Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | prestijli | prestigious s. |
Genel | prestijli | prestigeful s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan | frow (front row) i. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | en prestijli başarı düzeyi | big league i. |
Konuşma Dili | abd'de harvard, yale ve princeton üniversitelerinden oluşan üç prestijli üniversite | holy trinity [us] i. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | prestijli malvarlığı | trophy asset i. |
Politics | ||
Siyasal | yozlaşmış ülkelerin prestijli spor organizasyonlarına ev sahipliği yaparak uluslararası arenada kendilerini modern/gelişmiş gösterme çabası | sportswashing i. |
Media | ||
Medya | prestijli televizyon dizisi | prestige TV i. |
Automotive | ||
Otomotiv | çok kaliteli, lüks ve prestijli eski bir ingiliz araba markası | rolls-royce® i. |
Education | ||
Eğitim | amerika'nın en prestijli öğrenim bursu | fulbright i. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | prestijli toplantı | tempest i. |