Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
sadık
"sadık"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
sadık
faithful
s.
2
Yaygın Kullanım
sadık
loyal
s.
General
3
Genel
sadık
adherer
i.
4
Genel
sadık
constant
s.
5
Genel
sadık
soothfast
s.
6
Genel
sadık
sincere
s.
7
Genel
sadık
faithful to
s.
8
Genel
sadık
true
s.
9
Genel
sadık
obedient
s.
10
Genel
sadık
veracious
s.
11
Genel
sadık
devoted
s.
12
Genel
sadık
adhered to
s.
13
Genel
sadık
adhered
s.
14
Genel
sadık
true to
s.
15
Genel
sadık
singlehearted
s.
16
Genel
sadık
devout
s.
17
Genel
sadık
allegiant
s.
18
Genel
sadık
single hearted
s.
19
Genel
sadık
staunch
s.
20
Genel
sadık
adhesive
s.
21
Genel
sadık
devoted to
s.
22
Genel
sadık
truehearted
s.
23
Genel
sadık
stanch
s.
24
Genel
sadık
true blue
s.
25
Genel
sadık
loyal
s.
26
Genel
sadık
steadfast
s.
27
Genel
sadık
trusty
s.
28
Genel
sadık
stalwart
s.
29
Genel
sadık
fast
s.
30
Genel
sadık
stout
s.
31
Genel
sadık
true-hearted
s.
32
Genel
sadık
true-blue
s.
33
Genel
sadık
unswerving
s.
34
Genel
sadık
aefauld
s.
35
Genel
sadık
tight
s.
36
Genel
sadık
trig [dialect]
s.
37
Genel
sadık
trothful
s.
38
Genel
sadık
unhesitating
s.
39
Genel
sadık
leal [scotland]
s.
40
Genel
sadık
hold [obsolete]
s.
41
Genel
sadık
morigerate
s.
42
Genel
sadık
yeomanly
s.
43
Genel
sadık
liege
s.
44
Genel
sadık
obedible
s.
45
Genel
sadık
obeisant [obsolete]
s.
46
Genel
sadık
dinky-di [australia]
s.
47
Genel
sadık
good
s.
48
Genel
sadık
deadly
s.
49
Genel
sadık
firm
s.
50
Genel
sadık
plightful
s.
51
Genel
sadık
single
s.
52
Genel
sadık
stand-up
s.
53
Genel
sadık
super
s.
54
Genel
sadık
superficial
s.
55
Genel
sadık
sure [obsolete]
s.
56
Genel
sadık
obdt (obedient)
kısalt.
Idioms
57
Deyim
sadık
true as steel
s.
58
Deyim
sadık
as true as steel
expr.
Law
59
Hukuk
sadık
loyal
i.
Archaic
60
Eski Kullanım
sadık
morigerous
s.
61
Eski Kullanım
sadık
implicit
s.
62
Eski Kullanım
sadık
devote
s.
63
Eski Kullanım
sadık
feal
s.
Slang
64
Argo
sadık
hard core
s.
"sadık"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 240 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
köle gibi sadık uşak
man friday
i.
2
Genel
aslına sadık çeviri
authentic translation
i.
3
Genel
krala daima sadık olan
loyalist
i.
4
Genel
sadık çeviri
faithful translation
i.
5
Genel
kocasına sadık vefalı eş
penelope
i.
6
Genel
sadık arkadaş
a true friend
i.
7
Genel
sadık kul
loyalist
i.
8
Genel
sadık müşteri
loyal customer
i.
9
Genel
kızılderili (siyular) dilinde 'sadık dost'
kemo-sabe
i.
10
Genel
-e sadık kalma
adhesion to
i.
11
Genel
sadık uşak
faithful servant
i.
12
Genel
sadık aşk
loyal lover
i.
13
Genel
sadık aşk
faithful lover
i.
14
Genel
sadık eş
loyal husband
i.
15
Genel
sadık eş
devoted husband
i.
16
Genel
sadık koca
loyal husband
i.
