katı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

katı



"katı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
katı stern s.
katı solid s.
katı stiff s.
katı hard s.
katı strict s.
katı firm s.
General
katı glassy i.
katı emphatic s.
katı stricter s.
katı inflexible s.
katı adamant s.
katı firm s.
katı steely s.
katı stark s.
katı steel s.
katı ironclad s.
katı rocky s.
katı toughminded s.
katı gruff s.
katı grim s.
katı obdurate s.
katı sclerous s.
katı callous s.
katı insensitive s.
katı indurate s.
katı unfeeling s.
katı tough s.
katı square s.
katı uncompromising s.
katı emphatical s.
katı adamant on s.
katı hard s.
katı unpermissive s.
katı nonindulgent s.
katı austere s.
katı hard-and-fast s.
katı hard-boiled s.
katı hard-line s.
katı starchy s.
katı stony s.
katı wooden s.
katı stringent s.
katı substantial s.
katı thick s.
katı stringent s.
katı torved [obsolete] s.
katı austere s.
katı unsoft s.
katı hard-set s.
katı head-on s.
katı brassbound s.
katı high s.
katı lockstep s.
katı musclebound s.
katı muscle-bound s.
katı rigorist s.
katı depectible [obsolete] s.
katı grimly s.
katı heavy s.
katı inexorable s.
katı aggressive s.
katı district [obsolete] s.
katı irresilient s.
katı constipated s.
katı findy [obsolete] s.
katı pugnacious s.
katı staffish s.
katı stretchless s.
katı substant s.
Colloquial
katı hard-featured s.
katı hardboiled s.
Idioms
katı (as) tough as (old) (shoe) leather s.
katı (as) tough as an old boot s.
Technical
katı fixed s.
katı rigid s.
katı stiff s.
katı strict s.
katı dry s.
katı hard s.
katı solid s.
katı substantial s.
katı severe s.
Construction
katı rigid s.
Automotive
katı solid s.
Marine
katı stern s.
Food Engineering
katı solid s.
Biology
katı gizzard s.
Zoology
katı gizzard i.
katı maw i.
katı crop i.
Latin
katı duro s.
Archaic
katı groundly s.

"katı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çatı katı attic i.
katı cisim solid s.
katı bir biçimde strictly zf.
General
katı tutum obdurate stance i.
manastırdan olan kimse katı ve kurallı cistercian i.
katı söz harsh word i.
apartman katı flat i.
reçine (katı) rosin i.
katı madde solid i.
çatı katı penthouse i.
katı hal fiziği solid state physics i.
evsel katı atık domestic solid waste i.
beş düzlem yüzü olan katı bir şekil pentahedron i.
katı kalplilik coldheartedness i.
seçici katı besiyeri selective agar i.
ana nakliyat katı main haulage level i.
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) staircase i.
bina katı storey i.
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) stairway i.
çatı katı garret i.
katı yoğunluğu solid density i.
katı balçık clunch i.
menfur şekilde katı kuralcı wowser i.
katı sönümleme critical damping i.
katı yağ (hamur yapımında kullanılan) shortening i.
zemin katı first floor i.
katı geometri solid geometry i.
katı tortu solid residue i.
sallama (katı maddeyi) shake i.
zemin katı ground floor i.
katı kalplilik obdurateness i.
katı yüreklilik ironness i.
katı yüreklilik hardness i.
katı hal fiziği solids state physics i.
katı parçacık particulate i.
teras katı penthouse i.
apartman katı apartment i.
katı yakıtlı güdümsüz roket zuni i.
katı meteor lithometeor i.
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi precipitation i.
katı maddeler solids i.
alçak frekans katı low frequency stage i.
katı yakıt solid propellant i.
katı yakıt solid fuel i.
katı roket yakıtı solid rocket fuel i.
katı diyet strict diet i.
bahçe katı apartman dairesi garden floor flat i.
bahçe katı garden floor i.
apartman katı storey i.
çatı katı cockloft i.
bodrum katı basement story i.
çatıarası katı attic floor i.
bodrum katı basement floor i.
yatak odaları katı bedroom story i.
boya katı coat i.
ilk boya katı first coat i.
bina katı story i.
apartman katı story i.
tavanarası katı garret story i.
