Geçmiş

olmamış

"olmamış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	olmamış	raw s.
2	Genel	olmamış	immature s.
3	Genel	olmamış	ragged s.
4	Genel	olmamış	unripe s.
5	Genel	olmamış	green s.
6	Genel	olmamış	rear s.
Idioms
7	Deyim	olmamış	a bit off s.
8	Deyim	olmamış	a little off go to a bit s.

"olmamış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 152 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	henüz yahudi olmamış kadın ya da kız	shiksa i.
2	Genel	olmamış vakalar/gerçekleşmemiş olaylar	never events i.
3	Genel	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak	lay something to rest f.
4	Genel	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak	put something to rest f.
5	Genel	şok olmamış	unshoe f.
6	Genel	ikna olmamış	unconvinced s.
7	Genel	taraf olmamış	uninvolved s.
8	Genel	tatmin olmamış	unsatisfied s.
9	Genel	sonu henüz belli olmamış	up in the air s.
10	Genel	reşit olmamış	under age s.
11	Genel	dahil olmamış	uninvolved s.
12	Genel	ıslah olmamış	unregenerated s.
13	Genel	pişman olmamış	unrepented s.
14	Genel	tatmin olmamış	dissatisfied s.
15	Genel	organize olmamış	unorganized s.
16	Genel	yeterince motive olmamış	underchallenged s.
17	Genel	enfekte olmamış	noninfected s.
18	Genel	deforme olmamış	unstrained s.
19	Genel	olmamış (meyve)	underripe s.
20	Genel	koordine olmamış	uncoordinated s.
21	Genel	organize olmamış	uncoordinated s.
22	Genel	motive olmamış	unmotivated s.
23	Genel	organize olmamış	unorganised s.
24	Genel	deforme olmamış	undeformed s.
25	Genel	ifşa olmamış	undivulged s.
26	Genel	zorla olmamış	uncoerced s.
27	Genel	zorla olmamış	unforced s.
28	Genel	motive olmamış	nonmotivated s.
29	Genel	(aids/hepatit vb) tedavisi olmamış	treatment-naive s.
30	Genel	(aids/hepatit vb) tedavisi olmamış	drug-naive s.
31	Genel	polarize olmamış	unpolarized s.
32	Genel	fermente olmamış (ekmek)	therf [obsolete] s.
33	Genel	mağlup olmamış	unbeaten s.
34	Genel	rahatsız olmamış	unannoyed s.
35	Genel	gıcık olmamış	unannoyed s.
36	Genel	tahrik olmamış	unaroused s.
37	Genel	hiç banka hesabı olmamış	unbanked s.
38	Genel	tıraş olmamış	unbarbed s.
39	Genel	devridaim olmamış	uncirculated s.
40	Genel	deforme olmamış	uncrippled s.
41	Genel	mahkum olmamış	undampned [obsolete] s.
42	Genel	yeterince memnun olmamış	underfulfilled s.
43	Genel	yeterince tatmin olmamış	underfulfilled s.
44	Genel	mağlup olmamış	undiscomfited s.
45	Genel	motive olmamış	undriven s.
46	Genel	mutlu olmamış	unelated s.
47	Genel	bir noktaya konsantre olmamış	unfocussed s.
48	Genel	bir nesneye konsantre olmamış	unfocussed s.
49	Genel	tahriş olmamış	ungalled s.
50	Genel	yara olmamış	ungalled s.
51	Genel	baba olmamış	ungot [obsolete] s.
52	Genel	baba olmamış	ungotten [obsolete] s.
53	Genel	mest olmamış	uninchanted [obsolete] s.
54	Genel	yok olmamış	unperished s.
55	Genel	helak olmamış	unperished s.
56	Genel	perişan olmamış	unperished s.
57	Genel	telef olmamış	unperished s.
58	Genel	tıraş olmamış	unrazored s.
59	Genel	ıslah olmamış	unreformed s.
60	Genel	ıslah olmamış	unregeneracy s.
61	Genel	rahatsız olmamış	unroused s.
62	Genel	(fiziksel olarak) rahatsız olmamış	unruffled s.
63	Genel	cinsel olarak tahrik olmamış	unsexy s.
64	Genel	rahatsız olmamış	unsmitten s.
65	Genel	aşık olmamış	unsmitten s.
66	Genel	tatmin olmamış	unstanched s.
67	Genel	memnun olmamış	unstanched s.
68	Genel	hoşnut olmamış	unstanched s.
69	Genel	rahatsız olmamış	unstirred s.
70	Genel	kat kat olmamış	unstratified s.
71	Genel	stres olmamış	unstressed s.
72	Genel	abone olmamış	unsubscribed s.
73	Genel	tatmin olmamış	unsupplied s.
74	Genel	memnun olmamış	unsupplied s.
75	Genel	hoşnut olmamış	unsupplied s.
76	Genel	karman çorman olmamış	untangled s.
77	Genel	heba olmamış	unwasted s.
78	Genel	mağlup olmamış	unwhipped s.
79	Genel	tam ikna olmamış	half-convinced s.
80	Genel	olmamış meyveye ait	omphacine s.
81	Genel	olmamış meyve ile ilişkili	omphacine s.
82	Genel	olmamış meyveden sıkılan	omphacine s.
83	Genel	koordine olmamış	incoherent s.
84	Genel	tatmin olmamış	insatiate s.
85	Genel	tatmin olmamış	insatiated s.
86	Genel	ikna olmamış bir şekilde	unconvincedly zf.
Phrasals
87	Öbek Fiiller	olmamış saymak	put behind f.
Phrases
88	İfadeler	daha önce hiç olmamış gibi	as never before expr.
89	İfadeler	hiçbir şey olmamış gibi	as if nothing happened expr.
90	İfadeler	çok etkisi olmamış	to little avail expr.
91	İfadeler	çok etkisi olmamış	of little avail expr.
Proverb
92	Atasözü	henüz olmamış bir şey için canını sıkma	don't cross that bridge till you come to it
Colloquial
93	Konuşma Dili	posta ücretinden muaf olmamış (mektup, posta)	unfranked s.
94	Konuşma Dili	tepetaklak olmamış	untumbled s.
95	Konuşma Dili	-den tatmin olmamış	dissatisfied with s.
96	Konuşma Dili	(birinden/bir şeyden) tatmin olmamış	dissatisfied with (someone or something) s.
97	Konuşma Dili	hiç olmamış gibi	like it never happened expr.
98	Konuşma Dili	bir süre aktif olmamış	down for the count expr.
99	Konuşma Dili	(biri) için zor değil/olmamış	not a bother on (someone) [ireland] expr.
100	Konuşma Dili	(biri) için sıkıntı/sorun değil/olmamış	not a bother on (someone) [ireland] expr.
Idioms
101	Deyim	olmamış gibi davranılan olay	(the) elephant in the corner i.
102	Deyim	olmamış gibi davranılan olay	the elephant in the corner i.
103	Deyim	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak	lay something to rest f.
104	Deyim	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak	put something to rest f.
105	Deyim	tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak	put something to rest f.
106	Deyim	tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak	lay something to rest f.
107	Deyim	(hiçbir şey olmamış gibi) işine devam etmek	go about one's business f.
108	Deyim	(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak	have no part in (something) f.
109	Deyim	(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak	have no part of (something) f.
110	Deyim	henüz olmamış bir şeye üzülmek	cry before one is hurt f.
111	Deyim	henüz olmamış bir şeyle ilgili sızlanmak	cry before one is hurt f.
112	Deyim	sarhoş olmamış	(as) sober as a judge s.
113	Deyim	hangi gün vardır ki akşam olmamış	the longest day must have an end expr.
114	Deyim	olmamış bir şey için endişelenmeyelim	let's cross that bridge when we come to it expr.
115	Deyim	henüz olmamış bir şey için endişelenme/telaş yapma	don't meet trouble halfway expr.
116	Deyim	henüz olmamış bir şey için stres olma/sıkıntıya girme	don't meet trouble halfway expr.
Speaking
117	Konuşma	sanırım birbirlerini görme şansları bile olmamış	they probably didn't even see each other expr.
Trade/Economic
118	Ticaret/Ekonomi	borsada kote olmamış senetler	unlisted securities i.
119	Ticaret/Ekonomi	borsada kote olmamış hisse senedi	unlisted stock i.
120	Ticaret/Ekonomi	borsada kote olmamış hisse senedi	over the counter stock i.
121	Ticaret/Ekonomi	kote olmamış hisse senedi	unlisted stock i.
122	Ticaret/Ekonomi	realize olmamış kar	anticipated profit i.
123	Ticaret/Ekonomi	realize olmamış kar	anticipatory profit i.
124	Ticaret/Ekonomi	tasfiye olmamış borçlar	unliquidated encumbrance i.
125	Ticaret/Ekonomi	tasfiye olmamış borç	unliquidated encumbrance i.
126	Ticaret/Ekonomi	borsada kote olmamış	unlisted s.
127	Ticaret/Ekonomi	konvertibl olmamış	unconverted s.
128	Ticaret/Ekonomi	likide olmamış	unliquidated s.
129	Ticaret/Ekonomi	tasfiye olmamış	unliquidated s.
Law
130	Hukuk	reşit olmamış kişi	minor i.
Politics
131	Siyasal	başkanlık seçimlerini kazanmış olan ama henüz başkan olmamış aday	president-elect i.
132	Siyasal	başkanlık seçimlerini kazanmış olup henüz başkan olmamış aday	president elect i.
133	Siyasal	(siyasi veya sosyal olarak) organize olmamış	unpolicied [obsolete] s.
Technical
134	Teknik	polarize olmamış	non-polarized s.
Psychology
135	Psikoloji	olmamış kılma	undoing i.
Pathology
136	Patoloji	rüptüre olmamış serebral anevrizma	nonruptured cerebral aneurysm i.
Chemistry
137	Kimya	kül olmamış	uncalcined s.
Social Sciences
138	Sosyal Bilimler	entegre olmamış (kimse veya topluluk)	unintegrated s.
History
139	Tarih	yunan-roma kültürüne entegre olmamış kimse	barbarian i.
Religious
140	Dini	ıslah olmamış	unsaved s.
Environment
141	Çevre	yok olmamış	unextinct s.
Archaic
142	Eski Kullanım	alabora olmamış	unkeeled s.
143	Eski Kullanım	lord olmamış	unlorded s.
144	Eski Kullanım	yok olmamış	inextinct s.
Slang
145	Argo	milli olmamış erkek	cherry boy i.
146	Argo	milli olmamış erkek	cherry-boy i.
British Slang
147	İngiliz Argosu	sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı	smegma i.
148	İngiliz Argosu	sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı	cheese i.
Modern Slang
149	Modern Argo	covid olmamış kimse	covid virgin i.
150	Modern Argo	inkar ederek yokmuş/öyle bir şey olmamış gibi davranma	adaptive denial i.
151	Modern Argo	bir şey olmamış gibi davranmak	act natural f.
152	Modern Argo	bir şey olmamış gibi davran	act natural exclam.