17
Genel
sadık eş
loyal wife
i.
18
Genel
sadık koca
devoted husband
i.
19
Genel
sadık eş
devoted wife
i.
20
Genel
sadık müttefik
staunchest ally
i.
21
Genel
sadık kimse
allegiant
i.
22
Genel
sadık dost
achates
i.
23
Genel
sadık kimse
regular
i.
24
Genel
sadık olma
true-heartedness
i.
25
Genel
sadık olma
trueheartedness
i.
26
Genel
sadık olmama
unsteadfastness
i.
27
Genel
bir davanın sadık takipçisi
knight
i.
28
Genel
bir kişinin sadık takipçisi
knight
i.
29
Genel
sadık olma
stalwartness
i.
30
Genel
aslına sadık kalma
literality
i.
31
Genel
aslına sadık kalma
literality
i.
32
Genel
yazının aslına sadık kalma
literalization
i.
33
Genel
yazının aslına sadık kalma
literalisation
i.
34
Genel
aslına sadık kalan
literalizer
i.
35
Genel
yazının aslına sadık kalan
literalizer
i.
36
Genel
aslına sadık kalan
literaliser
i.
37
Genel
yazının aslına sadık kalan
literaliser
i.
38
Genel
yazının aslına sadık kalma
literalness
i.
39
Genel
resmi olarak birinin sadık destekçisi olma taahhüdü
manred [uk/scotland]
i.
40
Genel
birinin sadık destekçisi olma yükümlülüğü
manred [uk/scotland]
i.
41
Genel
sadık destekçi
henchperson
i.
42
Genel
sadık takipçi
henchperson
i.
43
Genel
sadık ve güvenilir bir destekçi olan kadın
henchwoman
i.
44
Genel
sadık ve güvenilir bir yandaş olan kadın
henchwoman
i.
45
Genel
bir şeyi aslına sadık kalarak yansıtan şey
mirror
i.
46
Genel
sadık kimse
obedienciary [obsolete]
i.
47
Genel
sadık kimse
obedient
i.
48
Genel
mağlup bir kimseye sadık olan grup
guard
i.
49
Genel
aslına sadık kalmama
infidelity
i.
50
Genel
gerçeğine sadık ve detaylı kopya
photography
i.
51
Genel
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran
purist
i.
52
Genel
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran
book purist
i.
53
Genel
(siyasette) sadık taraftar
stalwart
i.
54
Genel
sadık kalmak
stand by
f.
55
Genel
arkadaşlarına sadık kalmak
remain true to friends
f.
56
Genel
sadık kalmak
hold
f.
57
Genel
sadık kalmak
cling to
f.
58
Genel
sadık kalmak
cling
f.
59
Genel
sadık kalmak
adhere to
f.
60
Genel
sadık kalmak
be true to
f.
61
Genel
sadık kalmak
stick by
f.
62
Genel
sadık kalmak
hold to
f.
63
Genel
sadık kalmak
stick to
f.
64
Genel
sadık kalmak
stick
f.
65
Genel
sadık kalmak (vaade/karara)
abide
f.
66
Genel
sadık kalmak
abide by
f.
67
Genel
sadık kalmak
cleave
f.
68
Genel
sadık kalmak
remain faithful to
f.
69
Genel
sadık kalmak
be faithful
f.
70
Genel
sözüne sadık kalmak
remain true to one's word
f.
71
Genel
anlaşmaya sadık kalmamak
break the agreement
f.
72
Genel
anlaşmaya sadık kalmamak
go back on the agreement
f.
73
Genel
sözleşmeye sadık kalmamak
go back on the contract
f.
74
Genel
sadık olmak
be loyal
f.
75
Genel
sözleşmeye sadık kalmamak
break the contract
f.
76
Genel
sadık kalmak
remain loyal
f.
77
Genel
anlaşmaya sadık kalmamak
renege on the agreement
f.
78
Genel
programa sadık kalmak
stick to the schedule
f.
79
Genel
sözleşmeye sadık kalmamak
renege on the contract
f.
