s - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

s

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"s" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
General
s i. ingiliz alfabesinin on dokuzuncu harfi
Technical
s i. entropinin simgesi
s i. s saniyenin simgesi
s i. sülfürün simgesi

"s" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
Computer
s hr kısalt.
s hs kısalt.
s hrs kısalt.

"s" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 283 sonuç

İngilizce Türkçe
General
carpenter´s workbench i. marangoz tezgahı
the cat´s fur i. kedi tüyü
excavation(s) i. hafriyat
the cat´s fur i. kedinin tüyleri
chip(s) i. patates tava
a person´s good qualities i. bir kimsenin iyi özellikleri
the women´s liberation movement i. kadınların özgürlüğü hareketi
b/s i. bilanço
traveler´s check i. seyahat çeki
s.o.s signal i. imdat işareti
forward s cover i. kur sigortası
carpenter´s shop i. marangozhane
arousing (someone´s) suspicions i. işkillendirme
lack of a devotion to one´s country or family i. hamiyetsizlik
governor´s office i. valilik binası
women' s studies i. kadın çalışmaları
women' s rights i. kadın hakları
baked product(s) i. unlu mamül
bakery product(s) i. unlu mamül
direction(s) i. adres tarifi
the point(s) to be considered i. üzerinde durulması gereken (nokta/husus vb.)
visiting hour(s) i. ziyaret saati
u.s army i. abd ordusu
officer´s mess i. zabitan odası
b.s i. fen fakültesi mezunu
c. g. s. (centimeter, gram, second) i. cgs birim sistemi (santimetre, gram, saniye) ölçü birimi sistemi
gallon(s) i. aşırı büyük miktar
gallon(s) i. çok fazla sayı
s-shape i. s şekli
s-shape i. çift kavisli şekil
sap one´s strength f. kuvvetini azaltmak
put one´s foot in it f. baltayı taşa vurmak
sacrifice one´s fortune f. servetini feda etmek
catch one´s eye f. dikkatini çekmek
pull up the nail(s) f. çivi sökmek
pull out the nail(s) f. çivi sökmek
take out the nail(s) f. çivi sökmek
uproot the nail(s) f. çivi sökmek
lose one´s life f. yaşamını yitirmek
acquire ownership right(s) f. mülkiyet hakkı kazanmak
undergo repair(s) f. onarımdan geçmek
undergo repair(s) f. tamirat görmek
undergo repair(s) f. tamir görmek
undergo repair(s) f. onarım görmek
(for one´s life) to last long enough f. ömrü yetmek
(for one´s life) to last long enough f. ömrü vefa etmek
be imprinted on one's mind(s) f. beyinlere kazınmak
be imprinted on one's brain(s) f. beyinlere kazınmak
see someone in one´s dream f. rüyasında birini görmek
see someone in one´s dream f. rüyasında birisini görmek
change one's eating habit(s) f. beslenme düzenini değiştirmek
divide into pair(s) f. çiftlere bölmek
log z´s f. uyumak
get/accept/receive application(s) f. başvuru almak
raise individual(s) f. birey yetiştirmek
know someone´s weak spots f. birinin zaaflarını bilmek
u.s-led s. abd kaynaklı
u.s-led s. abd tarafından yönetilen
in our time(s) zf. bu günlerde
under any circumstance(s) whatsoever zf. ne koşul altında olursa olsun
under any circumstance(s) whatsoever zf. her ne koşul altında olursa olsun
under any circumstance(s) whatsoever zf. ne şart altında olursa olsun
under any circumstance(s) whatsoever zf. her ne şart altında olursa olsun
homeward(s) zf. memlekete doğru
that´s that ünl. vesselam
h. m. s. [uk] ök. ingiliz donanma gemilerinin önüne konan bir ön ek
h. m. s. [uk] ök. majestelerinin gemisi
Phrases
