parlak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

parlak



"parlak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 166 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
parlak bright s.
parlak radiant s.
parlak brilliant s.
parlak shiny s.
General
parlak star i.
parlak brighter i.
parlak glitter i.
parlak minuteness i.
parlak polish i.
parlak irradiate f.
parlak effulgent s.
parlak irradiant s.
parlak glorious s.
parlak flaming s.
parlak burnished s.
parlak ganoid s.
parlak lightsome s.
parlak gay s.
parlak starry s.
parlak sheeny s.
parlak dazzling s.
parlak fulgurant s.
parlak ardent s.
parlak argent s.
parlak splendid s.
parlak live s.
parlak luminescent s.
parlak fulgid s.
parlak glittering s.
parlak crowning s.
parlak crystalline s.
parlak splendent s.
parlak shining s.
parlak flaring s.
parlak lively s.
parlak resplendent s.
parlak successful s.
parlak crystal s.
parlak vivid s.
parlak glowing s.
parlak fulgent s.
parlak staring s.
parlak orient s.
parlak glad s.
parlak lamping s.
parlak jazzy s.
parlak flamboyant s.
parlak lucent s.
parlak sniffing s.
parlak gorgeous s.
parlak beaming s.
parlak satin s.
parlak incandescent s.
parlak sparkling s.
parlak leavening s.
parlak brilliant s.
parlak illuminant s.
parlak glace s.
parlak shiny s.
parlak aglow s.
parlak lambent s.
parlak polished s.
parlak flashy s.
parlak sunny s.
parlak lurid s.
parlak glare s.
parlak agleam s.
parlak meteoric s.
parlak loud s.
parlak sheeney s.
parlak sheene s.
parlak sheenful s.
parlak luminous s.
parlak bright s.
parlak glossy s.
parlak glazy s.
parlak gleamy s.
parlak glittery s.
parlak nitid s.
parlak elamping s.
parlak vibrant s.
parlak sleek s.
parlak clear s.
parlak fine s.
parlak garish s.
parlak harsh s.
parlak colourful s.
parlak colorful s.
parlak high-colored s.
parlak high-coloured s.
parlak radious s.
parlak aglitter s.
parlak net [obsolete] s.
parlak transparent [obsolete] s.
parlak auroral s.
parlak elamping [obsolete] s.
parlak coruscant s.
parlak enamelar s.
parlak undimmed s.
parlak levigate s.
parlak light s.
parlak beamful s.
parlak jivey s.
parlak jivy s.
parlak varnishy s.
parlak lucent s.
parlak lucid s.
parlak luminiferous s.
parlak micaceous s.
parlak bricht [scotland] s.
parlak high s.
parlak high-colored s.
parlak hot s.
parlak molten s.
parlak luculent s.
parlak burning s.
parlak gemmy s.
parlak glinty s.
parlak glistering s.
parlak glitterand s.
parlak golden s.
parlak ruddy s.
parlak illuminous [obsolete] s.
parlak illustrate [obsolete] s.
parlak diamond s.
parlak compt [obsolete] s.
parlak peaches-and-cream s.
parlak pellucid s.
parlak flagrant [obsolete] s.
parlak prismatic s.
parlak roseate s.
parlak rose-colored s.
parlak rose-coloured s.
parlak sheen s.
parlak sheer [obsolete] s.
parlak shine [obsolete] s.
parlak slashing s.
parlak sleekit s.
parlak sleeky s.
parlak slight [dialect] s.
parlak smolt [dialect] [uk] s.
parlak spangly s.
parlak brightly zf.
parlak flashily zf.
parlak glowingly zf.
Technical
parlak lustrous s.
parlak polished s.
parlak sleek s.
parlak luminescent s.
parlak glacé s.
parlak refulgent s.
parlak luminous s.
parlak clear s.
parlak beamy s.
Computer
parlak lum s.
Textile
parlak lustrous s.
parlak glace s.
Dyeing
parlak glossy s.
Physics
parlak prismatical s.
Botanic
parlak naked (of) s.
Literature
parlak cymophanous s.
Archaic
parlak relucent s.
parlak terse s.
parlak brightsome s.
Slang
parlak bling s.
parlak bling-bling s.

