Geçmiş

parasız

"parasız" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	parasız	broke s.
2	Yaygın Kullanım	parasız	free of charge s.
3	Yaygın Kullanım	parasız	free s.
General
4	Genel	parasız	gratis s.
5	Genel	parasız	upper s.
6	Genel	parasız	without money s.
7	Genel	parasız	fortuneless s.
8	Genel	parasız	stony broke s.
9	Genel	parasız	complimentary s.
10	Genel	parasız	impecunious s.
11	Genel	parasız	gratuitous s.
12	Genel	parasız	moneyless s.
13	Genel	parasız	penniless s.
14	Genel	parasız	cashless s.
15	Genel	parasız	destitute s.
16	Genel	parasız	unpennied s.
17	Genel	parasız	dollarless s.
18	Genel	parasız	poorly off s.
19	Genel	parasız	out-of-pocket s.
20	Genel	parasız	for nothing zf.
Colloquial
21	Konuşma Dili	parasız	brassic s.
22	Konuşma Dili	parasız	stone broke s.
23	Konuşma Dili	parasız	badly off s.
24	Konuşma Dili	parasız	on one's beam ends expr.
Idioms
25	Deyim	parasız	down on (one's) uppers s.
26	Deyim	parasız	in reduced circumstances expr.
27	Deyim	parasız	behind the eight ball expr.
28	Deyim	parasız	down on his uppers expr.
29	Deyim	parasız	on (one's) uppers expr.
30	Deyim	parasız	on uppers expr.
31	Deyim	parasız	on your uppers expr.
32	Deyim	parasız	down on your uppers [old-fashioned] [uk] expr.
Trade/Economic
33	Ticaret/Ekonomi	parasız	free of charge s.
34	Ticaret/Ekonomi	parasız	franco s.
35	Ticaret/Ekonomi	parasız	low s.
Slang
36	Argo	parasız	down-and-out s.
37	Argo	parasız	ass out s.
38	Argo	parasız	clean s.
39	Argo	parasız	flyblown [australia] s.
40	Argo	parasız	fly-blown [australia] s.
British Slang
41	İngiliz Argosu	parasız	potless s.

"parasız" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 152 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yoksullara parasız yemek verilen yer	soup kitchen i.
2	Genel	parasız yatılı öğrenim	free boarding education i.
3	Genel	parasız okuma	free education i.
4	Genel	parasız giriş kartı	free pass i.
5	Genel	parasız resmi okul	public school i.
6	Genel	nezaketen parasız verilen şey	courtesy i.
7	Genel	parasız kimse	down-and-out i.
8	Genel	beş parasız kalmak	be totally broke f.
9	Genel	parasız bırakmak	leave someone penniless f.
10	Genel	parasız kalmak	be broke f.
11	Genel	parasız kalmak	go broke f.
12	Genel	parasız kalmak	run out of money f.
13	Genel	beş parasız	broke s.
14	Genel	parasız pulsuz	down and out s.
15	Genel	parasız pulsuz	penniless s.
16	Genel	parasız pulsuz	wealthless s.
17	Genel	beş parasız	poor s.
18	Genel	beş parasız	badly off s.
19	Genel	beş parasız	flat broke s.
20	Genel	beş parasız	penniless s.
21	Genel	beş parasız	bad off s.
22	Genel	parasız pulsuz	utterly penniless s.
23	Genel	beş parasız	stony-broke s.
24	Genel	beş parasız	stone-broke s.
25	Genel	parasız yapılan	cashless s.
26	Genel	başlık parasız	dowerless s.
27	Genel	beş parasız	shillingless s.
28	Genel	beş parasız	silverless s.
29	Genel	beş parasız	fortuneless s.
30	Genel	parasız olarak	gratis zf.
31	Genel	parasız bir halde	impecuniously zf.
32	Genel	beş parasız haldeyken	pinchingly zf.
Colloquial
33	Konuşma Dili	beş parasız	skid-row bum i.
34	Konuşma Dili	beş parasız	stew bum [old-fashioned] i.
35	Konuşma Dili	parasız kalma	spring broke i.
36	Konuşma Dili	beş parasız kalmak	be down f.
37	Konuşma Dili	birini beş parasız bırakmak	get someone strapped f.
38	Konuşma Dili	beş parasız kalmak	not have a bean f.
39	Konuşma Dili	beş parasız olmak	be badly off f.
40	Konuşma Dili	beş parasız kalmak	be cleaned out f.
41	Konuşma Dili	beş parasız	dead broke s.
42	Konuşma Dili	beş parasız	poor in money s.
43	Konuşma Dili	parasız kalmış	stone-broke s.
44	Konuşma Dili	parasız kalmış	stony-broke s.
45	Konuşma Dili	beş parasız	beat s.
46	Konuşma Dili	beş parasız kalmış	on one's beam ends expr.
47	Konuşma Dili	beş parasız	hard up expr.
Idioms
48	Deyim	beş parasız	churchmouse i.
49	Deyim	parasız/pulsuz olmak	not have a penny to bless (oneself) with [old-fashioned] f.
50	Deyim	parasız/pulsuz olmak	not have a penny to bless yourself with f.
51	Deyim	beş parasız olmak	not have a penny to one's name f.
52	Deyim	birini beş parasız bırakmak	leave someone high and dry f.
53	Deyim	beş parasız olmak	not have two pennies to rub together f.
54	Deyim	beş parasız bırakmak	cut off with a shilling f.
55	Deyim	beş parasız olmak	not have a bean f.
56	Deyim	beş parasız olmak	not have two cents to rub together f.
57	Deyim	beş parasız olmak	not have a red cent f.
58	Deyim	beş parasız olmak	be broke f.
59	Deyim	beş parasız olmak	not have two nickels to rub together f.
60	Deyim	beş parasız bırakmak	leave someone flat f.
61	Deyim	beş parasız olmak	without a red cent f.
62	Deyim	parasız kalmak	get into a jam f.
63	Deyim	parasız kalmak	be caught short f.
64	Deyim	parasız kalmak	be in a jam f.
65	Deyim	parasız kalmak	get into a bind f.
66	Deyim	parasız kalmak	be out of pocket f.
67	Deyim	parasız kalmak	flat on one's ass f.
68	Deyim	parasız kalmak	have a thin time of it f.
69	Deyim	parasız kalmak	go bust f.
70	Deyim	parasız kalmak	be in a bind f.
71	Deyim	parasız kalmak/olmak	get behind the eight ball f.
72	Deyim	parasız bırakmak	cut someone off without a penny f.
73	Deyim	parasız kalmak	find oneself in a jam f.
74	Deyim	parasız kalmak	find oneself in a bind f.
75	Deyim	parasız kalmak/olmak	be behind the eight ball f.
76	Deyim	parasız kalmak	have a thin time f.
77	Deyim	beş parasız olmak	not have a penny to bless (oneself) with [old-fashioned] f.
78	Deyim	beş parasız olmak	not have a penny to bless yourself with [old-fashioned] f.
79	Deyim	beş parasız olmak	not have a penny f.
80	Deyim	parasız/pulsuz olmak	not have a penny f.