çatı katı garret story i.
katı tutum hard-line i.
katı yumurta hard-boiled egg i.
kısmen zeminin altında bulunan bina katı semi-basement i.
katı kural strict rule i.
bodrum katı basement i.
mutfak katı kitchen story i.
ince püskürtme boya katı mist coat i.
dört katı quadruple i.
katı asıltı (donanımı) suspension i.
tipik katı öğretmen typical stiff teacher i.
asansör katı lift lobby i.
katı disiplin strict discipline i.
katı yiyecek solid food i.
binanın ikinci katı the second floor of the building i.
bir sayının çarpımı/katı product of a number i.
sıkı/katı kanun strict law i.
otoparkın ikinci katı second floor of the parking garage i.
otoparkın beşinci katı fifth floor of the parking garage i.
otoparkın dördüncü katı fourth floor of the parking garage i.
otoparkın üçüncü katı third floor of the parking garage i.
katı yasalar strict laws i.
çatı katı süiti penthouse suite i.
çatı katı dairesi penthouse apartment i.
katı kalplilik cold-heartedness i.
katı şeyler solids i.
(alışveriş merkezinde) yemek katı food court i.
katı sabun solid soap i.
katı tutum firm position i.
katı duruş firm position i.
kat (apartmanın katı) flights up i.
törelere ve geleneklere katı bir şekilde bağlılık babbittism i.
katı disiplin kuran kimse ramrod i.
bir sayının dokuz katı olan sayı nonuple i.
katı vejetaryen strict vegetarian i.
giriş katı the downstairs i.
zemin katı the downstairs i.
üç katı olma threefoldness i.
üç katı olma trebleness i.
üç katı olan şey triality i.
9 katlı binanın 4. katı 4th floor of 9-story building i.
9 katlı binanın 4. katı 4th storey of 9-storey building i.
9 katlı binanın 4. katı 4th story of 9-story building i.
katı olmama unsolidity i.
dantelin katı olan kısmı mat i.
kumaş katı lay i.
katı duruş hard line i.
katı yumurta hard-cooked egg i.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı mazut i.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı mazout i.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı masut i.
havanın zemine bitişik olmayıp altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir bölgesi midair i.
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi mid-air i.
viyola veya ud telinin üç katı inceliğinde bağırsak minikin [obsolete] i.
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal reply card i.
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal reply postal card i.
(koloni döneminde) üst katı alt katına göre öne doğru çıkık olan ev garrison house i.
gök cisminin katı maddesini inceleyen bilim dalı geology i.
sabun kalıplarının kesildiği katı sabun kütlesi loaf i.
katı eş zamanlılık lockstep i.
katı bir adam grimsir [obsolete] i.
sekiz katı octuple i.
emdirme sonucu oluşan katı-sıvı karışımı imbibition [obsolete] i.
katı planlama clock i.
katı kütlenin kalınlığı crassitude [obsolete] i.
katı ve otoriter bir şekilde dragonism i.
katı kurallar koyan eğitmen drillmaster i.
katı ve sağlam olmama insubstantiality i.
çatı katı penhouse [obsolete] i.
bütün bir katı kaplayan daire floor-through i.
tiyatronun ana katı orchestra i.
katı disiplin scleragogy i.
(katı veya jelatinli nesne yüzeyindeki) sümüksü tabaka scum i.
(antik dönem yapılarında) çatı katı solarium i.
çatı katı soler i.
vücudun katı bölümleri solid body substance i.
katı şey solidity i.
katı cisim solidity i.
katı halde olma solidness i.
katı ast-üst ilişkisi protocol i.
çamaşır yıkarken kullanılan küçük katı sabun veya deterjan parçaları soapflakes i.
katı şey solidity i.
katı cisim solidity i.
katı açının büyüklüğü spherical opening i.
katı yönetim strict hand i.
katı cisimlere yönelik bir hacim ölçüm birimi strike [dialect] i.
katı (madde) solid i.
sallamak (katı maddeleri) shake f.
on katı yapmak decuple f.
çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler) settle f.
çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri) settle f.
katı hale getirmek solidify f.
katı durumdan gaz durumuna geçirmek sublimate f.
katı olmak harden f.
katı maddeyi sallamak shake something up f.
bebeğe katı mama vermeye başlamak start a baby on solid food f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron fist f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron hand f.
katı bir şekilde yönetmek rule with a rod of iron f.
katı bir tedbir almak take a firm action f.
katı bir şekilde karşı olmak be strictly against f.
katı otorite kurmak tyrant f.
(yumuşak taneciklerin) bir araya gelmesini ve yumuşak bir yarı katı kütle oluşturacak şekilde birbirlerine yapışmasını sağlamak mat f.
katı hale dönüştürmek harden f.
çatı katı inşa etmek loft [obsolete] f.
çatı katı eklemek loft [obsolete] f.
katı hale gelmek rigidify f.
katı hale gelmek rigidize f.
katı hale gelmek rigidise f.
katı bir şekilde tutmak overkeep f.
(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak invaginate f.
katı muamele etmek fight f.
katı bir cisme nüfuz etmek phase f.
katı bir cisme girmek phase f.
(katı maddeyi) topaklara dönüştürmek prill f.
(saflaştırılmış katı kokaini) tüttürerek içmek freebase f.
(saflaştırılmış katı kokaini) tüttürerek içmek free-base f.
katı ve bükülmez hale gelmek freeze f.
katı ve değişmez bir forma getirmek freeze f.
katı yürekli obdurate s.
daha katı stricter s.
katı yürekli callous s.
iki katı dbl s.
yüreği katı obstinate s.
bodrum katı barındırmayan basementless s.
beş katı fivefold s.
katı yürekli uncharitable s.
daha katı stiffer s.
katı yürekli insensitive s.
yüreği katı obdurate s.
en katı stiffest s.
katı cisim solid s.
en katı strictest s.
katı yürekli heartless s.
katı kalpli unfeeling s.
katı kalpli coldhearted s.
beş katı quintuple s.
katı yürekli coldhearted s.
katı yürekli hardhearted s.
katı yürekli unrelenting s.
katı (ifade) strident s.
içinde katı parçalar bulunmayan (sıvı) smooth s.
ahlak konusunda çok katı davranan straitlaced s.
iki katı twofold s.
üç katı threefold s.
dokuz katı ninefold s.
bin katı millifold s.
bin katı thousandfold s.
katı yürekli hard-hearted s.
sekiz katı eight fold s.
sekiz katı eightfold s.
bir buçuk katı one and a half s.
yüz katı centuplicate s.
katı kalpli cold-hearted s.
katı yürekli cold-hearted s.
katı tutumlu hard-line s.
aşırı katı adamantean s.
çok pişmiş katı (yumurta) overboiled s.
iki katı tweyfold [obsolete] s.
katı yönetim yanlısı tyrannic s.
katı yönetim yanlısı tyrannical s.
katı yürekli earthen-hearted s.
katı halde kalan undissolving s.
katı tutumlu unprayable s.
katı yürekli unprayable s.
katı ve acımasız bare-knuckled s.
katı olmayan unsolid s.
beş katı quintuplicate s.
normal sıcaklıklarda dökülemeyecek kadar katı olan (yağ) hard s.
katı yürekli hard-boiled s.
katı yürekli hardened s.
soğuk, sert ve katı (kimse) metallic s.
ahlaki açıdan katı mid-victorian s.
katı yürekli obdure s.
biraz katı rigidulous s.
katı (davranış, tutum) byzantian s.
katı gramer uygunluğuna ait veya ilgili grammatic s.
bir bilimin veya sanatın ilkelerine katı bir şekilde uygun olan grammatic s.
sıvıdan yarı katı veya katı hale dönüşmüş grumose s.
aşırı katı overstrict s.
katı yürekli rocky s.
katı bir şekilde closely s.
katı bir şekilde korunan close s.