"parlak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
parlak reçine elemi i.
parlak fikir brain wave i.
küçükayı kuşağındaki ikinci en parlak yıldız beta ursae minoris i.
parlak kırmızı cinnabar i.
parlak alev blaze i.
parlak mücevher sparkler i.
parlak enerji luminous energy i.
parlak ışık bright light i.
parlak başarı brilliant achievement i.
ufukta görülen parlak bir nokta fogdog i.
parlak düşünce brainchild i.
parlak kağıda basılmış kaliteli dergi glossy i.
ispinoza benzer parlak tüylü kuş tanager i.
parlak ışık blaze i.
küçükayı kuşağındaki ikinci en parlak yıldız kochab i.
parlak kaplama bright plating i.
en parlak dönem (bir kimsenin/bir şeyin) prime i.
parlak fikir brainwave i.
parlak kumaş lustrine i.
parlak başarı eclat i.
parlak fikir inspiration i.
parlak zekalılık cleverness i.
parlak renk bright color i.
parlak başarı triumph i.
parlak kırmızı renk minium i.
en parlak devir heyday i.
yaz üçgenindeki parlak bir yıldız deneb i.
geleceği parlak promising i.
parlak çizgi spekturumu bright line spectrum i.
parlak fikir brainstorm i.
en parlak zaman pride i.
parlak fikir brainchild i.
parlak fikir brain child i.
en parlak dönem heyday i.
kara kehribar gibi parlak siyah jet black i.
parlak fikir wheeze i.
parlak buluş brainchild i.
aniden gelen parlak fikir brain wave i.
parlak kırmızı vermillion i.
parlak yeşil bright green i.
bir kimse veya şeyin etrafnı saran parlak şöhret bulutu nimbus i.
parlak ışık dazzle i.
parlak gelecek bright future i.
parlak gelecek promising future i.
parlak dönem bright era i.
parlak dönem shining era i.
bir insanın geçmişte yaşadığı parlak günler glory of i.
parlak gösteri pageantry i.
parlak renk bright colour i.
parlak beyaz brilliant white i.
parlak cila brilliant polish i.
titrek parlak ışık ya da alev flare i.
parlak havlı duvar kağıdı flock paper i.
en parlak devir hey-day i.
parlak nokta highlight i.
parlak kırmızı carmine i.
parlak ışık flare i.
kuyrukluyıldızın parlak başı nucleus i.
parlak ışık radiant light i.
parlak ışık brilliant light i.
parlak ışık shiny light i.
aniden akla gelen parlak fikir brain wave i.
aniden akla gelen parlak fikir brainwave i.
parlak renkler bright colors i.
parlak renkler shiny colors i.
parlak başarı brilliant success i.
parlak başarı crowning achievement i.
parlak malzeme/madde shiny material i.
parlak fikir brilliant idea i.
parlak ışıklar the bright lights i.
parlak taşkömürü anthracite i.
parlak yüzey shiny surface i.
güneşin aşırı parlak bölgesi plage i.
geleceği parlak öğrenci promising student i.
parlak deri bright leather i.
parlak deri shiny leather i.
parlak deri glossy leather i.
parlak ay bright moon i.
ateşin en parlak noktası radiant i.
parlak renkli ve desenli bir çeşit latin amerikan şalı tapalo i.
patladığında parlak ışık verecek şekilde doldurulmuş kartondan sinyal aracı candlebomb i.
parlak kumaş tabby i.
gökkuşağı benzeri parlak renklerin gösterimi rainbow i.
en parlak nokta noon i.
en parlak nokta noontide i.
parlak süs emblazonry i.
parlak dekor emblazonry i.
aşantiler'in törenlerde giydikleri parlak desenli elde dokunmuş bir elbise kente i.
parlak sırlı ince bir porselen markası belled® i.
parlak sırlı narin bir irlanda porseleni belleek ware i.
sarının parlak ve canlı bir tonu daffodil i.
parlak kırmızı vermily [obsolete] i.
ayın yüzeyindeki karanlık ve parlak alanların benzetildiği hayali erkek figürü veya erkek yüzü man in the moon i.
parlak yeşil renginde ormancı tulumu lincoln green i.
(bir şeyin göze çarpması için kullanılan) çok parlak bir turuncu rengi blaze orange i.
