içine düşmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

içine düşmek



"içine düşmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
içine düşmek gaze at (him/her) with pure adoration f.
Phrasals
içine düşmek fall in f.
içine düşmek fall into f.
içine düşmek fall into f.
içine düşmek land in f.
içine düşmek plunge in f.
içine düşmek drop into f.
Idioms
içine düşmek have one's eyes glued to (something) f.

"içine düşmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç

Türkçe İngilizce
General
içine kurt düşmek feel suspicious f.
yanılgı içine düşmek be mistaken f.
yanılgı içine düşmek make a mistake f.
aşkın içine düşmek fall in love f.
acz içine düşmek fall into helplessness f.
çaba göstermeden (bir durumun) içine düşmek drop f.
Phrasals
(üzüntü vb gibi) bir şeyin içine düşmek collapse into f.
bir şeyin içine düşmek fall in f.
hiç akılda yokken içine düşmek fall in f.
bir şeyin içine düşmek fall into f.
hiç akılda yokken içine düşmek fall into f.
(bir şeyin) içine düşmek fall in (to something) f.
bir durumun içine düşmek land in f.
bir şeyin içine düşmek land in something f.
bir durumun içine düşmek land up in f.
emekli olup bir durumun içine girmek/düşmek retire in (something or some place) f.
emekli olup bir durumun içine girmek/düşmek retire into (something or some place) f.
(bir şeyin/durumun) içine düşmek run into (something) f.
(bir şeyin) içine düşmek drop in (something) f.
(bir şeyin) içine düşmek drop into (something) f.
Idioms
bir yerden ayrıldıktan sonra bambaşka bir durumun içine düşmek/girmek/adım atmak step out into something f.
içine aşk ateşi düşmek be head over heels in love f.
içine aşk ateşi düşmek fall over heels in love f.
içine kurt düşmek smell a rat f.
yanılgı içine düşmek be barking up the wrong tree f.
yanılgı içine düşmek get the wrong end of the stick f.
kaosun içine düşmek go down the rabbit hole f.
(bir şeyin) içine düşmek have (one's) eyes glued to (something) f.
(bir su kütlesinin içine) düşmek fall into the drink f.
(bir su kütlesinin içine) düşmek fall in the drink f.
ansızın (bir durumun) içine düşmek find oneself f.