(katı, solüsyon) sabit ve homojen şekilde karıştırılamayan incompatible s.
katı bir şekilde yöneten ironhanded s.
katı bir sınıflandırma sistemine dayanan pigeonhole s.
bütün bir katı kaplayan floor-through s.
katı (düşünce) ossified s.
hafif katı semistiff s.
epey katı semistiff s.
bir diğerinin bir buçuk katı sesquialteral s.
bir buçuk katı olan sesquialteral s.
yirminin dört katı fourscore s.
katı hale getirilebilen solidifiable s.
nispeten katı solidish s.
katı sayılır strictish s.
neredeyse katı strictish s.
dört katı subquadruple s.
beş katı subquintuple s.
dört katı four times zf.
katı bir şekilde adamantly zf.
üç katı three times zf.
iki katı two times more zf.
in dört katı four times zf.
iki katı as much again zf.
yirmi katı twenty times (more) zf.
iki katı two times zf.
üç katı three times more zf.
beş katı five times zf.
yedi katı seven times (more) zf.
10 katı ten times zf.
3 katı three times zf.
on katı ten times zf.
4 katı four times zf.
iki katı double zf.
iki katı twice zf.
katı bir biçimde rigorously zf.
katı bir şekilde rigorously zf.
katı yüreklilikle coldheartedly zf.
en katı haliyle in its most rigid form zf.
en katı haliyle in its strictest form zf.
en katı şekliyle in its strictest form zf.
en katı şekliyle in its most rigid form zf.
katı yüreklilikle cold-heartedly zf.
katı bir şekilde callously zf.
katı bir şekilde unfeelingly zf.
30 katı thirtyfold zf.
katı bir şekilde unsoft zf.
katı olmadan unsolidly zf.
dört katı quadruply zf.
yüz katı olarak hundredfold zf.
katı bir halde rigidly zf.
sekiz katı şeklinde octuply zf.
katı bir şekilde overstraitly [obsolete] zf.
katı bir şekilde inexorably zf.
katı bir biçimde districtly zf.
iki katı anlamına gelen ön ek diss- ök.
iki katı anlamına gelen ön ek disso- ök.
(astrolojide) belirli bir açının bir buçuk katı anlamına gelen ön ek sesqui- ök.
… katı anlamını veren bir son ek -fold snk.
Phrasals
katı hale dönüşmek precipitate into something f.
katı bir tutum sergilemek dig in f.
bebeği/çocuğu katı besinlere alıştırmak wean on (something) f.
bebeği/çocuğu katı besinlere alıştırmak wean on f.
sıvıdan katı hale geçmek precipitate into (something) f.
gazdan katı hale geçmek precipitate into (something) f.
katı düzenleme getirmek clamp down f.
(birine/bir şeye) katı düzenleme getirmek clamp down on (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak clamp down (on someone or something) f.
sıvıdan katı hale geçmek precipitate into f.
gazdan katı hale geçmek precipitate into f.
Phrases
bir buçuk misli/katı oldu half again as many zf.
bir buçuk misli/katı oldu half again as much zf.
dört katı by a factor of four expr.
iki katı double the amount of expr.
Colloquial
cennetin yedinci katı abraham's bosom i.
cennetin yedinci katı bosom of abraham i.
katı bir karşıtlık a stark contrast i.
katı yürekli hardboiled s.
katı (yumurta) over hard zf.
katı (yumurta) over hard [us] zf.
(bahis veya kumarda) ya iki katı ya hiç double or nothing [us] expr.
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) double or nothing expr.
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) double or quits [uk] expr.
bir buçuk misli/katı half again as many/much expr.
Idioms
katı yandaş true believer i.
katı destekçi true believer i.
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı taraftarı true believer i.
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı yandaşı true believer i.
katı kalpli, duygusuz kimse a cold heart i.
ilgisiz, katı yürekli kimse a cold heart i.
katı, muhafazakar eleştirileriyle mevzunun anlaşılmasını engelleyen tenkitçi stop-watch critic i.
kendini katı/sabit bir cinsiyet kimliğiyle tanımlamama durumu gender fluidity i.
katı/sabit bir cinsiyet kimliği olmama durumu gender fluidity i.
herkesle düşüp kalkmakta bir sakınca görmeyen katı ahlak kurallarına uzak yaklaşım zipper morals [dated] i.
katı kanunlar the law of the medes and persians i.
katı disiplin a firm hand i.
sert/katı kimse a stuffed shirt i.
katı yönetim an iron fist i.
sert/katı yönetici an iron fist i.
katı yönetim an iron fist i.
sert/katı yönetici an iron fist i.
katı yönetim an iron hand i.
sert/katı yönetici an iron hand i.
katı yönetim an iron fist i.
sert/katı yönetici an iron fist i.
katı yönetim an iron fist i.
sert/katı yönetici an iron fist i.
katı yönetim an iron hand i.
sert/katı yönetici an iron hand i.
katı yüreklilik cold heart i.
katı disiplin firm hand i.
katı/acımasız patron simon legree i.
katı/acımasız iş veren simon legree i.