(bir şeyin göze çarpması için kullanılan) çok parlak bir turuncu rengi safety orange i.
parlak şey blazer i.
josiah wedgwood tarafından tasarlanmış parlak cilalı krem rengi seramiklere verilen ad queensware i.
parlak görüntü blow i.
parlak renkli benekleri olan kırmızımsı bir opal harlequin opal i.
genellikle deniz kabuğu, mercan veya turkuazdan yapılıp mücevher yapımında kullanılan küçük ve parlak boncuk heishi i.
(sayfayı, harfleri) parlak renklerle, süslü motiflerle veya küçük resimlerle dekore etme miniation i.
parlak renk brights i.
parlak zeka brightness i.
parlak zeka brilliantness i.
parlak devir high day i.
kontrast oluşturan açık renkli veya parlak alan highlight i.
parlak siyah saç glossy black hair i.
parlak ışıkta kızıl yansımalar oluşan rengarenk bir opal girasole i.
parlak malzeme glacé i.
parlak doku glacé i.
parlak ışık huzmesi glade [obsolete] i.
parlak buzdan yüzey glare i.
parlak buz katmanı glare i.
parlak cila glare i.
düz ve parlak yüzey glaze i.
düz ve parlak kaplama glaze i.
parlak boya gloss i.
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde great white way i.
omuzdan sarkan ve genellikle parlak renkli olan bol bir hawaii giysisi mumu i.
avrupa'ya özgü, şerit şeklinde çiçek yaprakları olan parlak sarı çiçekli bir ot goldin [dialect] [uk] i.
yüksek yansıtıcılığı olan parlak bant conspicuity tape i.
parlak bir yüzeyde görülen morumsu siyah renk crow i.
beyaz parlak dişler pearl i.
parlak görüntü firework i.
parlak görüntü fireworks i.
bir diğerini daha parlak gösteren örnek foil i.
çok parlak bir inci orient i.
parlak olma orientness [obsolete] i.
parlak nesne oriflamme i.
çiftyıldızdan parlak olanı primary i.
parlak renkli görkemli kumaş scarlet [obsolete] i.
parlak zeka göstergesi scintillation i.
parlak giysi sheen i.
mat veya yarı mat boya üzerindeki parlak nokta shiner i.
genellikle siyah, yuvarlak ve parlak olan ayakkabı düğmesi shoe buttons i.
parlak mavi yapay bir pigment french blue i.
parlak zekalılık prestidigitation i.
kel ve kafası parlak kimse smoothpate i.
parlak süs spang i.
parlak nesne spang i.
parlak nesne spanges i.
tüy ucunda yer alan parlak leke spangle i.
sınırlı parlak renk gösterimi stab i.
sınırlı parlak renk/ışık görünümü stab i.
(kaba yün kumaşta kullanılan) parlak kırmızı renk stammel i.
(kaba yün kumaşta kullanılan) parlak kırmızı renk stammelcolor i.
(kitap kenarlarında) parlak benekli görünüm stipple i.
(kitap kenarlarında) nokta nokta parlak görünüm stipple i.
geleceği parlak sektörler sunrise industry i.
(reklam panosu büyüklüğünde) parlak renkli ve basit tasarımlı grafik görseli supergraphics i.
parlak zeka supermind i.
parlak zekalı kimse supermind i.
parlak bir alevle yanmak flare f.
aklına parlak bir fikir gelmek hit on a good idea f.
daha parlak hale getirmek make brighter f.
parlak ve çekici yapmak gild f.
parlak bir geleceği olmak have a promising future f.
daha parlak görünmek appear brighter f.
parlak renklerle bezemek/süslemek emblazon f.
parlak renklerle göz kamaştırıcı hale getirmek emblazon f.
parlak ve çekici yapmak engild f.
üzerine parlak şeyler serpiştirmek bespangle f.
parlak bir renk vermek mantle f.
(parlak bir şeyin üzerinde) puslu alan oluşturmak bloom f.
(sayfayı, harfleri) parlak renklerle, süslü motiflerle veya küçük resimlerle dekore etmek miniate f.
kuru ve parlak kalmak (hava) hold f.
parlak bir bitiriş vermek glacé f.
sürekli parlak ışınımlar yaparak parlamak glance f.