80
Genel
sadık kalmak
stay loyal
f.
81
Genel
anlaşmaya sadık kalmamak
violate the agreement
f.
82
Genel
programa sadık kalmak
run to the schedule
f.
83
Genel
sözleşmeye sadık kalmamak
violate the contract
f.
84
Genel
sadık olmak
stand by someone
f.
85
Genel
sadık kalmak
stand by someone
f.
86
Genel
-e sadık kalmak
stay loyal to
f.
87
Genel
-e sadık kalmak
remain loyal to
f.
88
Genel
karısına sadık kalmak
remain faithful to his wife
f.
89
Genel
karısına sadık kalmak
stay faithful to his wife
f.
90
Genel
kocasına sadık kalmak
stay faithful to her husband
f.
91
Genel
kocasına sadık kalmak
remain faithful to her husband
f.
92
Genel
sözleşmeye sadık kalmak
honour a contract
f.
93
Genel
metne sadık kalmak
stay with the script
f.
94
Genel
sadık kalmak
abide
f.
95
Genel
sadık kalmak
stay true
f.
96
Genel
son derece bağlı/sadık olmak
be fiercely loyal
f.
97
Genel
sadık olmak
adhere to
f.
98
Genel
sadık kalmak
abide by
f.
99
Genel
verilen söze sadık olmak
keep touch [obsolete]
f.
100
Genel
sadık olmak
be faithful to
f.
101
Genel
sadık olmak
keep
f.
102
Genel
yazının aslına sadık kalmak
literalize
f.
103
Genel
yazının aslına sadık kalmak
literalise
f.
104
Genel
sadık kalmak
hold
f.
105
Genel
sadık kalmak
hold on
f.
106
Genel
birbirine sadık kalmak
hold together
f.
107
Genel
sahibine sadık olmak
be loyal to its owner
f.
108
Genel
sadık kalmak
follow
f.
109
Genel
sadık kalmak
stick
f.
110
Genel
sadık olmayan
faithless
s.
111
Genel
sözüne sadık
faithful to his word
s.
112
Genel
-e sadık
loyal to
s.
113
Genel
çok sadık
unfailing
s.
114
Genel
sadık (çeviri)
near
s.
115
Genel
pek sadık
true-blue
s.
116
Genel
eşine sadık olmayan
unfaithful
s.
117
Genel
en sadık
the most loyal
s.
118
Genel
sadık olmayan
nonloyal
s.
119
Genel
aslına sadık (çeviri)
near
s.
120
Genel
sadık olmayan
unsteadfast
s.
121
Genel
yalnızca bolluk zamanındayken ve zorluk veya tehlike yokken faal, etkili, elverişli veya sadık olan
fair-weather
s.
122
Genel
tarihe sadık
historic
s.
123
Genel
tarihe sadık
historical
s.
124
Genel
sadık kalarak
true
zf.
125
Genel
orijinaline sadık kalarak
faithfully
zf.
126
Genel
sadık bir biçimde
stalwartly
zf.
127
Genel
sadık olarak
staunchly
zf.
128
Genel
incil'in mesajına uyacak ve sadık şekilde
evangelically
zf.
129
Genel
sadık bir biçimde
veraciously
zf.
130
Genel
sadık biçimde
true
zf.
131
Genel
sadık olmadan
unsteadfastly
zf.
132
Genel
gerçeğe sadık kalarak
literally
zf.
133
Genel
sadık şekilde
dutifully
zf.
134
Genel
sadık olarak
fast
zf.
135
Genel
gerçeğe sadık kalarak
simply
zf.
136
Genel
sadık bir şekilde
surely
zf.
Phrasals
137
Öbek Fiiller
sadık kalmak
stick by
f.
138
Öbek Fiiller
sadık kalmak
abide by
f.
139
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sadık kalmak
glom onto (someone or something)
f.
140
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sadık kalmak
stick with (someone or something)
f.
141
Öbek Fiiller
sadık kalmak
stick with
f.
142
Öbek Fiiller
sadık kalmak
bide by [scotland]
f.