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı taraftarı olmak be a great believer in (something) f.
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı yandaşı olmak be a great believer in (something) f.
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı taraftarı olmak be a firm believer in (something) f.
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı yandaşı olmak be a firm believer in (something) f.
birine sert/katı davranmak take a hard line with someone f.
çok katı olmak have a poker up one's ass f.
çok katı olmak have a corncob up one's ass f.
katı bir biçimde yönetmek rule somebody with an iron fist/hand f.
katı bir biçimde yönetmek rule somebody with a rod of iron f.
sert/katı bir tavır takınmak take a firm stand on something f.
(bir şey) hakkında çok katı olmak be death on (someone or something) f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep to the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak stay on the straight and narrow f.
katı bir şekilde uymak walk the chalk line f.
katı bir şekilde uymak walk the chalk mark f.
katı bir şekilde yerine getirmek walk the chalk mark f.
katı olmak have a thick head f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep on the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep to straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak stay on the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak keep on the straight and narrow f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak walk the straight and narrow f.
katı/sert olmak take no prisoners f.
(bir şey) hakkında çok katı olmak be death on (something) f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak take a firm line (on or against something) f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak take a firm line/stand (on/against something) f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron rod f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron hand f.
(birine) çok katı davranmak be hard on (one) f.
birine çok katı davranmak be hard on somebody f.
katı yürekli olmak have the heart f.
(bir şey yapacak kadar) katı yürekli olmak have the heart (to do something) f.
katı bir şekilde yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
katı bir biçimde yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
birini/bir şeyi katı bir şekilde yönetmek rule someone or something with a rod of iron f.
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak stay to the straight and narrow f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak take a firm stand (on or against something) f.
katı olmak take a hard line f.
katı davranmak take a hard line f.
(bir şey) ile ilgili sert/katı bir tavır takınmak take a stand on (something) f.
katı yürekli hard as nails s.
bir şeyi yapma konusunda katı religious about doing something s.
(biri/bir şey) konusunda çok katı death on (someone or something) s.
katı yürekli hard-as-nails s.
(bir şey) konusunda/hakkında katı religious about (something) s.
(bir şeyi) yapma konusunda katı religious about doing s.
Speaking
evimin iki katı var my house has two floors expr.
kendine karşı bu kadar katı olma don't be too hard on yourself expr.
Trade/Economic
bodrum katı satış reyonu automatic basement i.
işçi katı shop floor i.
katı rekabet stiff competition i.
katı yakıtlı pişirici solid fuel cooker i.
katı döviz kuru hedeflemesi hard exchange-rate peg i.
katı cisim solid i.
katı politika rigid policy i.
katı disiplin strict discipline i.
katı atıklar solid waste i.
katı uygulamalar rigid practices i.
katı alış firm purchase i.
katı rekabet fierce competition i.
katı atık miktarı solid waste amount i.
katı arbitraj hard arbitrage i.
üç katı threefold s.
bir buçuk katı time and a half expr.
Law
mahkemenin yaralı tarafı normaldekinin üç katı haklı bulması treble damages i.
katı kurallar black letter rules i.
(anglo-sakson hukuku) gerçek veya tahmini değerinin sekiz katı olarak hesaplanan zarar ödemesi octogild i.
farklı kişilere ait olan katı veya sıvı haldeki taşınır malların birbirine katılması commixture i.
Politics
katı bürokrasi strict bureaucracy i.
katı komünist rejim strict communist regime i.
Industry
geri kazanılmış katı yakıt solid recovered fuel i.
Tourism
kumarhane katı casino floor i.