çok parlak hale getirmek glance f.
çok parlak ve yoğun olmak (ışık, renk) glare f.
yüzeyini pürüzsüz ve parlak hale getirmek glaze f.
parlak bir şeyle kaplanmak glidder [dialect] [uk] f.
daha parlak hale gelmek height [dialect] f.
parlak şekilde veya aralıklı olarak ışık yansıtmak flash f.
canlı, parlak veya neşeli hale getirmek gay f.
'-den daha parlak ışıldamak outglow f.
daha parlak olmak outluster f.
daha parlak olmak outlustre f.
daha parlak olmak outsparkle f.
çizgili ve parlak bir görünüme bürünmek silk f.
(mumun) yanmış fitilini daha parlak ışık vermesi için elle kıstırarak almak snuff f.
alev gibi parlak flamboyant s.
parlak (renk) lively s.
parlak (saç vb) sleek s.
parlak (renk) garish s.
çok parlak glary s.
geleceği parlak likely s.
saçı parlak sleek s.
parlak ve güzel renkli gay s.
parlak kırmızı vermilion s.
parlak ve şeffaf glare s.
geleceği parlak up and coming s.
parlak zekalı sparkling s.
parlak sarı golden s.
tüyleri parlak sleek s.
fazlasıyla parlak (renk) lurid s.
parlak kırmızı renkli carmine s.
pürüzsüz ve parlak satiny s.
çok parlak loud s.
parlak kırmızı cardinal s.
fazla parlak olmayan (ışık) soft s.
parlak tüylü sleek s.
çok parlak fulgent s.
kadar parlak as bright as s.
çok parlak glaring s.
daha parlak shinier s.
parlak kızıl kahverengi titian s.
daha parlak sleekier s.
en parlak sleekest s.
en parlak shiniest s.
çok parlak imponderous s.
son derecede parlak transplendent s.
parlak renkli bright colour s.
elmas gibi sert ve parlak adamantine s.
çok parlak gaudy s.
yarı parlak semi-lustrous s.
faal ve geleceği parlak up-and-coming s.
geleceği parlak up-and-coming s.
çok parlak high gloss s.
yuvarlak ve parlak beady s.
(renk) parlak lively s.
parlak yeşil virid s.
parlak zekalı brilliant s.
çok parlak incandescent s.
çok parlak aglare s.
rengi, detayları ya da içeriği gösterişli ve parlak renkli olan technicolor s.
rengi, detayları ya da içeriği gösterişli ve parlak renkli olan technicolour s.
rengi, detayları ya da içeriği gösterişli ve parlak renkli olan technicoloured s.
parlak kırmızı hale gelmiş carminated s.
parlak kırmızı karıştırılmış carminated s.
parlak siyah raven s.
parlak simsiyah saçlı raven-haired s.
parlak dokulu tissue s.
(ışık/renk) parlak vivid s.
parlak veya gösterişli zazzy s.
çok parlak electric s.
parlak olmayan unflamboyant s.
geleceği parlak olmayan unpromising s.
parlak kırmızı berouged s.
rahatsız edici derecede parlak blaring s.
parlak gümüşi white s.
parlak olmayan (renk) quiet s.
parlak ve pahalı blinging s.
(alev) kırmızı veya parlak olmayan blue s.
geleceği parlak fair s.
temiz ve parlak bright s.
parlak gözlü bright-eyed s.
parlak zırhlı bright-harnessed s.
çok parlak brightish s.
parlak siyah bugle s.
gözleri parlak ve kuyruğu dik bushy-tailed s.
(kağıt, kumaş ve deri) yumuşak ve parlak glossy s.
parlak kürklü glossy-coated s.
parlak kürklü glossy-furred s.
parlak kürklü glossy-haired s.
parlak olmayan obscure s.
parlak bir canlılıkta golden s.
az parlak occidental s.
parlak lekelerle kaplı olan dabbled s.
parlak beneklerle kaplı olan dabbled s.
parlak lekelerle kaplı olan spattered s.
parlak beneklerle kaplı olan spattered s.
parlak lekelerle kaplı olan splattered s.
parlak beneklerle kaplı olan splattered s.
zekası parlak olmayan (kimse) dimmish s.
geleceği parlak ve muhtemel gradely [dialect] s.
farklı ve genellikle parlak renklerde boyanmış bölümleri bulunan multi-color s.
farklı ve genellikle parlak renklerde boyanmış bölümleri bulunan multi-colour s.
fazla parlak overbright s.
aşırı parlak görünümlü overfinished s.
aşırı parlak overvivid s.
parlak kırmızı coccineous s.
geleceği parlak coming s.
parlak şekilde yanan flaring s.
fazlasıyla parlak flaring s.
gösterişli ve parlak flary s.
rengi çok parlak olan fluorescent s.
parlak renkli gaudish [obsolete] s.
