ox - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ox

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"ox" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 21 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
ox i. öküz
General
ox i. duygusuz kimse
ox i. hödük kimse
ox i. hantal kimse
ox i. iri yarı kimse
ox i. öküz gibi kimse
Astronomy
ox i. öküz kümesi
ox i. boğa takımyıldızı
ox i. öküz takımyıldızı
ox i. oğlak takım yıldızı yanında yer alan bir çin takımyıldızı
Zoology
ox i. öküz
ox i. sığır
ox i. bizon
ox i. bufalo
ox i. manda
ox i. gaur sığırı
ox i. tibet sığırı
ox i. geviş getiren boynuzlu hayvan
Slang
ox i. bıçak
ox i. jilet
ox i. kesici alet

"ox" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç

İngilizce Türkçe
General
water ox i. bufalo
musk ox i. misksığırı
musk ox i. misköküzü
ox-goad i. üvendire
ox meat i. öküz eti
ox cart i. kağnı arabası
ox-driven cart i. kağnı
ox-driven cart i. kağnı arabası
ox cart i. kağnı
ox gall i. sığır ödü
ox shoes i. öküz nalı
ox-cart i. öküz arabası
ox-eyed s. öküz gözlü
ox-eyed s. büyük gözlü
ox-eyed s. iri gözlü
ox-eyed s. öküze benzer gözleri olan
ox-eyed s. eşek gözlü
ox (oxford) kısalt. oxford
Colloquial
adam's off ox i. hiçbir şekilde bilinmeyen/tanınmayan kişi veya şey
Idioms
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] i. bir sorun ya da sıkıntıyla karşılaşma
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] i. gün yüzü görememe
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] i. bataktan çıkamama
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] i. talih yüzüne gülmeme
the black ox has trod upon (one's) toe [obsolete] i. bir sorun ya da sıkıntıyla karşılaşma
the black ox has trod upon (one's) toe [obsolete] i. gün yüzü görememe
the black ox has trod upon (one's) toe [obsolete] i. bataktan çıkamama
the black ox has trod upon (one's) toe [obsolete] i. talih yüzüne gülmeme
ox-in-the-ditch i. acil durum
ox-in-the-ditch i. acil ilgilenilmesi gereken durum
ox-in-the-ditch i. ertelenmesi mümkün olmayan şey
the ox is in the ditch i. acil bir durum
the ox is in the ditch i. vahim bir durum
the ox is in the ditch i. acil ilgilenilmesi gereken bir durum
the ox is in the ditch i. ertelenmesi mümkün olmayan bir durum
have the black ox tread on one's foot f. talihsiz olmak
have the black ox tread on one's foot f. keder nedir bilmek
sweat like an ox f. aşırı terlemek
sweat like an ox f. çok terlemek
sweat like an ox f. kan ter içinde kalmak
sweat like an ox f. terden sırılsıklam olmak
have the constitution of an ox f. taşı sıksa suyunu çıkarmak
have an ox on the tongue f. konuşamamak
have an ox on the tongue f. susturulmak
have an ox on the tongue f. parayla susturulmak
have an ox on the tongue f. rüşvet verilerek susturulmak
be (as) strong as an ox f. boğa kadar güçlü olmak
be (as) strong as an ox f. boğa gibi güçlü olmak
be (as) strong as an ox f. öküz gibi güçlü olmak
be (as) strong as an ox f. öküz kadar güçlü olmak
as strong as an ox expr. boğa gibi güçlü
strong as an ox expr. boğa kadar güçlü
as strong as an ox expr. boğa kadar güçlü
as strong as an ox expr. öküz gibi güçlü
as strong as an ox expr. öküz kadar güçlü
strong as an ox expr. öküz kadar güçlü
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] expr. şanssızlıklarla boğuşma
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] expr. üstünde kara bulutlar dolaşma
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] expr. dört bir yanı dertlerle/sorunlarla kuşatılma
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] expr. üstüne kara bulutlar çökme
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete] expr. bir türlü rahata erememe
Dyeing
ox bile i. sığır ödü
ox bile i. boyaların batmadan su üzerinde durmasını sağlayan madde
ox gall i. açık krom sarısı
Medical
oxidized low-density lipoprotein (ox-ldl) i. düşük dansiteli okside lipoprotein
Veterinary
ox ball i. sığır midesinde biriken kıl topu
Gastronomy
smoked ox tongue i. dil füme
ox tongue boiled i. dil söğüş
ox tail i. sığır kuyruğu
ox tongue i. sığır dili
Chemistry
ox- ök. oks-
ox- ök. oksijen içeren anlamına gelen bir ön ek
ox- ök. karbonil grubunda oksijen içeren anlamına gelen bir ön ek
ox- ök. oksijenli anlamına gelen bir ön ek
ox- ök. oksal-
ox- ök. oksalik asit türevi anlamına gelen bir ön ek
Marine Biology
ox ray i. güney avrupa'ya özgü oldukça büyük bir tetra balığı
ox-eye herring i. kuzey avustralya sularına özgü küçük bir ringa balığı
Zoology
water ox i. manda
ox-headed antelope i. öküz başlı antilop
asian wild ox i. asya'ya özgü bir yaban öküzü cinsi
water ox i. koşum hayvanı olarak kullanılmak üzere evcilleştirilmiş bir asya mandası
water ox i. asya mandası
grunting ox i. tibet öküzü
ox claw i. sığır toynağının yarı bölümü
ox pith i. sığır iliği
Botanic
ox-eyed daisy i. çayır papatyası
ox-eyed daisy i. mastıçiçeği
ox-eye daisy i. mastıçiçeği
ox-eyed daisy i. öküzgözü
ox-eye daisy i. öküzgözü
ox-tongue i. siğilli gasterya
ox-eyed daisy (rudbeckia hirta) i. ortası koyu renkli sarı- turuncu çiçekleri olan bir koni çiçeği
ox-eyed daisy (rudbeckia serotina) i. ortası koyu renkli sarı- turuncu çiçekleri olan bir koni çiçeği
ox-eyed daisy (hibiscus trionum) i. ağaç hatmi
ox-eyed daisy (thunbergia alata) i. ortası koyu mor renkte sarı çiçekli sarmaşık benzeri tropik bir afrika bitkisi
ox-eyed daisy (chrysanthemum leucanthemum) i. avrasya'ya özgü, yapraklarla kaplı uzun bir gövdesi ve beyaz çiçekleri olan yaygın bir bitki
ox-eyed daisy (leucanthemum vulgare) i. avrasya'ya özgü, yapraklarla kaplı uzun bir gövdesi ve beyaz çiçekleri olan yaygın bir bitki
ox-eye daisy i. güneş şapkası
ox-eye daisy i. kara gözlü suzan sarmaşığı
ox-eyed daisy i. güneş şapkası
ox-eyed daisy i. kara gözlü suzan sarmaşığı
ox-eyed daisy i. beyaz ay papatyası
Breeding
trek ox [south africa] i. yedek öküz
ox bow i. zelve
ox bow i. öküz boyunduruğunda öküzün boynuna yerleştirilen bölüm
draught ox i. tarla işine sürülen öküz
Geography
ox-bow lake i. akmaz göl
ox bow i. yarılmış menderes
ox bow i. gölde meydana gelen boynuz şekilli kıvrım
ox bow i. öküz boynuzu şeklinde göl kıvrımı
ox bow i. akmaz
Slang
dumb ox i. boyu uzun aklı kısa
dumb ox i. boyu sırık aklı yılık
dumb ox i. iri yarı hödük tip