Geçmiş

kırık

"kırık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	kırık	fracture i.
2	Yaygın Kullanım	kırık	broken s.
General
3	Genel	kırık	breach i.
4	Genel	kırık	mongrel i.
5	Genel	kırık	bad mark i.
6	Genel	kırık	split i.
7	Genel	kırık	fragment i.
8	Genel	kırık	breakage i.
9	Genel	kırık	fault i.
10	Genel	kırık	chink i.
11	Genel	kırık	break i.
12	Genel	kırık	breakage i.
13	Genel	kırık	rift i.
14	Genel	kırık	hybrid s.
15	Genel	kırık	hurt s.
16	Genel	kırık	cracked s.
17	Genel	kırık	fractured s.
18	Genel	kırık	jiggered s.
19	Genel	kırık	offended s.
20	Genel	kırık	clifted s.
21	Genel	kırık	disillusioned s.
22	Genel	kırık	split s.
23	Genel	kırık	boned s.
24	Genel	kırık	broke [dialect] s.
25	Genel	kırık	bursten s.
26	Genel	kırık	gappy s.
27	Genel	kırık	off-colour [uk] s.
28	Genel	kırık	confragose s.
29	Genel	kırık	crocked [uk] s.
30	Genel	kırık	fissioned s.
31	Genel	kırık	rompu s.
Trade/Economic
32	Ticaret/Ekonomi	kırık	breakage i.
Technical
33	Teknik	kırık	breakage i.
34	Teknik	kırık	break i.
Construction
35	İnşaat	kırık	crack i.
Automotive
36	Otomotiv	kırık	fracture i.
Mining
37	Maden	kırık	shift i.
Medical
38	Medikal	kırık	fracture i.
39	Medikal	kırık	solution i.
Zoology
40	Zooloji	kırık	teal i.
41	Zooloji	kırık	querquedule i.
Tobacco
42	Tütün	kırık	scrap leaves i.
Geography
43	Coğrafya	kırık	fault i.
Meteorology
44	Meteoroloji	kırık	break i.
Geology
45	Jeoloji	kırık	throw i.
46	Jeoloji	kırık	jump i.
Sport
47	Spor	kırık	fracture i.
Archaic
48	Eski Kullanım	kırık	brack i.
Slang
49	Argo	kırık	a few cards short of a (full) deck i.
50	Argo	kırık	beat all to hell s.
51	Argo	kırık	effeminate s.
British Slang
52	İngiliz Argosu	kırık	bent as a nine pound note expr.
53	İngiliz Argosu	kırık	bent as a nine bob note expr.

"kırık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 326 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	yerine oturtmak (kırık)	reduce f.