çok parlak (değerli taş) oriental s.
parlak yeşil prasinous s.
aşırı parlak prefulgent s.
(cila veya boya) yarı parlak semigloss s.
yarı parlak semilucent s.
kısmen parlak semilustrous s.
yarı parlak semilustrous s.
kısmen parlak semimatt s.
kısmen parlak semimat s.
kısmen parlak semimatte s.
serape modeli şalın parlak renkleri ve geometrik desenlerine sahip olan serape s.
serape modeli şalın parlak renkleri ve geometrik desenlerine sahip olan sarape s.
parlak bir ışığın aniden ortaya çıktığı sharp s.
beklenmedik şekilde temiz ve parlak shining s.
arkasındaki parlak ışığın veya soluk renkli fonun oluşturduğu dış hatlara sahip (üç boyutlu şekil) silhouetted s.
parlak yapraklı silky-leafed s.
parlak yapraklı silky-leaved s.
rengi açık parlak mavi olan silver-blue s.
rengi açık parlak yeşil olan silver-green s.
rengi açık parlak mavi olan silvery-blue s.
rengi açık parlak yeşil olan silvery-green s.
parlak kabuklu smooth-shelled s.
parlak sarı sonnish s.
güneş gibi parlak sunbright s.
aşırı parlak superbright s.
aşırı parlak superlight s.
çok parlak superreal s.
çok parlak superslick s.
çok parlak supersmart s.
parlak bir halde luculently zf.
parlak bir biçimde shinily zf.
parlak bir biçimde livelily zf.
parlak bir şekilde lucently zf.
parlak bir şekilde brightly zf.
parlak bir şekilde flamingly zf.
parlak bir şekilde glossily zf.
parlak bir şekilde brilliantly zf.
parlak bir biçimde fulgently zf.
parlak bir şekilde glisteringly zf.
parlak bir biçimde jazzily zf.
parlak biçimde brightly zf.
parlak bir biçimde luridly zf.
parlak bir şekilde sleekly zf.
parlak bir şekilde lightsomely zf.
parlak bir biçimde sleekly zf.
parlak bir şekilde (renk) garishly zf.
parlak bir şekilde ashine zf.
oldukça parlak vividly zf.
parlak biçimde lucidly zf.
parlak bir biçimde lustrously zf.
parlak bir şekilde bright zf.
parlak zekayla brilliantly zf.
parlak bir şekilde gemmily zf.
parlak şekilde glazily zf.
parlak biçimde glitteringly zf.
aşırı parlak şekilde flaringly zf.
parlak biçimde gay zf.
parlak şekilde sheenly zf.
parlak bir yüzeyle shiny zf.
parlak bir görünümle shiny zf.
Phrasals
bir konuda durumu birinden/bir şeyden daha parlak olmak exceed someone or something in something f.
parlak bir şeyle kaplanmak glaze over f.
parlak bir şeyle kaplamak glaze up f.
parlak bir görünüm vermek sleek down f.
Colloquial
genellikle itfaiye araçlarında kullanılan parlak kırmızı renk fire engine red i.
parlak fikir brain wave i.
parlak lider leading light i.
parlak günler palmy days i.
parlak bir konum a place in the sun i.
parlak yüzeyden başka bir yüzeye yansıyan ufak ışın jack-a-dandy [new zealand] i.
yumuşak parlak plastik sandalet jellies i.
parlak bir fikir a bright idea i.
hayatın en parlak evresinin ötesinde hill i.
parlak şey shiny i.
geleceği parlak olmak be on the make f.
geleceği parlak görünmek one's future looks bright f.
bir konuda (birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak have (got) it over (someone or something) f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had your day f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had its day f.
