Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
sular
"sular"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
sular
water
i.
2
Genel
sular
aquae
i.
"sular"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 151 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
özellikle kuzeybatı ispanya'da akarsu vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan dar ve uzun koylar
ria
i.
2
Genel
iç sular
inland waters
i.
3
Genel
herhangi bir ülkenin egemenliğinde olmayan sular
high seas
i.
4
Genel
alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol
causeway
i.
5
Genel
bulanık sular
troubled waters
i.
6
Genel
farklı ısılardaki sular arasındaki sınır
thermocline
i.
7
Genel
atık sular
wastewater
i.
8
Genel
termal sular
thermal waters
i.
9
Genel
sıçrayan sular
splashes of water
i.
10
Genel
tarımdan dönen sular
agricultural run-off
i.
11
Genel
küçük kayıkların seyrine uygun nispeten küçük nehir ve sular
boatable waters
i.
12
Genel
durulmayan sular
unsettled waters
i.
13
Genel
azgın sular
treacherous waters
i.
14
Genel
sakin sular
still waters
i.
15
Genel
köpekbalıklı sular
shark infested waters
i.
16
Genel
sular altında bırakmak
ingulfment
i.
17
Genel
sular altında kalma
ingulfment
i.
18
Genel
baştan aşağı kaynar sular dökülmesi
pang
i.
19
Genel
çekilmeye başlamak (selle gelen sular)
subside
f.
20
Genel
taşımak (sular)
wash
f.
21
Genel
sular altında kalmak
submerge
f.
22
Genel
sular altında olmak
be awash
f.
23
Genel
sular (bir yeri) kaplamak
submerge
f.
24
Genel
akan sular durmak
be indisputable
f.
25
Genel
çekilmek (selle gelen sular)
subside
f.
26
Genel
sular altında bırakmak
submerge
f.
27
Genel
inmek (şiş/sular)
go down
f.
28
Genel
sular seller gibi konuşmak
speak fluently
f.
29
Genel
sular altında bırakmak
ingulf
f.
30
Genel
sular altında bırakmak
surround [obsolete]
f.
31
Genel
sular altında kalmak
flood
f.
Proverb
32
Atasözü
durgun sular derinden akar
still waters run deep
Colloquial
33
Konuşma Dili
başından kaynar sular dökülme
a rude awakening
i.
34
Konuşma Dili
ayaklarına kara sular inmek
be worn to a frazzle
f.
35
Konuşma Dili
sular kesildi
water stopped working
expr.
36
Konuşma Dili
tehlikeli sular
here be dragons
expr.
37
Konuşma Dili
sular duruldu
the waters appear to have calmed
expr.
Idioms
38
Deyim
sular seller gibi yağan yağmur
a (real) frog-choker
i.
39
Deyim
sular seller gibi yağan yağmur
a (real) toad-choker
i.
40
Deyim
bilinmedik sular/bölge/alan
unfamiliar territory
i.
41
Deyim
tehlikeli sular
murky waters
i.
42
Deyim
tehlikeli sular
uncharted waters
i.
43
Deyim
bilinmeyen sular
murky waters
i.
44
Deyim
tehlikeli sular
dangerous ground
i.
45
Deyim
bilinmedik sular/bölge/alan
unfamiliar waters
i.
46
Deyim
bilinmedik sular/bölge/alan
untested waters
i.
47
Deyim
altından çok sular akmak
be water under the bridge
f.
48
Deyim
altından çok sular akmak
be water over the dam
f.
49
Deyim
ayaklarına kara sular inmek
walk someone's feet off
f.
50
Deyim
ayaklarına kara sular inmek
be worn to the bone
f.
51
Deyim
başından aşağı kaynar sular dökülmek
a chill ran down one's back
f.
52
Deyim
sular seller gibi bilmek
learn something down pat
f.
53
Deyim
sular seller gibi bilmek
have something down pat
f.
54
Deyim
sular seller gibi bilmek
learn something off pat
f.
55
Deyim
bir şeyi sular seller gibi bilmek
have/know/get something off pat
f.
56
Deyim
bir şeyi sular seller gibi ezberlemek
have/know/get something off pat
f.
57
Deyim
bir şeyi sular seller gibi bilmek
have something off pat
f.
58
Deyim
bir şeyi sular seller gibi ezberlemek
have something off pat
f.
59
Deyim
bir şeyi sular seller gibi bilmek
have something down pat
f.
60
Deyim
bir şeyi sular seller gibi ezberlemek
have something down pat
f.
61
Deyim
başından kaynar sular dökülmek
be in for a rude awakening
f.
62
Deyim
sular seller gibi öğrenmek/ezberlemek
have down cold
f.
63
Deyim
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek
get (something) down pat
f.
64
Deyim
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek
have (something) down pat
f.
65
Deyim
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek
know (someone or something) inside out
f.
66
Deyim
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) backward [us]
f.
67
Deyim
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) backward and forward [us]
f.
68
Deyim
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) forward and backward [us]
f.
69
Deyim
(bir şeyi) sular seller gibi bilmek
know (something) inside and out
f.
70
Deyim
sular seller gibi bilmek
know backwards and forwards
f.
71
Deyim
sular seller gibi bilmek
know forwards and backwards
f.
72
Deyim
yürümekten ayaklarına kara sular inmek
walk (one's) feet off
f.
73
Deyim
ayaklarına kara sular inmek
walk feet off
f.
74
Deyim
sular seller gibi öğrenilmiş/ezberlenmiş
down cold
s.
75
Deyim
sular seller gibi öğrenilmiş/ezberlenmiş
down to a fine art
s.
76
Deyim
sular seller gibi
off pat
s.
77
Deyim
köprünün altından çok sular akması misali büyüdüğün yer de değiştirmiştir
you can't go home again
expr.
78
Deyim
durgun sular derin olur
still waters run deep
expr.
79
Deyim
köprünün altından çok sular geçti
water under the bridge
expr.
80
Deyim
köprünün altından çok sular geçti
all water under the bridge
expr.
81
Deyim
köprünün altından çok sular geçti
water under the bridge now
expr.
82
Deyim
köprünün altından çok sular aktı
water under the bridge now
expr.
83
Deyim
köprünün altından çok sular geçti
it's all water under the bridge
expr.
84
Deyim
köprünün altından çok sular aktı
a lot of water has flowed beneath the bridge
expr.
85
Deyim
köprünün altından çok sular aktı
that's all water over the dam
expr.
86
Deyim
köprünün altından çok sular geçti
water over the dam
expr.
87
Deyim
köprünün altından çok sular geçti
a lot of water has gone under the bridge
expr.
88
Deyim
sular kesildi (kötü mazeret/yalan)
the dog ate my homework
expr.
Speaking
89
Konuşma
ayaklarına kara sular inmek
my dogs are barking
f.
90
Konuşma
ayaklarıma kara sular indi
my dogs are barking
expr.
91
Konuşma
köprünün altından çok sular aktı
that's all water under the bridge now
expr.
92
Konuşma
köprünün altından çok sular geçti
that's all water under the bridge now
expr.
93
Konuşma
sular kesik
water supply has been cut off
expr.
Trade/Economic
94
Ticaret/Ekonomi
deniz taşımacılığına uygun sular
navigable waters
i.
95
Ticaret/Ekonomi
iç sular konşimentosu
inland waterway bill of lading
i.
96
Ticaret/Ekonomi
iç sular
inland waterway
i.
97
Ticaret/Ekonomi
iç sular
inland waters
i.
98
Ticaret/Ekonomi
vakıf sular arıtma daire başkanı
head of department of purification of foundation waters
i.
99
Ticaret/Ekonomi
vakıf sular müdürü
director of foundation waters
i.
Law
100
Hukuk
bir barajın gerisinde biriken sular
backwater
i.
101
Hukuk
ihtilaflı sular
disputed waters
i.
102
Hukuk
istanbul sular idaresi teşkili hakkındaki kanun
law on organization of istanbul water administration
i.
103
Hukuk
iç sular
forbidden waters
i.
104
Hukuk
iç sular
inland waters
i.
