|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
tanrı tarafından kulun cennete veya cehenneme gideceğini doğmadan önce tayin etmesi |
predestination i.
|
|
2 |
Genel |
tanrı yemeği |
ambrosia i.
|
|
3 |
Genel |
edebiyatta tanrı |
god in literature i.
|
|
4 |
Genel |
tanrı'ya sunulan şey |
oblation i.
|
|
5 |
Genel |
minyatür tanrı |
godling i.
|
|
6 |
Genel |
tanrı vergisi |
talent i.
|
|
7 |
Genel |
tanrı elçisi |
prophet i.
|
|
8 |
Genel |
tanrı günahlarımızı bağışlasın |
kyrie eleison i.
|
|
9 |
Genel |
roma mitolojisinde bir tanrı |
lares i.
|
|
10 |
Genel |
tanrı ile insan arasında bir rahibin aracı olarak bulunması gerektiğine inanan bir inanç |
sacerdotalism i.
|
|
11 |
Genel |
tanrı`nın günü |
every blessed day i.
|
|
12 |
Genel |
tanrı vergisi |
gift i.
|
|
13 |
Genel |
tanrı misafiri |
unexpected guest i.
|
|
14 |
Genel |
yarı tanrı |
demigod i.
|
|
15 |
Genel |
tanrı'nın lütfu |
blessing i.
|
|
16 |
Genel |
tanrı'nın günahkarlara karşı öfkesini anlatan dualar |
commination i.
|
|
17 |
Genel |
üç tanrı inancı |
tritheism i.
|
|
18 |
Genel |
üçlü tanrı anlayışını reddeden dini düşünce mensubu |
unitarian i.
|
|
19 |
Genel |
tanrı korkusu |
theophobia i.
|
|
20 |
Genel |
tanrı yönetimi |
thearchy i.
|
|
21 |
Genel |
tanrı olma |
godhood i.
|
|
|
22 |
Genel |
tanrı kelimesi |
word of god i.
|
|
23 |
Genel |
tanrı bilimi |
divinity i.
|
|
24 |
Genel |
tanrı'ya inanma |
theism i.
|
|
25 |
Genel |
yarı tanrı |
semi-god i.
|
|
26 |
Genel |
insanbiçimli tanrı |
nobodaddy i.
|
|
27 |
Genel |
yüce tanrı |
the strong lord i.
|
|
28 |
Genel |
tanrı'nın özel bir ismi |
jehovah i.
|
|
29 |
Genel |
tanrı'nın çocukları |
god's children i.
|
|
30 |
Genel |
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş |
har-magedon i.
|
|
31 |
Genel |
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş |
armagedon i.
|
|
32 |
Genel |
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş |
armageddon i.
|
|
33 |
Genel |
tanrı'nın lanetlediği |
god-curst i.
|
|
34 |
Genel |
eski ahit'te tanrı'nın özel adı |
jehovah i.
|
|
35 |
Genel |
hinduizm'de tanrı veya ilahi varlık |
deva i.
|
|
36 |
Genel |
insan aklıyla bilinemez/anlaşılamaz tanrı |
deus absconditus i.
|
|
37 |
Genel |
gizli tanrı |
deus absconditus i.
|
|
38 |
Genel |
saklı tanrı |
deus absconditus i.
|
|
39 |
Genel |
(sanskritçe) song of god - tanrı'nın şarkısı isimli kutsal şiir |
bhagavadgita i.
|
|
40 |
Genel |
tanrı kelamı |
word of god i.
|
|
41 |
Genel |
tanrı sözü |
word of god i.
|
|
42 |
Genel |
sahte tanrı |
false god i.
|
|
43 |
Genel |
tanrı'nın direniş ordusu |
lord's resistance army i.
|
|
44 |
Genel |
kendini tanrı'ya emanet etme hali |
state of grace i.
|
|
45 |
Genel |
tanrı vergisi |
faculty i.
|
|
46 |
Genel |
her şeyin sahibi (tanrı) |
the lord of hosts i.
|
|
47 |
Genel |
baş tanrı |
chief god i.
|
|
48 |
Genel |
töre ya da gök tanrı inancı |
tengrism i.
|
|
49 |
Genel |
kişisel tanrı |
personal god i.
|
|
50 |
Genel |
gök tanrı |
tengri i.
|
|
51 |
Genel |
tanrı’nın planı |
god’s plan i.
|
|
52 |
Genel |
tanrı'nın dünyadaki yönetiminin yöntemi |
economy i.
|
|
53 |
Genel |
tanrı'nın iradesi |
god's will i.
|
|
54 |
Genel |
tanrı'nın iradesi |
will of god i.
|
|
55 |
Genel |
tanrı tarafından seçilmiş halka mensup kimse |
zionite i.
|
|
56 |
Genel |
tanrı'nın bir kişiye yaptığı çağrı |
vocation i.
|
|
57 |
Genel |
sahte tanrı |
mammet [obsolete] i.
|
|
58 |
Genel |
sahte tanrı |
maumet [obsolete] i.
|
|
59 |
Genel |
ölmüş ataların tanrı olarak tapınılan ruhları |
manes i.
|
|
60 |
Genel |
temel dürtüsü tanrı'yı değil, insanları ve dünyayı memnun etmek olan kimse |
men-pleaser i.
|
|
61 |
Genel |
hastalıkları dua ve tanrı inancı ile tedavi etme |
faithcure i.
|
|
62 |
Genel |
insanın gerçeği sadece aklı temel alarak bilemeyeceğini ve gerçek ortaya çıksa dahi tümüyle anlayamayacağını ifade eden, tanrı tarafından tebliğ edilmiş dini öğreti |
mystery i.
|
|
63 |
Genel |
hindu efsanesinde vişnu'nun atı olan yarı kuş yarı insan bir tanrı |
garuda i.
|
|
64 |
Genel |
tanrı gibi tapılan kimse veya şey |
god i.
|
|
65 |
Genel |
tanrı'nın katili |
deicide i.
|
|
66 |
Genel |
tanrı'yı yok eden kimse |
deicide i.
|
|
67 |
Genel |
tanrı haline gelme |
deification i.
|
|
68 |
Genel |
çok iri cüsseli, insan ile tanrı arası efsanevi bir varlık |
giant i.
|
|
69 |
Genel |
tanrı'nın insanlara verdiği güç |
grace i.
|
|
70 |
Genel |
tanrı'nın öğretisi |
odism i.