143
Öbek Fiiller
(bir şeye) sadık olmak
adhere to (something)
f.
144
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sadık kalmak
cling on (to someone or something)
f.
145
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sadık kalmak
cling to (someone or something)
f.
146
Öbek Fiiller
birine/bir şeye sadık olmak
commit oneself to someone or something
f.
147
Öbek Fiiller
(bir şeye) sadık kalmak
conform with (something)
f.
148
Öbek Fiiller
birinin bir anlaşmaya sadık kalmasını sağlamak
hold someone to something
f.
149
Öbek Fiiller
(bir şeye sadık kalmasını, sözünde durmasını) beklemek/ummak
hold to (something)
f.
150
Öbek Fiiller
(bir şeye) tutunmak/sadık kalmak
hold to (something)
f.
151
Öbek Fiiller
(bir şeye) sadık kalmasını sağlamak
keep to (something)
f.
152
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak
obligate (one) to
f.
153
Öbek Fiiller
'-e sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak
obligate to
f.
154
Öbek Fiiller
(bir şeye) sadık kalmamak
renege on (something)
f.
155
Öbek Fiiller
sadık/yanında kalmak
stay by
f.
156
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sadık kalmak
stay by (someone or something)
f.
157
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sadık kalmak
stick by (someone or something)
f.
Phrases
158
İfadeler
plana sadık kal
stick to the script
expr.
159
İfadeler
plana sadık kal
stick to the script
expr.
Colloquial
160
Konuşma Dili
çok sadık
true blue
i.
161
Konuşma Dili
sadık arkadaş
true blue friend
i.
162
Konuşma Dili
sadık arkadaş
ride or die
i.
163
Konuşma Dili
sadık bir sosyal grubun üyesi erkek
good old boy
i.
164
Konuşma Dili
sosyal çevresine düşkün/sadık erkek
good old boy
i.
165
Konuşma Dili
sadık yardımcı
friday
i.
166
Konuşma Dili
dinine sadık
religious
s.
167
Konuşma Dili
sonuna kadar sadık
loyal to a fault
s.
168
Konuşma Dili
eşine sadık olmayan
false as cressida
s.
169
Konuşma Dili
içten bir şekilde coşkulu ve sadık
gung-ho
s.
170
Konuşma Dili
eşine sadık olmayan
bit on the side
expr.
171
Konuşma Dili
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre sadık
on message
expr.
172
Konuşma Dili
verilmek istenen izlenime/mesaja sadık
on message
expr.
Idioms
173
Deyim
sözüne sadık kadın
a woman of her word
i.
174
Deyim
sadık arkadaşlar
damon and pythias
i.
175
Deyim
sadık taraftar
one of the faithful
i.
176
Deyim
sadık destekçi
one of the faithful
i.
177
Deyim
sadık hayran
one of the faithful
i.
178
Deyim
sadık destekçi
a (fully) paid-up member
i.
179
Deyim
cinsel olarak sadık olmak
cleave to (one) [uk]
f.
180
Deyim
birine (genelde kocaya) cinsel olarak sadık olmak
cleave to someone [uk]
f.
181
Deyim
sadık olmak
keep faith with
f.
182
Deyim
sözlerine/vaatlerine sadık kalmak
keep faith with promises made
f.
183
Deyim
plana sadık kalmak
stay the course
f.
184
Deyim
(karara) sadık kalmak
abide by
f.
185
Deyim
plana sadık kalmak
go with the plan
f.
186
Deyim
sözüne sadık kalmamak
break faith with somebody
f.
187
Deyim
sözüne sadık kalmak
keep faith with somebody
f.
188
Deyim
(birine/bir şeye) sadık kalmak
glom on (to someone or something)
f.
189
Deyim
(birine/bir şeye) sadık olmak
keep faith with (someone or something)
f.
190
Deyim
(birine/bir şeye) sadık kalmak
keep faith with (someone or something)
f.
191
Deyim
sarsılmaz derecede sadık
true to (one's) colors
s.
