mind - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

mind

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"mind" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 85 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
mind i. kafa
mind i. akıl
mind i. zihin
mind f. önemsemek
mind f. aldırmak
General
mind i. anlak
mind i. dimağ
mind i. hatır
mind i. anlayış
mind i.
mind i. idrak
mind i. ruh
mind i. öz
mind i. istek
mind i. şuur
mind i. meram
mind i. anlık
mind i. nefes
mind i. zeka
mind i. murat
mind i. gönül
mind i. bellek
mind i. düşünce
mind i. us
mind i. hafıza
mind i. fikir
mind i. arzu
mind i. dikkat
mind i. kanı
mind i. akıl
mind i. irade gücü
mind i. sakınca
mind i. izan
mind i. merhumu cenazeden bir ay veya bir yıl sonra ağıtla anma
mind i. biyolojik bir organizmanın organik olmayan yönü
mind i. ruh hali
mind i. zihinsel yapı
mind i. düşünce tarzı
mind i. hissetme şekli
mind i. mizaç
mind i. zihinsel özelliklerin vücut bulduğu kimse
mind i. zihinsel özelliklerin vücut bulduğu insan grubu
mind i. zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri
mind i. zekâ
mind i. deha
mind f. kafaya takmak
mind f. itiraz etmek
mind f. dikkatli olmak
mind f. endişelenmek
mind f. dikkat etmek
mind f. önem vermek
mind f. sözünü dinlemek
mind f. gözetmek
mind f. aldırmak
mind f. umursamak
mind f. kulak asmak
mind f. ilgilenmek
mind f. karşı çıkmak
mind f. aldırış etmek
mind f. bakmak
mind f. itaat etmek
mind f. kulak vermek
mind f. saymak
mind f. sakıncalı bulmak
mind f. (bir şeyi) anımsatmak
mind f. (bir şeyin) hatırlatıcısı olmak
mind f. farkında olmak
mind f. fark etmek
mind f. idrak etmek
mind f. sorun etmek
mind f. (uyuşturucu) hayal gördürmek
mind f. şaşırtmak
mind f. hayretler içinde bırakmak
mind f. emin olmak
mind f. temin etmek
mind f. göz kulak olmak
Trade/Economic
mind i. zihin
mind f. aldırış etmek
mind f. bakmak
mind f. umursamak
Medical
mind i. an
History
mind i. keltler tarafından süs ve özellikle taç olarak kullanıldığı düşünülen, yarı oval ve ince bir altın levha
Religious
mind i. tanrı
mind i. ilahi varlık
Philosophy
mind i. (kartezyen felsefesinde) iki temel varoluş biçiminden biri

"mind" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
come to mind f. akla gelmek
General
habit of mind i. ruh hali
turn of mind i. zihniyet
habit of mind i. ruhsal durum
agility of mind i. zeka kıvraklığı
ease of mind i. hafiflik
cast of mind i. düşünce tarzı
idea in mind i. imaj
frame of mind i. düşünce yapısı
equal mind i. soğukkanlılık
mind and body i. akıl ve beden
absence of mind i. dalgınlık
idea in mind i. imge
presence of mind i. aklı başında olma
mind share i. akıl payı
frame of mind i. durum
frame of mind i. mizaç
mind mapping i. zihin haritalama
state of mind i. ruhsal durum
frame of mind i. ruhsal durum
mind reader i. zihin okuyucu
presence of mind i. soğukkanlılık
state of mind i. haleti ruhiye
frame of mind i. ruhi hal
change of mind i. düşünüşü değiştirme
time out of mind i. öteden beri
time out of mind i. eskiden beri
savage mind i. yaban düşünce
inquiring mind i. öğrenmeye meraklı
turn of mind i. düşünce tarzı
strength of mind i. akıl
cast of mind i. düşünüş şekli
frame of mind i. ruh hali
state of mind i. ruh hali
open mind i. açık fikir
path of mind i. aklın yolu
bearing in mind i. akılda tutma
mind developing toys i. zeka geliştirici oyuncaklar
mind game i. zeka oyunu
twisted mind i. mantıksız düşünce
twisted mind i. sapmış fikir
twisted mind i. yanlış düşünce
collective mind i. müşterek akıl
common mind i. ortak akıl
mind over matter i. sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma
mind over matter i. irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme
acute mind i. keskin zeka
keep in mind that i. unutmamamız gerekir ki
unsound mind i. akıl hastalığı
frame of mind i. halet-i ruhiye