|
|
71 |
Genel |
tanrı kavramının incelenmesi |
odism i.
|
|
72 |
Genel |
tanrı inancı |
odism i.
|
|
73 |
Genel |
tanrı veya ruhun vücut bulduğu varlık |
incarnation i.
|
|
74 |
Genel |
tanrı vergisi yetenek |
ingeny [obsolete] i.
|
|
75 |
Genel |
(yemin ederken söylenen) tanrı |
cock [obsolete] i.
|
|
76 |
Genel |
(yeminlerde söylenen) tanrı |
cox [obsolete] i.
|
|
77 |
Genel |
tanrı mirası |
inheritance i.
|
|
78 |
Genel |
(belirli bir bölgeye ait) tanrı |
potency i.
|
|
79 |
Genel |
tanrı'nın iradesini yorumlayan kimse |
oracle i.
|
|
80 |
Genel |
tanrı'nın kurtardığı kimse |
predestinate i.
|
|
81 |
Genel |
tanrı tarafından seçilmiş kimse |
predestinate i.
|
|
82 |
Genel |
dini törende resmen tanrı huzuruna çıkarılma |
presentation i.
|
|
83 |
Genel |
tanrı'dan af dileme |
shrift i.
|
|
84 |
Genel |
tanrı'nın ruhu |
pneuma i.
|
|
85 |
Genel |
güneş-tanrı |
sun i.
|
|
86 |
Genel |
güneş-tanrı inancında ilah |
sun-god i.
|
|
87 |
Genel |
tanrı'ya dua eden kimse |
supplicant i.
|
|
88 |
Genel |
(antik roma'da) tanrı'ya şükran kutlaması |
supplication [obsolete] i.
|
|
89 |
Genel |
tanrı'ya dua eden kimse |
supplicator i.
|
|
90 |
Genel |
mutlak tanrı |
supreme being i.
|
|
91 |
Genel |
en üst düzey tanrı |
supreme being i.
|
|
92 |
Genel |
ruhun tanrı ile bütünleşen özü |
synderesis i.
|
|
93 |
Genel |
ruhun tanrı ile bütünleşen özü |
synteresis i.
|
|
94 |
Genel |
(yunan mitolojisinde) tanrı odysseus'un karısı |
penelope i.
|
|
95 |
Genel |
(tanrı) dünyayı ziyaret |
visitation i.
|
|
96 |
Genel |
takdir etmek (tanrı) |
ordain f.
|
|
97 |
Genel |
tanrı'yı oynamak |
play god f.
|
|
98 |
Genel |
bağışlanması için tanrı'ya yalvarmak |
ask for god's forgiveness f.
|
|
99 |
Genel |
tanrı'nın hizmetinde olmak |
do god's work f.
|
|
100 |
Genel |
tanrı'ya inanmak |
believe in god f.
|
|
101 |
Genel |
tanrı adına günahı affetmek |
absolve f.
|
|
102 |
Genel |
tanrı görünümü vermek |
deify f.
|
|
103 |
Genel |
tanrı'ya saygı göstermek |
deify f.
|
|
104 |
Genel |
birini tanrı'nın adaletine havale etmek |
refer somebody to god's punishment f.
|
|
105 |
Genel |
tanrı'ya havale etmek |
refer somebody to god's punishment f.
|
|
106 |
Genel |
tanrı huzurunda adamak |
present f.
|
|
107 |
Genel |
(birine) tanrı gibi davranmak |
semideify f.
|
|
108 |
Genel |
tanrı'dan dilemek |
supplicate f.
|
|
109 |
Genel |
tanrı gibi tapmak |
deify f.
|
|
110 |
Genel |
(tanrı) buyurmak |
will f.
|
|
111 |
Genel |
tanrı'ya adanmış |
divine s.
|
|
112 |
Genel |
tanrı gibi |
godlike s.
|
|
113 |
Genel |
tanrı'ya ait |
holy s.
|
|
114 |
Genel |
tanrı gibi |
jovian s.
|
|
115 |
Genel |
tanrı'ya inanan |
theist s.
|
|
116 |
Genel |
tanrı adını kapsayan |
theophoric s.
|
|
117 |
Genel |
tanrı vergisi |
given s.
|
|
118 |
Genel |
tanrı merkezci |
deo-centric s.
|
|
119 |
Genel |
tanrı merkezci |
god-centered s.
|
|
120 |
Genel |
tanrı'ya adanmamış |
undivine s.
|
|
121 |
Genel |
tanrı'ya ibadet ile ilgili |
latreutical s.
|
|
122 |
Genel |
tanrı'ya ibadet ile ilgili |
latreutic s.
|
|
123 |
Genel |
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesine veya tanrı ile birlik içinde olmasına ait |
mystical s.
|
|
124 |
Genel |
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesinden veya tanrı ile birlik içinde olmasından kaynaklanan |
mystical s.
|
|
125 |
Genel |
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesini veya tanrı ile birlik içinde olmasını açıkça ortaya koyan |
mystical s.
|
|
126 |
Genel |
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesi veya tanrı ile birlik içinde olması ile ilişkili |
mystical s.
|
|
127 |
Genel |
tanrı yolunda olan |
godward s.
|
|
128 |
Genel |
tanrı'dan bağımsız olarak dünyanın oluşumunda etkili olan (şekillendirme kuvveti) |
cosmoplastic s.
|
|
129 |
Genel |
(özellikle tanrı ile) uzlaşmayan |
irreconciled s.
|
|
130 |
Genel |
tanrı pan'e ait veya ilgili |
panic s.
|
|
131 |
Genel |
tanrı olan |
divine s.
|
|
132 |
Genel |
tanrı'ya özgü olan |
divine s.
|
|
133 |
Genel |
tanrı tarafından seçilmiş |
predestinate s.
|
|
134 |
Genel |
tanrı tarafından seçilmiş |
pre-elect s.
|
|
135 |
Genel |
(tanrı/tanrısal sembol olarak) güneşe ait veya ilişkin |
solar s.
|
|
136 |
Genel |
(tanrı/tanrısal sembol olarak) güneşe benzer |
solar s.
|
|
137 |
Genel |
(tanrı/tanrısal sembol olarak) güneş ile bağlantılı |
solar s.
|
|
138 |
Genel |
tanrı'dan gelen |
supernatural s.
|
|
139 |
Genel |
tanrı'yı yansıtan |
supernatural s.
|
|
140 |
Genel |
tanrı'nın izniyle |
dei gratia zf.