105
Hukuk
uluslararası sular
international waters
i.
Politics
106
Siyasal
iç sular
internal waters
i.
107
Siyasal
insani tüketim amaçlı sular
water intended for human consumption
i.
108
Siyasal
insani tüketim amaçlı sular yönetmeliği
regulation concerning water intended for human consumption
i.
109
Siyasal
iç sular
national waters
i.
110
Siyasal
sınır aşan sular
transboundary waters
i.
111
Siyasal
uluslararası sular
international waters
i.
112
Siyasal
kıyıları ve sınırlarından yaklaşık 22 km uzaklığa kadar abd'nin yönetimi altında olan sular
united states waters
i.
Institutes
113
Kurum/Kuruluş
sular idaresi
directorate of waters
i.
Construction
114
İnşaat
dışkı ihtiva eden atık sular için terfi tesisleri
lifting plants for wastewater containing faecal matter
i.
115
İnşaat
kullanılmış sular
used waters
i.
Aeronautic
116
Havacılık
kapalı bir fan veya pervane tarafından itilen sığ sular ve bataklıklarda kullanılan tekne
air-boat
i.
Marine
117
Denizcilik
açık sular
open seas
i.
118
Denizcilik
açık sular
high seas
i.
119
Denizcilik
bir ülkenin hükümranlığı altındaki sular
territorial waters
i.
120
Denizcilik
uluslararası sular
international waters
i.
121
Denizcilik
uluslararası sular
trans-boundary waters
i.
122
Denizcilik
hızlı yol alan geminin başında oluşan sular
feather spray
i.
123
Denizcilik
derin olmayan sular gibi yeşil
sea-green
s.
Chemistry
124
Kimya
aktif çamur mikroorganizmalarının nitrifikasyonunun kimyasallar ve atık sular ile engellenmesi
inhibition of nitrification of activated sludge micro-organisms by chemicals and waste water
i.
Marine Biology
125
Deniz Biyolojisi
açık sular
offshore waters
i.
126
Deniz Biyolojisi
ılıman sular
temperate waters
i.
127
Deniz Biyolojisi
su tatlı sular
shallow fresh waters
i.
Botanic
128
Botanik
hareketli sularda yaşayan veya hareketli sular ile ilgili olan
lotic
s.
Agriculture
129
Tarım
yer altı sular
ground water
i.
Environment
130
Çevre
az kirlenmiş sular
water with low contamination
i.
131
Çevre
az kirli sular
water with low contamination
i.
132
Çevre
dışkı ihtiva etmeyen atık sular
faecal-free wastewater
i.
133
Çevre
engin sular
head waters
i.
134
Çevre
içilebilir sular
potable waters
i.
135
Çevre
kirli sular
waste waters
i.
136
Çevre
kendi kendine temizlenen, hızla akan sular
lenitic
i.
137
Çevre
sular tarafından meydana getirilmiş birikintiler
water-formed deposits
i.
138
Çevre
sular tarafından meydana getirilmiş depozitler
water-formed deposits
i.
139
Çevre
düzenli gelgitlerle sular altında kalan arazi
salting [uk]
i.
Geography
140
Coğrafya
alıcı sular
receiving waters
i.
141
Coğrafya
iç sular
inland waterd
i.
142
Coğrafya
iç sular
inland water
i.
143
Coğrafya
sular ile ilgili bilgi veren denizcilik haritası
hydrographic chart
i.
144
Coğrafya
gelgit sonucunda sular altında kalan
tideful
s.
Military
145
Askeri
dahili iç sular trafiği
intercoastal traffic
i.
146
Askeri
iç sular trafiği
intercoastal traffic
i.
147
Askeri
mayınlanabilir sular
mineable waters
i.
148
Askeri
tehlike teşkil eden sular
dangerously exposed waters
i.
Sport
149
Spor
ulusal kaplıca (termal sular)
national spa and poll institute (nspi)
i.
British Slang
150
İngiliz Argosu
ayaklarıma kara sular indi
(one's) dogs are barking
expr.
Star Wars
151
Star Wars
yaşayan sular
living waters
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sular
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy