kendi başına - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kendi başına



"kendi başına" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kendi başına unaided s.
kendi başına solitary s.
kendi başına single-handed s.
kendi başına umbratile s.
kendi başına intrinsic s.
kendi başına by herself zf.
kendi başına by himself zf.
kendi başına on one's own zf.
kendi başına by oneself zf.
kendi başına singly zf.
kendi başına per se zf.
kendi başına on his own zf.
kendi başına single-handedly zf.
kendi başına as such zf.
kendi başına on her own zf.
kendi başına on one's own zf.
kendi başına on one's own account zf.
kendi başına simpliciter zf.
kendi başına single zf.
Phrases
kendi başına per say expr.
Colloquial
kendi başına by himself expr.
kendi başına in one's own right expr.
kendi başına on one's own hook expr.
kendi başına on one's own expr.
kendi başına by herself expr.
kendi başına to oneself expr.
kendi başına on (one's) lonesome [uk] expr.
kendi başına in your own right expr.
Idioms
kendi başına by (one's) own fair hand zf.
kendi başına by (one's) own fair hands zf.
kendi başına with own one's fair hands expr.
kendi başına off one's own bat expr.
kendi başına on his own hook expr.
kendi başına by oneself expr.
kendi başına under one's own steam expr.
kendi başına by (oneself) expr.
kendi başına (all) by yourself expr.
kendi başına in own right expr.
kendi başına on own expr.
kendi başına on own account expr.
kendi başına on own hook expr.
kendi başına on your own hook [us] expr.
kendi başına on your pat expr.
kendi başına under own steam expr.
kendi başına under your own steam expr.
Law
kendi başına pro se expr.
British Slang
kendi başına on one's billy tod expr.

"kendi başına" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gruptan ayrılarak kendi başına kalmış kimse straggler i.
sürüden ayrılarak kendi başına kalmış kimse straggler i.
kendi başına olma solitude i.
birinin kendi başına monte edebileceği (şey) do-it-yourself i.
birinin kendi başına yapabileceği şey (şey) do-it-yourself i.
kendi başına yapabilme self-help i.
başkalarından ayrılarak kendi başına dolaşmak wander off f.
sürüden çıkıp kendi başına gitmek (hayvan) go astray f.
birisini kendi başına bırakmak leave someone by oneself f.
kendi başına tuvalete gidememek not be able to go to the bathroom by oneself f.
sorunlarını kendi başına çözmek solve one's own problems f.
kendi başına olan self-uned s.
kendi başına ayakta duran free-standing s.
kendi başına (yardım görmeden) by itself zf.
kendi başına (yapmak) on one's own hook zf.
Phrasals
kendi başına iş açmak bring on f.
kendi başına felaket getirmek bring on f.
kendi başına çorap örmek bring on f.
Phrases
kendi başına doyurucu olan yemek a meal in itself i.
Proverb
kelin ilacı olsa kendi başına sürer physician, heal thyself
kelin merhemi olsa kendi başına sürer physician, heal thyself
Colloquial
kendi başına bir yerlere gelmiş adam a self-made man i.
kendi başına ve özgürce yaşayan kişi miller of dee [uk] i.
kendi başına bir keyif end in itself i.
kendi başına yaşamak live to oneself f.
karşıdaki kişinin kendi başına düşünmesine izin vermeden bilgi vermek/cevabı söylemek spoon-feed (information) f.
bir işin kendi başına bir keyif olması an end in itself expr.
Idioms
kendi başına düşünmek think for oneself f.
kendi başına dert açmak/almak bring something (down) about your ears f.
kendi başına belalı bir iş açmak bring something (down) about your ears f.
kendi başına yapmak make (something) by (one's) own fair hand f.
kendi başına yapmak make (something) by (one's) own fair hands f.
bir kenarda, kendi başına oturmak sit like piffy on a rock cake [uk] f.
ailesinden ayrılıp kendi başına yaşamaya başlamak go flatting f.
kendi başına devam etmek strike out on one's own f.
kendi başına (dert) açmak bring something upon oneself f.
kendi başına buyruk olmak be one's own person f.
kendi başına bulmak find oneself in f.
kendi başına devam etmek set out on one's own f.
kendi başına bırakmak leave one to one's own resources f.
kendi başına (dert) açmak bring something on oneself f.
kendi başına yapmak go it alone f.
kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak strike out on one's own f.
kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak set out on one's own f.
kendi başına bırakmak leave one to one's own devices f.
sorunlarını kendi başına çözmek get one's own house in order f.
sorunlarını kendi başına çözmek put one's own house in order f.
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak make one's way in the world f.
(genelde ekonomik özgürlüğünü kazanıp) kendi başına yaşamak live on one's own f.
kendi başına çorap örmek dig yourself into a hole f.
kendi başına iş açmak dig yourself into a hole f.
kendi başına çorap örmek dig a hole for yourself f.
kendi başına iş açmak dig a hole for yourself f.
kendi başına mücadele etmek fight (one's) own battles f.
kendi başına savaş vermek fight (one's) own battles f.
(birine/bir şeye) kendi başına hareket etmesi için özgürlük tanımamak have a tight rein on (someone or something) f.
tek/kendi başına olmak be on (one's) pat [australia] f.
tek/kendi başına olmak be on (one's) pat malone [australia] f.
kendi başına bırakılmak be left to (one's) own devices f.
kendi başına bırakılmak be left to (one's) own resources f.
kendi başına mücadele etmek fight your own battles f.
kendi başına savaş vermek fight your own battles f.
kendi başına bırakmak leave one to own devices f.
birini kendi başına bırakmak leave someone to his or her resources f.
kendi başına bırakmak leave to own devices f.
(birini) kendi başına bırakmak leave to someone's own devices f.
(genelde ekonomik özgürlüğünü kazanıp) kendi başına yaşamak live on own f.
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak make way in the world f.
bir kenarda, kendi başına oturmak sit like piffy on a rock bun [uk] f.
kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak strike out on own f.
kendi başına devam etmek strike out on own f.
kendi başına bırakılmış left to (one's) own devices s.
kendi başına bırakılmış left to your own devices s.
kendi başına bir yerlere gelmiş risen from the ranks s.
kendi başına bir yerlere gelmiş risen through the ranks s.
kendi hatasının cezasını çekmesi için tek başına bırakılmış left to stew in one's own juice s.
bir kenarda, kendi başına like piffy on a rock cake [uk] zf.
tek/kendi başına on (one's) pat [australia] expr.
tek/kendi başına on (one's) pat malone [australia] expr.
Speaking
burada kendi başına biraz yalnızlık çekiyor she's a little lonely out here by herself expr.
köpek kendi başına evden çıkabiliyor mu? can the dog get out of the house by itself? expr.
kendi başına oraya gitmeni istiyorum I want you to go there by yourself expr.
kendi başına oraya gitmeni istiyorum I want you to go over there by yourself expr.
senin ailen buralara kendi başına gelmene izin mi verdi? did your parents let you come over here all by yourself? expr.
Trade/Economic
kendi başına çalışan girişimci individual entrepreneur i.
Tourism
kendi başına yola çıkan reşit olmayan kimse unaccompanied minor i.
Linguistics
(dizgeci dilbilgisinde cümle) kendi başına anlam ifade eden freestanding s.
Philosophy
(kant) kendi başına şey idea i.
Environment
kendi başına arındırma self-decontamination i.
Abbreviation
kendi başına yap diy (do it yourself) expr.
Slang
kendi başına ot içen tip loner-stoner i.
Modern Slang
her şeyi kendi başına yapabileceğini düşünme achilles complex i.