'-den daha parlak durumda olmak have it over f.
parlak hale getirmek shine up f.
birinin en parlak döneminde in somebody’s day/time expr.
Idioms
en parlak dönem (one's) moment in the sun i.
geleceği parlak kimse veya şey a grain of mustard seed i.
işe yaramaz/dayanıksız süslü/parlak şey bright shiny object i.
(geçici) heves gösterilen parlak/süslü şey bright shiny object i.
parlak bir genç bright young thing i.
parlak bir kadın bright young thing i.
bir şeyin parlak günleri the glory days of something i.
kariyeri parlak kimse whiz-kid i.
kariyeri parlak kimse whizz-kid i.
kariyeri parlak kimse go-getter i.
kariyeri parlak kimse ball of fire i.
parlak bir fikir stroke of genius i.
parlak fikir bright idea i.
parlak fikir brain-wave i.
parlak ışıklar the bright lights i.
şehrin parlak ışıkları the bright lights i.
en parlak başarı crowning glory i.
en parlak başarı crown of glory i.
geleceği parlak iş/girişim a going concern i.
küçük/önemsiz görünen ama geleceği parlak şey a grain of mustard seed i.
kariyeri parlak bir genç a whizz-kid i.
kariyeri parlak bir genç a whiz-kid i.
parlak bir konum a place in the sun i.
parlak bir konum one's place in the sun i.
parlak çocuk a smart cookie [us] i.
parlak çocuk one smart cookie [us] i.
parlak dönem an indian summer [uk] i.
kariyerinin parlak dönemi an indian summer [uk] i.
parlak dönem an indian summer [uk] i.
kariyerinin parlak dönemi an indian summer [uk] i.
parlak fikirli kimse brainchild i.
geleceği parlak genç budding genius i.
parlak zekalı genç budding genius i.
çin'de üretilen parlak yeşil bir bitkisel boya chinese green i.
hayatın en parlak dönemi the flower of youth i.
en parlak dönemi your salad days i.
geleceği parlak görünmemek bode somehow for someone or something f.
geleceğinin parlak olmadığını söylemek point the bone at (someone or something) f.
aklına parlak bir fikir gelmek a light bulb goes on in someone's head f.
aklına parlak bir fikir gelmek a light bulb goes off in someone's head f.
geleceği parlak olmak have a bright future ahead (of one) f.
geleceği parlak olmak one's future looks bright f.
eski şaşaalı/heybetli/parlak günlerinden uzakta olmak past someone's prime f.
parlak bir fikri olmak get a bright idea f.
parlak bir fikri olmak have a bright idea f.
seyirci üzerinde parlak etki bırakmaya çalışmak play to the gallery f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had its day f.
parlak dönemler yaşamak have one's moments f.
parlak bir geleceği olmak one's future looks bright f.
hayatının en parlak evresinde ölmek cut (one) down in (one's) prime f.
hayatının en parlak evresinde ölmek cut someone off (or down) in their prime f.
hayatının en parlak evresinde ölmek cut (one) off in (one's) prime f.
hayatının en parlak evresinde ölmek cut someone off (or down) in their prime f.
gerçekte olduğundan daha iyi ya da geleceği daha parlak görünmek flatter to deceive f.
en parlak/başarılı döneminde bir engelle karşılaşmak cut (one) down in (one's) prime f.
en parlak/başarılı dönemi yarıda kalmak cut (one) down in (one's) prime f.
birinin en parlak/başarılı dönemini birden yarıda kesmek cut someone off in their prime f.
birinin en parlak/başarılı dönemini birden yarıda kesmek cut someone down in their prime f.
(birinin/bir şeyin) en iyi/parlak dönemleri sona ermek be past (someone's or something's) best f.
(birinin/bir şeyin) parlak dönemleri geçmek be past (someone's or something's) best f.
birinin/bir şeyin en iyi/parlak dönemleri sona ermek be past your/its best f.
birinin/bir şeyin parlak dönemleri geçmek be past your/its best f.
dıştan çok iyi/parlak görünüp içi fos olmak be all fur coat and no knickers f.
parlak zekalı olmak be as bright as a button f.
geleceği parlak olmak be going places f.
geleceği parlak görünmemek bode somehow for f.
parlak bir fikri olmak get a bright idea f.
aklına iyi/parlak bir fikir gelmek get a bright idea f.
parlak bir fikri olmak get the bright idea f.
aklına iyi/parlak bir fikir gelmek get the bright idea f.