state of mind i. halet-i ruhiye
mind-bender i. şaşırtıcı şey
mind unsoundness i. akıl bozukluğu
state of mind i. haletiruhiye
business mind i. ticari zeka
business mind i. ticaret zekası
body mind harmony i. beden-zihin ahengi
body mind harmony i. vücut-kafa uyumu
mind exercise i. zihin jimnastiği
mind exercise i. beyin jimnastiği
mind exercise i. zihin egzersizi
mind gym i. beyin jimnastiği
mind gym i. zihin jimnastiği
mind gym i. zihin egzersizi
empty mind i. boş zihin
civil servant mind-set i. memur zihniyeti
child's mind i. çocuk aklı
child's mind i. çocuğun aklı
business mind i. iş zekası
a criminal mind i. suç işlemeye eğilimli/meyilli
a criminal mind i. suç işlemeye yatkınlığı olan
young mind i. toy zihin
a clear mind i. salim kafa
a clear mind i. zihin açıklığı
mind abuse i. beyin yıkama/zorla ikna etme
mind map i. kavram haritası
mind map i. akıl haritası
foggy mind i. bulanık/karışık zihin
human mind i. insan aklı
bearing in mind i. dikkate alma
bearing in mind i. göz önünde bulundurma
bearing in mind i. hatırlama
bearing in mind i. hatırda tutma
bearing in mind i. göz önüne alma
bearing in mind i. hesaba katma
mind-body medicine i. akıl vücut tıbbı
mind-eraser i. hafıza silici
superior mind i. üst akıl
mind games i. akıl oyunları
peace of mind i. iç rahatlığı
unconscious mind i. bilinç dışı/bilinç altı
conscious mind i. bilinçli zihin
union of mind and body i. akıl ve beden birlikteliği
theory of mind i. zihin kuramı
the question in my mind i. aklımdaki soru
western mind i. batı aklı
hive mind i. kolektif fikir
quickness of mind i. çabuk kavrama yeteneği
change of mind i. fikrini değiştirme
embodied mind i. bedenlenmiş akıl
mind reading i. düşünce okuma
mind reading i. zihin okuma
natural state of mind i. doğal ruh hali
a month mind i. güçlü veya anormal arzu
a year's mind i. ölümden bir yıl sonraki anma töreni
a month mind i. ölümden bir ay sonraki anma töreni
body-mind i. bir bütün olarak insan
mind-set i. kişinin durumlara verdiği yanıtları ve durumlarla ilgili çıkarımlarını belirleyen sabit zihinsel tutum veya tavır
month's mind [uk] i. güçlü arzu
month's mind [uk] i. heves
one-track mind i. tek bir şeye takıntılı olma
one-track mind i. yalnızca bir konuyu düşünebilme
careless mind i. dikkatsiz zihin
mind uploading i. zihin aktarımı
mind uploading i. zihni bilgisayara aktarma
mind controlling i. birinin zihnini kontrol etme
mind control i. zihin kontrolü
mind controlling i. zihin kontrolü
mind control i. zihin kontrolü
have a quick mind f. kafası işlemek
have in mind f. niyet etmek
have in mind f. akılda tutmak
be out of one's mind f. aklını kaçırmış olmak
set somebody's mind at rest f. yüreğine su serpmek
remain in one's mind f. aklında kalmak
cross one's mind f. hatırına gelmek
come to mind f. hatırına gelmek
make up one's mind f. karar vermek
take into ones mind f. ısrar etmek
bring to mind f. hatırlamak
dismiss from one's mind f. düşünmemek
be of the same mind f. hemfikir olmak
bear in mind f. akıldan çıkarmamak
turn over in one's mind f. düşünüp taşınmak
keep something in one's mind f. aklından çıkarmamak
have a mind to f. niyeti olmak
keep in mind f. hatırda tutmak
bear in mind f. hatırda tutmak
bear in mind f. unutmamak
speak one's mind f. ne düşündüğünü açıkça söylemek
call something to mind f. birine bir şeyi hatırlatmak
stick in (one's) mind and bother f. akla takılmak
know one's own mind f. kararlı olmak
put something in someone's mind f. bir şeyi birinin aklına koymak
read one's mind f. aklını okumak
put somebody in mind of f. hatırlatmak
have made up one's mind to f. aklına koymak
set one's mind on f. çok istemek
change one's mind f. vazgeçmek
prey on someone's mind f. rahat bırakmamak
occur one's mind f. aklından geçmek
put somebody's mind at rest f. yüreğine su serpmek
bring (something) to mind f. çağrıştırmak
(for an idea) to find a niche in one's mind f. aklında yer etmek
read someone's mind f. birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak
come to mind f. hatırlamak
be of one mind f. hemfikir olmak
mind one's p's and q's f. terbiyesini takınmak
be out of one's mind f. aklı yerinde olmamak
keep one's mind f. kafasına takmak
be in one's right mind f. aklı başında olmak
take into one's mind f. ısrar etmek
(something) to never cross (one's) mind f. aklının ucundan geçmemek
have in mind f. aklında olmak
change somebody's mind f. fikrini değiştirmek
flash through one's mind f. birden aklından geçmek
strain one's mind f. zihnini kurcalamak
bear in mind f. dikkate almak
give a piece of one's mind f. ağzına geleni söylemek
make up one's mind f. kararını vermek
prey on someone's mind f. içini kemirmek
put something out of one's mind f. aklından çıkarmak
call to mind f. akla getirmek
mind one's step f. ayağını denk almak
set one's mind f. baş koymak
boggle the mind f. insanı hayrete düşürmek
have in mind f. hatırında tutmak
bear in mind f. aklında tutmak
change one's mind f. niyeti bozmak
bear in mind f. göz önünde tutmak
take a load off one's mind f. endişesini gidermek
know one's own mind f. kendi fikrini bilmek
give someone a piece of one's mind f. birine verip veriştirmek
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
pass through one's mind f. aklından geçmek
keep one's mind on f. kafasına takmak
be out of one's mind f. çok öfkeli olmak
bear in mind f. zihinde tutmak
pass out of one's mind f. hatırından çıkarmak
not to mind f. aldırmamak
set someone's mind at rest f. birini rahatlatmak
call to mind f. hatırlamak
bear in mind f. göz önünde bulundurmak
keep in mind f. akılda tutmak
know one's own mind f. ne istediğini bilmek
let something prey on one's mind f. dert etmek
be in one's right mind f. kendini bilmek
keep in mind f. aklında tutmak
go out of one's mind f. aklını kaçırmak
relieve one's mind f. rahatlatmak
turn one's mind f. kafasına takmak
bring to mind f. akla getirmek
drive someone out of his mind f. çileden çıkarmak
set one's mind on f. baş koymak
use one's mind f. aklını kullanmak
turn one's mind to f. kafasına takmak
go out of one's mind f. keçileri kaçırmak
bear in mind f. akılda tutmak
have a quick mind f. kafası çalışmak
put out of mind f. aklından çıkarmak
set one's mind on f. kafasına koymak
keep in mind f. hesaba katmak
be kept in mind f. akılda tutulmak
know one's own mind f. emin olmak
come to one's mind f. esmek
mind one's p's and q's f. adımını denk almak
come to mind f. aklına gelmek
go out of one's mind f. aklını oynatmak
be out of one's mind f. kafadan kontak olmak
put somebody in mind of f. kafasına sokmak
bear in mind f. hatırlamak
be in one's mind f. akılda bulunmak
have peace of mind f. kendiyle barışık olmak
put somebody's mind at ease f. yüreğine su serpmek
bear in mind f. hesaba katmak
be acceptable to the mind f. mantıklı gelmek
mind your business f. sen kendi işine bak
arrange in the mind f. akılda düzenlemek
change one's mind f. caymak
keep in mind f. dikkate almak
set one's mind on something f. kafasına koymak
dismiss from one's mind f. aklından çıkarmak
change one's mind f. fikrini değiştirmek
keep in mind f. unutmamak
call back to mind f. hatırına getirmek
set somebody's mind at rest f. rahatlatmak
blow one's mind f. deli etmek
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde tutmak
set someone's mind at rest f. birinin kuşkularını ortadan kaldırmak
stick in (one's) mind f. akla takılmak
call to mind f. hatırlatmak
bring to mind f. hatırlatmak
call back to mind f. aklına getirmek
make up one's mind f. karara varmak
change one's mind f. dönmek
cross one's mind f. aklından geçmek
tell somebody one's mind f. azarlamak
tell somebody one's mind f. ağzına geleni söylemek
make up one's mind f. seçmek