General
2	Genel	ipi kırık	drifter i.
3	Genel	kırık not	a bad mark i.
4	Genel	kırık not	failing grade i.
5	Genel	kırık kaya parçaları	brash i.
6	Genel	kırık çömlek parçası	shard i.
7	Genel	kırık not	fail i.
8	Genel	kırık dökük	scrap i.
9	Genel	alçı (kırık kemiğe)	cast i.
10	Genel	kırık parça	fragment i.
11	Genel	kırık bezelye	split peas i.
12	Genel	askı (kırık kol vb için)	sling i.
13	Genel	kırık dökük şey	pile i.
14	Genel	kırık çıkıkçı	bonesetter i.
15	Genel	kırık çizgi	broken line i.
16	Genel	kırık diş	snag i.
17	Genel	kırık çömlek parçası	potsherd i.
18	Genel	kırık diş	snaggletooth i.
19	Genel	kırık kalp	broken heart i.
20	Genel	kırık cam	broken glass i.
21	Genel	kırık taş	brash i.
22	Genel	kırık buz	brash i.
23	Genel	büyük kırık	macro fracture i.
24	Genel	kırık kanatlar	broken wings i.
25	Genel	kırık diş	broken tooth i.
26	Genel	kırık kalpler	broken hearts i.
27	Genel	kırık pencere	broken window i.
28	Genel	kırık bardak parçası	piece of broken glass i.
29	Genel	kırık kol	broken arm i.
30	Genel	kırık bacak	broken leg i.
31	Genel	kırık bir kelepçe	a broken handcuff i.
32	Genel	kırık kılıç	broken sword i.
33	Genel	kırık parça	breakage i.
34	Genel	kırık ok	broken arrow i.
35	Genel	kırık düşler bulvarı	boulevard of broken dreams i.
36	Genel	kırık kaburgalar	busted ribs i.
37	Genel	kırık kaburgalar	broken ribs i.
38	Genel	kırık ayak	broken foot i.
39	Genel	kırık masa	broken table i.
40	Genel	kırık ayna	broken mirror i.
41	Genel	kırık veya diğer dişlerle aynı hizada olmayan diş	snaggletooth i.
42	Genel	kırık yumurta	cracked egg i.
43	Genel	bileşik kırık	compound fracture i.
44	Genel	kırık çerçeve	broken frame i.
45	Genel	kırık parça	jag i.
46	Genel	kırık parça	mammock [dialect] i.
47	Genel	kırık beyaz	bone i.
48	Genel	kırık çıkıkçı	bone setter i.
49	Genel	(kuşçuluk) kırık kanadı yeni tüy ekleyerek onarma	imping i.
50	Genel	kırık beyaz	white down i.
51	Genel	tiyatroda cam kırılma sesini taklit etmek için kullanılan içi kırık parça dolu sepet	crash i.
52	Genel	(gemide) kırık ve açıklıkları kapatan işçi	packer i.
53	Genel	kırık yapılı ön yüz	pediment i.
54	Genel	(özellikle arkeolojik kazıda bulunan) kırık çömlek parçası	potshard i.
55	Genel	kırık veya bozuk şeyleri tamir eden kimse	doctor i.
56	Genel	kuru ve kırık yapılı cevher	pulp i.
57	Genel	kırık dökük eşya	romage [scotland] i.
58	Genel	kırık parça	scard i.
59	Genel	kırık parça	shatter i.
60	Genel	kırık çömlek parçası	sheard [obsolete] i.
61	Genel	kırık aynaları	slikensides i.
62	Genel	kırık diş	snag tooth i.
63	Genel	kaynamak (kırık bir kemiğin uçları birbirine)	set f.
64	Genel	yerine koyup sarmak (kırık bir kemiğin uçlarını)	set f.
65	Genel	kırık not almak	get bad mark f.
66	Genel	kırık not almak	get low mark f.
67	Genel	kırık not almak	get poor mark f.
68	Genel	kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak	be taken to hospital with suspected broken leg/arm f.
69	Genel	kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak	be taken to hospital suffering a suspected broken leg/arm f.
70	Genel	kırık dökük	broken s.
71	Genel	ipi kırık	bum s.
72	Genel	kırık taşla çakıl ve kumdan yapılmış	telford s.
73	Genel	kırık dökük	worn out s.
74	Genel	kalbi kırık	heartbroken s.
75	Genel	kalbi kırık	brokenhearted s.
76	Genel	kırık dökük	dilapidated s.
77	Genel	kıçı kırık	trifling s.
78	Genel	cesareti kırık	dispirited s.
79	Genel	kalbi kırık	broken-hearted s.
80	Genel	kolu kırık	broken-armed s.
81	Genel	kırık beyaz	off-white s.
82	Genel	kırık beyaz renkli/renginde	off-white s.
83	Genel	kalbi kırık	lacerated s.
84	Genel	kalbi kırık	heart-wounded s.
85	Genel	kırık görünümlü	alligatored s.
86	Genel	cesareti kırık	weak-hearted s.
87	Genel	beli kırık	broken-backed s.
88	Genel	cesareti kırık	demoralized [us] s.
89	Genel	cesareti kırık	demoralised [uk] s.
90	Genel	kalbi kırık	heartbroke s.
91	Genel	(kırık kemik uçları) yapıştırılmış	impacted s.
92	Genel	kırık olmayan	infract s.
93	Genel	kırık sonrası gelişen	postfracture s.
94	Genel	kırık dökük	flea-bitten s.
95	Genel	kalbi kırık bir şekilde	heartbrokenly zf.
96	Genel	kalbi kırık bir şekilde	brokenheartedly zf.
97	Genel	kırık dökük	brokenly zf.
Phrasals
98	Öbek Fiiller	kaynamak (kırık kemik)	knit together f.
Colloquial
99	Konuşma Dili	ipi kırık	skid-row bum i.
100	Konuşma Dili	ipi kırık	stew bum [old-fashioned] i.
101	Konuşma Dili	ipi kırık	stumblebum i.
102	Konuşma Dili	kırık saç uçları	split ends i.
103	Konuşma Dili	kırık dökük	crumb bum s.
104	Konuşma Dili	kalbi kırık	sick at heart s.
105	Konuşma Dili	(sağlık) kırık	one degree under expr.
106	Konuşma Dili	kıçı kırık (bir şeye) ihtiyacımız yok/hacet yok	we don't need no stinkin' (something)! expr.
Idioms
107	Deyim	kötü kırık	bad break i.
108	Deyim	iyileşmesi zor kırık	bad break i.
109	Deyim	kırık bir kalbi onarmak	fix a broken heart f.
110	Deyim	kırık bir kalbi onarmak	mend a broken heart f.
111	Deyim	kalbi kırık olmak	(one's) heart is in (one's) boots f.
112	Deyim	kalbi kırık olmak	be sick at heart f.
113	Deyim	kalbi kırık hissetmek	feel sick at heart f.
114	Deyim	rengi kırık	touch of the tar brush [dated] s.
Speaking
115	Konuşma	kolum kırık	my arm is broken expr.
Trade/Economic
116	Ticaret/Ekonomi	kırık vadeli mevduatlar	odd-term deposits i.
117	Ticaret/Ekonomi	kırık lot	odd lot i.
118	Ticaret/Ekonomi	kırık vade	breach maturity i.
Technical
119	Teknik	açık kırık	compound fracture i.
120	Teknik	basit kırık	simple fracture i.
121	Teknik	eğik kırık	slant fracture i.
122	Teknik	kırık tuğla	bat i.
123	Teknik	kırık köşe	chipped corner i.
124	Teknik	kırık plak	dished plate i.
125	Teknik	kırık çatı	folding roof i.
126	Teknik	kırık düzlemli tranzisyon	broken back transition i.
127	Teknik	kırık kenar	chipped edge i.
128	Teknik	kırık ağız	chipped ring i.
129	Teknik	kırık yüzey fotoğrafı	fractograph i.
130	Teknik	kırık parça	fractured part i.
131	Teknik	kırık cam	cullet i.
132	Teknik	kırık kontrolü	fracture control i.
133	Teknik	kırık düzlemli geçiş	wedge transition i.
134	Teknik	kırık dökük eşya	rummage i.
135	Teknik	kırık buz	fragmented ice i.
136	Teknik	kırık yüzey	fracture surface i.
137	Teknik	kırık parça	burs i.
138	Teknik	kırık düzlemli tranzisyon	wedge transition i.
139	Teknik	kırık çizgi	broken rule i.
140	Teknik	kırık kesit	broken section i.
141	Teknik	olağan kırık	down-slip fault i.
142	Teknik	kırık cevher	dirt i.
143	Teknik	kol veya duvar saatinin kırık bölümünü onarmaya yarayan ek	plug i.
144	Teknik	normalde devamlılık içeren parçaların kırık, çatlak gibi sebeplerle ayrılması	solution of continuity i.
145	Teknik	kırık taş döşemek	metal f.
Computer
146	Bilgisayar	kırık link	dead link i.
147	Bilgisayar	kırık link	link broken i.
Telecom
148	Telekom	kırık ek	fractured joint i.
Textile
149	Tekstil	dokuma tezgahın kırık sazlarını değiştiren veya sazların içinden çözgü ipliklerini çeken tekstil işçisi	reeder i.
150	Tekstil	özellikle iplik, kınnap veya salmastra olarak kullanılan (keten, kenevir veya sentetik malzemeden yapılan) kısa veya kırık elyaf	tow i.
151	Tekstil	kısa veya kırık elyaftan yapılan kumaş	tow i.
Architecture
152	Mimarlık	neredeyse düz inşa edilmiş mansart veya kırık çatı üstü	deck i.
Construction
153	İnşaat	kırık alınlık	broken pediment i.
154	İnşaat	kırık kemer	broken arch i.
155	İnşaat	kırık çatı	mansard roof i.
156	İnşaat	kırık çatı	curb roof i.
157	İnşaat	kuğu boynu biçimli/kırık/eğri alınlık	swan neck pediment i.
158	İnşaat	(yola) kırık taşla çakıl ve kumdan yapılmış kaldırım yapmak	telfordize f.