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. kendince nedenleri olsa gerek
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. kendince nedenleri vardır herhalde
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. bir nedenle
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. neden bilmem
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. nedenini anlamadım ama
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. nedenini bir tek kendi bilir
in equal measure(s) expr. aynı derecede
in equal measure(s) expr. aynı boyutlarda
in equal measure(s) expr. aynı miktarda
in equal measure(s) expr. aynı ölçüde
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. kendine göre/kendince bir sebepten dolayı
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr. bilinmeyen/bilmediğim bir sebepten dolayı
Colloquial
coon eye(s) i. mor göz(ler)
coon eye(s) i. morarmış göz(ler)
coon eye(s) i. akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık
coon eye(s) i. göz altı morluğu/morlukları
coon eye(s) i. yorgunluk/uykusuzluk nedeniyle göz altında oluşan morluk(lar)
s-mail i. geleneksel posta
s-mail i. normal posta
Idioms
fruits of one's labor(s) i. emeklerinin meyvesi
glint in (one's) eye(s) i. (birinin) gözündeki parlama
glint in (one's) eye(s) i. (birinin) gözündeki kıvılcım
glint in (one's) eye(s) i. (birinin) gözündeki ışıltı
glint in (one's) eye(s) i. henüz gerçekleşmemiş bir şey
glint in (one's) eye(s) i. düşünce/planlama aşamasında olan şey
glint in (one's) eye(s) i. doğmamış çocuk
glint in (one's) eye(s) i. portakalda vitamin
glint in (one's) eye(s) i. daha çok başında/ hazırlık aşamasında olan şey
friend(s) in court i. torpil
friend(s) in court i. tanıdık
friend(s) in court i. yüksek konumdaki/yerdeki tanıdık
friend(s) in court i. arka
leave it to the expert(s) f. işi erbabına bırakmak
make/raise a stink (u.s) f. olay çıkarmak
make somebody putty in one´s hands f. mum etmek
make somebody putty in one´s hands f. muma çevirmek
make somebody putty in one´s hands f. muma döndürmek
help the orphan(s) f. yetim başı okşamak
(be unable to) look somebody in the eye(s)/face f. utançtan birinin yüzüne/gözüne bakamamak
meet (one's) eye(s) f. (biriyle) göz göze gelmek
meet (one's) eye(s) f. (birinin) gözüne bakmak
meet the eye(s) f. göze çarpmak
meet the eye(s) f. görünmek
meet the eye(s) f. görülmek
meet your eye(s) f. göze çarpmak
meet your eye(s) f. görünmek
meet your eye(s) f. görülmek
file off the serial number(s) f. seri numarasını silmek
file off the serial number(s) f. seri numarasını okunmaz hale getirmek
file off the serial number(s) f. seri numarasını kazımak
file off the serial number(s) f. (hayranlar tarafından yazılan kurgu hikayelerin satılabilmesi için) telif hakkı gerektiren kısımları çıkarmak
(s)he thinks (s)he is the cat's whiskers expr. kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak
(s)he thinks (s)he is the be-all and end-all expr. kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak
(s)he thinks (s)he is the bee's knees expr. kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak
by turn(s) expr. aynı anda
by turn(s) expr. (farklı duygular/eylemler) bir arada
by turn(s) expr. hem öyle hem böyle
Speaking
all´s well expr. asayiş berkemal
do what´s right! expr. doğru olanı yap!
all´s well expr. her şey yolunda
let´s get moving! expr. haydi gidelim!
