look - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

look

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"look" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 44 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
look i. görünüş
look i. bakış
look f. bakmak
General
look i. nazar
look i. göz
look i. yüz ifadesi
look i. bakma
look i. ifade (yüzdeki)
look i. ifade
look i. bakış
look i. görüntü
look i. bir soyadı
look f. gözetmek
look f. düşünmek
look f. beklemek
look f. iyileşmek
look f. aramak
look f. ümit etmek
look f. görünmek
look f. ummak
look f. görmek
look f. göstermek
look f. güvenmek
look f. seyretmek
look f. benzemek
look f. yoklamak
look f. durmak
look f. soruşturmak
look f. gözükmek
look f. bakmak
look f. görünmek (güzel/hasta vb)
look ünl. bak
look ünl. şuna bak
look ünl. göz at
look ünl. baksana
look ünl. kulak ver
look ünl. dikkatini ver
Technical
look f. bakmak
Textile
look i. stil
look i. tarz
look i. moda
Archaic
look f. görünüşle ortaya koymak
look f. tasavvur etme yetisini kullanarak etkilemek
look f. tasavvur etme yetisini kullanarak belirli bir duruma getirmek

"look" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
look forward to f. iple çekmek
look forward f. dört gözle beklemek
look for f. aramak
look around f. bakınmak
look after f. ile ilgilenmek
look after f. göz kulak olmak
look brave f. cesur görünmek
look around f. etrafa bakmak
look at f. bakmak
General
look angle i. görüş açısı
look up table i. taramalı tablo
knowing look i. kötü niyetli bir şekilde bakma
before look journalizing i. yapmadan önce inceleme
hard look i. sert bir bakış
look-out i. gözetleme
look-out i. ümit
look-out i. gözcü
look-out i. sorun
look-out i. beklenti
sidelong look i. yan gözle bakma
sidelong look i. yan yan bakma
serious look i. ciddi ifade
defiant look i. meydan okuyan bakış
defiant look i. kafa tutan bakış
internal look i. iç değerlendirme
an impish look i. muzip bir bakış
penetrating look i. delici bakış
piercing look i. delici bakış
intense look i. yüreğe işleyen bakış
close look i. yakından bakış
scientific look i. bilimsel bakış
steady look i. sabit bakış
biker look i. motorcu görünüşü
biker look i. motorcu tarzı
final look i. son bakış
noble look i. asil görünüş
new look i. yeni görünüm
new look i. christian dior'un yarattığı, kadın kıyafetlerinde uzun eteklerin hüküm sürdüğü bir moda
cheery look i. neşeli görünüm
bemused look i. şaşkın bakış
quarter look i. yan bakış
black look i. kaşlarını çatma
wet-look i. (saç) ıslak görünüm
look-alike i. başkasına çok benzeyen kimse
look-alike i. başkasının çok benzeri olan şey
look-alike i. (bir şeyin) çifti
look-alike [us] i. başka eşyaya çok benzeyen eşya
look-alike [us] i. orijinalinin aynısı eşya
look-alike i. uyumlu parça
look-down i. kağıdın ışık altındaki görünümü
look-down i. kağıdın parlaması
look-in i. kısa ziyaret
look-in i. hızlıca bakma
look-in i. şöyle bir bakma
look-in i. seçilme ihtimali
look-in i. katılma ihtimali
look-in i. pay
look-in i. hisse
look-in i. başarı şansı
look-out [us] i. görünüm
look-out [us] i. görüş
look-out [us] i. bakış
look-out i. gözcülük yapılan stratejik nokta
look-out i. geniş manzara
look-out i. uzak görüş
look-out [uk] i. olası durum
look-out [uk] i. (bir şeyin) gelecekte gerçekleşme ihtimali
look-out [uk] i. olasılık
look-out i. bir kimseye diğerlerinin aksine gösterilen özen
look-over i. hızlıca yapılan inceleme
look-over i. üstünkörü teftiş
side-look i. yan bakış
side-look i. yandan bakış
smug look i. kendini beğenmiş bakış
hunted look i. endişeli görünüş
look like somebody f. adama dönmek
look through f. göz atmak
look daggers at f. kötü kötü bakmak
look down on f. hakir görmek
make to look antique f. antika görünümlü yapmak
not to look for f. aramamak
take a brief look at f. şöyle bir bakmak
look like somebody f. adama benzemek
look daggers at f. ters ters bakmak
take a look at f. bir göz atmak
look ahead f. ileriye bakmak
look round f. düşünüp taşınmak
look into f. araştırmak
look down on f. hor görmek
look down f. aşağı görmek
look sharp f. gözünü dört açmak
look unwillingly f. gözü kaymak
make somebody look younger f. gençleştirmek
look for excitement f. macera aramak
look at someone askance f. birine yan bakmak
look for trouble f. kaşınmak
look for a way to solve (a problem) f. çare aramak
look hostilely f. yan gözle bakmak
look up f. aramak
take a brief look at f. şöyle bir göz gezdirmek
look down one's nose at f. hor görmek
look back f. arkaya bakmak
look with favour on f. hoş karşılamak
look at f. gözden geçirmek
look carefully f. dikkatlice bakmak
look for f. ummak
look around f. bakışmak
look over f. şöyle bir bakmak
look younger f. küçük göstermek
look over f. incelemek
look one's best f. göz kamaştırmak
look after f. çocuk bakmak
look out f. dikkat etmek
look on someone as mad f. deli yerine koymak
look into f. yoklamak
look like f. birisine çekmek
look on f. bakmak
look after one's own benefits f. çıkarlarını gözetmek
look up f. iyileşmek
look back f. geçmişe bakmak
look older f. büyük göstermek
look after f. mukayyet olmak
look down on f. yukarıdan bakmak
look around f. bakınmak
look across to sea f. denizi görmek (ev vb)
look up f. düzelmek
look after one's benefits f. çıkar gözetmek
give a look f. bakmak
look someone in the face f. birinin yüzüne bakmak
look up f. yoklamak
look forward to f. sabırsızlıkla beklemek
look around f. etrafına bakınmak
look daggers at somebody f. ters ters bakmak
look as if f. gibi görünmek
look down upon f. horlamak
look younger f. genç göstermek
look up f. saygı duymak
look upon f. bakmak
look down on f. küçümsemek
look back on f. geçmişe dönüp bakmak
look about f. bakınmak
look on f. seyretmek
look down f. tepeden bakmak
look for f. bakmak
look down f. küçük görmek
take a look f. bakmak
look around f. etrafı kolaçan etmek
look out f. gözetmek
look on f. gözüyle bakmak
look up f. arayıp bulmak
take a look at f. bakmak
look back on f. anımsamak
look for f. beklemek
look after a child f. dadılık etmek
look at out of the corner of one's eye f. göz ucuyla bakmak
look at one another f. bakışmak
look after f. gözetmek
look on f. seyirci kalmak
look after one's interests f. çıkar gözetmek
look with an evil eye f. nazar değdirmek
look up f. uğramak
look out for f. dikkat etmek
look carefully f. alıcı gözüyle bakmak
look around f. bütün ihtimalleri düşünmek
look on the bright side f. iyimser olmaya çalışmak
look daggers at someone f. birine öfke ile bakmak
look for a solution f. çözüm aramak
look through f. gözden geçirmek
look at with rolling eyes f. fıldır fıldır bakmak
look around f. araştırmak
look at with the eye of f. gözüyle bakmak
look up to f. hürmet etmek
look for trouble f. bela aramak
look for an opportunity f. meydan aramak
look at f. göz atmak
look out for oneself f. çıkarlarını gözetmek
look up f. iyiye gitmek
look in on f. kısa bir ziyaret yapmak
look to f. dikkat etmek
look down on f. tepeden bakmak
look for sympathy and understanding f. anlayış beklemek
look out for one's own interests f. çıkarlarını gözetmek
look onto f. bakmak
look on f. olarak görmek
look forward to f. beklemek
look after one's interest f. çıkar gözetmek
look presentable f. adama benzemek
look bright f. gelecek vaat etmek
take a look at f. göz atmak
look for a way to do something f. bir şeyin çaresine bakmak
look to f. başvurmak
look to f. güvenmek
look after one's own interests f. çıkarlarını gözetmek
look down one's nose at f. küçük görmek
look for a place to hide f. kaçacak delik aramak
look like f. gibi görünmek
look younger f. gençleşmek
look carefully f. dikkatle bakmak
make it look like a suicide f. intihar süsü vermek
look on f. katılmadan seyretmek
look after f. kollamak
look after f. idare etmek
look like f. benzemek
look out f. bakmak
look out for f. gözetmek
look after one's benefit f. çıkar gözetmek
look askance f. yan gözle bakmak
look presentable f. adama dönmek
look alive f. acele etmek
look one's age f. yaşını göstermek
look down on f. küçük görmek
look after one's own comfort f. rahatına bakmak
look out for one's own interests f. çıkar gözetmek
look on f. izlemek
look after f. bakımını üstlenmek
look small f. küçük düşmek
look showy f. konuşmak
look young f. genç görünmek
look down on f. aşağı görmek
give someone a black look f. birine kızgın bir şekilde bakmak
look at something in perspective f. bir şeye geniş bir açıdan bakmak
look out f. sakınmak
look attentively f. süzmek
look up to f. saygı duymak
look up f. yukarıya bakmak
look at f. seyretmek
look ahead f. geleceği düşünmek
look about f. etrafını gözlemek
look out for oneself f. çıkarlarını ön planda tutmak
look up in f. araştırmak (sözlükte)
look with favour on f. hoşgörmek
look out of the corner of one's eye f. göz ucuyla bakmak
look alike f. benzemek
look for a needle in a haystack f. saman yığınında iğne aramak
make it look like an accident f. kaza süsü vermek
have a quick look around f. etrafı kolaçan etmek
look upon f. olarak görmek
look young f. genç göstermek
look sharp f. dikkat etmek
look carefully f. dikkatli bakmak
look forward to f. can atmak
look across f. belirli bir yöne bakmak
look after a patient f. hastaya bakmak
look over f. göz gezdirmek
look back f. geçmişi düşünmek
look round f. dolaşmak
look sharp f. şık olmak
look around f. bakmak
look the other way f. görmezlikten gelmek
look through f. bakmak
look for a needle in a haystack f. olanaksız şeyi bulmaya çalışmak
take a look at f. bir bakmak
look beautiful f. güzel görünmek
look into f. soruşturmak
look about f. etrafına bakmak
look on f. bakıp durmak
look up to f. saygı beslemek
have a look at f. gözden geçirmek
look into f. bakmak
look up to f. saygı göstermek
make somebody look for f. aratmak
look up f. ziyaret etmek
look ridiculous f. maymuna dönmek
look in a mirror f. aynaya bakmak
look at f. bakmak (sözlüğe vb)
look after f. çekip çevirmek
look out for oneself f. kendi çıkarını gözetmek
look back on f. yeniden gözden geçirmek
look to f. önem vermek
look over f. gözden geçirmek
look to f. bel bağlamak
look down upon f. yüksekten bakmak
look over f. yoklamak
look askance f. yan bakmak
look back f. geriye bakmak
look out f. seçmek
look blankly at f. anlamamış gibi bakmak
be liable to look after f. bakmakla yükümlü olmak
be obliged to look after f. bakmakla yükümlü olmak
look for a way to do f. çaresine bakmak
look round f. enine boyuna düşünmek
look up f. canlanmak
look after f. bakmak
look forward to f. dört gözle beklemek
look into f. gözden geçirmek
look into f. incelemek
look through f. incelemek
look after f. ilgilenmek
look for a job f. iş aramak
look for work f. iş aramak
look for trouble f. canına susamak
look for trouble f. belasını aramak
look familiar f. yabancı gelmemek
look alike somebody a lot f. çok benzemek
look for a remedy f. çare aramak
take a quick look at something f. çabuk bakmak
look for a solution f. çözüme gitmek
make it look like a murder f. cinayet süsü vermek
look after patient f. hasta bakmak
look sick f. hasta gibi görünmek
look sick f. hasta görünmek
look ready f. hazır görünmek
look for an answer f. cevap aramak
look to future f. geleceğe bakmak
look exaggerated f. abartılı görünmek
look from different point of view f. başka yönden bakmak
look at a magazine f. dergiye bakmak
look to future with confidence f. geleceğe güvenle bakmak
look about f. sağa sola bakmak
look around f. sağa sola bakmak
look after one's babies f. yavrularına bakmak
look someone in the eye f. gözlerine bakmak
look around for a familiar face f. tanıdık bir yüz aramak
look about f. sağa sola bakınmak
look around f. sağa sola bakınmak
have a positive look f. iyimser olmak
look to the future with confidence f. (geleceğe) güvenle bakmak
look like someone f. birine benzemek
not look f. göstermemek
look rich f. zengin görünmek
look through the window f. pencereden bakmak
look out (of) the window f. pencereden bakmak
look dirty f. pis görünmek
look in (through) the window f. pencereden bakmak
look determined f. kararlı görünmek
find a way to make (something illegal) look legal f. kitabına uydurmak
look sadly f. üzgün üzgün bakmak
look unhappily f. üzgün üzgün bakmak
look strange f. tuhaf görünmek
look bizarre f. tuhaf görünmek
take a look at your situation f. durumuna bakmak
look like f. gibi gözükmek
look calm f. sakin görünmek
look after one's rights f. haklarını gözetmek
look at the watch f. saate bakmak
look at f. göz önüne almak
look after an animal f. hayvan bakmak
look for a way (to solve a problem) f. yol aramak
look for a way (to solve a problem) f. çıkar yol aramak
look probable f. olası gözükmek
look up f. sözlükte aramak
look up f. üstün görmek
look active f. aktif görünmek
look active f. faal görünmek
look back f. geri dönüp bakmak
look confidently f. güvenle bakmak
look for a friend f. arkadaş aramak
look at one's face f. yüzüne bakmak
look optimistic f. iyimser bakmak
look cheerful f. neşeli görünmek
look beautiful in a picture f. resimde güzel çıkmak
look good in a picture f. resimde güzel çıkmak
look unkempt f. saçı sakalına karışmak
look daggers at f. sinirli sinirli bakmak
look for a needle in a haystack f. samanlıkta iğne aramak
look in the pink f. yanaklarından kan damlamak
look in the pink f. yanakları al al olmak
look up to f. hayranlık beslemek
be on the look-out for f. aramak
look up to f. -i örnek almak
look onto f. -e nazır olmak
look through f. -den bakmak
have a look-see f. bakıvermek
look up to f. -e saygı beslemek
have a look-see f. aramak
have a look-see f. bakmak
look out f. -den dışarı bakmak
look blankly at f. -e boş boş bakmak
look like f. -cek gibi olmak
look down on f. -e tepeden bakmak
look cross-eyed at f. yan gözle bakmak
look up to f. -e hayranlık duymak
look around f. etrafı seyretmek
look natural f. doğal görünmek
look down f. aşağı bakmak
look into one's finances f. hesap kitap yapmak
look over f. kısaca incelemek
look round f. gezmek
look back f. hatırlamak
look around f. çevresine bakınmak
look down f. hor görmek
look back f. anımsamak
look ahead f. ilerisi için plan yapmak
look round f. enikonu düşünmek
look down f. küçümsemek
look one's own perspective f. (olaya) kendi açısından bakmak
look something from a different standpoint f. olaya başka bir açıdan bakmak
look to one's laurels f. başarısızlık korkusu duymak
look to one's laurels f. yerini sakınmak
look to one's laurels f. yerini kaybetmekten korkmak
look unfamiliar f. yabancı gelmek
look familiar f. tanıdık gelmek
look away f. yüzünü yana çevirmek
look back f. ardına bakmak
look back f. arkasına bakmak
look well f. sağlıklı görünmek
look bad f. kötü görünmek
look good f. hoş görünmek
look good f. iyi görünmek
look well f. güzel görünmek
look up and down f. süzmek
look up and down f. baştan aşağıya süzmek
look well f. hoş görünmek
look up and down f. (birini) incelemek
look well f. iyi görünmek
look well f. çekici görünmek
look on the bright side f. polyannacılık oynamak
look at something from a different aspect f. farklı açıdan bakmak
look nice f. hoş görünmek
look with suspicion f. şüpheyle bakmak
look around f. çevreye bakınmak
look fashionable f. şık görünmek
look stylish f. şık görünmek
look dead f. ölü gibi görünmek
look after f. sahip çıkmak
look bad in a photo f. fotoğrafta kötü çıkmak
look with admiration f. hayranlıkla bakmak
look bad in a picture f. resimde kötü çıkmak
look good in a photo f. resimde iyi çıkmak
look bad in a photo f. resimde kötü çıkmak
look at the sun with bare eyes f. güneşe çıplak gözle bakmak
look bad in a picture f. fotoğrafta kötü çıkmak
look forward to doing f. yapmayı dört gözle beklemek
look good in a photo f. fotoğrafta iyi çıkmak
look hungry f. aç görünmek
look perfect f. mükemmel görünmek
look possible f. mümkün görünmek
look closer f. mercek altına almak
look difficult f. zor görünmek
look for an apartment f. ev bakmak
look for a house f. ev aramak
look for a house f. ev bakmak
look for an apartment f. ev aramak
look after (one's) rights f. hak gözetmek
look after (one's) rights f. haklarını gözetmek
look funny f. komik görünmek
look worried f. endişeli gözükmek
look worried f. endişeli görünmek
look from different perspectives f. farklı açılardan bakmak
look after a baby f. bebek bakmak
look after a baby f. çocuk bakmak
look ill f. hasta görünmek
look for an adventure f. macera aramak
look innocent f. suçsuz görünmek
look innocent f. masum görünmek
take a fresh look f. yeniden bakmak
look from a broad perspective f. geniş açıdan bakmak
look confused f. kafası karışmış (gibi) görünmek
look like f. izlenimi uyandırmak
look with an evil eye f. nazar etmek
look great f. harika görünmek
look suitable f. uygun gözükmek
look appropriate f. uygun görünmek
look appropriate f. uygun gözükmek
look suitable f. uygun görünmek
look strange f. garip gözükmek
look strange f. garip görünmek
look strange f. tuhaf gözükmek
look clean f. temiz görünmek
look positively f. olumlu bakmak
look positively f. pozitif bakmak
look optimistically f. pozitif bakmak
look optimistically f. olumlu bakmak
look up in the dictionary f. sözlüğe bakmak
look up the dictionary f. sözlüğe bakmak
look forward to (doing something) f. (bir şeyi) iple çekmek
seem/look mature f. olgun görünmek
look forward to working f. çalışmayı iple çekmek
look forward to working f. çalışmayı dört gözle beklemek
look at someone's legs f. bacaklarına bakmak
make it look like an act of terror/terrorism f. terör süsü vermek
look pale f. solgun görünmek
look sad f. üzgün görünmek
look so unhappy f. çok mutsuz görünmek
make something look like f. gibi göstermek
look forward to his/her coming/arrival f. gelişini dört gözle beklemek
look better f. daha iyi görünmek
a ... look to come over someone's face f. (yüzü/suratı) ifadesine bürünmek
look awful f. berbat görünmek
look terrible f. korkunç görünmek
look awful f. korkunç görünmek
look out the window f. pencereden dışarı bakmak
look terrible f. berbat görünmek
look for a teammate to pass f. pas verecek bir arkadaşını aramak
look a fright f. korkunç görünmek
look a fright f. berbat görünmek
look at the moon f. aya bakmak
can't help but to look f. kendini bakmaktan alıkoyamamak
can't help but to look f. kendini bakmaktan alamamak
look at the tv reception f. televizyonun nasıl çektiğine bakmak
look at the television reception f. televizyonun nasıl çektiğine bakmak
look for the answers in science f. cevaplarını bilimde aramak
look to science for one's answers f. cevaplarını bilimde aramak
look new f. yeni gözükmek
look classy f. şık görünmek
look forward to taking someone to bed f. birini yatağa götürmek için can atmak
make something look like f. -miş gibi göstermek
take another look f. tekrar kontrol etmek
look like an immigrant f. bir göçmene benzemek
look for excitement in wrong places f. yanlış yerlerde heyecan aramak