season - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

season

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"season" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 49 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
season i. sezon
season i. mevsim
General
season i. zaman
season i. seyahatte, talep veya etkinliklerin kesin ve tanımlanabilir düzeyde olduğu yılın belli dönemleri
season i. baharat
season i. müddet
season i. etkinlik dönemi
season i. vakit
season i. süre
season i. sürem
season i. mevsim
season i. yıl (yaş anlamında)
season i. çin dominosunda kullanımı opsiyonel olan sekiz taştan her biri
season f. yumuşatmak
season f. tatlandırmak
season f. baharatını katmak
season f. alışmak
season f. lezzet vermek
season f. alıştırmak
season f. çeşnilendirmek
season f. terbiyelemek
season f. kurutmak
season f. olgunlaşmak
season f. çeşni katmak
season f. baharat katmak
season f. olgunlaştırmak
season f. tatlandırmak
season f. (bir şey ekleyerek) daha makul hale getirmek
season f. damak zevkine uygun hale getirmek
season f. baharatlı hale gelmek
season f. öz suyunu kaybederek kuru ve sert hale gelmek
season f. başka bir maddenin etkisi ile kuru ve sert hale gelmek
Trade/Economic
season i. mevsim
season i. sezon
season i. süre
season i. vakit
Gastronomy
season i. mevsim
season i. sezon
season f. terbiye etmek (yiyecek)
Agriculture
season i. herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
Forestry
season f. (keresteyi) kurutarak kullanıma hazırlamak
Religious
season i. bir hristiyan yılında yer alan ve isa'nın yaşamındaki önemli olayların anıldığı çeşitli dönemlere verilen ad
Meteorology
season i. mevsim
Sport
season i. sezon
Archaic
season f. karışımla hafifletmek
season f. ılımlılaştırmak
season f. etkisini azaltmak
season f. boyamak
season f. hafif renk vermek

"season" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 341 sonuç

İngilizce Türkçe
General
onset of a season i. mevsiminin gelmesi
dead season i. durgun mevsim
rainy season i. yağmurlu mevsim
shooting season i. av mevsimi
football season i. futbol sezonu
hunting season i. av mevsimi
closed season i. avlanmanın yasak olduğu mevsim
summer season i. yaz sezonu
hunting season i. av sezonu
season ticket i. abonman kartı
summer season i. yaz mevsimi
working season i. çalışma mevsimi
the open season i. av sezonu
shearing season i. kırkım
theatrical season i. tiyatro sezonu
the open season i. av mevsimi
exhibition season i. sergi sezonu
mating season i. çiftleşme mevsimi
fishing season i. balık avlama mevsimi
season ticket i. abonman
compliments of the season i. tebrikler
season ticket i. mevsimlik bilet
season ticket i. abonman bileti
growing season i. üreme mevsimi
shooting season i. av sezonu
tourist season i. turizm sezonu
low season i. bir ürün veya hizmete talebin en düşük olduğu mevsim veya dönem
rainy season i. yağmur mevsimi
peak season i. yoğun sezon
holiday season i. tatil sezonu
discount season i. indirim sezonu
flood season i. sel sezonu
dormant season i. dinlenme dönemi
dormant season i. kış dönemi
fire season i. yangın mevsimi
growing season i. vejetasyon mevsimi
growing season i. yeşerim mevsimi
in season i. en iyi zamanı
tourism season i. turizm sezonu
mid season i. mevsim geçişi
non-flood season i. taşkınsız mevsim
start of season i. sezon başı
beginning of season i. sezon başı
mating season i. çiftleşme dönemi
pairing season i. çiftleşme dönemi
preparation for new season i. yeni sezon hazırlığı
season change i. mevsim değişikliği
fruits of the season i. mevsim meyveleri
season of migration i. göç mevsimi
migration season i. göç mevsimi
grouse hunting season i. orman tavuğu av sezonu
season of summer i. yaz mevsimi
season of autumn i. sonbahar mevsimi
season of winter i. kış mevsimi
season of spring i. ilkbahar mevsimi
duck season i. ördek sezonu
rabbit season i. tavşan sezonu
tea season i. çay sezonu
tea season i. çay mevsimi
forthcoming season i. önümüzdeki sezon
