ortaya çıkarmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ortaya çıkarmak



"ortaya çıkarmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ortaya çıkarmak find out f.
ortaya çıkarmak reveal f.
General
ortaya çıkarmak ascertain f.
ortaya çıkarmak discover f.
ortaya çıkarmak bring into the open f.
ortaya çıkarmak uncover f.
ortaya çıkarmak lay bare f.
ortaya çıkarmak call forth f.
ortaya çıkarmak deduce f.
ortaya çıkarmak throw into relief f.
ortaya çıkarmak bring out f.
ortaya çıkarmak get at f.
ortaya çıkarmak smoke out f.
ortaya çıkarmak unveil f.
ortaya çıkarmak disclose f.
ortaya çıkarmak bring to pass f.
ortaya çıkarmak ferret out f.
ortaya çıkarmak hit off f.
ortaya çıkarmak unlock f.
ortaya çıkarmak bring to light f.
ortaya çıkarmak show up f.
ortaya çıkarmak unravel f.
ortaya çıkarmak detect f.
ortaya çıkarmak reveal f.
ortaya çıkarmak sift out f.
ortaya çıkarmak search out f.
ortaya çıkarmak expose f.
ortaya çıkarmak determine f.
ortaya çıkarmak create f.
ortaya çıkarmak unearth f.
ortaya çıkarmak pick out f.
ortaya çıkarmak conceive f.
ortaya çıkarmak uncloak f.
ortaya çıkarmak wheel out f.
ortaya çıkarmak bring light f.
ortaya çıkarmak introduce a new thing f.
ortaya çıkarmak elicit f.
ortaya çıkarmak introduce f.
ortaya çıkarmak pose f.
ortaya çıkarmak unfold f.
ortaya çıkarmak sniff out f.
ortaya çıkarmak catalyse f.
ortaya çıkarmak catalyze f.
ortaya çıkarmak unbare f.
ortaya çıkarmak unbreast f.
ortaya çıkarmak unbury f.
ortaya çıkarmak uncope f.
ortaya çıkarmak uncurtain f.
ortaya çıkarmak unhele [obsolete] f.
ortaya çıkarmak unhide f.
ortaya çıkarmak engender f.
ortaya çıkarmak unkennel f.
ortaya çıkarmak unplight f.
ortaya çıkarmak unshale [obsolete] f.
ortaya çıkarmak unvail [obsolete] f.
ortaya çıkarmak unwray f.
ortaya çıkarmak unwrie f.
ortaya çıkarmak blackwash f.
ortaya çıkarmak wray f.
ortaya çıkarmak wrey f.
ortaya çıkarmak hold up f.
ortaya çıkarmak hold up f.
ortaya çıkarmak muster (with) f.
ortaya çıkarmak deliver f.
ortaya çıkarmak deplume f.
ortaya çıkarmak rout f.
ortaya çıkarmak develop [obsolete] f.
ortaya çıkarmak discure [obsolete] f.
ortaya çıkarmak disembosom f.
ortaya çıkarmak display [obsolete] f.
ortaya çıkarmak cipher [obsolete] f.
ortaya çıkarmak discoure [obsolete] f.
ortaya çıkarmak root (out) f.
ortaya çıkarmak spy f.
ortaya çıkarmak survey f.
ortaya çıkarmak breed f.
ortaya çıkarmak unmask f.
Phrasals
ortaya çıkarmak show forth f.
ortaya çıkarmak look out f.
ortaya çıkarmak open up f.
ortaya çıkarmak draw out f.
ortaya çıkarmak come at f.
ortaya çıkarmak show someone up as something f.
ortaya çıkarmak find out about f.
ortaya çıkarmak call forth f.
ortaya çıkarmak dig up f.
ortaya çıkarmak bring on f.
ortaya çıkarmak pile on f.
ortaya çıkarmak pile onto f.
ortaya çıkarmak get out f.
ortaya çıkarmak dope out f.
Colloquial
ortaya çıkarmak bring to light f.
ortaya çıkarmak unclasp [obsolete] f.
ortaya çıkarmak lay open f.
ortaya çıkarmak let it rip f.
Idioms
ortaya çıkarmak to crack something wide open f.
ortaya çıkarmak bring into view f.
ortaya çıkarmak show up as f.
Law
ortaya çıkarmak ascertain f.
Technical
ortaya çıkarmak introduce f.
ortaya çıkarmak pose f.
Archaic
ortaya çıkarmak rip (up) f.
Slang
ortaya çıkarmak bust out f.

"ortaya çıkarmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 158 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yeniden ortaya çıkarmak resuscitate f.
ortaya çıkarmak (gerçeği) elicit f.
rezaletleri ortaya çıkarmak muckrake f.
gerçeği ortaya çıkarmak elicit f.
kazıyıp ortaya çıkarmak excavate f.
yeniden ortaya çıkarmak resurrect f.
birinin foyasını ortaya çıkarmak show someone up f.
kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak show one's misdeeds f.
gerçek kişiliğini ortaya çıkarmak unmask f.
gerçekleri ortaya çıkarmak reveal the truths f.
gerçekleri ortaya çıkarmak find out the truths f.
gerçekleri ortaya çıkarmak uncover the truths f.
yeteneğini ortaya çıkarmak unearth one's talent f.
yeniden ortaya çıkarmak exhume f.
kazıp ortaya çıkarmak dig out f.
bir şeyin güzelliğini ortaya çıkarmak set off f.
tehlikeli bir durum ortaya çıkarmak pose a danger f.
tehlikeli bir durum ortaya çıkarmak pose a threat f.
tehlikeli bir durum ortaya çıkarmak pose a risk f.
foyasını ortaya çıkarmak unmask f.
bir yalanı ortaya çıkarmak reveal a lie f.
gözlerini ortaya çıkarmak bring out one’s eyes f.
gerçeği ortaya çıkarmak bring out the truth f.
gizli gücü ortaya çıkarmak potentize f.
gizli gücü ortaya çıkarmak potentise f.
ilişkisini ortaya çıkarmak correlate f.
gerçeği ortaya çıkarmak reveal the truth f.
ortaya çıkarmak (göbeği vb) accentuate f.
(skandalı vb.) ortaya çıkarmak rake (up) f.
yeniden ortaya çıkarmak re-expose f.
bir şeyi ortaya çıkarmak unearth f.
özünü ortaya çıkarmak make f.
gerçeği ortaya çıkarmak elicitate [obsolete] f.
sırrını ortaya çıkarmak undo f.
ortaya çıkarmak (enerji, tutku) unharness f.
(duyguları, tepkileri) ortaya çıkarmak enkindle f.
bir şeyin güzelliğini ortaya çıkarmak mangonize f.
bir şeyin güzelliğini ortaya çıkarmak mangonise f.
(bilgiyi) ortaya çıkarmak milk f.
kurnazca ortaya çıkarmak worm (out of) f.
amonyum tuzuyla ortaya çıkarmak hartshorn f.
temel unsurlarını ve dizilimini ortaya çıkarmak break f.
(mekanizma yüzeyinin bir bölümünü) normalde gizli olan detayları ortaya çıkarmak için kırılmış gibi çizmek veya boyamak break out f.
yokluğunu ortaya çıkarmak miss f.
titiz arama sonrası bulmak, ortaya çıkarmak hunt f.
(anlaşılması zor bir şeyi) inceleyip anlamını ortaya çıkarmak decipher f.
önemli özelliklerini ortaya çıkarmak heighten f.
gizemini ortaya çıkarmak crack f.
(nahoş durumu) ortaya çıkarmak drag up f.
(gerçeği) ortaya çıkarmak draw f.
yoğun çabayla ortaya çıkarmak fetch f.
üst üste darbelerle ortaya çıkarmak pound f.
kimliğini ortaya çıkarmak discover f.
içgörüyle ortaya çıkarmak divine f.
önceden ortaya çıkarmak pre-expose f.
önceden ortaya çıkarmak preexpose f.
tam potansiyelini ortaya çıkarmak self-actualize f.
tam potansiyelini ortaya çıkarmak self-actualise f.
Phrasals
(skandalı vb.) ortaya çıkarmak rake up f.
kurnazca başkalarının düşüncelerini ve duygularını ortaya çıkarmak draw (one) out f.
acele/telaş ile bir şey ortaya çıkarmak throw something together f.
acele/telaş ile bir şey ortaya çıkarmak toss something together f.
acele/telaş ile bir şey ortaya çıkarmak slap something together f.
toprağı sürerken (bir şey/nesne) ortaya çıkarmak/bulmak plow something up f.
yeniden ortaya çıkarmak get back out f.
(birinde bir tepkiyi duyguyu) ortaya çıkarmak, (birinde bir tepkiyi, duyguyu) uyandırmak elicit (something) from (someone) f.
bilgileri bir araya getirerek tutarlı/mantıklı bir sonuç ortaya çıkarmak reconstruct (something) from (something else) f.
birini ortaya çıkarmak find (someone or something) out f.
acilen bir şey ortaya çıkarmak knock something out f.
koklayarak ortaya çıkarmak sniff out f.
hava şartlarıyla aşındırarak ortaya çıkarmak weather out f.
tekrar ortaya çıkarmak warm over f.
bir şeyi tekrar ortaya çıkarmak warm something over f.
çabucak ortaya çıkarmak bang out f.
(birinin içindeki) bir şeyi ortaya çıkarmak bring something out (in someone) f.
birinin foyasını ortaya çıkarmak catch someone out f.
(birinde bir tepkiyi duyguyu) ortaya çıkarmak elicit from f.
bir şeyi (birinden/bir şeyden) ortaya çıkarmak ferret something out (of someone or something) f.
bir şeyi (birinden/bir şeyden) ortaya çıkarmak ferret something out f.
bir şeyi bulmak/ortaya çıkarmak find something out f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek say (something) about (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin bir özelliğini) ortaya çıkarmak show (someone or something) up as (something) f.
(bir şeyden) ortaya çıkarmak start from (something) f.
Colloquial
yanlışlarını ortaya çıkarmak pull apart f.
yanlışları ortaya çıkarmak pick holes in f.
birinin kim olduğunu ortaya çıkarmak/tespit etmek make someone f.
Idioms
nedenini ortaya çıkarmak get to the bottom of something f.
(birinin) sırrını ortaya çıkarmak/dökmek give someone away f.
birisinin kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak dig some dirt up on someone f.
birisinin olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak dig some dirt up on someone f.
kimliğini ortaya çıkarmak blow someone's cover f.
(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak crack something wide open f.
(bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak flatter one's figure f.
(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak crack something open f.
yeni bir şey ortaya çıkarmak break new ground f.
bir bilinmezi ortaya çıkarmak crack the code f.
birinin foyasını ortaya çıkarmak put someone's pot on [australia] f.
haberi ortaya çıkarmak break the story f.
haberi ortaya çıkarmak break a story f.
içindeki cevheri ortaya çıkarmak bring out the best in f.
içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak bring out the best in f.
(birinin) içindeki cevheri ortaya çıkarmak bring out the best in (one) f.
(birinin) içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak bring out the best in (one) f.
birinin içindeki cevheri ortaya çıkarmak bring out the best in somebody f.
birinin içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak bring out the best in somebody f.
(birinin) içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak bring out the worst in (one) f.
(birinin) içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak bring out the worst in (one) f.
birinin içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak bring out the worst in somebody f.
birinin içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak bring out the worst in somebody f.
(birinin) blöfünü ortaya çıkarmak call (one's) bluff f.
blöfünü ortaya çıkarmak call bluff f.
kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak dig some dirt up f.
olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak dig some dirt up f.
foyasını ortaya/meydana çıkarmak dig some dirt up f.
(birinin/bir şeyin) kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak dig up dirt on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak dig up dirt on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) foyasını ortaya/meydana çıkarmak dig up dirt on (someone or something) f.
(bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak flatter figure f.
gizli iş planlarını ortaya çıkarmak open one's kimono f.
hızlıca bir şeyleri birleştirip bir şey ortaya çıkarmak/yapmak knock something together f.
acele/telaş ile bir şey ortaya çıkarmak knock something together f.
hızlıca bir şeyleri birleştirip bir şey ortaya çıkarmak/yapmak throw something together f.
acele/telaş ile bir şey ortaya çıkarmak throw something together f.
(bir şeyi) meydana/ortaya çıkarmak lift the veil (on something) f.
gizli iş planlarını ortaya çıkarmak open kimono f.
planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek open kimono f.
gizli iş planlarını ortaya çıkarmak open the kimono f.
planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek open the kimono f.
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak pluck (something) out of the air f.
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak pluck (something) out of the thin air f.
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak pull (something) out of the/thin air f.
bir anda ortaya çıkarmak pull it out of the hat f.
hiç hesapta yokken ortaya çıkarmak pull it out of the hat f.
sürpriz şekilde ortaya çıkarmak pull it out of the hat f.
bir anda ortaya çıkarmak pull one out of the hat f.
hiç hesapta yokken ortaya çıkarmak pull one out of the hat f.
sürpriz şekilde ortaya çıkarmak pull one out of the hat f.
bir anda ortaya çıkarmak pull out of a hat f.
hiç hesapta yokken ortaya çıkarmak pull out of a hat f.
sürpriz şekilde ortaya çıkarmak pull out of a hat f.
Industry
kusurları gidermek veya daha kaliteli deriyi ortaya çıkarmak için postun üzerinden ince tabaka alan işçi whitener i.
Media
(haberi) yerel önemini ortaya çıkarmak için yazmak localize f.
(basın bildirisi) yerel önemini ortaya çıkarmak için yeniden yazmak localize f.
(haberi) yerel önemini ortaya çıkarmak için yazmak localise f.
(basın bildirisi) yerel önemini ortaya çıkarmak için yeniden yazmak localise f.
Technical
kaviteyi ortaya çıkarmak veya temizlemek için kullanılan sivri uçlu düz alet blowpipe i.
(maddeyi) rengini ortaya çıkarmak için işlemek develop f.
Mining
mineral damarını ortaya çıkarmak veya cevher yıkamak için su fışkırtma hushing i.
toprağın altındaki tabakaları ve değerli madenleri ortaya çıkarmak için suyla aşındırmak hush f.
verimli maden damarı ortaya çıkarmak için altını patlatmak salt f.
Chemistry
yapısındaki bozuklukları ortaya çıkarmak için metal filmi (kristalin) üzerine buharlaştırmak decorate f.
Social Sciences
(görüşü vb.) temelindeki sorunları ortaya çıkarmak amacıyla parçalara ayırıp incelemek deconstruct f.
Archaic
gerçeği ortaya çıkarmak için tasarlanmış şey draw i.
gerçek yüzünü ortaya çıkarmak bewray f.
Slang
planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek open one's kimono f.
planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek open up one's kimono f.
acilen ortaya bir şey çıkarmak hack out f.
hızlıca ortaya çıkarmak bust out f.