Geçmiş

somut

"somut" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	somut	tangible s.
2	Yaygın Kullanım	somut	concrete s.
General
3	Genel	somut	palpable s.
4	Genel	somut	perceptible s.
5	Genel	somut	physical s.
6	Genel	somut	concrete s.
7	Genel	somut	substantial s.
8	Genel	somut	presentative s.
9	Genel	somut	tactable s.
10	Genel	somut	real s.
11	Genel	somut	extensional s.
12	Genel	somut	denominate s.
13	Genel	somut	good s.
14	Genel	somut	fanciless s.
15	Genel	somut	corporate [obsolete] s.
16	Genel	somut	fleshy s.
17	Genel	somut	public s.
18	Genel	somut	solid s.
Trade/Economic
19	Ticaret/Ekonomi	somut	tangibles s.
Technical
20	Teknik	somut	non-figurative s.
Physics
21	Fizik	somut	unmetaphysical s.

"somut" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 152 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	somut varlık	concrete i.
2	Genel	somut örnek	epitome i.
3	Genel	somut örnek	embodiment i.
4	Genel	somut adım	concrete step i.
5	Genel	bir şeyin somut hali	embodiment i.
6	Genel	somut delil	tangible evidence i.
7	Genel	somut delil	concrete evidence i.
8	Genel	soyut ve somut kavramlar	abstract and concrete terms/concepts i.
9	Genel	somut eylem	concrete action i.
10	Genel	somut bilgi	perceptible information i.
11	Genel	somut katkı	tangible contribution i.
12	Genel	somut olay	concrete case i.
13	Genel	somut gerekçe	concrete reason i.
14	Genel	somut gerçekler	cold facts i.
15	Genel	somut gerçek	cold fact i.
16	Genel	somut norm denetimi/kontrolü	concrete norm control i.
17	Genel	somut bilgi	tangible information i.
18	Genel	somut bilgi	tangible data i.
19	Genel	somut veri	tangible data i.
20	Genel	somut veriler	tangible data i.
21	Genel	somut öneri	concrete proposal i.
22	Genel	somut/maddi hal	tangible form i.
23	Genel	rakamlara/somut delillere dayalı bilgi	hard data i.
24	Genel	somut veri/bilgi	hard data i.
25	Genel	somut adımlar	solid steps i.
26	Genel	somut ifade	concrete expression i.
27	Genel	somut ifade şekli	concrete expression i.
28	Genel	somut anlatım biçimi	concrete expression i.
29	Genel	somut anlatım	concrete expression i.
30	Genel	somut olmayan kültürel varlık	intangible cultural heritage i.
31	Genel	somut varlık	embodiment i.
32	Genel	(fikir, his) somut nesne olarak sunma	objectification i.
33	Genel	soyut yasalar yerine somut olguları konu edinen doğa bilimi	concrete science i.
34	Genel	somut ve güncel olan şey	is i.
35	Genel	somut şey	positive i.
36	Genel	manevi varlığın somut görünüm kazanması	precipitation i.
37	Genel	somut örnek	prefigurement i.
38	Genel	somut delil	smoke i.
39	Genel	somut madde	substance i.
40	Genel	ta kendisi olmak (somut bir şeyin)	personify f.
41	Genel	somut örneği olmak	epitomize f.
42	Genel	somut bir halde dışa vurmak	embody in f.
43	Genel	somut bir adım atmak	take a concrete step f.
44	Genel	somut adımlar atmak	take concrete steps f.
45	Genel	somut destek vermek	give concrete support f.
46	Genel	somut örneği olmak	epitomise f.
47	Genel	somut varsaymak	hypostasize f.
48	Genel	somut varsaymak	hypostasise f.
49	Genel	somut olarak varsaymak	hypostatize f.
50	Genel	somut olarak varsaymak	hypostatise f.
51	Genel	soyut veya sonuçsuz tartışmalardan sonra somut bir sonuca ulaşmak	ground f.
52	Genel	somut örnek sunmak	instantiate f.
53	Genel	somut halde var olmak	stand f.
54	Genel	anlaşılabilir/somut niteliklere sahip	cause to be perceived s.
55	Genel	somut bir nedenle var olmayan	uncaused s.
56	Genel	kısmen somut olan	untheoretical s.
57	Genel	somut olmayan	inconcrete s.
58	Genel	teoriden ziyade somut gerçeklerle temas eden	shirt-sleeve s.
59	Genel	teoriden ziyade somut gerçeklerle temas eden	shirt-sleeves s.
60	Genel	teoriden ziyade somut gerçeklerle temas eden	shirt-sleeved s.
61	Genel	somut değerlere dayanmayan	stratospheric s.
62	Genel	somut değerlere dayanmayan	stratospherical s.
63	Genel	somut bir biçimde	tangibly zf.
64	Genel	somut olarak	perceptibly zf.
65	Genel	somut bir biçimde	corporeally zf.
66	Genel	somut bir biçimde	corporally zf.
67	Genel	somut bir şekilde	concretively [obsolete] zf.
68	Genel	somut bir şekilde	solidly zf.
69	Genel	somut bir şekilde	substantially zf.
70	Genel	peşinden (somut anlamda)	behind ed.
71	Genel	peşinden (somut anlamda)	ahind ed.
72	Genel	belirli bir hareketin somut sonucu, hedefi veya etkeni anlamını veren bir son ek	-ment snk.
73	Genel	belirli bir hareketin somut aracı anlamını veren bir son ek	-ment snk.
Phrases
74	İfadeler	somut örneği	there's (or that's) for you expr.
75	İfadeler	somut olayda	in the present case expr.
76	İfadeler	somut olayda	in this present case expr.
Colloquial
77	Konuşma Dili	somut kanıt olmadığı durumlarda akıl yürüterek anlama	duck test i.
78	Konuşma Dili	somut bir sonucu olmamak	amount to nothing f.
Idioms
79	Deyim	açık/somut/kesin kanıt	a smoking gun i.
80	Deyim	açık/somut/kesin kanıt	a smoking pistol i.
81	Deyim	bir şeyin somut hali	(very) picture of something i.
82	Deyim	açık/somut/kesin kanıt	a smoking gun i.
83	Deyim	açık/somut/kesin delil	a smoking gun i.
84	Deyim	açık/somut/kesin kanıt	the smoking gun i.
85	Deyim	açık/somut/kesin delil	the smoking gun i.
86	Deyim	somut hali	a picture of expr.
87	Deyim	somut hali	the picture of expr.
Poetic/Literary
88	Yazınsal	somut şiir	concrete poetry i.
Speaking
89	Konuşma	somut olarak konuşursak	concretely speaking expr.
Trade/Economic
90	Ticaret/Ekonomi	somut çıkar	material interest i.
91	Ticaret/Ekonomi	somut değer	tangible value i.
92	Ticaret/Ekonomi	somut emek	concrete labor f.
93	Ticaret/Ekonomi	somut emek	concrete labour f.
Law
94	Hukuk	somut kanıt	substantial evidence i.
95	Hukuk	somut delil	solid evidence i.
96	Hukuk	somut delillerden elde edilen sonuç	conclusion of fact i.
97	Hukuk	somut delil	concrete evidence i.
98	Hukuk	somut olmayan kültürel miras	intangible cultural heritage i.
99	Hukuk	somut kanıt	solid evidence i.
100	Hukuk	somut/kesin delil	hard evidence i.
101	Hukuk	somut kanıt	concrete evidence i.
102	Hukuk	somut kanıt	tangible proof i.
103	Hukuk	somut olay adaleti	substantial justice i.
104	Hukuk	somut delil	concrete evidence i.
105	Hukuk	somut/kesin delil	smoking gun i.
106	Hukuk	somut hüküm	concrete provision i.
107	Hukuk	somut kanıt sunmak	vouch f.
Politics
108	Siyasal	unesco somut olmayan kültürel mirasın korunması hükümetlerarası komitesi	unesco intergovernmental committee for the safeguarding of intangible cultural heritage i.
Institutes
109	Kurum/Kuruluş	somut olmayan türk kültür mirası dairesi başkanlığı	department of turkish intangible cultural heritage i.
Technical
110	Teknik	somut sistem	concrete system i.
111	Teknik	somut dizge	concrete system i.
Computer
112	Bilgisayar	somut dizge	concrete system i.
113	Bilgisayar	somut sistem	concrete system i.
Informatics
114	Bilişim	somut değişken	instance variable i.
Architecture
115	Mimarlık	somut hale getirmek	articulate f.
Construction
116	İnşaat	somut sayı	concrete number i.
Marine
117	Denizcilik	somut terim	secular term i.
Medical
118	Medikal	(somut/mamul) mal üreten iş	goods-producing business i.
Psychology
119	Psikoloji	somut tutum	concrete attitude i.
120	Psikoloji	somut düşünme	concrete thinking i.
121	Psikoloji	somut kavram	concrete conception i.
122	Psikoloji	somut zeka	concrete intelligence i.
123	Psikoloji	somut işlemler	concrete operations i.
124	Psikoloji	somut işlemsel evre	concrete operational stage i.
125	Psikoloji	somut işlemsel dönem	concrete operational stage i.
Math
126	Matematik	somut sayı	denominate number i.
127	Matematik	somut sayı	concrete number i.
128	Matematik	somut bir işleme uygulanan sayı	applicate number i.
Logic
129	Mantık	terim veya kavramın gözlem veya manipülasyon yoluyla somut bir duruma uygulanabilirliğinin kontrol edilmesi	operation i.
130	Mantık	somut isim	sortal i.
131	Mantık	somut kavrayış konsepti	sortal i.
132	Mantık	(soyut veya somut bir varlığa) atfetmek	designate f.
Social Sciences
133	Sosyal Bilimler	somut olmayan kültürel miras	intangible cultural heritage i.
Literature
134	Edebiyat	somut şiir yazma	concretism i.
Linguistics
135	Dilbilim	somut ad	concrete noun i.
136	Dilbilim	somut ad	concrete term i.
Religious
137	Dini	mesih'in gerçek bedeninin komünyonda somut olarak değil soyut halde mevcut olduğu doktrini	zwinglianism i.
Philosophy
138	Felsefe	bir şeyin somut nesnel gerçekliği	thisness i.
139	Felsefe	kant felsefesinde fenomenin zıttı olarak zihinden bağımsız ve somut biçimde var olan (nesne)	noumenal s.
140	Felsefe	somut nitelikte olan	sortal s.
Military
141	Askeri	somut askeri yardım	tangible military help i.
142	Askeri	ilk somut husumetin patlak vermesi üzerine savaşın başladığı gün	m-day i.
Art
143	Sanat	soyut fikrin somut ifadelerle betimlenmesi	concrete representation i.
144	Sanat	soyut fikrin somut ifadelerle betimlenmesi	concretism i.
145	Sanat	şekil ve rengin temsilinden veya sembolizminden bağımsız var olan somut gerçekliğini vurgulayan sanat akımı	concretism i.
146	Sanat	soyut bir fikri somut ifadelerle betimleyen kimse	concretist i.
Music
147	Müzik	somut müzik	musique concrète i.
148	Müzik	somut müzik	concrete music i.
Abbreviation
149	Kısaltma	somut örnek	epit. (epitome) i.
Archaic
150	Eski Kullanım	(somut şeyi) vermek	communicate f.
Slang
151	Argo	yeterli somut veya istatiksel bilgiye sahip olmaksızın tahminde bulunmak	guestimate f.
Modern Slang
152	Modern Argo	bir eylemin somut sonucu	addressment i.