over zf.
8	Genel	her yerde	high and low zf.
9	Genel	her yerde	at every turn zf.
10	Genel	her yerde	everywhere zf.
11	Genel	her yerde	anywhere zf.
12	Genel	her yerde	here there and anywhere zf.
13	Genel	her yerde	the more and less zf.
14	Genel	her yerde	eachwhere zf.
15	Genel	her yerde	ubique zf.
16	Genel	her yerde	overall zf.
17	Genel	her yerde	where zf.
Phrases
18	İfadeler	her yerde	the whole world over zf.
19	İfadeler	her yerde	fore and aft zf.
20	İfadeler	her yerde	left right and centre expr.
Colloquial
21	Konuşma Dili	her yerde	around zf.
22	Konuşma Dili	her yerde	high and low expr.
23	Konuşma Dili	her yerde	on every hand expr.
24	Konuşma Dili	her yerde	all over the place expr.
25	Konuşma Dili	her yerde	left right and centre expr.
26	Konuşma Dili	her yerde	all over (some place) expr.
27	Konuşma Dili	her yerde	all over (some place) expr.
28	Konuşma Dili	her yerde	thither and yon expr.
Idioms
29	Deyim	her yerde	a dime a dozen s.
30	Deyim	her yerde	all over the lot s.
31	Deyim	her yerde	all over the lot s.
32	Deyim	her yerde	near and far zf.
33	Deyim	her yerde	far and wide expr.
34	Deyim	her yerde	all ends up expr.
35	Deyim	her yerde	all over the joint expr.
36	Deyim	her yerde	all over creation [us] expr.
37	Deyim	her yerde	all over the map expr.
38	Deyim	her yerde	like mushrooms expr.
Archaic
39	Eski Kullanım	her yerde	allwhere zf.
Slang
40	Argo	her yerde	out the gazoo expr.
41	Argo	her yerde	all over the shop expr.
42	Argo	her yerde	all over the show expr.
43	Argo	her yerde	all over the shop expr.
44	Argo	her yerde	all over the show expr.
Modern Slang
45	Modern Argo	her yerde	all over the gaff s.

"her yerde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	her yerde hazır olma	ubiquitousness i.
2	Genel	her yerde birden bulunma	omnipresence i.
3	Genel	her yerde bulunma	immanence i.
4	Genel	aynı anda her yerde bulunma	ubiquity i.
5	Genel	her yerde bulunma	omnipresence i.
6	Genel	her yerde bulunma	immanency i.
7	Genel	her yerde var olma	ubiquitous presence i.
8	Genel	her yerde birden bulunma	totipresence [obsolete] i.
9	Genel	her yerde olma/bulunma	ubiquitousness i.
10	Genel	her yerde olma/bulunma	ubiquity i.
11	Genel	aynı zamanda her yerde bulunma	ubiquitariness i.
12	Genel	her yerde birden bulunma	ubiquitariness i.
13	Genel	her yerde var olma	ubiquitariness i.
14	Genel	isa'nın her an her yerde var olduğu inancı	ubiquitism i.
15	Genel	isa'nın her an her yerde var olduğuna inanan, lüteriyen kilisesi mensubu kimse	ubiquitist i.
16	Genel	her yerde bulunan kimse	zelig i.
17	Genel	her yerde bulunma	everywhereness i.
18	Genel	her yerde birden bulunma	everywhereness i.
19	Genel	her yerde bulunma	immanency i.
20	Genel	tanrının her zaman ve her yerde olduğu ilkesi	immanency i.
21	Genel	(aynı anda) her yerde bulunma	omnipresency i.
22	Genel	her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için)	stump f.
23	Genel	aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak	constantly make something the main topic of conversation f.
24	Genel	bir kimseyi her yerde kötülemek	be always running somebody down f.
25	Genel	her yerde birden bulunan	ubiquitous s.
26	Genel	aynı zamanda her yerde bulunan	ubiquitous s.
27	Genel	her yerde bulunan	immanent s.
28	Genel	her yerde ve her zaman hazır	omnipresent s.
29	Genel	her zaman her yerde var olan	omnipresent s.
30	Genel	her yerde olan	ubiquitous s.
31	Genel	aynı anda her yerde olabilen	omnipresent s.
32	Genel	her yerde olan	omnipresent s.
33	Genel	her yerde var olan	ubiquitous s.
34	Genel	her şey her yerde	hugger-mugger s.
35	Genel	her şey her yerde	disorderly s.
36	Genel	her şey her yerde	higgledy-piggledy s.
37	Genel	her şey her yerde	topsy-turvy s.
38	Genel	her şey her yerde	jumbled s.
39	Genel	her zaman her yerde var olan	totipresent [obsolete] s.
40	Genel	aynı zamanda her yerde bulunan	ubiquarian [rare] s.
41	Genel	her yerde birden bulunan	ubiquarian [rare] s.
42	Genel	her yerde var olan	ubiquarian [rare] s.
43	Genel	aynı zamanda her yerde bulunan	ubiquitary [obsolete] s.
44	Genel	her yerde birden bulunan	ubiquitary [obsolete] s.
45	Genel	her yerde var olan	ubiquitary [obsolete] s.
46	Genel	her zamankinden farklı yerde	out of the way [obsolete] s.
47	Genel	her zamankinden farklı bir yerde	out of one's way [obsolete] s.
48	Genel	her an her yerde olan	omnivagant s.
49	Genel	her zaman her yerde var olan	omnipresential s.
50	Genel	her yerde olan	omniprevalent s.
51	Genel	her yerde olan	standard-issue s.
52	Genel	her yerde hazır bulunan bir şekilde	immanently zf.
53	Genel	her hangi bir yerde	in nature zf.
54	Genel	oradan başka her yerde	anywhere but there zf.
55	Genel	aynı zamanda her yerde bulunarak	ubiquitously zf.
56	Genel	hemen hemen her yerde	almost everywhere zf.
57	Genel	her yerde birden	ubique zf.
58	Genel	her yerde anlamı veren ön ek	omni- ök.
Phrasals
59	Öbek Fiiller	her yerde bahsetmek	tout someone or something around f.
60	Öbek Fiiller	her yerde bahsetmek	tout around f.
61	Öbek Fiiller	her yerde reklamını/tanıtımını yapmak	tout around f.
Proverb
62	Atasözü	bilgi insanı her gittiği yerde/hayat boyu takip eden bir hazinedir	learning is a treasure that follows its owner everywhere f.
63	Atasözü	bilgi insanı her gittiği yerde/hayat boyu takip edecek bir hazinedir	learning is a treasure that will follow its owner everywhere
Colloquial
64	Konuşma Dili	her yerde reklamını yapmak	hype up f.
65	Konuşma Dili	her şey her yerde	all over the place expr.
66	Konuşma Dili	mikroplar her yerde	germs are everywhere expr.
67	Konuşma Dili	hiçbir/her yerde	god's green earth expr.
68	Konuşma Dili	her yer her yerde	from here to sunday expr.
Idioms
69	Deyim	(bir yerde) her yere bakmak	have a poke around f.
70	Deyim	(bir yerde) her yere bakmak	have a (good) sniff around f.
71	Deyim	birini her yerde aramak	look up and down for someone f.
72	Deyim	her yerde kulağı olmak	have one's ear to the ground f.
73	Deyim	her yerde kulağı olmak	keep one's ear to the ground f.
74	Deyim	her yerde önüne çıkmak	be in your face f.
75	Deyim	hassas bir konuyu her yerde/sağda solda konuşmak	shoot off at the mouth f.
76	Deyim	her yerde olmak	be a dime a dozen f.
77	Deyim	her yerde olmak	be ten a penny f.
78	Deyim	her yerde olmak	be two a penny f.
79	Deyim	(bir yerde) her yere bakmak	have a sniff around f.
80	Deyim	her yerde kulağı olmak	keep an ear close to the ground f.
81	Deyim	her yerde kulağı olmak	keep one's ear close to the ground f.
82	Deyim	her yerde aramak	look high and low f.
83	Deyim	her yerde olan/bulunan	garden variety s.
84	Deyim	her şeyi bıraktığın yerde/gibi bulmak imkansızdır	you can't go home again expr.
85	Deyim	aynı zamanda her yerde	all over the map expr.
Speaking
86	Konuşma	her yerde kan vardı	there was blood all over the place expr.
87	Konuşma	her yerde seni aradık	we looked everywhere for you expr.
Technical
88	Teknik	inşaatlarda ve elektrik teknolojisinin kullanıldığı her yerde motor veya hareketli parçalara enerji verilmesini sağlayan ve bu komponentleri kontrol eden pano	motor control cabinet (mcc) i.
Computer
89	Bilgisayar	bir kere yaz, her yerde çalışır	wore (write once, run everywhere) kısalt.
Informatics
90	Bilişim	her yerde arama	global search i.
Telecom
91	Telekom	her zaman her yerde	ubiquitous s.
Math
92	Matematik	(gömme işleminde) diferansiyeli her yerde birebir olan düzgün harita	immersion i.
Biology
93	Biyoloji	her yerde papüller gelişmesi	papulosis i.
94	Biyoloji	her yerde kabarcıklar çıkması	papulosis i.
Zoology
95	Zooloji	önceden sadece eski dünya'ya özgü olup şimdi her yerde bulunabilen ve hamsterlardan yanak keseleri olmaması ile ayrışan sıçanları içeren bir familya	family muridae i.
Botanic
96	Botanik	avrupa ve kuzey afrika'da asidik topraklar harici her yerde yetişen bir bitki	lesser burdock (arctium minus) i.
97	Botanik	avrupa ve kuzey afrika'da asidik topraklar harici her yerde yetişen bir bitki	common burdock i.
98	Botanik	avrupa ve kuzey afrika'da asidik topraklar harici her yerde yetişen bir bitki	little burdock i.
99	Botanik	avrupa ve kuzey afrika'da asidik topraklar harici her yerde yetişen bir bitki	louse-bur i.
100	Botanik	avrupa ve kuzey afrika'da asidik topraklar harici her yerde yetişen bir bitki	button-bur i.
101	Botanik	avrupa ve kuzey afrika'da asidik topraklar harici her yerde yetişen bir bitki	cuckoo-button i.
Religious
102	Dini	isa'nın her an her yerde var olduğuna inanan, lüteriyen kilisesi mensubu kimse	ubiquist i.
103	Dini	isa'nın her an her yerde var olduğuna inanan, lüteriyen kilisesi mensubu kimse	ubiquitarian i.
104	Dini	tanrının her zaman her yerde bulunabilmesi	immanence i.
105	Dini	(tanrı'nın) aynı anda her yerde bulunabilme özelliği	omnipresence i.
106	Dini	isa'nın her an her yerde var olduğu inancı ile ilgili	ubiquitarian s.
107	Dini	isa'nın her an her yerde var olduğu inancında	ubiquitarian s.
108	Dini	her zaman her yerde var olan	omnipresent s.
Ornithology
109	Kuşbilim	avustralya'nın güneyine özgü, yerde yuva yapan iki ötleğen türünden her biri	heath wren i.
Entomology
110	Böcek Bilimi	doğu kökenli olup günümüzde her yerde bulunan koyu kahverengi bir hamamböceği	asiatic cockroach (blatta orientalis) i.
111	Böcek Bilimi	doğu kökenli olup günümüzde her yerde bulunan koyu kahverengi bir hamamböceği	oriental roach i.
112	Böcek Bilimi	doğu kökenli olup günümüzde her yerde bulunan koyu kahverengi bir hamamböceği	oriental cockroach i.
113	Böcek Bilimi	doğu kökenli olup günümüzde her yerde bulunan koyu kahverengi bir hamamböceği	waterbug i.
114	Böcek Bilimi	doğu kökenli olup günümüzde her yerde bulunan koyu kahverengi bir hamamböceği	blackbeetle i.
Slang
115	Argo	her yerde önüne çıkmak	be in your face f.
116	Argo	her yerde reklamı yapılmış	hyped (up) s.
117	Argo	her yerde önüne çıkan	in your face s.
Modern Slang
118	Modern Argo	her zaman her yerde japonca	ajatt (all japanese all the time) i.
119	Modern Argo	sebepsiz yere her yerde/herkes üzerinde üstünlük kurmaya çalışma	alpha bitch syndrome i.