pahalı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

pahalı



"pahalı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
pahalı expensive s.
pahalı pricey s.
General
pahalı stiff s.
pahalı valuable s.
pahalı precious s.
pahalı rich s.
pahalı sumptuous s.
pahalı pricy s.
pahalı high s.
pahalı upscale s.
pahalı expensive s.
pahalı costly s.
pahalı dear s.
pahalı unaffordable s.
pahalı high-priced s.
pahalı higher-priced s.
pahalı exclusive s.
pahalı overpriced s.
pahalı chargeable [obsolete] s.
pahalı tight s.
pahalı white-glove s.
pahalı high s.
pahalı highborn s.
pahalı high-end s.
pahalı opiparous [obsolete] s.
pahalı costlewe s.
pahalı platinum s.
pahalı premium s.
Idioms
pahalı arm and a leg expr.
Trade/Economic
pahalı dear s.
pahalı expensive s.
pahalı costly s.
Technical
pahalı expensive s.
Slang
pahalı exy s.
British Slang
pahalı pure bead s.

"pahalı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 211 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
pahalı olmayan inexpensive s.
General
büyük, pahalı bol resimli kitap a coffee table book i.
yüksek kaliteli ve pahalı ürünler high-end goods i.
pahalı yer gyp-joint i.
pahalı mal satılan yer up-market i.
pik yükte pahalı tarifeli elektrik on-peak current i.
lüks ve pahalı ürünler high-end goods i.
pahalı lokanta clip joint i.
pahalı mal satılan yer upmarket i.
lüks/pahalı/marka/(yüksek) kaliteli mal sektörü high-end sector i.
pahalı saat expensive watch i.
gösteride en pahalı koltukların fiyatı top i.
lüks ve pahalı restoran fancy restaurant i.
pahalı ve şatafatlı mücevherler bling bling i.
ortaçağ kostümlerinde süs olarak kullanılan pahalı, gri bir kürk gris i.
orta çağ kostümlerinde süs olarak kullanılan pahalı, gri bir kürk grise i.
orta çağ kostümlerinde süs olarak kullanılan pahalı, gri bir kürk grize [obsolete] i.
resmi olmayıp pahalı, şık veya zarif olan (kıyafet) dressy casual i.
pahalı olma priciness i.
eski zamanlarda parfüm olarak kullanılan, misk kokan pahalı bir merhem spikenard i.
pahalı ihtişam sumptuosity i.
oldukça pahalı olmak be on the high side f.
çok para tutmak (pahalı vb) roll in f.
pahalı olmamak be inexpensive f.
müşteriyi daha pahalı olanı satın alması için ikna etmeye çalışmak upsell f.
ucuz alıp pahalı satmak buy cheap sell dear f.
ucuz alıp pahalı satmak buy cheap sell high f.
pahalı bulmak find it expensive f.
daha pahalı yoldan göndermek misroute f.
toplam satış tutarını artırmak amacıyla farklı tekliflerle müşteriyi daha çok veya daha pahalı olanı alması için yönlendirmek upsell f.
çok pahalı costly s.
ihtiyaç fazlası seçenekleri ve pahalı olan luxurious s.
pahalı ve güzel rich s.
çok pahalı precious s.
pek pahalı sumptuous s.
çok pahalı big ticket s.
çok pahalı unaffordable s.
daha pahalı costlier s.
pahalı görünümlü expensive-looking s.
pahalı ve üst sınıf fancy s.
çok pahalı big-ticket s.
çok pahalı high-ticket s.
pahalı ve kaliteli upmarket s.
aşırı/çok pahalı eye-wateringly expensive s.
pahalı ve kaliteli up-market s.
daha az pahalı less expensive s.
çok pahalı spendy s.
çok pahalı high-ticket s.
daha pahalı pricier s.
son derece pahalı extremely costly s.
oldukça pahalı extremely costly s.
en pahalı three-piled [obsolete] s.
pahalı elbiseler giyen tuftaffeta [obsolete] s.
pahalı olmayan uncostly s.
pahalı olmayan unexpensive s.
pahalı ve üst sınıf olmayan unfancy s.
parlak ve pahalı blinging s.
pahalı veya ucuz olmayan mid-price s.
(özellikle giysi) üreticinin en pahalı ürünlerinden daha ucuz bridge s.
en son ve pahalı moda ile ilgili high-style s.
pahalı olmayan humble s.
pahalı olmayan moderate s.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeye ait veya ilişkin myrrhine s.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeden yapılan myrrhine s.
pahalı olmayan dime-store s.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeye ait veya ilişkin myrrhine s.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeden yapılmış myrrhine s.
aşırı pahalı overcostly s.
aşırı pahalı overdear s.
aşırı pahalı ruinous s.
pahalı olmayan peoplish s.
pahalı bir şekilde expensively zf.
pahalı bir biçimde dearly zf.
pahalı olmadan unexpensively zf.
daha pahalı olmaya doğru upmarket zf.
pahalı bir şekilde pricily zf.
pahalı olarak pricily zf.
pahalı elbiselerle richly zf.
Phrasals
kendine pahalı bir şey almak bounce for (something) f.
Phrases
ucuz alan pahalı alır buy cheap, buy twice expr.
astarı yüzünden pahalı the game's not worth the candle expr.
Proverb
ucuz alan, pahalı alır buy cheap, buy twice
Colloquial
pahalı alışkanlıklar expensive habits i.
pahalı duran bir etiket an expensive-looking label i.
pahalı bir kozmetik ürününün muadili dupe i.
pahalı ekipmanlarla donatmak pimp up [us] f.
pahalı/son model aksesuarlarla süslemek pimp up [us] f.
oldukça pahalı olmak be rather steep f.
beklenenden pahalı olmak be rather steep f.
daha pahalı more expensive s.
pahalı olmayan economic s.
aşırı pahalı gold-plated s.
çok pahalı superexpensive s.
biraz pahalı a little expensive expr.
çok pahalı at a price expr.
çok pahalı! cheap at half the price! expr.
çok pahalı over the odds expr.
ucuz da olsa pahalı da olsa damn the expense expr.
Idioms
çok pahalı bir miktar the stratosphere i.
ucuz da pahalı da olmayan şey a good five-cent cigar i.
çok pahalı big ticket i.
astarı yüzünden pahalı şey monkey's allowance i.
pahalı ancak kullanımsız şey, bina, proje a white elephant i.
pahalı (bir) alışveriş a big-ticket item i.
pahalı (bir) ürün a big-ticket item i.
pahalı alışveriş big-ticket item i.
pahalı ürün big-ticket item i.
büyük, pahalı bol resimli kitap coffee table book i.
büyük, pahalı bol resimli kitap coffee-table book i.
pahalı şeyler the finer things (in life) i.
ucuz alıp pahalı satmak buy low, sell high f.
çok pahalı olmamak not break the bank f.
çok pahalı olmak cost a bomb f.
çok pahalı olmak break the bank f.
çok pahalı bir şey alıp ufak harcamalardan kaçınmak spoil the ship for a hap'orth of tar f.
pahalı olmak cost an arm and a leg f.
pahalı gelmek cost a packet f.
biraz pahalı olmak be a bit steep f.
fiyatı beklenenden biraz pahalı/yüksek olmak be a bit steep f.
biraz/oldukça pahalı olmak be a bit steep f.
fiyatı beklenenden biraz/oldukça pahalı olmak be a bit steep f.
biraz/oldukça pahalı olmak be rather steep f.
fiyatı beklenenden biraz/oldukça pahalı olmak be rather steep f.
(biraz) pahalı olmak be (a bit) on the expensive side f.
(biraz) pahalı gibi durmak be (a bit) on the expensive side f.
biraz/oldukça pahalı olmak be a bit/rather steep f.
pahalı zevkleri olmak have expensive tastes f.
pahalı zevkleri olmak have expensive taste f.
biraz tuzlu/pahalı little steep s.
biraz tuzlu/pahalı little pricey s.
çok pahalı higher than a cat's back s.
çok pahalı too rich for (one's) blood s.
(birinin) ödeyemeyeceği kadar pahalı too rich for (one's) blood s.
aşırı pahalı too rich for (one's) blood s.
(biri) için çok/aşırı pahalı too rich for (one's) blood s.
astarı yüzünden pahalı the cake's not worth the candle expr.
astarı yüzünden pahalı the game is not worth the candle expr.
biraz fazla pahalı on the expensive side expr.
çok pahalı too rich for someone's blood expr.
çok pahalı for a price expr.
çok pahalı worth a jew's eye expr.
çok pahalı a bit (too) rich for (one's) blood expr.
(birinin) ödeyemeyeceği kadar pahalı a bit (too) rich for (one's) blood expr.
aşırı pahalı a bit (too) rich for (one's) blood expr.
(biri) için çok/aşırı pahalı a bit (too) rich for (one's) blood expr.
çok pahalı a little (bit) (too) rich for (one's) blood expr.
(birinin) ödeyemeyeceği kadar pahalı a little (bit) (too) rich for (one's) blood expr.
aşırı pahalı a little (bit) (too) rich for (one's) blood expr.
(biri) için çok/aşırı pahalı a little (bit) (too) rich for (one's) blood expr.
biraz pahalı a little (bit) pricey expr.
biraz pahalı a little (bit) steep expr.
Speaking
biraz pahalı it's a little expensive expr.
çok pahalı it cost big bikkies expr.
o kadar pahalı ki kimse alamaz it's prohibitively expensive expr.
Trade/Economic
pahalı olma chargeableness i.
çok pahalı ürünler big ticket items i.
daha pahalı pazar dearer market i.
pahalı mal satın alan tüketici upper end of the market i.
pahalı para dear money i.
pahalı mal veya hizmet satan kişi veya kuruluş clip-joint i.
pahalı para politikası dear money policy i.
(ünlü bir) tasarımcının etiketini taşıyan pahalı ürün designer label i.
(ünlü bir) tasarımcı etiketi taşıyan pahalı ürün designer label i.
en pahalı ile en ucuz arasındaki ürün skalasıyla ilgili bridge s.
en pahalı ile en ucuz arasındaki ürün skalasına ait bridge s.
aşırı pahalı predatory s.
gereksiz pahalı predatory s.
Tourism
daha pahalı olana doğru veya bununla ilişkili olan up-market s.
daha pahalı olana doğru veya bununla ilişkili olan upmarket s.
Technical
pik yükte pahalı tarıfeli elektrik on-peak current i.
pik yükte pahalı tarifeli elektrik on-peak current i.
Telecom
(telefon tarifesi) standarttan pahalı premium-rate [uk] s.
Textile
pahalı ipek kumaş diaper i.
ortaçağ'da kullanılan pahalı bir kumaş shecklaton i.
Woodworking
(pahalı ve özel) mobilya ahşabı fancy woods i.
Automotive
abd'nin indiana eyaletinde eskiden üretilen çok pahalı bir araba duesenberg i.
pahalı ve yüksek performanslı araba supercar i.
Medical
pahalı tıbbi malzeme expensive medical equipment i.
Pharmaceutics
eski zamanlarda parfüm olarak kullanılan, misk kokan pahalı bir merhem nard i.
Gastronomy
pahalı gıda ürünü delicacy i.
Botanic
pahalı bir armut çeşidi vergalieu i.
pahalı bir armut çeşidi white doyenné i.
pahalı bir armut çeşidi virgalieu i.
pahalı ihtişam iva annua i.
pahalı ihtişam marshelder i.
pahalı ihtişam sumpweed i.
Social Sciences
(mod alt kültüründe) pahalı kıyafetler giyen kibar kimse smoothie i.
History
ortaçağ'da kullanılan pahalı ve kıymetli giyecek chekelatoun i.
ortaçağ'da kullanılan pahalı ve kıymetli giyecek ciclatoun i.
Archaeology
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzeme murra i.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzeme murrha i.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzeme murrine i.
Geology
ticari değeri olup nadir bulunmayan ve pahalı olmayan taş semiprecious stone i.
Football
(ingiltere'de) maçlara pahalı gündelik giysilerle giderek kavga çıkaran genç erkek casual i.
Card
(briçte) pahalı ikinci renk konuşması reverse i.
(briçte) pahalı ikinci renk konuşması yapmak reverse f.
Archaic
ortaçağda kullanılan pahalı bir kumaş checklaton i.
ortaçağda kullanılan pahalı bir kumaş ciclaton i.
pahalı gıda ürünü delicate i.
Slang
gösterişli ve pahalı giyim ve mücevherat ve bunları kullananların tarz ve davranışları bling i.
gösterişli ve pahalı giyim ve mücevherat ve bunları kullananların tarz ve davranışları bling-bling i.
pahalı mücevher bling-bling i.
pahalı motosiklet aksesuarı farkle i.
pahalı mücevher bling i.
aşırı pahalı out of sight s.
anlamsız pahalı out of sight s.
British Slang
pahalı zevkleri olan, gösterişli olma çabası içerisinde, özentili bir şekilde yaşayan eğitimsiz genç kesim (küçümseyici ifade) chav i.
pahalı zevkleri olan, gösterişli olma çabası içerisinde, özentili bir şekilde yaşayan eğitimsiz genç kadın (küçümseyici ifade) chavette i.
pahalı zevkleri olan, gösterişli olma çabası içerisinde, özentili bir şekilde yaşayan eğitimsiz genç kesimle ilgili chavtastic s.
pahalı zevkleri olan, gösterişli olma çabası içerisinde, özentili bir şekilde yaşayan eğitimsiz genç kesimle ilgili chavvy s.
Modern Slang
gereğinden pahalı airport quality s.