192
Deyim
verdiği söze sadık
good as (one's) word
s.
193
Deyim
(birine/bir şeye) sadık
true to (someone or something)
s.
194
Deyim
sözüne sadık
true to word
s.
195
Deyim
amacına sadık kalmamış
off (the) track
expr.
Speaking
196
Konuşma
sadık kulunuz
your obedient servant
expr.
197
Konuşma
plana sadık kalıyoruz
we stick to the plan
expr.
Trade/Economic
198
Ticaret/Ekonomi
borcuna sadık olmayan
bad debtor
i.
199
Ticaret/Ekonomi
sadık müşteri
sucker
i.
Law
200
Hukuk
borcuna sadık olmayan borçlu
back debtor
i.
201
Hukuk
sadık olmama
infidelity
i.
202
Hukuk
(bağlı bulunduğu yönetime) sadık
loyal
s.
Politics
203
Siyasal
sadık parti üyesi
regular [usa]
i.
204
Siyasal
sadık müttefik
staunch ally
i.
205
Siyasal
yönetime sadık olan kimse
loyalist
i.
206
Siyasal
bir siyasi partiye veya lidere koşulsuz sadık olan ast
apparatchik
i.
207
Siyasal
krala sadık olma
royalization
i.
208
Siyasal
krala sadık olma
royalisation
i.
209
Siyasal
kutsal roma imparatorluğu'na sadık kimse
imperialist
i.
210
Siyasal
sadık olmak
owe allegiance to
f.
211
Siyasal
sadık olmak
owe loyalty to
f.
212
Siyasal
sadık olmak
owe obedience to
f.
213
Siyasal
partisine sadık
regular [usa]
s.
214
Siyasal
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre sadık/belirlenmiş olan plandan, görüşten, fikirden sapan
on/off message
expr.
215
Siyasal
verilmek istenen izlenime/mesaja sadık/verilmek istenen izlenimden/mesajdan sapan
on/off message
expr.
Social Sciences
216
Sosyal Bilimler
bir kabile veya grubun değerlerine sadık
tribal
s.
217
Sosyal Bilimler
geleneksel cinsiyet rollerine sadık kalan
unliberated
s.
Literature
218
Edebiyat
sadık yoldaş
sancho panza
i.
History
219
Tarih
amerikan iç savaşında abd'ye sadık olan
union
s.
220
Tarih
(amerikan iç savaşında) federal hükümete sadık
federal
s.
Religious
221
Dini
dinine içtenlikle sadık olan dindar kimseler
the devout
i.
222
Dini
(hasidik geleneğinde) sadık
zaddick
s.
Military
223
Askeri
daima sadık
semper fi
expr.
Art
224
Sanat
sanatta geleneksel yöntemlere sadık kimse
scholastic
i.
Mythology
225
Mitoloji
(arthur efsanesinde) geraint'ın sadık karısının adı
enid
i.
226
Mitoloji
icarius'un sadık köpeği
sirius
i.
Latin
227
Latince
sadık arkadaş
fidus achates
i.
228
Latince
(abd sahil güvenlik teşkilatı'nın mottosu) her daim sadık
semper fidelis
expr.
Archaic
229
Eski Kullanım
(siyasette) sadık taraftar
stalworth
i.
230
Eski Kullanım
sadık kalmak
abideth
f.
231
Eski Kullanım
aslına sadık
just
s.
232
Eski Kullanım
sırrına sadık
secre
s.
Slang
233
Argo
sadık sevgili
ride-or-die chick
i.
234
Argo
sözüne sadık
true blue
i.
235
Argo
sadık destekçi
fanboy
i.
236
Argo
sadık erkek hayran
fanboy
i.
237
Argo
borcuna sadık olmayan
deadbeat
s.
Modern Slang
238
Modern Argo
güvenilir/sadık kimse
alobam
i.
Star Wars
239
Star Wars
sadık general
allegiant general
i.
240
Star Wars
sadık mısın? kanıtla!
loyal? prove it!
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sadık
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy