Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
müsait
"müsait"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
müsait
convenient
s.
2
Yaygın Kullanım
müsait
available
s.
General
3
Genel
müsait
propitious
s.
4
Genel
müsait
friendly
s.
5
Genel
müsait
permitting
s.
6
Genel
müsait
prosperous
s.
7
Genel
müsait
susceptible
s.
8
Genel
müsait
genial
s.
9
Genel
müsait
favorable
s.
10
Genel
müsait
susceptive
s.
11
Genel
müsait
suitable
s.
12
Genel
müsait
vacant
s.
13
Genel
müsait
fair
s.
14
Genel
müsait
favourable
s.
15
Genel
müsait
opportune
s.
16
Genel
müsait
advisable
s.
17
Genel
müsait
unbusied
s.
18
Genel
müsait
available
s.
19
Genel
müsait
fit
s.
20
Genel
müsait
ready
s.
21
Genel
müsait
amenable
s.
22
Genel
müsait
free
s.
23
Genel
müsait
acquirable
s.
24
Genel
müsait
toward
s.
25
Genel
müsait
bening
s.
26
Genel
müsait
graith [dialect] [uk]
s.
27
Genel
müsait
open
s.
28
Genel
müsait
commode [obsolete]
s.
29
Genel
müsait
competible [obsolete]
s.
30
Genel
müsait
disengaged [dated]
s.
31
Genel
müsait
cosy
s.
32
Genel
müsait
feat [dialect] [uk]
s.
33
Genel
müsait
fitting
s.
34
Genel
müsait
decent
s.
Colloquial
35
Konuşma Dili
müsait
mobile
s.
Idioms
36
Deyim
müsait
up for grabs
expr.
37
Deyim
müsait
on deck
expr.
38
Deyim
müsait
at home
expr.
39
Deyim
müsait
in the bullpen
expr.
40
Deyim
müsait
in the bull pen
expr.
Trade/Economic
41
Ticaret/Ekonomi
müsait
advantageable
s.
42
Ticaret/Ekonomi
müsait
available
s.
43
Ticaret/Ekonomi
müsait
advantageous
s.
Technical
44
Teknik
müsait
available
s.
"müsait"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 200 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
müsait oluş
convenience
i.
General
2
Genel
müsait olma
availability
i.
3
Genel
fırında kullanılmaya müsait yemek takımları
bakeware
i.
4
Genel
müsait/kalkacak olan ilk tren
first train available
i.
5
Genel
müsait/kalkacak olan ilk uçak
first plane available
i.
6
Genel
soyulmaya müsait ev
burglar-friendly house
i.
7
Genel
hırsızlığa müsait ev
burglar-friendly house
i.
8
Genel
cezbedilmeye müsait olma
temptability
i.
9
Genel
cezbedilmeye müsait olma
temptableness
i.
10
Genel
yemeye müsait şey
edible
i.
11
Genel
müsait bir kimse
availability
i.
12
Genel
müsait bir nesne
availability
i.
13
Genel
müsait olmama
unavailableness
i.
14
Genel
müsait olmama
unsusceptibility
i.
15
Genel
müsait olma
disengagedness
i.
16
Genel
müsait olma
inoccupation
i.
17
Genel
müsait olmak
be convenient
f.
18
Genel
müsait olmak
be available
f.
19
Genel
müsait olmak
be conducive to
f.
20
Genel
müsait duruma gelmek
become available
f.
21
Genel
müsait olmak
offer [uk]
f.
22
Genel
müsait hale gelmek
offer [uk]
f.
23
Genel
müsait olmak
incline
f.
24
Genel
müsait olmak
smile
f.
25
Genel
müsait değil
not available
s.
26
Genel
zaman olarak müsait
dateable
s.
27
Genel
müsait değil
unavailable
s.
28
Genel
oluşmaya müsait
formative
s.
29
Genel
gayri müsait
inimical
s.
30
Genel
reforma müsait olmayan
irreformable
s.
31
Genel
rüşvet verilmeye müsait
bribable
s.
32
Genel
yenilmeye müsait değil
uneatable
s.
33
Genel
içinde oturulmaya müsait
residential
s.
34
Genel
kuru temizlemeye müsait
dry-cleanable
s.
35
Genel
bükülmeye müsait
bendy
s.