season finale i. sezon finali (us)
season final (au) i. sezon finali
the christmas season i. noel mevsimi
harvest season i. hasat mevsimi
harvest season i. hasat zamanı
season chart i. mevsim şeridi
slack season i. ölü sezon
mid-season i. sezon ortası
cold season i. grip sezonu
cold season i. grip mevsimi
festive season i. noel ve yılbaşı tatillerini kapsayan bayram dönemi
short-season i. ikinci ürün sezonu
short-season i. kısa sezon
the holiday season [usa] i. kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı
banner season i. başarılı mevsim
silly season i. (basın bağlamında) ölü sezon
silly season i. yılın abartılı veya ciddiyetsiz gazete makalelerinin basıldığı dönemi
social season i. önemli sosyal etkinliklerin düzenlendiği sezon
hunt out of season f. av mevsimi dışında avlanmak
be out of season f. mevsimi bitmiş olmak
begin a new season f. perdelerini açmak
split season f. farklı mevsimlerde yola çıkıp gelmek
finish the season f. devreyi kapatmak
enter the season f. sezona girmek
start a season f. sezona girmek
declare open season f. (av) sezonu/mevsimi açmak
season [obsolete] f. mumyalamak
season [obsolete] f. disipline sokmak
season [obsolete] f. eğitmek
in and out of season s. vakitli vakitsiz
out of season s. mevsimsiz
out-of-season s. mevsimsiz
out-of-season s. zamansız
mid-season s. mevsim ortasına ait
mid-season s. mevsim ortasında olan
off-season s. işlerin kesat olduğu zamanla ilgili
off-season s. işlerin kesat olduğu zamanda gerçekleşen
off-season s. sezon dışına ait
off-season s. sezon dışıyla ilgili
off-season s. sezon dışında olan
in season and out of season zf. yerli yersiz
in season and out of season zf. her zaman
in season zf. vaktinde
in the off season zf. mevsimi olmadığı zaman
in season zf. bulunur
in good season zf. tam zamanında
for one season zf. mevsimlik
in season and out of season zf. daimi
in season and out of season zf. vakitli vakitsiz
out of season zf. yersiz
in season zf. uygun zamanda
early in the season zf. tam mevsiminde
in and out of season zf. olur olmaz zamanda
early in the season zf. turfanda olarak
out of season zf. vakitsiz
in season zf. kullanılabilir
in season zf. zamanında
in season zf. tam mevsimi
in season zf. olgun
in good season zf. zamanında
in season zf. çiftleşme döneminde
mid-season zf. mevsim ortasında
off-season zf. sezon dışında
off-season zf. sezon dışı boyunca
off-season zf. sezon dışı süresince
in season zf. vaktinden önce
have a good season ünl. iyi bir sezon geçirmek
in season expr. yenebilir
in season expr. farklı şekilde kullanılabilir
in season expr. belirli bir dönemde avlanması yasal olan
Phrasals
season something with something f. bir şey ile çeşnilendirmek
season (something) with (something) f. (bir şeyi bir şeyle) canlandırmak
season (something) with (something) f. (bir şeyi bir şeyle) dinamikleştirmek
season (something) with (something) f. (bir şeyi bir şeyle) daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek
season (something) with (something) f. (bir şeyi bir şeyle) zenginleştirmek
season with f. ile çeşnilendirmek
season with f. ile canlandırmak
season with f. ile dinamikleştirmek
season with f. ile daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek
season with f. ile zenginleştirmek
Phrases
in season and out of season i. her zaman
in season and out of season expr. daimi
in season and out of season expr. hep
in season and out of season expr. olur olmadık
throughout the season expr. mevsim boyunca
in season and out of season expr. sürekli
in season and out of season expr. sabah akşam
average of only 2 days during the season expr. sezon boyunca ortalama sadece 2 gün
in season and out of season expr. yaz kış
in season and out of season expr. vakitli vakitsiz
in season and out of season expr. uygun veya uygunsuz
in season and out of season expr. zırt pırt
in season and out of season expr. zamanlı zamansız
Proverb
for everything there is a season expr. her şeyin bir zamanı vardır
for everything there is a season expr. her şeyin zamanı gelecektir
to everything there is a season her şeyin bir zamanı var
Colloquial
close season i. kapalı sezon
open season i. sınırsız hareket zamanı
have quite a season f. iyi bir sezon geçirmek
for a season expr. bir süreliğine
for a season expr. kısa bir süre için
for a season expr. kısa bir zaman
in due season expr. sırası gelince
the busy summer season is almost upon us again expr. yoğun yaz sezonu gelmek üzere
in due season expr. zamanı gelince
in due season expr. vakti gelince
Idioms
the silly season i. (basın bağlamında) ölü sezon
gooseberry season i. durgun sezon
gooseberry season i. pek haber çıkmayan sezon
gooseberry season i. önemsiz haberlerin olduğu yaz sezonu
gooseberry season i. haber kaynaklarının pek haber bulamadığı/üretemediği özellikle yaz sezonu
declare open season on someone f. birine (eleştiri anlamında) savaş açmak
come into season f. çiftleşme isteği uyanmak
come into season f. çiftleşme dönemi gelmek
come in season f. çiftleşme dönemi gelmek
come in season f. çiftleşme isteği uyanmak
come into season f. kızışmak
come in season f. kızışmak
come into season f. sezona girmek
come into season f. sezona başlamak
come into season f. (av vb) sezonu başlamak/açılmak
be in season f. zamanı olmak
open season (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum
open season (on something) f. (belli bir tür hayvanın) av sezonu/mevsimi
open season (on something) f. (belli bir tür hayvanın) serbest/yasal olarak avlanabildiği dönem
open season on f. (birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum
in due season expr. zamanı gelince
out of season expr. (meyve/sebze) sezonunda olmama/sezonu olmama/sezonunda değil
'tis the season expr. tam noel zamanına uygun
'tis the season expr. noel mevsimi ruhuna uygun
'tis the season expr. noel zamanı (bu)
'tis the season expr. noel mevsimi (bu)
Speaking
what season is it? expr. hangi mevsimdeyiz?
my favorite season is summer expr. en sevdiğim mevsim yaz
my favorite season is winter expr. en sevdiğim mevsim kış
what season are we in? expr. hangi mevsimdeyiz?
what season is it now? expr. şu anda hangi mevsimdeyiz?
which season is it now? expr. şu anda hangi mevsimdeyiz?
which season is it now? expr. şu an hangi mevsimdeyiz?
Trade/Economic
season ticket i. abonman bileti
season ticket i. abone kartı
season ticket i. abonman
high season i. bir sektörün en faal olduğu zaman veya mevsim
dull season i. durgun mevsim
season dating i. faaliyetleri mevsime bağlı olan müşterilere sunulan kredilerin genişletilmesi
export season i. ihracat sezonu
export season i. ihracat mevsimi
high season i. iş mevsimi
slack season i. ölü mevsim
season dating i. ödemenin satış mevsiminin başına kadar ertelenmesi
dead season i. ölü mevsim
dead season i. ölü sezon
marketing season i. pazarlama mevsimi
marketing season i. satış mevsimi
season ticket i. seyahat pasosu
season ticket i. seyahat kartı
season dating i. sezonsal öteleme
shipping season i. sevkiyat mevsimi
unexpired season ticket i. süresi geçmemiş abonman
zenith of the season i. tam mevsim
season production i. üretim sezonu
season datings i. yoğun satış mevsimi dışında sipariş veren alıcılara açılan kredi
out-of-season s. mevsimsiz
season-end s. sezon sonu
Law
open season i. avlanmaya izin verilen dönem
Tourism
season ticket i. belirli bir dönem içinde seyahat için geçerli olan bilet
low season i. düşük sezon
four season resort i. dört mevsimlik tatil tesisi
high season i. en yoğun sezon
peak season i. en yoğun sezon
off season price i. mevsim dışı fiyat
shoulder season i. omuz sezonu
dead season i. ölü sezon
dead season i. ölü mevsim
off-season i. ölü sezon
off season i. ölü sezon
low season i. sezon dışı
high season i. sezon
peak season i. sezon
season ticket i. sezonluk bilet
season ticket i. sezon bileti
holiday season i. tatil sezonu
tourism season i. turizm sezonu