(bir konuda birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak have (got) it over (someone or something) in (something) f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had your chips [uk] f.
parlak dönemler yaşamak have its moments f.
parlak dönemler yaşamak have one's moments f.
parlak zekalı bright as a button s.
parlak zekalı bright as a new penny s.
parlak zekalı (as) smart as paint [dated] s.
parlak zekalı bright as a button/new penny s.
parlak zekalı (as) bright as a (new) penny s.
eski şaşaalı/heybetli/parlak günlerinden uzakta past (someone's or something's) prime s.
eski şaşaalı/heybetli/parlak günlerinden uzakta past prime s.
pürüzsüz ve parlak bir yüzeye sahip olana kadar to a polish zf.
eski parlak günlerini aratır durumda someone's sun is set expr.
geleceği parlak (someone or something) promises well expr.
hayatının en parlak evresinde in its prime expr.
hayatının en parlak evresinde in one's prime expr.
parlak zekalı bright as a button expr.
parlak zekalı as bright as a button expr.
(birinin) en parlak çağında in (one's) heyday expr.
(birinin) geleceği parlak (one) has a bright future ahead (of one) expr.
(birinin) önünde parlak bir gelecek var (one) has a bright future ahead (of one) expr.
en parlak döneminde in (one's) pomp [uk] expr.
en parlak döneminde in your pomp expr.
hayatının en parlak evresinde at (one's) best expr.
geleceği parlak it promises well expr.
eğer anlatacak iyi/parlak bir şeyin yoksa, palavrayla/abartıyla gözlerini boya/ikna et if you can't dazzle them with brilliance, baffle them with bull expr.
eğer anlatacak iyi/parlak bir şeyin yoksa, gargaraya getirip kandır/inandır if you can't dazzle them with brilliance, baffle them with bull expr.
en parlak/mutlu/başarılı evrede in prime expr.
Trade/Economic
parlak iş a going concern i.
Industry
derinin yağlanmasından sonra sert silindirle üzerinden geçerek parlak görünüm veren makineyi çalıştıran kimse glazer i.
Technical
aşırı/çok parlak x-ışını kaynağı ultraluminous X-ray source i.
açık parlak kırmızı scarlet i.
az parlak vernik oil varnish i.
büyük köpek takımyıldızının en parlak yıldızı dog star i.
çok parlak vernikli boya hard gloss paint i.
dikey parlak tavlama hattı vertical bright annealing line i.
kara parlak bazalt tachylyte i.
kara parlak bazalt tachylite i.
kısa ve parlak alev sharp fire i.
konut dışı kullanılan gaz yakan tavana asılan parlak radyant ısıtıcı non-domestic gas-fired overhead luminous radiant heater i.
küçük köpek takımyıldızının en parlak yıldızı dog star i.
orta parlak vernik medium oil varnish i.
parlak kömür lean coal i.
parlak renkler glowing colours i.
parlak selülozik boya gloss cellulosic paint i.
parlak çelik tel bright steel wire i.
parlak altuni sır tigereye i.
parlak kaplama katığı bright plating additive i.
parlak dekor blazonry i.
parlak şeritli yünlü kumaş algerienne i.
parlak kaplama bright plating i.
parlak sır bright glaze i.
parlak radyant ısıtıcı luminous radiant heater i.
parlak opal satine glass i.
parlak altın yaldız bright gold i.
parlak yansıtınç luminous reflectance i.
parlak pik glazy pig i.
parlak yüzey incandescent surface i.
parlak tavlama hattı bright annealing line i.
parlak menevişli yay çeliği bright tempered spring steel i.
parlak sert tel bright hard wire i.
parlak demir specular iron i.
parlak sert çelik sac hood and fender stock i.
parlak elektrikli bırakım bright electrodeposition i.
parlak yüzlü ince sac stove plate i.
parlak yüzlü kumaş luster i.
parlak altın satin gold i.
parlak nitrürleme bright nitriding i.
parlak yumuşak tel bright soft wire i.