stranger - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

stranger

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"stranger" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 43 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
stranger i. yabancı
General
stranger i. eloğlu
stranger i. yabancı
stranger i. acemi
stranger i. el adamı
stranger i. el
stranger i. yaban
stranger i. işin yabancısı
stranger i. oturma izni olan yabancı
stranger i. kalıcı oturma izni olan kimse
stranger i. gurbetçi
stranger i. evinden uzakta olup aile evini ziyaret eden kimse
stranger i. misafir
stranger i. ziyaretçi
stranger i. toplulukta kabul görmeyen kimse
stranger i. dışlanan kimse
stranger i. ayrımcılığa uğrayan kimse
stranger i. sıradan vatandaş
stranger i. sıradan kimse
stranger i. dindar olmayan kimse
stranger i. rahip olmayan kimse
stranger i. uzun süredir görüşülmeyen tanıdık
stranger i. akraba olmayan kimse
stranger i. kan bağı bulunmayan kimse
stranger i. akrabalık ilişkisi olmayan kimse
stranger i. aile dışından kimse
stranger i. yeni doğmuş bebek
stranger i. yenidoğan
stranger i. konuya uzak kimse
stranger i. inançsız kimse
stranger i. ruhani açıdan yabancılaşmış kimse
stranger i. bir şeyden uzaklaşmış kimse
stranger i. (halk kültüründe) misafir geleceğine alamet olan durum
stranger s. yabancısı olan
stranger s. yabancıya ait
stranger s. yabancı ile ilgili
stranger s. yabancıl
stranger s. egzotik
Colloquial
stranger i. elin oğlu
Law
stranger i. ecnebi
stranger i. taraftar olmayan
stranger i. üçüncü kişi
stranger i. yabancı

"stranger" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 70 sonuç

İngilizce Türkçe
General
being a stranger i. yabancılık
perfect stranger i. tam bir yabancı
perfect stranger i. hiç bilinmeyen (kimse)
perfect stranger i. çok yabancı
stranger [obsolete] i. egzotik şey
stranger [obsolete] i. eğreti duran şey
stranger [obsolete] i. standart dışı durum
stranger [obsolete] i. alışılmamış özellik
stranger in blood i. akraba olmayan kimse
stranger in blood i. kan bağı bulunmayan kimse
stranger in blood i. aileye yabancı kimse
stranger rape i. tanımadığı birinin cinsel saldırısına uğrama
be a stranger to something f. fransız kalmak
be a stranger to f. yabancı olmak (bir yer birine)
suffer the difficulties of being a stranger f. yabancılık çekmek
regard as a stranger f. yadırgamak
be a stranger to f. yabancısı olmak
feel like a stranger f. kendini yabancı hissetmek
feel like a stranger f. yabancılık hissetmek
become stranger f. yabancılaşmak
feel like a stranger f. yabancı gibi hissetmek
be a stranger to f. bir şeye yabancı olmak
stranger [obsolete] f. yabancılaştırmak
stranger [obsolete] f. uzaklaştırmak
stranger [obsolete] f. arasını açmak
not a stranger s. bildik
Proverb
truth is stranger than fiction gerçek kurgudan daha şaşırtıcıdır
fact is stranger than fiction gerçek kurgudan daha şaşırtıcıdır
Colloquial
complete stranger i. yedi kat yabancı
total stranger i. yedi kat yabancı
stranger to i. -in yabancısı
stranger to i. -e yabancı
stranger to i. -e fransız
some stranger i. elin oğlu
be stranger f. fransız kalmak
Idioms
a perfect stranger i. tümüyle yabancı
a total stranger i. tamamen yabancı
a total stranger i. tümüyle yabancı
a perfect stranger i. tamamen yabancı
little stranger i. yeni doğmuş bebek
little stranger i. aileye yeni katılmış küçük bebek
little stranger i. küçük yabancı
little stranger i. ailenin yeni üyesi
a stranger to (someone or something) i. (birinin/bir şeyin) yabancısı
a stranger to (someone or something) i. (birine/bir şeye) yabancı
a stranger to (someone or something) i. (birine/bir şeye) fransız
a stranger to (something) i. (bir şeyle) ilgili deneyimsiz kimse
a stranger to (something) i. (bir şey) hakkında bilgisiz kimse
a stranger to (something) i. (bir şey) hakkında deneyimi/bilgisi olmayan kimse
be no stranger to something f. (bir şeye) yabancı olmamak
be no stranger to something f. (bir şeyi yapmaktan vb.) anlamak
be no stranger to something f. bir şeye yabancı olmamak
be no stranger to something f. bir şeyden anlamak
be no stranger to something f. bir şeye aşina olmak
be no stranger to something f. bir şeyin yabancısı olmamak
be a stranger to something f. bir şeye fransız kalmak
be a stranger to something f. bir şeyden anlamamak
be a stranger to something f. bir şeye aşina olmamak
be a stranger to something f. bir şeyin yabancısı olmak
no stranger to (something) s. (bir şeye) yabancı olmayan
no stranger to (something) s. (bir şeyin) yabancısı olmayan
no stranger to (something) s. (bir şeye) aşina
no stranger to (something) s. (bir şeyle) ilk kez karşılaşmamış
no stranger to (something) s. (bir şeyde) tecrübeli
no stranger to (something) s. (bir şeyde) bilgili
stranger things have happened expr. mümkün görünmüyor ama imkansız değil
Speaking
don't be a stranger expr. kendini özletme
Psychology
passing stranger effect i. geçip giden yabancı etkisi
stranger anxiety i. yabancı kaygısı
Slang
perfect stranger i. yedi kat yabancı