|
|
141 |
Genel |
tanrı gibi |
almightily zf.
|
|
142 |
Genel |
tanrı yolunda |
godwards zf.
|
|
143 |
Genel |
tanrı'nın aracılığıyla |
divinely zf.
|
|
144 |
Genel |
tanrı'nın etkisiyle |
divinely zf.
|
|
145 |
Genel |
(Tanrı) adına |
by ed.
|
|
146 |
Genel |
tanrı bizi korusun |
god save us ünl.
|
|
147 |
Genel |
tanrı aşkına |
for the sake of god ünl.
|
|
148 |
Genel |
tanrı aşkına! |
for god's sake! ünl.
|
|
149 |
Genel |
yüce tanrı |
god the lord ünl.
|
|
150 |
Genel |
tanrı kralı korusun |
god save the king ünl.
|
|
151 |
Genel |
tanrı aşkına |
for the love of god ünl.
|
|
152 |
Genel |
tanrı anlamına gelen ön ek |
theo ök.
|
|
153 |
Genel |
tanrı anlamına gelen ön ek |
the- ök.
|
|
154 |
Genel |
tanrı şahidim olsun ki |
depardieux [obsolete] expr.
|
|
155 |
Genel |
tanrı ve benim hakkım |
dieu et mon droit expr.
|
|
Phrasals |
|
156 |
Öbek Fiiller |
(birinin üstüne) tanrı'nın gazabını yollamak |
call something down f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
(bir tanrı/din) adına vaaz vermek |
witness for (someone or something) f.
|
|
Phrases |
|
158 |
İfadeler |
tanrı şahit |
god's honest truth i.
|
|
159 |
İfadeler |
sadece tanrı affeder |
only god forgives expr.
|
|
160 |
İfadeler |
tanrı benim yol gösterenimdir |
god is my shepherd expr.
|
|
161 |
İfadeler |
tanrı britanya'yı korusun |
god save britain expr.
|
|
162 |
İfadeler |
tanrı kraliçeyi korusun |
god save the queen expr.
|
|
163 |
İfadeler |
tanrı evrenle kumar/zar oynamaz |
god does not play dice with the universe expr.
|
|
164 |
İfadeler |
yüce tanrı'nın ve büyük utah eyaletinin bana verdiği yetkiye dayanarak |
then by the power vested in me by almighty god in the great state of utah expr.
|
|
165 |
İfadeler |
allah/tanrı kolaylık versin |
more power to your elbow expr.
|
|
166 |
İfadeler |
allah/tanrı güç versin |
more power to your elbow expr.
|
|
167 |
İfadeler |
allah/tanrı gücünü artırsın |
more power to your elbow expr.
|
|
168 |
İfadeler |
tanrı ayrıntıda gizlidir |
god is in the detail expr.
|
|
169 |
İfadeler |
tanrı ayrıntıda gizlidir |
god is in the details expr.
|
|
170 |
İfadeler |
tanrı'nın işine akıl sır ermez |
the lord works in mysterious ways expr.
|
|
171 |
İfadeler |
tanrı benim rehberimdir |
god is my shepherd expr.
|
|
Proverb |
|
172 |
Atasözü |
kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder |
heaven helps those who help themselves i.
|
|
173 |
Atasözü |
gayret edene tanrı da yardım eder |
heaven helps those who help themselves i.
|
|
174 |
Atasözü |
tanrı çalışanı sever |
heaven helps those who help themselves i.
|
|
175 |
Atasözü |
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
put your trust in god and keep your powder dry
|
|
176 |
Atasözü |
tanrı çocukları ve sarhoşları korur |
heaven protects children and drunken men
|
|
177 |
Atasözü |
tanrı olmasaydı bile onu icat etmek gerekirdi |
if god did not exist it would be necessary to invent him
|
|
178 |
Atasözü |
tanrı zamanı insan aceleyi (sabırsızlığı) yarattı |
god made time but man made haste
|
|
179 |
Atasözü |
tanrı dişi olmayana ceviz verir |
the gods send nuts to those who have no teeth
|
|
180 |
Atasözü |
tanrı cevizi dişi olmayana verir |
the gods send nuts to those who have no teeth
|
|
181 |
Atasözü |
tanrı sevdiği kulunu yanına erken alır |
god takes soonest those he loveth best
|
|
182 |
Atasözü |
tanrı boş duranı sevmez |
idle hands are the devil's playthings
|
|
183 |
Atasözü |
tanrı çocukları, denizcileri ve sarhoşları kollar/gözetir |
heaven protects children, sailors, and drunken men
|
|
184 |
Atasözü |
kiliseye ne kadar yakınsa, tanrı'dan o kadar uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
185 |
Atasözü |
tanrı eti, şeytansa aşçıları gönderir |
god sends meat and the devil sends cooks
|
|
186 |
Atasözü |
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla |
trust in god, but tie up your camel
|
|
187 |
Atasözü |
eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et |
trust in god, but tie up your camel
|
|
188 |
Atasözü |
kiliseye yakın tanrı'dan uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
189 |
Atasözü |
kiliseye ne kadar yakın tanrı'dan o kadar uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
190 |
Atasözü |
tanrı iyilik şeytan kötülük verir |
god sends meat and the devil sends cooks
|
|
191 |
Atasözü |
kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder |
the lord helps those who help themselves
|
|
192 |
Atasözü |
gayret edene tanrı da yardım eder |
the lord helps those who help themselves
|
|
193 |
Atasözü |
tanrı çalışanı sever |
the lord helps those who help themselves
|
|
194 |
Atasözü |
tanrı boş duranı sevmez |
idle brain is the devil's workshop
|
|
195 |
Atasözü |
tanrı boş duranı sevmez |
idle hands are the devil's tools
|
|
196 |
Atasözü |
tanrı boş duranı sevmez |
idle hands are the devil's workshop
|
|
197 |
Atasözü |
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
put your faith in god, and keep your powder dry
|
|
198 |
Atasözü |
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
put your faith in god, but keep your powder dry
|
|
199 |
Atasözü |
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
put your trust in god, but keep your powder dry
|
|
200 |
Atasözü |
tanrı bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar |
when god closes a door, he opens a window
|
|
201 |
Atasözü |
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
trust in god and keep your powder dry
|
|
202 |
Atasözü |
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
trust in god, but keep your powder dry
|
|
Colloquial |
|
203 |
Konuşma Dili |
tanrı'nın dokunuşu |
touch of god i.
|
|
204 |
Konuşma Dili |
çeşitli afrikalı topluluklarca tapınılan put veya tanrı |
mumbo jumbo i.
|
|
205 |
Konuşma Dili |
tanrı ve kutsal kitap adına |
by cock and pie zf.
|
|
206 |
Konuşma Dili |
tanrı senden razı olsun |
bless you ünl.
|
|
207 |
Konuşma Dili |
tanrı iyiliğini versin |
bless you ünl.
|
|
208 |
Konuşma Dili |
(örtmeceli olarak) tanrı |
goll ünl.
|
|
209 |
Konuşma Dili |
sadece tanrı bilir |
lord only knows expr.
|
|
210 |
Konuşma Dili |
tanrı yolunu açık etsin |
godspeed expr.
|
|
211 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for god's sakes! expr.
|
|
212 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for pete's sake! expr.
|
|
213 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for god's sake! expr.
|
|
214 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for christ's sake! expr.
|
|
215 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
for chrissake expr.
|
|
216 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
for chrissakes expr.
|
|
217 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for heaven's sake! expr.
|
|
218 |
Konuşma Dili |
tanrı seni tüm kötülüklerden korusun |
god protect you from all evil expr.
|
|
219 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for goodness' sake! expr.
|
|
220 |
Konuşma Dili |
tanrı şahidim olsun |
god as my witness expr.
|
|
221 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for gosh sake! expr.
|
|
222 |
Konuşma Dili |
tanrı şahidimdir ki |
so help me god expr.
|
|
223 |
Konuşma Dili |
tanrı şahidim olsun |
with god as my witnees expr.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for christ sakes expr.
|
|
225 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına! |
for goodness sakes! expr.
|
|
226 |
Konuşma Dili |
tanrı yardımcımız olsun |
god help us expr.
|
|
227 |
Konuşma Dili |
tanrı şahidim olsun ki |
so help me god expr.
|
|
228 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
by godfrey expr.
|
|
229 |
Konuşma Dili |
tanrı/allah aşkına! |
god love a duck! expr.
|
|
230 |
Konuşma Dili |
tanrı affetsin |
god forgive me expr.
|
|
231 |
Konuşma Dili |
tanrı'nın gücüne gitmesin |
god forgive me expr.
|
|
232 |
Konuşma Dili |
tanrı yardımcım olsun |
give me strength expr.
|
|
233 |
Konuşma Dili |
tanrı şahidim |
(my) right hand to god expr.
|
|
234 |
Konuşma Dili |
tanrı korusun |
god forfend expr.
|
|
235 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
in the name of heaven expr.
|
|
236 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
in the name of heaven expr.
|
|
237 |
Konuşma Dili |
(sadece) tanrı/allah bilir |
lord (only) knows (what, where, why) expr.
|
|
238 |
Konuşma Dili |
(yalnızca) tanrı/allah bilir |
lord (only) knows (what, where, why) expr.
|
|
239 |
Konuşma Dili |
(ancak) tanrı/allah bilir |
lord (only) knows (what, where, why) expr.
|
|
240 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
the dear only knows [dated] expr.
|
|
241 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
(the) gods only know expr.
|
|
242 |
Konuşma Dili |
tanrı'ya şükür |
but for the grace of god expr.
|
|
243 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
god knows expr.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
goodness knows expr.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
heaven knows expr.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
goddess knows expr.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
tanrı bilir |
goddess only knows expr.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
tanrı kralı korusun |
gstk (god save the king) expr.
|
|
249 |
Konuşma Dili |
tanrı kraliçeyi korusun |
gstq (god save the queen) expr.
|
|
250 |
Konuşma Dili |
tanrı (birinin) yardımcısı olsun |
heaven help (one) expr.
|
|
251 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
heavenly days expr.
|
|
252 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
in god's name expr.
|
|
253 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
in heaven's name expr.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
tanrı aşkına |
in the name of heaven expr.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
tanrı/allah bilir |
lord knows expr.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı bir ben bir de tanrı bilir |
lord knows (that) I've tried expr.
|
|
257 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı tanrı biliyor |
lord knows (that) I've tried expr.
|
|
258 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı bir ben bilirim bir de tanrı |
lord knows (that) I've tried expr.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
tanrı/allah bilir ... |
lord knows… expr.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
tanrı seni korusun |
may the gods bless you expr.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
tanrı seni kutsasın |
may the gods bless you expr.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
tanrı yardımcın olsun |
so help you (god) expr.
|
|
263 |
Konuşma Dili |
tanrı/allah şahidim |
by god exclam.
|
|
264 |
Konuşma Dili |
tanrı'dan/allah'tan gelen |
by god exclam.
|
|
265 |
Konuşma Dili |
tanrı/allah vergisi |
by god exclam.
|
|
266 |
Konuşma Dili |
tanrı/allah tarafından |
by god exclam.
|
|
Idioms |
|
267 |
Deyim |
tanrı'nın erdemli kulu |
a paragon of virtue i.
|
|
268 |
Deyim |
eskiden sanıkların masum olup olmadığını anlamak için yakılarak yargılandığı (masumsa tanrı'nın onu kurtaracağı düşünülürdü) bir yöntem |
ordeal by fire i.
|
|
269 |
Deyim |
tanrı vergisi yetenek |
talent i.
|
|
270 |
Deyim |
tanrı vergisi yetenek |
gift i.
|
|
271 |
Deyim |
tapınılan tanrı heykeli |
a graven image i.
|
|
272 |
Deyim |
kendini tanrı sanan kimse |
a tin god i.
|
|
273 |
Deyim |
kendini tanrı sanan kimse |
a little tin god i.
|
|
274 |
Deyim |
allah'ın/tanrı'nın (birine/bir şeye) bir hediyesi/lütfu |
god's gift (to somebody/something) [ironic] i.
|
|
275 |
Deyim |
allah'ın/tanrı'nın (birine/bir şeye) bir armağanı |
god's gift (to somebody/something) [ironic] i.
|
|
276 |
Deyim |
tanrı'nın emrettiklerini yapmak |
do truth f.
|
|
277 |
Deyim |
tanrı'nın adını küfür ile ağzına almak |
take the name of god in vain f.
|
|
278 |
Deyim |
tanrı'yı bulmak |
find god f.
|
|
279 |
Deyim |
tanrı'nın/allah'ın yolunu bulmak |
find god f.
|
|
280 |
Deyim |
tanrı'yı/allah'ı keşfetmek |
find god f.