Dyeing
159	Boyacılık	kırık beyaz	ecru i.
160	Boyacılık	kırık bir krem rengi	jersey cream i.
161	Boyacılık	kırık bir krem rengi	polar bear i.
162	Boyacılık	kırık beyaz	vanilla s.
Automotive
163	Otomotiv	çapraz kırık	diagonal break i.
164	Otomotiv	çevresel kırık	circumferential break i.
165	Otomotiv	kırık saplama çektirme aleti	broken stud remover i.
Marine
166	Denizcilik	deniz üzerinde yüzen kırık buz tabakası	slob ice [canada] i.
167	Denizcilik	gemi gövdesindeki kırık veya deliği kapatmak için kullanılan conta	soft patch i.
Mining
168	Maden	boyuna kırık	strike fault i.
169	Maden	kırık kayalardan oluşan ve çok az cevher içeren atık	attal i.
170	Maden	kırık kayalardan oluşan ve çok az cevher içeren atık	attle i.
171	Maden	kırık altın parçası	gold end i.
172	Maden	kırık mücevher parçası	gold end i.
Medical
173	Medikal	iyileşme sırasında kırık bir kemiğin uçları etrafında gelişen sert kemik dokusu	callus i.
174	Medikal	kırık kemiklerin kaynaması esnasında oluşan bağ doku	callus i.
175	Medikal	kırık bilimi	agmatology i.
176	Medikal	kılcal kırık	capillary fracture i.
177	Medikal	kapiller kırık	capillary fracture i.
178	Medikal	kırılan yerin ayrılmadığı çok ince çizgi şeklindeki kırık	capillary fracture i.
179	Medikal	kırık kemik uçlarının tel halka ile bir araya getirilmesi	cerclage i.
180	Medikal	kırık kemiğin parçalarını sabitlemede kullanılan metal çubuk	nail i.
181	Medikal	açık kırık	open fracture i.
182	Medikal	açık kırık	compound fracture i.
183	Medikal	basit kırık	simple fracture i.
184	Medikal	bileşik kırık	compound fracture i.
185	Medikal	bileşik kırık	open fracture i.
186	Medikal	deplase kırık	displaced fracture i.
187	Medikal	darbenin olduğu yerde meydana gelen kırık	direct fracture i.
188	Medikal	hastalık nedeniyle kemiğin zayıf düşmesinden ileri gelen kırık	pathological fracture i.
189	Medikal	intrameduller kırık fiksasyonu	intramedullary fracture fixation i.
190	Medikal	internal kırık fiksasyonu	internal fracture fixation i.
191	Medikal	kapalı kırık	closed fracture i.
192	Medikal	kırık bacak	broken leg i.
193	Medikal	kırık tedavisi	fracture treatment i.
194	Medikal	kırık tahtası	splint i.
195	Medikal	kırık bölgesinde meydana gelen sahte eklem	neoarthrosis i.
196	Medikal	kırık fiksasyonu	fracture fixation i.
197	Medikal	kırık tedavisi	fracture healing i.
198	Medikal	kırık tahmini	fracture prediction i.
199	Medikal	kırık bölgesi	fracture site i.
200	Medikal	kromozomal kırık sendromu	chromosomal breakage syndrome i.
201	Medikal	komşu organa zarar veren kırık	complicated fracture i.
202	Medikal	komplike kırık	complicated fracture i.
203	Medikal	nonvertebral (omurgada/omurga kemiklerinde olmayan) kırık	nonvertebral fracture i.
204	Medikal	nedeni bilinmeyen kırık	spontaneous fracture i.
205	Medikal	osteoporotik kırık	osteoporotic fracture i.
206	Medikal	parçalanmış kırık	comminuted fracture i.
207	Medikal	parçalı kırık	segmental fracture i.
208	Medikal	patolojik kırık	pathologic fracture i.
209	Medikal	radyal kırık	radial fracture i.
210	Medikal	spontan kırık	spontaneous fracture i.
211	Medikal	tam kırık	complete fracture i.
212	Medikal	yer değiştirmiş kırık	displaced fracture i.
213	Medikal	kırık kolu veya bacağı askıda tutmak için kullanılan bir askı düzeni	balkan frame i.
214	Medikal	kırık kemiği yerine yerleştirmek için yapılan operasyon	extension i.
215	Medikal	ameliyatta kırık kemiği delmek için kullanılan metal çubuk	wire i.
216	Medikal	kapiller kırık	hairline fracture i.
217	Medikal	çizgi kırık	hairline fracture i.
218	Medikal	birbirine geçmiş kırık	impacted fracture i.
219	Medikal	kırık veya çıkığın yerine oturtulması	diaplasis i.