Technical
gazda bulunan katı veya sıvı partiküller bulutu aerosol i.
belirlenen mikron boyutundan daha büyük katı parçacıkları elemeye yarayan filtre nominal filter i.
izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesne tetrahexahedron i.
izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesne tetrakishexahedron i.
12 yüzü üçgenlerden oluşan izometrik katı (kristal) trigonal tristetrahedron i.
12 üçgen yüzü olan izometrik katı (kristal) tristetrahedron i.
alkolde çözünmeyen katı madde alcohol-insoluble solid matter i.
amorf katı amorphous solid i.
apartman katı storey i.
ara yinelenim katı intermediate frequency stage i.
alçak frekans katı low frequency stage i.
amorf katı noncrystalline solid i.
ara frekans katı intermediate frequency stage i.
apartman katı story i.
askıdaki katı madde suspended solid i.
alev kaynağına maruz kaldığında metalik olmayan katı malzemenin alevlenebilirliği flammability of solid non-metallic material when exposed to flame source i.
altı düzlem yüzeyli katı şekil hexahedron i.
ara katı çözelti intermediate solid solution i.
arayer atomlu katı çözelti interstitial solid solution i.
asılı katı maddeler suspended solids i.
askıdaki katı maddeler suspended solids i.
aşırı doygun katı çözelti supersaturated solid solution i.
baskıların yenilebilir katı ve sıvı yağlara dayanıklılığı resistance of prints to edible oils and fats i.
boya katı coat of paint i.
biçimsiz katı noncrystalline solid i.
bodrum katı basement i.
bodrum katı basement floor i.
çatı katı attic i.
çökebilen katı maddeler settleable solids i.
cam koparma katı top floor i.
çıkış katı output stage i.
çıkış katı final stage i.
dekoratif katı yakıt görünümlü gaz cihazları decorative fuel-effect gas appliances i.
dağıtıcı katı feeder floor i.
düzenli katı çözelti ordered solid solution i.
doymuş katı çözelti saturated solid solution i.
düzensiz katı çözelti disordered solid solution i.
ekstrüzyonla çekilmiş katı dielektrik yalıtımlı güç kablosu extruded solid dielectric insulated power cable i.
esnek katı benzeri durum elastic solid-like state i.
ektrüzyonla çekilmiş katı yalıtımlı güç kablosu power cable with extruded solid insulation i.
flotasyon pompa katı flotation pump level i.
florlu katı kavurma fluosolid roasting i.
flotasyon katı flotation level i.
güç katı power stage i.
güç kuvvetlendirici katı power-amplifier stage i.
grafitli katı yağ graphite grease i.
görünür katı yoğunluk apparent solid density i.
gevrek katı brittle solid i.
hooke yasasına uyan katı hookean solid i.
havalandırma katı air level i.
ideal katı ideal solid i.
ikiden fazla katı maddenin oluşturduğu homojen karışım solid solution i.
katı kireçli toprak marlite i.
kesintisiz katı çözletili çizge continuous solid solubility diagram i.
katı faz yoğuşması solid phase condensation i.
katı ve katı olmayan elektrolitli aluminyum elektrolitik kondansatörler aluminum electrolytic capacitors with solid and non solid electrolyte i.
katı kil lithomarge i.
katı asıltı suspensoid i.
katı yalıtım malzemesinin elektrik dayanımı electric strength of solid insulating material i.
kesintisiz katı çözünürlük çizgesi continuous solid solubility diagram i.
katı çözelti solid solution i.
katı gövde rigid body i.
katı olmayan elektrolitli alüminyum elektrolitik kondansatör aluminum electrolytic capacitor with non-solid electrolyte i.
katı hal solid state i.
katı döküm case casting i.
katı elektrik yalıtım malzemesi solid electrical insulating material i.
katı taneciklerle kirlenme seviyesinin kodlama metodu method for coding level of contamination by solid particles i.
katran katı coat of tar i.
katı durum bileşeni solid state component i.
katı olmayan elektrolit non-solid electrolyte i.
katı plastik köpük rigid plastic foam i.
katı yakıtlı roket solid-fuel rocket i.
katı dönücü rigid rotor i.
katı yalıtkan malzemeler solid insulating materials i.
katı mineral yakıt solid mineral fuel i.