|
|
281 |
Deyim |
tanrı'ın gücüne gitmek |
make (the) baby jesus cry f.
|
|
282 |
Deyim |
tanrı'nın unuttuğu yerde olmak |
be at the end of nowhere f.
|
|
283 |
Deyim |
allah/tanrı dağına göre kar verir |
these things are sent to try us expr.
|
|
284 |
Deyim |
tanrı sana güç versin |
all power to someone's elbow expr.
|
|
285 |
Deyim |
tanrı sana güç versin |
more power to someone's elbow expr.
|
|
286 |
Deyim |
tanrı bir kapıyı kapatırsa başka bir kapıyı açar |
if god closes one door he opens a thousand new ones expr.
|
|
287 |
Deyim |
tanrı'ya şükür |
thank god expr.
|
|
288 |
Deyim |
tanrı aşkına |
for crying out loud expr.
|
|
289 |
Deyim |
tanrı sana güç versin |
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
290 |
Deyim |
allah/tanrı gücünü artırsın |
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
291 |
Deyim |
allah/tanrı kolaylık versin |
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
292 |
Deyim |
tanrı sana güç versin |
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
293 |
Deyim |
allah/tanrı gücünü artırsın |
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
294 |
Deyim |
allah/tanrı kolaylık versin |
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
295 |
Deyim |
tanrı'ın unuttuğu yer |
back of (the) beyond expr.
|
|
296 |
Deyim |
tanrı'ın unuttuğu yer |
back of beyond expr.
|
|
297 |
Deyim |
tanrı'ın unuttuğu yer |
back of the beyond expr.
|
|
298 |
Deyim |
tanrı (birini) nazardan saklasın |
bless (someone's) (little) cotton socks expr.
|
|
299 |
Deyim |
tanrı (birini) nazardan saklasın |
bless (someone's) heart expr.
|
|
300 |
Deyim |
tanrı'ın izniyle |
by the grace of god expr.
|
|
301 |
Deyim |
allah'ın/tanrı'nın lütfuyla |
by the grace of god expr.
|
|
302 |
Deyim |
(birine/bir şeye) tanrı güç versin |
more power to (someone or something) expr.
|
|
303 |
Deyim |
tanrı bilir |
the dear knows [dated] expr.
|
|
Speaking |
|
304 |
Konuşma |
(genellikle okul çağındaki çocuklar kullanır) tanrı |
div [uk] i.
|
|
305 |
Konuşma |
allahtan başka tanrı yoktur |
there is no god but allah expr.
|
|
306 |
Konuşma |
allah'tan başka tanrı yoktur |
there is no god but allah expr.
|
|
307 |
Konuşma |
beni sadece tanrı yargılayabilir |
only god can judge me expr.
|
|
308 |
Konuşma |
beni yalnızca tanrı yargılayabilir |
only god can judge me expr.
|
|
309 |
Konuşma |
beni yalnızca tanrı yargılar |
only god can judge me expr.
|
|
310 |
Konuşma |
ne diyorsun tanrı aşkına? |
what on earth do you mean? expr.
|
|
311 |
Konuşma |
ne kadar uğraştığımı bir ben bir de tanrı bilir |
lord knows I've tried expr.
|
|
312 |
Konuşma |
ne kadar uğraştığımı tanrı biliyor |
lord knows I've tried expr.
|
|
313 |
Konuşma |
ne kadar uğraştığımı bir ben bilirim bir de tanrı |
lord knows I've tried expr.
|
|
314 |
Konuşma |
tanrı yardımcın olsun |
god help you expr.
|
|
315 |
Konuşma |
tanrı sizi korusun |
may god protect you expr.
|
|
316 |
Konuşma |
tanrı seni kutsasın |
god bless you expr.
|
|
317 |
Konuşma |
tanrı şahidim olsun |
I swear to god! expr.
|
|
318 |
Konuşma |
tanrı aşkına neden bana bunu söyledin? |
why in god's name did you tell me this? expr.
|
|
319 |
Konuşma |
tanrı şahidimdir |
may god be my witness expr.
|
|
320 |
Konuşma |
tanrı ruhuna merhamet etsin |
may god have mercy on your soul expr.
|
|
321 |
Konuşma |
tanrı yardımcımız olsun |
heaven help us expr.
|
|
322 |
Konuşma |
tanrı yardımcın olsun |
heaven help you expr.
|
|
323 |
Konuşma |
tanrı herkesin aynı olmasını isteseydi |
if god wanted everybody to be the same expr.
|
|
324 |
Konuşma |
tanrı ondan razı olsun |
thank god for her expr.
|
|
325 |
Konuşma |
tanrı yolunu açık etsin |
go with god expr.
|
|
326 |
Konuşma |
tanrı'ya inanırım |
I believe in god expr.
|
|
327 |
Konuşma |
tanrı'nın üzerine yemin et |
you swear to god expr.
|
|
328 |
Konuşma |
tanrı üstüne yemin ederim |
I swear to god expr.
|
|
329 |
Konuşma |
tanrı'ya şükür |
thank god expr.
|
|
330 |
Konuşma |
tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? |
do you swear to tell the truth the whole truth nothing but the truth so help you god? expr.
|
|
331 |
Konuşma |
tanrı şahidim olsun |
may god be my witness expr.
|
|
332 |
Konuşma |
tanrı ondan razı olsun |
thank god for him expr.
|
|
333 |
Konuşma |
tanrı sana güç versin |
may god give you strength expr.
|
|
334 |
Konuşma |
tanrı bilir |
heaven only knows expr.
|
|
335 |
Konuşma |
tanrı ömür verirse |
if god lets me live expr.
|
|
336 |
Konuşma |
tanrı aşkına biz burada ne yapıyoruz? |
what in heaven's name are we doing here? expr.
|
|
337 |
Konuşma |
ve tanrı kadını yarattı |
and god created woman expr.
|
|
338 |
Konuşma |
tanrı hepimizin yardımcısı olsun! |
god help us all! expr.
|
|
Politics |
|
339 |
Siyasal |
tanrı afrika'yı korusun |
nkosi sikelel' iafrika i.
|
|
340 |
Siyasal |
tanrı'nın insanları yönetimine dayanan politik sistem |
thearchy i.
|
|
341 |
Siyasal |
kralların yönetim yetkisini doğrudan tanrı'dan aldığını ve tebaalarına karşı sorumlu olmadıklarını öne süren bir doktrin |
divine right of kings i.
|
|
342 |
Siyasal |
tanrı tarafından yönetilen |
theonomous s.