220	Medikal	tam olmayan kırık	infraction i.
221	Medikal	kemiğin ayrılmadığı kırık	infraction i.
222	Medikal	kırık kemiğin iki ucunun birleştirilmesi	coaptation i.
223	Medikal	tam olmayan kırık	incomplete fracture i.
224	Medikal	kırık kemikleri birbirine tutturmada kullanılan uzun ince metal parça	pin i.
225	Medikal	kırık uzvun üst bölümünün alt tarafı çekilirken sabitlenmesi	counter extension i.
226	Medikal	darbenin geldiği tarafın tersinde oluşan çatlak veya kırık	contrafissure i.
227	Medikal	(kırık/çıkık) düzeltmek	adjust f.
228	Medikal	(kırık/çıkık olan bir yeri) düzeltip normal konumuna getirmek	reduce f.
229	Medikal	(kırık kemiği) çiviyle sabitlemek	nail f.
230	Medikal	kırık sarmak	set and bind up a broken bone f.
231	Medikal	kaynamak (kırık kemikler)	mend f.
232	Medikal	(kırık kemiği) metal plakalarla onarmak	plate f.
233	Medikal	kırık kemikleri kaynaştırma özelliğine sahip olan	catagmatic s.
234	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) birleştiren	conglutinant [obsolete] s.
235	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) yapıştıran	conglutinant [obsolete] s.
236	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) yapıştırıcı	conglutinant [obsolete] s.
237	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) kaynaştıran	conglutinant [obsolete] s.
238	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) birleştiren	conglutinative s.
239	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) yapıştıran	conglutinative s.
240	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) yapıştırıcı	conglutinative s.
241	Medikal	(yara veya kırık kenarlarını) kaynaştıran	conglutinative s.
242	Medikal	parçalı (kırık)	comminute s.
243	Medikal	parçalanmış (kırık)	comminute s.
Psychology
244	Psikoloji	kırık kalp sendromu	broken heart syndrome i.
Dentistry
245	Diş Hekimliği	kötü kırık	bad split i.
246	Diş Hekimliği	kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş	jacket i.
247	Diş Hekimliği	kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş	crownwork i.
248	Diş Hekimliği	kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş	jacket crown i.
Pathology
249	Patoloji	kırık kemiğin yanlış/eksik kaynaması nedeniyle yalancı eklem oluşumu	nearthrosis i.
250	Patoloji	fibula kemiğinin alt bölümünde meydana gelen kırık	pott's fracture i.
Optics
251	Optik	kırık hattı	fault line i.
252	Optik	maküler kırık	macular break i.
Printing
253	Baskı Teknikleri	tarama resmin kırık beyaz fon üzerinde kahverengi çizgiler oluşturan baskı lekesi	dyeline i.
Food Engineering
254	Gıda	sarı kırık bezelye	chana dal i.
255	Gıda	kırık cam	cullet i.
Gastronomy
256	Mutfak	kırık malzemeden oluşan en düşük kalitede kahve çekirdeği	triage [brit] i.
257	Mutfak	kırık buz üzerine yerleştirilerek soğuk yiyeceklerde kullanılan bir tür servis kasesi	supreme i.
258	Mutfak	kırık buz üzerine yerleştirilen servis kasesinde ikram edilen yiyecek	supreme i.
Math
259	Matematik	kırık çizgi çizeneği	broken line graph i.
260	Matematik	kırık çizgi	broken line i.
261	Matematik	kırık çizgi grafiği	broken line graph i.
Biology
262	Biyoloji	körpeyken kırık beyaz, olgunlaşınca kahverengi şapkalı bir mantar	boletus pallidus i.
Zoology
263	Zooloji	at ayağının çeyreklik bölümünde yer alan kırık	false quarter i.
Botanic
264	Botanik	kırık çömlek parçası	crock i.
265	Botanik	(saksıya) kırık çömlek parçasıyla boşaltma deliği yapmak	crock f.
266	Botanik	kırık görünümlü	retrofract s.
Tobacco
267	Tütün	işlemeden sonra kalan tütün kırık ve tozları	offals i.
History
268	Tarih	antik roma kalıntıları arasında kırık parçalar halinde bulunan ve genellikle eski laconia'dan geldiği düşünülen güzel ve siyah mermer	nero-antico i.
Archaeology
269	Arkeoloji	üzeri yazılı kırık çanak çömlek parçası	ostracon i.
270	Arkeoloji	çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı	conchoid i.
271	Arkeoloji	çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı	bulb of percussion i.
Geography
272	Coğrafya	boyuna kırık	longitudinal fault i.
273	Coğrafya	kırık aynası	slickenside i.
274	Coğrafya	kırık fay	fracture fault i.
Geology
275	Jeoloji	kayaların kırık boyunca yer değiştirmesi	throw i.
276	Jeoloji	aktif kırık haritası	active fault map i.
277	Jeoloji	çapraz kırık	oblique fault i.
278	Jeoloji	çapraz kırık	diagonal fault i.
279	Jeoloji	diyagonal kırık	oblique fault i.
280	Jeoloji	enine kırık	transverse fault i.
281	Jeoloji	karmaşık kırık	complex fault i.
282	Jeoloji	kırık atımı	fault throw i.
283	Jeoloji	kırık bölgesi	fault zone i.
284	Jeoloji	kırık atımı	net slip i.
285	Jeoloji	kırık çizgisi	fault line i.
286	Jeoloji	kırık düzlemi	fault plane i.
287	Jeoloji	kırık basamağı	fault scarp i.
288	Jeoloji	kırık kuşağı	fault zone i.
289	Jeoloji	kırık porozitesi	fracture porosity i.
290	Jeoloji	kırık cam parçaları	glass shards i.
291	Jeoloji	konkoidal kırık	conchoidal fracture i.
292	Jeoloji	ters kırık	overthrust fault i.
293	Jeoloji	ters kırık	thrust fault i.
294	Jeoloji	tabakaları yönlendiği doğrultu boyunca kesen kırık	diagonal fault i.
295	Jeoloji	ters kırık	reverse fault i.
296	Jeoloji	alüvyon birikintilerinin altındaki kırık ve köşeli kaya parçaları	brash i.
297	Jeoloji	kayaların yer değiştirdiği kırık üzerindeki fay düzlemi	fault line i.
298	Jeoloji	kayaların yer değiştirdiği kırık üzerindeki fay düzlemi	faultline i.
299	Jeoloji	kırık aynaları	slickensides i.
Military
300	Askeri	kırık bölge	rupture zone i.
Sport
301	Spor	kırık (kriket kalesi)	down s.
Music
302	Müzik	kırık durgu	broken cadence i.
303	Müzik	kırık akor	rolled chord i.
304	Müzik	kırık akor	arpeggio i.
305	Müzik	amerikan blues müziğinde gitarla farklı ses çıkarmak için kullanılan kırık şişe boynu	bottleneck i.
306	Müzik	kırık akor	broken chord i.
307	Müzik	kırık seslerle ilgili	diacoustic s.
308	Müzik	(kadans) kırık	interrupted s.
Archaic
309	Eski Kullanım	(mutfakta) kırık parçası	broke i.
310	Eski Kullanım	kırık çömlek parçası	shaird i.
311	Eski Kullanım	üzeri yazılı kırık çanak çömlek parçası	shell i.
312	Eski Kullanım	(kırık) kalıntı oluşturan	broken s.
313	Eski Kullanım	(kırık) kalıntılardan oluşan	broken s.
Slang
314	Argo	kıçı kırık	bug-fucker i.
315	Argo	kırık burun	busted nose i.
316	Argo	ipi kırık	bo i.
317	Argo	ipi kırık	boe i.
318	Argo	kıçı kırık kimse/çocuk	little shit i.
319	Argo	(birini) kırık şişeyle yaralamak	bottle f.
320	Argo	kırık dökük	beat all to hell s.
321	Argo	kırık bir şekilde	effeminately zf.
322	Argo	boku yemiş bir kıçı kırık	a fucked-up pooh-bah expr.
Modern Slang
323	Modern Argo	kırık kalp	aching soul i.
Star Wars
324	Star Wars	kırık boynuz çetesi	broken horn syndicate i.
325	Star Wars	kırık cam ormanı	forest of broken glass i.
326	Star Wars	kırık lazer parçası	the broken laser bit i.