not to mind f. aldırış etmemek
bring to mind f. aklına bir şey getirmek
occur one's mind f. aklına gelmek
come to one's mind f. aklına gelmek
cross one's mind f. aklına gelmek
mind one's business f. işin başında bulunmak
stick in the mind f. akılda kalmak
keep popping in one's mind f. zihnini kurcalamak
lose one's mind f. akıl sağlığını yitirmek
get pissed out of one's mind f. zil zurna sarhoş olmak
get pissed out of one's mind f. haddinden fazla içip sarhoş olmak
get pissed out of one's mind f. çok içip sarhoş olmak
(a certain thing) slip one's mind f. aklından çıkmak
stick in one's mind f. aklında yer etmek
(a certain thing) slip one's mind f. akıldan çıkmak
be imprinted on one's mind f. aklına kazınmak
be at the back of your mind f. aklının bir köşesinde bulunmak
be in the back of one's mind f. aklının bir köşesinde bulunmak
be at the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulunmak
keep in mind f. hafızada tutmak
occupy one's mind f. zihnini meşgul etmek
be imprinted on one's mind f. zihninde yer etmek
stick in one's mind f. zihninde yer etmek
bore somebody out of their (tiny) mind f. içini baymak
change one's mind f. fikir değiştirmek
change mind f. fikir değiştirmek
(an idea) come into someone's mind f. fikir gelmek
be at the back of someone's mind f. belleğinde yer etmek
be imprinted on one's mind f. belleğine almak
(an idea) come into someone's mind f. aklına bir fikir gelmek
stick in one's mind f. belleğine almak
be imprinted on one's mind f. belleğine kazımak
stick in one's mind f. belleğine kazımak
have in mind f. niyeti olmak
bear in mind f. gözönünde bulundurmak
put somenone's mind at ease f. içine su serpmek
set someone's mind at ease f. içine su serpmek
set someone's mind at rest f. içine su serpmek
read one's mind f. aklından geçeni okumak
be kept in mind f. öngörülmek
change one's mind f. kararını değiştirmek
read mind f. akıl okumak
bear something in mind f. akılda tutmak
mind over matter f. irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek
be imprinted on one's mind(s) f. beyinlere kazınmak
give someone a piece of one's mind f. ağzının payını vermek
weigh on someone's mind f. birinin kafasını kurcalamak
be a load off your mind f. problemi çözmüş olmak
be a load off your mind f. sorundan kurtulmuş olmak
be a weight off your mind f. sorundan kurtulmuş olmak
be a weight off your mind f. problemi çözmüş olmak
have a good mind to f. -eceği gelmek
have half a mind to f. -eceği gelmek
have half a mind to f. -esi gelmek
have a good mind to f. -esi gelmek
have a mind to f. -esi gelmek
have a one-track mind f. bir konuyu tutturmak
have a mind to f. -eceği gelmek
set one's mind on f. -i çok arzu etmek
get out of one's mind f. beyninden kazımak
get out of one's mind f. kafasından atmak
get out of one's mind f. akıldan çıkarmak
make up one's mind to f. karar vermek
make up one's mind to f. aklına koymak
keep something in mind f. akılda tutmak
keep one's mind on f. zihnini toplamak
keep one's mind on f. kafasını belli bir yere vermek
keep one's mind on f. düşüncelerini belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırmak
be scared out of one's mind f. çok korkmak
be scared out of one's mind f. yusuf yusuf etmek
have a mind to f. niyetinde olmak
set one's mind on doing something f. kafaya koymak
set one's mind on something f. kafaya koymak
set one's mind on doing something f. kafasına koymak
make up one's mind f. kafasını toplamak
have a mind of one's own f. kendi düşüncesine sahip olmak
slip one's mind f. aklından uçup gitmek
have a mind of one's own f. kendi fikrine sahip olmak
bear in mind f. aklına yazmak
keep in mind f. aklına yazmak
bear in mind f. aklına kazımak
keep in mind f. aklına kazımak
sleep with peace of mind f. yatağa girince huzurlu uyumak
sleep with peace of mind f. başını yastığa rahat koymak
sleep with peace of mind f. vicdanen rahat olmak
keep in mind f. akıldan çıkarmamak
mind out f. ilgilenmek
mind out f. dikkat etmek
mind out f. gözlemek
slip one's mind f. aklından gitmek
slip one's mind f. hatırlayamamak
slip one's mind f. unutmak
be out of one's mind f. çıldırmak
be out of one's mind f. aklını kaçırmak
speak one's mind f. düşündüğünü dosdoğru söylemek
pay no mind f. umursamamak
pay no mind f. boş vermek
pay no mind f. aldırmamak
pay no mind f. önemsememek
pay no mind f. aldırış etmemek
get inside the mind of f. zihnine girmek
have an agile mind f. kıvrak bir zekası olmak
have an agile mind f. kıvrak zekalı olmak
bear in mind f. derpiş etmek
be all of one mind about f. aynı fikirde olmak
be all of one mind about f. hemfikir olmak
be of the same mind f. aynı kafadan olmak
expand one's mind f. zihnini genişletmek
be great at anything he/she sets one's mind to f. aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak
engage both the mind and the eye f. hem göze hem akla hitap etmek
engage both the mind and the eye f. hem gözü hem aklı meşgul etmek
get a child's mind f. bir çocuğun zekasına sahip olmak
have a child's mind f. bir çocuğun zekasına sahip olmak
come into someone's mind f. birinin aklına gelmek
read mind f. zihin okumak
read one's mind f. zihnini okumak
have peace of mind f. huzurlu olmak
have a broad perspective/an open mind f. ufku geniş olmak
speak someone's mind f. aklındakini söylemek
come to my mind f. aklıma gelmek
clear the mind f. zihni boşaltmak
broaden the mind f. zihni genişletmek
give a piece of one's mind to f. açıkça konuşmak
mind one's chances f. her fırsatı değerlendirmek
give a piece of one's mind to f. dobra dobra konuşmak
mind one's chances f. istifade etmek
give a piece of one's mind to f. bir çift söz etmek
mind [dialect] f. anımsamak
mind [dialect] f. akılda tutmak
mind [dialect] f. niyeti olmak
mind [dialect] f. hatırlamak
mind [dialect] f. hatırda tutmak
mind [obsolete] f. dualarda hatırlamak
mind [obsolete] f. vasiyette anmak
mind [dialect] f. arzu etmek
mind [dialect] f. eğilimi olmak
mind [dialect] f. amaçlamak
finish in mind f. kafada bitirmek
of sound mind s. aklı başında
in his right mind s. aklı başında
out of one's mind s. kaçık
in one's right mind s. aklı başında
out of one's mind s. deli
mind developing s. zeka geliştirici
mind-blowing s. akıllara durgunluk veren
mind-boggling s. parmak ısırtan
mind-bending s. hayal gördüren
mind-boggling s. akıllara durgunluk veren
mind-bending s. bunaltıcı
mind-numbing s. sıkıcı
mind-numbing s. bezdirici
mind-numbing s. usandırıcı
mind-controlled s. zihinle/akılla/düşünceyle/düşünmeyle/düşünerek kontrol edilen
mind-altering s. çarpık algılar yaratan
mind-altering s. halüsinojenik
mind-altering s. bakış açısında veya düşünce biçiminde kalıcı değişim yaratan
mind-altering s. (insanın) hayatını değiştiren
mind-body s. kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait
mind-body s. kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren
mind-body s. kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan
mind-expanding s. şiddetli algılar yaratan
mind-expanding s. çarpık algılar yaratan
mind-expanding s. psikedelik
mind-expanding s. yüksek farkındalık veya anlayış kazandıran
mind-bending s. akılalmaz
in her right mind s. sorumlu davranan
in a corner of his mind zf. aklının bir köşesinde
on one's mind zf. hatırında
on one's mind zf. vicdanında
to one's mind zf. fikrine göre
on one's mind zf. aklında
mind at peace zf. gönül rahatlığıyla
with this in mind zf. bunu akılda tutarak
never mind! ünl. aldırma!
never mind ünl. olsun
mind! ünl. sakın
never mind ünl. boş ver
never mind! ünl. adam sen de
never mind! ünl. sağlık olsun
never mind ünl. salla gitsin
never mind! ünl. sağlık olsun!
never mind! ünl. boş ver!
never mind! ünl. takma kafana!