|
|
343 |
Siyasal |
tanrı'nın yönetimindeki |
theonomous s.
|
|
344 |
Siyasal |
tanrı ile insan ırkı arasındaki (akit) |
federal s.
|
|
Psychology |
|
345 |
Psikoloji |
kendini tanrı zannetme |
theomania i.
|
|
346 |
Psikoloji |
tanrı korkusu |
zeusophobia i.
|
|
Physics |
|
347 |
Fizik |
tanrı parçacığı |
god particle i.
|
|
Social Sciences |
|
348 |
Sosyal Bilimler |
beyaz adamın (güya tanrı tarafından kendilerine verilen) dünyayı uygarlaştırma görevi |
white man's burden i.
|
|
349 |
Sosyal Bilimler |
tanrı vergisi |
congruity i.
|
|
Literature |
|
350 |
Edebiyat |
tanrı ya da doğaüstü varlıkların dramatik ya da edebi eserlere dahil edilmesi |
theotechny i.
|
|
351 |
Edebiyat |
hatibin tanrı'nın yardımını dilediği bir konuşma şekli |
obsecration i.
|
|
352 |
Edebiyat |
(gnostisizmde) mutlak tanrı tezahürlerinden oluşan çift |
syzygy i.
|
|
353 |
Edebiyat |
tanrı ya da doğaüstü varlıkların dramatik ya da edebi eserlere dahil edilmesiyle ilgili |
theotechnic s.
|
|
354 |
Edebiyat |
tanrı ya da doğaüstü varlıkların dramatik ya da edebi eserlere dahil edilmesine ait |
theotechnic s.
|
|
History |
|
355 |
Tarih |
(babil) yarı tanrı |
adapa i.
|
|
356 |
Tarih |
keltlerin ibadet ettiği tanrı veya tanrıça |
celtic deity i.
|
|
357 |
Tarih |
eski roma'da tanrı dionysus onuruna düzenlenen festivalinde temsil edilen, üç trajedi ve bir satirik parçadan oluşan dörtlü grup |
tetralogy i.
|
|
358 |
Tarih |
tanrı'nın kuzey amerika'nın tamamını abd'ye tahsis ettiği inancı |
manifest destiny i.
|
|
359 |
Tarih |
tanrı lupercus'a adanan palatino tepesi'nde yer alan bir mağara |
lupercal i.
|
|
360 |
Tarih |
eskiden tanrı veya şairler için kullanılan bir unvan |
gi i.
|
|
361 |
Tarih |
tanrı'nın anıldığı festival |
panegyris [obsolete] i.
|
|
362 |
Tarih |
tanrı'nın anıldığı festival |
panegyry i.
|
|
363 |
Tarih |
antik romalıların tapındığı tanrı |
roman deity i.
|
|
364 |
Tarih |
tanrı apollo onuruna delphi'de dört yılda bir düzenlenen festival |
pythian games i.
|
|
365 |
Tarih |
tanrı nelere kadir anlamında 24 mayıs 1844 tarihinde samuel morse tarafından çekilen ilk telgraf mesajı |
what hath god wrought? expr.
|
|
Archaeology |
|
366 |
Arkeoloji |
güneş-tanrı inancında ilah |
sun god i.
|
|
Religious |
|
367 |
Dini |
hinduizmde bir tanrı |
aditi i.
|
|
368 |
Dini |
musevilikte tanrı |
adonai i.
|
|
369 |
Dini |
tanrı için soyunma |
adamitism i.
|
|
370 |
Dini |
yeni ahit'te tanrı |
abba i.
|
|
371 |
Dini |
yeni ahit'te tanrı |
abba i.
|
|
372 |
Dini |
tanrı'nın sadece günümüzde her şeyi bildiğine dair dördüncü yüzyıl inancı |
agnoetism i.
|
|
373 |
Dini |
tanrı kuzusu |
agnus i.
|
|
374 |
Dini |
tanrı kuzusu |
agnus dei i.
|
|
375 |
Dini |
yaradılış kitabında tanrı'nın ibrahim peygamberi test etmek amacıyla oğlu ishak'ı kurban etmesini istemesi |
akedah i.
|
|
376 |
Dini |
tanrı'nın insanlara pozitif ve olumlu tanınması için yeterince ipucu gönderdiğine dair dini inanç |
cataphatism i.
|
|
377 |
Dini |
tanrı’nın, insanların gereksinimlerine hizmet etmek için, kilise aracılığıyla mucizevi bir şekilde çalıştığını kabul eden Kutsal Ruh’la ilgili teoloji |
charismatic i.
|
|
378 |
Dini |
tanrı’nın, insanların gereksinimlerine hizmet etmek için, kilise aracılığıyla mucizevi bir şekilde çalıştığını kabul eden Kutsal Ruh’la ilgili teoloji |
charismatic movement i.
|
|
379 |
Dini |
tanrı'ya sunulan şey |
religious offering i.
|
|
380 |
Dini |
tanrı ve onun niteliklerinin kanıtlarının doğa olaylarında kendini gösterdiği inancına dayanan din |
natural religious i.
|
|
381 |
Dini |
yeni ve kutsal amaçlarla yönelebilmesi için tanrı'nın gücüyle değişmiş kalp veya karakter |
new heart i.
|
|
382 |
Dini |
orta çağ'da müslümanların ibadet ettiğine inanılan efsanevi bir tanrı |
termagant i.
|
|
383 |
Dini |
tanrı’nın içinde dört kişi bulunduğuna inanan kimse |
tetradite i.
|
|
384 |
Dini |
incil'de tanrı yerine özel isim olarak kullanılan, genellikle latin alfabesine yhwh veya jhvh olarak çevrilen dört harfli ibranice kelime |
tetragrammaton i.
|
|
385 |
Dini |
incil'de tanrı yerine özel isim olarak kullanılan, genellikle latin alfabesine yhwh veya jhvh olarak çevrilen dört harfli ibranice kelime |
tetragrammation i.
|
|
386 |
Dini |
sina dağı'nda musa'ya tanrı tarafından verildiğine inanılan on emir |
the commandments i.
|
|
387 |
Dini |
isa mesih'in hem tanrı hem de insan olduğu inancı |
the incarnation i.
|
|
388 |
Dini |
(yahudi inancında) yahudileri kurtarması için tanrı tarafından gönderilecek kral |
the messiah i.
|
|
389 |
Dini |
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı |
themistian i.