36
Genel
gıda olarak tüketilmeye müsait olmayan
inedible
s.
37
Genel
gıda olarak tüketilmeye müsait olmayan
nonedible
s.
38
Genel
yaşamaya müsait
livable
s.
39
Genel
yaşamaya müsait
liveable
s.
40
Genel
taşınmaya müsait
portable
s.
41
Genel
rüşvet verilmeye müsait
bribeable
s.
42
Genel
mikrodalga fırında ısıtılmaya müsait
nukeable
s.
43
Genel
yuva yapmaya müsait
nestable
s.
44
Genel
(görüşme için) müsait
contactable
s.
45
Genel
giyilmeye müsait
wearable
s.
46
Genel
seyahat etmeye müsait
fit-to-travel
s.
47
Genel
başlatmaya müsait
launchable
s.
48
Genel
rüşvet almaya müsait
accessible to bribery
s.
49
Genel
süzülüp ayrılmaya müsait
leachable
s.
50
Genel
hor kullanılmıya müsait
abusable
s.
51
Genel
yarış yapmaya müsait
raceable
s.
52
Genel
uygulanması müsait
actionable
s.
53
Genel
organ aktarımına müsait
transplantable
s.
54
Genel
eğri yörünge oluşturmaya müsait
trajectile
s.
55
Genel
izi sürülmeye müsait
traceable
s.
56
Genel
çevrilmeye müsait değil
uninterpretable
s.
57
Genel
doğurmaya müsait
child-bearing
s.
58
Genel
doğurmaya müsait
childbearing
s.
59
Genel
sürdürülmeye müsait
keepable
s.
60
Genel
tutulmaya müsait
keepable
s.
61
Genel
müsait olmayan
unsusceptible
s.
62
Genel
dinlemeye müsait (rahatsız etmeyen söz)
listenable
s.
63
Genel
mastürbasyona müsait
masturbatory
s.
64
Genel
ters gitmeye müsait
miscarriageable
s.
65
Genel
yanlış anlaşılmaya müsait
misinterpretable
s.
66
Genel
gevşemeye müsait
loppy
s.
67
Genel
parlamaya müsait
glimmery
s.
68
Genel
müsait olan
ripe
s.
69
Genel
can sıkmaya müsait
dejectory
s.
70
Genel
kayıp düşmeye müsait
icy
s.
71
Genel
buruşmaya müsait
rumply
s.
72
Genel
dağılmaya müsait
rumply
s.
73
Genel
yaşamaya/oturmaya müsait
occupiable
s.
74
Genel
ortaklığa müsait
consortable
s.
75
Genel
kirletmeye müsait
contamitive
s.
76
Genel
hızlı ilerlemeye müsait
fast-track
s.
77
Genel
kızışmaya müsait
flustery
s.
78
Genel
rahat nefes almaya müsait bir hava basıncında sürdürülen
pressurized
s.
79
Genel
rahat nefes almaya müsait bir hava basıncında sürdürülen
pressurised
s.
80
Genel
yanlış anlaşılmaya müsait
skunked
s.
81
Genel
kışkırtılmaya müsait
provocable
s.
82
Genel
kışkırtılmaya müsait
provokable
s.
83
Genel
müsait şartlar altında
under favorable conditions
zf.
84
Genel
müsait bir durumda
under favorable circumstances
zf.
85
Genel
müsait bir zamanda
all in good time
zf.
86
Genel
müsait olduğun zaman
at your earliest convenience
zf.
87
Genel
müsait olmayan bir şekilde
unavailably
zf.
Phrasals
88
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi müsait hale getirmek
free up
f.
89
Öbek Fiiller
dolu olan bir şeyi müsait hale getirmek
free up
f.
Phrases
90
İfadeler
müsait olduğunda
at (one's) convenience
expr.
91
İfadeler
müsait olduğu bir zamanda/yerde
at somebody's convenience
expr.
92
İfadeler
ilk uygun/müsait zamanında
at (one's) earliest convenience
expr.
93
İfadeler
müsait olur olmaz
at (one's) earliest convenience
expr.
94
İfadeler
ilk uygun/müsait zamanında
at someone's earliest convenience
expr.
95
İfadeler
müsait olur olmaz
at someone's earliest convenience
expr.
Colloquial
96
Konuşma Dili
müsait olmak
not have a lot on
f.