off-season i. talebin düşük olduğu zaman
peak season i. yoğun sezon
high season i. yüksek sezon
shoulder season i. yüksek sezonla sezon dışı dönem arasında kalan dönem
high season i. yoğun sezon
peak season i. yüksek sezon
off-season s. sezon dışı
off season zf. sezon dışı
Media
new broadcast season i. yeni yayın dönemi
Technical
heating season i. ısıtma sezonu
heating season i. ısıtma mevsimi
mid season i. mevsim geçişi
irrigation season i. sulama sezonu
irrigation season i. sulama mevsimi
Textile
transition season i. geçiş sezonu
mid-season i. mevsim ortası
Construction
concrete construction season i. beton yapım mevsimi
construction season i. inşaat sezonu
Automotive
all-season tire i. dört mevsim lastik
Medical
flu season i. grip sezonu
flu season i. grip mevsimi
Psychology
birth season i. doğum mevsimi
Gastronomy
season salad i. mevsim salatası
fruits in season i. mevsim meyveleri
vegetables in season i. mevsim sebzeleri
salad in season i. mevsim salatası
to season f. terbiye etmek (yiyecek)
out of season s. turfanda
Biology
breeding season i. üreme mevsimi
Marine Biology
open season i. açık sezon
fishing season i. av mevsimi
growing season i. büyüme sezonu
spawning season i. üreme mevsimi
egg-bearing season i. yumurtalı dönem
spawning season i. yumurtlama mevsimi
Botanic
planting season i. dikim mevsimi
Agriculture
vintage season i. bağbozumu mevsimi
vintage season i. bağ bozumu mevsimi
grape harvesting season i. bağbozumu mevsimi
grape harvesting season i. bağ bozumu mevsimi
picking season i. meyve toplama mevsimi
grazing season i. otlatma mevsimi
cotton season i. pamuk mevsimi
cotton season i. pamuk sezonu
cotton season i. pamuk piyasası mevsimi
cool-season crops i. serin mevsim mahsulleri
Breeding
length of mating season i. çiftleşme sezonu uzunluğu
calving season i. buzağılama mevsimi
calving season i. doğurma dönemi
calving season i. yavrulama mevsimi
calving season i. doğurma mevsimi
calving season i. doğum mevsimi/sezonu
calving season i. yavrulama sezonu
Apiculture
swarming season i. oğul mevsimi
Fishery
fishing season i. av sezonu
fishing season i. balık avlama sezonu
Education
education season i. eğitim öğretim dönemi
Environment
season creep i. mevsimlerin süresinde görülen zamana yayılmış değişim
Geography
hurricane season i. kasırga sezonu
hurricane season i. kasırga mevsimi
dry season i. kurak mevsim
Meteorology
growing season i. büyüme mevsimi
rainy season i. yağmurlu mevsim
rainy season i. yağmur mevsimi
Geology
arid season i. kuru dönem
Hunting
closed season i. av yasağı dönemi
closed season i. avlanma yasağı dönemi
close season i. av yasağı dönemi
close season i. avlanma yasağı dönemi
closed season i. av yasağı mevsimi
close season i. av yasağı mevsimi
closed season i. kapalı sezon
close season i. kapalı sezon
Sport
basketball season i. basketbol sezonu
baseball season i. beysbol sezonu
hockey season i. hokey dönemi
transfer season i. transfer sezonu
season pass i. kombine bilet
season ticket i. kombine bilet
hockey season i. hokey sezonu
off season i. sezon dışı dönem
off season i. sporcunun antrenman yapmadığı veya yarışmadığı süre
off-season i. sezon dışı
off-season i. sporcunun antrenman yapmadığı veya yarışmadığı süre
close the season f. (sporcu) sezonu kapatmak
close the season f. (sporcu) sezonu kapamak
end the season f. (sporcu) sezonu kapatmak
end the season f. (sporcu) sezonu kapamak
Football
out of season i. mevsimsiz
out of season i. satın alınamaz
transfer season i. transfer sezonu
transfer season i. transfer dönemi
Baseball
triple-crown season i. gayri resmi olarak en iyi üç istatistiği elde eden oyuncunun olduğu bir sezon
post season i. playoff maçları
Theatre
theatre season i. tiyatro dönemi
Slang
the killing season i. yeni doktorların hasta bakmaya başladığı dönemde artması beklenen tıbbi hatalar
Modern Slang
allergy season i. alerji mevsimi
allergy season i. insanların hasta olduklarını saklamak için kullandıkları bir bahane