it´s a sure thing expr. kesin bir şey
it´s your round expr. sıra sende
s/he’s all talk expr. sadece laf
Trade/Economic
non-u.s. competition law i. abd dışı rekabet yasası
non-u.s. merger clearances i. abd dışı birleşme müsaadeleri
u.s competition law i. abd rekabet hukuku
u.s competition law i. amerikan rekabet hukuku
bill(s) payable i. borç senedi
the organization where s/he works i. çalıştığı kurum
real estate purchase and sale(s) i. emlak alım satımı
weekly working hour(s) i. haftalık çalışma süresi
s/t borrowing cost i. kısa vadeli borçlanma gideri
jean(s) market i. kot pazarı
customer service(s) manager i. müşteri hizmetleri müdürü
money-equivalent document(s) i. para hükmündeki evrak
personnel record(s) i. personel sicili
s corporation i. s şirketi
transportation expense(s) i. ulaşım masrafı
Law
u.s court of claims i. abd iddia mahkemesi
u.s courts of appeals i. abd temyiz mahkemesi
procedure(s) i. muhakemeler
make one´s deposition f. yeminle yazılı ifade vermek
under the influence of drug(s) expr. uyuşturucu maddenin etkisi altında
under the influence of narcotic(s) expr. uyuşturucu maddenin etkisi altında
Politics
u.s department of health and human services i. abd sağlık ve sosyal hizmetler bakanlığı
the poor orphan(s) i. tüyü bitmemiş yetim
exploit the poor orphan(s) f. tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek
Technical
bit/s i. bit/saniye
s-n diagramme i. g-s çizgesi
s-n curve i. g-s eğrisi
S-interface i. s-arayüzü
s-hour i. s saati
s-value i. s değeri
s-hook i. s -kancası
s-curves i. s-eğrileri
s-glass i. s-camı
s-glass fibres i. s-cam lifleri
s-type inclusions i. sicimsi kalıntılar
h-s loading i. standart h-s yüklemesi yüklemesi
t-s diagram i. t-s diyagramı
s-bend distortion i. s biçimli eğri distorsiyonu
s-curve distortion i. tarama sensörünün yerinden oynaması sonucu görüntüde bozulma
s/n i. sinyal-gürültü yoğunluk oranı
s-shaped s. s-biçimli
Computer
s curve 1 i. s kıvrımı 1
letter s i. s harfi
s-video i. s-video
s-video i. video
s-mail [dated] f. geleneksel posta ile göndermek
bytes/s expr. bayt/sn
frames/s expr. çerçeve/sn
ave frames/s expr. ort çerçeve/sn
kb/s expr. kb/sn
ave bytes/s expr. ort bayt/sn
s/pdif in expr. s/pdif giriş
a/s/l (age, sex, location) kısalt. yaş/cinsiyet/konum
a/s/l (age, sex, location) kısalt. internet üzerinden sohbet odasında tanıştığı kişinin yaşını, cinsiyetini ve konumunu öğrenmek için sorulan sorunun kısaltması
Informatics
s-interface i. s-arayüzü
Telecom
s-http i. güvenli köprü metin aktarım protokolü
Electric
w-s (watt-second) kısalt. vat-saniye
w-s (watt-second) kısalt. watt/saniye
Mechanic
s wrench i. s biçiminde saplı anahtar
Textile
smaltware(s) i. tuhafiye
Dyeing
alizarine s i. alüminyum yününü kırmızıya boyamakta kullanılan turuncu-sarı kristal bir bileşik
alizarine red s i. alüminyum yününü kırmızıya boyamakta kullanılan turuncu-sarı kristal bir bileşik
Automotive
seat cover s-hook i. döşeme kancası
s-turn i. s dönemeç
s-band i. s bandı
s speed rating i. s hız sınıfı
s-matic i. s-matik
s-port i. vakum portu
s/v ratio i. yüzey alanı/hacim oranı
Aeronautic
mode s secondary surveillance radar i. mod s ikincil gözetim radarı
Marine
nuclear ship (n/s) i. nükleer gemi
s-n curve i. s-n eğrisi
u. s. coast guard i. abd sahil güvenlik teşkilatı
Medical
alpha glutathione s-transferase i. alfa gulutatyon s-transferaz
dhea-s (dehydroepiandrosterone sulphate) i. dehidroepiandrosteron sulfat
glutathione-s-transferase i. glutatyon-s-tranferaz
plafonnemenf s crisis i. plafonnement kriz
protein c and s deficiency i. protein c ve protein s eksikliği
deficiency of protein s i. protein s eksikliği
protein s i. protein s
medical consumable(s) i. tıbbi sarf malzeme
Anatomy
s-a node i. sinoatriyal düğüm
Psychology
s factor i. s faktörü
s-r connection i. uyarıcı-davranış ilişkisi
s-r connection i. u-d ilişkisi
Pharmaceutics
atromid-s® i. kan serumundaki lipitleri azaltan bir ilaç
Printing
long s i. uzun s
Gastronomy
dumpling(s) i. mantı
Math
s-curve i. s eğrisi
Statistics
c.s.m test i. c.s.m sınaması
kendall's s score i. kendall puanı
s-curve i. s-eğrisi
s-test i. s-sınaması
Physics
s duality i. güçlü-zayıf ikiliği
b-s meson i. b-s mezon
s duality i. sicim ikiliği
d-s meson i. kütlesi elektronunkinin 3852 katı olan artı yüklü mezon
Chemistry
s-collidine i. aseton ve amonyağın reaksiyona girmesiyle elde edilen ve krematografide solvent olarak kullanılan bir sıvı
Biochemistry
glutathione s-transferase enzyme i. glutatyon s-transferaz enzimi
Astronomy
type s star i. s tipi yıldız
Botanic
s.lanata i. kuzu kulağı
Education
s level [uk] i. genel eğitim sertifikası için girilen genel sınav
Linguistics
s-r theory i. uyaran-tepki kuramı
Environment
s wave velocity i. s dalgası hızı
Geography
s.am. i. güney amerika
s.am. i. güney amerikalı
s gravenhage i. lahey
s gravenhage i. hollanda'nın batı bölümünde yer alan fiili başkenti
Geology
n-s to ne-sw trending active transpressional strike-slip faults i. k-g’den kd-gb’ya değişen aktif sıkışma bileşenli doğrultu atımlı faylar
p- s waves amplitudes i. p-s dalga genlikleri
shallow s-wave truncation i. sığ s-dalgası kesitinin çıkarılması
s wave i. s dalgası
s wave i. dünyanın içinden geçen bir tür enine deprem dalgası
Military
ray(s) i. sıraya dizili askerler
nuclear weapon(s) accident i. nükleer silah olayı
c. of s. (chief of staff) i. genelkurmay başkanı
u. s. air force i. abd hava kuvvetleri
u. s. air force i. abd hava kuvvetleri
Sport
long slow distance (l.s.d) i. düşük tempolu uzun mesafe
Printery
long s i. küçük s harfi
Abbreviation
n/s (non-smoker) i. sigara içmeyen
s.p.a i. societa per azioni
s.afr. (south africa) i. güney afrika
s.dak. (south dakota) i. güney dakota
s/l (squadron leader) [canada] i. binbaşı
s/m (sadomasochism) i. sadomazoşizm
s-m (sadomasochism) i. sadomazoşizm
s/n (signal-to-noise ratio) i. sinyal gürültü oranı
o/s (out of stock) s. stokta mevcudu tükenmiş
q.s.ad. (quantity sufficient to make) expr. gerektiği kadar (bir şeyi yapmak için)
Latin
q.s expr. gerektiği kadar
Slang
m. and m.s i. bir yatıştırıcı
m. and m.s i. uyku hapı
m. and m.s i. barbitürat
mickey-d-s i. mcdonald's
go out of one´s mind f. kafayı sıyırmak
clean the pipe(s) f. mastürbasyon yapmak
go out of one´s mind f. kafayı çizmek
British Slang
m and s i. marks and sparks
Star Wars
model 11-s space yacht i. model 11-s uzay yatı
s-100 stinger-class starfighter i. s-100 iğne-sınıfı yıldız savaşçısı
s-12 blackbolt i. s-12 karacıvata
s-13 sting i. s-13 ızdırap
s-161 "stinger" xl i. s-161 "iğne" xl
s-250 chela-class starfighter i. s-250 kıskaç-sınıfı yıldız savaşçısı
s-46i medium scout ship i. s-46i orta boy kaşif gemi
s-class light star cruiser i. s-sınıfı hafif yıldız krüvazörü
s-foil i. s-folyo
s-ipsus believers laboratory i. s-ipsus müminleri laboratuvarı
s-sc4 bloodmark i. s-sc4 kanizi
security hub s-52u i. güvenlik merkezi s-52u
tri-wing s-91x pegasus starfighter i. tri-kanat s-91x pegasus yıldız savaşçısı