81	Deyim	parasız olmak	be (down) on (one's) uppers [uk] f.
82	Deyim	beş parasız olmak	be in the poorhouse f.
83	Deyim	parasız kalmak	be in the poorhouse f.
84	Deyim	cebinde para kalmak/parasız kalmak	be in pocket [uk] f.
85	Deyim	cebinde para kalmak/parasız kalmak	be out of pocket [uk] f.
86	Deyim	(birini) beş parasız bırakmak	cut (one) off with a cent f.
87	Deyim	(birini) beş parasız ortada bırakmak	leave (one) flat f.
88	Deyim	beş parasız olmak	not have a penny to your name [uk] f.
89	Deyim	beş parasız olmak	not have a cent to your name [us] f.
90	Deyim	beş parasız olmak	not have a shot in (one's) locker [obsolete] f.
91	Deyim	evsiz barksız/parasız pulsuz/işsiz güçsüz dolanmak	waltz matilda [australia] f.
92	Deyim	beş parasız	cleaned out s.
93	Deyim	parasız pulsuz	down and out s.
94	Deyim	parasız kalmış	caught short s.
95	Deyim	parasız kalmış	flat busted s.
96	Deyim	parasız kalmış	flat broke s.
97	Deyim	beş parasız	poor as a church mouse s.
98	Deyim	beş parasız	poor as church mice s.
99	Deyim	beş parasız	down on (one's) uppers s.
100	Deyim	beş parasız	poor as a churchmouse s.
101	Deyim	beş parasız	as poor as lazarus expr.
102	Deyim	beş parasız	down to chili and beans expr.
103	Deyim	beş parasız	flat busted expr.
104	Deyim	beş parasız	as poor as a church mouse expr.
105	Deyim	parasız günler yakın	the wolf is at the door expr.
106	Deyim	beş parasız	in low water expr.
107	Deyim	beş parasız kalmış	on skid row [us] expr.
108	Deyim	beş parasız	behind the eight ball expr.
109	Deyim	beş parasız	down on his uppers expr.
110	Deyim	beş parasız	in the poorhouse expr.
111	Deyim	parasız kalmış	in the poorhouse expr.
112	Deyim	beş parasız	on (one's) uppers expr.
113	Deyim	beş parasız	on uppers expr.
114	Deyim	beş parasız	on your uppers expr.
115	Deyim	beş parasız	down on your uppers [old-fashioned] [uk] expr.
116	Deyim	parasız günler yakın	the wolf is at one's door expr.
Speaking
117	Konuşma	parasız kaldım	I went broke expr.
Trade/Economic
118	Ticaret/Ekonomi	mektubu parasız gönderme hakkı	frank i.
119	Ticaret/Ekonomi	(gönderiyi) parasız göndermek	frank f.
120	Ticaret/Ekonomi	beş parasız	low s.
121	Ticaret/Ekonomi	parasız kalmış	out-of-pocket s.
Law
122	Hukuk	parasız (toprak)	uncharged s.
123	Hukuk	parasız olarak	gratis zf.
Politics
124	Siyasal	bir memurunun parasız görmesi gereken bir iş için para talep etmesi	exaction i.
Tourism
125	Turizm	parasız seyahat eden kimse	deadhead i.
Advertising
126	Reklam	parasız reklam	plug i.
127	Reklam	reklam amacıyla bir derginin parasız dağıtılması	controlled circulation i.
Education
128	Eğitim	devlet parasız yatılı okulu	public boarding school i.
129	Eğitim	geniş bir kentsel bölgeden öğrenci çekerek yenilikçi ve uzmanlaşmaya dayalı eğitim veren parasız okul	magnet school i.
130	Eğitim	parasız eğitim	free education i.
131	Eğitim	parasız yatılı (devlet okulu)	public boarding school i.
132	Eğitim	devlet destekli parasız ilköğretim okulu	common school i.
Religious
133	Dini	beş parasız kimse	lazarus i.
Theatre
134	Tiyatro	parasız gösteri	free show i.
Archaic
135	Eski Kullanım	beş parasız bırakmak	necessitate f.
Slang
136	Argo	parasız anına denk gelmek	be caught short f.
137	Argo	parasız kalmış	bust s.
138	Argo	şekli bozuk (parasız kimse)	broke s.
139	Argo	parasız kalmış	skint s.
140	Argo	şekli bozuk (parasız kimse)	penniless s.
141	Argo	parasız pulsuz	shot to the curb s.
142	Argo	beş parasız	shot to the curb s.
143	Argo	beş parasız	ass out s.
144	Argo	beş parasız	brassic lint s.
145	Argo	parasız pulsuz	brassic lint s.
146	Argo	beş parasız	clean s.
147	Argo	beş parasız	he hasn't got a brass razoo expr.
148	Argo	beş parasız	he hasn't got a zack expr.
149	Argo	hiç parasız	not a brass farthing expr.
150	Argo	beş parasız	ain't long enough expr.
151	Argo	parasız kalmış	flat on (one's) ass expr.
152	Argo	parasız kalmış	flat on ass expr.