97
Konuşma Dili
birbirini arayıp bir türlü müsait denk getirememek
play phone tag
f.
98
Konuşma Dili
birbirini arayıp bir türlü müsait denk getirememek
play telephone tag
f.
99
Konuşma Dili
(bir şeye, toplantıya, etkinliğe) katılmak için müsait olmak
able to make (something)
f.
100
Konuşma Dili
(bir şey, toplantı, etkinlik) için müsait olmak
able to make (something)
f.
101
Konuşma Dili
bir şey vermek/sağlamak için müsait olmak
be good for something
f.
102
Konuşma Dili
işe alıma müsait
for hire
s.
103
Konuşma Dili
müsait olduğunuzda
at your convenience
expr.
104
Konuşma Dili
müsait olduğun zaman
whenever you have time
expr.
105
Konuşma Dili
müsait olduğun zaman
at your convenient time
expr.
106
Konuşma Dili
müsait bir yerde inecek var
(on) somewhere available please
expr.
107
Konuşma Dili
müsait olduğunda/olduğunuzda
when you get a moment
expr.
108
Konuşma Dili
burası müsait mi?
(is) this taken?
expr.
109
Konuşma Dili
(bir şey) müsait olursa
(something) permitting
expr.
110
Konuşma Dili
(belirtilen günde) meşgul müsün/müsait misin?
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
111
Konuşma Dili
müsait olunduğunda
at earliest convenience
expr.
112
Konuşma Dili
şu an müsait değilim
ctn (can't talk now)
expr.
Idioms
113
Deyim
müsait zaman
pocket of time
i.
114
Deyim
küçük ama gelişmeye müsait şey
a grain of mustard seed
i.
115
Deyim
müsait kimse
free bird
i.
116
Deyim
birbirini arayıp bir türlü müsait denk getirememe
phone tag
i.
117
Deyim
bedeni veya karakteri ona müsait olmamak
not built that way
f.
118
Deyim
müsait olmamak
be out of pocket
f.
119
Deyim
kullanıma müsait olmak
go spare [uk]
f.
120
Deyim
(sporda) savunmadan uzakta pas almaya müsait olmak
be wide open
f.
121
Deyim
(sporda) savunmanın açığında pas almaya müsait olmak
be wide open
f.
122
Deyim
iletişim kurmaya müsait olmamak
be out of touch
f.
123
Deyim
müsait değil
not for hire
s.
124
Deyim
müsait değil
away from one's desk
expr.
125
Deyim
müsait değil
away from desk
expr.
126
Deyim
durum müsait
the word is go
expr.
Speaking
127
Konuşma
müsait değilim
I am not available
ünl.
128
Konuşma
müsait misin?
are you available?
ünl.
129
Konuşma
müsait misiniz?
are you free?
ünl.
130
Konuşma
müsait misin?
are you free?
ünl.
131
Konuşma
müsait değilim
I'm busy
ünl.
132
Konuşma
müsait misin?
are you busy?
ünl.
133
Konuşma
müsait değilim
I am not free
ünl.
134
Konuşma
müsait misiniz?
are you available?
ünl.
135
Konuşma
biz müsait durumdayız
we are available
expr.
136
Konuşma
bu öğleden sonra müsait misin?
are you free this afternoon?
expr.
137
Konuşma
cuma akşamı müsait misin?
are you free on friday night?
expr.
138
Konuşma
cuma gecesi müsait misin?
are you free on friday night?
expr.
139
Konuşma
cumartesi günü müsait misin?
are you free on saturday?
expr.
140
Konuşma
havalar müsait olursa
if the weather allows it
expr.
141
Konuşma
havalar müsait olursa
weather permitting
expr.
142
Konuşma
hiç müsait değilim
I'm quite busy
expr.
143
Konuşma
müsait olacağınız en uygun zaman
at your earliest convenience
expr.
144
Konuşma
müsait olduğunda
at your convenient time
expr.
145
Konuşma
müsait olduğunda
when you get a minute
expr.
146
Konuşma
müsait olduğunda
when you get a chance
expr.
147
Konuşma
müsait olduğunda
at your earliest convenience
expr.
148
Konuşma
müsait olduğun zaman
when you get a chance
expr.
149
Konuşma
müsait bir yerde inecek var
can I get off the bus here?
expr.