Phrases
in body and mind zf. bedensel ve ruhsal olarak
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr. aklımdan bile geçmedi
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr. işin gerçeği ise bundan tamamen farklı/bunun tamamen tersi
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr. gerçekle/gerçekte olanlarla uzaktan yakından ilgisi/alakası yok
first thing come to mind expr. akla ilk gelen
out of one's mind expr. aklı yerinde değil
keep in mind that expr. aklında bulunsun
out of one's mind expr. aklını kaçırmış
bearing these facts in mind expr. bu gerçekleri unutmadan
bearing these facts in mind expr. bu gerçekleri akılda bulundurarak
with this purpose in mind expr. bu amaç doğrultusunda
with this object in my mind expr. bu niyetle
bearing/keeping this situation in mind expr. bu durumu göz önüne alarak
with this object in my mind expr. bu amaçla
bearing/keeping this situation in mind expr. bu durumu düşünerek
out of one's mind expr. delirmiş
mind your p's and q's expr. davranışlarına dikkat et
friendship is one mind in two bodies expr. dostluk aynı düşünceleri paylaşmaktır
mind you expr. düşünecek olursak
mind you expr. gerçi
bearing in mind expr. göz önünde tutulursa
bearing in mind expr. göz önüne alınacak olursa
bearing in mind expr. eğer
it must be born in mind that expr. hatırlanmalıdır ki
out of one's mind expr. kaçık
out of one's mind expr. kafası yerinde değil
out of one's mind expr. kafası karışık
out of one's mind expr. küfelik
mind you expr. ne var ki
mind your manners expr. kibarlığı elden bırakma
travel broadens the mind expr. seyahat etmek ufku genişletir
if you don't mind me saying expr. söylememde bir sakınca yoksa
I have a good mind to expr. şeytan diyor ki
if you don't mind me saying expr. sormamda bir sakınca yoksa
if you don't mind me saying expr. sormamda sakınca yoksa
mind your p's and q's expr. söz ve hareketlerine dikkat et
I have half a mind to expr. şeytan diyor ki
mind your manners expr. terbiyesizlik yapma
mind your manners expr. terbiyeni takın
having all these in mind expr. tüm bunlar göz önüne alındığında
keep in mind that expr. unutmamak gerekir ki
bear in mind that expr. unutmamak gerekir ki
bearing in mind that expr. -i akılda tutarak
mind your manners expr. uslu dur
bearing in mind that expr. -i hatırda tutarak
bearing in mind that expr. -i hatırlayarak
bearing in mind that expr. -i göz önünde bulundurarak
bearing in mind that expr. -i dikkate alarak
bearing in mind that expr. -i göz önüne alarak
bearing in mind that expr. -i hesaba katarak
with (something or someone) in mind expr. (biri/bir şey) düşünüldüğünde
with (something or someone) in mind expr. (birini/bir şeyi) göz önünde bulundurarak
with (something or someone) in mind expr. (birini/bir şeyi) düşünerek
with (something or someone) in mind expr. (birini/bir şeyi) hesaba katarak
with something in mind expr. bir şeyi düşünerek
with something in mind expr. bir şeyi göz önünde bulundurarak
with something in mind expr. bir nedenle
with something in mind expr. bir şey için
with something in mind expr. aklında bir şeyle
with peace in mind expr. gönül rahatlığıyla
I don't mind admitting expr. kabul etmekten çekinmiyorum
I don't mind admitting expr. açıkça kabul ediyorum
I don't mind admitting expr. kabul etmekten çekinmiyorum
I don't mind admitting expr. açıkça kabul ediyorum
Proverb
a contented mind is a perpetual feast i. halinden memnun kişi daha fazlası için uğraşmaz
out of sight out of mind gözden uzak gönülden uzak olur
travel broadens the mind çok gezen çok bilir
contented mind is a perpetual feast huzurlu insan mutludur