Geçmiş

provoke

"provoke" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 30 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	provoke f.	kışkırtmak
General
2	Genel	provoke f.	neden olmak
3	Genel	provoke f.	çıkarmak
4	Genel	provoke f.	öfkelendirmek
5	Genel	provoke f.	tahrik etmek
6	Genel	provoke f.	kuyruğuna basmak
7	Genel	provoke f.	kışkırtmak
8	Genel	provoke f.	yol açmak
9	Genel	provoke f.	uyandırmak (merak)
10	Genel	provoke f.	ateşlemek
11	Genel	provoke f.	dürtmek
12	Genel	provoke f.	ayaklandırmak
13	Genel	provoke f.	üstüne varmak
14	Genel	provoke f.	sinirlendirmek
15	Genel	provoke f.	kızıştırmak
16	Genel	provoke f.	kızdırmak
17	Genel	provoke f.	sebep olmak
18	Genel	provoke f.	-e neden olmak
19	Genel	provoke f.	galeyana getirmek
20	Genel	provoke f.	provoke etmek
21	Genel	provoke f.	fişteklemek
22	Genel	provoke f.	gerekli uyaranı sağlamak
23	Genel	provoke f.	vücuda getirmek
24	Genel	provoke f.	(fiziksel reaksiyonu) tetiklemek
Trade/Economic
25	Ticaret/Ekonomi	provoke f.	teşvik etmek
Law
26	Hukuk	provoke f.	kışkırtmak
27	Hukuk	provoke f.	tahrik etmek
28	Hukuk	provoke f.	teşvik etmek
Archaic
29	Eski Kullanım	provoke f.	çağırmak
30	Eski Kullanım	provoke f.	uyandırmak

"provoke" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	provoke the revolt f.	ayaklanmayı kışkırtmak
General
2	Genel	provoke an incident f.	hadise çıkarmak
3	Genel	provoke a quarrel f.	maraza çıkarmak
4	Genel	provoke a quarrel f.	kavga çıkarmak
5	Genel	provoke disturbance f.	huzursuzluk çıkarmak
6	Genel	provoke anxiety f.	endişe uyandırmak
7	Genel	provoke reaction f.	tepki uyandırmak
8	Genel	provoke the demonstrators into starting a riot f.	göstericileri isyan başlatmaya kışkırtmak
Phrasals
9	Öbek Fiiller	provoke someone into something f.	birini (bir şey yapması için) kışkırtmak
10	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) kışkırtmak
11	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) ayaklandırmak
12	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) tahrik etmek
13	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) galeyana getirmek
14	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) fişteklemek
15	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) teşvik etmek
16	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) tetiklemek
17	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) kandırıp bir şey yaptırmak
18	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birinin) bir şey yapmasına neden olmak/yol açmak
19	Öbek Fiiller	provoke (one) to f.	(birini) bir şey yapmaya sevk etmek
20	Öbek Fiiller	provoke (one) into (doing something) f.	(birini bir şey yapması) için kışkırtmak
21	Öbek Fiiller	provoke (one) into (doing something) f.	(birini bir şey yapmaya) kışkırtmak
22	Öbek Fiiller	provoke (one) into (doing something) f.	(birini bir şey yapmaya) teşvik etmek
23	Öbek Fiiller	provoke (one) into (doing something) f.	(birini bir şey yapması) için körüklemek/tahrik etmek
24	Öbek Fiiller	provoke into f.	için kışkırtmak
25	Öbek Fiiller	provoke into f.	-e kışkırtmak
26	Öbek Fiiller	provoke into f.	-e teşvik etmek
27	Öbek Fiiller	provoke into f.	için körüklemek/tahrik etmek
Trade/Economic
28	Ticaret/Ekonomi	provoke the crisis f.	krizi tırmandırmak