150
Konuşma
müsait değilim
I am unavailable
expr.
151
Konuşma
müsait olduğunuzda
when you get a minute
expr.
152
Konuşma
müsait olduğun zaman
when you are available
expr.
153
Konuşma
müsait olduğunuzda
when you get a chance
expr.
154
Konuşma
müsait olduğunda
whenever you have time
expr.
155
Konuşma
müsait olduğunda
when you are available
expr.
156
Konuşma
müsait bir yerde inebilir miyim?
can I get off the bus here?
expr.
157
Konuşma
müsait olduğunda
at your convenience
expr.
158
Konuşma
kaç gibi müsait olursunuz?
what time works best for you?
expr.
159
Konuşma
şu anda müsait misin?
are you free now?
expr.
160
Konuşma
zaman ve zemin müsait değil
there is not space
expr.
161
Konuşma
lütfen beni müsait olduğun ilk fırsatta ara
please call me back at your earliest convenience
expr.
162
Konuşma
bu akşam müsait misin?
are you free this evening?
expr.
Chat Usage
163
Chatleşme Dili
konuşmak için müsait
f2t (free to talk)
kısalt.
Trade/Economic
164
Ticaret/Ekonomi
müsait kambiyo
favorable exchange
i.
165
Ticaret/Ekonomi
müsait kambiyo
favourable exchange
i.
166
Ticaret/Ekonomi
basılmaya müsait
printable
s.
167
Ticaret/Ekonomi
müsait şartlar altında
under favorable conditions
expr.
Law
168
Hukuk
kaza yapmaya karşı müsait olma
accident recidivism
i.
169
Hukuk
oturmaya müsait
available for use
s.
Technical
170
Teknik
(doku veya taş) mikroskobik incelemeye müsait çok küçük parça
section
i.
171
Teknik
bakıma müsait
maintenance friendly
s.
172
Teknik
işlenmeye müsait
machinable
s.
173
Teknik
işlenmeye müsait
treatable
s.
Computer
174
Bilgisayar
saldırıya müsait (bilgisayar/yazılım)
hackable
s.
175
Bilgisayar
ekleme yapmaya müsait
appendable
s.
Telecom
176
Telekom
en uzun süredir müsait temsilci
longest available agent
i.
177
Telekom
işaret göndermeye müsait
clear to send signal
i.
178
Telekom
müsait olunmayan iş durumu
unavailable work state
i.
179
Telekom
müsait zaman
available time
i.
Construction
180
İnşaat
imara müsait
suitable for housing
s.
Woodworking
181
Ağaç İşleri
silindir haline getirilmeye müsait kare biçimli kereste parçası
turning square
i.
Aeronautic
182
Havacılık
uçuşa müsait
flightworthy
s.
Marine
183
Denizcilik
deniz ticaretine müsait deniz
navigable water
i.
184
Denizcilik
seyrüsefere müsait deniz
navigable water
i.
185
Denizcilik
gemi seyrine müsait
navigerous
s.
186
Denizcilik
gemilerin işlemesine müsait
navigable
s.
187
Denizcilik
gemi geçişine müsait
navigable
s.
Physiology
188
Fizyoloji
dışarı atılmaya müsait (yumurta)
ripe
s.
Food Engineering
189
Gıda
gıda olarak tüketilmeye müsait olmayan
non-edible
s.
190
Gıda
gıda olarak tüketilmeye müsait olmayan
nonedible
s.
Chemistry
191
Kimya
bağlamaya müsait bölgesi birden çok olan
multidentate
s.
Biology
192
Biyoloji
yüzmeye müsait ayakları olan
oar-footed
s.
193
Biyoloji
evrim geçirmeye müsait
evolvable
s.
194
Biyoloji
tanelerle beslenmeye müsait
graminivorous
s.
Forestry
195
Ormancılık
kereste taşınmasına müsait akıntı
floatable stream
i.
196
Ormancılık
kesilmeye müsait
ripe
s.
Military
197
Askeri
kazaya müsait yük
hazardous cargo
i.
Music
198
Müzik
geliştirilmeye müsait dans figürleri kombinasyonu
sequence
i.
Printery
199
Matbaa
basılmaya müsait olmayan
unprintable
s.
Archaic
200
Eski Kullanım
akıtılmaya müsait (yara, tümör)
ripe
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of müsait
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy