Geçmiş

just like

"just like" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	just like s.	aynı
2	Genel	just like zf.	tıpkı

"just like" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	just like that zf.	işte böyle
2	Genel	just like every year zf.	her sene olduğu gibi
3	Genel	just like every year zf.	her yıl olduğu gibi
4	Genel	just like this ünl.	işte böyle
5	Genel	just like mine expr.	tıpkı benimki gibi
Phrases
6	İfadeler	(just) like the first day expr.	ilk günkü gibi
7	İfadeler	just like us expr.	tıpkı biz
8	İfadeler	just like in the movie expr.	- filmdeki gibi
Colloquial
9	Konuşma Dili	just like that expr.	birdenbire
10	Konuşma Dili	just like that expr.	böyle
11	Konuşma Dili	just like that expr.	durup dururken
12	Konuşma Dili	just like you said expr.	dediğin gibi
13	Konuşma Dili	just like that expr.	haber vermeksizin
14	Konuşma Dili	just like everyone else expr.	herkes gibi
15	Konuşma Dili	just like that expr.	öyle
16	Konuşma Dili	just like that expr.	öylece
17	Konuşma Dili	just like any other morning expr.	tıpkı diğer sabahlar gibi
18	Konuşma Dili	just like we always wanted expr.	tıpkı her zaman istediğimiz gibi
19	Konuşma Dili	just like in real life expr.	tam da gerçek hayatta olduğu gibi
20	Konuşma Dili	just like the old days expr.	tıpkı eski günlerdeki gibi
Idioms
21	Deyim	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.	herkes gibi olmak
22	Deyim	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.	normal/sıradan insan olmak
23	Deyim	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.	senin benim gibi biri olmak
24	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	herkes gibi olmak
25	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	sıradan insan olmak
26	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	etten kemikten insan olmak
27	Deyim	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.	senin benim gibi biri olmak
28	Deyim	puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) expr.	senin benim gibi (biri)
29	Deyim	puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) expr.	etten kemikten (insan)
30	Deyim	puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) expr.	sıradan (insan)
31	Deyim	puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) expr.	herkes gibi (biri)
32	Deyim	puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) expr.	normal (biri)
33	Deyim	puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) expr.	herkesten farksız (biri)
34	Deyim	(just) like riding a bicycle expr.	(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)
35	Deyim	(just) like riding a bicycle expr.	(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)
36	Deyim	(just) like riding a bike expr.	(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)
37	Deyim	(just) like riding a bike expr.	(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)
38	Deyim	(just) like this/that expr.	yakınlar
39	Deyim	(just) like this/that expr.	sıkı fıkılar
40	Deyim	(just) like this/that expr.	yakın arkadaşlar
41	Deyim	(just) like this/that expr.	aralarından su sızmaz
42	Deyim	(just) like this/that expr.	sıkı dostlar
Speaking
43	Konuşma	just like me expr.	aynı ben
44	Konuşma	just like her mommy expr.	annesine çekmiş
45	Konuşma	just like you expr.	aynı senin gibi
46	Konuşma	it's just like that? expr.	bu mudur yani?
47	Konuşma	he wouldn't just leave me like this expr.	beni bu şekilde yalnız bırakmazdı
48	Konuşma	you can't just show up like this expr.	böyle aklına estiği gibi gelemezsin
49	Konuşma	she wouldn't just leave me like this expr.	beni bu şekilde yalnız bırakmazdı
50	Konuşma	she wouldn't just leave me like this expr.	beni bu şekilde bırakmazdı
51	Konuşma	he wouldn't just leave me like this expr.	beni bu şekilde bırakmazdı
52	Konuşma	just like I was taught expr.	bana öğretildiği gibi
53	Konuşma	I just feel like expr.	içimden geldi
54	Konuşma	I just like the fact that we both share a love for soccer expr.	ikimizin de futbol seviyor olmamız çok hoşuma gitti
55	Konuşma	I just like the fact that we both share a love for soccer expr.	ikimizin de futbolu seviyor olmamız çok hoşuma gitti
56	Konuşma	you're just like everybody else expr.	sen de herkes gibisin
57	Konuşma	you're just like everybody else expr.	senin de kimseden farkın yok
58	Konuşma	I just feel like I'm letting you down expr.	seni hayal kırıklığına uğratıyormuşum gibi hissediyorum
59	Konuşma	it just feels like something's going on expr.	sanki bir şeyler oluyormuş gibi
60	Konuşma	you're just like me expr.	sen de benim gibisin
61	Konuşma	it just doesn't seem like a fair trade expr.	pek de adil bir alışveriş değil bu
62	Konuşma	it's just like the old days expr.	tıpkı eski günlerdeki gibi
63	Konuşma	just like you expr.	tıpkı senin gibi
64	Konuşma	just like me expr.	tıpkı benim gibi
65	Konuşma	just like me expr.	tıpkı ben