|
|
390 |
Dini |
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı |
agnoete i.
|
|
391 |
Dini |
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı |
agnoite i.
|
|
392 |
Dini |
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı |
agnoetae i.
|
|
393 |
Dini |
tefekkür halinde ruhun tanrı ile birleşmesi |
theocrasy i.
|
|
394 |
Dini |
tefekkür halinde ruhun tanrı ile birleşmesi |
theocrasia i.
|
|
395 |
Dini |
tefekkür halinde ruhun tanrı ile birleşmesi |
theokrasia i.
|
|
396 |
Dini |
kötülüğün varlığını göz önünde tutarak, tanrı'nın iyiliğini ve her şeye kadir oluşunu savunmak |
theodicy i.
|
|
397 |
Dini |
tanrı'yı öven ilahi |
theody i.
|
|
398 |
Dini |
tanrı'nın tek gerçeklik olduğunu savunan mistik doktrin |
theopantism i.
|
|
399 |
Dini |
tanrı'nın isa mesih'e olan sevgisinden dolayı acı çektiğine inanan kimse |
theopaschite i.
|
|
400 |
Dini |
hayvan şeklinde simgelenen tanrı |
theriomorph i.
|
|
401 |
Dini |
insan özelliklerinin tanrı'ya atfedilmesi |
theanthropism i.
|
|
402 |
Dini |
tanrı’nın insan olduğu inancı |
theanthropism i.
|
|
403 |
Dini |
(hristiyan olmayan dinlerde) insan özelliklerinin tanrı'ya atfedilmesi |
theanthropy i.
|
|
404 |
Dini |
tanrı'nın evrendeki bütün gerçeklerin merkezi olduğuna dair inanç |
theocentricity i.
|
|
405 |
Dini |
tanrı'nın evrendeki bütün gerçeklerin merkezi olduğuna dair inanç |
theocentrism i.
|
|
406 |
Dini |
tanrı'nın iyiliğini ve adaletini doğrulayan şey |
theodicy i.
|
|
407 |
Dini |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri |
theological virtue i.
|
|
408 |
Dini |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri |
supernatural virtue i.
|
|
409 |
Dini |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdem: inanç, umut ve merhamet |
theological virtues i.
|
|
410 |
Dini |
tanrı'nın doktrini |
theology i.
|
|
411 |
Dini |
insanların tanrı biçiminde tasviri |
theomorphism i.
|
|
412 |
Dini |
tanrı'yı düşünmekten kaynaklanan dini duygu |
theopathy i.
|
|
413 |
Dini |
tanrı'yı düşünmekten kaynaklanan heyecan |
theopathy i.
|
|
414 |
Dini |
insanların ilahi hakikate ulaşmasını sağlayan, tanrı'nın ruhunun etkisi |
theopneusty i.
|
|
415 |
Dini |
tanrı'nın ve ruhun doğasını mistik bir şekilde kavramaya olanak sağlayan inanç sistemi |
theosophy i.
|
|
416 |
Dini |
(kelime anlamıyla) tanrı doğuran |
theotokos i.
|
|
417 |
Dini |
insan özelliklerinin tanrı'ya atfedilmesi |
theanthropology i.
|
|
418 |
Dini |
tanrı’nın insan olduğu inancı |
theanthropology i.
|
|
419 |
Dini |
tanrı-adamı yeme eylemi |
theanthropophagy i.
|
|
420 |
Dini |
tanrı şeklinde vücut bulmuş kimse |
theanthropos i.
|
|
421 |
Dini |
tanrı olduğuna inanılan kimse |
theanthropos i.
|
|
422 |
Dini |
tanrı şeklinde vücut bulmuş kimse |
god-man i.
|
|
423 |
Dini |
tanrı olduğuna inanılan kimse |
god-man i.
|
|
424 |
Dini |
(hristiyanlıkta tanrı için) üçleme şeklinde olma |
threeness i.
|
|
425 |
Dini |
tanrı katı |
thrones i.
|
|
426 |
Dini |
tanrı'nın evet-hayır sorularına cevabını bulmak için değerli taşlarla çektiği kura |
thummim i.
|
|
427 |
Dini |
tanrı'nın evet-hayır sorularına cevabını bulmak için değerli taşlarla çektiği kura |
urim and thummim i.
|
|
428 |
Dini |
hinduizm'de üçlü tanrı inancı |
trimurti i.
|
|
429 |
Dini |
(hinduizm'de) tanrı siva'nın üç uçlu mızrak şeklindeki sembolü |
trisul i.
|
|
430 |
Dini |
tanrı/tanrıça biçiminde vücut bulan mutlak gerçeklik |
truth i.
|
|
431 |
Dini |
insanların kurtulacak olan tanrı'nın soyu ile kaybolacak olan şeytan'ın soyundan geldiğine inanan baptist mezhebi |
two-seed-in-the-spirit predestinarian baptist i.
|
|
432 |
Dini |
tanrı'nın ezeli ve ebedi olması |
alpha and omega i.
|
|
433 |
Dini |
manevi aydınlanma ve tanrı ile birlikte olmak için çabalayan 16. yüzyılda kurulmuş mistik ispanyol mezhebinin bir mensubu |
alombrado i.
|
|
434 |
Dini |
manevi aydınlanma ve tanrı ile birlikte olmak için çabalayan 16. yüzyılda kurulmuş mistik ispanyol mezhebinin bir mensubu |
alumbrado i.
|
|
435 |
Dini |
manevi aydınlanma ve tanrı ile birlikte olmak için çabalayan 16. yüzyılda kurulmuş mistik ispanyol mezhebinin bir mensubu |
perfectibilist i.
|
|
436 |
Dini |
kötü bir durumda son çare olarak tanrı' ya yalvarma ya da sitem etme |
quicksand jesus i.
|
|
437 |
Dini |
Kur'an-ı Kerim'de Tanrı'nın İbrahim Peygamber'i test etmek amacıyla oğlu İSMAİL'ı kurban etmesini istemesi |
binding of isaac i.
|
|
438 |
Dini |
tanrı'nın ismi olan yehova'nın tetragrammaton olarak bilinen dört harfli ibranice orijinal karşılığı |
jhvh i.
|
|
439 |
Dini |
tanrı katı |
heaven i.
|
|
440 |
Dini |
yaradılış kitabında tanrı'nın ibrahim peygamberi test etmek amacıyla oğlu İshak'ı kurban etmesini istemesi |
binding of isaac i.
|
|
441 |
Dini |
yahudiler tarafından sahte tanrı olarak kabul edilen, eski sami halklarının inandığı çeşitli yerel bereket ve doğa tanrıları |
baal i.
|
|
442 |
Dini |
yüce tanrı |
most high i.
|
|
443 |
Dini |
tanrı imgeleri ve görsellerine ibadet etmeyen kimse |
aniconist i.
|
|
444 |
Dini |
bir insanı tanrı kabul edip ona ibadet etme |
anthropolatry i.
|
|
445 |
Dini |
bir insanı tanrı kabul edip ona ibadet etme |
worship of man i.
|
|
446 |
Dini |
tanrı inancına karşı olma |
antitheism i.
|
|
447 |
Dini |
tanrı inancına karşı olan kimse |
antitheist i.
|
|
448 |
Dini |
tanrı'nın bilinemeyeceği ve olumsuz terimlerle açıklanması gerektiği inancı |
apophatism i.
|
|
449 |
Dini |
mesih'in tanrı'nın oğlu olmadığını savunan, ortodoksların sapkın olarak gördüğü bir doktrin |
arianism i.
|
|
450 |
Dini |
isa mesih'in gerçekte tanrı olmadığı inancını savunan kimse |
arianist i.
|
|
451 |
Dini |
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin |
athanasianism i.
|
|
452 |
Dini |
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin |
homoiousianism i.
|
|
453 |
Dini |
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin |
homoousianism i.
|
|
454 |
Dini |
(hinduizm'de) tanrı surya'ya mesaj götüren, atların çektiği ikiz savaş arabası |
asvins i.
|
|
455 |
Dini |
(yahudilikte) bireyin tövbe ederek tanrı ile uzlaşması |
atonement i.
|
|
456 |
Dini |
(hristiyanlıkta) tanrı'nın sıfatlarının insanda kendini göstermesi |
atonement i.
|
|
457 |
Dini |
tanrı sevgisinden ötürü tövbe etme |
attrition i.
|
|
458 |
Dini |
hz. isa'nın kendiliğinden var olan tanrı olduğu doktrini |
autotheism i.
|
|
459 |
Dini |
kendinin tanrı olduğuna inanma |
autotheism i.
|
|
460 |
Dini |
tanrı'nın dünyadaki yönetim ve faaliyet yöntemi |
economy i.
|
|
461 |
Dini |
kendini tanrı olarak görme |
egotheism i.
|
|
462 |
Dini |
ibranice kutsal kitap'ta tanrı için kullanılan ad |
elohim i.
|
|
463 |
Dini |
eski ahit'te geçen ve yahudilerin tanrı için kullandığı isim |
yahve i.
|
|
464 |
Dini |
eski ahit'te geçen ve yahudilerin tanrı için kullandığı isim |
yahveh i.
|
|
465 |
Dini |
eski ahit'te geçen ve yahudilerin tanrı için kullandığı isim |
yahwe i.
|
|
466 |
Dini |
eskiden yahudilerin tanrı için kullandığı isim |
yahweh i.
|
|
467 |
Dini |
ikincil tanrı |
undergod i.
|
|
468 |
Dini |
'-den sonra gelen tanrı |
undergod i.
|
|
469 |
Dini |
'-den aşağı kalan tanrı |
undergod i.
|
|
470 |
Dini |
hristiyanlıktaki teslis inanışının aksine tanrı'nın birliğini savunan hristiyan inanç sistemi |
unitarianism i.
|
|
471 |
Dini |
tüm ruhların tanrı'nın merhametiyle eninde sonunda kurtuluşa ereceği inancındaki dini doktrin |
universalism i.
|
|
472 |
Dini |
hinduizmde tanrı şiva'nın tezahürü |
bairava i.
|
|
473 |
Dini |
tanrı krişna'nın ağabeyi |
balarama i.
|
|
474 |
Dini |
tanrı vişnu'nun vücut bulmuş hali |
balarama i.
|
|
475 |
Dini |
incil'de geçen bir tanrı ismi |
jah i.
|
|
476 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
jahvey i.
|
|
477 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
jahweh i.
|
|
478 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
wahvey i.
|
|
479 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
yahve i.
|
|
480 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
yahveh i.
|
|
481 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
yahwe i.
|
|
482 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
yahweh i.
|
|
483 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
yhvh i.
|
|
484 |
Dini |
eski ahit'te geçen bir tanrı ismi |
yhwh i.
|
|
485 |
Dini |
eski ahit'te tanrı'nın adı olarak yehova'nın kullanılması |
jahwism i.
|
|
486 |
Dini |
sih inancında tanrı ile bir olma anlamını taşıyan çelik bilezik |
kara i.
|
|
487 |
Dini |
tanrı'nın hizmetine adanan bir şeyin çalınması |
sacrilege i.
|
|
488 |
Dini |
teslisin tanrı'nın üç farklı tarzı veya yönü olduğu inancı |
sabellianism i.
|
|
489 |
Dini |
haiti ve abd'nin güneyinde vudu ayinlerindeki yılan tanrı |
zombi i.
|
|
490 |
Dini |
haiti ve abd'nin güneyinde vudu ayinlerindeki yılan tanrı |
zombie i.
|
|
491 |
Dini |
tanrı'nın oğlu |
jesus i.
|
|
492 |
Dini |
tanrı'nın hüküm sürdüğü ruhani krallık |
kingdom of god i.
|
|
493 |
Dini |
tanrı'nın hakim olduğu manevi alem |
kingdom of god i.
|
|
494 |
Dini |
(eski ahit'te) israiloğullarına tanrı tarafından vadedilen bereketli topraklar |
land of milk and honey i.
|
|
495 |
Dini |
(eski roma'da) ev halkını koruyan bir tanrı/ruh |
lar i.
|
|
496 |
Dini |
(orta çağlarda) müslümanların tapındığı düşünülen tanrı |
mahound i.
|
|
497 |
Dini |
tanrı vişnu'ya ibadet eden hinduizm mezhebi |
vaishnavism i.
|
|
498 |
Dini |
tanrı vişnu'ya ibadet eden hinduizm mezhebi |
vaisnavism i.
|
|
499 |
Dini |
(roma katolik kilisesi'nde) tanrı'nın veya isa'nın yeryüzündeki temsilcisi |
vicegerent i.
|
|
500 |
Dini |
(hinduizm'de) çeşitli avatarlarla gökten dünyaya indiğine inanılan bir tanrı |
vishnu i.
|
|